ORUÇ-SAVM..

Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

İFTAR VAKTİ:

İFTAR: Oruç açmak. Oruç açılırken yenen yemek. (Zıddı: İmsak)

Resim---Hz. Ömer (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır."
(Buharî, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51, (1100); Ebu Dâvud, Savm 19, (2351); Tirmizî, Savm 12, (698)

Humeyd İbnu Abdirrahman anlatıyor: "Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahu anhüma), akşam namazını, gecenin karanlığını (ufukta) görür görmez daha iftarı açmadan kılarlar, namazdan sonra da oruçlarını açarlardı. Bunu ramazanda yaparlardı."
(Muvatta, Sıyâm 8, (1, 289)

İFTARDA TA'CİL:


TA'CİL: Acele ettirme, Hızlandırma.

Resim---Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "İnsanlar iftarda ta'cile yer verdikleri müddetçe hayır üzere devam ederler."
(Buharî, Savm 45; Müslim, Sıyam 48, (1098); Muvatta, Sıyâm 6, (1, 288); Tirmizî, Savm 13, (699)

İmam Mâlik'ten anlatıldığına göre, Abdulkerim İbnu Ebi'I-Muharîk'in şöyle söylediğini işitmiştir: "Nübüvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarın ta'cili (öne alınması), sahurun da te'hir edilmesidir.''
(Muvatta, Kasru's-Salât 46, (1, 158)

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılmazdan önce biçkaç taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Eğer kuru hurma da bulamazsa birkaç yudum su yudumlardı."
(Ebu Dâvud, Savm 22, (2556); Tirmizî, Savm 10, (694)

Resim---(Mu'az İbnu Zühre anlatıyor: "Bana ulaştı ki, Resûlullah aleyhissalatu vesselam, iftar ettiği zaman şu duayı okurdu: "Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.: Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açıyorum."
(Ebu Davud, Savm 22, (2358)

Resim---Mervan İbnu Salim, Hz. İbnu Ömer radiyâllahu anhüma'den naklediyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam orucunu açınca şöyle derdi: "Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallah Teâlâ sevâb kesinleşti."
Ebu Dâvud, Savm 22, (2357)

"Rezin, duanın baş kısmına "Elhamdülillah" kelimesini ziyâde etti.''

Not: Rezin Kimdir:
Temel hadis eserlerinin tasnifinden hemen sonra, meydana getirilmiş eserlerdeki hadislerin tekrarlarını çıkartıp bir araya toplamak suretiyle geniş çaplı çalışmalar telif edilmiştir.

Bunların başında Endülüslü bir âlim olan Ebu’l-Hasen Rezin b. Muâviye el-Abderî es-Serakostî (ö. 535/1140) İbn Mâce’nin Sünen’i yerine İmam Mâlik’in Muvatta’ını koyarak Kütüb-i Sitte’nin hadislerini “et-Tecrîd li’s-Sıhâh ve’s-Sünen” adıyla bir araya toplamıştır…


Resim---Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan ayının sonunda oruçları vasletti (yani hiç bozmadan birkaç gün ard arda devam ettirdi) Onunla birlikte halk da vasletti. Durum ResûlulIah'a ulaşınca: "Eğer Ramazan ayı bizim için uzatılsaydı biz onu öyle bir vaslederdik ki derine dalanlar (aşırılar) bundan (aşırılıklarından) vazgeçmek zorunda kalırlardı. Ben sizin gibi değilim. Ben gölgelenirim. Rabbim bana hem yedirir hem de içirir."
(Buharî, Savm 48; Tenmenni 9; Müslim, Savm 57-60 (1103-1105); Tirmizî; Savm 62, (778)

Ebu Bekr İbnu Abdirrahman'ın anlattığına göre, babası, Mervan'a Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (radıyallahu anhümâ)'nin kendisine şunu haber verdiklerini söylemiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan ayında, rüya sebebiyle olmaksızın cünüb olarak fecir vaktine ulaştığı olurdu da, kalkıp yıkanır ve orucunu tutardı."
(Buharî, Savm 22, 25; Müslim, Sıyâm 76, (1109); Muvatta, Sıyâm 12, (1, 291); Ebu Dâvud, Savm 36, (2388, 2389); Tirmizî, Savm 63, (779); Nesâi, Tahâret 123, (1, 108)

Âmir. İbnu Rebi'a (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'ı, oruçlu iken misvaklandığını sayamayacağım kadar çok gördüm."
(Buharî, Savm 27; Ebu Dâvud, Savm 26, (2364); Tirmizî, Savm 29, (725); (Buharî'nin rivâyeti muallaktır)

İbnu Ömer (radiyâllahu anhümâ) şöyle demiştir: "Oruçlu, günün başında ve sonunda misvak kullanır.''
(Buharî, Savm 25 (bab başlığında (tercüme) kaydetmiştir)

Resim---Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah. (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyâcı yoktur."
(Buharî, Savm 8, Edeb 51; Ebu Dâvud, Savm 25, (2326); Tirmizî, Savm 16, (707)

Resim---Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Biriniz yemeğe davet: edilince, oruçlu ise: "Ben oruçluyum" desin."
(Müslim, Sıyâm 159, (1150); Ebu Davud, Savm 76, (2461); Tirmizî, Savm 64, (780; 781); İbnu Mâce, Sıyâm 47, (1750)

Resim---Hz. Aişe (radiyâllahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir kavme misafir olursa, onlar müsaade etmedikçe (nafile) oruç tutmasın."
(Tirmizî Savm, 70, (789)
Tirmizî, hadis için: "Münkerdir, Hişam İbnu Urve dışında sâ biri tarafından rivâyet edildiğini görmedik" der.

Resim---Ümmü Ammâre Bintu Ka'b (radıyallahu anhâ)'ın anlattığına göre: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanına girmiştir. Ammare yemek ikram edince, Aleyhissalâtu vesselâm: "Sen de ye!" demiş, kadın: "Ben oruç tutuyorum'' deyince Resûlullah şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimse, başkasına ikramda bulunur ve yemeğinden başkaları yerse, onlar yedikleri müddetçe melaike aleyhimüsselam oruçluya rahmet duasında bulunurlar."
Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: "Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar.''
(Tirmizî, Savm 67, (784, 785, 786)

Resim---Hz. Ebu Hüreyre (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kadın, kocası varken izin almadan (nafile) oruç tutmasın."
(Buharî, Nikâh 84; 86; Müslim, Zekât 84, (1026);. Ebu Davud, Savm 74, (2485); Tirmizî, Savm 65, (782);
Ebu Dâvud'un rivâyetinde, "Ramazan dışında" ziyâdesi vardır.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

İFTAR VAKTİ:

İFTAR: Oruç açmak. Oruç açılırken yenen yemek. (Zıddı: İmsak)

Resim---Hz. Ömer (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır."
(Buharî, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51, (1100); Ebu Dâvud, Savm 19, (2351); Tirmizî, Savm 12, (698)

Humeyd İbnu Abdirrahman anlatıyor: "Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahu anhüma), akşam namazını, gecenin karanlığını (ufukta) görür görmez daha iftarı açmadan kılarlar, namazdan sonra da oruçlarını açarlardı. Bunu ramazanda yaparlardı."
(Muvatta, Sıyâm 8, (1, 289)

İFTARDA TA'CİL:

TA'CİL- Acele ettirme, Hızlandırma..

Resim---Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "İnsanlar iftarda ta'cile yer verdikleri müddetçe hayır üzere devam ederler."
(Buharî, Savm 45; Müslim, Sıyam 48, (1098); Muvatta, Sıyâm 6, (1, 288); Tirmizî, Savm 13, (699)

İmam Mâlik'ten anlatıldığına göre, Abdulkerim İbnu Ebi'I-Muharîk'in şöyle söylediğini işitmiştir: "Nübüvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarın ta'cili (öne alınması), sahurun da te'hir edilmesidir.''
(Muvatta, Kasru's-Salât 46, (1, 158)

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılmazdan önce biçkaç taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Eğer kuru hurma da bulamazsa birkaç yudum su yudumlardı."
(Ebu Dâvud, Savm 22, (2556); Tirmizî, Savm 10, (694)

Resim---(Mu'az İbnu Zühre anlatıyor: "Bana ulaştı ki, Resûlullah aleyhissalatu vesselam, iftar ettiği zaman şu duayı okurdu: "Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.: Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açıyorum."
(Ebu Davud, Savm 22, (2358)

Resim---Mervan İbnu Salim, Hz. İbnu Ömer radiyâllahu anhüma'den naklediyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam orucunu açınca şöyle derdi: "Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallah Teâlâ sevâb kesinleşti."
(Ebu Dâvud, Savm 22, (2357)

"Rezin, duanın baş kısmına "Elhamdülillah" kelimesini ziyâde etti.''

Not: Rezin Kimdir:
Temel hadis eserlerinin tasnifinden hemen sonra, meydana getirilmiş eserlerdeki hadislerin tekrarlarını çıkartıp bir araya toplamak sûretiyle geniş çaplı çalışmalar telif edilmiştir.

Bunların başında Endülüslü bir âlim olan Ebu’l-Hasen Rezin b. Muâviye el-Abderî es-Serakostî (ö. 535/1140) İbn Mâce’nin Sünen’i yerine İmam Mâlik’in Muvatta’ını koyarak Kütüb-i Sitte’nin hadislerini “et-Tecrîd li’s-Sıhâh ve’s-Sünen” adıyla bir araya toplamıştır…

Resim---Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan ayının sonunda oruçları vasletti (yani hiç bozmadan birkaç gün ard arda devam ettirdi) Onunla birlikte halk da vasletti. Durum Resûlullah'a ulaşınca: "Eğer Ramazan ayı bizim için uzatılsaydı biz onu öyle bir vaslederdik ki derine dalanlar (aşırılar) bundan (aşırılıklarından) vazgeçmek zorunda kalırlardı. Ben sizin gibi değilim. Ben gölgelenirim. Rabbim bana hem yedirir hem de içirir."
(Buharî, Savm 48; Tenmenni 9; Müslim, Savm 57-60 (1103-1105); Tirmizî; Savm 62, (778)

Ebu Bekr İbnu Abdirrahman'ın anlattığına göre, babası, Mervan'a Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (radıyallahu anhümâ)'nin kendisine şunu haber verdiklerini söylemiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan ayında, rüya sebebiyle olmaksızın cünüb olarak fecir vaktine ulaştığı olurdu da, kalkıp yıkanır ve orucunu tutardı."
(Buharî, Savm 22, 25; Müslim, Sıyâm 76, (1109); Muvatta, Sıyâm 12, (1, 291); Ebu Dâvud, Savm 36, (2388, 2389); Tirmizî, Savm 63, (779); Nesâi, Tahâret 123, (1, 108)

Âmir. İbnu Rebi'a (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'ı, oruçlu iken misvaklandığını sayamayacağım kadar çok gördüm."
(Buharî, Savm 27; Ebu Dâvud, Savm 26, (2364); Tirmizî, Savm 29, (725); (Buharî'nin rivâyeti muallaktır)
İbnu Ömer (radiyâllahu anhümâ) şöyle demiştir: "Oruçlu, günün başında ve sonunda misvak kullanır.''
(Buharî, Savm 25 (bab başlığında (tercüme) kaydetmiştir)


Resim---Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah. (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyâcı yoktur."
(Buharî, Savm 8, Edeb 51; Ebu Dâvud, Savm 25, (2326); Tirmizî, Savm 16, (707)

Resim---Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Biriniz yemeğe davet: edilince, oruçlu ise: "Ben oruçluyum" desin."
(Müslim, Sıyâm 159, (1150); Ebu Davud, Savm 76, (2461); Tirmizî, Savm 64, (780; 781); İbnu Mâce, Sıyâm 47, (1750)

Resim---Hz. Aişe (radiyâllahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir kavme misafir olursa, onlar müsaade etmedikçe (nafile) oruç tutmasın."
(Tirmizî Savm, 70, (789); Tirmizî, hadis için: "Münkerdir, Hişam İbnu Urve dışında sâ biri tarafından rivâyet edildiğini görmedik" der.

Resim---Ümmü Ammâre Bintu Ka'b (radıyallahu anhâ)'ın anlattığına göre: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanına girmiştir. Ammare yemek ikram edince, Aleyhissalâtu vesselâm: "Sen de ye!" demiş, kadın: "Ben oruç tutuyorum'' deyince Resûlullah şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimse, başkasına ikramda bulunur ve yemeğinden başkaları yerse, onlar yedikleri müddetçe melaike aleyhimüsselam oruçluya rahmet duasında bulunurlar."
Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: "Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar.''

(Tirmizî, Savm 67, (784, 785, 786)

Resim---Hz. Ebu Hüreyre (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kadın, kocası varken izin almadan (nafile) oruç tutmasın."
(Buharî, Nikâh 84; 86; Müslim, Zekât 84, (1026);. Ebu Davud, Savm 74, (2485); Tirmizî, Savm 65, (782);
Ebu Dâvud'un rivâyetinde, "Ramazan dışında" ziyâdesi vardır.


ORUCU AÇMANIN MÜBAH OLMA ŞARTLARI:

Resim---Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) fetih yılında Mekke'ye müteveccihen Ramazan ayında yola çıkmıştı. Kürâ'u'l-Gamim nam mevkiye gelinceye kadar kendisi de, beraberindekiler de oruç tuttular. Sonra orada bir bardak su istedi ve bardağı kaldırdı. Herkes bardağa baktı. Sonra sudan içti. Bundan sonra bazıları kendisine: "Halkın bir kısmı oruç tuttu" diye haber verdi. Aleyhissalâtu vesselam: "Onlar âsilerdir! Onlar âsilerdir!" buyurdu..
(Müslim, Sıyâm 90, (1114); Tirmizî, Savm 18, (710); Nesâi, Savm 49, (4, 177)

Resim---Hz. Enes (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Biz bir seferde Resûlullah (aleyhissalatu vesselâm) ile beraberdik. Aramızda bir kısmı oruç tutuyor, bir kısmı da tutmuyordu: Sıcak bir günde bir yerde konakladık. Gölgelenenlerin çoğu elbisesi olanlardı. Bir kısmımız güneşe karşı eliyle korunuyordu. Derken oruçlular yığılıp kaldılar, oruçsuzlar kalkıp çadırları kurdular, hayvanları suladılar. Bunun üzerine, Resül-i Ekrem aleyhissalâtu vessalâm:
"Bugün sevabı oruçsuzlar kazandı!" buyurdular.''

(Buharî, Cihâd 71; Müslim, Sıyâm 100; (1119); Nesâi, Savm 52, (4, 182)

Resim---Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir seferdeydi. Etrafına insanların toplandığı bir adam gördü, ona gölge yapıyorlardı.
"Nesi var?"
diye sordu.
"Oruçlu biri!'' dediler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Seferde oruç birr (Allah'ı memnun edecek dindarlık) değildir!" buyurdular.''

Bir rivâyette: "Seferde oruç birr'den değildir" denmiştir."
(Buharî, Savm 36, Müslim, Siyâm 92, (1115); Ebu Dâvud, Savm 43, (2407); Nesâi, Savm 48 (4, 176)

Resim---Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Hamza İbnu Amr el Eslemi (radiyâllahu anh), Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'dan yolculuk sırasında tutulan orucu sordu. Kendisi çok oruç tutan birisi idi. Resûlullah şöyle cevâb verdiler: "Dilersen tut, dilersen tutma."
(Buharî, Savm 33; Müslim, Sıyâm 103, (1, 121); Muvatta, Siyâm 24, (1, 295); Tirmizî, Savm 19, (711); Ebu Dâvud, Savm 42, (2402); Nesâi, Savm 56, (4, 185)

Hz. Enes (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber (seferde) idik. Bir kısmımız oruçlu bir kısmımız oruçsuz idi. Ne oruçlu oruçsuzu ayıplıyor, ne de oruçsuz, oruçluyu kınıyordu."
(Buharî, Savm 37, Müslim, Sıyâm 98, (1118); Muvatta, 23, (1, 295); Ebu Dâvud, Savm 42, (2405)

Ebu'd-Derdâ (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Biz çok şiddetli sıcak bir mevsimde, Ramazan ayında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) ile birlikte sefere çıktık. Hararetin şiddetinden herkes elini başına koyuyordu. Aramızda oıuçlu olarak sadece Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile İbnu Ravâha vardı.''
(Buharî, Savm 35; Müslim, Savm 108, (1122); Ebu Dâvud, Savm 44, (2409)

Resim---Amr İbnu Ümeyye ed-Damri (radiyâllahu anh) anlatıyor: "Bir sefer dönüşü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'a uğradım. Bana: "Ey Ebu Umeyye, sabah yemeğini bekle (beraber yiyelim)" buyurdular. Ben: "Oruçluyum'' dedim:
"Öyleyse gel yaklaş, sana yolcudan haber vereyim (de dinle!" dedi ve devamla:) "Allah Teâla Hazretleri yolcudan orucu ve namazın yarısını kaldırdı" buyurdu."
(Nesâi, Savm 50, (4, 178)

Resim---Abudullah İbnu Ka'b İbni Mâlikoğullarından ismi Enes İbnu Mâlik olan bir adamdan anlatıldığına göre, demiştir ki: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Allah Teâla Hazretleri, yolcudan namazın yarısını kaldırdı, oruca da yeme hususunda ruhsat tanıdı. Ayrıca çocuk emziren ve hamile kadınlara, çocukları hususunda endişe ettikleri takdirde, orucu yeme ruhsatı tanıdı."
(Ebu Dâvud, Savm 43, (2408); Tirmizî, Savm 21, (715); Nesâi, Savm 51, (4, 180-182), 62, (4,190); İbnu Mace, Siyâm 12, (1668)

Muhammed İbnu Ka'b anlatıyor: "Ramazanda Enes İbnu Malik (radiyâllahu anh)in yanına geldim. Sefer hazırlığı yapıyordu. Devesi hazırlandı, yolculuk elbisesini giydi. Yemek getirtip yedi. Ben kendisine:
"(Yola çıkarken orucu bozmak) sünnet midir?" diye sordum.
"Evet!" dedi ve bineğine atlayıp yola çıktı."

(Tirmizî, Savm 76, (799, 800)

İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Ömer (radiyâllahu anh) Ramazan ayında yolcu ise ve Medine'ye günün başında gireceğini tahmin etmişse, oruçlu olarak şehre girerdi."
(Muvatta, Sıyam 27, (1, 296)

Mansür el Kelbi anlatıyor: "Dıhye İbnu Halife (radıyallahu anh), Ramazan'da Dımeşk'e bağlı köylerden (Mizze adındaki) birinden çıkıp Fustat'tan Akabe köyüne olan mesafe kadar bir yol aldı. Bu mesafe üç millik bir uzakİıktı. Dıhye ve beraberindekilerden bir kısmı (o gün) orucu yediler. Bir kısmı ise orucu yemeyi uygun görmediler. Dıhye, köyüne dönünce;
"Vallahi bugün, vuküa geleceği hiç aklımdan geçmeyen bir hadise ile karşılaştım: Bir kısım kimseler Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'ın ve ashâbı'nın sünnetini beğenmediler" dedi. Bunu, o gün orucu açmayanlar için söylemişti. Dıhye (radiyâllahu anh) bu hayıflanmasını şöyle noktaladı:
"Allahım beni yanına al!''
(Ebu Dâvud, Savm 46, (2413)

Ubeyd İbnu Cübeyr rahimehullah anlatıyor: "Ben, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'ın ashabından olan Ebu Basra el-Gıfari (radiyâllahu anh) ile Fustât'tan yola çıkan bir gemide Ramazan'da beraberdik. (İskenderiye'ye gitmek istiyordu. Ebu Basra ve beraberindekiler) gemiye çıkarıldı. (Daha evleri tamamen geçmemişti ki sofra emretti.) Sabah yemeği getirildi. Bana da: "Yaklaş (beraber yiyelim!)" dedi. Ben:
"Evleri hâlâ görmüyor musun?" dedim. Bana:
"Yoksa sen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'ın sünnetinden hoşlanmıyor musun?" dedi. Bunun üzerine o yedi, ben de yedim."
(Ebu Dâvud, Savm 45, (2412)

Resim---Seleme İbnu'l- Muhabbak (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim sefer sırasında Ramazan'a erer ve beraberinde kendisini karnını doyuracak yere götürecek bir bineği varsa nerede olursa olsun orucunu tutsun."
(Ebu Davud, Savm 44, (2410, 2411)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »


ORUCU YEMEYİ GEREKTİREN ŞEYLER:

Nafî anlatıyor: "İbnu Ömer radıyallahu anhüm diyor ki: "Ramazanı, hastalık ve sefer sebebiyle yiyenler, onu peş peşe tutarlar."
(Muvatta, Sıyâm 45, (1, 304)

İbnu Şihâb anlatıyor: "Ebu Hüreyre ve İbnu Abbâs (radiyâllahu anhüm) Ramazan orucunun kazası hususunda ihtilaf ettiler. Biri: "Araları açılabilir'' dedi. Diğeri, "açılamaz!'' dedi. Ben hangisinin "açılabilir '' dediğini, hangisinin de "açılamaz!'' dediğini bilmiyorum.''
(Muvatta; Savm 46, (1, 304)

Hz. Aişe radiyâllahu anha anlatıyor: "Üzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onları ancak Şaban ayında kaza edebilirdim. Bu, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın mevkii sebebiyle idi."
(Buharî, Savm 40; Müslim, siyâm 151, (1146); Muvatta, Siyâm 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizî, Savm 66, (783); Nesaî, Savm 64, (4, 191)

Resim---Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, velisi ona bedel tutar."
(Buharî, Savm 42; Müslim, Siyâm 153, (1174); Ebu Davud, Savm 41, (2400)

Resim---İbnu Abbas radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Annem vefat etti, üzerinde de nezir orucu borcu var, kendisine bedel oruç tutabilir miyim?" dedi.
Resûlullah: "Annen üzerinde borç olsaydı da sen ödeyiverseydin, bu borç onun yerine ödenmiş olur muydu?" diye sordu. Kadın: "Evet!" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse annene bedel oruç tut!" buyurdu."
(Buharî, Savm 42; Müslim, Savm 156, (1148); Ebu Davud, Eyman 25, (3307, 3308); Tirmizî, Savm 22, (716)

İmam Malik'e ulaştığına göre İbnu Ömer radiyâllahu anh, bir kimsenin diğer bir kimse yerine oruç tutmasını veya bir kimsenin başka bir kimse yerine namaz kılmasını münker addederdi.
(Muvatta, sıyam 43, (1, 303)

Resim---Hz. Aişe radiyâllahu anha anlatıyor: "Ben ve Hafsa oruçlu idik. Bize yiyecek hediye edildi. Ondan yedik. Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımıza girdi. Hafsa (cür'ette) babası gibiydi, sözde benden evvel davranıp: "Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, biz, Aişe ve ben nafile oruca niyet etmiş, bu niyetle sabaha kavuşmuştuk. Bize bir yemek hediye edildi. Biz de ondan yedik" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Bunun yerine bir başka gün kaza orucu tutun!" buyurdu."
(Muvatta, Sıyam 50, (1, 306); Ebu Davud, Savm 73, (2457); Tirmizî, Savm 36, (735)

Esma Bintu Ebi Bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah zamanında bulutlu bir günde orucumuzu açtık. Sonra güneş doğdu. Hişam'a: "Kaza emredildi mi?" diye soruldu. "Kazasız olur mu?" diye cevâb verdi."
(Buharî, Savm 46; Ebu Dâvud, Savm 23, (2359)

Eslem rahimehullah anlatıyor: "Ömer bunu, yani kazayı yerine getirdi ve dedi ki: "Bu iş basittir, içtihadda bulunduk.''
(Muvatta, Sıyâm 44, (1, 303)

Resim---Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez."
(Buharî, Savm 29; Tirmizî, Savm 27, (723); Ebu Davud, Savm 38, (2396)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen Hakan »

ÂYET ve HADİSLERLE RAMAZAN-ı ŞERîF

Güzel günlere eriştik, Yâ Rasûlullah Her şey bolluk içinde,
Yeme içme, ni'metler şükürlerle her an kendi zikrinde,
Açlıktan taş bağlamıyoruz, çatlamış dudağımız, kokan nefesimiz yok
Ramazan orucumuzla cem'deyiz, halinle hallenmedir gayemiz mânâda biçiminde....
sallallahu aleyhi vesellem..

18.06.2015 11:41 Aksaray



بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Hazreti Ebu Hureyre (radıyallahü anh), Rasülullah (sallallâhü aleyhi vesellem) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”

(Buhârî, Îmân, 28, Savm, 6; Müslim, Sıyâm, 203)



شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ
“O Ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indirildi.” (Bakara Suresi, 2/185)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
“Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Böylece umulur ki takva dairesine girer, fenalıklardan sakınırsınız.” (Bakara Suresi, 2/183)


كُلُّ عَمَلِ ابْنِ آدَمَ لَهُ إِلاَّ الصِّيامَ فَإِنَّهُ لي وأَنَا أَجْزِي بِهِ
“Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir ve mükâfatını da ben vereceğim.” (Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)


للصَّائمِ فَرْحَتَانِ يفْرحُهُما إِذا أَفْطرَ فَرِحَ بفِطْرِهِ وإذَا لَقي ربَّهُ فرِح بِصَوْمِهِ
يتْرُكُ طَعامَهُ وَشَرابَهُ وشَهْوتَهُ مِنْ أَجْلي الصِّيامُ لي وأَنا أَجْزِي بِهِ والحسنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا

“Oruçlu mü’minin ferahlayıp sevineceği iki an vardır: Birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)


والَّذِي نَفْسُ محَمَّدٍ بِيدِهِ لَخُلُوفُ فَمِ الصَّائمِ أَطْيبُ عِنْد اللَّهِ مِنْ رِيحِ المِسْكِ
“Muhammed’in (aleyhissalatü vesselam) canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)


مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ والعَمَلَ بِهِ فلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ في أَنْ يَدَعَ طَعامَهُ وشَرَابهُ
“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhârî, Savm, 8, Ebû Dâvûd, Savm, 25)


والصِّيامُ جُنَّةٌ فَإِذا كَانَ يوْمُ صوْمِ أَحدِكُمْ فَلَا يرْفُثْ ولا يَصْخَبْ
فَإِنْ سَابَّهُ أَحدٌ أَوْ قاتَلَهُ فَلْيقُلْ إِنِّي صَائم

“Oruç günahlara karşı bir kalkandır. Sizden biriniz oruç tuttuğu zaman kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da sataşırsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.” (Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)

rivayet edilir ama senedini bilemiyorum: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?” Nefis demiş: “Ben benim, Sen Sen’sin.” Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ene ene, ente ente.” Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene? Ve mâ ente?” Nefis demiş: “Ente Rabbiye’r-Rahîm., Ve ene abdüke’l-âciz.” Yani, “Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben ise Sen’in âciz bir kulunum.”


مَا يَفْعَلُ اللهُ بِعَذَابِكُمْ إِنْ شَكَرْتُمْ وَآمَنْتُمْ وَكَانَ اللهُ شَاكِرًا عَلِيمًا
“Siz şükredip iman ettikten sonra Allah ne diye sizi cezalandırsın ki? Gerçekten Allah şükredenlerin mükâfatlarını bol bol verir ve her şeyi hakkıyla bilir.” (Nisa Suresi, 4/147)

إِذا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجنَّةِ وغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وصُفِّدَتِ الشياطِينُ
“Ramazan ayı girdiğinde cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar zincirlere vurulur.” (Buhârî, Savm 5; Müslim, Sıyâm, 1-5)



مَا مِنْ عبْدٍ يصُومُ يَوماً في سَبِيلِ اللَّه إِلاَّ باعَدَ اللَّه بِذلك اليَومِ وَجْهَهُ عَن النَّارِ سَبْعِينَ خَرِيفاً
“Allah, rızası uğrunda bir gün oruç tutan bir kulunu cehennemden yetmiş mevsimlik mesafe uzaklaştırır.” (Buhârî, Cihâd, 36; Müslim, Sıyâm,167-168)


وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ
فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ

“Kullarım Ben’i senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da dâvetime icabet ve Bana hakkıyla inanıp tasdik etsinler ki doğru yolda yürüyerek selâmete ersinler.” (Bakara Suresi, 2/185)

“Allah (azze ve celle) Ramazan’ın her gecesinde üç defa şöyle buyurur: Bir isteği için dua eden yok mu ona isteğini vereyim. Tevbe eden yok mu tevbesini kabul edeyim.” (Beyhakî)

“Allah Teâlâ, Ramazan’ın her gün ve gecesinde cehennemi hak eden bir kısım kimseleri bağışlar. Bir de ramazan’ın her gün ve gecesinde her müslümanın kabul edilecek bir duası vardır.” (Müsned-i Bezzâr)

منْ قَامَ رَمَضَانَ إِيماناً واحْتِساباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan namazını (teravihi) ikâme ederse onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim)


كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم إِذَا دَخَلَ العَشْرُ أَحْيَى اللَّيْلَ وَأَيْقَظَ أَهْلَهُ وَشَدَّ المِئْزَرَ
“Ramazan ayının son on gününde Rasülullah (sallallahu aleyhi ve selem) geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, kendisini tamamen ibadete adardı. (Buhârî, Leyletül-Kadr, 5; Müslim, İtikaf, 7)


لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ
“Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadr Suresi, 97/3)

Hazret-i Âişe annemiz, Allah Rasülü Efendimiz’e “Yâ Rasülallah! Kadis gecesini idrak edersem nasıl dua edeyim” diye sormuş, Efendimiz de (aleyhissalati vesselam) şu cevabı vermişlerdir:


اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ العفْوَ فاعْفُ عنِّي
“Allah’ım! Sen çokça affedicisin, affı seversin, beni de affet.” (Sünen-i Tirmizi)


إِنَّ فِي الجَنَّة باباً يُقَالُ لَهُ الرَّيَّانُ يدْخُلُ مِنْهُ الصَّائمونَ يومَ القِيامةِ لا يَدْخُلُ مِنْهُ أَحَدٌ غَيرهُم
“Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir.” (Buhârî, Savm, 4; Müslim, Sıyâm, 166)


مَنْ فَطَّرَ صَائماً كانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لا يَنْقُصُ مِنْ أجْر الصَّائمِ شيءٍ
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî, Savm, 82. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd, 44; İbni Mâce, Sıyâm, 45)


أَفْطَرَ عِندكُمْ الصَّائمونَ ، وأَكَلَ طَعَامَكُمْ الأَبْرَارُ وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ المَلائِكَةُ
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve selem), bir gün Hz. Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Hz. Sa’d derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Rasülullah’a ikram etti. Efendimiz bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:

“Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.” (Ebû Dâvûd, Et’ime, 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm, 45)



تَسَحَّرُوا فَإِنَّ في السّحُورِ بَركَةً
“Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.” (Buhârî, Savm, 20; Müslim, Sıyâm, 45)

فَضْلُ ما بيْنَ صِيَامِنَا وَصِيامِ أَهْل الكتاب أَكْلَةُ السَّحَرِ

“Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” Müslim, Sıyâm, 46)



كَانَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَعتَكِفُ العَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ramazanın son on gününde itikâfa çekilirdi.” (Buhârî, İtikâf 1, 6; Müslim, İtikâf, 1-4)


يُرِيدُ اللهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ
“Allah Teâlâ siz kulları için kolaylık murad eder, zorluk değil.” (Bakara Suresi, 2/185)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

KEFÂRET:

Resim---''Hz. Ebu Hüreyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resûlü, helak oldum" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Seni helak eden şey nedir?" diye sorunca: "Oruçlu iken hanımıma temas ettim" dedi. Bunun üzerine Resûlullah'la aralarında şu konuşma geçti:
"Azad edecek bir köle bulabilir misin?"
"Hayır!"
"Üst üste iki ay oruç tutabilir misin?"
"Hayır!"
"Altmış fakiri doyurabilir misin?"
"Hayır!"
"Öyleyse otur!" Biz bu minval üzere beklerken, Aleyhissalatu vesselam'a içerisinde hurma bulunan bir büyük sepet getirildi. "Soru sahibi nerede?" diyerek adamı aradı.
Adam: "Benim! Buradayım!" deyince,
Aleyhissalatu vesselam: "Şu sepeti al, tasadduk et!" dedi.
Adam: "Benden fakirine mi? Allah'a yemin ediyorum, Medine'nin şu iki kayalığı arasında benden fakiri yok!" cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlullah güldüler ve: "Öyleyse bunu ehline yedir!" buyurdu.
(Buharî, Savm 29, 31, Hibe 20, Nafahat 13, Edeb 68, 95, Kefaretu'l- Eymân 3, 4, Hudud 26; Müslim, Sıyâm 81, (1111); Muvatta, Sıyâm 28, (1, 296, 297); Ebu Davud, Savm 37, (2390, 2391, 2392, 2393); Tirmizî, Savm 28, (724)

İmam Mâlik'e ulaştığına göre, Enes İbnu Mâlik (radiyâllahu anh) yaşlanınca oruç tutamaz oldu. O zaman orucu yedi ve oruca bedel fidye ödedi."
(Muvatta, Sıyâm 51, (1, 307)

Yine İmam Mâlik'e ulaştığına göre; Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhhüma)'e: "Hamile kadın, karnındaki çocuk için endişeye düşecek olur ve oruç da kendisine ağır gelmeye başlarsa ne yapmalı?" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Orucu yer, her gün için bir fakire, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın müddü ile bir müdd buğday verir."
(Muvatta, Sıyam 52, (1, 308)

Müdd: İki avuç dolusu kadar bir ölçü. Ağırlıkça da 875 gr. kadardır.

Resim---''İbnu Ömer radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, üzerinde Ramazan ayının orucu olduğu halde ölecek olursa, (ölünün velisi) her bir gün yerine, bir fakire yiyecek versin."
(Tirmizî, Savm 23, (718)

Kâsım İbnu Muhammed rahimehullah'dan anlatıldığına göre şöyle diyordu: "Üzerinde Ramazan borcu olan kimse, kaza edecek güç ve kuvvette olduğu halde, müteakib Ramazan gelinceye kadar bunu tutmamış ise, her bir gün yerine bir fakire bir müdd buğday vermeli ve orucu kaza etmelidir."
(Muvatta, Sıyâm 53, ( 1, 308)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

ORUCUN FAZİLETİ:

Cabir radiyâllahu anh anlatıyor: "Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur."
(Kütüb-i Sitte /6472)

RAMAZAN AYININ FAZİLETİ:

Resim---Hz. Enes İbnu Mâlik radiyâllahu anhuma anlatıyor: "Ramazan ayı girmişti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu mübarek aya girmiş bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır. Bu gecenin hayır ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış gibidir. Onun hayrı ise sadece (uhrevi saadetten) mahrum kimseye haramdır."
(Kütüb-i Sitte /6473)

YEVM-İ ŞEKK ORUCU:

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Ramazan orucunu hilali görmezden bir gün önce başlatmayı yasakladı."
(Kütüb-i Sitte /6474)

Resim---Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radiyâllahu anhüma minber üstünde şunu anlatmıştır:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam Ramazan ayından önce minberde buyurdular ki: "Ramazan falan gün başlayacak. Biz daha önceden oruç tutarız. Dileyen önceden başlasın, dileyen de (o güne kadar tutmayı) tehir etsin."
(Kütüb-i Sitte /6475)

RAMAZAN AYI KAÇ GÜN?.:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Ramazan ayında kaç gün geçti?" buyurdular. Biz: ‘Yirmiiki, geriye de sekiz gün kaldı!" dedik. Resûlullah bu cevabımız üzerine: "Ramazan ayı şu kadardır, Ramazan ayı şu kadardır, Ramazan ayı şu kadardır!" diyerek (ellerinin parmaklarıyla) üç kere gösterdi ve sonuncu sefer bir parmağını büktü (yani yirmidokuz işareti yaptı)"
(Kütüb-i Sitte /6476)

Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor:"Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın sağlığında ramazan ayını yirmidokuz gün olarak tutmamız otuz tutmamızdan daha fazladır."
(Kütüb-i Sitte /6477)

YOLCULUKTA ORUÇ TUTULUR MU?.:

Resim---İbnu Ömer radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yolculuk (sefer) sırasında oruç tutmak birr (denen makbul ve mahbub amelden) değildir."
(Kütüb-i Sitte /6478)

Resim---Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Seferde Ramazan orucu tutan hazerde oruç tutmayan gibidir."
(Kütüb-i Sitte /6479)

RAMAZANDA BİR GÜN YEMENİN KEFARETİ:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Helak oldum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Seni helak eden şey nedir?" diye sordu. Adam: "Ramazan içinde hanımıma temasta bulundum!" dedi. Resûlullah: "Öyleyse bir köle azad et!" buyurdu. Adam: "Kölem yok ki!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Üst üste iki ay oruç tut!" emretti. Adam: "Tahammül edemem" dedi. Resûlullah: "öyleyse altmış fakir doyur!" buyurdu. Adam: "(Bu kadar yiyeceği) bulamam!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adama: "Otur!" dedi. Adam oturdu. Adam bu şekilde beklerken arak denen bir sepet hurrma getirildi. Aleyhissalatu vesselam: "Haydi bunu götür ve tasadduk et!" buyurdular. Adam: "Ey Allah'ın Resûlü! Seni Hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şu iki kayâlik (Uhud ve Air dağları) arasında (yani Medine'de) yaşayan aileler içerisinde buna bizden daha muhtacı yoktur!" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse haydi götür, horantana yedir!" buyurdular."
(Kütüb-i Sitte /6480)

Resim---Hadisin yine Ebu Hureyre'den yapılan bir başka rivâyetinde şu ziyâde mevcuttur: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam adama: "Ramazandan bozduğun gün yerine bir gün oruç tut!" buyurur."

ORUÇLU KUSARSA:

Resim---Fezale İbnu Ubeyd el-Ensari radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, oruçlu olduğu bir günde yanlarına gelmiş, içmek üzere su istemiş ve içmiştir. "Ey Allah'ın Resûlü! Bugün siz oruçlu idiniz!" denince: "Evet öyleydim, lakin (az önce) kustum (orucum bozuldu)" buyurmuştur."
(Kütüb-i Sitte /6481)

ORUÇLU MİSVAK VE SÜRME KULLANIR MI?.:

Resim---Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Oruçlunun hayırlı hasletlerinden biri misvak kullanmasıdır."
(Kütüb-i Sitte /6482)

Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam oruç iken gözüne sürme çekti."
(Kütüb-i Sitte /6483)

ORUÇLU HACAMAT OLUR MU?.:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hacamat yapan da yaptıran da orucunu bozmuş olur."
(Kütüb-i Sitte /6484)

ORUÇLUYKEN ÖPME:

Resim---Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın azadlılarından Meymune radiyâllahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a oruçlu iken, oruçlu hanımını öpen adam hakkında sorulmuştu: "İkisinin orucu da bozulur!" buyurdular."
(Kütüb-i Sitte /6485)

ORUÇLUYKEN MÜBAŞERET:
Resim---İbnu Abbas radiyâllahu anh anlatıyor: "Yaşlı oruçlulara mübaşeret (öpme vs.) hususunda ruhsat tanındı ise de gençlere mekruh kılındı."
(Kütüb-i Sitte /6486)

ORUÇLUYKEN GIYBET:
Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece çektiği açlık kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların da kârı gece uykusuz kalmaktan ibarettir."
(Kütüb-i Sitte /6487)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

ORUCUN FAZİLETİ:

Resim---Cabir radiyâllahu anh anlatıyor: "Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur."
(Kütüb-i Sitte /6472)

RAMAZAN AYININ FAZİLETİ:

Resim---Hz. Enes İbnu Mâlik radiyâllahu anhuma anlatıyor: "Ramazan ayı girmişti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu mübarek aya girmiş bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardır ki bin aydan hayırlıdır. Bu gecenin hayır ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış gibidir. Onun hayrı ise sadece (uhrevi saadetten) mahrum kimseye haramdır."
(Kütüb-i Sitte /6473)

YEVM-İ ŞEKK ORUCU:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Ramazan orucunu hilali görmezden bir gün önce başlatmayı yasakladı."
(Kütüb-i Sitte /6474)

Resim---Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan radiyâllahu anhüma minber üstünde şunu anlatmıştır:
"Resûlullah aleyhissalatu vesselam Ramazan ayından önce minberde buyurdular ki: "Ramazan falan gün başlayacak. Biz daha önceden oruç tutarız. Dileyen önceden başlasın, dileyen de (o güne kadar tutmayı) tehir etsin."
(Kütüb-i Sitte /6475)

RAMAZAN AYI KAÇ GÜN?.:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Ramazan ayında kaç gün geçti?" buyurdular. Biz: ‘Yirmiiki, geriye de sekiz gün kaldı!" dedik. Resûlullah bu cevabımız üzerine: "Ramazan ayı şu kadardır, Ramazan ayı şu kadardır, Ramazan ayı şu kadardır!" diyerek (ellerinin parmaklarıyla) üç kere gösterdi ve sonuncu sefer bir parmağını büktü (yani yirmidokuz isareti yaptı)"
(Kütüb-i Sitte /6476)

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın sağlığında ramazan ayını yirmidokuz gün olarak tutmamız otuz tutmamızdan daha fazladır."
(Kütüb-i Sitte /6477)

YOLCULUKTA ORUÇ TUTULUR MU?.:

Resim---İbnu Ömer radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yolculuk (sefer) sırasında oruç tutmak birr (denen makbul ve mahbub amelden) değildir."
(Kütüb-i Sitte /6478)

Resim---Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Seferde Ramazan orucu tutan hazerde oruç tutmayan gibidir."
(Kütüb-i Sitte /6478)

RAMAZANDA BİR GÜN YEMENİN KEFARETİ:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Helak oldum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Seni helak eden şey nedir?" diye sordu. Adam: "Ramazan içinde hanımıma temasta bulundum!" dedi. Resûlullah: "Öyleyse bir köle azad et!" buyurdu. Adam: "Kölem yok ki!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Üst üste iki ay oruç tut!" emretti. Adam: "Tahammül edemem" dedi. Resûlullah: "öyleyse altmış fakir doyur!" buyurdu. Adam: "(Bu kadar yiyeceği) bulamam!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam adama: "Otur!" dedi. Adam oturdu. Adam bu şekilde beklerken arak denen bir sepet hurrma getirildi. Aleyhissalatu vesselam: "Haydi bunu götür ve tasadduk et!" buyurdular. Adam: "Ey Allah'ın Resûlü! Seni Hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şu iki kayâlik (Uhud ve Air dağları) arasında (yani Medine'de) yaşayan aileler içerisinde buna bizden daha muhtacı yoktur!" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse haydi götür, horantana yedir!" buyurdular."
(Kütüb-i Sitte /6480)

Hadisin yine Ebu Hureyre'den yapılan bir başka rivâyetinde şu ziyâde mevcuttur: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam adama: "Ramazandan bozduğun gün yerine bir gün oruç tut!" buyurur."

ORUÇLU KUSARSA:

Resim---Fezale İbnu Ubeyd el-Ensari radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, oruçlu olduğu bir günde yanlarına gelmiş, içmek üzere su istemiş ve içmiştir. "Ey Allah'ın Resûlü! Bugün siz oruçlu idiniz!" denince: "Evet öyleydim, lakin (az önce) kustum (orucum bozuldu)" buyurmuştur."
(Kütüb-i Sitte /6481)

ORUÇLU MİSVAK VE SÜRME KULLANIR MI?.:

Resim---Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Oruçlunun hayırlı hasletlerinden biri misvak kullanmasıdır."
(Kütüb-i Sitte /6482)

Resim---Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam oruç iken gözüne sürme çekti."
(Kütüb-i Sitte /6483)

ORUÇLU HACAMAT OLUR MU?.:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hacamat yapan da yaptıran da orucunu bozmuş olur."
(Kütüb-i Sitte /6484)

ORUÇLUYKEN ÖPME:

Resim---Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın azadlılarından Meymune radiyâllahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a oruçlu iken, oruçlu hanımını öpen adam hakkında sorulmuştu: "İkisinin orucu da bozulur!" buyurdular."
(Kütüb-i Sitte /6485)

ORUÇLUYKEN MÜBAŞERET:

Resim---İbnu Abbas radiyâllahu anh anlatıyor: "Yaşlı oruçlulara mübaşeret (öpme vs.) hususunda ruhsat tanındı ise de gençlere mekruh kılındı."
(Kütüb-i Sitte /6486)

ORUÇLUYKEN GIYBET:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece çektiği açlık kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların da kârı gece uykusuz kalmaktan ibarettir."
(Kütüb-i Sitte /6487)

SAHUR:

Resim---İbnu Abbas radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gündüz orucuna sahur yemeği ile yardımcı olun, kaylüle (öğle uykusu) ile de gece namazına yardımcı olun!"
(Kütüb-i Sitte /6488)

İFTARDA ACELE:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanlar iftarı ta'cil edip (geciktirmedikleri) müddetçe hayır üzere devam ederler. Öyleyse iftarı tacil edin (ilk vaktinde orucunuzu açın) Çünkü yahudiler, iftarlarını te'hir ederler."
(Kütüb-i Sitte /6489)

ORUÇLU CÜNUB SABAHLARSA:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh demiştir ki: "Hayır! Kâbenin Rabbine yemin olsun!
"Cünub olarak sabahlayan kimse orucunu bozsun!" sözünü ben söylemedim. Bunu söyleyen, Muhammed aleyhissalatu vesselam'dır."
(Kütüb-i Sitte /6490)

HZ. NUH aleyhisselâm'ın ORUCU:

Resim---Abdullah İbnu Amr radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Nuh aleyhisselam Ramazan ve Kurban bayramları hariç, yıl orucu tutmuştur" dediğini işittim."
(Kütüb-i Sitte /6491)

ŞEVVALDEN ALTI GÜN:

Resim---Sevbân Mevla Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Ramazan bayramından sonra altı gün oruç tutan, yıl orucu tutmuş gibi olur. Zira (âyet-i kerime'de) "Kim bir hayır amelde bulunursa ona yaptığının on misli ecir verilir" (buyrulmuştur)" dediğini işitmiştir.
(Kütüb-i Sitte /6492)

TEŞRİK GÜNLERİ ORUÇ TUTULMAZ:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Hacc sırasında) Mina'da geçirilen günler yeme içme günleridir."
(Kütüb-i Sitte /6493)

Resim---Bişr İbnu Suhaym radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam teşrik günlerinde hutbe okudu ve dedi ki: "Cennete sadece müslüman kimse girecektir ve şurası da muhakkak ki bu günler yeme içme günleridir."
(Kütüb-i Sitte /6494)

CUMARTESİ ORUCU:

Resim---Abdullah İbnu Büsr radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cumartesi günleri, farz oruçlar dışında oruç tutmayın. Sizden biri, o gün, üzüm çöpünden veya bir ağaç kabuğundan başka (yiyecek) bir şey bulamasa bile, onları emip oruç tutmasın."
(Kütüb-i Sitte /6495)

AREFE GÜNÜ ORUCU:

Resim--- Katâde İbnu'n-Numan radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Arafe günü oruç tutan kimsenin önündeki bir yıl ile geçmişteki bir yıllık (küçük) günahları mağfiret olunur" dediğini işittim."
(Kütüb-i Sitte /6496)

AŞURA ORUCU:

Resim---Muhammed İbnu Sayfi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Aşure günü bize sordu: "Bugün sizden bir şey yiyen var mı?" Biz de: "Yiyen de var yemeyen de" dedik. Bunun üzerine: "Bu günün geri kalanını bir şey yiyen de, yemeyen de (oruçla) tamamlasın. Arûz halkına da haber salın, onlar da günün geri kalan kısmını (oruçla) tamamlasınlar" buyurdu." Ravi der ki: "Arûz ile, Medine civarındaki Arûz nam mevkiin ahalisini kastetti."
(Kütüb-i Sitte /6497)

PAZARTESİ-PERŞEMBE ORUCU:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı. Kendisine: "Ey Allah'ın Resûlü! Siz Pazartesi ve Perşembeleri oruç tutuyorsunuz (bunun hikmeti nedir?)" diye sorulmuştu. Şu açıklamada bulundu: "Allah Teâla hazretleri pazartesi ve perşembe günleri birbirlerine küsenler hariç bütün müslümanlara mağfiret buyurur ve (amelleri arzeden meleğe): "Küs olan bu iki kişi barışıncaya kadar onları bırak!" emreder."
(Kütüb-i Sitte /6498)

HARAM AYLARINDA ORUÇ:

Resim---İbnu Abbas radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Receb ayı orucunu yasaklamıştır."
(Kütüb-i Sitte /6499)

Resim---Muhammed İbnu İbrahim anlatıyor: "Üsame İbnu Zeyd radiyâllahu anhüma Haram aylarda oruç tutardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam kendisine: "Şevval'de oruç tut!" buyurdular. O da, bundan sonra haram aylarda orucu terketti ve vefat edinceye kadar Şevval ayında oruç tuttu."
(Kütüb-i Sitte /6500)

ORUÇ BEDENİN ZEKATIDIR:

Resim---Hz. Ebu Hureyre radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Herşeyin bir zekatı (temizlenme vasıtası) vardır, cesedin zekatı oruçtur."
Muhrız rivâyetinde şu ziyâdede bulundu: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şunu ilâve etti: "Oruç, sabrın yarısıdır."
(Kütüb-i Sitte /6501)

Resim---Abdullah İbnu'z-Zübeyr radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Sa'd İbnu Muaz'ın yanında iftar açmıştı. Şöyle buyurdular: "Yanınızda oruçlular iftar etti. Yemeklerinizden ebrâr olanlar yedi, size de melaikeler rahmet duasında bulundular."
(Kütüb-i Sitte /6502)

ORUÇLUNUN YANINDA YENİRSE?.:

Resim---Büreyde radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Bilal radiyâllahu anh'a: "Yemek ye, ey Bilal!" demişti. "Ben oruçluyum!" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Biz rızıklarımızı yiyoruz. Bilal'in rızkının fazlı cennettedir. Ey Bilal yanında yemek yenen oruçlunun kemiklerinin tesbih ettiğini ve meleklerin de onun için istiğfarda bulunduğunu hissettin mi?" buyurdular."
(Kütüb-i Sitte /6503)

ORUÇLUNUN DUASI MAKBUL:

Resim---Abdullah İbnu Amr İbni'l As radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır."
(Kütüb-i Sitte /6504)

BAYRAM NAMAZINA BİRŞEYLER YİYEREK GİDİLiR:

Resim---İbnu Ömer radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam ashabına fıtır sadakasından yedirmedikçe Ramazan bayramı günü bayram namazına çıkmazdı."
(Kütüb-i Sitte /6505)

RAMAZANDA MÜSLÜMAN OLAN:

Resim---Atiyye İbnu Süfyan radiyâllahu anh anlatıyor: "Sakif kabilesinin müslüman olmasını müzakere etmek üzere Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gönderilen heyetimizin bize anlattığına göre, heyet Ramazan ayında O'na varmıştır. Aleyhissalatu vesselam, onları, mescidin içinde kurduğu çadırda ağırlamıştır. Heyet müslüman olunca ayın geri kalan günlerinin orucunu tutmuşlardır."
(Kütüb-i Sitte /6506)

KADIN KOCANIN İZNİYLE ORUÇ TUTAR:

Resim---Ebu Sa'id radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadınların kocalarından izin almaksızın (nafile) oruç tutmalarını yasakladı."
(Kütüb-i Sitte /6507)

MİSÂFİR, NÂFİLE ORUCUNU EV SAHİBİNİN İZNiYLE TUTAR:

Resim---Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Bir kimse başkasının yanında misafir olunca, ev sahibinden izin almadan oruç tutmasın" dediğini rivâyet etmiştir."
(Kütüb-i Sitte /6508)

ŞÜKÜRLE YİYEN ORUÇLU GİBİDİR:

Resim---Sinan İbnu Senne el-Eslemi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şükreden oruçsuz kimseye, sabreden oruçlunun sevabının misli verilir."
(Kütüb-i Sitte /6509)

MU'TEKİF MESCİDE YERLEŞİR:

Resim---İbnu Ömer radiyâllahu anhüma'nın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam itikafa girince, yatağı veya karyolası onun için, tevbe sütununun gerisine konulurdu."
(Kütüb-i Sitte /6510)

MU'TEKİF HASTA ZİYARET EDER, CENAZEYE KATILIR MI?.:

Resim---Hz. Enes İbnu Mâlik radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mutekif (itikafta olan), cenazeye katılır, hastayı ziyâret eder."
(Kütüb-i Sitte /6511)

İ’TİKÂFIN SEVABI:

Resim---İbnu Abbas radiyâllahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam mütekif hakkında: "O, günahları hapseder ve bütün hayırları işlemiş gibi ona hayırlar kazandırır" buyurdular."
(Kütüb-i Sitte /6512)

İ’tikâf: Bir şeye devam etmek. * Ist: Bir yere çekilip yalnız ibadetle meşguliyet. Hususan Ramazanın son on gününde, mescidlerde ve buna benzer yerlerde kalıp, ibadet, ilm-i iman ve Kur'an, evrad ve ezkâr gibi ibadetlerle meşgul olmak. Böyle bir kimseye "Mu'tekif" denir.

BAYRAM GECELERİNİ İHYA:

Resim---Ebu Ümame radiyâllahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim her iki bayramın da gecesini, Allah'tan sevâb umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez."
(Kütüb-i Sitte /6513)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

ReSûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem DiLinden ORUÇ-SAVM BUYrukLarı..:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim Ramazan’a erişip de üzerinde bir Ramazan orucu borcu olursa ve onu kaza etmemişse onun orucu kabul olunmaz. Kim, üzerinde kaza etmediği Ramazan orucundan bir şey olup da, nafile orucu tutarsa, o borç olan orucu tutuncaya kadar nafile orucu kabul olunmaz.” buyurmuştur.
(İ.Ahmed ve Taberanî)

Resim---İbni Şihab radiyâllahu anh diyor ki: “Ebu Hureyre ile İbni Abbas, Ramazan’ın kazasında ihtilaf ettiler. Birisi: “Aralıklı tutulur” derken diğeri “Aralıksız tutulmaz” dedi.”
(İ. Mâlik)

Resim---Cabir Bin Abdullah radiyâllahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz Fetih yılı Ramazan’da Mekke’ye yönelerek yola çıktı. Kura’ul- Ğamim denilen yere ulaşana kadar kendisi de ashabı da oruçlu idiler. Resûlullah’a şöyle denildi: “Oruç insanlara zor geliyor. İnsanlar sizin yaptıklarınıza bakıp duruyorlar.” Resûlullah ikindinden sonra bir bardak su istedi ve insanların gözü önünde içti. Bunu görenlerin bir kısmı oruçlarını açtılar. Bir kısmı ise oruca devam ettiler. Bir kısım ashabının oruçlarına devam ettikleri haberi kendisine ulaşınca: “Onlar itaat etmiyorlar, isyan etmişlerdir” buyurdu.”
(Müslim ve Tirmizî)

Resim---İbni Abbas radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan ayında Mekke’nin fethi için çıkmıştı. Kudayd denilen yere gelince bir bardak süt getirildi. Onu içerek orucunu bozdu. Ashabı da oruçlarını bozdu.”
(Müslim ve Nesaî)

Resim---Ebu Said El Hudri radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Fetih senesi; Merruz Zahran’a varınca düşmanla karşılaşacağımızı bize bildirerek oruçlarımızı bozmamızı emretti. Biz de hep birlikte orucumuzu bozduk.”
(Ebu Davûd, Müslim ve Tirmizî)

Resim---Enes Bin Mâlik radiyâllahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemle beraber bir yolculukta idik, aramızda oruç tutanlar da tutmayanlar da vardı. Çok sıcak bir günde mola verdik, gölgelikler yaptık. Oruçlular bayılıp kaldılar. Oruç tutmayanlar da kalkıp hayvanları suladılar. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Bu gün oruç tutmayanlar mükâfat almakta oruçlu olanları geçmiştir.”
(Müslim, Ebu Davûd ve Nesaî)

Resim---Cabir Bin Abdullah radiyâllahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem güneşin sıcağından bayılmış oruçlu bir kimsenin üzerine gölge yapan insanlar topluluğu gördü ve: “Yolculukta oruç tutmak sevâb değildir” buyurdu.”
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yolculukta oruç tutan oruç tutmamış gibidir.” buyurmuştur.
(Nesaî ve İbni Mâce)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yolculukta oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir.” buyurmuştur.
(Nesaî, İbni Mâce ve Darimî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “ “Yolculukta oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir. Allah’ın sizin için tanıdığı kolaylık ruhsatını kabul edin ve oruç tutmayın.” buyurmuştur.
(Nesaî, İbni Mâce ve Darimî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allah yolcudan namazın yarısını ve orucu kaldırdı. Hamile ve emziren kadından da orucu kaldırdı.” buyurmuştur.
(Nesaî, İbni Mâce ve Tirmizî)

Resim---Amr Bin Ümeyye ed Darimî radiyuallahüanh anlatıyor: “Bir yolculuk dönüşünde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanına geldim. “Ey Ebu Ümeyye biraz bekle de yemek yiyelim” dedi. “Ben oruçluyum” dedim. Resûlullah: “Gel yaklaş yolculuk hakkında bilgi vereyim” dedi ve şöyle buyurdu: “Allah yolcudan oruç yükünü kaldırdı, namazı da yariyâ indirdi.”
(Nesaî ve Darimî)

Resim---Ebu Said el Hudri radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte yolculuğa çıkardık da oruç tutanın tutmasını, oruç tutmayanın da oruç tutmamasını ayıplanmazdı.”
(Müslim, Buharî ve Tirmizî)

Resim---Ebu Said El Hudri radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte yolculuğa çıkardık. Kimimiz oruç tutar kimimiz de oruç tutmazdı. Ne oruç tutan tutmayanı ayıpladı ne de tutmayanlar tutan kimseleri ayıpladı. Kendisinde kuvvet bulup da oruç tutanı iyi ve hoş karşılarlar. Oruca dayanamayıp yiyen kimseleri de iyi ve hoş karşılarlardı.”
(Müslim, Buharî ve Tirmizî)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Aişe radiyâllahu anha diyor ki: “Hamza El Eslemi Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme sordu: “Yâ Resûlullah! Ben devamlı oruç tutan bir kimseyim, yolculukta da oruç tutabilir miyim?” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de: “İstersen tutarsın, istemezsen tutmazsın” cevabını verdi.”
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)

Resim--- Muhammed Bin Abdulmecid el Medeni radiyâllahu anh anlatıyor: “Hamza dedi ki: “Yâ Resûlullah! Benim bir binitim var, onu çalıştırıp onunla yolculuğa çıkıyorum. Onu kiraya veriyorum. Yolculuğa çıkmak çoğunlukla Ramazan ayına rastlıyor. Ben gencim ve kendimi güçlü hissediyorum. Bana oruç tutmak onu geciktirip borç bırakmaktan daha kolay geliyor. Orucu tutmam mı yoksa tutmamam mı bana daha çok sevâb getirir?” diye sordum. “Ey Hamza hangisini istersen onu yap” buyurdu.”
(Ebu Davûd)

Resim---İbni Abbas radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan ayında Medine’den Mekke’ye doğru yola çıktı. Usfan’a gelince orada bir su kabı istedi. İnsanlara göstermek için o sudan içti. Resûlullah yolculukta bazen oruç tutar bazen de tutmazdı. Bundan dolayı yolculukta dileyen oruç tuttu dileyen tutmadı.”
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)

Resim---Ebu’d-Derda radiyâllahu anh anlatıyor: “Çok sıcak bir günde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin savaşlarından birinde Onunla birlikte yola çıkmıştık. O kadar ki sıcağın şiddetinden dolayı birimiz elini avucunu başına koyuyordu. Aramızda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ve Abdullah Bin Revaha’dan başka oruçlu kimse yoktu.”
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim yolculuk sırasında Ramazan'a erer ve beraberinde kendisini karnını doyuracak yere götürecek bir bineği varsa nerede olursa olsun orucunu tutsun.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd ve Müsned)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Mâlik radiyâllahu anh diyor ki: “Ömer, Ramazan’da iken gününün başında Medine’ye girebileceğini kestirdiği zaman, oraya oruçlu olarak girerdi.”
(İ.Mâlik)

Resim---Cafer Bin Cebr radiyâllahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin ashabından Ebu Basra El Gıfarî ile birlikte bir gemide idik. Ramazan da Fustat’tan hareket ettik. Gemi kalktı. Sonra Ebu Basra’nın sabah kahvaltısı getirildi. Daha gözden kaybolmadan sofra istedi ve: “Yaklaş sen de ye!” dedi. Ben de: “Evleri görmüyor musun?” dedim. Ebu Basra ise: “Sen Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin sünnetinden yüz mü çeviriyorsun?” dedi.”
(Müsned ve Ebu Davûd 2412)

Resim---Mansur El Kelbi radiyâllahu anh’den rivâyete göre Dıhye Bin Halife bir kere Ramazan da Şam’ın bir köyünden Fustat’ın Akabe köyü arası kadar bir mesafeye çıktı. Bu ara üç mil (yani yaklaşık 5 kilometre) kadar uzaklıkta idi. Sonra o ve onunla birlikte olan bazı insanlar oruçlarını açtılar. Bazıları ise oruçlarını bozmayı hoş görmediler. Dıhye köyüne dönünce Allah’a yemin ederim ki bugün ben görebileceğime hiç ihtimal vermediğim bir şey gördüm. Bir topluluk Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin ve ashabının sünnetinden yüz çevirdiler. –Bu sözü oruç tutanlar için söylüyor- Sonra şöyle dedi: “Allah”ım! Ruhumu kendine al!”
(Ebu Davûd ve Müsned 2413)

Resim---Nafi radiyâllahu anh diyor ki: “İbni Ömer Medine’ye on iki mil (yani yaklaşık 20 kilometre) mesafede olan Gebe denilen yere kadar gider orucunu bozmaz namazını da kısaltmazdı.”
(Ebu Davûd)

Resim---Muhammed Bin Kab radiyâllahu anh anlatıyor: “Bir Ramazan günü yolculuğa çıkmak isteyen Enes Bin Mâlik’in yanına geldim. Biniti hazırlamış yolculuk elbiselerini de giymişti. Yemek istedi ve yedi ben de ona: “Bu yaptığın sünnet midir?” dedim. “Sünnettir” dedi ve binite bindi.”
(Tirmizî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her kim ruhsatsız ve hasta olmadığı halde Ramazan’da oruç tutmazsa bir sene oruç tutsa bile onun sevabını elde edemez.” buyurmuştur.
(Buharî ve Ebu Davûd)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bir adam Ramazan’da hastalanır ve orucu tutamadan da ölürse onun yerine yiyecek fidye verilir. O, kimse adına orucu kaza edilmez. Şâyet oruç adamışsa o zaman onun namına velisi kaza eder.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd)

Resim---Mâlik radiyâllahu anh diyor ki: “Enes oruç tutamayacak kadar yaşlandı ve orucu için fidye verdi..” buyurmuştur.
(İ. Mâlik)

Resim---Mâlik radiyâllahu anh diyor ki: “İbni Ömer’e, hamile kadın, hakkında (yeterli beslenememesinden) endişe ettiği takdirde, oruç tutmayabilir mi? Diye soruldu. “Oruç tutmaz. Her gün için Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin müddü ile bir müd buğdayı onun yerine bir fakire verir” dedi..” buyurmuştur.
(İ. Mâlik)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bir kimse üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse velisi onun yerine orucu tutar. .” buyurmuştur.
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her kim ölür ve üzerinde bir aylık oruç borcu olursa arkasındaki kimseler her bir orucun yerine bir fakiri doyursun..” buyurmuştur.
(Tirmizî mevkuf)

Resim---İbni Abbas radiyâllahu anh anlatıyor: “Bir kadın peygamber Efendimize gelip dedi ki: “Yâ Resûlullah! Annemin bir aylık oruç borcu olduğu halde vefat etti. Onun yerine ben onun namına oruç tutabilir miyim?” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de: “Eğer annenin bir borcu olup sen ödeseydin yerine bulur muydu?” Kadın da: “Evet” cevabını verince: “Öyleyse onun namına oruç tut” buyurdu..” buyurmuştur.
(İ. Mâlik hariç altı hadis imamı)

Resim---Mâlik radiyâllahu anh diyor ki: “İbni Ömer’e: “Kişi, başka kişi namına oruç tutabilir mi? Bir kimse, diğer kimsenin namına namaz kılabilir mi?” diye sorarlardı da o: “Hayır” derdi...” buyurmuştur.
(İ. Mâlik)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

PAZARTESİ PERŞEMBE ve HER AYDAN ÜÇ GÜN ORUÇ:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “En güzel oruç her aydan üç gün tutulandır.” buyurmuştur.
(Tirmizî, İbni Mâce ve Nesaî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem her aydan üç gün oruç tutardı.
(Tirmizî, İbni Mâce ve Nesaî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem her ayın ilk günlerinde oruç tutardı.
(Ebu Davûd ve Tirmizî)

Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem her ayın aydınlık günleri olan ortasındaki üç günde oruç tutardı.
(Ebu Davûd, Nesaî ve Tirmizî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim her ayın üç gününde oruç tutarsa ayın tamamını oruç tutmuş gibi sayılır.” buyurmuştur.
(Tirmizî, İbni Mâce ve Nesaî)

Resim---Dört şey vardır ki Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onları hiç terk etmezdi:
1-) Aşure orucu,
2-) Zilhiccenin on günü,
3-) Her aydan üç gün,
4-) Kuşluk vakti iki rekât kuşluk namazı.

(Tirmizî, İbni Mâce ve Nesaî)

Resim---Ebu Hureyre radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana: “Uyumadan önce vitir kılmayı, her Cuma günü gusletmeyi ve her aydan üç gün oruç tutmayı emretmiştir.”
(Buharî, Müslim ve Nesaî)

Resim---Ebu Zer radiyâllahuanh diyor ki: “Sevgilim Muhammed Mustafa (aleyhisselâm) bana üç şey vasiyet etti. Allah’ın izniyle onları bırakmayacağım:
1-) Kuşluk namazı,
2-) Yatmadan önce vitir namazı,
3-) Her aydan üç gün oruç tutmak.”

(Buharî, Müslim ve Nesaî)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Ebu Nevfel Bin Akrab radiyâllahu anh babasından naklederek şöyle diyor: “Peygamber Efendimize oruçtan soruldu da: “Her aydan bir gün oruç tut” buyurdu. O, da artırmasını isteyerek: “Anam babam sana fedâ olsun, ben kendimi güçlü hissediyorum” deyince: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her aydan iki gün oruç tut” dedi. O kimse tekrar: “Yâ Resûlullah! Anam babam senin yoluna fedâ olsun, ben kendimi güçlü hissediyorum” deyince ben kendimi güçlü hissediyorum sözlerini tekrarlayarak artırmak istemedi. Fakat o kimse ısrar edince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her aydan üç gün oruç tut” buyurdu.
(İbni Mâce ve Tirmizî, Nesaî)

Resim---Muaze radiyâllahu anha şöyle diyor: “Aişe’ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem her aydan üç gün oruç tutar mıydı? Diye sordum. “Evet” dedi. Hangi günlerinde tutardı” dedim. “Ayın hangi gününde olduğuna aldırış etmez, mutlaka tutardı” dedi.
(Müslim, Ebu Davûd)

Resim--- Musa Bin Talha radiyâllahuanh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme bir tavşan getirildi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem elini tavşana uzatırken o adam: “Ben onda kan gördüm” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem elini ondan çekti ve ashabına yemelerini emretti. Oradakilerden biri kenarda duruyordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona: “Senin neyin var” buyurdu. O adam da: “Oruçluyum” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de ona: “Her ayın dolunay olduğu günler olan 13–14-15’inde tutmuyor musun” buyurdu.”
(İbni Mâce, Tirmizî ve Nesaî)

Resim--- İbnül Havtekiyye radiyâllahu anh anlatıyor: “Babam şöyle anlattı: “Bir bedevi, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e geldi yanında kızartılmış tavşan ve ekmek vardı. Onları Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in önüne koydu ve şöyle dedi: “Onu kan akıyor durumda buldum.” Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ashabına: “Zararlı bir şey değildir yiyiniz” buyurdu. Bedeviye de: “Sen de ye!” buyurdu. Bedevi de: “Ben oruçluyum” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ne orucu tutuyorsun” buyurdu. Bedevi: “Her ayın tutulması gereken üç gün orucunu” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Eğer her aydan üç gün oruç tutacaksan ayın dolunay olduğu günler olan beyaz günlerinde yani 13–14-15’inde tut” buyurdu.”
(İbni Mâce, Tirmizî ve Nesaî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem her aydan üç gün oruç tutardı. Ayın ilk haftasında pazartesi ve Perşembe, bir sonraki hafta ise pazartesi günü oruçlu olurdu.
(Ebu Davûd, Nesaî ve İbni Mâce)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---İbni Milhan El Kaysi radiyâllahu anh babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bize her ayın beyaz günleri olan on üç, on dört, on beşinci günlerini oruçla geçirmemizi emrederdi. “Onlarda oruç tutmak tüm sene oruç tutmak gibidir” buyururdu.”
(Ebu Davûd, Nesaî ve İbni Mâce)

Resim---Huneyde el Huzai radiyâllahu anha annesinden rivâyet ederek şöyle demiştir: “Ümmü Seleme’nin yanına girip nafile oruçtan sordum. O da şöyle dedi: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana her aydan üç gün oruç tutmamı emretti. O orucun ilki ayın pazartesi ve perşembesi.” (Sonra da diğer perşembesi idi.)
(Ebu Davûd ve Nesaî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Pazertesi ve Perşembe günü oruçlarını dört gözle beklerdi.
(Nesaî, İbni Mâce ve Tirmizî hasen garib)

Resim---Sahâbîlerden Üsametü İbn-ü Zeyd (radiyallahu anhu) (ürettiği) mallarını almak için Medine'ye bağlı Vadi’l- Kura yöresine gittiğinde Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutuyordu.Yardımcısı ona sordu: “Sen yaşlı bir adamsın, niçin Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutuyorsun?.”
Üsame (radiyallahu anhu) de şu cevabı verdi: “Resûlullah (aleyhisselâm) Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı. Niçin Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tuttuğu sorulunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kulların amelleri Pazartesi ve Perşembe günleri (Allah'a) arzolunur. Ben, oruçlu iken amel(ler)imin (Allah'a) sunulmasını severim.” buyurdu.

(Ebû Davûd Savm 59; Nesâi Savm 70; Et-Tâc 2/97)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ayın Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri oruç tutardı. Diğer ayın ise Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri oruç tutardı.
(Tirmizî)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

BİR GÜN ORUÇ TUTUP BİR GÜN TUTMAMAK:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah katında en sevimli oruç Davûd peygamberin orucudur. En sevimli namaz da Davûd aleyhisselamın namazıdır. O gecenin ilk yarısında uyur, üçte birinde namaz kılar, yine altıda birinde uyurdu. Bir gün oruç tutar bir gün iftar ederdi." buyurdu.
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)

Resim---Abdullah Bin Amr Bin As radiyâllahu anh diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana rastladı ve: “Senin geceleri hep namaz kılacağını ve gündüzleri de hep oruç tutacağına dair verdiğin söz bana ulaşmadı mı zannediyorsun?” “Evet, öyle” dedim. Resûlullah şöyle buyurdu: Kalk namaz kıl ve uyu, oruçta tut iftar da et. Her aydan üç gün oruç tut bu tüm seneyi oruçla geçirmek gibidir. “Yâ Resûlullah! Benim bundan daha fazlasına da gücüm yeter” dedim. Resûlullah: “Bir gün oruç tut iki gün tutma” buyurdu. “Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter” dedim. Resûlullah: “Bir gün oruç tut iki gün tutma” buyurdu. “Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter” dedim. Resûlullah: “Öyleyse bir gün oruç tut bir gün tutma. Bu orucun en uygun olanıdır. Davûd peygamberin orucudur” buyurdu. Ben: “Bundan daha fazlasına da güç yetirebilirim” deyince: “Bundan daha faziletlisi olamaz” buyurdu.
(Buharî, Müslim ve Ebu Davûd)

Resim---Ebu Katade radiyâllahu anh anlatıyor: “Bir adam Peygamber Efendimize gelip: “Yâ Resûlullah! Sen orucu nasıl tutarsın?” diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem adamın bu sözüne öfkelendi. Ömer bu durumu görünce: “Biz Rab olarak Allah’tan razı olduk, din olarak İslam’ı seçip razı olduk, Peygamber olarak da Muhammed Efendimizi seçip razı olduk; dolayısıyla Allah’ın gazabından, Resûlünün öfkelenmesinden Allah’a sığınırız” demeye o derece devam etti ki Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin gazabı yatıştı. Sonra Ömer: “Yâ Resûlullah! Bütün seneyi oruçla geçirmenin durumu nedir?” diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de: “O kimse ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır” buyurdu. Ömer: “Yâ Resûlullah! İki gün oruç tutup bir gün tutmayanın durumu nasıldır?” diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Buna kimin gücü yetebilir?” buyurdu. Ömer: “Bir gün oruç tutup bir gün oruç tutmamaya ne dersin?” deyince: “O Davûd Peygamberin orucudur” buyurdu. Bunun üzerine Ömer: “Bir gün oruç tutup bir gün tutmayana ne dersin?” deyince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Ben buna gücümün yetmesini arzu ederim. Her aydan üç gün oruç tutmak ve Ramazan orucu işte tüm senenin oruçla geçirilmesi gibidir. Arefe günü tutulan oruç ise önceki ve sonraki senenin günahına kefffaret olacağını ümit ederim. Aşure günü orucunun ise önceki yılın günahlarına kefâret olacağını ümit ederim.”
(Müslim, Ebu Davûd ve İbni Mâce)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucu arasında hudut, sahur yemeğidir.” buyurmuştur.
(Müslim, 6, 60)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ramazan’da orucunu tutup da Şevval’den de altı gün tutan kimse bütün sene oruç tutmuş gibidir.” buyurmuştur.

(Riyazu’s- Salihin, 1259)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah”tan başka ilah olmadığına ve Muhammed”in O”nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe”ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.” buyurmuştur.
(Tirmizî, İman 3, (2612)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bir kadın Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem”a gelerek: “Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana (bir mani) arz oldu ne yapayım?” Efendimiz, “Ramazan”da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hacc gibidir” buyurdu.

(Ebu Davûd, Hacc 79, Tirmizî, Hacc 95)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” buyurmuştur.
(Müslim, Sıyam 2, (1079)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilâve ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Savm 53, (759); Ebu Davûd, Savm 58, (2432)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.” buyurmuştur.

(Müslim, Taharet 14, (223); Tirmizî, Salat 160, (214)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!.” buyurmuştur.

(Tirmizî, Daavat 110, (3539)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah”tan başka ilah olmadığına ve Muhammed”in O”nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe”ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.” buyurmuştur.
(Buharî, İman 1; Müslim, İman 22)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa “ben oruçluyum!” desin (ve ona bulaşmasın)” buyurmuştur.
(Müslim, Sıyam 164, (1161)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Cihad 3, (1624)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” buyurmuştur.
(Tirmizî”nin rivâyetinde şu ziyâde var: “Oraya kim girerse ebediyyen susamaz.)
(Tirmizî, Savm 5)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevâb yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Savm 82, (807); İbnu Mâce, Siyâm 45, (1746)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir.” buyurmuştur.
(Müslim, Sıyam 171, (1155); Tirmizî, Savm 26, (721)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Zahmetsiz ganimet kışta tutulan oruçtur.” buyurmuştur.

(Tirmizî, Savm 74, (797)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez.”
(Buharî, Savm 29; Tirmizî, Savm 27, (723)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Cihâd 3, (1624)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat edinceye kadar Ramazanın son on gününde i’tikafa girer ve şöyle buyururdu:Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın.”
(Müslim, İ”tikaf 5, (1172)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “Kadir gecesi Ramazan’ın neresinde?” diye sorulmuştu. O, “Ramazanın tamamında!” diye cevâb verdi.

(Ebu Davûd, Salât, 824, (1387)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak
ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.”
buyurmuştur.

(Müslim, Müsafirin 174, (769); Ebu Davûd, Salât 318, (1371); Tirmizî, Savm 83)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kişinin fitnesi ehlinde, malında, çocuğunda, nefsinde ve komşusundadır. Oruç, namaz, sadaka, emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker bu fitneye kefaret olur!” buyurmuştur.
(Müslim, Fiten 17, (144), Tirmizî, Fiten 71, (2259)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." buyurmuştur.

(Buharî, İman 28, Savm 6; Müslim, Sıyam 203, Müsafirîn 175. Aynca bk. Ebu Davüd, Ramazan l, Savm 57; Tirmizî, Savm l. Cennet 4; Nesaî, Sıyam 39; İbni Mace, İkamet 173, Sıyam 2, 33)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır." buyurmuştur.

(Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Orucun sevabı Allah'tan başka kimsenin takdir edemeyeceği kadar büyüktür." buyurmuştur.

(el-Heytemî', ez-Zevâcir, 1/156.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruçlunun, acıkmaktan doğan ağız kokusu Allah için miskten daha güzeldir." buyurmuştur.

(Mûslim, savm 161.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruç, ateşten koruyan bir kalkandır." buyurmuştur.

(Müslim, savm 162-163.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruçlu, duâsı geri çevrilmeyen üç gruptan biridir." buyurmuştur.

(Beyhakî, Sünen NI/345, Tecrid NI/253. )

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan orucunu, -dünya ile ilgili faydalardan ötürü değil de- sadece Allah için tutanın geçmiş günahları bağışlanır." buyurmuştur.

(Nesaî, siyâm 39; Tirmizî, savm 1)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Özürsüz olarak tutulmayan bir günlük Ramazan orucunun kaçırılan sevabı bütün zaman süresini oruçlu geçirmekle dahi karşılanamaz." buyurmuştur.

(Tirmizî, savm 27. )
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ORUÇ-SAVM..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

gÖLgemLe bEN
bENdeki ->SEN
->”NÛRun aLâ->
NÛR”dan GEL-EN..



Resim


İLLiYyîN ->ESFEL URUCu
ESFELden İLLiYyîN RÜCÛ’
OLÂNda BİZ BİR-İZ SÖZü
OLsun!. OLmasın!. ORUCU..


ZEVK 8166

KÛN feyeKÛN.. SuBHÂNALLAH.. ŞE’ÂNuLLAH ->CÂN CihÂNı
->GÜNEŞ-in ->IŞIĞI GiBi ->FAZLın>FECRi ->CÂNÂN>CÂNı

ELESt-in TEK ÂNı ->ZamÂN
NÛR-u MîM MAHŞERi MekÂN

RAZiYyeten <-> MERZİYyeten ->RABB’ın ->RIZA RAMAZÂNı!.

celle celâlihu..

26.05.17 08:28
brsbrsm..tktktrstkkmdefkârr.
.


SEVen<->SEViLen->SEVGiLi
->BİZ BİR-İZ ->BİLe BİLgesi
->GÜNEŞ <- İLe ->IŞığı GiBi
->KELEBEK <-İLe-> GÖLgesi!.



Resim

ResimORUÇ-SAVM..

savm u salat u hacc ile sanma biter zâhid işin
-> insan-ı kâmil olmağa lâzım olan irfân imiş
!..”

Niyazî Mısrî kaddesallâhu sırrahu ..


Savm.. MuhaMMedî Hakîkatın vüCÛDa GELişine Samedî Sâhib ÇIKış..

“Oruç” Farsça’daki “rûze” kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir.
A'rabca’sı “savm” ve “sıyâm”dır. Savm kelimesi Arapça’da “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek” anlamında kullanılır. Fıkıh terimi olarak ise, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.
Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde savm şöyle tarif edilmiştir: "sıyâm, savm", sözlükte nefsi meylettiği şeylerden, isterse bir söz olsun alıkoymak yani kendini tutmaktır.
Ragıp El İsfahani ise, Müfredat’ta savm’ı “yemeyi, içmeyi, konuşmayı ve cinsel ilişkiyi bırakmak” olarak tarif etmiştir.


sÂme: bir işten kendini tutmak.
Belli VAKiTte yemek, içmek cinsî münâsebetten geri durmaktır.
sÂme şerhr: bir ay oruç tutmak.
Sâim: oruçlu kimse.
Savm: imsak vaktinden akşam iftar vaktine kadar yemek, içmek cinsî münâsebetten geri durma.


İmsâk ile iftar arasındaki nefsine sâhib oluş erdemidir.

İmsâk, “kendini tutmak, engellemek” BAŞlangıcı ile iftar, “Oruç açmak” SON-UÇu arasındaki zaman DİLimini Hakk’a tahsisitir.
İmsak vakti, tan yerinin ağarması (fecr-i sâdık) vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur; bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlaması vaktidir.
İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güneşin batma-günün sona erme vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur.
Norveç’de veya Kuzey Kutbunda yaşayanlar için kıstas bizce Mekke’dir..
Oruca niyet, Emrullah'a uyuş ve zamanı tahsistir-sürekli HAKKla oluştur..

Oruç, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in hicretinden 1 yıl 6 ay sonra Şâban Ayının 10.uncu günü farz kılınmış olup, İslâm’ın beş temel erkânından biridir..
Oruç Kur'ân-ı Kerim âyetlerince ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem hadislerince açıkça FARZdır.
Kur'ân-ı Kerim'de mesned Bakara Sûresi 183 ve 184. âyetleridir.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Resim---
Yâ eyyuhâllezîne âmenû kutibe aleykumus sıyâmu kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn(tettekûne): Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilerin üzerine yazıldığı (farz kılındığı) gibi sizin üzerinize de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.”
(Bakara 2/183)

أَيَّامًا مَّعْدُودَاتٍ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ فَمَن تَطَوَّعَ خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُ وَأَن تَصُومُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Resim---
Eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men kâne minkum marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn(miskînin), fe men tatavvaa hayran fe huve hayrun leh(lehu), ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne): (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Fakat sizden kim hasta veya yolculukta olursa, o taktirde (tutamadığı günlerin sayısı), diğer (başka) günlerden (oruç tutarak) tamamlanır. (İhtiyarlıktan veya iyileşmesi umulmayan bir hastalıktan dolayı) ona (oruç tutmaya) güç yetiremeyenlerin, bir yoksulu (sabah, akşam) doyuracak (kadar) bir fidye vermesi (gerekir). Artık kim isteyerek (gönülden) bir hayır yaparsa (orucunu veya fidyeyi artırırsa), işte o, kendisi için bir hayırdır.Oruç tutmak sizi için daha hayırlıdır, keşke bilseydiniz.
(Bakara 2/184)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: ALLAH’tan başka ilâh/tanrı olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet/tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah’ı ziyâret etmektir (hac)” buyurmuştur.
(Buhârî, İman 34, 40, İlim 25; Müslim, İman 8.)

Savm, Şehr-i Ramazan/Ramazan ayında 30 gün süre ile ORUÇ..
Ramazan sözcüğünün kökü “ra-mim-dât” dir.
“ramaz” ve “ramza”, şiddetli sıcaktır.
Ramaz, “güneşin sıcaklığının şiddetinden taşların sıcaklaması” demektir.
Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde de, “Şehr” kelimesi için şöhret kökünden mastar olup bir şeyi açığa çıkarmak manasındadır, denilerek gökte görünen aya şehr dendiği belirtilir.
Gökteki ayın Kur'ân-ı Kerim’deki adı kamer’dir.
Şehr, kamer’in şöhretli halidir, yani dolunay halidir.
"Şehr" kelimesi Kur’an’da 11 âyette kullanılmıştır.

Oruç, riyânın en az karışacağı, bedeni direkt etkileyen ve NEFSe en zor gelen ve süreklilik gerektiren bir ibâdet olduğu için sevâbını HAKK Teâlâ Takdir etmektedir.


Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ ALLAH celle celâluhu: “Oruç Benim içindir; onun karşılığını Ben vereceğim!” buyurdu.” buyurmuştur.
(Buhârî, Savm 2, 9; Müslim, Sıyâm 30)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kim ALLAH yolunda, malından iki şey harcarsa, cennetin kapılarından ‘Allah’ın kulu! Burası güzeldir, buradan girin.’ diye çağrılır. Namaz ehli olanlar / sürekli namazını kılanlar, Salat (namaz) kapısından çağrılır. Cihad ehli olanlar, Cihad kapısından çağrılır. Oruç ehli olanlar / sürekli oruçlarını tutanlar Reyyan (su içip kanan) kapısından çağrılır. Sadaka ehli olanlar /daima sadaka verenler, Sadaka kapısından çağrılır.” Bunun üzerine Ebu Bekir: “Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Anam, babam sana feda olsun, bütün bu kapılardan çağrılması için kişinin ne yapması gerekir? Bu kapıların hepsinden çağrılacak kimse var mı?” diye sordu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Evet, öyle ümit ediyorum ki, sen onlardan olacaksın.” buyurdu.
(Buharî, Savm, 4)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: Her amel sâhibi için ayrılan bir kapı vardır ki, onu işleyen kimse o kapıdan çağrılır.” buyurdu.
(İ.Ahmed, Müsned, II/449)

Hadislerde bildirilen Cennetin sekiz kapısı vardır: Salat, Cihad, Reyyan, Sadaka (Zekât), Hac, Af, Eymen (Sağ, mübarek) ve Zikir-İlim kapısı.


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz..” buyurdu.
(Tirmizî, Cum’a, 80)

Resim

Azîz Hocam MüNiR DERMÂN kaddesallahu sırrahu ise;

ALLAHla dost olmak, Namaz Mektebine kaydedilmekle başlar.
Hepimiz kaydedildik, kimimiz 50 senedir, kimimiz 40 senedir kılıp duruyoruz.
Bazı gençlerde: “Efendim ben yeni başladım sonu ne olacak?.””
Başladın ya bitti!.
Hazreti Ömer 44 yaşında İslâm oldu.
“Eeeee evvelden yaptığı edebsizlikler ne oldu?.””
Hepisi hebâen mensura gitti.
“Ben bu gün Müslüman oldum!.” dedi.
Düşünme sonunu..
Hulusi kalb ile İlahî huzur-u İlahîye şey etti mi Nur-u Resûlullah ALLAH’ın Rahmeti her şeyi temizler.
Önümüz bakın Ramazan geliyor, ALLAH nasîb-i müyesser eylerse.
Hele bazı Müslümanlar: “Hele bir gelse de tutsak!.” diyor, Ramazanı.
Ulan biz onu tutacak değiliz, O BİZİ TUTACAK!.

Onun içi azîz cemâat,
Abdestli gezin, abdesli gezin, abdestli gezin!
Yarın âhirette abdestli iken: “Ulan şu heriften ALLAH razı olsun!” diye bana şefâat edersiniz.
Abdestli gezen adam başkasına şefâat etmeğe yetkilidir oğlum.
Abdest, ibriği al sokakta gez, “Deli!.” desinler sana.
Ama “ben hastalıklıyım yapamıyorum” dersen güneş doğarken, batarken, birde Ezan-ı MuhaMMedî okunmadan evvel abdestli gez!.
Abdestli gezmek sana demin dedim ALLAH Çeşmesinden olan RUHun ve sana şah damarından daha yakin olan Cenâb-ı ALLAH’a edeb içinde ta’zim demektir. Bu işler ta’zim ile kazanılır.
ALLAH cümlemizi Resûlullah’ın kurduğu Tren Yolundan şaşırmaya!
Âmin!

ALLAHümme salli alâ MuhaMMedin ve alâ âli seyyidinâ MuhaMMed!.
Subhâneke Yâ Allâm, Tealeyke Yâ Selâm!.
Ecirnâ mine’n- nâri vebi affike Yâ Mücir!.
ALLAHümme ente’l- Mennânü Bediü’s- semâvati ve’l- ard!.
Zü’l- Celâli ve’l- ikram Yâ Hayyu Yâ Kayyumu!
Yâ ALLAHu celle celâlihu el hamdülillah!.

Yâ İlâhîî!
Bizler günahkâr değiliz, isyankâr da değiliz.
Hatamız varısa rahmet suyunnan bunu üzerimizden reff -i def eyle Yâ Rabbî!.
Midemize, evimize, çoluğumuzu, çocuğumuza hepisine birden helâl lokma nasîbi müyesser eyle Yâ Rabbî!.
Şeytanı bizden uzak et Yâ Rabbî!.
Memleketimizi her türlü âfat-ı belâiye, âfat-ı semâiye, âfat-ı araziyeden, sel su âfetinden, zelzeleden, yangından, düşman istilasından, şuradaki bir avuç Nur-u Resûlullah’ı üzerinde taşıyıp Secde-yi Rahmâna kapayan.. şu üç gün hürmetine Yâ Rabbî!.
Sen masun kıl memleketimizi Yâ Rabbî!.
Yarın huzur-u mahşerde Resûlullah’ın mübârek yüzünü görmek nasîbi müyesser eyle. Elinden öpmek nasîbi müyesser eyle Yâ Râbbî!.
Son nefesinde buyurun: “Lâ İlâhe illallah MuhaMMedur- Resûlullah!” kelimesi taibesiynen sana kavuşmak nasîbi müyesser eyle Yâ Rabbî!.
Rızıklarımızı bol eyle Yâ Rabbî!.
Bizi cehennem azabından koru Yâ Rabbî!.
Lillahi’l- Fâtiha!…
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön