2007 Nisan Haber Arşivi

2007 yılına ait aylara göre haber/makaleler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

2007 Nisan Haber Arşivi

Mesaj gönderen Gul »

KUTLU DOĞUM
Tarih: 14.04.2007 Saat: 21:56 Gönderen:kulihvani


Resim

Azîz Gençler!

20 Nisan 571 tarihine rastlayan Rebiu''l-evvel ayının 12''nci günü Pazartesi (İsneyn) gecesi Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) kâinâtı şereflendirmişlerdir.
Resim---“Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin : Seni sadece bütün kainata rahmet olarak göndermişizdir.” (Enbiyâ 21/107)
Allahu Teâlâ’nın yarattığı tüm maddî-mânevî varlıkların var oluş rahmet kapısı olan Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) biz Müslüman - Mü''minler için ise :

Resim---Le kad caeküm rasulüm min enfüsiküm azizün aleyhi ma anittüm harisun aleyküm bil mü''minine raufür rahiym : Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe 9/129)
Kendimizden bir beşer olarak Abdullah (Allah Teâlâ’nın kulu) ve Hakk’ın halifesi - görevlisi Rasûlullah (Allahu Teâlâ’nın elçisi) olarak, biz mü’minler için taşıdığı sıfatları, Allahu Teâlâ kendi sıfatlarından seçmiştir:

Resim--- “Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin : Seni sadece bütün kainata rahmet olarak göndermişizdir.” (Enbiyâ Sûresi, 21/107)

Allahu Teâlâ’nın yarattığı tüm maddî-mânevî varlıkların var oluş rahmet kapısı olan Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) biz Müslüman - Mü''minler için ise :

Resim--- “Le kad caeküm rasulüm min enfüsiküm azizün aleyhi ma anittüm harisun aleyküm bil mü''minine raufür rahiym : Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe Sûresi, 9/129)

Kendimizden bir beşer olarak Abdullah (Allahu Teâlâ’nın kulu) ve Hakk’ın halifesi - görevlisi Rasûlullah (Allah Teâlâ’nın elçisi) olarak, biz mü’minler için taşıdığı sıfatları, Allahu Teâlâ kendi sıfatlarından seçmiştir:


El Raûf : Çok acıyan, esirgeyen, merhamet sâhibi. Esmâ-i İlâhiyedendir.

El Rahîm : (Rahmet. den) Rahmet edici, merhamet eyleyen. Rahmedici. Muhafaza eden, bağışlayan. Rahmet ve merhamet sahibi, şefkat eden, gufran sahibi. Esmâ-i İlâhiyedendir.
(Kur''an-ı Kerim''de bu isim 220 defa zikredilir.)


Mü’minlere karşı Raûf ve Rahîm oluşta hırsı çok olan Azîz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem)’e salât ve selâmlarımız ulaşsın inşâallah!

Âcizâne dikkat ettiğim bir husus da Allah Teâlâ’nın kullarının ibâdetlerine bizzât katıldığına dair tek açık âyet olarak gördüğüm:


Resim--- “İnnellahe ve melaiketehu yüsallune alen nebiyy ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima: Allah ve melekleri, Peygamber''e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzâb Sûresi, 33/56)

Burada dikkat edilecek husus, her “sall” kökünü namaz ve dua sanmamaktır.
Arapçada “sall” kökü; isal, ulaşım, kavuşum ve iletişim anlamındadır.

Büyük su kanallarına isale kanalı.
Ana elektirik hatlarına ise isale hattı dememiz suyu ve elektiriği gereken yere ulaştırmalarındandır.

Gurbette yaşayıp da doğup-büyüdüğü köyünü kentini yani “sıla” sını özlemeyen var mıdır?

Aynı annenin rahminde göbek bağlarıyla birleşen kardeşlerin bu sıla-yı rahimi= göbek bağı hukukunu kesmeyi Allah Teâlâ şiddetle yasaklamıştır.

Açıkçası Salâvat, insanın beden, nefis, kalb ve ruhunun Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem’ e cep telefonu ile değil de kalb telefonu ile bağlanması ve kavuşumudur.

Salât=Namaz da böyledir ve Allah Teâlâ’ya ulaşım ve görürcesine ibadettir.

Bu çok değerli günümüzde iyice düşünüp Allah Teâlâ’nın:
“Allah ve Resûlüne teslim olunuz, iman ediniz, tâbi olunuz ve itâat ediniz!”
Emirleri için Kur’ân-ı Kerîm’imize bir daha bakıp sıla-yı rahim edip de sesi sahibinden duyalım ve uyalım İnşâallah..

Dünyamızda dinimizde ve âhiretimizde her şeyimizin Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem)’e benzemesi için çaba sarf edelim.
İmanda, amelde, ahlâkta ve hâllerde Muhammedî gençlik yetiştirilmesinde yine ayırıp-kayırmadan, hakta ve hayırda kalarak Muhammedî gayret, merhamet ve muhabbetle hasbî hizmetler edelim İnşâallah..

Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem)’ doğduğu bu kutlu günde gönüllerimize Muhammedi Güneşin doğmasını ve ömrümüzün Muhammedi mutlulukla geçmesini ve tüm kâinâtın aslına uyğun hâle gelip Nur-u Mim ile aydınlanmasını dileriz…

Buyurunuz sistemi var eden El Vâhid olan Allahu zü’l-celâl, melekleri ve tüm sistemin salâvâtına biz de iştirak ederek hadis-i şerif olan bir salâvâtı Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem)’e ışınlayalım İnşâallah:


Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn Abdike ve Nebiyyike, ve Rasülûke ve Nebiyyi’l-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve’s-sahbihi ...

Not :
Milâdî takvim Şemsî olup güneş hareketini esas alır ve dünya etrafındaki dönüşünü 365 günde tamamlar.
Tarihlerde zaman kayması olamaz ve gerçek tarihtir değişmez.
Hicrî takvim ise Kamerî olup ay hareketini esas alır ve ayın dönüşü 354 gün olduğu için aradaki 11 günlük farktan dolayı doğum günü v.s her yıl 11 gün daha erken gelmekte ve değişmektedir.
Her yıl Mevlüd Kandilimizin değişmesi, hacc günlerinin değişik mevsimlere kayması vs. bu nedenledir.


Latif YILDIZ
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: 2007 Nisan Haber Arşivi

Mesaj gönderen Gul »

DUÂ ve ZAMANI
Tarih: 21.04.2007 Saat: 16:56 Gönderen: kulihvani


Allahu Zü’l-Celâl’ in Kâinâtı yaratma sebebi açıkça bildirilmiştir:

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Resim--- “Ve ma halaktul cinne vel inse illa li ya''budun : Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât 51/56)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Dua ibâdetin özüdür.” buyurmuştur. (Enes (ra) dan; Tirmizî)

Duâmızı ne zaman yapmalıyız ve bir eşref saat var mıdır?

İbâdet dediğimiz, tahkik imanla salih amelleri işleme kulluğunun temeli ise İhlâs ile yapılan duâlarımızdır.


Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Muhakkak, ALLAH amellerden (ancak) Kendisine ihlâsla yapılanı kabul eder.” buyurmuştur. (Nesâî, Sünen-Cihâd 24)

Duâ o kadar önemli ki Allahu Zü’l-Celâl:

قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا
Resim---“Kul ma ya''beü bi küm rabbi lev la düaüküm fe kad kezzebtüm fe sevfe yekunü lizama : Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar! Size Resûl''ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!” (Furkân 25/77)

Resim--- Nu’man İbn Beşir (radiyallahu anhu) anlatıyor:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Dua ibâdetin kendisidir.” buyurup:
“Oysa RABB’iniz: Bana yalvarın ki size karşılık vereyim; çünkü Bana ibâdet etmeyi kibirlerine yediremeyenler yarın hor, hakir cehenneme gireceklerdir.” buyurmuştur. ”
(Mü’min 40/60) âyetini okudu.
(Tirmizî, Tefsirinde, Gafir = Mü’min sûresi 2973; Ebu Dâvud, Salât-358 (1470)

Duânın ediliş edebleri ve şartları Tasavvuf Bölümümüzde izah edilmiştir.

Duânın kabul ediliş zamanı ile ilgili pek çok hadis vardır.


Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Nefisleriniz aleyhine dua etmeyin, evlâdlarınızın aleyhine de dua etmeyin, hizmetçilerin aleyhine dua etmeyin. Mallarınızın aleyhine de dua etmeyin. Ola ki ALLAH (cc)’ın duaları kabul ettiği saatte rast gelir de, istediğiniz kabul ediliverir.” buyurmuştur.
(Câbir (ra) dan; Ebu Dâvud, Salât 362-1532)

Tevbe duâsının kapısının kapanmayacağı:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “ALLAH, güneş batıdan doğuncaya (kıyâmet alâmeti) kadar tevbe edenlerin tevbesini kabul eder.” buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) dan; Müslim)

Resim--- Abdullah İbn Ömer (ra) dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “ALLAH kulunun son nefesine kadar tevbesini kabul eder.” buyurdu.
(İbn Mâce, Tirmizî)

Duâlarımız da dahil tüm amellerimizin Allahu Zü’l-Celâl’e arz ediliş zamanı olarak:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Gerçekten ümmetimin amelleri perşembe akşamı, cuma gecesi (ALLAH’a) arz olunur; fakat sıla-yı rahimi kesenin ameli kabul olmaz.” buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)’dan; Buharî, Edebü’l-Müfre; Askalânî, Bûlüğü’l-Merâm Şerhi 280)

Cuma günü duâların kabul olunacağı bir eşref saatin bulunduğu:

Resim--- Abdullah b. Seleme bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Ebu''z-Zinâd''dan, o el-A''rac''dan, o Ebû Hüreyre''den (ra) şunu nakletti:
“Allah Resulü (sav) Cuma gününü anarak şöyle buyurdu:
“Bugünde öyle bir vakit vardır ki Müslüman bir kul namaz kılmak için kalktığın­da bu vakte rastlar da Allah''tan bir şey isterse, istediğini mutlaka verir" buyurdu. O vaktin- darlığını eliyle işaret ederek gösterdi.”

(Buhârî, cum''a/883, talâk/4884, da''avât/592I; Müslim, cum''a/1406-1408; Tirmizî, cum''a/453; Nesâî, cum''a/1413-1415; Ebû Dâvud, salât/882; İbn Mâce, ikâmetu''s-salât/1127; İbn Hanbet, bakî musnedi''l-müksirîn/6854, 7160, 7175, 7363, 7441, 7489, 7771, 8839, 8871, 9512, 9658, 984,4, 9911-9912, 9950, 10055, 10141, 10233, 10547, 11198, 22663, 22665, 22675; Mâlik, nidâ/206, 221; Dârimî, salât/1523.)

Salâvâtlarımızın gerçek sılamız olan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ e isâlesi-ulaşımı için ise:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Cuma günü Bana çok selât-ü-selâm getirin. Çünkü Cuma günü Bana selât-ü-selâm getirenin (selât-ü-selâmı) mutlaka Bana arz edilir.” buyurmuştur.
(Ebi Mes’ud (ra) dan; Hâkim-Müstedrek; Beyhâki-Şû’abü’l-imân da; ayrıca İmâmı Ahmed, Ebu Dâvud, İbni Hibban)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Cuma günü, günlerinizin en fâziletlilerindendir. O günde benim üzerime salâtı çokça getirin. Zirâ, sizin salâvâtınız bana arz olunur. Ashab:
“Yâ Resûlallah! Siz toprak olmuş hâlde iken bizim salâvâtımız size nasıl arz olunur?” diye sorulunca Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“ALLAH, peygamberlerin cesedlerini yemeyi, (çürütmeyi) Arz’a (yeryüzüne) haram kılmıştır.” buyurmuştur.

(İmâmı Ahmed; Ebu Dâvud; İbni Mâce, Sünen 1085-1636-637; Ebu’d Derdâ; İbni Hibban; Hâkim)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Kim ki benim üzerime Cuma günü 80 defa Salâvât getirirse ALLAH onun 80 yıllık günâhını bağışlar!”
Ashabı Güzin soruyor:
“Yâ Resûlullah! Bu nasıl bir salâvâttır?”
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Allahümme salli âlâ Muhammed’in abdike ve nebîyyike ve resûlike ve’n- nebîyyü’l-ümmiyyi” salâvâtını (bir oturuşta 80 kere) okur.” buyurmuştur.
(Hâkim-i Tirmizî-Nevâdirü’l-Usûl)

Hânefi mezhebimize göre ömrümüzde bir defa Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e salâvât okumak farz, anıldığında salâvât okumak vâcib, namazda salâvât okumak sünnettir.
Diğer vakitlerde müstehab (sevilen, beğenilen, sevâba sebeb olan) dir.

Duâ Kâmil Kulluğun ana şartıdır:


Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Duâ, rahmet kapılarının anahtarı, mü''-minin silâhı, dinin direğidir. Duâ, ibadettir, ibâdetin özüdür" buyur­maktadır.
(Sünen-i Tirmizî. Hno: 3368-9)

Güzel duâlarımızı kendi kendimiz geçersiz hâle getirmemeliyiz:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“ALLAH’ım! Faydasız ilimden, huşû’ duymayan (Sana tazim etmeyen) kalbden, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım.” buyurmuştur.
(Zeyd İbn Erkam (radiyallahu anhu)’dan Müslim, Tirmizî, Nesâî)

Sıddık Sûfî, Kâmil Ârif, İlâhî Âşık olan Muhammedî Mü’min; hayal ile değil hakikatle, tasavvur ile değil; Muhammedî Tasavvuf vuslatı ile muradı olan Muradullah’a nâil olur.
Murad, Muradullah olur.


Onun için Ebu Bekir Sıddık (radiyallahu anhu):
“Benim imânım Cebrail (Aleyhi’s-Selâm)’ın imânı gibidir.”

İmâm-ı Alî (keremullahi veche):
“Görmediğime ibâdet etmem.”

Resim---Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “RABB’imi RABB’imle buldum.” buyuruyorlar...

Unutma ve aklından hiç çıkarma ki :

Seni dünya hayatı aldatmasın :
(Casiye 45/35 bkz.),
İçinde iki kalb yok : (Ahzâb 33/4 bkz.),
ALLAHU Tealâ’nın ni’metlerini hatırla : (Ahzâb 33/8 bkz.),
Ahde sadık ol : (Ahzâb 33/23 bkz.),
RABB’ımız (celle celâluhu) bizimledir : (Muhammed 47/35; Sebe’ 34/50; Tâ Hâ 20/46; Tevbe 9/40 bkz.)
Muhammed (Aleyhi’s-Selâm) bizim tek özel ve güzel örneğimizdir : (Ahzâb 33/21).

Ancak, yan gelip yatamayız ve tevhidimizi riske atamayız!..
İlâhî Kurallar kesindir : Biliyorsun,

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), sabah namazına kalkamadılar sandığı için Alî (keremullahi veche) ile Fatımatü’z-Zehra vâlidemiz’in başucuna oturup ve iki parmağı ile işaret ederek:
“Ey Fatıma! İki rekat sabah namazını kılmadın ise vallahi baban Muhammed (sav)’e güvenme.!”
buyuruyor...

Ve yine:
Resim--- Ebu Hureyre (radiyallahu anhu): “(Önce) en yakın akrabanı uyar!”(Şuarâ 26/214) âyeti celilesi inince Resûlullah (sav) Kureyş’i dâvet etti ve (konuşmasının bir yerinde):
“Yâ Fatmâ! Nefsini ateşten kurtar! Ben sizin için ALLAH yanında hiçbir şeye sahib değilim!”
buyurmuştur. (Müslim, Îmân 348)

Elbette uçalım, kaçalım demiyoruz!.
Ancak düşmeden ve sapmadan Muhammedî iz üzere yürüyelim, yapmamız şart olanı yapalım...
Ki Berru’r Rahîm (iyiliği bol, merhameti çok) olan RABB’ımız lûtf ü ikrâm ve ihsân eylesin :


إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلُ نَدْعُوهُ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِيمُ
Resim--- “İnna kunna min kablu ned''uh innehu huvel berrur rahiym : Gerçekten biz bundan önce O''na yalvarıyorduk. Çünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O''dur.” (Tûr 52/28)

Ne var ki hiçbir zaman unutmamamız gereken şey; nefsi, bâtıl ve şerre çeken dünya sevgisi olup kul olarak imkanla imtihan âleminde dâima uyanık ve ayık bulunmamız gerekmektedir:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
“Hubbu’d-dünya re’sü küllî hatieti ve hubbüke’ş-şey’e yu’mi ve yusimmü: dünya sevgisi bütün hataların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar” buyurmuştur.
(Enes (ra) dan; Kütüb-i Sitte Rezin ilâvesi; Beyhâkî, Şu’abü’l-imân; Hadisin ikinci yarısı Ebu Dâvud, Edeb 125-5150’de tahric edilmiştir.)

Duânın kabul zamanı; Kulun, kendisini ve sistemi yaratan ve yürüten Allahu Zü’l-Celâl’ in huzurunda hazır ve nazır bulunduğunu idrak edip, anlayıp da yaşadığı andır.

Dün yaşandı, kayda geçti ve tevbe-istiğfarımızdan başka yapabilecek bir şeyimiz kalmadı!
Tevbe-istiğfarımızın Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ in tevbe-istiğfarına ulaşması için duâ etmeliyiz.

Yarın yaşanacak henüz gelemedi ve ne geleceği insana meçhul ancak duâ edebiliriz!
Duâlarımızın Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ in duâlarına ulaşması için duâ etmeliyiz.

Bu günü ve şu anı nefes nefes yaşıyoruz!
Yapacağımız tek şey, inancımızda, işlerimizde ve ahlâkımızda rızamızın Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ in rızasına ulaşmasına çaba sarf etmektir İnşâallah!
Allahu Zü’l-Celâl Yardımcımız olsun
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Yârimiz olsun!


Elhamdûlillahirabbilâlemîn…
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: 2007 Nisan Haber Arşivi

Mesaj gönderen aNKa »

Resim
Resim
Cevapla

“2007” sayfasına dön