MeRYeM ÇiLLesi...

Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen gullale »

El-Kurân el-Kerîm'de 'ÎSÂ Aleyhi's-selâm'ın ANNE İSMi olmadan anıldığı Âyetler:
Resim

وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَى وَعِيسَى وَإِلْيَاسَ كُلٌّ مِّنَ الصَّالِحِينَ


Ve zekeriyyâ ve yahyâ ve îsâ ve ilyâs(ilyâse), kullun mine's-sâlihîn(sâlihîne).: Zekeriyya, Yahyâ, 'Îsa ve İlyas'a da (hidâyet ettik). Hepsi de sâlih kullarımızdandı.
(6 / EN'ÂM - 85)


قُولُواْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ


Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe ve'l-esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).: Deyiniz ki, «Biz, ALLAH'a iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrâhim'e, İsmâil'e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına ne indirildiyse, Mûsâ'ya ve 'Îsa'ya ne indirildiyse ve bütün peygamberlere RABBlerinden ne verildiyse hepsine iman ettik. Biz onların arasında fark gözetmeyiz ve biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız.»
(2 / BAKARA - 136)


فَلَمَّا أَحَسَّ عِيسَى مِنْهُمُ الْكُفْرَ قَالَ مَنْ أَنصَارِي إِلَى اللّهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ اللّهِ آمَنَّا بِاللّهِ وَاشْهَدْ بِأَنَّا مُسْلِمُونَ


Fe lemmâ ehassa îsâ min humu'l-kufre kâle men ensârî ilâllâh(ilâllâhi), kâle'l-havâriyyûne nahnu ensârullâh(ensârullâhi), âmennâ billâh(billâhi), veşhed bi ennâ muslimûn(muslimûne).: İsa onların inkârlarını hissedince: «ALLAH yolunda yardımcılarım kim?» dedi. Havâriler: «ALLAH yolunda yardımcılar biziz. ALLAH'a Îman ettik. Şâhit ol ki, biz muhakkak müslümanlarız.» dediler.
(3 / ÂLİ İMRÂN - 52)


إِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسَى إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَجَاعِلُ الَّذِينَ اتَّبَعُوكَ فَوْقَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأَحْكُمُ بَيْنَكُمْ فِيمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ


İz kâlellâhu yâ îsâ innî muteveffîke ve râfiuke ileyye ve mutahhiruke minellezîne keferû ve câilullezînettebeûke fevkallezîne keferû ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti), summe ileyye merciukum fe ahkumu beynekum fîmâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).: O zaman ALLAH şöyle dedi: «Ey 'Îsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyâmete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim».
(3 / ÂLİ İMRÂN - 55)


إِنَّ مَثَلَ عِيسَى عِندَ اللّهِ كَمَثَلِ آدَمَ خَلَقَهُ مِن تُرَابٍ ثِمَّ قَالَ لَهُ كُن فَيَكُونُ


İnne mesele îsâ indallâhi ke meseli âdem(âdeme), halakahu min turâbin summe kâle lehu kun fe yekûn(yekûnu).: Doğrusu ALLAH katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona «ol!» dedi, o da oluverdi.
(3 / ÂLİ İMRÂN - 59)


قُلْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ عَلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَالنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ


Kul âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe ve'l-esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve'n-nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum, ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).: De ki: «ALLAH'a, bize indirilen (Kur'ân)e, İbrâhim'e, İsmâil'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Mûsâ'ya, 'Îsa'ya ve peygamberlere RABBlerinden verilenlere inandık. Onların arasında hiçbir fark gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuşlarız».
(3 / ÂLİ İMRÂN - 84)


إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِن بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإْسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا


İnnâ evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ve'n-nebiyyîne min ba’dihî, ve evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe ve'l-esbâti ve îsâ ve eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde zebûrâ(zebûran).: Muhakkak biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrâhim'e, İsmâîl'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, 'Îsa'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik.
(4 / NİSÂ - 163)


لَّن يَسْتَنكِفَ الْمَسِيحُ أَن يَكُونَ عَبْداً لِّلّهِ وَلاَ الْمَلآئِكَةُ الْمُقَرَّبُونَ وَمَن يَسْتَنكِفْ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيَسْتَكْبِرْ فَسَيَحْشُرُهُمْ إِلَيهِ جَمِيعًا


Len yestenkife'l-mesîhu en yekûne abden lillâhi ve lâl melâiketu'l-mukarrabûn(mukarrabûne). Ve men yestenkif an ibâdetihî ve yestekbir fe se yahşuruhum ileyhi cemîâ(cemîan).: Hiçbir zaman Mesih de ALLAH'ın bir kulu olmaktan çekinmez, ALLAH'a yakın melekler de. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini huzûruna toplayacaktır.
(4 / NİSÂ - 172)


وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَى وَعِيسَى وَإِلْيَاسَ كُلٌّ مِّنَ الصَّالِحِينَ


Ve zekeriyyâ ve yahyâ ve îsâ ve ilyâs(ilyâse), kullun mine's-sâlihîn(sâlihîne).: Zekeriyya, Yahyâ, 'Îsa ve İlyas'a da (hidayet ettik). Hepsi de sâlih kullarımızdandı.
(6 / EN'ÂM - 85)


شَرَعَ لَكُم مِّنَ الدِّينِ مَا وَصَّى بِهِ نُوحًا وَالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى أَنْ أَقِيمُوا الدِّينَ وَلَا تَتَفَرَّقُوا فِيهِ كَبُرَ عَلَى الْمُشْرِكِينَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِ اللَّهُ يَجْتَبِي إِلَيْهِ مَن يَشَاء وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ


Şerea lekum mine'd-dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure ale'l-muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).: ALLAH dinden Nûh'a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kânun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve 'Îsâ'ya tavsiye buyurduğumuzu da şeriat kıldı. Şöyle ki: Dîni doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. ALLAH dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
(42 / ŞÛRÂ - 13 )


وَلَمَّا جَاء عِيسَى بِالْبَيِّنَاتِ قَالَ قَدْ جِئْتُكُم بِالْحِكْمَةِ وَلِأُبَيِّنَ لَكُم بَعْضَ الَّذِي تَخْتَلِفُونَ فِيهِ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ


Ve lemmâ câe îsâ bi'l-beyyinâti kâle kad ci’tukum bi'l-hikmeti ve li ubeyyine lekum ba’dellezî tahtelifûne fîh(fîhi), fettekûllâhe ve etîûni.: İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: «Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde ALLAH'tan korkun ve bana itaat edin.
(43 / ZUHRÛF - 63)
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen gullale »


وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ آيَةً وَآوَيْنَاهُمَا إِلَى رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَعِينٍ


Ve cealnebne meryeme ve ummehû âyeten ve âveynâhumâ ilâ rabvetin zâti karârin ve maîn(maînin).: Meryem oğlunu ve annesini bir mucize kıldık ve ikisini oturaklı ve temiz sulu bir tepede barındırdık.
(23 / MU'MİNÛN - 50)

Bu âyette, ce'ale-kılmak-etmek-eylemek fiili Meryem OĞLUna ve ANNEsine olmak üzere kullanılmış.
OĞUL ANNE İSMi MERYEM ile anılmakta OĞULun İSMi zikredilmemekte!

'ÎSÂ Aleyhi's-selâm= ibnmeryem= MERYEM OĞLU !

MİM-RA-YÂ-MİM, AYN-YÂ-SİN-YÂyı doğurmuştur.



إِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسَى إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَجَاعِلُ الَّذِينَ اتَّبَعُوكَ فَوْقَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأَحْكُمُ بَيْنَكُمْ فِيمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ


İz kâlellâhu yâ îsâ innî muteveffîke ve râfiuke ileyye ve mutahhiruke minellezîne keferû ve câilullezînettebeûke fevkallezîne keferû ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti), summe ileyye merciukum fe ahkumu beynekum fîmâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).: O zaman ALLAH şöyle dedi: «Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim».
(3 / ÂLİ İMRÂN - 55)


وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلاَّ اتِّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا


Ve kavlihim innâ katelnâ'l-mesîha îsâbne meryeme resûlallâh(resûlallâhi), ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu ve lâkin şubbihe lehum. Ve innellezinahtelefû fîhi le fî şekkin minhu. Mâ lehum bihî min ilmin illâttibâa'z-zann(zanni), ve mâ katelûhu yakînâ(yakînen).: Bir de «Biz ALLAH'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük» demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.
(4 / NİSÂ - 157)


بَل رَّفَعَهُ اللّهُ إِلَيْهِ وَكَانَ اللّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا


Bel rafaahullâhu ileyh(ileyhi). Ve kânallâhu azîzen hakîmâ(hakîmen).: Fakat ALLAH onu kendisine yükseltmiştir. ALLAH, aziz (daima üstün)dir, hikmet sahibidir.
(4 / NİSÂ - 158)

Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Adı MeRyeM
Tadı MeRyeM
İs Resim MeSiH
Muradı MeRyeM..
aleyhumusselâMMM..
Resim
ZEVK 4624

BeŞâret BeŞeri gibi.. MâRiF-te MeRyeM MeLeği..
Er RaHMÂN-ın Nefesİnde..Kızıl Kor ÇİLE ÇöMleği
İLE-BİLE OKU-duğum.. KûN feyeKûN KOKU-duğum
ANA-sının SıRR Sıfatı.. Resim Çarmıhta İSÂ GöMleği!..


Resim

04.10.11 23:26
gökkuşağı-gölbaşı
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »


MîM MeryeM-miş mEĞER!
İSÂ, NÛN-sa SENde EĞER!
KûN KâF-ında YakîN MîM-i
BiN KeRRe YAŞA
-mak dEĞER

Resim

ZEVK 4711

KUL iKen SultÂN OL-maktır!. FaRZ ve SüNNet NâfiLE-si.
NAKL-in NaZ-NiYAZ-ın DİN-le!. Resim GERİsi AKL-ın HİLE-si!..
KALB-ini BİL!.. KÂBE-ni BUL!. Resim AKSÂ-yı, YAKîN-i ANla!..
İSÂ-yı DOĞ-urmak dEĞİL!.. MeryeM AnA-mın ÇİLE-si aleyhumu's-selâm


24.12.11 15:57
brsbrs.. yrğmkryğyr..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SîNin SEVdâ sıRRını yaz!
SıRaT TeLindeki canbaz!
Ne o aNNe/YÂRim ne o?
Ağlıyor musun?..
Belki BULuşuruz bu YAZZ!..


Resim
ZEVK 4790

ne sinek ne arı gelsin!.. çiçeğim hiçlik-hıçkırık!
Ben damlayım sense selsin!. kahrolsun yine ayrılık!
MeryeM MÎMinde meselsin!.. İSÂ-nın çarmıhı kırık!.
Göğe çekildi ÇİLEsi.. ELLerinde ÇaRKÇIKRIK!...


13.02.12 20:27
tktktrstkks..brs..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim çİLE..

bir MeryeM MaSALLı ÜN-le!
DOĞÂN-DOĞurÂN SENiN-le!
ARD-ına BAK-madan YÜRÜ!..
DAĞ-dan İN!.. sAHilde dİN-le!..

ZEVK 4925

Derin DALLma DEnİZlere!.. DALLgalar dELi güzELiM!.
HaKK ÂŞIKların SALLayan Resim gönül güzELi güzELiM!.
Her KUŞ-un ETi YEnir mi??.herKESeÂŞIKDEnir mi???..
LÂyık İSEn Resim LÂzımsın-dır!. Resim EBeD-EzELi güzELiM!..


03.05. 12 05:03
tktktrstkks… brsbrs..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim haCERR aleyha's-selâm ile
Resim MeryeM aleyha's-selâm


ISSız - SeSSiz yine Resim GeCe?!.
Resim CeRRin CeZBi HeCe HeCe!..
kÖRdüğüm dEĞİL Resim gÖRdüğüm
BİLene ben im Resim BİL-me-Ce!...

ÇİLE ÇÖLÜnde YÜRümek
haCERR İşİ.. MeryeM İşİ
Resim İSMâil - İSÂ BÜRÜmek
"RaHÎM ü RahmÂN BİL!"işi

Resim BeBe-NeBî Kucağında
haCERR teSLİM Sıcağında
bir damla ZeMZeMin ZEVKi
Resim Kazan Resim KâBe OCAĞında..

FeRCinde FeCRi MeryeMin
Resim Sadakat eCRi MeryeMin
taMMı-tüMMü Resim göBEk BAĞı
Resim tahtihel- teCRî MeryeMin aleyha's-selâm...

ZEVK 4996

NaZ-NiyaZ EHLi UnutmaZ!.. ÖZler de Resim gÖZler NâBi-sin
MERKEZ MİLİn CeZBi CeRRi MUHİTTe TeVHiD TâBi-sin
URUC RüCU MiRACında.. Resim BeBe - NeBî.. Resim AnA OĞUL
şeÂN ŞâHiDi ARAF-ta?!. Resim MeryeM Resim İBNur- RUH SâBi-sin


26.07.12 01:21
brsbrs.tmmtktktrstkkmz…


NâBi: BİLElik NûRunda haber veren, haberci NeBî aleyhi's-selâm..
TâBi: BİLEliğe TARAF Tavafında NEBÎyi DUY-ÂN UY-ÂN itaat eden peyk..
SâBi: BİLElik Sahibi MeryeMin süt BeBe-NeBîsi.. zamANın sahibi saff SâBi..
CeRR: merkez-KAÇ kuVVeti.. Rububiyyetin zÂHiR-BÂtın ceM’ tecellîsi..
CeZB: merkez-ÇEK kuVVeti.. Uluhiyyetin eVVEl-ÂHiR ceM’ tecellîsi..
A’RAF: AKLın NAKLe SALL ettiği, NâRsız-NûRsuz NÖTR NOKTa..vs. vs.. ÜÇ NOKTA…


MeryeM aleyha's-selâm O ki..

فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا

Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki tahteki seriyyâ(seriyyen): Onun altından bir ses kendisine şöyle seslendi: “Sakın tasalanma! RABBin senin alt yanında bir su arkı vücûda getirmiştir.
(MeryeM 19/24)


جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَّضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ

Cezâuhum inde rabbihim cennâtu adnin tecrî min tahtihe'l-enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), zâlike li men haşiye rabbeh(rabbehu): RABBleri katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. ALLAH, onlardan râzı olmuştur, kendileri de O'ndan râzı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, RABBinden "içi titreyerek korku duyan kimse" içindir.
(Beyyine 98/8)


وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ

Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet mine'l-kânitîn(kânitîne): İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona rûhumuzdan üfledik. O da RABBinin kelimelerini ve kitablarını tasdik etti. O, (RABBine) gönülden bağlı olanlardandı.
(Tahrîm 66/12)

A’RAF: AKLın NAKLe SALL ettiği, NâRsız-NûRsuz NÖTR NOKTa.. ÖRFü ARFı o ki; HiZBsiz O Oluş..vs. vs.. ÜÇ NOKTA


وَبَيْنَهُمَا حِجَابٌ وَعَلَى الأَعْرَافِ رِجَالٌ يَعْرِفُونَ كُلاًّ بِسِيمَاهُمْ وَنَادَوْاْ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَن سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ لَمْ يَدْخُلُوهَا وَهُمْ يَطْمَعُونَ

Ve beynehumâ hicâb(hicâbun) ve ale'l-a'râfi ricâlun ya'rifûne kullen bi sîmâhum ve nâdev ashâbe'l-cenneti en selâmun aleykum lem yedhulûhâ ve hum yatmeûn(yatmeûne): İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve A'râf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: "Selâm size!" diye seslenirler.
(A’raf 7/46)


وَإِذَا صُرِفَتْ أَبْصَارُهُمْ تِلْقَاء أَصْحَابِ النَّارِ قَالُواْ رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ

Ve izâ surifet ebsâruhum tilkâe ashâbi'n-nâri kâlû rabbenâ lâ tec'alnâ mea'l-kavmi'z-zâlimîn(zâlimîne): Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: Ey RABBimiz! Bizi zâlimler topluluğu ile berâber bulundurma! derler.
(A’raf 7/47)


وَنَادَى أَصْحَابُ الأَعْرَافِ رِجَالاً يَعْرِفُونَهُمْ بِسِيمَاهُمْ قَالُواْ مَا أَغْنَى عَنكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ

Ve nâdâ ashâbu'l-a'râfi ricâlen ya'rifûnehum bi sîmâhum kâlû mâ ağnâ ankum cem'ukum ve mâ kuntum testekbirûn(testekbirûne): (Yine) A'râf ehli sîmâlarından tanıdıkları bir takım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.
(A’raf 7/48)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

B..
Bi..
BiZ
BiRiZ

ZEVK 4983

Resim BiNBiR kez boZa pişirdik Resim ERENlerin ENseSîNde
BeLÂ Bazarında SATTık.. ŞıN ŞeCeRRe-SîN ŞeDDeSîNde
MeryeM İSÂya HâMimLE TeKe TeK TeRaS TeKKe-SîNde
NÛRun NÂRına DOĞurttuk!.. RÜCÛunda.. ReDDE-SîNde

07.07.12 07:07
brsbrs.. tktktrstkks
DEme DOst!...

وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ

“Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete ve kulâ minhâ ragaden haysu şi’tumâ ve lâ takrabâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne): Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." (Bakara 2/35)

“E LeStu?” “BeLâ” mız-ilk SÖZümüz:
ELeST BeZMi:

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ

“Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne) : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” (A'râf 7/172)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً

“İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh (mardıyyeten) :
dön Rabbine, sen O'ndan O senden hoşnut olarak!”
(Fecr 89/28)

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ

“Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm(takvîmin): Biz insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tîn 95/4)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

fASLını BİL!
hASLını BİL!
AYN-i ZÂTin->
-> ASLını BİL!.

Resim

ZEVK 5164

B”-İSM SıRRıN SUveyDÂsı.. BİZ BİR-İZ-in B -> B”-İLEsiN
HaKKta
-HaKKtaN-HaKKa-HaKKla, HÂL-i HaYYda HaKK İLEsiN
-> NesyeN meNsiyyâ KULLuğu -> İSÂ-NıN -> ÇİLE ÇAR-MIHı
BİLen VARsa -> BİR ANLAtsa BİZ-e -> MeryeM-iN ÇİLE-siN..
Aleyhume's-selâm...


19.11.12 22:32
5 mhrm 1434…
brsbrs.. tktktrstkksbzbrzhuu..


فَأَجَاءهَا الْمَخَاضُ إِلَى جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا
Resim---Fe ecâe hel mehâdû ilâ ciz’ın nahleh(nahleti), kâlet yâ leytenî mittu kable hâzâ ve kuntu nesyen mensiyyâ: Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!"(Meryem 19/23)
Resim
Kullanıcı avatarı
mim ile nun
Üye
Üye
Mesajlar: 48
Kayıt: 08 Kas 2012, 18:22

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen mim ile nun »

Hz.Meryem in elleri karnında gözü yerde
Muhabbet benliğin en mühim merhemidir ⊙
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

rifetin MîMi MeryeM!
İs cANın CîMi MeryeM!
cAN ÇEKişen cAN çİLEsi
Kimi İs -> KİMi MeryeM!..
aleyhume's-selâm..


ResimZEVK 5134

MecNÛNu mEST.. ley SeSi.. el MukaDDeS MeYYhÂNede!
NeYYzÂN-ın DuDak-NEFeSi.. “seBBaHa”sı > NeYYhÂNede!
>NûR-u MîM -> ŞuÛR-SüRÛRu.. > RıZÂ raVZÂsın -> O-NûR-u
şeÂN-a İŞTRaK -> şu ÂNN!.. ben-BENi -> BİZ -> ŞeYYhÂNede!..


29.10.12 07: 06
brsbrstktktrstkkmz…

ZeVK: Söz İlmin Sohbet Edebin SonUÇundaki İrfÂN tadışı.. Ölüm gibi..
Şe-ÂN: Şeenullah. Her AN yeniden yaratış.. Nesl-i Cedîd..

mEYYhÂNe:ALıp-VERilen Her ÂN Nefesinin Şaehâdet ŞARÂBının Kâbe KÜPüdür.. SıRR-ı Sıfır SÂHiB SÖZÜnün SÂKİ SESdiri…
SeBBeHa: tesbih eder. Yüzer. Döner durur. Akl-ı Silm bilir ki ATOM yaratıldığı günden beri durmadan dönmektedir ve kıyâmete kadar da dönecektir. Enerjiyi nerden almakta ve alacak sorusunun cevâbının “Kun feyekun” olduğunu materyalist fizik çok geç anlayacaktır sanırım.
ŞUÛR: emânet ve ni'meti en hayırlı bir şekilde (optimum, i'tidal üzere) kullanabilme melekesidir.:Allah’ın akıl sahibine verdiği maddi manevi bütün nimetleri lazım ve layıkınca kullanmak kemalatının, haysiyetinin, insanlık onurunun adıdır şuur.
İştirak: HAKKı yaşamak, HAKKta, HAKKtan, HAKKa, OL-AN
İŞTİRÂK:"Lebbeyke Rabbenâ sa'deyke ve'l-hayru küllî hü fi yedeyke: Emret RABB'imiz canla, başla, saâdetle emrindeyiz!... Bütün hayırlar senin elindedir!..." demek ve o işi işlemektir.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen Gul »

Resim

biR DÜŞ GÖRdüm güpeGÜNdüz
-> İN-İŞi -> ÇIK-İŞi >dümDÜZ
USSturanın AğZı -> BİZ -> İZz!
KÖRün GÖRdüğü -> İkİ YÜZz!..

*

çARKın DOKsan DOKUz dİŞİ
KİM de KİMMiş?. KİMlik-kİŞİ
saHiBBlenmesin-> Ahhmaklar
OL-ANlar -> hep -> O’nun İŞİ!..

celle celâluhu…


ZEVK 5240

AK->kARA-ya KOŞladıkk!..-> DÖNen->feLEKti..->kirmÂN
OLsun!. OLmasın! ->haYYaldi. OL-ÂN->HüKMHaKK fermÂN
MeryeM-iM
->DOĞu DOĞurdu.. İSÂ-m->YOKLUĞum->YOĞurdu
->BiRR OĞlum OLdu->DÜŞümde.. İSMi-> MuhaMMed dermÂNdı!..
aleyhume's-selâm…

ResimKul İhvÂNi
14.01.13 ->21:26
Brsbrsbzr..blnmyankmşbzİZ..


AK-ı -> kARA-ya KOŞladıkk:anam kirmanda İP BÜKerdi.. halı kilim ıyılırdı Istarlara.. ak koyun yünü ipi ile kara koyun yünü ipi Eşleştirilir de VERilirdi ÇIKrığa.. SARmaş-DOLaş çıkardı YUMak.. KOŞlamak budur AŞKta ve yÜrÜkçede..

وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَ إِذِ انتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا
Resim---“Vezkur fil kitâbı meryem(meryeme), izintebezet min ehlihâ mekânen şarkıyyâ: Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.” (Meryem 19/16)

فَاتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا
Resim---“Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ: Ve âilesiyle arasına bir perde germişti. Derken ona rûhumuzu göndermiştik de gözüne, âzası düzgün bir insan şeklinde görünmüştü.” (Meryem 19/17)


KİRMAN: ağaçtan yapılan geçmeli tek oklu yünü ip yapan Yörük âleti.

Resim
Kullanıcı avatarı
Mecnun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 681
Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen Mecnun »

kulihvani yazdı: ZEVK 5240

->BiRR OĞlum OLdu->DÜŞümde.. İSMi-> MuhaMMed dermÂNdı!..
aleyhume's-selâm…


Resim Kul İhvÂNi
14.01.13 ->21:26
Brsbrsbzr..blnmyankmşbzİZ..
Hocam MuhaMMed dermÂN OĞlunuz kutlu olsun inşaallah
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

çisil çisil->yağan yağmur
-> süzülen göz yaşım gibi
bir damla su-toprak->çamur
ne kOLAY -> ne ZORmuş SEVgi..

ZEVK 5193

aNa RaHMinden ÂLEMe -> ÇIKınca -> ZâR ü ZâR OLduk!
KûN feyeKûN Kazanında -> KaHRından KeHrüBÂR OLduk!
MâRiF-> MeryeM'in İSÂ'.. İSÂ'nın MeryeM'i HaYY ->DoST!
zAHMETTe rAHMET DOĞurduk! NeVMinde NûRun- NÂR OLduk!.
aleyhumu's-selâm…


28.12.12 -> 04:02
brsbrs.. tktktrstkksbzbrzhuu..


->çisil çisil -> çile çile
ÇİLEnenler gelmez dile
Diyen Bilmez Bilen Demez
AHmak ANLA
!maz NÂfile!..


فَأَجَاءهَا الْمَخَاضُ إِلَى جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا
Resim---Fe ecâe hel mehâdû ilâ ciz’ın nahleh(nahleti), kâlet yâ leytenî mittu kable hâzâ ve kuntu nesyen mensiyyâ: Doğum sancısı onu, bir hurma ağacının gövdesine (sığınmaya) mecbur etti. “Keşke ben bundan önce ölseydim, unutularak unutulmuşların (arasına karışsaydım).” dedi.” (Meryem 19/23)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

AKLını YOR?
AKLına SOR!
KemÂLÂt ki->
ZOR DOstuM ZOR!..


..nefsen illâ vus’ahâ..
mâ kesebet ve aleyhâ..
enbetehâ nebâtenMeryeM..
->ve keffelehâ Zekeriyyâ!..

Resim

ZEVK 5322

İKRÂ!. Kâle Yâ MeryeM eNNâ OLsun! >OLmasın! ->OYUNdu
"yâ MeryeMu innallâhastafâki.." -> İNZARa ->NEZRini SUNdu
LEDÜNNde -> İND-i CeNÂBın.. -> SıRRında -> ULUl- el BÂBın
"Yâ meryemuknutî li rabbiki.." karârin ve maîn de YUNdu


16.03.13 05:18
brsbrs..tktktrstkmz…



..nefsen illâ vus’ahâ..
mâ kesebet ve aleyhâ..:

لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
Resim---“Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn: Allah, hiç kimseye güç yetireceğin den başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
(Bakara 2/286)


enbetehâ nebâten” MeryeM..
-> ve keffelehâ Zekeriyyâ!..:
Kâle Yâ MeryeM eNNâ.:


فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًاوَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقاً قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللّهِ إنَّ اللّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Resim---“Fe tekabbelehâ rabbuhâ bi kabûlin hasenin ve enbetehâ nebâten hasenen, ve keffelehâ zekeriyyâ kullemâ dehale aleyhâ zekeriyyal mihrâbe, vecede indehâ rızkâ(rızkan), kâle yâ meryemu ennâ leki hâzâ kâlet huve min indillâh(indillâhi), innallâhe yerzuku men yeşâu bi gayri hısâb: Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.”
(Âl-i İmrân 3/37)


yâ MeryeMu innallâhastafâki:

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâletil melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâil âlemîn: Hani melekler: " Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti.”
(Âl-i İmrân 3/42)


Yâ meryemuknutî li rabbiki:

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---“Yâ meryemuknutî li rabbiki vescudî verkai mear râkiîn: "Ey Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et."
(Âl-i İmrân 3/43)


karârin ve maîn:

وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ آيَةً وَآوَيْنَاهُمَا إِلَى رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَعِينٍ
Resim---“Ve cealnebne meryeme ve ummehû âyeten ve âveynâhumâ ilâ rabvetin zâti karârin ve maîn: Ve Hz. Meryem oğlunu (Hz. İsa'yı) ve onun annesini âyet (mucize) kıldık. Ve akan suyu olan ve barınmaya müsait yüksek bir tepeye, ikisini yerleştirdik.”
(Mü’minun 23/50)

ULU’l- el BÂB:

يُؤتِي الْحِكْمَةَ مَن يَشَاء وَمَن يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ
Resim---“Yu’til hikmete men yeşâu, ve men yu’tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrâ(kesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb: Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez.”
(Bakara 2/269)

أَفَمَن يَعْلَمُ أَنَّمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ أَعْمَى إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ
Resim---“E fe men ya’lemu ennemâ unzile ileyke min rabbikel hakku ke men huve a’mâ, innemâ yetezekkeru ûlul elbâb: Öyleyse sana Rabbinden indirilenin hak olduğunu bilen kimse, âmâ olan (görmeyen) kimse gibi midir? Fakat ulul'elbab (Allah'ın sırlarının ve daimî zikrin sahipleri), tezekkür eder.”
(Ra’d 13/19)

هَذَا بَلاَغٌ لِّلنَّاسِ وَلِيُنذَرُواْ بِهِ وَلِيَعْلَمُواْ أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ
Resim---“Hâzâ belâgun lin nâsi ve li yunzerû bihî ve li ya’lemû ennemâ huve ilâhun vâhidun ve li yezzekkere ûlul elbâb: İşte bu (Kur'an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip duyurma (bir belağ)dır.”
(İbrahîm 14/52)

كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِّيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
Resim---“Kitâbun enzelnâhu ileyke mubârekun li yeddebberû âyâtihî ve li yetezekkere ûlul elbâb: (Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.”
(Sâd 38/29)

الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُوْلَئِكَ هُمْ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
Resim---“Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb: Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.”
(Zümer 39/18)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim UYkuların UCu UMut..

HaKK sÖZüm>SıRRın SİLesi
HaKK OYNun
-> İLE->bİLEsi
--> İSÂ-nın -> ALIN YAZI-
-> MeryeM-in -> çETin çİLEsi..
aleyhumu's-selâm…


ZEVK 5350


ALİ ELİnde -> ELi OL-AN” -> SıRRın -> SERRemez ihvÂNi!
SEV!->SEVil!” cANdan SEVmeyen-> cANın VERRemez ihvÂNi!
se
N ANLAt MeryeM maSALLın! -> HÂL-i Hazırın -> hemHALLın!
AHhmaklar ANLAmaz -> “BİZ” i!.. -> AKLı -> ERRemez ihvÂNi!..


14.04.13 >17:12
brsbrs..tk..tklğntkELnd..gnlççğmaçtsld..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimRahmetenlilâlemîn..

BAŞı->SONu
SÖZünü BİL!.
Onda>"Onu
ÖZ ünü BİL!..


ResimSadakallahulazîm...

AKD-ini BiL!
nAKD-ini BiL!
İBN-u EBUl
>VAKT-ini BiL!..


ZEVK 5450

ÜSTün ALTı.. SAĞın SOLu.. ARD-a >ÖN-dü kul ihvÂNi
EHL
-i BeYTin YEDuLLAHı… -> YEDi YÖN- dü kul ihvÂNi
BezM
-i beLÂ-mızın AKDi.. MîM MaHŞeRin İbnul- VAKTi
MeRYeM
>İSÂ-sın DOĞurdu ->GERİ DÖN- dü kul ihvÂNi..
aleyhumu's-selâm..


03.06.13 -> 17:26
brsbrs..mksmcâmisi…


AKD: Antlaşma.. SÖZleşme..
nAKD: GEÇer para.. hayat
VAKT: her ÂN.. al-ver NEFesi..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SıRR-ı MeryeM
TaHT
ü- FeVKi
DEM ki bu DEM
ŞeVK
ü- ZeVKi..

cÂN CiM-inde ->MîM-i CeRre
HıZÂR SeSi -> ZiKR-i ERre!.
ZeKeRriYya -> Ya HaYya!sı
TEK-BİR inde SON-SU-z KeRre

ZEVK 5751


MÎM-i MâRiF MihRABeyNi.. ->ZaRFZâiK ZeKeRriYyâ!
MuSTaFa-yı ÂLeM MeryeM!. MuSaDDîk-i MeSiH YAHyâ!
MüteeDdiB -> MütezeKkâ –> MuteaYyiB ->MutaHharuN!
NÛR-u MuhaMMed Mâ’ŞER-i!. EL ELe EL HaYy>EL HaYyâ!..


13.12.13.. 06:36…
brsbrsbzr..mksemcâmi-mcls-i ma’şerimİZ..


DEmeMeM o ki;

cÂN CiM-inde ->MîM-i CeRre:

MîM-i CeRre: Merkezkaç-Merkezçek CeRResi Merkez MîM-i MâsiVÂsı..
ZiKR-i ERre: Gırtlakta elmacık düğümünde hırlayarak yapılan ZiKRuLLAH-ALLAH!. HıZÂR SeSinde DUYulan en İçten AL-VER İNiltisi..

ZeKeRriYya -> Ya HaYya!sı
TEK-BİR inde SON-SU-z KeRre…:


ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâm marangozluk işi işler el emeği alınteri yer/yedirirdi. YaHyâ aleyhi's-selâm oğluydu-HİBETuLLAHtı ve İSÂ aleyhi's-selâm’ın Müjdeleyicisiydi.. ne var ki bu İşin BEDELi-KıYaSı-ŞaRTı ve SeBeBi VARdı HaYy DoSTt!..

YaHyâ aleyhi's-selâm’ın mübârek BAŞını AYRı koydular KALBinden tek VURuşta..
ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâmı aradılar ve
“dağa keresteye gitmiş!.” duydular.. düştüler peşine amansız Avcılar dÖRT KOLdan.. ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâm ŞeRr GELişini ŞER’ÂN GöRdü.. “KİMden KİMe KAÇarım ki!” dedi.. SIRTını bir KOZ-CEVİZ AĞACIna VERdi bEKledi.. AVcıların kralı GÖRdü, koştu ve ancak yoktu.. oysa tek ceviz ağacı vardı ortada.. her yer ARAndı ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâm yoktu..
En KeFFÂResi görmüştü ceviz ağacına sırtı dayalıydı.. bin kez dolaştı ağacın etrafını ama yoktu, bekledi, bekledi düşündü ŞEY-t-ÂNca.. sonra hepsini çağırdı topladı CEM’ etti.. baltasını çekti sapladı ceviz ağacı nın gövdesine GÖZ YAŞI SIZdı dışarı.. ve REyhÂN KokuSU sardı DAĞları..

“Bir insan boyu yukardan “HıZÂR”la KESin ceviz ağacını ki NE DEmekmiş AV SAKLAmak görsün!” dedi.. Yemyeşil yaprakları DALL DALL serildi yerlere.. AMma KİMsecik yoktu İÇinde.. Askerleri gülüştü.. DAĞlara aksi sesle yankılandı gitti kAHkAHalar..
Geri döndü GÂBİRUN KRAL ve:
“şimdi kalan gÖVdesini Yukardan AŞağıya İKİye bİÇin!” diye güRrledi..
İskele KURuldu.. birisi yukarda birisi Aşağıda iki KOLlu Hızar SESİ sardı seSSizliği.. ne zamANki ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâmın TEPEsine değdi HIZAR UCu önce HIZÂR sesi dEĞişti..
“Yâ HAYy!. Yâ HAYy!. Yâ HAYy!. Yâ-Hyâ!. Yâ HAYy!. YâHyâ!..”
HaK Âşıklar da DUYdu ki AYNen Hamdolsun, önce ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâm, Sonra HıZÂR, sonra Ceviz Ağacı sonra YER, ve sonra GÖKler ARŞa kadar “Yâ HAYy!. Yâ HAYy!. Yâ HAYy!. Yâ-Hyâ!. Yâ HAYy!. YâHyâ!..” İŞtirak etti.. Ediyor el ÂN Şe’ÂNuLLAHta DUYmuyor musun!..
(nOt: bu Zikr-i ERRenin KaYydı vardı.. KİMde kaldı ki?!.. bir daha DİNnlesek!.)

*

MÎM-i MâRiF MihRABeyNi..: MâRiFet-i MuhaMMediyyenin iKi MihRAB MîMi..
MihRAB-ı MeryeM aleyha's-selâm..
MihRAB-ı ZeKeRriYyâ aleyhi's-selâm..


Kur'ân-ı Kerim'de üç âyette geçmektedir:

فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقاً قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللّهِ إنَّ اللّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Resim--- Fe tekabbelehâ rabbuhâ bi kabûlin hasenin ve enbetehâ nebâten hasenen, ve keffelehâ zekeriyyâ kullemâ dehale aleyhâ zekeriyyal mihrâbe, vecede indehâ rızkâ(rızkan),kâle yâ meryemu ennâ leki hâzâ kâlet huve min indillâh(indillâhi), innallâhe yerzuku men yeşâu bi gayri hısâb: Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.”
(ÂL-i İmrÂN 3/37)

فَنَادَتْهُ الْمَلآئِكَةُ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي فِي الْمِحْرَابِ أَنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَى مُصَدِّقًا بِكَلِمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ الصَّالِحِينَ
Resim---Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn: O mihrabda namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir."
(ÂL-i İmrÂN 3/39)

فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَى إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Resim---Fe harece alâ kavmihî minel mihrâbi fe evhâ ileyhim en sebbihû bukreten ve aşiyyâ: Böylelikle (Zekeriya, nihayet birgün konuşamayınca)) mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam tesbih edin."
(MeryeM 19/11)

**

ZaRF-ı ZâiK ZeKeRriYyâ!:

ZaRF: Kap, kılıf. Mahfaza.. ASLın fASLı..cÂNın cİSMi..
ZâiKa: (Zevk. den) Tatma, tad alma. Tad alıcı kuvvet, tad duyurucu hassa.. her ÂN DOĞuş-Ölüş Şe’EN ŞeNliğiine İştirak ZeVKimİZ..

"Küllü nefsün zaikatül mevt: her NEFS ÖLÜmü Tadacaktır!"

Kur'ân-ı Kerim'de üç sûrede geçmektedir:

كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَمَن زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَما الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُورِ
Resim---Kullu nefsin zâikatu'l-mevt(mevti), ve innemâ tuveffevne ucûrekum yevme'l-kıyâmeh(kıyâmeti), fe men zuhziha ani'n-nâri ve udhıle'l-cennete fe kad fâz(fâze), ve mâ'l-hâyâtu'd-dunyâ illâ metâu'l-gurûr(gurûri).: Her nefs, ölümü tadıcıdır ve lâkin ecirleriniz (amellerinizin karşılığı) kıyâmet günü ödenir. O vakit kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa o takdirde o kurtulmuştur. Ve dünyâ hayâtı, aldatıcı metâdan başka bir şey değildir.”

(Âl-i İmran 3/185)

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Resim---Kullu nefsin zâikatu'l-mevt(mevti), ve neblûkum bi'ş-şerri ve'l-hayri fitneh(fitneten), ve ileynâ turceûn(turceûne).: Bütün nefsler, ölümü tadıcıdır. Sizi, hayır ve şerr fitneleri ile imtihan ederiz. Ve Bize döndürüleceksiniz.”

(Enbiyâ 21/35)

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Resim---Kullu nefsin zâikatul mevti summe ileynâ turceûn(turceûne).: Bütün nefsler ölümü tadıcıdır. Sonra Bize döndürüleceksiniz.”

(Ankebut 29/57)

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
Resim---Kullu men aleyhâ fân(fânin).: Bütün-her canlı kişiler (insanlar ve cinler) fânidir (yok olucudur).”

(Rahmân 55/26)

***

MuSTaFa-yı ÂLeM MeryeM!.:
Istıfa: Bir şeyin iyisini seçip ayıklamak. Bir şeyi ıslâh edip sâfileştirmek. Seçmek. Ayıklamak.
MuSTaFa: EzEL-EbeD ELeğinde Elenmiş de EN ÜSTte TEK KALmış MuSTaFa aleyhi's-selâm..
Ve KADINlar Âleminde ki, Nebiyyü’l- ÜMMiYyet-i MuhaMMediYyeTte tek EFDALidir MeryeM aleyha's-selâm:

Kur'ân-ı Kerimde ALLAH celle celâluhu:

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---Ve iz kâletil melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâil âlemîn: Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti.
(ÂL-i İmrÂN 3/39)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de:

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Dikkatinizi verin, dinleyin, size haber veriyorum ki: Meleklerin en faziletlisi Cebrâil'dir. Beşerin en faziletlisi Hz. Âdem'dir. Günlerin en faziletlisi (efendisi) cuma günüdür. Ayların en faziletlisi Ramazan ayıdır. Gecelerin en faziletlisi Kadir Gecesi'dir. Kadınların en faziletlisi de Meryem binti İmrân'dır." buyurdu.
(Abdullah İbn-i Abbas'tan; Deylemî, Firdevs, 1/135 (475) buyurmuşlardır.

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Meryem binti İmran'dan sonra cennet ehli kadınların efendisi Fatıma binti Muhammed, Hatice ve Asiye'dir.” buyurdu.
(Abdullah İbn-i Abbas'tan; Ebu Davud)

***

MuSaDDîk-i MeSiH YAHyâ!:

فَنَادَتْهُ الْمَلآئِكَةُ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي فِي الْمِحْرَابِ أَنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَى مُصَدِّقًا بِكَلِمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ الصَّالِحِينَ
Resim---Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn: O mihrabda namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir."
(ÂL-i İmrÂN 3/39)

MüteeDdiB: Bedenen EDeBlenmiş
MütezeKkâ: Nefsî kirlerden Temizlenmiş
MuteaYyiB: Kalbî Ayıblardan arınmış.
MutaHharuN: Tertemiz. Pâk. Kudsi, pâklanmış. Tâhir kılınmış. Mübârek. Peygamberimizin aleyhi's-selâm bir ismi.

NÛR-u MuhaMMed Mâ’ŞER-i!. :
Mâ’ŞER: Cemâat, müttehid cemâat. Birinin ehil veya iyâli. İns ve cin cemaatı. Bölük, topluluk.

EL ELe EL HaYy>EL HaYyâ!..:

إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا
Resim---İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh (yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ: Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmişlerdir. Allah'ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir.
(Fetih 48/10)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


EL ELe EL HaYy>EL HaYyâ!..:


nur-ye can!

Şu İçinde yaşamakta olduğumuz “KûN fe YekûN” AN-ından ibaret OL-AN Kâinât Kervanı resmi geçidinde Peygamberlerin ÇİLEleri gönül gözüyle görülürse; İlâhî rızâya sâdık ve sâlih bir peygamber olarak yaşayan Zekeriyyâ aleyhisselâm ile oğlu Nasrullah Mübeşşiri Yahya aleyhisselâm içimizi yakar da yakar.

Beyt-i Makdis/Mescid-i Aksâ’nın Bahçesinde AÇ-AN Nübüvvet Gülleri Kader Rüzgarlarıyla Zâlimler elinde hoyratça cAN verip ŞEHÂDET Şerbeti
İÇ-mişlerdir.

Filistin vâlisi Herodes, sözde sevgilisini elde etmek için onun şeytanlık isteğiyle Yahya aleyhisselâmın öldürülmesini ve başının bir tabak içerisinde kendisine sunulmasını emredince, Zekeriyyâ aleyhisselâm Âhir yaşında BULduğu Yahya aleyhisselâmı dağda odun biçerken şehadetini duydu ve Dağın-taşın “Yâ HAYY!” zikrine Uydu!
Altın Tepsiye konan Yahya aleyhisselâmın başı hiç Susmadı hep “Yâ HAYY!” buyurdu herkese DUYurdu..

Zalimin zulmü bitmedi Zekeriyyâ aleyhisselâmın başını da Gümüş Tepside isteyince dağa koştular.
Zekeriyyâ aleyhisselâm, önlerinden yürürken bir Ceviz Ağacı açtı SÎNEsini girdi İçine ve kapandı ağaç.

Girdiğini görenler kesti bir adam boyu ses çıkmayınca: “Yukardan BİÇ-in HIZARLa kalan kütüğü!” emrin verdi .
Ne zaman ki hızar değdi Zekeriyyâ aleyhisselâmın başına KAN-CAN Zikri başladı önce HIZAR-Testereden “Yâ HAYY! Yâ HAYY! Yâ HAYY!..”
Ağaçlar dağlar taşlar VARlık başladı HaYYat zikrine..

Bendeniz de ortaokulda okurken hızar sesi dinlemeye giderdim köydeki marangoza!..
İki kişi karşılıklı tutar Hızarı ve durmadan “Yâ HAYY!” çeker hızarlar!..
Derviş Yürekleri gibi o gündür bu gündür elhamdülillah!..

MuhaMMedi MuhaBBetle sunduğum
“HAYY!” haykırışım bir İÇ Çığlığımdır âcizâne cANlarımıza!..




H
Ha
HaY
HaYY
HaYY’da
HaYY’dan
HaYY’a
HaYY’la
Yâ HaYY
Celle Celâli-HUU!..


Resim

HaYY!. HaYY!.
Yâ HaYY!..


Resim

HaYY ÖZüm HaYY!. HaYY KaBım HaYY!
HaYY Hee-Cem HaYY! KiTaBım HaYY!
HaYY’dan HaYY’a HiTaBım HaYY!
HaYY’dan HaYYat AL-Ana HaYY!..

Resim

HaYY SÖZümüz HAZ-ımızı
HaYY ÇEKene NAZ-ımızı
HaYYatta HaYY SAZ-ımızı
HaYY İÇ-İNde ÇAL-Ana HaYY!..

Resim

Yâr-in YURDu YaYla-ya HaYY!
MeCNuN-a HaYY! LeYLâ-ya HaYY!
DERDİ DELİ DAMLA-ya HaYY!
HaYY DER-YAsın DAL-Ana HaYY!..

Resim

HaYY KUL-AĞın DEL-ene HaYY!
HaYY AKLını ÇEL-ene HaYY!
HaYY HaYY-ata GEL-ene HaYY!
Gidene HaYY! KAL-Ana HaYY!..

Resim

DERuNî HaYY! DUY-guya HaYY!
UY-ANa HaYY! UY-uya HaYY!
YuSuF-a HaYY! kUYu-ya HaYY!
ESİR-e HaYY! SAL-Ana HaYY!..

Resim

HaYY ALLAH HaYY! HaYY VERe HaYY!
HaYY EKenler HaYY DERe HaYY!
DAMLAya HaYY! MeRMere HaYY!
HaYY KUL-AĞın DEL-ene HaYY!..

Resim

Rahime HaYY!.. Mezâra HaYY!..
NeFeSe HaYY! Kazara HaYY!
BeLâ-ya HaYY! Bazara HaYY!
ELEST-e HaYY! GEL-ene HaYY!..

Resim

HaYY Niyazın HaYY NAZ-ını
HaYY Mızrabın HaYY SAZ-ını
“ÖL-DiRiL!” HaYY Namazını
CÂNezesin KIL-ANa HaYY!..

Resim

“SîN”ine HaYY! “Ne” sîne HaYY!
NeFeSîne “Se” sîne HaYY!
RABBına HaYY! “NEFS”ine HaYY!
BİL-DİRene BİL-ene HaYY!..

Resim

HaYY Muhiti HaYY MİL-ini
HaYY İle HaYY MenZİL-ini
HaYYda HaYY İle DİL-ini
DİL-im DİL-im DİL-ene HaYY!..

Resim

HaYYdan HaYYa HaSlar HaSın
KaLB KaZaNı KaFa TaSın
Kalayı HaYY PiSin-PaSın
SîNe SıRRIn SİL-ene HaYY!..

Resim


TOHuMa HaYY! HaYY ÇiÇeK HaYY!
İÇ-İçe HaYY! HeR GeRÇeK HaYY!
GEÇ-mişe HaYY! GEL-ecek HaYY!
“OL-ÂN” ile “OL-AN” a HaYY!

Resim

HaYYu’l-KaYYuM! HaYY HaYYa HaYY!
Kâbe-KAVSeyn!.. HaYY “YaY”a HaYY!
KEVSER-e HaYY! RAVZA-ya HaYY!
DaMLa-ya HaYY! DOL-ANa HaYY!..

Resim

MüRîDe HaYY!.. HaYY PîR-e HaYY!
ZeyTÎNe HaYY! İNCİR-e HaYY!
ZiKKE-ye HaYY! zİNCİR-e HaYY!
“BeN” lik bAĞ-ın YOL-ANa HaYY!..

Resim

ES-en EDEB YELİ-ne HaYY!
DİL-ine HaYY! BEL-ine HaYY!
HaYY EREN-ler EL-ine HaYY!
HaYY “ÖL-meden ÖL!” ene HaYY!..

Resim

CeLâL-in HaYY! CeMâl-in HaYY!
KeReM KeVSer KeMâl-in HaYY!
KuL İhvÂNîm HeM-HâL-in HaYY!
HaYY HâL-ine GüL-ene HaYY!..


19.04.10 02:48


mş..mş..mş…da

Resim
Yâ Hayy! Yâ Hayy Yâ!
Yâ Hayy! Zeker-iyyâ!
Yâ Hayy! Yâ YAHyâ!
Yâ Hayy! Yâ Hayy Yâ!
Aleyhumu’s- Selâm…



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »


İŞ-AŞK-MEŞKe BAKar mısın BiRr!?..

Resim

AŞKın BaŞı - SoNu
BiR, GöLGe OYuNu
Kurt sANıyor Kedi
Gölgesi OL-AN kOYunu!..

ve DEResim

GABİRÛN’luk >“İZ”den dEĞİL!
DALLgalar ->DENİZ’den dEĞİL!
-> DERd Etme seFîL ihvÂNimm
KOPaN Parmak >“BİZ”den dEĞİL!..


ZEVK 5835

SÎNeden -> SÎNeye -> SıRaT -> SıRR-ı SıFıR SİLSiLeSi
->Şu ÂN -> ŞeÂN ŞeHÂDEti ->BİZ BİR-İZ -> İLE -> BİLEsi
NÛHunLÛTun HANIMmları ->KADINken GABİRÛN OLdu!
İLLÂ -> İSÂsîN ->DOĞurmaKk!. ->kOLAY mı MeRYeM ÇİLESİ!..


23.01.14. 11.54
brsbrs..tktktrstkmİZdhyrânn..


gÖZ ki!
sÖZ ki!.
kÖZ ki!..

Özet-ÖZ ki!.. Resim

UMUT DaLLarını ->kırAN
TERCİHtir Ayıran LÛT’taN
>FiRÂVUN’dan da AYIRAN
KURTAR
an ATeŞten PUTtan!..


ALLAHu zu'l-Celâl buyuruyor ki bakın NARdan NÛRa geçen ilk İKİ kadını size örnek gösteriyorum; hz.Meryem aleyha’s-selâm ve hz.Asiye aleyha’s-selâm:

وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ آمَنُوا اِمْرَأَةَ فِرْعَوْنَ إِذْ قَالَتْ رَبِّ ابْنِ لِي عِندَكَ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ وَنَجِّنِي مِن فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِ وَنَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Resim---Ve dareballâhu meselen lillezîne âmenû'mraete fir’avn(fir’avne), iz kâlet rabbi'bni lî indeke beyten fî'l-cenneti ve neccinî min fir’avne ve amelihî ve neccinî mine'l-kavmi'z-zâlimîn(zâlimîne).: Ve ALLAH, iman edenlere firavunun eşini örnek verdi: “RABBim, Senin katında cennette benim için bir ev inşa et ve beni firavundan ve onun yaptıklarından kurtar. Ve zâlimler kavminden beni kurtar.” demişti.”

(Tahrîm 66/11)

وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---Ve meryeme'bnete ımrâne'lletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet mine'l-kânitîn(kânitîne).: İmran'ın kızı Meryem ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeple onun içine Rûh'umuzdan üfledik. Ve o, RABBinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. Ve o, kânitin olanlardan oldu.
(Tahrîm 66/12)

Nur'dan Nâr'a geçen iki gabirunu-gebereni gösteriyorum Lut aleyhi’s-selâm karısı ve Nuh aleyhi’s-selâm karısı.. masal söylemiyorum çünkü Kur’ân-ı Kerim masal kitabı değildir hâşâ!..

ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ كَفَرُوا اِمْرَأَةَ نُوحٍ وَاِمْرَأَةَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ اللَّهِ شَيْئًا وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ
Resim---Dareballâhu meselen lillezîne keferû'mraete nûhın ve'mraete lût(lûtın), kânetâ tahte abdeyni min ibâdinâ sâlihayni fe hânetâhumâ fe lem yuğniyâ anhumâ minallâhi şey’en ve kîledhulen nâre mea'd-dâhılîn(dâhilîne).: ALLAH, kâfirlere, Hz. Nûh'un ve Hz. Lut'un hanımını örnek verdi. İkisi de, sâlih kullarımızdan iki kulumuzun (nikâhı) altındaydı. Fakat ikisi de ihânet etti. Bu yüzden ikisine de, ALLAH'tan bir şeye (azâba) karşı, onlardan (eşlerinden) bir fayda olmadı (onları kurtaramadılar). Ve onlara: “İkiniz de ateşe girenlerle berâber (ateşe) girin.” denildi.”

(Tahrîm 66/10)

İKİ-lik İmtihÂNI-TARLamız Kadınlarımız..

GaBiRUN: Haktan ve HaYRdan-YÂRdan geRi DÖNen DÖNekler..

Zaman zaman söylüyoruz dönen “gabirun” dur diye bu ne anlamındadır?.
Hakka ve Hayra ters dönüş anlamındadır.
Lut aleyhi’s-selâmın karısı, Nuh aleyhi’s-selâmın karısı ve oğlu..
sık sık söylenen gabirunlardan gebermişlerdendirler örnek olarak..
Gabirundur toz kadar değeri bu kadar bile yok anlamındadır.
Gabirun toz demektir bir değeri yok anlamındadır.


Ve ZOR-kor İŞ ki;
Nuh aleyhi's-selâmın Karısı ve Oğlu OLmak ,
İbrahîm aleyhi's-selâm’ın Babası OLmak,
Nûh ve Lût aleyhumu's-selâmların Karısı oLmak.. KULLuk TECİHleri..


فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلاَّ امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Resim---Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn: Bunun üzerine biz, karısı dışında o’nu (Lût'u) ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlardan- geride kalanlardan- kalıb yere geçenlerden) geride kalanlardandı.
(A'raf 7/83)

Resim

MeryEM’in MîM-i İSÂ’sı
ÂSİYE ->AYNen Mu’sı
>NÛH ile LÛTun -> EŞLeri
>ZIT-ların ZEVKin TASAsı!..


Resim

ÜMMün CEMMine SALÂt u seLÂM olsun!..


Resim

43. SALÂVÂT-I ŞERÎFE: SALÂVÂT-I TESLİMAT

Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’ in kâinâtı şereflendirdiği
güneş gibi doğduğu gecemizde

7 kerre ikram olsun!
in şâe ALLAH!..


Resim

ResimEs-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.

Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.

Bismillâhirrahmânirrahîm.


Essalâmü aleyke yâ imâmi’l-haremeyn!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey müşrik ve kâfirlere yasak iki mukaddes Harem olan Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’nin İmamı!


Essalâmü aleyke yâ imâmi’l- hâfikeyn!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey iki ufkun-doğu ve batının İmamı!


Essalâmü aleyke yâ Resûli’s-sakaleyn!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey insanların ve cinlerin Resûlü!


Essalâmü aleyke yâ men fi’l-kevneyn ve şefîi men fi’d-dêrayn!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey iki âlemdekilerin dünya ve âhirette şefâatçısı!


Essalâmü aleyke yâ sâhibi’l- kıbleteyn!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey iki kıblenin sahibi!


Essalâmü aleyke yâ nûri’l-meşrikayn ve ziyâi’l-mağribeyn!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey iki doğunun nûru, iki batının ışığı!


Essalâmü aleyke yâ ceddi’s-sibtayni el Hasani vel Hüseyni!
ALLAH Teâlâ’ nın selâmı sana olsun!
Ey iki torunun Hasan ve Hüseyin’in ceddi!


Aleyke ve alâ itretike ve isretike ve evlâdike ve ahfâdike
ve ezvâcike ve efvâcike ve hulefâike ve hulesâike ve eshâbike
ve ehzâbike ve etbâike ve eşyâike
Selâmullâhi vel melâiketihi ve’n-nâsi ecmaîne ilâ yevmeddîn,

ALLAH Teâlâ’ nın, meleklerinin ve bütün insanların selâmı kıyamete kadar Sana, ehl-i beyt’ine, yolunu yürütenlere, çocuklarına, torunlarına, eşlerin annelerimize, cemâatına, halifelerine, önde giden hâlislerine, sahabelerine, fırka-yı nâciye yolunda gidenlere, onları tâkib edenlere ve seninle ilgili her şeye olsun!

Ve’l-hamdüllahi rabbi’l- âlemîn!
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’ ya mahsustur ve O’na olsun!
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim MNRkeReMm..

GÜLüMün GÖNLü..

HaKk AŞKın DiREĞİ … TÜLe biRr BAKın!
DumÂN-ın BÜRÜmüŞş.. KÜLe biRr BAKın!
>ihvÂNi BÜLBÜLü-n -> ZüMRüD-ü –Ânkası
BEBEĞİ-> YÜREĞİ.. -> GÜL-e ->biRr BAKın!..

Resim

cÂN-daki CeNiN dOKusu
KÛN-un feyeKÛN OKusu
GÜL ÖZünde GÜL kOKUsu
“MeryEM”in > “İS”sı giBi!.

Resim

ŞEHVeTte -> şeHÂDEt VARmış!
hER NÛRU-un ANA-sı >NÂRmış!
>“ZIT”Ları ->“ZIT”tına YÂRmış!
->“ZEKER”in -> “N i S ”-sı giBi!.

Resim

->ÂMİNe ANA -> ÖKsüZü
ABDuLLAh BaBamın SÖZü
NÛR-u MÎM YeTÎM-in ÖZü
-> “EBED-in ESâSı” >giBi!.

Resim

heRr cÂN RABBB-ın YaLVARıyor!
--> DÖNüp -> KAPI-sÎN VARıyor!
->K I Z I L D E n İ Z -i ->YÂRıyor!
-> “M u S ”n ı n --> A’SÂ-sı giBi!..

Resim

“ÜZme!. ÜZüLme! >SEViL!” de
“SEVmeyi SıRRındır!” >BİL de
-> SEPETteki BebE -> “NİL”de
-> “ÂSiye” -> “MuS” -sı giBi!.

Resim

SU-SU-z kUYudaki ->sUYum
-> "DERuNî DİPsiz kUYu”yum
>YÂKUB-un YÂR YÛSuF-uyum
“BeSSi HÜZn” ->TÂSÂ-sı” giBi!..


Resim

HaCERr ANA -> İsmÂİL-i
KÛN feyeKÛN KÂBE DİL-i
>MîM-i İbRaHÎM MeNZiL-i
TEVHİD-in >YÂSÂ-sı” giBi!..

Resim

cÂN-da cÂNÂN ->cihÂN “CEM”i
Kul ihvÂNi -->”MÎM”-in “DEM”i!
>İ B R a H î M -in >ceheNNeMi!
>“Kul KıtMÎR TasmÂSÂ-sı” giBi!..


aleyhumu's-selâm...

15.14.14 12:00
brsbbrsbazr..tktktrstkkmde..ynsszısszsneMm..

SÖZüm o ki;

>ihvÂNi BÜLBÜLü-n -> ZüMRüD-ü –ÂNkası:


KÛn feyeKÛN..Kâf Dağı’nın Garib kuşu.. Cam parlaklığında, güzel, yeşil renkte şeffaf bir süs taşı.. Yeşil AteŞşş..

*

cÂN-daki CeNiN dOKusu
KÛN-un feyeKÛN OKusu
GÜL ÖZünde GÜL kOKUsu
“MeryEM”in > “İS”sı giBi!.:


CeNiN:
(Cenne. den) Ana karnındaki harekete başlıyan çocuk. * Gizli ve mestur, saklı olan şey.

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---“İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu).: Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
(Yâsîn 36/82)

MeryeM ve İSÂ aleyhumu's-selâm..:

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâletil melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâil âlemîn: Hani melekler, “Ey Meryem! Allah, seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.”
(Âl-i İmrân 3/42)

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---“Yâ meryemuknutî li rabbiki vescudî verkai mear râkiîn: “Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde et ve (O’nun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû et” demişlerdi.”
(Âl-i İmrân 3/43)

فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا
فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا

Resim---"Fe nadaha min tahtiha ella tahzeni kad ceale rabbüki tahteki seriyya. Ve hüzzi ileyki bi ciz'in nahleti tüsakit aleyki rutaben ceniyya. Fe küli veşrabi ve karri ayna fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kuli inni nezertü lir rahmani savmen fe len ükellimel yevme insiyya : Derken aşağı tarafından ona şöyle seslendi: «Sakın üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı yarattı. «Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün.» “Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de.”
(MeryeM 19/24-26)

*

->“ZEKER”in -> “N i S ”-sı giBi!.:

ZEKER: ÂDeM.. ERiL..
N i S Â: HaVVa.. DİŞiL..

*

->ÂMİNe ANA -> ÖKsüZü
ABDuLLAh BaBamın SÖZü
NÛR-u MÎM YeTÎM-in ÖZü
-> “EBED-in ESâSı” >giBi!.:


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, daha doğmadan babadan YETÎM.. 4 yaşındayken de ANAdan Öksüz.. ezel-ebed yetim ve öksüzlerin babası-anası oldu elhamdulillahi…

*

->K I Z I L D E n İ Z -i ->YÂRıyor!
-> “M u S ”n ı n --> A’SÂ-sı giBi!..:


فَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ أَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْبَحْرَۖ فَانْفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍ كَالطَّوْدِ الْعَظِيمِ

Resim---“Feevhaynâ ilâ mûsâ eni-drib bi’asâke-lbahr(a)(s) fenfeleka fekâne kullu firkin ke-ttavdi-l’azîm(i): Bunun üzerine Musa'ya: 'Asanla denize vur' diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.” (Şu’arâ 26/ 63)

*

-> SEPETteki BebE -> “NİL”de
-> “ÂSiye” -> “MuS” -sı giBi!.:


وَأَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّ مُوسَى أَنْ أَرْضِعِيهِ فَإِذَا خِفْتِ عَلَيْهِ فَأَلْقِيهِ فِي الْيَمِّ وَلَا تَخَافِي وَلَا تَحْزَنِي إِنَّا رَادُّوهُ إِلَيْكِ وَجَاعِلُوهُ مِنَ الْمُرْسَلِينَ
Resim---Ve evhaynâ ilâ ummi mûsâ en erdıîh(erdıîhi), fe izâ hıfti aleyhi fe elkîhi fîl yemmi ve lâ tehâfî ve lâ tahzenî, innâ râddûhu ileyki ve câılûhu minel murselîn(murselîne).: Musa'nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik). (Kasas 28/7)

*

SU-SU-z kUYudaki ->sUYum
->”DERuNî DİPsiz kUYu”yum
>YÂKUB-un YÂR YÛSuF-uyum
“BeSSi HÜZn” ->TÂSÂ-sı” giBi!..:


قَالَ قَآئِلٌ مَّنْهُمْ لاَ تَقْتُلُواْ يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ
Resim---“Kâle kâilun minhum lâ taktulû yûsufe ve elkûhu fî gayâbetil cubbi yel-tekithu ba’dus seyyâreti in kuntum fâilîn(fâilîne).: Onlardan bir sözcü, “Yûsuf’u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın” dedi.” (Yûsuf 12/10)

قَالُواْ تَالله تَفْتَأُ تَذْكُرُ يُوسُفَ حَتَّى تَكُونَ حَرَضًا أَوْ تَكُونَ مِنَ الْهَالِكِينَ
Resim--- “Kâlû tallâhi tefteu tezkuru yûsufe hattâ tekûne haradan ev tekûne minel hâlikîn(hâlikîne): (Oğulları:) "Allah'a andolsun ki sen hâla Yusuf'u anıyorsun. Sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!" dediler.” (Yûsuf 12/85)

قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---“Kâle innemâ eşkû bessî ve huznî ilallâhi ve a’lemu inallâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne) : Dedi ki: "Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum. Ben Allah'tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum." (Yûsuf 12/86)

وَلَمَّا فَصَلَتِ الْعِيرُ قَالَ أَبُوهُمْ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَ لَوْلاَ أَن تُفَنِّدُونِ
Resim---“Ve lemmâ fasalatil’îru kâle ebûhum innî le ecidu rîha yûsufe lev lâ en tufennidûn(tufennidûni): Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi.” (Yûsuf 12/94)

*

HaCERr ANA -> İsmÂİL-i
KÛN feyeKÛN KÂBE DİL-i
>MîM-i İbRaHÎM MeNZiL-i
TEVHİD-in >YÂSÂ-sı” giBi!..:


فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Resim---“Fe lemmâ belega meahus sa’ye kâle yâ buneyye innî erâ fîl menâmi ennî ezbehuke fanzur mâzâ terâ, kâle yâ ebetif’al mâ tû’meru setecidunî inşâallâhu mines sâbirîn(sâbirîne). : Böylece onunla beraber çalışma çağına eriştiği zaman dedi ki: "Ey oğulcuğum! Gerçekten ben, uykuda seni boğazladığımı gördüm. Haydi bak (bir düşün). Bu konudaki görüşün nedir?" (İsmail A.S): "Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.” (Saffat 37/102)

فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ
Resim---“Fe lemmâ eslemâ ve tellehu lil cebîn(cebîni).: Böylece ikisi de (Allah'a) teslim olunca, (İbrâhîm A.S) onu alnı üzerine yatırdı.” (Saffat 37/103)

وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ
Resim---“Ve nâdeynâhu en yâ ibrâhîm(ibrâhîmu).: Ve ona "Ey İbrâhîm!" diye nida ettik (seslendik).” (Saffat 37/104)

قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Resim--- “Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).: Sen rüyaya sadık kaldın (yerine getirdin). Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.” (Saffat 37/105)

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ
Resim---“İnne hâzâ le huvel belâul mubîn(mubînu).: Muhakkak ki bu, kesin olarak apaçık bir imtihandır.” (Saffat 37/106)

وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ
Resim---“Ve fedeynâhu bi zibhın azîm(azîmin).: Ve ona büyük bir kurbanı fidye (oğluna karşı bedel olarak) verdik.” (Saffat 37/107)

*

>İ B R a H î M -in >ceheNNeMi!
>“Kul KıtMÎR TasmÂSÂ-sı” giBi!..:

“BERdEN SeLÂM-EN” AT-EŞ-im!:

قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ
Resim---“Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrahîm(ibrahîme): Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahîm'e karşı serin ve esenlik ol!." (Enbiyâ 21/69)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

MeryeM aNam
g
ÖNüL AYNam!.

AŞK NâfiLeMm
İLEm – BİLEMm
>SıRR-ı İSÂ-Mm!.
MeryeMm ÇİLEMm!.

*

KırATa -> TaYy
VaYy bANa VaYy!.
İŞ-te -> HAYyat
yâ HAYy!. yâ HAYy!.
ALLAH celle celâluhu!..

YEdi ReNK >ALı-ına GÜLüm
ÇİLE-sÎN ->ÇALı-ına GÜLüm
>ÇiÇeğ-e -> BALı-ına GÜLüm
->MıHına ->NALı-na >GÜLüm!.


Ehl-i Beyt >Nûr-Sürûr-ONÛR
->eBÛ CeHiL -> KiBiR GuRÛR
“TAŞ-a TUMa!”yın >KıtMÎRim
v’ALLAHi SAHİBi ->es SaBÛR!.
aleyhumu's-selâm..


bENim Hak HeLÂL ->Hak >HAKk’ın
>Şu ÂN -> Şe’ÂN -> şİMDi ->YAKın
->BİNin!. DÖVmeyin!. -> “KırAT”ım
-> “D E M E -din!.” >DEMEyin SAKın!.

“kul ihvÂNim ->ŞeYy SANma!”yın!
“dOKUz DELİk >NeYy SANma!”yın!
->“HAYyu’l- KaYYum’un -> şu ÂN”ı
“EL HAYyu’mu >“HeYy!.” SANmayın!.


DÜŞtüm!. “DÜŞ”-tümm!.

ZITLarın ZeVKinde HaZzettim ZORun
ceheNNeM İÇİnde >KÂR-beLÂ KORun
mEŞK-i MuhaMMedde YAŞAdım MORun
GÖNÜL -> YEDi ReNGin ALI-na DÜŞştüm!.

*

“İLLiYyîN GÜZELi”n -> EŞİ-ne DÜŞştüm!
>İNdimm “ESFELÎN-in LEŞİ”-ne DÜŞştüm!
“OLsun!. OLMAsın!.”ın->PEŞİ-ne DÜŞştüm!
“OL-ÂN”-Larda ->“OĞUL BALI”na DÜŞştüm!.


*

KaFa TASı – KaLB KaZANın ->“KAZ”ıydım!
“KAYGUSUZ AT-EŞ-i”-n PİŞtim >RAZIydım!
->SEVeN ->SEViLeN-e -> “SÎNE SAZI”ydım!
->“cÂHiL-Lerin Ç İ L E Ç A L!.”ına DÜŞştüm!.

*

“SeBBeha” SALLAdı -> şe’ÂNı ->“ÂN” Etti!
İSMâiLin >KuRB-ÂN -> cÂN -> cÂNÂN Etti!
->GÜLÜne-DİKENe -> “bEN”i ->“cÂN” Etti!
-> “ŞeCERr-i HaCERr”in DALI-na DÜŞştüm!.

*

KÂBİL-n ->HÂBİL-i -> “DÖKüLeN DEM”-dim!
İSÂ RÛHuLLAH-dım ->“AKL’a MAHREM”-dim!
“MiRÂB-ı MesCÎD”-de ->“MîM-i MeryEM”-dim!
->“ZeVK-i ZeKeRriYyâ ->FALI”-na ->DÜŞştüm!.

*

“UYN”unda “TEK” İDİm.. YOK-ta ->ÇOKkLadım!
“A Ş K -ın A V -ı” İDİm.. ->AVCI-m ->OKkLadım!
>“ARAFÂT”ta -> “HAKk kOKUsu”n ->KOKkLadım!
“HÂL İÇİ-nde ->H Â L!.”-in ->H Â L I -na DÜŞştüm!.

*

SEV-ER -> SEViLirdim!. ->“YÂRr YOSMASI”-ydım!
ÖZEL-diMm! GÜZEL-diMm!. ->“EL BASMASI”-ydım!
->KItMÎR-in bOYN-unda -> “SıRR TASMASI”-ydım!
->NEYyLeYyimm!. -> “KIRAT-ın NALI”-na DÜŞştüm!.

*

->“BeZM-i ELEST”-inde >“beLÂ!. BELGE”-ydim!
“MELEK”-Le “ŞEY-t-ÂN”-a ->“ARA BÖLGE”-ydim!
->İ Z Â F î ->İĞretî ->“G E L->GEÇ gÖLge ”-ydim!
->“VÂHİDu’L- KÂHHAR-ın ->M A L I”-na DÜŞştüm!.

*

->KuL ihvÂNi MecNÛN -> “MîM-i MURÂD”-ım!
“LEYyL -nın Z ü L F ü”ne ->“ASIL”-dı AD-ım!
->NE zamAN DOĞurdu?!. -> NERde YAŞA-dım!
->“A N A M -ın BEŞİĞİ-n ->SALI”-na DÜŞştüm!..


25.06.14 ->16:27
brsbrs..tktktrstkkmdyiMm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

dÖNen “bEN
dÖNdüren “BEN!.”


"LÂM-ı LeYyLÂ"yım ERENLeRr
"MîM-i MecNÛN MeLÂMî"yem!.
"YED'-i SEVdÂ"yım ERENLeRr
->“BE-yi MuHaBBet EVİ”yem!..


*

NÛN gÖLgesi >NûR-u MîMim
ZÂT’tan ZuHuR AKSındayım!
bEN bÖLgesi ->CEM’-i CîMim
>YEDi rENgin RAKSIndayım!..


*

“ASLı”sÎn >KEREM ihvÂNi’m
HASTA-sÎn >VEREM ihvÂNi’m
->ALdı >GİTti ->NaZLı YÂR-im
->BULunmaz >ÇÂREM ihvÂNi’m!.


ZEVK 6349

İÇİmdeki ÇıLgın ÇoCuKk ->gEcE bOYu ISsLık ÇALLdı!
İÇLi İÇLi HİÇKIRdığı ->İSÂ-sÎN ->MeRYeMm mâSALLdı!
“VAR”ım-“YOK”um YUTtu feLek!. Uykumu uYUTtu feLek!
..mEHdi-mESih->BİZ BeBesi… gERiye GÖZ YAŞIm KALLdı!..


..aleyhumu's-selâm…

10.10.14. >03:04
brsbrs..vedeısszssİZskakLarı
..



KİM ANLar AŞKın DİLİ-nden
MUHİT’in MERKEZ MİLİ-nden
“NEFRET”e DÖNen “SEVgi”Ler
->ZEVKi ZoRr ZÂLİM ELİnden!.


*

biRr YAĞmur YAĞsa Diyorum
->“İ L İ K -Lerim”i >ISsLatsa!.
dAMmLa dAMmLa SEViYORum
“GÖKLerin GÖZYAŞI”-ın KaTtsa!.


*

dAMmLayım!. DEnİZim bENim!
->SAÇımın >TeKk TeKk AKLarı!.
->ADım >ADım.. >İZim bENim!
->BUra ->BURSA ->SOKAKLarı!.



Resim

SÖZüm o ki;

"YED'-i SEVdÂ"yım ERENLeRr: SEVd ELiyim ERENLeRr -..hEMm de kapkARA!.


YED': El. * Mc: Kuvvet, kudret, güç. * Yardım. * Vasıta. * Mülk.

->“BE-yi MuHaBBet EVİ”yem:

EL VeLîyyu celle celâluhu Ol-ÂN oL DOST!. Döne döne yüz gösterdi ÂDEMde ki ->İNSÂN-ı KÂMİL Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve EHLi VELÎYyuLLAH aleyhumu's-selâmda :
“ÂLeM-i EKBER” ->İnsÂN-da ->“ÂLeM-i ASGÂR” ->“cÜMMLe cihÂN!”:


Azîz EfendimİZ İmâmı Alî kerremullahi veche:
Resim---“Eyâ insan cirmike cirmis-sâgirun, ve fike intavâ âlemü’l-ekber...” “Ey insanoğlu! Cirmin (cisim, hacim) çok küçüktür, fakat âlemü’l-ekber sende intevadır, mündemictir. İçine sokulmuştur (o kadar da değerin var) !” Buyurması ne hârikadır.

Âlem-i Asgar: Daha küçük âlem. En küçük âlem. * İnsan.(adem)
Âlem-i Ekber: En büyük âlem. Kâinat (alem)
Tavâ kökü: elbiseyi, yatağı v.s. dürüp katlamaktır.
Mündemic: (dümûc’dan) indimâc eden, dürülüp sarılan, içine yerleşen, içine sokulması olup aynı anlamdadır.

SıRR-ı Âli
SıRR kemÂLi..
ÂLemi asgâr-küçük ÂLemler, ÂLem-i Kebîr ÂDEMde derc olmuştur.. Nihayet, Bidâyete derc edilmiştir..
Biz, hepimiz herc-ü-merc olmuşuz, Dost MuhaMMed sallallahu aleyhi ve sellem ’e derc olmuşuz. ben, sen, o, biz hepimiz BİR iz ve BİZ M uha M M edîyiz!...

EMÂNet ve AHD NOKtası:

ASL -> ASLiyyet NOKtası -> EVVELi..
AYN -> AYNiyyet NOKtası -> BÂTINı..
AKL -> AKLiyyet NOKtası-> ZÂHİRi..
AKB -> AKiBiyyet NOKtası -> ÂHİRii..

İMaM Ali kerremullahi veche’nin: “İLiM bİR NOKta idi onu câhiller ÇOĞlattı!”
BUYUrduğunun MÂNÂsı, RUHu, SıRRı bu İLK NOKtadır..


Resim---İMaM Ali kerremullahi veche: “Her İLiM “Besmele” ye, o dahi “ﺐ - Be” harfine, o dah, Be harfinin altındaki “.” NOKta da mündemic*tir, derc edilmiştir, toplanıp içinde CEM’ edilmiştir.”
BUYUrduğunun da MÂNÂsı, RUHu, SıRRı bu İLK NOKtadır..

*Mündemic: İndimac eden, dürülüp sarılan, içine sokulmuş olan. İçine alınmış olan.

Velâyet ŞAHımız İmam Ali kerremullahi veche ne güzel Buyurmakta ki: “Tüm Kur'ân-ı Kerim Fâtihaya, Fâtiha Besmeleye, Besmele “Be- ب ” Harfine DERC edilse-yoğunlaştırılıp içine sokulsa; BEN o “Be” Harfinin NOKTAsı Olurum!” buyurmaktadır.

Ondandır ki Ali kerremullahi veche Sırrına eren İLİM Şehrine SALLeder-ULAşır..


Resim---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben ilmin şehriyim Ali kapısıdır. Şehre girmek isteyen kapıdan girmelidir!.” buyurdu.
(Hazreti İbn-i Abbas’dan; Hâkim-i Nişaburî Müstedrek C. 3 S. 126)

Resim---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben hikmet eviyim, Ali kapısıdır” buyurdu.
(Tirmizî Sahih C.2 S. 399.)


ALLAHu zü’l- CeLÂL ->Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, SUNuLLAH GAYBî kaddesallahu sırrahu ve diğer tÜMM Hakk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu Teâlâ!. Âmin!..

3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi vecheye ait salâvâtı şerîfe

Resim

TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Resim Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Resim Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Resim Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Resim Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Resim Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Resim Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Resim Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.

MÂNÂSI:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


MOR GÜLLerde kuL ihvÂNim
AŞK-ın AT-AN KALBi ->SEVdÂ!.
->SıRR TÜLLerde ->kuL ihvÂNim
MeSt-i MeryeM ->MecNÛN-LeYyLÂ!.


HaYyat ->biR SıRr-ı SeBBeHa
hER NEFeste TEK-BiR TeSBih!.
SeYr-i SeyrÂN ->EHLULLAH’a
hER NEFSe>NEFes >feSEBBih!.


->ÂLEMLerin ->AŞK ÖRTÜsü
AŞK DERDin İLÂCı ->MeryeM
->ÜMMîYyetin ->NiYÂZ SÜSü
->NÂZ-ı NİSÂ >TÂC-ı MeryeM!.


“DEM İÇİnde DEM”i BİLmek
“DERDe DeVÂ >EM”i BİLmek
->“MuhaMMedî >MÂRİFet”te
->İSÂ-yı ->MERYEM’i BİLmek!.


kuL ihvÂNi-m -> GÜLenLere
“HÂL İÇİndeki -> HÂL”-ımdır
>“BİZ BİR-İZ”-i -> BİLenLere
Bu biR >“MeryeM MaSALı”mdır!.


Resim

ZEVK 6364

TEKe TEKte ->TEK BAŞına ->RAHMinde İSÂsı ->MeRYeM!
RÜKN-ü YemÂNî ->YEMÎNi ->AŞK’ın HüLÂsÂSı->MeRYeM!
“ÂLEM”Lerin ->AŞK AYNAsı ->HAKk ÂŞIKLar TEVHİD TASı
“MÂRİFet-i MuhaMMEd”-in -> MîM-i MünteHÂsı->MeRYeM!.

..aleyhumu's-selâm

18.10.14. >14:24
brsbrs..tktktrstkkmd..yrmlBİZBİRİZ.
.


ŞEY-Lerden >ŞEY-t-ÂN-ın YAPar
“EŞYÂ-nın ÖZÜ”-n -> BİLmeyen
->KENDİ YAPar -> KENDİ YAPar
RABB>RaSÛL sÖZÜ”n ->BİLmeyen!.



SeBBeHa.. TeSBih!. feSEBBih!.:

يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim---“YUSEBBİHU lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi) : Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gaalib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet saahibi ALLÂHI TESBÎH (VE TENZÎH) ETMEKDEDİR.”

(Cuma 62/1)


Yusebbihu: tesbih eder.
Sebbaha: yüzmek..


Yerdeki göklerdeki ZeRReler yani ATOMlar vede Kürreler-Galaksiler,
NeşRlerinden HaŞRlerine kadar döndüler, dönmekteler ve dönecekler.
Bu SeBBaHa yüzüş RAKSı hep sürecek her AN yeniden Yaratılara ŞE'ENULLAHta..
Ve ne zamAN AKILlarımız DEVR-ÂNı Anlarsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbuhu Zikr-i Dâmindeyiz inşae ALLAH..
İşte her ZeRReye bahşedilen bu Rüşd Raksı, Yeniden Yartış Hareketi Merkezin DENGE için ÇEKimine karşı Merkezkaç DÜZEN Kuvvetini doğurup VARlığı oluşturmaktadır her ÂN ŞeÂNullahta…

->ÂLEMLerin ->AŞK ÖRTÜsü:

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâletil melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâil âlemîn(âlemîne).: Hani melekler demişlerdi: Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına tercih etti.”
(Âl-i İmrân 42)

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---“Yâ meryemuknutî li rabbiki vescudî verkai mear râkiîn(râkiîne).: Ey Meryem! Rabbine ibadet et; secdeye kapan, (O'nun huzurunda) eğilenlerle beraber sen de eğil.”
(Âl-i İmrân 43)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Meryem Çilesi...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
ResimİSMâiL’i ->İSÂ’sı HAYyy!. aleyhumu's-selâ.. Resim

“NÂZ-NiYÂZ NAKLini >BUL!”dun mu AKLım?
“E Z E L”i ->“E B E D”e -> BAGLıYOR musun?
“LEYyLÂ’mıza >MecNÛN OL!.”dun mu AKLım?
->NE o?. ->kARAgÖZüm?!. ->AGLıYOR musun!?.


ZEVK6632 Resim

bERdEN ve SeLÂM.. İBRAHîM ->“HÂNİF”Leri NÂRı YAKMaz!
“E-Lest”in ->“beL” bıçağı.. -> “İSMâiL”-in KANı ->AKMaz!
“gAMM ÇEKk!.”me seFÎL ihvÂNim.. GİTti-GELmez diye YÂRe!
cÜMMLe cihÂN ->TAŞa TUTsa ->MeryeM->İSÂ-sın BıRAKmaz!.


Resim02.02.15 16:16
iştahhİstnbl..vdeprpuL..kzytğıaltntsta..mrtlrhsta..



ResimbERdEN SeLÂMen İBRAHîM..:
“Berden seLÂM” et:


قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ
Resim---Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrahîm(ibrahîme): Ey ateş! İbrâhim için serinlik ve esenlik ol! dedik.” (Enbiyâ 21/69)

Resim->“HÂNİF”Leri NÂRı YAKMaz!.:

مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلاَ نَصْرَانِيًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Resim---Mâ kâne ibrâhîmu yahûdiyyen ve lâ nasrâniyyen ve lâkin kâne hanîfen muslimâ (muslimen), ve mâ kâne mine’l- muşrikîn (muşrikîne).: İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (lekesiz bir muvahhid- Allah'ı bir tanıyan dosdoğru) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.” (Âl-i İmrÂN 3/67)

Kur’ÂN-ı Kerim'de haniflik; Doğruya yönelen, doğruyu arayarak, Allah'ın yanı sıra başka bir güç ve hakikat kaynağı tanımadan, sadece bir olan Allah'ın yoluna kendisini en temiz, saf ve duru olarak kendisini teslim eden kişiler anlamına gelmektedir.

Kur’ÂN-ı Kerim'de “hanif” kelimesi 10 yerde, çoğulu “hunefa” ise iki yerde geçmektedir. Kur’ÂN-ı Kerimde dokuz yerde geçen hanif kelimesi hanifliğin müşriklikten farklı ve onun karşıtı olduğu belirtilmektedir.

فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفًا فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Resim---Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseran nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).: Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.” (Rum 30/30)

مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلاَ نَصْرَانِيًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Resim---Mâ kâne ibrâhîmu yahûdiyyen ve lâ nasrâniyyen ve lâkin kâne hanîfen muslimâ(muslimen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne). : İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.” (Âl-i İmrân 3/67)


Resim“E-Lest”in ->“beL” bıçağı..
->“İSMâiL”-in KANı ->AKMaz!.:


رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ
Resim---Rabbi heb lî mine’s- sâlihîn (sâlihîne).: O: "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi.(Sâffat 37/100)

فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ
Resim---Fe beşşernâhu bi gulâmin halîm (halîmin).: Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik.” (Sâffat 37/101)

فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Resim---Fe lemmâ belega meahu’s- sa’ye kâle yâ buneyye innî erâ fîl menâmi ennî ezbehuke fanzur mâzâ terâ, kâle yâ ebetif’al mâ tû’meru setecidunî inşâallâhu mine’s- sâbirîn (sâbirîne).: Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın." (Sâffat 37/102)

فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ
Resim---Fe lemmâ eslemâ ve tellehu li’l- cebîn (cebîni).: Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.” (Sâffat 37/103)

وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ
Resim---Ve nâdeynâhu en yâ ibrâhîm (ibrâhîmu).: Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik.” (Sâffat 37/104)

قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Resim---Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczî’l- muhsinîn (muhsinîne).: "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." (Sâffat 37/105)

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ
Resim---İnne hâzâ le huvel belâu’l- mubîn (mubînu).: Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.” (Sâffat 37/106)

وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ
Resim---Ve fedeynâhu bi zibhın azîm (azîmin).: Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik.” (Sâffat 37/107)


Resim İBRAHİM aleyhi's-selâm'ın OĞLU İSMAİL aleyhi's-selâm'ı KURBÂN EDİŞİ..:

Bu kıssa Kur’ÂN-ı Kerimde Sâffat sûresinde zikredilmiştir.
Şöyle ki: ALLAHu zü’l- CeLÂLA, İbrahim aleyhisselâm’ı Nemrud’un ateşinden kurtardıktan ve O da Babil’den Şam’a hicret etmeye niyet ettikten sonra şöyle dedi: “Ben Rabbime gidiyorum.” Yani, Rabbimin bana emrettiği yere, Şam’a gidiyorum. Bu âyet hicrette asıldır ve ilk hicret eden de İbrahim aleyhisselâm’dır. “O, beni yoluna iletir.” İbrahim aleyhisselâm Şam’a ulaştığı zaman mahlukatın rabbine dua etti ve şöyle dedi. “Ey Rabbim! Bana Salihlerden (bir oğul) ihsan et.” “Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.” Biz de ona bir oğul hibe ettik. Gelişip büyüdü. “Oğlu, (İbrahim’in) yanında koşacak çağa gelince; Yani büyüyüp onunla birlikte ihtiyaçları ve menfaatleri için koşturacak duruma gelince. “Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görmekteyim. Yani Allah için kurban ettiğimi görmekteyim. Artık bak, bu konuda ne düşünürsün? dedi. Çocuk da; “Babacığım! Sana ne emredildiyse yap. İnşae ALLAH beni (Allâh’ü Teâlâ’nın bu imtihanına) sabredenlerden bulacaksın” dedi. “Vakta ki onlar Allah’ın emrine boyun eğerek teslim oldular.”
İbrahim Aleyhisselâm oğlunu alnı üzerine yatırdı.”
Hadise Minâ’da vuku bulmuştur. Bıçağı boğazına sürdü. Ama bıçak, kudreti ilâhiyyeden bir mani sebebiyle hiç kesmedi. “Biz de ona şöyle seslendik. Ey İbrahim! Gerçekten sen rüyana (emredileni yerine getirmeye azmetmek suretiyle) sadakat gösterdin. Bu sana yeter. Şüphe yok ki Biz emre imtisal etmekle nefislerine iyi davrananları böyle mükafatlandırırız. Muhakkak ki bu, açık bir imtihandı. Ve ona (boğazlamak ve emredilen işi yerine getirmek üzere) büyük bir koçu çocuğun yerine fidye verdik. (Sâffat-99-107)
Bu kurbanlık, Habil’in takdim edip de kendisinden kabul edilen koç idi ve Cebrâil Aleyhisselâm Cennetten getirmişti. İbrahim Aleyhisselâm tekbir getirerek onu kesti. (Ruhu'l- Beyan ve Celaleyn)

ALLAHu zü’l- CeLÂL;
Ey İbrahim! Gerçekten sen rüyana sadakat gösterdin.”
Buyurdu ve o anda Allâh’ü Teâlâ Cebrâil Aleyhisselâm’a şöyle emretti.
Cennete gir, boynuzlu, alaca bir koç al, İbrahim’e götür ve benim tarafımdan ona de ki:“Oğlunu sana hibe ettim. Oğlunun yerine şu dağdan inip gelen koçu kurban et!.”
Cebrâil Aleyhisselâm Cennete girip de koçun boynundan tutuğu vakit bunu görenler İsmail Aleyhisselâm’ın Rabbi yanındaki kerametine, kadrü kıymetine hayret ettiler.

Bunun üzerine ALLAHu zü’l- CeLÂL şöyle buyurdu:
İzzetim ve celalim hakkı için, bütün melekler boyunlarını İsmail’e fidye olarak koysalardı yine de onun “babacığım, sana ne emredildiyse yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın” sözüne mükafat olamazdı.”
Cebrâil Aleyhisselâm dünya semasına geldiğinde Hazreti İbrahim’i, oğlunu kesmek için aceleyle bıçağı boynuna çekerken gördü.
Allâh’ü Ekber!” diye tekbir aldı. İbrahim aleyhisselâm da başını dağa doğru kaldırdığı zaman Minâ’ya yakın olan dağdan boynuzlu, alaca bir koçun aşağı doğru yavaş yavaş indiğini gördü. Bunun ALLAHu zü’l- CeLÂL’dan bir müjde olduğunu anladı ve: “Lâ İlâhe illallâhü vallâhü ekber!” dedi.
Hamd ve şükür makamında bulunan İsmail aleyhisselâm da: “Allâh’ü Ekber ve lillâhil hamd!” diye hamd etti.

Cebrâil aleyhisselâm Hazreti İbrahim aleyha's-selâm'a:“Şu kurbanlık, oğlun için bir fidyedir, onu değil, bunu kes!” dedi. İbrahim Aleyhisselâm koçu alıp getirmesi için oğlunu gönderdi. Koç kaçtı. Hazreti İsmail aleyha's-selâm takip etti, “birinci cemre” denilen yere kadar çıktı. İsmail aleyhisselâm yedi adet taş attı ve oradan çevirdi. Koç “ikinci cemre” ye geldi. Orada da yedi taş attı ve çıkardı. Hazreti İbrahim koçu tuttu ve kesti.
Koçun kaçmasının faydası, kurban kesim yerinin izhar edilmesi idi. Bu da Minâ mevki idi. Taşların atılması sünnet, teşrik tekbiri vâcib olarak kaldı
Zilhiccenin onuncu günü olan bu gün “Nahr” kurban kesme günü diye isimlendirildi.

Bu kurbanlık, Habil’in takdim edip de kendisinden kabul edilen koç idi ve Cebrâil Aleyhisselâm Cennetten getirmişti. İbrahim Aleyhisselâm tekbir getirerek onu kesti.
(Ruhu'l- Beyan ve Celaleyn)

Resim

ResimcÜMMLe cihÂN ->TAŞa TUTsa..
MeryeM->İSÂ-sın BıRAKmaz!..:


ResimİSA aleyhi's-selâm, MERYEM aleyha's-selâm'ın tAHTından BUyurdu/ DUYurdu ki:

فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---''Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ(aynen), fe immâ terayinne minel beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellimel yevme insiyyâ(insiyyen) :Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: "Ben Rahman (olan Allah)'a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım." (Meryem 19/26)

ResimVe HÜKMüLLaH ->MeryeM aleyha's-selâm'ın “SuS Payı”:

وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا
Resim---Ve huzzî ileyki bi ciz’ın nahleti tusâkıt aleyki rutaben ceniyyâ(ceniyyen): Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş taze hurma dökülüversin." (Meryem 19/25)

فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ(aynen), fe immâ terayinne minel beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellimel yevme insiyyâ(insiyyen): Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.” (Meryem 19/26)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön