8-) EL MÜHEYMİNÜ (C.C.)

Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

8-) EL MÜHEYMİNÜ (C.C.)

Mesaj gönderen aNKa »

---------------------
-------------------------EL MÜHEYMİNÜ


Âşıkların duasından olan "aman Yâ RABBi!..." "Heyaman" la ilgili esmâ denilmiştir.


El Müheyminü : Korku ve hüzünden emanda kılıp dikkatle koruyan ve gözeten.
Meymenetli (bereketli), saâdetli, mutluluk verici, uğur verici.
Hükmü altına alıp kontrol eden ve gayrinin korkusundan koruyan, kullarının mutlak güven kaynağı olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

Heymene alâ kezâ : Hükmü altına ve kontrolüne geçirip gözeticisi ve koruyucusu olmak.



KUL İHVANİ
-ESMÂLAR-
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

anka kuşum gönlüne bereketler dilerim.

http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e&pid=1233


" De ki: İster ALLAH diye dua edin (deyin) ister RAHMÂN diye dua edin. Hangisi ile dua etseniz olur. Çünkü (Esmâü'l-Hüsnâ) güzel isimler O'na hastır..." (İsrâ 17/110) buyurmaktadır.

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : " ALLAH'ın 99 ismi vardır ki onları sayan cennete girer. Onlar Kur'ân'da mevcuddur." buyurmuştur. ( İbni Abbas ve İbni Ömer (ra) dan Suyutî, III-165 )
Bu muhteşem ve muazzam âfâk ve enfüs sistemi, sonsuz isimlerin tecellî tezgâhıdır. Hepsi hakktır. İnsan aklı ise; tercihi (yorumu) emredildiği gibi yapıp-yapmamaktan sorumlu ve imtihandadır. Akıl, Nûrallahtır. Hayvandan üstünlük akılladır. Akıl, kişinin kendini ve RABB'ini bilmesi için ana araçtır. Gerisi boş lâf ve safsatadır. Akılperestlere katılıyorum sanma. ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL her ni'meti lâzım ve lâyık olan zaman, yer ve hâlde kullanmayı emretmekle beraber, gerektiği yerde kullanmamayı da emredip kullanmaktan sorumlu kılmaktadır. Âhirette câhile, " Neden yapmadın?" sorusu bir kere sorulurken, ilmiyle a'mil olmayan âlime 7 kere sorulduğunda utancından yüzünün etleri döküleceği hadîs-i şerîfle sabittir. Zikredelim, fikredelim, şükredelim, sabredelim ve ne edersek edelim veya etmeyelim hepsinde akl-ı selim, bilinç ve Muhammedî Şuûr esastır ve's Selâm!...

Ehline dail olmak duasıyla İNŞAALLAH!....
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

EL – MUHEYMIN

Orjinal Kitap: The Name & the Named , Shaykh Tosun Bayrak al- Jerrahi al- Halveti
Çeviren: Barbaros Sert
EL – MUHEYMIN


Koruyan ve muhafaza eden O’dur. Hilkatinin tekemmül ve gelişimini ve onların ne yönde ilerlediklerini gören O’dur. O’nun dikkatinden hiç bir şey bir an bile olsa kaçamaz. Salih amelleri izleyen ve onları ödüllendiren O’dur. Günahları onların cezalarına bir hardal tanesi kadar dahi olsa katmaksızın, titizlikle sayar.

El-Müheymin’in tecellisini kendimizde kendi hareketlerimizi, sözlerimizi, düşüncelerimizi, ve hislerimizi bilinçlilikle izleyip onları yönetim altına alarak yaptıgımız da görebiliriz.

Abd’ül Müheymin ALLAH’ın varlıgını ve kanunlarını her şeyde görendir. “Ya Müheymin” isminin bir ifadesi olarak kendisini ve digerlerini izler ve onları yanlışlıklara karşı koruyarak, hak sahibi oldukları şeyleri emniyet altına almalarına yardım eder.

El-Müheymin, ALLAH’ın ilahi sırlar içeren isimlerinden biridir ve sadece Kur’an da degil başka eski ilahi kitaplardada söz edilmiştir. Eger birisi hem günlük yaşamına hemde iç yaşamına dikkat ederek bu Ismi bir parça ipek üzerine yazar, yanan bir misk otu, amber, ve şekerin dumanı üzerine tutar ve onun üzerine yedi gün boyunca 5000 kez “Ya Müheymin” okur, ve sonra onu yastıgının altına koyarsa, Inşaallah rüyasında onun gelecekteki maddi ve manevi yaşantısını etkileyecek olayları görecektir.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: 8-) EL MÜHEYMİNÜ (C.C.)

Mesaj gönderen Gul »

Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun Salâvâti'l-Kübrası:

ResimResimResim

Resim

Resim

TÜRKÇESİ
Resim---Allahümme salli ve sellim efdale salâtike
Resim---Ve evfâ selâmike
Resim---Salâten ve selâmen
Resim---Yetenezzelâni min ufuki künhi bâtınıizzâtî ilâ feleki semâi mezâhiril esmâi vessıfâti
Resim---Ve yertekiyâni inde sidreti müntehâl ârifine ilâ merkezi celâlî'n-nûri'l-Mübîn
Resim---Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike ve Resûlike ilmi yakînil ulemâirrabbâniyyîn
Resim---Ve ayni yakînil hulefâirrâşidîn Ve hakki yakînil enbiyâil mükerramîn
Resim---Ellezî tâhet fi envâri celâlîhi ülûl azmi minelmürselîn
Resim---Ve tahayyerat fi derki hakâiki uzemâi melâiketil müheyminîne münezzelin aleyhi fi'l-Kur'âni'l-Azîm
Resim---Bilisânin arabiyyin mübîn.Lekad mennallahu alel mü'minîne iz bease fihim Resûlen min enfüsihim yetlu aleyhim âyâtihi ve yüzekkîhim ve yuallimuhumul kitabe vel hikmete ve in kânu min kablu lefi dalâlin mübîn.

Resim

MÂNÂSI: "ALLAH'ım! En fazîletli salâtınla ve en vefâlı selâmınla salât ve selâm et! Öyle bir salât ve selâm ki o ikisi, Zâtıyın bâtınının ufuk-u künhünden (özünün özünden, nihâyetinden), sıfat ve Esmâların mazhariyet semâsının feleki (eşyânın ilk oluşum noktası, yörüngesi) ne inen; Ârif lerin sadrının nihâyetine (sidret-i müntehasına, irfânlarının son ucuna, akdes noktasına) EL MÜBÎN (celle celâlehu)'nun Celâl nûrunun merkezine (Nûr-u Muhammed) yükselen, bir salât ve selâm olarak Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e olsun! O zât ki Rabbânî Âlimlerin ilme'l-yakinince (yakîne ulaşan ilimlerince), Raşid Halifelerin ayne'l-yakînince (yakîni görüşünce, aynînca) ve mukarreb (Zâtına yakın) peygamberlerin hakke'l-yakînince (hak olan yakınlarınca), kulun peygamberin ve Resûlündür! O, öylesine bir zât ki O'nun Celâl nûru içinde (hususunda), mürsellerden (peygamberler v.d.) ulü'l-azm (ALLAH'ın emirlerine ve muradına en ziyâde dikkat gösteren Azîm (kesin niyet) sahibi peygamberler ki Nûh (aleyhisselâm), İbrâhim (aleyhisselâm), Musa (aleyhisselâm), İsa (aleyhisselâm)) olanları bile ıssız çölde kalmış gibi yolunu şaşırır; kendisine EL MÜHEYMİN'in (celle celâlehu) (hep HAYY ve her korkudan emin kılan : Hayy aman!) Azîm (ulu) meleklerince açık seçik beyân edici Arabça bir lisanla indirilen Kur'ân-ı Azîm'de O'nun hakikatlarını (Hakikat-ı Muhammedîyye) anlama (kavrama) hususunda (herkesi) hayretlere düşüren Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)!"

Resim---"ALLAH, mü'minlere, aralarında kendilerine ALLAH'ın âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulundu. Oysa, bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler!" (Âl-i İmrân 3/164)


http://www.muhammedinur.com/modules.php ... ge&pid=914
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: 8-) EL MÜHEYMİNÜ (C.C.)

Mesaj gönderen nur-ye »


Yâ RaBBî!..

Resim

Yâ MuHeYMÎN
celle celâluhu

11 den ->12 ye…

Tarla ->Tohum EK!. TEVHİDe..
GÖNÜLde gERÇEK TEVHİDe..
Dört UNsuruM TEK TEVHİDe..
KAR-maK NâsiB Et Yâ RaBBî!..


*

Bendeki “BEN” e Bende-niM
Rasûlullah RUHum Ben-iM
->ŞeFâaTıyla -> KeFeN-iM
SAR-maK NâsiB Et Yâ RaBBî!..
sallallahu aleyhi ve sellem



*

ŞaHBâZı Kıl!. KOLUnda Et!
KITMİRin SaĞ-SoLunda Et!
KaRıNCa-sın YOLunda Et!
VAR-maK NâsiB Et Yâ RaBBî!..


*

YOL-daŞ Et vASL-ı VeLîyle
-> EBeD - EZeL GüZeLiyle
GÖNÜL YÂR-em-i ->EL-iyle
YAR-maK NâsiB Et Yâ RaBBî!..


*

TeK DAMLA HaYY DeNiZi İle
“BİZ BİR-İZ” in “BİZ” i İle
-> "EREN-lerin İZ"-i İLE
ER-mek NâsiB Et Yâ RaBBî!..


*

“BEN”e EN-GEL Ben Dağından
->BÜlbÜl-e ÇİLE ÇAĞI-ndan
HıRâ GâRı-n GÜL BAĞIndan
DER-mek NâsiB Et Yâ RaBBî!..


*

Bir DaMLa Su ->BuZ Bardağa
YeM OLma!dan Sola-SAĞa
BeNlik Derimi KasnAĞA
GER-mek NâsiB Et Yâ RaBBî!..


*

HaBÎBin Et HâL HIZIRıM
ÂŞIKım -> SıRR-ı SıFıRM
SIRATın SıRTına SıRRıM
SER-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

HiRâ “İkrÂ: OKU!” SU-yla
UMUDuyla – KORKU-SU-yla
CANım BeBEK KOKU- SU-yla
VER-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

“EL-in” ELinde PÎRimi
ZeYRiNimi- İNCiRimi
HeVâ-HeVes ZİNCiRimi
KIR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..



*

SÖZ Söyleyen SıRRıN SİLmez
“BİLen Demez!.. Diyen BİLmez!”
Zarfa - Harfa – Sarfa GELmez
SIR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

NebîYyu’l- ÜMMî ÜMMetin
RA-HîMMin ->RasûL HiMMetin
RaSûLu’r-RaBBın ZiMMetin
SoR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

EYYûB-un cAN CüNBüŞ-ünü
SüLeYmÂN-ın GÜLüŞ-ünü
yûSuF-un kUYu DÜŞ-ünü
YoR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

GEÇen KULLuk KİRin BİLmek
NâSiHu’n- NEBîyle SİLmek
KAL-AN ÖMRüm İLM-ek İLM-ek
ÖR-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..



*

İniş -ÇIKış-sız DÜZünü
Gönül GeceM GÜNdüzünü
HaBÎBiyin GÜL YÜZÜnü
GÖR-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

KûN KâF-ı >KüLLî ŞEYi >NûN-da
NûR-u MîM ->AYN >feyeKûN-da
RASûLuLLAH HuDuDu-nda
DUR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

ÜZüleni ->ÜZenimİZ
SEVgi SıRRın SÜZenimİZ
MuHaMMedî DÜZenimİZ
KUR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

RASûLuLLAH NeFeSinde
RaBB SÖZ-ü ->RaSÛLL SESinde
“SîN SAZI”n “Be BeSteSi”nde
VUR-mak NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

İMâM-ı Mutlak En ÖN-e
ÇAĞır halkı O’na DÖNe
KervÂN KITMÎRin Her YÖNe
ÜR-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

TeSLiMiYYet SeFeRini
ReHBeR-i ReSûl ERİ-ni
BUrda BeNlik DeFtERini
DÜR-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..


*

Kul İhvÂNi KIRAT-ına
AYN-ın ASLı SIRAT-ına
NûR-u MîM ->NûN MiR’aTına
SÜR-mek NâsiB Et Yâ RaBbî!..


31.12. 11 11:11
Brsbrs..içççlçnbtrstkkssÎn…


DEmem O ki;

Yâ RaBB:
Resim

Yâ MuHeYMÎN:
Resim

Dört UNsuruM : Toprak-Beden, Ateş-Nefs, Su-Kalb, Hava-Ruh..

Bendeki “BEN”: Muhitte “ben” Merkezde “BEN”:
Âfak Akıl için, Ulaştıkça daha ilerisi OL-AN târifsiz Sonsuz UFUKlar, DIŞımız olup:
MUHiT-te O ALLAH celle celâluhu..


وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Resim---“Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kânallâhu bi kulli şey’in MUHÎTâ(muhîtan) : Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, her şeyi kuşatan-kapsayandır.” (Nisâ 4/126)

Enfüs ise dıştaki Kâinâttan Bedene Yöneldiğimizde ÖZ –İÇÂlemimizdir..
Beden-Sadr-Kalb-Fuad-LüB-LüBb’ül-LüB, habl’il-Verid ve de AKDES..
Ama Ulaşılamayan MERKEZ-de O RABBu’l-ÂLEMin celle celâluhu..

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min hablil verîdi : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha YAKINız.” (Kaf 50/16)


KeFeN: Nefsin Giydiği son elbise-SOYka..

ŞaHBâZ: f. İri ve beyaz doğan kuşu. Mc: Çevik ve becerikli. Yiğit, şanlı, kahraman. Melâmette-Velâyette Pîr Ali kerremullahi veche nin Avcı kuşu..

KaRıNCa-sın, YOLunda Et!:
Karıncaya sormuşlar: “NEreye YOLculuk?”
“KâBE’ye!” DEmiş..
“Bu AYAKla mı?” DEmişler..
“ VARamazsam da YOLunda ÖLürüm ya!” DEmiş..miş..miş..


vASL: Âşığın sevdiğine kavuşması. Kavuşmak. Birleştirmek, ulaştırmak. SILAya SALLın SoN-UÇu, vUSLat..
vASL-ı VeLî: PîR Ali kerremullahi veche edebinde-üsulunda vUSL-at..

HıRâ GâR: Rububiyyet Hakikatının RüŞd MekÂNı..
NâsiB: her Nefsin Kaderuşşahtaki OL-ANı..
Kısmet: NasiBle gelen rızkına OLta ATarak ELe GEÇeni..

“İkrÂ: OKU!”:
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Resim---“Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka) : Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alak 96/1)

“EL-in” ELinde PÎRimi:

YEDULLAH:


إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا
Resim---“İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), YEDULLÂHi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen) : Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. ALLAH'ın ELİ onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih 48/10)

ZeYRiNimi- İNCiRimi:

وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ
Resim---“Vet tîni vez zeytûn(zeytûni) : İncire ve zeytine andolsun,” (TÎN 95/1)

Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim

Resim---Yezid İbnu Hayyan, Zeyd İbnu Erkam radıyallâhu anh'tan naklen anlatıyor:
Rasûlullah aleyhi's-salâtu ve's-selâm buyurdular ki:
"Haberiniz olsun! Ben size iki ağırlık bırakıyorum. Bunlardan biri ALLAHu Teâlâ'nın KİTABı'dır. O, ALLAH'ın (semâ-arz arasına uzanmış) ipi olup, kim ona tutunursa hidâyet üzere olur, kim de onu terkederse dalâlete düşer. İkincisi Itret'im, Ehl-i Beytim'dir."


ÜMMet: tek ANAnın-ÜMMün çocukları gibi tek ten-tekcandan “MuhaMMedî BİZ” ler..
HiMMet: Zâhir Bâtın Hakikat-ı MuhaMMediyye gücü-ilhamı, kanalıyla kayanğı..
ZiMMet: HiMMet Sahibi OL-AN VeLÂyet PîRi Ali kerremullahi veche..

Resim---HiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyyeni BİL-BUL-OL-YaŞa. Hizmeti..

Resim---SıRR-ı SıFıR SıRR-ı ALİ (kv): YAŞAnmayan YALANdır, YAŞAN-AN-sa “OL-AN” dır..

Resim---ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.

Resim---ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.””

(Ebû Said (r.a.)’den; Deylemî Musnedu'’l-Firdevs)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ya Ali! Seni râzı etmiyor muyum?
Sen benim kardeşim ve vezirimsin.
Borcumu ödersin vâdimi yerine getirirsin ZİMMETimi kaldırırsın.
Seni hayâtımda seven kimse muhakkak vazîfesini yerine getirmiştir.
Benden sonra senin hayâtında seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sona erdirsin.
Benden sonra seni görmediği halde seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sana erdirsin ve kıyâmet gününde onu korusun.
Sana buğz olduğu halde ölen kimse ey Ali bir nevi câhiliyet ölümü ile ölmüştür ve ALLAH onu İslâm'da yaptığı amel ile hesâba çeker” buyurdu.

(İbni Ömer (ra)’den; Taberânî Mu’cem-ul Kebir).

*

EYYûB-un cAN CüNBüŞ-ünü:

وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
Resim---“Ve eyyûbe iz nâdâ rabbehû ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn(râhimîne) : Eyyub'u da (an). Hani Rabbine: "Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin" diye niyaz etmişti.” (Enbiyâ 21/83)

وَاذْكُرْ عَبْدَنَا أَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍ
Resim---“Vezkur abdenâ eyyûb(eyyûbe), iz nâdâ rabbehû ennî messeniyeş şeytânu bi nusbin ve azâb(azâbin) : (Resûlüm!) Kulumuz Eyyub'u da an. O, Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.” (Sad 38/41)

SüLeYmÂN-ın GÜLüŞ-ünü:

حَتَّى إِذَا أَتَوْا عَلَى وَادِي النَّمْلِ قَالَتْ نَمْلَةٌ يَا أَيُّهَا النَّمْلُ ادْخُلُوا مَسَاكِنَكُمْ لَا يَحْطِمَنَّكُمْ سُلَيْمَانُ وَجُنُودُهُ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Resim---“Hattâ izâ etev alâ vâdin nemli kâlet nemletun yâ eyyuhen nemludhulû mesâkinekum, lâ yahtımennekum suleymânu ve cunûduhu ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne): Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi.” (Neml 27/18)

فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِّن قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ
Resim---“Fe tebesseme dâhıken min kavlihâ ve kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele salihan terdâhu ve edhılnî bi rahmetike fî ibâdikes sâlihîn(sâlihîne) : (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.” (Neml 27/19)

YûSuF-un kUYu DÜŞ-ünü:

إِذْ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَا أَبتِ إِنِّي رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَأَيْتُهُمْ لِي سَاجِدِينَ
Resim---“İz kâle yûsufu li ebîhi yâ ebeti innî re eytu ehade aşere kevkeben veş şemse vel kamere re eytuhum lî sâcidîn(sâcidîne) : Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.” (Yûsuf 12/4)

قَالَ يَا بُنَيَّ لاَ تَقْصُصْ رُؤْيَاكَ عَلَى إِخْوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيْدًا إِنَّ الشَّيْطَانَ لِلإِنسَانِ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
Resim---“Kâle yâ buneyye lâ taksus ru’yâke alâ ihvetike fe yekîdû leke keydâ(keyden), inneş şeytâne lil insâni aduvvun mubîn(mubînun) : (Babası:) Yavrucuğum! dedi, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.” (Yûsuf 12/5)

قَالَ قَآئِلٌ مَّنْهُمْ لاَ تَقْتُلُواْ يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ
Resim---“Kâle kâilun minhum lâ taktulû yûsufe ve elkûhu fî gayâbetil cubbi yel-tekithu ba’dus seyyâreti in kuntum fâilîn(fâilîne) : Onlardan biri: Yusufu öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız onu kuyunun dibine atın da geçen kervanlardan biri onu alsın (götürsün), dedi.” (Yûsuf 12/10)


İMâM-ı Mutlak: Mürşid-i Mutlak MuhaMMed Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem..

MiR’aT: Ayine. Ayna. Meşhur bir cins lâle.
NûR-u MîM Resim NûN MiR’aTına:

SU yun TESTİsi BUZdan..


Resim---“Allahü nurus semavati vel ard……: Allah, göklerin ve yerin nurudur….” (Nur 24/35)

ALLAH celle celâluhu, göklerin ve yerin nurudur..
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, göklerin ve yerin yaratıldığı NûR-u MİMMdir..
NûN ASLına, MîM AYNa dır…
Resim
Cevapla

“Kul İhvani Divanında Esmalar” sayfasına dön