GÜLLER SULTANImız

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

GÜLLer SULTÂNı EFENDİMm
sallallahu aleyhi vesellem…


GONCA GÜLü ==>YEDi YÖNün
ALt-Üst-DÖRt YÖN - ARA-ÖNün
MERKEZin=>TEK-BİZ-BİR GÜLü
=>Bu GÜNü ==>YARıNı-DÜNün!.


ZEVK 8932

KÂİNÂt’ın dOKUsu-nda =>GÜL =>NÛRun CÂNı EFENDim
EZEL =>“İKRÂ =>OKU!.”sunda HAYat FERMÂNı EFENDim
GÜL BAĞIdır =>GÜL NEFESin
GÜL ÇAĞIdır GÜL-ZÂR NEFESin
RÛHun GÜLLer kOKUsu-nda =>GÜLLer SULTÂNı EFENDim!.

sallallahu aleyhi vesellem..

09.07.18 04:19
brsbrsm..tktktrstkkmdsensizzz..


BİZ GÜLün =>TEVHiD TÜLüyüz
BİZ AŞK GÜLün =>BÜLBÜLüyüz
Her YER Her ZamÂN Her HÂLde
=>MuhaMMedî-yİZ =>GÜLüyüz!.



Resim

GÜL, Arapçada “VeRD” dir. “V.R.D.
Vav.. Vâcibu’l-VüCÛD ALLAHu zü’L- CeLÂL’in Kâinâtı MevCÛD KILışında “V” =>NÛR-u MuhaMMeddir.
Re.. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ALLAHu zü’L- CeLÂL’in Er RAÛF ve Er RAHÎM celle celâlihu Esmâlarının MuhaMmedî Mü’minlere sürekli-ebediyyen Menbağ ve Mazhar OLuşudur..


لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Resim---"Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz (azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bi’l- mu’minîne raûfun rahîm (rahîmun).: Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer). Size çok düşkün, mü’minlere şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe 9/128)

Dâl.. İslâm Dinine-HidâyetuLLAH’a Dâvet Delilidir..

Resim

İmam Ali kerremallahu vecheh (ö. 40/661) son nefesini vermeden önce Selmân radiyallahu anhu'dan bir deste
GÜL istediği rivâyet edilir. Selman radiyallahu anhu bir deste GÜL getirmiş, İmam Ali kerremallahu vecheh bunu koklamış ve rûhunu teslim etmiştir..
Bundan dolayı Bektaşîlik’te
GÜL önemli bir semboldür..

Ve rengi, şekli ve kokusu ile
GÜL, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şemâil hadislerinden de etkilenilerek çeşitli benzetmelerde kullanılmıştır..
MuhaMMedî NÛR GONCAsından Kâinât’ın var OLuşu, RisâLet
GÜLüyle EBediyyen TÂÇLanmıştır..

Bu Muhteşem MuhaMMedî
GÜLün BÜLBÜLü, Bizzât El Muheymîn ALLAH celle celâlihu OLup MuhaBBetini HABîBuLLAH olarak BUyurup DUYurmuş isimlendirmiştir..

MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLarca,“Gönüller SuLtÂNı” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e DUYulan bu Muazzam MuhaBBet,
GÜL İLe ÖZDEŞLeşmiş bir SEVgi Sembolü OLmuştur ki, O’nun RÛH REHYHÂsı ÂLEMLerin RAHMet RÛHudur..

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---"Ve mâ erselnâke illâ rahmeten li’l- âlemin (âlemîne).: (Ey Rasûlüm) Seni Biz, sadece âlemlere/bütün varlıklar için eşsiz bir rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ 21/107)


ZâHiRde
GÜLün RENgi;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Kabr-i Şerifi “
GÜL BAHÇEsi”..
KeLÂMuLLAH ise, Ebediyyen ve Sürekli her SiLM AKıL TarLasına SAÇılıpDURan
GÜL TOHUMudur..

BâTıNda
GÜLün kOKUsu;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in İsLÂM DiNi TeBLiğine İMÂNda Nefsin Mutmâin OLuşu..
KeLÂMuLLAH ise, Ebediyyen ve Sürekli her SiLM AKıL’a EMRedilip Buyurulan “İkrâ-OKu!.”sudur.


Resim

Kur'ÂN-ı Kerîmde GÜL;

فَإِذَا انشَقَّتِ السَّمَاء فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ
Resim---"Fe îzen şakkati’s- semâu fe kânet verdeten ked dihân (dihâni).: Gökyüzü yarılınca, işte o zaman, erimiş yağ (rengi) gibi kırmızı bir GÜL haline gelmiştir.” (Rahmân 55/37)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in kendine özel güzel bir kokusunun olduğu, vücudunun ve terinin güzel koktuğu nakledilir. Bir kişi elini sıktığında, bütün gün kokusunu duyduğu, bir çocuğun başını okşadığında, diğer çocuklar arasında kokusundan fark edildiği, kemal ehlinin, o kokuyu hissettiği bildirilmişitir.
(Buhârî, Menâkıb 23; Müslim, Fedâil, 81, 82; Tirmizî, Birr ve Sıla 69; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 222, 227, 265, 267; Dârimî, Mukaddime 10; İbn Ebû Şeybe, Ebû Bekr Muhammed b. Abdullah, el-Musannef fi’l-ehâdîs ve’l-âsâr (nşr. Saîd elLehhâm), I-XI, Beyrût 1409/1989, VII, 427; İbn Hibbân, Alâaddîn Ali el-Fârisî, elİhsân fî takrîbî Sahîhi İbn Hibbân (nşr. Şuayb el-Arnaût), I-XVIII, Beyrût 1412/1991, XIV, 211; Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyin, Delâilü’n-nübüvve ve ma‘rifetü ahvâli sâhibi’ş-şerîa (nşr. Abdülmu‘tî Kal‘acî), I-VII, Beyrût 1405/1985, I, 254-255.)


Resim---Enes b. Mâlik radiyallahu anhu’tan (ö. 93/711-12) rivâyet edilen sahih bir hadiste ise; Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Enes’in evine girip kaylûle uykusuna dalarak terler. Enes’in annesi Ümmü Süleym bir kavanoz getirerek teri onun içine sindirmeye başlar. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem uyanır ve yaptığı hareketin sebebini sorar. Ümmü Süleym: “Bu senin terindir, onu kokumuza katıyoruz. O kokuların en güzellerindendir. Çocuklarımız için bunun bereketini umuyoruz” der. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de: “İsabet ettin” buyurur.
(Buhârî, Sahîh, “İsti'zan”, 41; Müslim, Sahîh, “Fedâil”, 83-5.)


Bu konuyla ilgili çeşitli olaylar anlatılmıştır;

Resim---Taberânî’nin, Ukbe b. Firkat’ın eşi Ümmü Âsım’dan aktardığı şu bilgi ilgi çekicidir: “Biz üç eş idik. Her birimiz, güzel koku kullanmakta birbirimizle yarışırdık. Kocamız Ukbe ise hiç koku sürünmediği halde, hepimizden daha güzel kokardı. Sebebini şöyle açıkladı: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında hastalanmıştım. Eliyle bir miktar tükrüğünü sırtıma ve karnıma sürüp sığadı. O hastalık geçti. O günden beri bu güzel koku bende devam etti.”
(Taberânî, Ebü’l- Kasım Süleyman b. Ahmed et- Taberânî, el-Mu‘cemü’l- Kebîr, thk. Hamdi Abdülmecid es-Silefî, Kahire, 1404/1983, XVII, 133-134, r. 329-331)


Resim---Aynı şekilde başka rivâyetlerde; Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in mübârek sırtlarında Peygamberlik mührünün GÜL tomurcuğu gibi bir et parçası şeklinde olduğu bildirilmiştir.
(Tirmizî, eş-Şemâilü’l- Muhammedîyye, 3. Baskı, Beyrut, 1408/1988, s. 17, r. 16.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in eşi Âişe radiyallahu anha Annemizin (ö. 58/678) GÜL rengi ile boyanmış bir gömlek giydiği bildirilmiştir.
(Buhârî, Hac, 64; Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî, es-Sünenü’l- Kübrâ, I-X, Beyrut 1353. V, 127)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ashabdan Abdullah b. Amr b. Âs'ın üzerinde GÜL (kurusu) renginde bir elbiseyi görünce (ona): “Bu nedir?” diye sorar. O da gidip elbiseyi (fırında) yakar (ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in huzuruna varır. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onu, bir başka elbiseyle görünce; “(Öbür) elbiseni ne yaptın?” diye sorar. O da “yaktığını” söyler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, “Onu (yakacağına) aile halkından (olan kadınlardan) birine giydirseydin ya!.” buyurur.
(Ebû Dâvûd, “Libas”, 17)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Dünyada bana, kadın ve güzel koku sevdirildi; namaz da gözümün nuru kılındı.” buyurmuştur.
(Nesâî, es-Sünen, “Kadınlarla Muaşeret”, r. 3928)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Üç çeşit ikram vardır ki, hiç reddedilmez: Biri yastık, diğeri koku, öbürü de süttür.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Edeb, r. 2790)


Resim---“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kendilerine takdim edilen kokuyu hiç reddetmezlerdi.”
(Buhârî, “Hibe”,9; “Libas”, 80; Tirmizî, Edeb, r. 2789; Nesâî, Zîne, 74, r. 5223.)



NübüVVet MüHRü.:
Kaynaklarda güvercin veya keklik yumurtası/gerdek çadırının düğmesi, yumruk halinde veya insan bedeninde çıkan siğile ve daha başka şeylere benzetilerek yapılan bu tasvirlerin ortak noktası, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem sırtında iki kürek kemiği arasında, sol kürek kemiğine yakın irice bir et parçasının bulunduğudur.
Geniş bilgi için bkz. İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, VII, 447; Ahmed b. Hanbel, V, 107; Buhârî, Vüdû‘ 40; Müslim, Fedâil 110, 112; Tirmizî, Menâkıb 11; İbn Belbân, el-İhsân, XIV, 207, 209, r. 6298, 6301..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANI

Mesaj gönderen Gul »

Resim

GÜL AÇar=>YÂRin YÜZünde
KÖKü =>BİZ BİR-İZ ÖZünde
AL=>GECEsi. AK=>GÜNDÜZü
GÜL KOKar =>ÂŞIK SÖZünde!.


ZEVK 8940

DUDU EBEM’in DUÂsı-nda =>GÜL BAĞI-na ERdim GÜLüm
==>EBEDiYyEN SEVeceğim =>EZELden SEVERdim GÜLüm
ZÂHİRi =>AK.. BÂTINı =>AL
=>ANLAtılmaz=>HÂL İÇi HÂL
vASL-ı vUSLat VÂDisinden=>BiR DEMet GÜL DERdim GÜLüm!.


HUu DOSt ALLAH celle celâlihu!.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..


16.07.18 17:14
brsbrsm..tktktrstkkmdsensizzz..



Resim Havz-ı Kevser’in, Makam-ı MahMud’un ve EZEL-EBED GÜL BAĞI’mızın SubhÂNî Sâhibi Efendimiz MuhaMMed Mustafa Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in EhL-i Beyt’inin aleyhumusselâm İsLÂM DİNindeki Ebedî CÂN CERYÂNı OLuşunu iYi ANLAmalıyız..
RIZA REYHÂsını RÛHumuzda DUYup Uymalıyız İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.

O EhL-i Beyt aleyhumusselâm ki;
Tıpkı bir CERYÂN KabLosu gibi OLan VELÂYET İÇİNe DERc Edilmiş/CÂN CERYÂNıKILınmış NÜBÜVVET NÛRunu ilelebet İSÂLe etmektedirler.. El hamdu lillâhi rabbil âlemin!.

EhL-i Beyt aleyhumusselâm’ın TEVHİD TARLAsı Fâtımâtü’z- ZEHRÂ aleyhumusselâm Annemizin TemeLi HATiCEtü’L- KüBRÂ aleyhasselâm ANNEmiz ki o;
SEVgiLiLer SEVgiLisinin SEVgiLisidir ve "ANNEmiz" SÖZüm de Haktır;


النَّبِيُّ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ وَأُوْلُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَن تَفْعَلُوا إِلَى أَوْلِيَائِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
Resim---"En nebiyyu evlâ bi’l- mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ulû’l- erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi mine’l- mu’minîne ve’l- muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ (ma’rûfen), kâne zâlike fî’l- kitâbi mestûrâ (mestûran).: Nebî (Peygamber), mü’minler için kendi nefslerinden daha evlâdır (yakındır). Ve O’nun (Nebî’nin) zevceleri, onların ANNEleridir. Ve rahîm sahibleri (akrabalar), onlar birbirlerine, ALLAH’ın Kitab’ında, mü’minlere ve muhacirlere yakın olduklarından daha yakındır. Ancak dostlarınıza iyilik yapmanız hariç. İşte bunlar, Kitab’ta satır satır yazılıdır.” (Ahzâb 33/6)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, HATiCEtü’L- KüBRÂ aleyhasselâm ANNEmizi için;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Dünyada bana, kadınlar ve güzel koku sevdirildi. Namaz da gözümün nuru kılındı.” buyurmuştur.
(Nesâî, işratü’n- nisâ 1)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kendi zamanındaki yeryüzü kadınlarının en hayırlısı İmrân’ın kızı Meryem’dir. Bu ümmetin kadınlarının en hayırlısı da Hatice’dir.” buyurmuştur.
(Buhârî, Enbiyâ: 47 ; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe: 69)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Dünya kadınları arasında İmran’ın kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatice, MuhaMMed’in kızı Fâtımâ ve Firavun’un hanımı Âsiye örnek olarak yeter.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb 61)

HATiCEtü’L- KüBRÂ aleyhasselâm Annemiz ALLAHu zü’L- CeLÂL’in Husûsî Selâmına mazhar olmuş, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in kâinâtta müstesnâ GÜLüdür.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Hira Dağında iken Cebrâil aleyhisselâm, Peygamberimize gelmiş ve: “Yâ Rasûlallah! İşte şu Hatice'dir. Sana doğru geliyor. Ya-nında bir kap var, içinde katık yâhud yiyecek şey yâhud şerbet var. Hatîce sana geldiğinde ona RABB'inden ve benden selâm söyle! Ve cennette inciden yapılmış bir sarayla müjdele ki, onun içinde gürültü patırtı yok, çalışmak çabalamak da yok!.” buyurmuştur.
(Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr 20)

Resim---Âişe radiyallahu anha ANNEmiz: “Rasûlullah aleyhisselam ne zaman bir koyun kesse: “Onu Hatice’nin dostlarına gönderin!” buyururdu.
Âişe radiyallahu anha ANNEmiz bir gün O’nu kızdırıp: “Hatice hâa!” deyince, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bana o’nun SEVgisi bahşedildi”
buyurmuştur.
(Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe 75)

Resim

Elebette yâd etmemiz gereken bir ANNEmiz daha var;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yetim ve öksüz kalınca 4 yaşından sonra fiilen ANNelik yapan, Ebû Tâlib’in hanımı, İmam ALİ kerremâllahu vechehu’nun da ANNEsi olan Fâtıma radiyallahu anha vefât ettiğinde, VEFÂ GÜLü Rasûlullah aleyhisselâm kendi gömleğini ona kefen yapmış, kabrine önce kendisi inerek teessüründen ağlamış ve: “Bu kadın beni doğuran ANNEM gibiydi…” buyurmuştur.
(Hâkim, Müstedrek, III, 108)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, “Ebû Turâb İmam ALİ kerremâllahu vechehu için;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Münâfık olan Ali’yi sevmez ve mü’min olan ona buğzetmez!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb, 20)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yâ ALİ!. Sen Bendensin, Ben de Sendenim!.” buyurmuştur.
(Buhârî, Fadâilu’s-Sahâbe, 9)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in GÖZünün NÛRu Fâtımâtü’z- ZEHRÂ aleyhasselâm Annemizi için;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ey Fâtımâ! Mü’minlerin kadınlarının Hanımefendisi -veyâ bu ümmetin kadınlarının hanımefendisi- olmana razı değil misin?.” buyurmuştur.
(Buhârî, İsti’zân, 43)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Fâtımâ benden bir parçadır. Her kim onu öfkelendirirse/üzerse, beni öfkelendirmiş/üzmüş olur.” buyurmuştur.
(Buhârî, Fedâilü’s-Sahâbe, 12; 29)

Resim

TEVHiD DİNİmizin Hilâfet ve İmâmiyyet Başı ve Sonu olan Seyyid Hasan aleyhisselâm ve Şerif Hüseyin aleyhisselâm..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Hasan ve Hüseyin, cennet ehli gençlerinin efendileridir.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb, 30)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allah’ım!. Muhakkak ben bu ikisini seviyorum, (sen de) sev ve bu ikisini seveni de sev!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb, 30)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “O ikisi dünyadan benim iki REYHAnımdır.” buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb, 18)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANI

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Ve yine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Aziz EŞLeri ANNELerimizde aleykünnesselâm GÜL Rengi ve Rayihası;


Resim---İbn Cureyc dedi ki: Ben Atâ'ya: “Âişe'nin o günkü hicabı ne idi?” diye sordum. Atâ: “Âişe o gün keçeden yapılmış bir küçük Türk Çadırı içinde idi. Çadırın bir perdesi vardı. Âişe ile bizim aramızda bundan başka birşey yoktu. Ben Âişe'nin üzerinde GÜL rengi ile boyanmış bir gömlek gördüm.” dedi..
(Buharî, “Hac”, 64. 26 Ebû Dâvûd, “Libas”, 17)

Resim---Ümeyye b. Ebü’s-Salt’ın rivâyetinde:
“Güneş her gecenin sonunda doğar,
AL renkte, sonra rengi GÜL gibi kırmızı olur!.” dediğine,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in de: “Doğru söylemiş!.”
buyurduğu nakledilmiştir..
(İ. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 256; Dârimî, Sünen, İsti'zan, 67.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in târif ve vasıflandırmasında, Çiçek/GÜL teşbihi/benzetmesi ile ilgili bilinen en eski örnek Hadis İmamı Tirmizî’nin (ö. 279/892), “Şemâil”inde zikrettiği Hind b. Ebû Hâle rivâyetinde geçen “Ezherü’l-levn” ifâdesidir.
Ezherü’l-levn: Rengi pek beyaz ve parlak demektir.

(Şemseddin Sâmi, el Mu’cemü’t-Türki’t-türâsî, nşr. Ahmed Cevdet, Beyrut 1989, I, 93.)

Ahmet Cevdet Paşa, başta İmam Ali kerremâllahu vechehu, Enes b. Mâlik ve Hind b. Ebû Hâle radiyallahu anhum olmak üzere sahâbenin önde gelenlerinden nakledilen “Hilye-i Nebevî” ile ilgili rivâyetleri topluca özetlerken bu kelimenin geçtiği yeri şöyle nakletmiştir: “O, Nebiyy-i Müctebâ, Ezherü’l-levn idi; yâni ne kireç gibi ak, ne de kara yağız, belki ikisi ortası ve GÜL gibi kırmızıya meyilli beyaz ve nûranî ve berrak olup, mübârek yüzünde nur parıldardı.”
(Tirmizî, Şemâil, s. 11-3, r. 7; Ali Yardım, Peygamberimizin Şemâili, Damla Yay., İstanbul 1997, s. 51.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in SÎRETen Mükemmel Ahlâkının yanı sıra, SÛRETen Fizik görünüşünün güzelliği, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Ashâb-ı Güzîn’in DİLiyle usta bir ressamın fırçasından tuvaline yansıyan pembe bir GÜL gibi tasvir etmişlerdir..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in elide doğan ve Muhteşem EDEBiyle yanında büyüyen İmam Ali kerremâllahu vechehu, O’nun sûretini ve sîretini tasvir ederken: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ne aşırı derecede uzun boylu ne de çok kısa boylu idi, orta boylu bir insandı. Saçları kıvırcık değildi, düz de değildi, dalgalıydı. Ne ince ne de şişkin yüzlü idi, yuvarlak yüzlü biriydi. Yüzü hafif pembeye çalan beyazdı. Gözleri koyu siyah, kirpikleri ise uzundu. Vücudu kılsız fakat göğsünden göbeğine kadar inen kıldan bir hat vardı. El ve ayakları irice idi. Yürüdüğünde sanki yüksek bir yerden iniyormuş gibi, ağır ve dengeli yürürdü. Bir tarafa döndüğü zaman tüm vücuduyla dönerdi. İki omuzu arasında peygamberlik mührü bulunmaktaydı. O peygamberlerin sonuncusu, gönül bakımından insanların en cömerdiydi. İnsanların en doğru ve sağlam sözlüsü idi. O, ahlâkça herkesten yüce, muâşeret yönüyle de en geçimlisiydi. Onu ilk gören heybetinden ürperirdi, fakat görüşüp tanışınca onu severdi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i kim tavsif etse: “Ne kendisinden önce ne de sonra onun gibisini görmedim!.” derdi..
(Tirmizî, Menâkıb 8; İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, VII, 445.)

Resim

Resim---Enes b. Mâlik b. Enes radiyallahu anhu: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, parlak beyaz tenliydi. Teri sanki bir inci gibiydi. Onun eli kadar yumuşak ne bir ipeğe ne de bir atlasa dokundum. Onun kokusundan daha güzel kokan ne bir misk ne de bir amber kokladım.” demiştir..
(El-Muvatta’, Sıfatü’n-nebî, 1; Buhârî, Menâkıb, 23; Müslim, Fedâil, 113; Tirmizî, Libâs, 21.; Buhârî, Menâkıb, 23; Müslim, Fedâil, 81, 82; Tirmizî, Birr ve Sıla, 69; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 222, 227, 265, 267; Dârimî, Mukaddime” 10; İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, VII, 427.)

Resim

Yine Ebü’l-Abbas Cafer b. Muhammed el-Müstağfirî “et-Tıbbü’n- Nebevî” adlı eserinde Ali b. Hasan aleyhisselâm’a şu rivâyeti yazmıştır: “Ebû Süleyman Muhammed b. Süleyman b. Yezîd el-Fâmî => Babası =>İsmail b. Ali b. Kudâme el-Harrâz el-Kazvînî=>Ahmed b. Abdân el-Berdeî =>Sehl b. Sagîr =>Mûsa b. Abdürabbih => İmam Ali b. Ebû Tâlib kerremâllahu vechehu isnadıyla merfû olarak nakledilen rivâyet şöyledir: “Semâvâta mi’racım sırasında, yeryüzü bana ağladı. ALLAHu TeÂLÂ, arzın gözünün yaşından, “LESAF (tavşan kulağı/dikenli beyaz GÜL)” denilen bir bitki yarattı. Kim yeryüzünün ağlamasını koklamak isterse keberi koklasın. Rabbe yükseltildiğimde ALLAHu zü’L- CeLÂL beni peygamberlikle selâmladı, beni peygamberlikle üstün tuttu, bana şefaatı ikram etti, bana elli vakit namazı farz kıldı. O anda, semâdan (melekût âleminden) semâya (mülk âlemine) indim. Dünyada olduğumda teri damlattım, terim de yeryüzüne düştü. (Bu sırada), ALLAHu zü’L- CeLÂL terimden kırmızı GÜLü yarattı. Terimi koklamak isteyen kimse, kırmızı GÜLü koklasın.” buyurdu.
(Süyûtî, el Leâli’l- Masnûa, s. 234.)

Resim

Resim---Enes b. Mâlik isnadıyla merfû olarak nakledilen ikinci rivâyet ise şöyledir: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Beyaz GÜL Mi’rac Gecesinde benim terimden, kırmızı GÜL Cebrâil’in terinden, sarı GÜL de Burak’ın terinden yaratılmıştır.” buyurmuştur.
(Deylemî, Ebû Şücâ’ Şîrûye b. Şehredâr b. Şîrûye ed-Deylemî, el-Firdevs bi Me’sûri’l-Hıtâb, thk. Saîd b. Besyûnî Zağlûl, I-V+I, Beyrut 1406/1986, IV, 436-7, r. 7269; İbn Asâkir, Ebü’l-Kasım Ali b. Hasan b. Hibetillah b. Abdillah eş-Şâfiî, Târîhu Medîneti Dımeşk, thk. Muhibbüddin Ebû Saîd Ömer b. Garame el-Amravî, Dârü’l-Fikr, Beyrut, 1416/1996, XIII, 131, r. 1362; İbnü’l-Cevzî, el-Mevzûât, III, 62-3; Sehâvî, el-Makâsıdü’l-hasene, s. 131, r. 261; Süyûtî, Hüsnü’l-Muhadara, II, 374; Ali el-Kârî, el-Esrârü’l-merfû‘a, s. 151-2, r. 103 dip not; Şeybânî, Abdurrahman b. Ali b. Muhammed İbn Ömer eş-Şeybânî, Temyîzü’t-tayyib mine’lhabîs, Beyrut 1405/1985, s. 49.)

Resim

Resim---Câbir radiyallahu anhu isnadıyla merfû olarak: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim kokumu koklamak isterse GÜLü koklasın” buyurmuştur.
(İbnü’l-Cevzî, e-Mevzûât, III, 62-3; Süyûtî, el-Leâli’l-masnûa, s. 234.)

Resim---Âişe radiyallahu anhaAnnemiz isnadıyla merfû olarak: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim kokumu koklamak isterse kırmızı GÜLü koklasın” buyurmuştur.
(Sehâvî, el-Makâsıdü’l-hasene, s. 131, r. 261; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, I, 303, r. 798.)

Ashab-ı Güzîn radiyallahu anhum, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem SEVggisini Farz-ı Ayn BİLip müttefiken vasıflandırmışlar, örnek almışlar be bize de örnek olmuşlardır.:

Resim---Kim Peygamber Efendimiz'i vasf etmek isterse şöyle desin: Ne aşırı uzun, ne de kısa idi, ne toplu ne de zayıf idi. İnsanların en güzeliydi. Siyah iri gözlü idi” buyurmuştur.
(Müslim, Fezail, 93; Mâlik, Muvatta, Sıfatu’n-Nebi, 1.)

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا
Resim---"Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe ve’l- yevme’l- âhıra ve zekerallâhe kesîrâ (kesîran).: Andolsun ki, sizin için ve Allah’a ve âhiret gününe (ALLAH’a ulaşm/SALL Gününe) ulaşmayı dileyen ve ALLAH’ı çok zikredenler için, ALLAH’ın Resûl’ünde güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb 33/21)


Resim

Niyâzî-i Mısrî kaddesallahu sırrahu da, ALLAH’ı BULmanın YOLUnu, GÜL KOKUSUnu derenlere sormak gerektiğini belirtir:

Soralum gel bilenlere
GÜLi bûyın direnlere,
Visâline irenlere
Gel Allah’ı bulalum gel!.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANI

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Nihad Sami Banarlı, uzun Anadolu gezilerinin sonUÇu Sohbetlerinde ANADOLU İnsÂNının ÖZündeki GÜL İLe Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem İLİŞkisini ANLAtmakta;

“GÜNümüzde, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden İstanbul’a, Ankara’ya ve başka büyük şehirlere akın eden halkımız var. Bunlar ailece gelip apartmanlarda kapıcılık, iç hizmetleri ve başka işler yapıyorlar. Adlarını öğreniyorum. Bilhassa kadın adları dikkatimizi çekiyor:
GÜL, GönlüGÜL, YazGÜLü, GÜLşah, GÜLdalı, GÜLdâne, GÜLizâr, KırGÜLü, GÜLbeyaz hattâ erkek adı olarak da bazen: GÜLbey. Bu GÜLLü isimlerin, bu Anadolu’muzu GÜL bahçelerine çeviren güzel adların, bu derece ısrarla niçin konulduklarını ben biliyorum. Ama yine bilmezlikten gelerek soruyorum: Sizin oralarda GÜL bahçeleri çok olmalı. Köy evlerinin bahçelerinde çok mu çiçek yetiştirirsiniz?.
Adı, “
GÜLdalı” olan kadın cevap veriyor: “Hayır beğ, bizim oralarda çiçek bahçesi ne gezer? Biz toprağı tarla diye kullanırız.”
“Peki kızlarınıza bu kadar çok ve bu kadar güzel
GÜL adlarını yoksa “GÜL”e hasret duyduğunuz için mi koyuyorsunuz?”
“Hayır beğ, bizim hasret duyduğumuz başkadır. Bizim oralarda inanılır ki
GÜL, Hz. MuhaMMed aleyhisselâm'ın remzidir.
Remz kelimesini de biliyordu. Verdiği cevap, aslında benim beklediğim cevaptı. İslâm dünyasında, bilhassa müslüman Türkler arasında on dört asırdan beri, tam bir gönül temizliğiyle ve büyük aşkla sevilen bu büyük
Peygamber'e (aleyhisselâm) âlem olduğunu ve bilhassa Anadolu Halkının, “GÜL” İsmini bunun için koyduklarını nice şehirlilerimiz bilemez; ama köylümüz bilir.”
(Nihad Sami Banarlı, Türkçe’nin Sırları, İstanbul 1975, s. 186; Şiir ve Edebiyat Sohbetleri, İstanbul 1976, I, 56-70; krş. Kurnaz, “Edebiyatımızda GÜL Kokusu”, s.48-9; Altun..)


Şunu unutmamalıyız ki;
Resim, Cisim ve İsimden ötede, asıl önemli olanın
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Sûret ve Şemâilinden ziyâde, ÖZde Sîret ve Sünnetine odaklanıp eşsiz örnekten örneklenmeliyiz.:


لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا
Resim--- "Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe ve’l- yevme’l- âhıra ve zekerallâhe kesîrâ (kesîran).: Andolsun ki, sizin için ve ALLAH’a ve ahiret gününe ulaşmayı dileyen ve ALLAH’ı çok zikredenler için, ALLAH’ın RESÛLünde güzel bir ÖRNEK vardır.” (Ahzâb 33/21)

Kur'ÂN-ı Kerîm Hükmünü DUYup, UYarak; Sünnet-i Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi fiilen BİLip, BULup, Olupda YAŞAmalıyız ki;
“Medine
GÜLü”müz sallallahu aleyhi vesellem, TÜMM ÜMMet-i MuhaMMed’in GönüLLerinde AÇsın, kOKusu CihÂNı SARsın ve Asr-ı Saadetini yeniden GÜLce YAŞAyaLım İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANI

Mesaj gönderen Gul »

Resim


Resim RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem..

MUHAMMED=>MAHMUD=>HAMİD=>AHMED=>HABÎB aleyhisselâm..


MERKEZ NOKTAsı.. HABÎBİYyet-i RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem.. EVVELü’L- EVVEL.. NOKTAtu’L- NOKTA.. SIRRî.. (Mavi)

İlk Çember.. AHMEDÎYyet-i RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem.. EVVEL.. SABit NOKTA.. RUHî.. (Yeşil)

İkinci Çember.. HAMİDÎYyet-i RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem.. ÂHiR.. HAMİD NOKTA.. KALBî.. (Sarı)

ÜÇüncü Çember.. MAHMUDÎYyet-i RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem.. BÂTıN.. ENFüS..NEFSî.. (Turuncu)

Dördüncü Çember.. MUHAMMEDÎYyet-i RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem.. ZÂHiR.. AFÂk.. BEDENî.. (Kırmızı)


BEDEN=>NEFiS=>KALB=>RÛH=>SIRR=>HAFî=>AHFÂ=>AKDES NOKTası..EMÂNetü’L- KÜBRÂ NOKTası..

=>AKDES NOKTası RESÛLuLLAH sallallahu aleyhi vesellem İLe İgiLi.. EMÂNetü’L- KÜBRÂ NOKTası.. LETÂiF-i RABBÂNiYye..

LETÂiF-i RABBÂNiYye =>RABBını BİLdiren İstidâd/Alışma, ünsiyet etme NOKTası..

AFÂK =>MUHit => DIŞ =>ZÂHiR..
ENFÛS =>MERKEZ =>İÇ =>BÂTıN..

Resim

GÜLümün GÜLce RENKLeri
ANLAtır =>AŞK ÂHENKLeri
HAKk’tan>HAKk’ta
=>HAKk’La>HAKk’a
KUL İhvÂNimin =>ZEVKLeri!.


ZEVK 8977

AHAD NÛRu =>AHMEDÎYyet.. EZEL-EBED =>AŞK DERYÂsı
HAMİD NÛRu =>HAMİDÎYyet.. KÜLLî KEREM KEVSER TASı

VÂHİD NÛRu =>MAHMUDÎYyet..
ALLAH NÛRu =>MUHAMMEDÎYyet..

“ELEST”in=>AHAD A’MÂsı.. MAHŞER’in=>MERKEZ NOKTAsı!.
celle celâlihu..
sallallahu aleyhi vesellem..


26.08.18 09:17
brsbrsm.. tktktrstkkmdhyrÂNlkbyrmııı..



AKVÂL-EF’ÂL MuhaMMedî
AHLÂK-AHVÂL MuhaMMedî
ÜMMet’in KUL KILmak İÇin
BeHaMeHÂL =>MuhaMMedî
AKVÂL-EF’ÂL MuhaMMedî


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in AKVÂLi =>MuhaMMedî ŞERiAtı. =>KAVLi-HADİS-i ŞERîFLeri.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in A’MÂLi =>MuhaMMedî TARiKAtı. =>EF’ÂLi-SÜNNeti. FİİLLeri.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in AHLÂKı =>MuhaMMedî MÂRiFEti. => Kur'ÂN AHLÂKı =>AHLÂKuLLAH.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in AHVÂLi =>MuhaMMedî HAKiKAtı.. =>SÖZe SIĞmaz HÂLLeri..


Gavsı Azam Abdulkadîri Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı (1)

Resim

TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki lil-halki nûruhu Resim Ve rahmeten lil-âlemîni zuhûrûhu Resim Adede men medâ min halkike Resim Ve men beka ve men saîde minhum ve men şekâ Resim Salâten testâgrikul-adde ve tuhîtu bil- haddi Resim Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe Resim Salâten dâimeten bi devâmike Resim Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike.

MÂNÂSI: ALLAH'ım! Nûru mahlûkattan önce yaratılan (ilk halk), zuhûru âlemlere rahmet olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e; geçmiş ve gelecek mahlûkatın sayısınca, kullarından saîd (ehli tevhid, mutlu) olanlar ve şâki (inkârcı, bedbaht, mutsuz) olanlar sayısınca salât-ü-selâm getir! Rahmetini ihsân eyle, teslimiyet ve istikamet ulaşımımıza vesile kıl! Öyle bir salât ki sayılar, içinde gark olsun (sayıları, adedleri yutsun) ve hadleri (hudud, sınır) ihata etsin (kapsasın, içine alsın). Öyle bir salât ki sınırı (gayesi) ve sonu (nihâyeti) olmasın, asla kesilmesin! Senin sonsuz ebedîliğiyin devâmınca bir salât! Ailesine ve ashabına da böylece, çokca, tam bir şekilde selâmla, selâmette kıl rahmet ihsân eyle!

ÂMİN YÂ MUÎN ALLAH CELLE CELÂLUHU
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANI

Mesaj gönderen Gul »

Çizim..:
Merkez NOKTAsı. (mavi): HABİBîYyet-ÜMMî NEBî-AHD-UHÛD ÂLEMi.
1.inci iç Çember. (Yeşil): AHMEDîYyet-RASûL-ARŞ-ŞÜHÛD ÂLEMi.
2.inci iç Çember. (Sarı): HAMiDîYyet- NEBî-AKIL-SÜCÛD ÂLEMi.
3.üncü ve dış Çember. (Kırmızı): MUHAMMEDîYyet-ABD-CEMiYyet(CâMi’)-VÜCÛD ÂLEMi.

YÂ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi vesellem

Resim

GÜLümün GÜLce RENKLeri
ANLAtır =>AŞK ÂHENKLeri
HAKk’tan>HAKk’ta
=>HAKk’La>HAKk’a
KUL İhvÂNimin =>ZEVKLeri!.


Resim

NÛRuLLAHtan NÛR-u MuhaMMed
TÜMM OLÂN ONÛR-u MuhaMMed
SAFF SIRRın SÜRÛRu MuhaMMed
ŞE’ÂNuLLAH ŞÛUR-u MuhaMMed!.


ZEVK 2355

KAZA->KADER->İRADEsi->MEŞİYyeti =>AHD-i HABîBî
KUDREt-i AHAD.. =>AHMEDî ARŞı =>NÛRuLLAH KARİBî

MAHMÛDî MAKAMı AKIL
TEKELLÜF-ü-TEVHiD TÂLİBî..

MUHAMMEDîKe =>ABDiKe =>CÜMLEsin CÂMî’=>CÂLİBî..


celle celâlihu..
sallallahu aleyhi vesellem..


01.09.2002 22:13.. BOLu..


KARİB.: Çok yakın. Yerce ve mekânca uzak olmayan... AKRABA..
CÂMî’.: Cem'edici, toplayıcı, içine alan. * Cem'etmiş, toplamış bulunan, hâvi ve muhit olan.
CÂLİB.: Çekici. Celbedici. Kendi tarafına çekip getirici olan.
TÂLİB.: (c.: Tulleb-Tullâb-Talebe) İsteyen, istekli.
TEKELLÜF.: Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak.
AZAMEtuLLAH.: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in, Aklın görüp anladığı kuvvet sahibi oluşu.
KUDREtuLLAH.: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in, Aklın görüp anlayamadığı Potansiyel Havl/güc-kuvvet sahibi oluşu..
MAHMÛDî MAKAM.: (Şefaat-ı Uzmâ) En yüksek şefaat makamı. Peygamberimiz aleyhisselâmın kavuşacağı, Allah tarafından vaad edilen makam. Kul için AKILın Hakikat-ı MuhaMMedîyyesinde NAKİLLeşmme Makamı..
AHMEDî ARŞ.: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in Kudret ve Saltanatının İLK Tecellî Yeri..



Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sıkıntıya düşen: “Bismillahirrahmanirrahim ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billahi’l- aliyyî’l- azîm!” derse, her türlü sıkıntıdan kurtulur.” buyurmuştur.
(Deylemî)


RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi vesellem'in


HABİBîYyet-ÜMMî NEBî-AHD-UHÛD ÂLEMi.
=>AHMEDîYyet-RASûL-ARŞ-ŞÜHÛD ÂLEMi.
==>HAMiDîYyet- NEBî-AKIL-SÜCÛD ÂLEMi.
MUHAMMEDîYyet-ABD-CEMiYyet-VÜCÛD ÂLEMi..(CâMi’)


Resim

ALLAHu zü’L-CELÂL İLMULLAH’ındaki =>SÜNNETULLAH/var ediş tarzı, tavrı sistemi ile Mutlak Kendisinin Ulûhiyyetinde olan =>Kaza, Kader, İrâde ve Meşiyyeti/Dilemesi ile “KÛN!. Ol!” buyuruyor.. “Kaf” “NûN”a varmadan MURADULLAH =>EMRULLAH’la =>feye KÛN =>NÛR-u MuhaMMed =>“VaR/MevCÛD/ŞEYy” olur..

KaZA: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in, KÛN feyeKÛN Kâinat KeVNiyyetinde; OLmuş, OLan ve OLacak her şeyin evsafını-sıfatlarını ve havassını- bir nesneyi diğerlerinden farklı ve üstün kılan niteliklerini ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, Levh-i Mahfuzunda VAR OLuş saklı tutma ZÂTına mahsusluğu.. KudretuLLAH.. İLahî Nasib..
KaDER: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in Levh-i Mahfuzunda herbir NEFs için SAKLı YAZılanın KÛN feyeKÛN Kâinat KeVNiyyetinde TeceLLî edip YAŞAnması gerçeği.. AZametuLLAH.. ELe geçen KıSmet..
İRADE.: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in Şe’ÂNuLLAHta her ÂN Yeniden yaratışta mutlak güc ve iktidar sahibi oluşu ZÂTî Sıfatıdır.
MEŞİYyet.: ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in Şe’ÂNuLLAHta her ÂN Yeniden yaratışta mutlak murad ve dileme sahibi oluşu ZÂTî Sıfatıdır..


Resim

ALLahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
Rasûlike ve
Nebîyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's- sahbihi ve uMMetihi...
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANI

Mesaj gönderen Gul »

Resim

NÛR-u MîM=>ÂLeM dOKUsu
İLKBİR SeS=>İKRÂ OKU!.su
==>MuHAMMEDî ÂŞIKLarınn
GÜLden>GÜLe=>GÜL kOKUsu!.


ZEVK 9017

NÛRULLAH’ın=>AŞKULLAH’ı.. =>ŞE’ÂN Şu ÂNı EFENDiM
ELESt-ü-MAHŞER BAGBÂNı.. =>AŞK GÜLİSTÂNı EFENDiM
AYy IŞIğında =>IYŞş İLe
GÖNÜLden GÖNÜLe>BİLe
BiR DEMEt GÖNÜL GONCAmız.. GÜLLer SULTÂNı EFENDiM!.

sallallahu aleyhi vesellem..

28.09.18 00:03Resim 18.mHRRm.1440..
brsbrsm..tktktrstkkmdcevLÂNnn..


Resim

Azîz CÂNLar;

Asıl önemli olanın, tarih boyunca ANADOLu İNSÂNımızın RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’in; Sîret ve Sünnetini titizlikle YAŞArken, Sûret ve Şemâilini de tıpkı bir GÜL BAĞı gibi binbir İSİMlerle yâdederek fiilen YAŞAması ve YAŞAtmasıdır..

İşte bu Muhteşem ANLAyıştır ki, RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’in GÜL BAHÇEsi ANADOLumuzun özellikle köylerinde hâlâ GÜL BOHÇAsı dolusu GÜL İSİMLeri TOMUR, GONCA ve GÜLLer maktadır..
ANADOLumuzda GÜL İLe Başlayan Genellikle Kadın İsimLeri ve AÇIKLamaLarı.:

GÜL: Katmerli, kokulu çiçekleri olan, pek çok türleri bulunan GÜLgillerin örnek bitkisi.
GÜLaç:GÜLümse” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLaçtı:GÜLümsedi” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLâfet: GÜL gibi güzel olan sevgili.
GÜLal:GÜL gibi güzel bil kızla evlen” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLân: GÜLLer.
GÜLara: GÜL süsleyen, GÜL bezeyen.
GÜLaslı: Soyu sopu GÜL gibi güzel olan.
GÜLasya: Asya GÜLü.
GÜLâver: GÜL getiren, GÜL taşıyan.
GÜLay: GÜLLerin açtığı ay.
GÜLaydın: GÜL gibi güzel olan.
GÜLayım:GÜL gibi güzel sevgilim” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan güzel.
GÜLbadem: Badem gözlü güzel.
GÜLbağ: GÜL bahçesi.
GÜLbahar: Kırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak.
GÜLbânu: GÜL gibi güzel kadın.
GÜLbeden: GÜL gibi güzel bedeni olan.
GÜLben: “Ben GÜL gibi güzelim” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLbende:GÜL benim elimdedir” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLbeniz: GÜL yüzlü.
GÜLberk: GÜL yaprağı.
GÜLbeşeker: Bir tür GÜL tatlısı.
GÜLbeyaz: Beyaz GÜL.
GÜLbike: GÜL gibi güzel kadın.
GÜLbikem:GÜL gibi güzel kadınım” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLbil:GÜL gibi güzel olarak kabul et” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLbin:GÜL gibi güzel olarak kabul et” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLbitti:GÜL yetişti” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLbiz: GÜL serpen.
GÜLboy: GÜL gibi boyu olan.
GÜLbu: GÜL gibi güzel kokusu olan..
GÜLbün: GÜL fidanı.
GÜLbüz: GÜL serpen.
GÜLcan: GÜL gibi güzel olan.
GÜLcanan: GÜL gibi güzel sevgili.
GÜLce: GÜL gibi, GÜLe benzeyen.
GÜLcemal: GÜL gibi güzel yüzlü.
GÜLcihan: Dünyanın en güzel GÜLü.
GÜLçe: Küçük GÜL, GÜLcük.
GÜLçehre: Yüzü GÜL gibi güzel olan.
GÜLçiçek: GÜL ve çiçek gibi güzel olan..
GÜLçimen: Çimende yetişen GÜL gibi güzel olan.
GÜLçin: GÜL toplayan, GÜL devşiren.
GÜLçün: GÜL toplayan, GÜL devşiren.
GÜLdal: GÜL dalı.
GÜLdalı: GÜL dalı.
GÜLdan: Çiçek konulan kap, çiçeklik.
GÜLdâne: GÜL tanesi.
GÜLdeğer: GÜL gibi değerli olan.
GÜLdehan: Ağzı GÜL gibi olan, küçük ağızlı.
GÜLdehen: Ağzı GÜL gibi olan, küçük ağızlı.
GÜLdem: GÜL zamanı.
GÜLdemet: GÜL gibi güzel olan.
GÜLden: GÜL soluklu, nefesi GÜL kokan.
GÜLdeniz: Deniz gibi coşkulu güzel.
GÜLdenur: GÜL gibi parlak olan güzel.
GÜLder:GÜL topla” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLderen: GÜL toplayan, GÜLLeri derleyen. GÜL-deren.
GÜLdermiş: GÜL devşirmiş, GÜL toplamış.
GÜLdeste: GÜL demeti.
GÜLdilek: GÜL gibi güzel dileği olan.
GÜLdoğan: GÜL gibi güzel.
GÜLdöne:GÜL gibi güzel olsun” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLdünya: Dünyanın güzeli.
GÜLdüren: Mutlu eden, sevindiren.
GÜLebetin: Bezekli dikiş. Güzellik, incelik simgesi.
GÜLece: GÜL gibi güzel.
GÜLeç: Her zaman GÜLen, GÜLümseyen, GÜLer yüzlü.
GÜLeda: GÜL gibi nazlı olan.
GÜLefşan: GÜL saçan.
GÜLen: GÜLümseyen, GÜLer yüzlü.
GÜLenay: GÜLümseyen, GÜLen kimse.
GÜLendam: GÜL boylu, ince uzun, güzel endamlı.
GÜLender: Az bulunur, GÜL gibi güzel.
GÜLengübin: Bal ve GÜL yaprağından yapılan tatlı.
GÜLenGÜL: GÜLen GÜL gibi güzel.
GÜLennur: GÜLen nur gibi parlak güzel.
GÜLer: GÜLen, GÜLümseyen kimse.
GÜLeray: GÜLen ay gibi güzel.
GÜLercan: GÜLümseyen sevgili.
GÜLeren: GÜL gibi güzel olan dost.
GÜLergin: Olgun GÜL.
GÜLergün: Olgun GÜL.
GÜLesen: “Sağlık ve mutlulukla GÜL” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLeser: GÜL gibi güzel iz bırakan.
GÜLesin: “Mutlu olasın, GÜLesin” anlamında kullanılan bir ad..
GÜLev: Alev.
GÜLfam: GÜL renkli.
GÜLfedâ: Kendini fedâ eden güzel.
GÜLfem: GÜL ağızlı, küçük ağızlı.
GÜLfer: GÜL gibi parlak, GÜL parlaklığında olan.
GÜLferah:GÜL gibi insanı rahatlatan.
GÜLfeşan: GÜL saçan.
GÜLfezâ: Güzellik artıran.
GÜLfidan: GÜL fidanı.
GÜLfide: GÜL fidesi.
GÜLgen: GÜLen, GÜLümseyen.
GÜLgez:GÜLerek dolaş” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLgonca: Henüz açılmamış GÜL.
GÜLgönül: Gönlü GÜL gibi temiz ve saf olan.
GÜLgûn: GÜL renkli, pembe.
GÜLgûne: GÜL yanaklı, GÜL renkli.
GÜLgün: GÜL renkli, pembe.
GÜLgüney: GÜL renkli güzel.
GÜLgüzel: GÜL gibi güzel.
GÜLhan: GÜL gibi güzel kimse.
GÜLhanım: GÜL gibi güzel hanım.
GÜLhatır: Gönlü GÜL gibi saf ve temiz olan.
GÜLhatun: GÜL gibi güzel kadın.
GÜLhayat: Hayat veren güzel.
GÜLhiz: GÜL yetiştiren.
GÜLhuri: Huri gibi güzel olan.
GÜLinaz: Naz yapan güzel.
GÜLinci: GÜL ve inci.
GÜLipek: GÜL ve ipek.
GÜListan: GÜL bahçesi.
GÜLiz: GÜL gibi güzel iz bırakan.
GÜLizâr: GÜL yanaklı, al yanaklı.
GÜLkadın: GÜL gibi güzel kadın.
GÜLkız: GÜL gibi güzel kız.
GÜLLâLe: GÜL ve LÂLe..
GÜLLü: GÜLe benzeyen.
GÜLLühan: GÜLe benzeyen kadın.
GÜLLüşah: GÜLe benzeyen kadın.
GÜLLüşân: GÜL gibi değerli olan.
GÜLmisâl: GÜL gibi güzel, GÜLe benzeyen.
GÜLmüş: GÜLümsemiş, GÜLer yüzlü.
GÜLnar: Nar çiçeği.
GÜLnare: Nar çiçeği.
GÜLnazik: Menekşe.
GÜLneşe: Şen ve neşeli olan güzel.
GÜLnihal: GÜL fidanı.
GÜLnur: GÜL gibi parlak ve aydınlık olan.
GÜLnuş: GÜL içen.
GÜLören: GÜL demeti yapan.
GÜLöz: Özü GÜL gibi temiz olan.
GÜLözer: GÜL gibi özü doğru ve dürüst olan.
GÜLpembe: Pembe renkli GÜL gibi güzel olan.
GÜLperi: GÜL ve peri gibi güzel olan.
GÜLrenk: GÜL renkli, pembe.
GÜLriz: GÜL saçan, GÜL serpen.
GÜLru: GÜL yüzlü, al yanaklı.
GÜLruh: GÜL yanaklı güzel.
GÜLsalın: GÜL gibi nazlı ol” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLsan: GÜL gibi tanınmış, ünlü olan.
GÜLsanem: GÜL gibi güzel olan sevgili.
GÜLsay:GÜL gibi güzel olarak kabul et” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLsefa: İnsana rahatlık veren GÜL.
GÜLsel: GÜLLe ilgili olan.
GÜLseli: Çok sayıda GÜL.
GÜLselin: Çok sayıda GÜL.
GÜLsema: Gökyüzünün GÜLü.
GÜLsemin: Değerli GÜL.
GÜLsen:GÜL gibi güzelsin” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLser:GÜLLeri ser, çevreyi GÜLLerle beze” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLseren: GÜLLeri seren, çevreyi GÜLLerle bezeyen.
GÜLsev:GÜLü, GÜL gibi güzel olanı sev!” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLseven: GÜLü, GÜL gibi güzel olanı seven.
GÜLsever: GÜLü, GÜL gibi güzel olanı seven.
GÜLsevi: GÜLü, GÜL gibi güzel olanı seven.
GÜLsevil:GÜL gibi sevil” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLsevin:GÜL[/color]ü,GÜL gibi güzel olanı sevin” anlamnda kullanılan bir ad.
GÜLsezer: GÜLü, güzeli tanıyan, güzelden anlayan.
GÜLsezin:GÜL gibi güzel olanı tanıyın” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLsim: Gümüş gibi beyaz renkli GÜL.
GÜLsima: GÜL yüzlü.
GÜLsimin: Gümüşten GÜL.
GÜLsinem:GÜL gibi güzel olan sevgilim” anlanmında kullanılan bir ad.
GÜLsoy: GÜL gibi saf ve temiz bir soydan gelen.
GÜLsu: GÜL suyu.
GÜLsuna: GÜL gibi güzel olan.
GÜLsunam:GÜL gibi güzel olan sevdiğim” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLsunan: Güzellğini gösteren, güzelliğini belli eden.
GÜLsunar: Güzellğini gösteren, güzelliğini belli eden.
GÜLsüm: Yuvarlak, dolgun yüzlü.
GÜLsüme: Yuvarlak, dolgun yüzlü.
GÜLsün: “Mutlu olsun, şen olsun, GÜLsün” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLşad: Sevinçli, mutlu güzel.
GÜLşadiye: Mutlu, seviçli güzel.
GÜLşah: GÜL dalı.
GÜLşan: GÜL gibi ünlü, tanınmış, gösterişli olan.
GÜLşehri: GÜLLerin yetiştiği şehirden olan.
GÜLşeker: GÜL tatlısı.
GÜLşen: GÜL bahçesi.
GÜLşeref: GÜL gibi ünlü olan.
GÜLşerif: GÜL gibi değerli olan.
GÜLtab: Aydınlatan, ışık veren güzel.
GÜLtaç: Başlara taç olan, çok sevilen güzel.
GÜLtan: İnsanı şaşırtan nitelikte güzel olan.
GÜLtane: GÜL tohumu.
GÜLtaze: Taze, yeni yetişmiş GÜL.
GÜLten: GÜL tenli, pembe tenli.
GÜLter: Taze GÜL, gonca.
GÜLtop: GÜL gibi tombul olan.
GÜLüm:GÜL kadar güzel olan sevdiğim” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLümay:GÜL kadar güzel olan sevdiğim” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLümser: GÜLümseyen,GÜLer yüzlü.
GÜLümşen: “Şen, mutlu olan sevdiğim” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLüstü: GÜLün üst tarafı.
GÜLüş: GÜLme işi veya biçimi.
GÜLver: “Bana GÜL ver” anlamında kullanılan bir ad.
GÜLveren: GÜL veren.
GÜLyüz: Yüzü güzel olan.
GÜLzâr: GÜL bahçesi.
GÜLzemin: GÜLLerle kaplı yer, GÜL bahçesi.
GÜLzibâ: Süslü, güzel GÜL..

Sonu GÜL İLe Biten İsimLer.:

AkGÜL, AyGÜL, AyşeGÜL, AyşenGÜL, BadeGÜL, ÜçGÜL, DörtGÜL, ÇarGÜL, BeşGÜL, BinGÜL, BirGÜL, ErGÜL, HasGÜL, HüsnüGÜL, HandeGÜL, SarıGÜL, SadeGÜL, SevdaGÜL, ElmaGÜL, SonGÜL, NurGÜL. LâleGÜL, GoncaGÜL, İzGÜL, TekGÜL, DestiGÜL, EzgiGÜL, AyvaGÜL, CanGÜL, HüsnüGÜL, DesteGÜL, HanGÜL, KaraGÜL, YarGÜL, YurdaGÜL, NurGÜL, SerGÜL, CanGÜL, GÜLceGÜL, SerGÜL, ŞenGÜL, HüsnüGÜL, GönlüGÜL, ŞenGÜL, ŞeymâGÜL TazeGÜL,VâdeGÜL, YarGÜL, KırGÜLü, YazGÜLü, GÜLceGÜL..




Resim

22. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin SaLâvâtı.:

Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin olup sıkıntıların atlatılmasında şifâdır


Es salâtü ve’s- selâmü aleyke yâ Sâhibe’-n Nizâm
Sana olsun salât ve selâm, ey gerçek düzenin sahibi olan!


Resim

TÜRKÇESİ:
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin
Kad dâkat hilleti edrikni yâ Rasûlullah.

MÂNÂSI :
Ey Rabbim, çârem kalmadı, sen Seyyidimiz, Efendimiz Muhammed(salallahu aleyhi ve sellem)'e salât, selâm ediver, onu mübârek kıl!.
Ey Allah Resûlü (salallahu aleyhi ve sellem) sen hâlimi gör, yetiş!
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

HATÎCEtü’L-KÜBRÂ aleyhasselâm..

İLk MÜSLüMÂN ve İLk MÜ’MiN,
=>MÜ’MiNLeRiN=>İLk ANNEsi!.
=>İLk EŞi====>RÛY-i ZEMîNiN,
AŞKk ATEŞİ’n====>PERVÂNEsi!.


ZEVK 10.202

HATİCEtü’L-KÜBRÂ ANA==>NAHNU NÂZI’n SIRR SAFÂ’sı,
EZEL<-ü->EBED İÇİnde==>VASL-ı VUSLÂt’ın==->VEFÂ’sı,
CÂNÂNına=>CÂN KURBÂNı===>KÂLû=>BELÂ!. Es SELÂsı,
=>FATîMÂtü’z-ZEHRÂ RAHîMi=>EHL-i BEYtin=>ELif-BÂ’sı,
MUHAMMEDü’L-EMîN’e=>EMîn MUSTAFÂ-nın MUSTAFÂ’sı!.


08.12.2021.. 00:01..
brsbrsm...tktktrstkkmdhayrÂNnn..


Rûh-KaLb-Nefs>Beden GECEsi,
=>SIRRın=>HÂFî=>AHFÂ’sında!.
=>AÇAR====>AKDES HATîCEsi,
=>CEHENNEM’in=->CEFÂ’sında!.


KuL İHVÂNİ’m>DEM Bu DEM’de,
GELip-GİTmek YOKk=>ÂLEM’de,
=>TENi=>KANı=>CÂNı=->İMÂNı,
BİZ BİR-İZ==>MîM-i MAHREM’de!.


aleyhumusselâm..

Resim

ÜMMetin İLk ANNEsi.. Hatîce aleyhasselâm..Hatîce bint Hüveylid =>Hatîce'tül Kübrâ aleyhasselâm..
Babasının adı.: Hüveyliddir.
Annesinin adı.: Fatıma'dır.
Amcasının oğlu ise.: Varaka Bin Nevfel'dir..
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in soyu baba tarafından Kusay, anne tarafından Lüey Sülâlesiyle birleşmektedir..
Hatîce.: Hadîce.: Vakitsiz ve erken doğan kız çocuğu..
Hatîcetü’L- KÜBRÂ.: Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in İLk zevcesi ve Mü'minlerin İLk Annesi. Yirmidört sene bütün varlığıyla ve mülküyle Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz'e hizmet etmiş ve O’na İLk olarak imân etmiştir.

Hatîce aleyhisselâm’ın Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’den doğan ÇoCukLarı.:
Oğulları.: Kasım ve Abdullah.
Kızları.: Zeynep, Rukiyye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma’dır.

Hatîce aleyhisselâm=>Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e;
=> İLk ve EŞşiz EŞ =>Muhteşem ve iyi bir Arkadaş =>Zeki ve Güvenilir bir Danışman OLmuştur..
Hatîce aleyhisselâm=>Müslüman OLan İLk Kadın ve İLk ÜMMettir..


Resim---İmâm Ali kerremallahu vechehu.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kendi zamanındaki yeryüzü kadınlarının en hayırlısı İmrân’ın kızı Meryem’dir. Bu ÜMMetin kadınlarının en hayırlısı da Hatîce’dir.” buyurdu.” buyurmuştur.
(Buhârî, Enbiyâ: 47 ; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe: 69.)

O bizim ANNemizdi.. Bu ÜMMetin İLk ANNesi... SEVgiLiler SEVgiLisinin SEVgiLi Eşi..


النَّبِيُّ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ وَأُوْلُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَن تَفْعَلُوا إِلَى أَوْلِيَائِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
Resim---“En nebiyyu evlâ bi’l- mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ûlû’l- erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi mine’l- mu’minîne ve’l- muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ (ma’rûfen), kâne zâlike fî’l- kitâbi mestura (mestûren).: Nebî (Peygamber), mü'minler için kendi nefslerinden daha evlâdır (yakındır). Ve O'nun (Nebî'nin) zevceleri, onların anneleridir. Ve rahim sahibleri (akrabalar), onlar birbirlerine, ALLAH'ın Kitab'ında, mü'minlere ve muhacirlere yakın olduklarından daha yakındır. Ancak dostlarınıza iyilik yapmanız hariç. İşte bunlar, Kitab'ta satır satır yazılıdır.” (Ahzâb 33/6)

Buyruğunun yücelttiği ilk kişi. O, ALLAH’ın Habîbi’nin dünyada en çok SEVdiği üç şeyden birinin Asr-ı Saadet Aynasında yansıyan en mükemmel ifâdesi..


Resim---SEVgiLi Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dünyada bana kadınlar ve güzel koku SEVdirildi. Namaz da gözümün nuru kılındı.” buyurmuştur.
(Nesâî, işâretü’n-nisâ 1)

ALLAH’ın Dini’nde Cennet, bir kişinin bile annesi olanların ayakları altına serilmişken bütün ümmetin Anneliğine lâyık görülene bilmem ki ne demeli!. Sanırım SEVgiLi Efendimiz’in onu bu ümmetin kadınlarının en üstünü olarak nitelemesini hatırlarsak onun ALLAH celle celâlihu katındaki yüce makamını tahmin edebiliriz belki..

GÜNEŞİN SIĞINDIĞI GÖLGE.:

Hatîce Annemiz aleyhasselâm, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin dünya hayatındaki ikinci sığınağıydı. İlk sığınağı, çocukluğunda kendisine kucak açarak yetimliğin ve öksüzlüğün mahzunluğunu bir nebze olsun unutturan Ebû Tâlib Âilesiydi. Bu Âilede amcası Ebû Tâlib ve onun Hanımı Fâtıma Hâtun O’na öyle iyi davranmışlardı ki, SEVgiLi Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem hayatı boyunca onları hep hayırla yâd etti.
Öyle ki, Ebû Tâlib’in Hanımı Fâtıma Hâtun vefât ettiğinde Rasûlullah aleyhisselâm kendi gömleğini ona kefen yapmış, kabrine önce kendisi inerek teessüründen ağlamış ve.: “Bu kadın beni doğuran annem gibiydi…” buyurmuştu..
(Hâkim, Müstedrek, III, 108)

İkinci olarak gençlik devresiyle Peygamberlik döneminin fırtınalı zamanlarında SEVgiLi Eşi Hatîce aleyhasselâm Onun için bir huzur limânı, saadet sığınağı oldu. Özellikle İslâmî tebliğin ilk zamanlarında MuhaMMed aleyhisselâm’ın korku ve endişelerden kurtulmasında, dikenler ve tuzaklarla dolu Dâvet Yolu’nda metânetle, sabırla yürümesinde Hatîce aleyhasselâm, Peygamberimiz'in en büyük destekçisiydi..
İlk vahiy geldiğinde Efendimiz aleyhisselâm korkuya kapılmış neye uğradığını bilememişti. Hira Mağarası’ndan koşarak evine sığındığında şiddetli fırtınaya yakalanmış birisi gibi titriyor, üşüyor ve.: “Beni örtün!.” diyordu. Hiç üstelemeden Ona örtüler getiren Hatîce aleyhasselâm, yapıcı tavırları ve teselli eden sözleriyle SEVgiLi Eşi’nin gönlündeki fırtınaları dindirmiş, âdeta ılık bahar meltemleri estirmişti..


Resim---O gün, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem meydana gelen hâdiseyi O'na haber vererek.: “Kendimden korktum.” dediğinde Hatîce aleyhasselâm O'na.: “Öyle deme; ALLAH'a yemin ederim ki, ALLAH hiçbir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen akrabana bakarsın, işini görmekten âciz olanların ağırlığını yüklenirsin, fâkire verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın, misâfiri ağırlarsın, hak yolunda meydana gelen olaylarda halka yardım edersin.” demiş; sonra da O’nu iyice yatışması için bilgin bir zât olan amcaoğlu Varaka b. Nevfel’e götürmüştü..
(Buhârî, Bedîü’l-Vahy 1.)

Hatîce binti Huveylid aleyhasselâm O’na imân etti. ALLAH’tan getirdiği şeyleri tasdik etti. Görevinde O’nun yardımcısı oldu. O, ALLAH’a ve Rasûlü’ne imân edip Rasûl’ün ALLAH’tan getirdiği şeyleri doğrulayan ilk kimseydi. ALLAH, O'nunla Elçisi’nin işlerini kolaylaştırıyordu. Peygamber Efendimiz aleyhisselâm, hayatı boyunca ondan inkâr ve yalanlama sözü ile Kendisini üzecek türden hoşuna gitmeyecek hiçbir şey işitmedi. Bilâkis Hatîce, Efendimizin dışarıdaki alay, hakaret ve işkence ortamından her eve gelişinde sebatını arttırmak, dâvet yükünü hafifletmek, O’nu tasdik etmek ve insÂNlara karşı vazifesini kolaylaştırmak için O’nu teselli edip destekliyor ve böylece sıkıntısını gideriyordu..
(İbn Hişâm, es-Siretü’n-Nebevîyye, (I-IV) Beyrut, ty. I, 257.)

Hatîce aleyhasselâm, İslâmî Dâvet’in en zorlu günlerinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ve henüz küçük bir çocuk olan Ali kerremallahu vechehu ile birlikte Kâbe’de ibâdet ediyor ve bu hâliyle müşriklere meydan okuyordu. Bu günlerde yeryüzünde onlardan başka ALLAH’a ibâdet eden bulunmuyordu. Hatîce Annemizi Kâbe’de ibâdet ederken gören Abdullah b. Mes’ûd radiyallahu anhu, onun daha tesettürün emredilmediği o günlerde örtülere iyice sarınarak güzelliğini gizlemiş olduğunu söylemiştir..
(Zehebî, Siyer-i A’lâmi’n-Nübelâ, (I-XXV) I, 463; Ahmed, I, 209 – 210.)

Bu durum onun tesettür konusunda basîretinin enginliğini gösterir. Ayrıca iffetini kale gibi koruma konusunda Meryem aleyhasselâm ile benzerliğinin de işâreti sayılabilir.


وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet mine’l- kânitîn (kânitîne).: İmrân'ın kızı MeryeM ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeble onun içine RÛHumuzdan üfledik. Ve o, RABBi’nin kelimelerini ve kitablarını tasdik etti. Ve o, kânitîn olanlardan oldu.”(Tahrîm 66/12)

Hatîce aleyhasselâm, üstün iffeti sebebiyle İslâmiyet’ten önce de “Tâhire.: Tertemiz Kadın” lâkabıyla anılırdı. (Yaşar Kandemir, “Hatîce” DİA, XVI, 465.)

ALLAH’ın SeLâm Ettiği En FaziLetLi Kadın=>HATİCETÜ’L-KÜBRÂ.:

“Kübrâ” Arapçada “en büyük” demektir. Yeryüzü kadınlarının faziletçe en büyüğünü anlatmak için Hatîce Annemize lâkab olmuştur.
Hatîce aleyhasselâm annemiz, SEVgiLi Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem’in dilinde kadınlar arasında kemâle ermiş dört kişiden biridir.:


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Erkeklerden kemâle erenler çoktur. Kadınlardan ise İmrân’ın kızı Meryem, Firavûn’un Hanımı Âsiye, Huveylid’in kızı Hatîce ve MuhaMMed’in kızı Fâtımâ’dan başka kemâle eren yoktur. Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü ise tirid (isimli et yemeğinin) diğer yemeklere üstünlüğü gibidir.” buyurmuştur.
(Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 70; Tirmizî, Et’ıme 31.)

Yine Efendimiz aleyhisselâm’ın Müslümanlara örnek olarak gösterdiği kadınlar arasında Hatîce aleyhasselâm Annemiz de vardır.:


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dünya kadınları arasında İmrân’ın kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatîce, MuhaMMed’in kızı Fâtımâ ve Firavûn’un hanımı Âsiye örnek olarak yeter.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb 61.)

Resim---Hatîce aleyhasselâm Annemiz Yüce ALLAH’ın husûsî selâmına mazhar olmuş en müstesnâ kadındır. Şöyle ki, SEVgiLi Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem Hirâ Dağı’nda iken Cebrâil aleyhisselâm, Peygamberimize gelmiş ve.: “Yâ Rasûlallah! İşte şu Hatîce'dir. Sana doğru geliyor. Yanında bir kap var, içinde katık yâhud yiyecek şey yâhud şerbet var. Hatîce sana geldiğinde ona RABB'inden ve BENden selâm söyle!. Ve cennette inciden yapılmış bir sarayla müjdele ki, onun içinde gürültü patırtı yok, çalışmak çabalamak da yok!.” buyurmuştur.
(Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr 20.)

Hatîce aleyhasselâm Annemiz o kadar fedakâr bir insÂNdı ki, her işini hizmetçilere gördürebilecek kadar zengin olmasına rağmen SEVgiLi Eşi için elinde yemek kaplarıyla kilometrelerce yürüyerek Hira’ya gidip geliyor; çocuklarının gürültü patırtılarına ve ev işlerinin ağırlığına yüksünmeden katlanıyordu.
Selmân radiyallahu anhun bildirdiğine göre, Firavûnun Hanımı Âsiye aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâm’a imân edince Firavûn ona çöl güneşiyle işkence etmeye başladı.. İşkenceciler çekilince melekler onu kanatlarıyla gölgelendiriyordu. Bu sırada o, Cennet’teki evini görüyordu..

(Hâkim, Müstedrek, II, 496.)

Belki de bu kerâmet, O’nun dünya sarayında kraliçe olmayı reddedip âhiretin Cennet’ini arzuladığı.: “RABBim, bana katında Cennet’te bir ev yap!” DUÂsının cevâbıydı..


وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ آمَنُوا اِمْرَأَةَ فِرْعَوْنَ إِذْ قَالَتْ رَبِّ ابْنِ لِي عِندَكَ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ وَنَجِّنِي مِن فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِ وَنَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Resim---“Ve dareballâhu meselen lillezîne âmenûmreete fir’avn (fir’avne), iz kâlet rabbibni lî indeke beyten fî’l- cenneti ve neccinî min fir’avne ve amelihî ve neccinî mine’l- kavmi’z- zâlimîn (zâlimîne).: Ve ALLAH, iman edenlere Firavun’un Eşi’ni örnek verdi.: “RABBim, SENin katında cennette benim için bir ev inşâ et ve beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar. Ve zâlimler kavminden beni kurtar.” demişti.”(Tahrîm 66/11)

Hatîce aleyhasselâm Annemiz de, tıpkı onun gibi dünyanın konforuna ve zenginliğine itibâr etmeyip birçok zahmetlere katlandığı için Cennet’te inciden bir köşkle müjdelenmişti. Elbette bu iki mübârek Hanımın tercihinde rol oynayan en etkili dinamik sarsılmaz imânlarıydı. Müslüman kadınlara önder ve örnek olarak gösterilen hanımların dünyayı ellerinin tersiyle itmelerine karşılık bu günün sözüm ona dindâr(!) bazı kadınlarının tek gayelerinin saray gibi evlerde oturmak ve dünyanın bütün ni’metlerinden istifâde etmek olması ne kadar acıdır!.

HaTîCe aleyhasselâm’ın BüYüKLük SıRRı.:

Hatîce Annemizi ALLAH katında bu kadar yüksek dereceye ulaştıran sır acaba neydi?. Elbette ki bu sır onun dağlar kadar büyük imânında ve imân kervanında Müslüman kadınların öncüsü oluşunda gizliydi. O, öyle bir imân etmişti ki bu imânda şüphenin zerresi bile yoktu. İlk oğlu Kâsım daha emzikli bir bebekken vefât ettiğinde gösterdiği destansı tavır göz kamaştırıcıydı.:
Emzirdiği yavrusunu kaybeden acılı anne Efendimiz aleyhisselâm’a gelerek.: “Ya Rasûlallâh! (Göğsüm) Kâsım’ın sütüyle dolup taşıyor. Keşke süt emme süresini tamamlayana kadar olsun yaşasaydı!.” demişti. Peygamber Efendimiz aleyhisselâm.: “O, süt devresini cennette tamamlayacaktır.” buyurunca,
Hatîce Annemiz.: “Keşke bunu (kesin bir bilgiyle) bilseydim yâ Rasûlallah! O zaman onun acısına sabretmem kolaylaşırdı.” deyiverdi..

O'nun bu tâlebi, İbrahim aleyhisselâm’ın isteğine benziyordu..
İbrahim Peygamber aleyhisselâm, Yüce ALLAH’a ölüleri nasıl dirilttiğini görmek için niyazda bulunmuştu.: “Hani İbrahim: “Rabbim bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Rabbi ona).: “Yoksa inanmadın mı?” deyince ise, “Hayır (inandım) Fakat kalbimin tatmin olması için (bunu istiyorum) demişti…”


وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِي الْمَوْتَى قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِن قَالَ بَلَى وَلَكِن لِّيَطْمَئِنَّ قَلْبِي قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِّنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَى كُلِّ جَبَلٍ مِّنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتِينَكَ سَعْيًا وَاعْلَمْ أَنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Resim---“Ve iz kâle ibrâhîmu rabbî erinî keyfe tuhyi’l- mevtâ kâle e ve lem tu’min kâle belâ ve lâkin li yatmainne kalbî kâle fe huz erbeaten mine’t- tayri fe surhunne ileyke summec’al alâ kulli cebelin minhunne cuz’en summed’uhunne ye’tîneke sa’yâ (sa’yen), va’lem ennallâhe azîzun hakîm (hakîmun).: İbrâhîm aleyhisselâm.: “RABBim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (ALLAH) “İnanmıyor musun?” buyurdu. (İbrâhîm aleyhisselâm da): “Evet (inanıyorum). Fakat kalbimin tatmîn olması için.” dedi. “Öyleyse kuşlardan dört tane tut, sonra onları kendine alıştır (parçalayıp) her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Ve ALLAH'ın, AZÎZ (ve) HAKÎM olduğunu bil!.”(Bakara 2/260)

Resim---SEVgiLi Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem.: “İstersen ALLAH’a DUÂ edeyim de sana O’nun sesini işittireyim.” buyurdu. İşte bu noktada Hatîce aleyhasselâm Annemizin muhteşem imânı devreye girdi ve hemen hemen hiçbir annenin geri çeviremeyeceği bu teklifi.: “Hayır, Yâ Rasûlallâh! Ben ALLAH ve RASÛLÜ’nü tasdîk ediyorum!.” diyerek reddetti.
(İbn Mâce, Cenâiz 27.)

Hatîce aleyhasselâm Annemiz’in Cennet Yolcuları’nın en önünde olması, onun bu yola çıkan İLk Müslüman Kadın olmasının tâbi bir sonucuydu. Çünkü İslâm Dini’ndeki bir prensibe göre, iyi bir çığır açan kimse kendi SEVâbıyla birlikte o konuda kendisini takib edenlerin SEVâbından da pay alıyordu. Elbette ki bu durum kötü çığır açanlara yazılacak günah için de geçerliydi.:


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevâbı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevâbından da kendisine verilir. Fakat onların sevâbından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” buyurmuştur.
(Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64)

Hatîce Annemiz de Rasûlullah’a imân eden İLk Kadın olarak kıyamet gününe kadar gelecek Müslüman Kadınların SEVâbından hisse alacaktı. Fakat onların SEVâbı da azalmayacaktı. Aslında İslâm’ın öncüleri olan sahâbîlere, faziletçe kimsenin yetişememesinin sırrı da bu noktada gizliydi..

En SEVgiLinin En Çok SEVdiği İnsÂN.:

Hatîce aleyhasselâm Annemiz, Rasûlullah aleyhisselâm’ın dünyada en çok SEVdiği insÂNdı. Bu durum vefât edene dek böylece sürüp gitti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, Hatîce aleyhisselâm ile 30 yıla yakın bir süre evli kaldı ve bu süre zarfında başka hiçbir kadınla evlenmedi. O’nun vefât ettiği yıl Efendimizin dünyadaki en hüzünlü yılıydı. SEVgiLi Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem ömrü boyunca Hatîce Annemiz’in yakınlarıyla dostlarına iyilik yaparak ve hatırlarını sayarak ona olan SEVgisini belli etti..


Resim---Âişe aleyhasselâm’ın bildirdiğine göre Rasûlullah aleyhisselâm ne zaman bir koyun kesse.: “O’nu Hatîce’nin dostlarına gönderin!” buyururdu. Âişe aleyhasselâm bir gün O’nu kızdırıp.: “Hatîce hâa!.” deyince,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bana O’nun SEVgisi bahşedildi” buyurdu.

(Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe 75.)

Resim---Âişe aleyhasselâm.: “Ben Peygamber (aleyhisselâm)'in hanımlarından hiçbirisi hakkında, Hatîce'ye karşı kıskançlığım derecesinde kıskanç olmadım. Hâlbuki ben Hatîce'yi görmemiştim. Fakat Peygamberimiz aleyhisselâm O'nun adını çok anardı. Çok defa koyun keserdi, sonra da etini uzuv uzuv parçalar, daha sonra onları Hatîce'nin sâdık kadın dostlarına gönderirdi. Bâzı defa ben sabırsızlanarak, Peygamber aleyhisselâm'a hitaben.: “Sanki yeryüzünde Hatîce’den başka hiç kadın yok!.”deyince,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de.:“Hatîce şöyle idi, Hatîce böyle idi!.” (diye iyiliklerini sayar) ve.: O’ndan benim çocuklarım da var.” buyururdu.

(Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr 20.)

Resim---Bir defasında Hatîce aleyhisselâm’ın kız kardeşi Hâle, Rasûlullah’ı ziyâret edip yanına girmek için izin istemişti. O'nun sesini Hatîce aleyhisselâm’ın sesine benzeten Peygamber aleyhisselâm heyecanlanmış ve hâli değişmişti. Bu durum SEVenin SEVdiğini hatırlamasından başka bir şey değildi. Rasûlullah aleyhisselâm Kendisini teskin etmek için.: “ALLAHım! Bu Hâle’dir!.” diye söyleniyordu…”
(Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr 20.)

EN BüYüK SEVGiYe LâYık.:


Resim---Peygamber aleyhisselâm’ın Hatîce aleyhisselâm’ı en güzel övgülerle andığı bir zaman Âişe aleyhasselâm Annemiz.: “O’nda ne buluyorsun. ALLAH Sana O’ndan hayırlısını verdi!.” demişti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ise.: “ALLAH bana ondan hayırlısını vermedi. İnsanlar beni yalanladığında o tasdik etti. İnsanlar benden mallarını esirgediklerinde o, malıyla destekledi. ALLAH başka (hanımlarımdan) bana çocuk ihsân etmediği halde ondan ihsân ederek rızıklandırdı.” buyurdu.
(Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, thk. Hamdi Abdülmecid es-Selefî, (I – XXV), Kahire 1404/1983 XXIII, 13.)

Resim---Âişe aleyhasselâm Annemizin kıskançlık gösterdiği bir vakit Peygamber Efendimiz aleyhisselâm kızıp hoş karşılamayınca Âişe aleyhasselâm.: “Seni hakla gönderen ALLAH’a yemin ederim ki, bundan sonra onu ancak hayırla anacağım!.” diyerek özür beyân etti.
(Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, XXIII, 15.)

Hatîce aleyhasselâm Annemiz, ALLAH’ın En SEVgiLi Kulu'nun (aleyhisselâm) SEVgisine gerçekten lâyık bir insÂNdı. Hayatı boyunca Hak davada hep O’nu desteklemiş, maddî ve manevî yardımlarıyla gölgesini üzerinden hiç eksik etmemişti. Hatîce aleyhasselâm Peygamberimizin hatırını öyle sayıyordu ki, küçüklüğünde O’na sütannelik yapan Halîme radiyallahu anha kendilerini ziyâret edip kıtlıktan ve hayvanlarının helâk olduğundan bahsedince ona bir çırpıda kırk koyun ve üstünde kurulu tahtıyla bir deve bağışlamıştı..
(İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, Thk. Dr. Ali MuhaMMed Ömer (I – XI), Kahire, 1421/2001 c. 1 shf. 93.)

Rasûlullah Efendimiz aleyhisselâm evlilikleri boyunca Kendisini üzecek hiçbir şey yapmayan SEVgiLi Eşi Hatîce aleyhasselâm’ı hiç unutmadı..

(İbn Hişâm, es-Siretü’n-Nebeviyye, (I-IV) Beyrut, ty. I, 257.)
Hep hayırla andı. ALLAH celle celâlihu Hatîce aleyhasselâm Annemize ve diğer Annelerimize rahmet etsin!.


SiYeR-i NEBî.. EroL DEMİRYÜREK..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

GÜLüVERmek!.
GÜLü VERmek!..


SEViLenden =>SEVene SıRR,
GÜLü =->VERmek KâiNâttıR,
SıRat SıRtı ===>SıRR-ı SıFıR,
GÜLÜVERmek biR SANattıR!.


ZEVK 3840

GÜLe GÜLe GÜL DEReLim!. GÜL BAĞı KeSsin GöNLümüz!
GÜL YÜZLüLer-Le GÜLeLim!.. GÜL YeLi ESsin GöNLümüz!
GÜLe GÜLe -> GÜL ALaLım!. GÜL'e GÜL'e ->GÜL VEReLim!
GÜL ELLerLe GÜL TUTaLım!.. GÜL'de BİRLeŞsin GönLümüz!.


23.09.09 23:44
A n t a l y a..



GÜL kOKUsu => AŞK kÂŞığı,
SEViLeNe ->GÜLü VERmek!.
GÜL GÜNeş -> BüLBüL IŞığı,
SEVenLere -> GÜLüVERmek!.


Resim
Resim---Enes b. Mâlik’ten farklı bir isnadla nakledilen bir rivayete göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Semâ'ya mi‘râca çıkarıldığımda arkamdan yeryüzü ağladı ve onun SUyu’ndan (ağlamasından) “Lasaf/ keber otu” yaratıldı. Ben yeryüzüne döndüğümde TERim’den yeryüzüne bir katre damladı. Böylece KIRMIZI GÜL bitti. Dikkat ediniz! Kim BENim kokumu koklamak isterse, KIRMIZI GÜL’ü koklasın.” buyurmuştur.
(Nehrevânî, el-Celîsü’s-sâlih, s. 707; Deylemî, el-Firdevs, c. III, ss.429-430, No: 5317; İbnü’l-Cevzî, Mevzûât, c. III, ss. 62-63; Zerkeşî, et-Tezkira, s. 198; Zehebî, Telhîs, s. 269-270, No: 718; İbn Arrâk, Tenzîhü’ş-şerîa, c. II, ss. 270-271, No: 16; Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, c. I, ss. 258-259, No: 798; Kaynaklarda rivâyetler arasında küçük lafız farklılıkla)

Resim
Resim Resim

Bir GÜL kadar güzeL oL ama, dikeni kadar zâLim olma.
Birine öyLe bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öLdür ama, asLa yaraLı bırakma..
Şems-i Tebrizî..

Resim
Sabır nedir?.
Dikene bakıp GÜLü geceye bakıp gündüzü tahayyüL edebiLmektir.
Ve biLirLer ki, gökteki Ayın HiLâL'den DoLunaya varması için zaman gerekir..
Şems-i Tebrizî..

Resim
Ayağında diken yarası oLmayan, SîNesine GÜL kokusu süremez..
Şems-i Tebrizî..

Resim
KargaLar GÜListÂN'ı işgaL ettikLerinde, büLbüLLer siner ve susar..
Mevlânâ..

Resim
Uyuyan göLLere ay ışığında sevginin resmini çizsem kim anLar?.
Tomurcuk ayrıLıp GÜL açtığında, yağmurun saçını çözsem kim anLar?.
Abdurrahim Karakoç..

Resim
GÜLdün, GÜLLer açıLdı penceremin demirlerinde.
=>İyi ki geçtin Dünyadan. Sâhi =>ya doğmasaydın?.
Nazım Hikmet Ran..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

YOKkLuk->YOKktur BiR ÂNLıktır,
=>ÇOKkLuk ki=>KÜLLî ŞEy’inde!.
==>İKİ ŞEYyLik ==>ŞEytÂNLıktır,
TEKkLiK=->MuHABBEt MEy’inde!.


ZEVK 3322

VAHDET-teki =>ZEYTİN ZEVKİm!.. KESRETte =>Kendi NÂR Tânem!
=>NûR-u KÂF’ı =>NûR-u MÎMi!.. ==>NûR-u CÎMdeki =>NÛR Tânem!
ÂLEM-i SUGRÂ ==>KÂİNÂT!.
ÂLEM-i KÜBRÂ =>ÂDEM’dir!
=>KIRMIZı GÜL!.=>MoR SüNBüLüm!. TENde NÛRumsun BİR Tânem!.


17.09.2008. 01:14
a n t a l y a...


Resim
KÂF’ı=->KUDREt,
CÎM’i==>CiHÂN!.
MÎM’i=>CENNEt,
=>ŞİMdi=>Şu ÂN!.
=>SEFîL SULTÂN!.


VAHDET.:TEKe TEKkLik..
KESRET.: İKİLik ve ÇOKkLuk..
SUGRÂ.: Daha küçük, pek küçük..
KÜBRÂ.: Büyük, daha büyük, en büyük…



Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem.: “KıRMıZı GÜLü koklayıp da bana salâvât getirmeyen bana cefâ etmiştir.” buyurmuştur.
(Sâgânî, Mevzûâtü’s-Sağânî, s. 44, r. 54.)

Sâgânî kaddesallahu sırrahu.: “(Kırmızı) GÜL, Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem’in Teri’nden yaratılmıştır.” demiştir.

(Sâgânî, Ebü’l-Fedâil Hasan b. Muhammed b. Hasan el-Kuraşî es- Sâgânî, Mevzûâtü’s-Sağânî, thk. Necm Abdurrahman Halef, Beyrut, 1405/1985, s. 44, r. 55.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

bEN SiMSiyAH GECELeRde,
KAPKARAGÜLe VURULdum!.
SESsiz SÖZsüz HECELeRde,
KARAKIŞLarda KAVRULdum!.


ZEVK 3279

NÛRULLAH’ın==>NÛR-u MîM’i===>Bir KARA SEVdâ KARAGÜL,
EMRULLAH’ın=>DEVRÂN DEM’i=>MECNÛNa LEYyLâ KARAGÜL,
BİLen=->DEmez!. Dİyen=->BİLmez,
Söz->Sohbet->Zevk->Hazzda Hayret,
CEMÂLULLAH=>CEMMü’L- CEM’i==>ÂŞIK’a=>MEVLâ KARAGÜL!.


02.07.08 14:40
...a k s a r a y..


SEVDÂ GÜNEŞinde>GÖNLüm,
->AŞKkın ATEŞinde GÖNLüm,
İHVÂNİ’mi=>GOYdu==>Gİtti,
>KARAGÜL PEŞinde GÖNLüm!.


Resim
Resim---Hasan b. Münzir radiyallahu anhu’dan merfû olarak, şu rivayeti nakletmiştir.:Peygamber aleyhisselâm, semâya mi‘raca çıkarıldığında Arz/Yeryüzü ->Resûlullah aleyhisselâm’ın kaybından dolayı hüzünlendi ve KEBER’i (kebere/geber/gebre otunu) bitirdi. Peygamber aleyhisselâm, Yeryüzüne döndüğünde ise, Arz sevindi ve “GÜL”ü bitirdi. Kim Peygamber aleyhisselâm’ın kokusunu koklamak isterse, GÜL’ü koklasın!.”
(Hasan b. Münzir radiyallahu anhu’dan merfû olarak; Tabersî, Mekârimü’l-ahlâk, s. 54. Ayrıca bkz. Kummî, Sefînetü’l-bihâr, c. IV, s. 640; Ali en-Nemâzî, Müstedrakü Sefîneti’l-bihâr, c. X, s. 279.)

Resim
L->MuhaMMed Teridür,
BüLbüL=>->Anun Yâridür,
===>OL GüLiLe==->EzeLî ,
CihÂN’a==>BiLe GeLdüm!.

==>İkİ CihÂN==>Toptolu,
=->Bağ-u-Bostan OLunsa,
Senin Kokundan>Eyü GüL,
->BostÂN İçinde Bitmeye!.


Yûnus EMRE
kaddesallahu sırrahu..


Resim
SoraLum GeL BiLenLere,
GüL-i Bûyın=>DirenLere,
=====>VisâLine İrenLere,
GeL ALLAH’ı BuLaLum GeL!.


Niyâzî-i MISRî
kaddesallahu sırrahu..


Resim


ElhamdüLiLLahi RABBi’l-ÂLEMîn..
Hamd ÂLEMLerin RABB’ı ALLAH’a Mahsustur!.


الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


Resim
ResimResim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...


aleyhumu's- SEMm..


MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

ResimGÜL
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

===>HiLÂL UYkusuna YATaR,
HÂL’de>HÂL’in>HİTÂMı’nda!.
DOLunAYLar DOĞaR-BATaR,
SIRR-ı SIRF’ın->HATEMinde!.


ZEVK 3468

=>ZüLFün TELİne YÜKLedik==>SULTÂN’a=>SALLımız SALLdık!
BİZi ANdın=>RAVZAnda DOst==>NÛR-u MÎM-e=>BİZ de DALdık!
HOş Gİttin=>HOş GELdin CÂNÂ!. HACCın HAKKta Kabul OLsun!
=>“KARA GÜLün=>NEFESİ”-nden=>KARA GÜL KOKUSU’n ALdık!..


27.12.08 21:25
Antalya..lara shlleri..


Resim
SORaLum GeL->BiLenLere,
=>GüLi Bûy’ın->DirenLere,
======>VisâLine İrenLere,
GeL ALLAH’ı BuLaLum GeL!.


Niyâzî-i Mısrî
Kaddesallahu sırrahu..


Resim
GÜLLeR SULTÂNı.: RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem..
HİTÂM.: Son, nihayet. * Bir şeye mühür basmak. Yazının veya istidanın sonunu mühürlemek..
HATEM.: Mühür. Üzerinde yazı olan ve mühür yerine kullanılan yüzük. * Son. En son..
SIRF.: Sadece, yalnızca. * Sâfi ve hâlis şey. Karışık olmayan..
RAVZA.: Sulu yer, bahçe, bostan, çimenlik yer..
RAVZA-yı MuTaHHaRa.: Fahr-i Kâinat Aleyhi Efdâlü’s-Salââat ve Efdâlü’t-Tahiyyât Efendimiz’in Kabr-i Şerîfiyle Minberi’nin arasındaki SaHa..
Bûy.: f. Koku, râyiha..


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in mübarek sırtlarında Peygamberlik Mührünün GÜL Tomurcuğu gibi bir et parçası şeklinde olduğu rivâyetleri vardır.
(Tirmizî, eş-Şemâilü’l- MuhaMMedîyye, 3. Baskı, Beyrut, 1408/1988, s. 17, r. 16.)

MÜHR-ü NÜBÜVVET.:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in kürek kemikleri arasında sol kürek kemiğine daha yakın, elle hissedilebilecek kadar kabarık, güvercin veya keklik yumurtası büyüklüğünde, siğile benzetilen “Kırmızı Beze” şeklinde bir et parçasının bulunduğu ve bunun “Nübüvvet Mührü” olarak isimlendirildiği Hadis ve Siyer Kaynaklarında belirtilmektedir..
(Müsned, V, 107; Buhârî, “Vudûʾ”, 40; Müslim, “Fezâʾil”, 110; Tirmizî, “Menâkıb”, 11; ayrıca bk. Yardım, s. 74; Ahatlı, sy. 3 [2001], s. 282)

Hâtem-i Nübüvvet/Hâtemü’n-Nübüvve tamlaması Türkçe’de Mühr-i Nübüvvet, Nübüvvet Mührü, Peygamberlik Mührü, Peygamberlik Nişanı gibi terkiblerle karşılanmaktadır. Nübüvvet Mührü ->siyer, şemâil, hasâis ve delâilü’n-nübüvve kitaplarında Resûl-i Ekrem’in nübüvvetinin delili sayılmakla birlikte Son Peygamber oluşunun bir işâreti olarak da değerlendirilmiştir. Nitekim Hâtem/Mühür genelde yazıların altına basılıp son sözün söylendiğine işâret eder. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e Hâtemü’n-Nebiyyîn denilmesi O’nun hem Nübüvveti nihâyete erdiren Son Peygamber hem de bütün Peygamberlerin Nübüvvetini tasdik eden/mühürleyen İlâhî bir DeLiL olduğu şeklinde açıklanmaktadır.. (Elmalılı, VI, 3906.)


مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا
Resim---“Mâ kâne MuhaMMedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin RESÛLALLÂHi ve Hâteme’n- Nebiyyîn (nebiyyine), ve kânALLÂHu bi kulli şey’in alîmâ (alîmen).: MuhaMMed (aleyhisselâm), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat ALLAH'ın RESÛL'ü ve NebîLer'in (Peygamberler'in) Hâtemi'dir (Sonuncusu). ALLAH, herşeyi en iyi bilendir.” (Ahzâb 33/40)

Resim
L->MuhaMMed Teridür,
BüLbüL=>->Anun Yâridür,
===>OL GüLiLe==->EzeLî ,
CihÂN’a==>BiLe GeLdüm!.

Yûnus EMRE
kaddesallahu sırrahu..


Resim


ElhamdüLiLLahi RABBi’l-ÂLEMîn..
Hamd ÂLEMLerin RABB’ı ALLAH’a Mahsustur!.
[/b]

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


Resim
ResimResim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...


aleyhumu's- SEMm..


MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

ResimGÜL
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!..

Es SALÂTü ves- SeLÂMu aleyKE!
Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!


=->gONCa tÖMÜR GÜLLe,

==>divÂNen=>BÜLBÜLLe
MüDDesir
<>MüZeMMiLLe
=>TEVHiDiM-İZ=->TÜLLe!.
Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!.

AŞK GÜLünü AÇsın gÖNLüm-üz!
AŞK kOKUsun sAÇsın gÖNLüm-üz!
-> Ş e F Â a t Yâa RASÛLULLAHh!.
>UMUT UFKun UÇsun gÖNLüm-üz!..
Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!.

ResimZEVK 6046

ULU DAĞ-ın ZİRvesÎnde.. ->SeHeRde RüzGÂR SeSÎnde!
sÖZledim Yâ RASÛLULLAH!. >ÖZledim Yâ RASÛLULLAH!.
GuRBeTte SON NEfeSÎnde -> HIRÂ-da İKRÂ! SeSÎnde!
RaBB-ü-RaHMÂN NEfeSÎnde şu ÂN ->ŞeÂN NEŞeS Înde!
kÖZledim Yâ RASÛLULLAH!. >sÖZledim Yâ RASÛLULLAH!.
BeZM-i ELeST BeSTeSÎnde.. >TEKmiL TeVHiD TEPESÎnde..
->KALdım kANLı KÂFeS Înde -> EZEL-ü-EBED NE-SÎnde
->ÖZledim Yâ RASÛLULLAH!. ->gÖZledim Yâ RASÛLULLAH!..
Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!.
Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!..

09.04.14 04:04
brsbrsbzr..tktktrsttkmdsszısszsnszshrlrr..


RaHMÂNur- RaHÎM RAHMETi
MuHABBet MenBÂĞı
->SENsÎn!.
AHADüs- SAMED ->“AHMET i
SeLÂMet S A N Ç A Ğ ı
->SENsÎn!.
Yâ RASÛLULLAH!.. sallallahu aleyhi ve sellem!..


Enes b. Mâlik’ten (ö. 93/711-12) rivâyet edilen sahih bir hadiste Peygamber aleyhisselâm, Enes’in evine girip kaylûle/kuşluk vakti uykusuna dalarak terler. Enes’in annesi Ümmü Süleym bir kavanoz getirerek teri onun içine sindirmeye başlar. Peygamber aleyhisselâm, uyanır ve yaptığı hareketin sebebini sorar. Ümmü Süleym.: "Bu SENİN TERİN’dir, O’nu kokumuza katıyoruz. O kokuların en güzellerindendir. Çocuklarımız için bunun bereketini umuyoruz!." der. Peygamber aleyhisselâm de.: “İsabet ettin!.” buyurur.
(Buhârî, Sahîh, İsti'zan, 41; Müslim, Sahîh, Fedâil, 83-5.)

فَإِذَا انشَقَّتِ السَّمَاء فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ
“Fe îzen şakkatis semâu fe kânet verdeten keddihân(keddihâni).: Gökyüzü yarılınca, işte o zaman, erimiş yağ (rengi) gibi kırmızı bir gül haline gelmiştir.” (Rahmân 55/37)

Resim
L->MuhaMMed Teridür,
BüLbüL=>->Anun Yâridür,
===>OL GüLiLe==->EzeLî ,
CihÂN’a==>BiLe GeLdüm!.

Yûnus EMRE
kaddesallahu sırrahu..


Resim


ElhamdüLiLLahi RABBi’l-ÂLEMîn..
Hamd ÂLEMLerin RABB’ı ALLAH’a Mahsustur!.
[/b]

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


Resim
ResimResim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...


aleyhumu's- SEMm..


MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

ResimGÜL
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim
SaLLALLahu aLÂ MuhaMMed!..

ben-de BİZim,
d
-İZ-im dİZim,
>ReSÛLuLLaH
ON SEKİziMm
!..

SeN EFeNDiMm!..
>SîN EFeNDiMm!..

Yâ SEYYiDiNÂ!..
ReSÛL-> ALLAH!..
sallallahu aleyhi ve sellem >celle celâluhu


Resim

Yâ MuhaMMed!.
aleyhi's-selâm..

SIRR-ı SIFIR.. >SIRR-ı SEVgi..
SEVen.. SEViLen.. ->SEVgiLi..
SEVenin çoKk!. ->bENim giBi

SAHİB-İM-sÎN Yâ MuhaMMed!. aleyhi's-selâm..

*

>“BiSM”i SENsÎn ->biDÂyetin,
->Y E D i S Û R E ->niHÂyetin,
->dÖRT yüz ON İkİ ->ÂYET-in
,
Hakk Hâ-MîMsÎN Yâ MuhaMMed!. aleyhi's-selâm..

*

TEVHİD-in TAPIsı ->SEN-sÎN!
->“KÂiNÂt KAPIsı” ->SEN-Sîn!
>“feyeKÛN YAPIsı” ->SEN-Sîn!
->NÛR-u MîM-sÎN Yâ MuhaMMed!. aleyhi's-selâm..

*

“HAYYele’s- SeLÂH!->SeLÂHi,
>“HAYYele’l- FeLÂH!” ->FeLÂHi,
->“BİZ BİR-İZ”-i-Sîn -> BiLLâHi
,
-> cÜMMle CîM-sÎN Yâ MuhaMMed!. aleyhi's-selâm..

*

İlk NEFeSs SEN!. Son NEFeSs SEN,
->cÂN KUŞU.. >kÂNLı KÂFeSs SEN,
>KüLLî ŞEY’-DEki >“hERKeSs” SEN
,
-> KüLLî KîM?-sÎN Yâ MuhaMMed!. aleyhi's-selâm..

*

kuL İhvÂNi-n >DER ->diVÂNÂ,
>“KÛN KÂBemİZ” OLdun cÂNÂ,
->SÂHİB ÇIKtın -> ÇIKtık SANA
,
->SEN ->BİZ-iM-sÎN Yâ MuhaMMed!. aleyhi's-selâm..


17.06.14->13:49
brsbrs..tktktrstkkm
İZz..



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Resim---“Bismillâhir rahmânir rahîm.: Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.” (Fâtiha 1/1)

KâiNÂTı/BİZi ->Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden, âlemlerin, bütün varlıkların mürebbisi, sahibi ALLAHu zü’l- CELÂL’e hamdolsun!.

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi rabbil âlemîn: Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.” (Fâtiha 1/2)

Sınırsız Rahmeti ve Engin Merhameti ile KâiNÂTa/BİZe =>hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, merhametine, lütfuna, ihsanına, hayırlara mazhar eden, Rahmân ve Rahîm olan ALLAHu zü’l- CELÂL’e hamdolsun!.



19. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :Güzel bir salâvât-ı şerîfe


ARAPÇASI.:


Resim

Resim TÜRKÇESİ.:
ALLAHümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ ve
MEVLÂNÂ MuhaMMedin tıbbi'l- kulubi ve devâihâ
Ve âfiyeti'l- ebdâni ve şifâihâ
Ve NÛRi'l- ebsâri ve diyâiha
Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim
Yâ selâmü sellim.


Resim MÂNÂSI.:
ALLAHım!. Ey RABBim!. Kalblerin Hekimi(doktoru)ve Devâsı (çâresi) ,
Bedenlerin Âfiyeti (sağlığı, selâmeti, sıhhati) ve Şifâsı,
Gözlerin Nûru ve Ziyâsı (ışığı) OLan
Seyidimiz Efendimiz MuhaMMed
(sallallahu aleyhi ve sellem) 'e
SEN SaLât ediver
, SeLâm ediver, Mübârek KıL onu!.
O'na onun Âilesine ve Sahabeleri'ne de!.
Ey Mutlak TesLim OLunan, SeLâMın Kendisi OLan ALLAHım!.


Resim

Resim---Câbir radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim Kokumu KokLamak İsterse=>GÜLü KokLasın” buyurdu.
(İbnü’l-Cevzî, e-Mevzûât, III, 62-3; Süyûtî, el-Leâli’l-masnûa, s. 234.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: ALLAH celle celâlihu GÜLü GüZeLLiğinden Yarattı. =>Kokusunu PeygamberLerin kOKUsu KıLdı. =>Kim ALLAH TeÂLÂ’nın GüZeLLiğine BAKmak ve PeygamberLerin kOKUsunu DUYmak İsterse =>GÜLe BAKsın. =>ÂN’ında BEN o’nu Tanırım!.” buyurmuştur.
(Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, I, 303, r. 798.)


Resim
L->MuhaMMed Teridür,
BüLbüL=>->Anun Yâridür,
===>OL GüLiLe==->EzeLî ,
CihÂN’a==>BiLe GeLdüm!.

Yûnus EMRE
kaddesallahu sırrahu..


Resim


ElhamdüLiLLahi RABBi’l-ÂLEMîn..
Hamd ÂLEMLerin RABB’ı ALLAH’a Mahsustur!.


الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


Resim
ResimResim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...


aleyhumu's- SEMm..


MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

ResimGÜL
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim


ResimGÜLü vermek ELimiz<de.Resim

Ben SANA SeLâM'ımı Sunuyorum...CâN NeBî...
SANA Çarpan Yüreğim'den.. Ben'i Çeken Yüreğine..
Kırık Gönlüm'de Büyüyen SeVDâ'nla Ayaktayım Şimdi...
SANA AŞk'ı SUNuYORum..CâN Efendim..Tümm HücreLerim'Le...


ResimResimResim
=>KaBuL BUYURur musun EFENDİM<=


Âişe radiyallahu anha Vâlidemiz.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim BENim kokumu koklamak isterse, Kırmızı GÜL'ü koklasın!.” buyurdu.” buyurmuştur.
(Deylemî, el-Firdevs, c. III, s. 594, No: 5863; İbnü’l-Cevzî, Mevzûât, c. III, s. 62; Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, c. I, ss. 258-259, No: 798; Zerkeşî, et-Tezkira, s. 198.)

Câbir radiyallahu anhu.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Benim kokumu koklamak isteyen Kırmızı GÜL koklasın!.” buyurdu.” buyurmuştur.
(Deylemî, el-Firdevs, c. III, s. 594, No: 5863.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, birinin yüzünü kırmızı olarak gördüğü için ona şaka yaparak.: “Sen Ebü’l-Verdsin.: Kırmızı adam’sın” buyurmuştur.
(İbn Hibbân, Ebû Hâtim Muhammed b. Ahmed et-Temîmî el-Büstî, Kitâbü’lMecrûhîn mine’l-muhaddisîn ve’d-du‘afâ ve’l-metrûkîn (I-III), tahk.: Mahmûd İbrâhîm Zâyid, Dârü’l-va‘y, 1. Baskı, Haleb 1396/1976, c. I, s. 221, No: 196; İbn Adî, el-Kâmil, c. II, ss. 181-182.)


Resim


ElhamdüLiLLahi RABBi’l-ÂLEMîn..
Hamd ÂLEMLerin RABB’ı ALLAH’a Mahsustur!.
[/b]

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


Resim
ResimResim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...


aleyhumu's- SEMm..


MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

ResimGÜL
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

OKu!. OKu!. =>GÜL-den DİL-Ler..
DOKu!. DOKu!. GÜL-den EL-Ler..
=>Burun BENim.. Yürek YÂR-in..
KOKu!. KOKu!. GÜL-den GÜL-Ler..

GÜL-den GÜL-e GÜL-ce GÜLLer..



Resim

ZEVK 4636

HaYyat Bir gÖLge OYunu=>KAÇsan KOVar! KOVsan KAÇar!.
=>NAZlı YÂR BAKışı Gibi=> Sîne-n DELer ResimSıRRın SAÇar!.
=>SEVen =>SEVilen =>SEVgili =>GÜLLer İÇİn BüLBüL DİL-i..
=>SEVenlerin =>GÜL YÜREĞi =->Her SABAH Yeniden AÇar!..


17.10.11 09:44
gkç-drs-trs-tkk-brs…


Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in,
Mübârek sIRTLarındaki Peygamberlik MÜHRÜnün,
GÜL TOMURcuğu gibi bir et parçası şeklinde OLduğu rivâyetleri vardır..
(Tirmizî, eş-Şemâilü’l- MuhaMMedîyye, 3.Baskı, Beyrut, 1408/1988, s.17, r.16.)

Resim

AYağında Dİken YARası OLmayan,
SÎNEsine GÜL KOKusu SÜRemez!.
Şems-i Tebrizî kaddesallahu sırrahu..

Resim

GÜL MuhaMMed TERİdür,
BÜLBÜL A’nun YÂRİdür,
OL GÜL İLe EZeLî
CİHÂNa BİLe GELdüm!.

SORdum SaRı ÇiÇeğe,
GÜL Sizin Nenüz olur?.
ÇiÇek eydür İy DERVİŞ.
GÜL MuhaMMed TERİdür..

İki CihÂN ToptoLu Bağ u BostÂN OLurısa,
SENin KoKundan Eyü GÜL BostÂN İÇinde Bİtmeye..
Yunus Emre kaddesallahu sırrahu..

Resim

GüLLerin Kök ve DALLarı =>MuSTaFa’nın Hoş Teridir.
=>O’nun Gücü Sâyesinde GÜLün HâLi ->Şimdi DOLUNAY OLmaya DOĞru GELişir!.
MeVLâNâ kaddesallahu sırrahu.

Resim

TERLese GÜLLer OLurdu Her TERi,
Hoş DİRERLerdi TERi'nden GÜLLERİ..
Süleyman Çelebi kaddesallahu sırrahu..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLLER SULTANImız

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Uçun kuşlar uçun doğduğum yere,
Şimdi dağlarında mor sümbül vardır. .
Ormanlar koynunda bir serin dere,
DİKENler içinde SARI GÜL vardır..

(R. Tevfik Bölükbaşı)

Ya kırmızı GÜLden ayrı yaşamalı, yahut DİKENin acılarını hoş görmeli..
(Şeyh Sadi)

Erkek, sevdiği kadını üzmekten sakınmalıdır. GÜL koklanır fakat hırpalanmaz..
(FuzuLî)

Bir insanın mikroskop altında GÜL dalının köklerini inceleyeceği yerde, onun GONCAsının AÇILışını seyredip SEVinmesi daha iyidir..
(Oscar Wilde)

GÜL solup-> GÜL Bahçesi harab olduktan sonra GÜLün Kokusunu nereden duyabiliriz?!.
=>GÜL SUYUndan..

(MevLânâ)

GÜL ne demek?. Adı başka olsaydı, bu kadar güzel kokmaz mıydı sanki?.
(William Shakespeare)

Öyle ucuz değil GÜL koklamak. GÜL tutan ele DİKEN batmalı..
(Necip Fazıl Kısakürek)

GÜLün DİKENsiz olmadığı doğru ama keşke DİKENler, GÜL solduktan sonra yaşamasalardı..
(J.P.Richer)

Sana GÜL veren elde =>Hep biraz güzel koku kalır..
(Çin Atasözü.)

DİKEN olup ayağa takılacağına =>GÜL ol yakaya takıl..
(Anonim)

DOStluk GÜL olmaktır. Yaprağı ile de, DİKENi ile de..
(Şems-i Tebrizî)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön