NOKTAdan NOKTAya

Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Muhammedînur GÜLümüze, el emeği göz NURları için can duam ve şükranlarımla..

Resim

GaRiB-ÂN cÂN
ÂNı
ÂN-lats-ÂN
Ne
-DiR OL-ÂN
El ÂN Şe
-ÂNN


ZEVK 4338

Nedir NOKTA Nedir DOĞRU? DÜZLEM-HACIM?. Kimdir KÂBE?
MeRKeZ-NOKTA-ÇEMBER Nedir? DÂİRE-Denge-KÜRRE Nedir?
R a S û L î S E V -iyye SıRRı?.. İÇ-e RüCû’?.. DIŞ-a FiRRû!..
Be nin NOKTAsı ALTında.. İÇ-i NOKTA CiM dir KÂBE?
ÜSTü NOKTAlı Be dir NûNSeBBeHa da ZERRE Nedir?..
MeSS-i MuhaMMedi ÂN-la!. MuhaMMedi M U T A H H E R R-u


01.02.11 13:58
GöKlerin Kuşağında
YERlerin Kucağında..


يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Resim---“Yâ eyyetuhe'n-nefsu'l-mutmainneh(mutmainnetu): Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,” (Fecr 89/27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh (mardıyyeten) : dön RABBine, sen O'ndan O senden hoşnut olarak!” (Fecr 89/28)

فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Resim---“Fe firrû ilâllâh(ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn(mubînun) : O halde hemen ALLAHa kaçın, haberiniz olsun ki ben size ondan bir açık nezîrim” (Zâriyât 51/50)

سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Resim---“SEBBEHA lillâhi mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ard(ardı), ve huve'l-Azîzu'l-hakîm(hakîmu) : Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi ALLAH’ı tesbîh etmekte... O, Azîz’dir, Hakîm’dir.” (Saff 61/1)

لَّا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ
Resim---“Lâ yemessuhû ille'l-mutahherûn (mutahherûne) : Ona temizlenip arınmış olanlardan başkası dokunamaz.” (Vâkıa 56/79)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ZEVK 4339

TeK NOKTAdan ÂLEMlerin RABT Eden RABBUL- ÂLEMîN
BÂTIN-ın ZÂHİR EYLEyen.. ZABT Eden RABBUL- ÂLEMîN
ÂHİR-in EVVEL EYLEyip.. HABT Eden RABBUL- ÂLEMîN
EVVELi EZEL OL-uşu.. SEBT Eden RABBUL- ÂLEMîN!..


01.02.11 14:33
GöKlerin Kuşağında
YERlerin Kucağında..

RABT: Bağlamak, bitiştirmek, bir şeye bağlamak. Nizam vermek, intizam bulmak.İlk NOKTAnın Hareketinden Maddeyi Harekesinden Mânâyı yaratıp terbiye eden.
ZABT: Zabt etmek. İdâresi altına almak. Sıkıca tutmak. Kendine mal etmek. Kavramak. Kaydetmek. Hülâsasını yazmak. Bağlamak. Kudret elinde tutan.
HABT: (Hübut. dan) Yukarıdan aşağıya inen-indiren. Âdem aleyhisselâm Havva aleyhasselâm ve Şeytanı cennetten Habt edip imtihan âlemini açan..
SEBT: Yazma, deftere geçirme, bir yere kaydetme. Kaderleri yaşatıp kayda geçiren..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen Gul »

Resim

ZEVK 3521

AKIL - NAKİL İmtihANı, Şe'enullah: "OL!" Oyunu!
İbret - Hikmet Sahnesinde, Görüntü Kurdu-Koyunu!
En Mükemmel şekil DAİRE, Bu DEVRANda Kul İhvanî!
BİR NOKTAda BULuşmakta; DOĞum-ÖLüm, BAŞı-SONu!..


Kul İhvanî
27.02.19 13:16
A k s a r a y
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Zâhirde-Bâtında
Teknikte-Tasavvufta
Âfakta-Enfüste NOKTA…
EVVelde ÂHiRde NOKTA…
BİZ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in buyruklarından BİLiyoruz ki;
YARATılıştaki İLK NOKTA-NûR-u MÎm-in;

Hareket” inden Maddî Sistem Resim-İsim-Cisim..
Hareke” sinden Mânevî Sistem cÂN – cÂNÂN SALLı…

Ve El Âlim ve El Alîm celle celâluhu Esmâsının, Muhammedî Mazhar Yeri olan AKIL Anlayışın İLK ve SON Noktasıdır.
AKLın, Zâhiri ALgılama ve Bâtını ANlamak ÖZ-Elliği olup Kendi EVVEL ve Âhirini asla ALgılayıp Anlayamaz.


AKIL, Şu ÂN-Şimdi ŞeÂNda OL-Anları OKUr..

Zâhir, İnsan aklının 5 duyuyla ALgılayıp ANladığı ÂLeMdir.
Bâtın ise Zâhirin Özüdür enfüsüdür, 5 duyuya ek olarak HİSSedişle DUYar ve Zâhire “UY!” der..

O zaman şimdi, Akl-ı SİLM sâhibleri olarak BİZ-de bir Zâhirde ÖNÜmüze bir de Bâtında Özümüze birer beyaz kâğıt Açalım..
AKIL Kalemiyle ve NAKİL “KûN!” Kelâmıyla Yazıp Okuyalım
inşâe ALLAH..

Zâhirde-Teknikte-Matematikte bomboş kâğıda kalem ucuyla NOKTA koyalım:

NOKTAnın özelikleri bellidir ve En-Boy-Yüksekliksiz sanki Boyutsuz olarak gözle görülebilen en küçük lekedir.
Bir NOKTAdan SONsuz Doğrular geçer..


NOKTAnın Düzgün Hareketinden DOĞRU DoĞar-meydana gelir.
İki NOKTAdan tek bir DOĞRU geçer..
DOĞRU 1 doğrultuda 2 yönlüdür ve sonsuzdur.
Teknikte x, y gibi 1 harflerle adlandırılır ve 1 boyutludur.

DOĞRUnun Düzgün Hareketinden DÜZLEM DoĞar-meydana gelir.
Bir DOĞRUdan SONsuz DÜZLEMler geçer..
DÜZLEM 2 doğrultuda 2 yönlüdür ve sonsuzdur.
Teknikte x-y gibi 2 harflerle adlandırılır ve 2 boyutludur.

DÜZLEMin Düzgün Hareketinden HACİM DoĞar-meydana gelir.
HACİM ise SONsuz SINIRsız OL-ANdır..
HACİM 2 doğrultulu düzlemin 3.üncü doğrultuda hareketinden doğan uzay parçasıdır.
Teknikte x-y-z gibi 3 harflerle adlandırılır ve 3 boyutludur.
Resim
Kullanıcı avatarı
aliyarimdir
Üye
Üye
Mesajlar: 49
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen aliyarimdir »

Resim

ZEVK 4069

AHAD-ın AHMED Rasûlu, Nur-u MîM-im cÂNda cÂNÂ-m
İLK NOKTA-mız HaReKeti - HaReKesi MaDDeM-MâNâM
YeDi YöNden RuH KoKunu DUY-up UY-mak SALLındayız
KÂiNÂtın "KûN!" KeVSeRi!. NebîYYu'l-UMMiyyU ANA-m!..


12.03.10 11:37
glb-nkr...

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/miscellaneous3513qg2il.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Zâhirde-Teknikte-Matematikte bomboş kâğıda kalem ucuyla NOKTA koyalım:

NOKTAnın özelikleri bellidir ve En-Boy-Yüksekliksiz sanki Boyutsuz olarak gözle görülebilen en küçük lekedir.
Bir NOKTAdan SONsuz Doğrular geçer..


NOKTAnın Düzgün Hareketinden DOĞRU DoĞar-meydana gelir.
İki NOKTAdan tek bir DOĞRU geçer..
DOĞRU 1 doğrultuda 2 yönlüdür ve sonsuzdur.
Teknikte x, y gibi 1 harflerle adlandırılır ve 1 boyutludur.

DOĞRUnun Düzgün Hareketinden DÜZLEM DoĞar-meydana gelir.
Bir DOĞRUdan SONsuz DÜZLEMler geçer..
DÜZLEM 2 doğrultuda 2 yönlüdür ve sonsuzdur.
Teknikte x-y gibi 2 harflerle adlandırılır ve 2 boyutludur.

DÜZLEMin Düzgün Hareketinden HACİM DoĞar-meydana gelir.
HACİM ise SONsuz SINIRsız OL-ANdır..
HACİM 2 doğrultulu düzlemin 3.üncü doğrultuda hareketinden doğan uzay parçasıdır.
Teknikte x-y-z gibi 3 harflerle adlandırılır ve 3 boyutludur.

Demiştik demesine ancak:
Teknikle BİRlikte Tasavvuf GÖZüyle de bakarsak,
Kâinâtta mevcud ZeRRe ve KüRRelerin TÜMü de yusyuvarlak KÜREdir.
Her ZeRRe ve KüRRenin Kendi Özünde-Çekirdeğinde;
kendi DEVR-ÂNI-SeBBeHA-,
kendi Merkez ÇEK Kuvveti-Havlesi (Hunnes)
kendi Merkez KAÇ Kuvveti-Kuvvesi (Kunnes)
kendi kader yolu-yörüngesi vardır.

Mesela DÜNYAmızı çok iyi tanımaktayız artık.
Şeklini, Yer çekim gücünü vs bilmeyen yoktur.
Elbette karpuz gibi yusyuvarlak ve UZAYda dönüp duran Dünyânın ALTında mıyız ÜStünde miyiz vs sorularının asıl cevâbı YER ÇEKim gücüdür.
Demem o ki elinizdeki dosdoğru dediğiniz 100 metrelik çelik profilin iki ucuna uygulanan yer çekimi ortasından çoktur ve doğrunuz aslında YAY gibi eğridir.
Yuvarlak DÜNyâda Dosdoğru yürüseniz İLK NOKTAnıza GELeceksiniz!..
Kısacası Teorik olarak da pratik olarak da asla doğru elde edemezsiniz.
Bu nedenle Teknik Üniversitede okurken: “en doğru en az eğri olandır diye ta'rif etmiştim.

Tasavvufî Anlamda Dosdoğru olması gereken ve yaşamın gereği lâzım ve lâyıkı da bu olan AKIL;
Doğrusunu, Düzlemini, Hacmını Kurar ve YAŞAR zâhiri Âlemde..
Kâmil KALBinde DOĞan ve KEMÂL BULan AKIL ise NAKLi DUYup UYunca:

NOKTAnın Düzgün Hareketinden DOĞRU DOĞacak derken ÂNdan zamAN GEÇişte ÇEMBER olduğunu ve İLK NOKTA-SON NOKTA Olduğunu GÖRür.

Sırat-ı Mustakîm Dosdoğru Yol olarak bilinir ve tanımlanır çoğunlukla. Bu Mustakîm Yol, İstikâmet, başlangıç olan ilk noktaya varan bir gidiştir. Dâimiyet dâiresi, DEVRÂNı tamamlanır. Din kemâle erer... Mâliki yevmi'd-din anlaşılır, artık "İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'in" idrak edilir. Kulluk edilen merkezde kulluk eden ve isteyen İÇ çemberdedir. Muhatab; Merkez ÇEK HAVLESİ HAKK Teâlâdan bilinince İyyâke na'budu! Merkez KAÇ KUVVESİ Ben'den bilinince İyyâke nesta'in! der.

HAKÎKAT Merkez KAÇ ve Merkez ÇEK ikrârı: LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂHİ'L-'ALİYYU'L-'AZÎM'dir...

Hakîkat-ı MuhaMMediyye'de CEZB u CERR HAKK'tandır, SUyun testisi BUZdandır!

Her ÇEMBERi belirleyen ÜÇ unsur; Sâbit Merkez NOKTAsı, belli Uzaklık OLan Yarı çapı ve belli-sınırlı DÂİRE DÜZlemidir..
Her ÇEMBER Merkezden geçen her çapı(merkez MİLi) etrâfında DEVR-ÂN ederse KÜRREsi DOĞar Hacımı, kadarı-kaderi budur. Geçmiş, şu ÂN ve Gelecek'te her şeyin() ve herkesin(men) yarıçapı kendine mahsusluktan dolayı TEKtir!

Unutulmamalı ki AKL Doğrusu Sırat-ı Mustakîm üzere yürür, Kemâlâtını TAMamlar ÇOKluk(kesret)ÇEMBERi OLduğunu ÂNlar, Merkez NAKL MİLinin(VAHDET-TEKlik doğrusu) sebbahasına girer

r yarıçapının; RABBden Rasûle CERRolan NAKL OLduğunu DUYup UYulduğunda ise Rasulden RABBe CEZBolduğunu ÂNlar. Aradığı VARlık(Ebedîlik) NOKTAsının NAKLe tâbi OL-ÂN AKL ÇEMBERi üzerinde olduğunu GÖRecektir.

Her ÇEMBERin DÜZLemi (HaYYat) sınırlıdır ve hattâ KÜRREsi de...

ŞaH damarından da Yakın MeRKEZ noktası(AKDES) “r: rasul Yarıçaplı (Hablil-Verid) ÇEMBERi O kimsenin Hakîkat-ı MuhaMMediyyesidir..

r Rasûlullah yarıçapı; PERGELin İKİ UCunun BİRBİRİNE en yakın TEK NOKTAda iken çizebildiği OL-ÂN en küçük ve sâbit TEK dâirenin yarıçapıdır. URVETU'L-VUSKA'dır Âlemlere şâmildir.

Halbuki AKLın İMKÂN ile İMTİHAN Âleminde Herkesin ve Her ŞEYin TAKDİR Edilen Yarı çapı Kadar(AKL) VAR gözüken GÖLGE MEVCÛDiyyet ÇEMBERi YAŞAdığı ÖMRüdür
Kim ki Benlik yarıçapını RASÛLî yarıçapa SEVİYElerse Hakîkat-ı MuhaMMediyyesine SALLolur, ulaşır.

SEVİYElenmek için,
Benden BEDEN TERBİYEsi
PÎRden NEFİS TEZKİYEsi
RASULden KALB TASFİYEsi
RABBden RUH TECLİYEsi...

Mâiyyeti.. Mâhiyyeti.. Huviyyeti.. MÂliyyeti ve Âkibeti HAYR-OLa

Zâhir Âlemdeki ekvator gibi en büyük Çemberindeki DEVR-ÂN, SEYR-ÂN, CEVL-ÂN ve de HAYR-ÂN SERüveni, SEYR u Sülûku..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Bütün bunlar, sadece ve sırf AKIL DOĞrusu ile elde edilemeyen ancak NAKLin ÇİLE ÇEMBERİni ANlayış ve YAŞAyış Teknik Tasavvufu OL-AN Muhammedî Melâmet Şuuru, Nûr, Süruru ve O-NÛRudur..

Özü ise, ASLa İKİsi Olmayan MERKEZ NOKTA e-TaRAFındaki Muhammedî MÂSİVÂ-Nûr-u MîMi, ANA NOKTA, Nurullah BİLEliğinin ÜMMüsü Nebiyyul- UMMîye ÜMMet OLuş Olgusudur.

Ondandır ki Yüce Kitabımızda ALLAH celle celâluhu BUYURmakta ki:
ALLAH ve Rasûlune TeSLİM Olunuz! İslâm Olunuz! Muhtaçsınız
ALLAH ve Rasûlune İMAN EDiniz! Mumin Olunuz! Mecbursunuz!
ALLAH ve Rasûlune TÂBİ Olunuz! Velîyyullah Olunuz! Memursunuz
ALLAH ve Rasûlune İTÂAT EDiniz!! EHLullah Olunuz!” Mahkûmsunuz!..

Velâyet ŞAHımız İmam Ali kerremullahi veche ne güzel Buyurmaktaki:
Tüm Kur'ân-ı Kerim Fâtihaya, Fâtiha Besmeleye, Besmele Be-
ب Harfine DERC edilse-yoğunlaştırılıp içine sokulsa; BEN o BeHarfinin NOKTAsı Olurum!” buyurmaktadır.
Zâhir Âlem Zuhurunda ARZa YAYılan ELİF in TaHTındaki Velâyet NOKTASInı ANlayış ancak ve ancak Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm EDEBiyle EDEBlenmiş İLİM ile mümkündür..

ALLAH celle celâluhu nun AYNası AKILın kadir ve kıymetini BİLemeyenler, AKIL Kabloları ebediyen CAN CERRyÂNı OL-AN İlahî NAKLden Mahrum kalcaklardır.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Kendini BİLmeyen RÜŞDüne ERmeyen Hamm Akıl, “Yâ Sîn” Sıırrında İNSANı ANlayamaz ve Kendi ÖZ KİMlik ve KİŞİlik NiCElik ve NİTeliklerinden AYRı ve GAYRı Hayvanî bİr HaYYat sürer; yer, içer Tepinir ve Ölüyken bir daha Ölür gider Allah korusun..

Oysa, ÂLEM-de ne VARsa ÂDEM-de VARdır..

“BİSM”in NOKTAya dönüşü (devri), TOHUM oluşu...
Kâinâtın
“DEVRÂN”ına DELİLdir.
Her tohum bu kâinât tarlasına düşüp de can içinde can buldu mu, ağaç olup (dal-budak ve ufacık yemyeşil elleriyle duada)
SEYRÂN'a geçer.
Çiçek açıp, meyve verip
CEVLÂN’a geçer...
Binlerce tohum üreterek, tohumdan tohuma
HAYRÂN’a geçer...
Âcizâne zevklerimizde zuhûratlar bunlardır...
Şiirlerimizdeki
DEVR-SEYR-CEVL ve HAYR ŞEENleri de...

BU Naz-Niyaz NOKTAmızın daha iyi AN-laşılması İçin:

Âlem-i Asgâr (küçük âlem) olan insanoğlu, hakikatte Âlem-i Ekber’in (Büyük Âlemin) timsâlidir-benzeridir, örneğidir.
O’nda olan o’nda da mevcûddur.


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: "Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır"
(Suyutî’nin el- Cami’us-Sağir 1/415, İbni Hacer el-Heytemi' nin Sevaik’ul Muhrika 73; İbn-i Hacer Askalanî’nin Tehzib’ut-Tehzib 6/320; Hâkim en-Nîsâbûrî’nin Müstedrek-i Hâkim 3/126)

Buyurduğu Azîz Efendimiz İmâmı Alî kerremullahi veche:
“Eyâ insan cirmike cirmis-sâgirun, ve fike intavâ âlemü’l-ekber...” buyurmuştur.


Tavâ kökü: elbiseyi, yatağı v.s. dürüp katlamaktır.
Mündemic: (dümûc’dan) indimâc eden, dürülüp sarılan, içine yerleşen, içine sokulması olup aynı anlamdadır.


“Ey insanoğlu! Cirmin (cisim, hacim) çok küçüktür, fakat âlemü’l-ekber sende intevadır, mündemictir. İçine sokulmuştur (o kadar da değerin var) !”
Buyurması ne hârikadır.

Ey insanoğlu Âlemü’l-Ekber senin özüne, enfüsüne, fuadına dürülüp sokulmuştur.
Tıpkı bir TOHUMun içine yerleşen dev AĞAÇlar gibi...
Ruh “Âlemü’l-Emr”dendir.
Âlemü’l-Emr ise Emri veren Âlemdendir!...


Kişinin Muhammedî oluşu:
Şerîat-ı Muhammedîyye,
Tarikat-ı Muhammedîyye,
Mârifet-i Muhammedîyye ve
Hakikat-i Muhammedîyye her kişinin özünde fitraten mündemictir.
Piriz gibi herkesin HİLKıyetinde-Yaratılış Proğramında ve ÖZ-ünde HAZIR beklemektedir...


Hakikat-i MuhammedîyyeSÎNi;
BİL-ir, Arar, BUL-ur, KULlanır O’nunla bizzât OL-ur ve O’nunla YAŞARsa ne mutlu SAÎDdir (EVLİYÂdır).
REDDederse ne yazık ki ŞÂKİdir (EŞKIYÂ) dır...

Bir başka rivâyette ise İmâmı Alî kerremullahi veche:

“Eyâ insan: Ve tezeimu inneke cismi’ssâgir ve fike intiva’l-âlemil kebir: Ey insan, sen cismi sagirsin, zum’ edersin!... Hâlbuki Âlemû’l-Ekber sende müntâvidir (intiva etmiştir, katlanmıştır).”


Zum’ etmek: Bâtıl zann, sanı, şüphe.
Müntâvi, Mültevî: ihtivâ eden, bükülüp sarılıp sokulan.


“Ey insanoğlu; sen kendini, küçücük bir şey, bir cisim mi sanıyorsun? Hâlbuki en büyük âlem (evvel-âhir-zâhir-bâtın) sende dürülüp toplanmıştır...”
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Azîz Efendimiz İmâm-ı Alî kerremullahi veche’nin bu güzellikleri ve ÖZellikleri buyurmasındaki İNSAN, elbette prototip (ilk örnek) olan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dir.
İlk Yaratılan “ŞEY” NûR-u MîMdir..
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise; ALLAH (İsm-i celâl) celle celâluhu’nun Azamet ve Kudreti karşısında,
“ABDULLAH”ı olarak kulluk vasıflarını,
Fakriyet, Acziyet, Zillet ve İlletini; Yâni Mahviyetini,
İLÂHÎ İLİM, İRADE, İDRAK VE İŞTİRAK TEVHİDİ ile ebedîyyen giyinip tenezzül ve tevâzu’ ile DEVRÂN edip, yuvarlanıp “Nokta” (İLK=ÜMM=ANA=HALKIN ASLI) olarak RABB’ısı Huzurunda küçüldükçe küçülüp en sonunda beyaz kağıda (var etme iradesi) İlâhî Kalemin (Nurullah) ucu ile konulan NOKTA HÂLinde ASL-dan HASL-hasıl olmuştur…

Resim---Câbir bin Abdullah radiyallahu anhu’dan:
“Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nurundan (Nurullah) senin PEYGAMBERİNİN NURUnu yarattı.” Ve şöyle buyurdu:
“O nur ALLAH’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.” Ondan sonra buyurdu ki:
“ALLAHu Teâlâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nuru taksim edip 4 parça yaptı:
İlk parçadan KALEMi yarattı.
İkinci parçadan LEVH’i yarattı.
Üçüncü parçadan ARŞ’ı yarattı.
Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı:
İlkinden GÖKleri yarattı.
İkincisinden YERi yarattı.
Üçüncüsünden CENNET ve CEHENNEMi yarattı.
Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı:
Birincisinden mü’minlerin GÖZlerinin NURUnu yarattı.
İkincisinden KALBlerinin NURUnu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir.
Üçüncüsünden DİLlerinin NURUnu yarattı ki o da Kelime-yi Tevhiddir....”

(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)

Cümle HAT-lar (Hareketten; kâinât, eşyâ) ve Cümle HARFler (Harekeden; sözler, ahdler vs.) bu NOKTAnın ŞEENULLAHtaki; Evvel, Âhir, Zâhir ve Bâtın Hareketi, Mârifeti ve Hünerleridir.

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---“Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an YARATMA halindedir.” (Rahmân Sûresi, 55/29)

إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاء
Resim---“İnnâ enşe’nâ hunne inşââ(inşâen) : Biz onları yeniden inşa etmişizdir” (Vâkıa Sûresi, 56/35)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

ÜLÛHİYYET ZÂTîyyettir, “ELİF” sanki bundan dolayı Müstakildir-Başlıbaşına Bağımsızdır..
RUBÛBİYYET, SIFATiyyettir “Be” sanki bundan dolayı Mukayyeddir-Sınırlı, Bağlıdır..


RABBu’l-Âlemin Teâlâ’nın İki Ana Vasfı:

1-
RABBu’l-Âlemin Teâlâ’nın Medârriyetî:

Küllî şeyi döndüren Merkez NOKTA oluşu (Sabit Nokta).

Medar: Sebeb, vesile. Bir şeyin etrafında döneceği nokta. Bir şeyin devredeceği, üzerinde hareket edeceği yer. Gezegenlerin gezerken hareket noktalarının çizdiği dâire-YÖRÜnge.
Dünya, güneş etrafında seyrederken medar-ı senevvîyesi, yıllık yörüngesi bir dâireyi andırır.



وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim---“Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevme'l-kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne): Hani RABBin, Âdem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şâhidler kılmıştı: "Ben sizin RABBiniz değil miyim?" (demişti de) onlar: "Evet (RABBimizsin), şâhid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyâmet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.” (A'râf 7/172)


2- RABBu’l-Âlemin Teâlâ’nın Mürebbiyeti:

Mürebbî: Terbiyeci, terbiye eden, yetiştiren, ders veren.
Tüm terbiye: Ortaya çıkarıp, besleyip, bakıp, büyütüp ne gerekiyorsa yapmak, çekip çevirmek, kaderini kadarınca yaşatıp sonunda kendine çağırmak kısacası; DÖNDÜRen Merkez NOKTAya DÖNEN Muhit NOKTA oluşu..
Sebbaha-Dönen NOKTAda, ALLAH celle celâluhu Nurunun Oluşu.


يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ

Resim---Ya eyyetuhe'n-nefsu'l-mutmeinnetu: Ey, RABBine, itaat edip huzûra eren nefis! (Fecr 89/27)


ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً

Resim---İrci'î ilâ RABBiki râdiyeten merdiyyeten: RABBine DÖN-üver, sen râzı, O da senden râzı olarak.
(Fecr 89/28)


فَادْخُلِي فِي عِبَادِي


Resim---Fedhulî fî 'ibâdî: Gir kullarımın içine! (Fecr 89/29)

وَادْخُلِي جَنَّتِي

Resim---Vedhulî cennetî: Gir cennetime! (Fecr 89/30)

Bu BUYURulan RABBine DÖN-üveriş,
Şu ANda ve ŞE’ENULLAHta her AN Devam etmektedir çok şükür:


يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِالْعَزِيزِ الْحَكِيمِ

Resim--- “Yusebbihu lillâhi mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ardı'l-meliki'l-kuddûsi'l-azîzi'l-hakîm (hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi pâdişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan ALLAH'ı tesbih etmektedir.” (Cuma 62/1)

Bu Zâhiri DÖNüşü GÖRemeyen NEFS-Akıl ve AN-layamayan KALB için Sevgili Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz:
“Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Kim ki NEFSini BİLdi, kesinlikle RABBını da BİLdi”” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem’in İki Ana Vasfı:

1-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in MEDÂRLIĞI ise:

Sünneti seniyyesinin, gezegenlerin izlemek zorunda (mecbur ve memur) olduğu yörünge (ki bu yörüngelere de medâr denilir.) gibi oluşudur.
İZlenecek İz oluşudur.
Pâk Yüreğinde OLuşumuza HAMD Olsun ve Çok Şükür
BİZ-BİR-İZ

2- RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem’in MÜREBBÎliği:

İlâhî El EDİB oluşu, Ekremiyeti, Muhabbeti Ve Merhametiyle ALLAHU ZÜ’L-CELÂL’in tek Halifesi-HALİFETULLAHı, HiDÂYETULLAH ve SELÂMETULLAHa NEFSleri RÜŞDe Erdirirek İrSALL edici MÜRŞİD-i MUTLAKı, İNANan İnsanlar için tek İmâm-ı Mutlakı ve Kısacası Her yerde, Her Zaman ve Her Hâlde rAHMET NOKTAmız:

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn (âlemîne) : (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ Sûresi, 21/107)

Ham akıllılar, uydur kaydır yapıyoruz sanmasın...
Kur’ân-ı Kerîm’de (arz etmişiz ki) pek çok yerde:

“ALLAH’a ve RasûlüneTESLİM Olunuz, İMAN Ediniz, TÂBİ’ Olunuz ve İTÂAT Ediniz.” buyurulmasının SUBHÂNÎ SIRRI budur.
Bu SIRR ise tek ve kesin olarak tasavvufun sırrıdır.
Sırrr-ı sıfırdır...
Abd olan her NEFS İnşaallah er-geç Bu Âlemden GÖÇmeden RABB’ısına;

Muhtaç, Mecbur, Me’mur ve Mahkum OL-duğunu AN-layacaktır…

“Be” de bast (açıcı, yayıcı) vasfı vardır.
“RABB” da böyledir...
Be’nin altındaki BİLELİK RIZASInı (nokta) bulan kendi NEFSni de RABB’ını da BİLir ve BULur.
Nereden nereye geldik yine!...
Ancak NOKTa deyip de geçemeyizki Muhammedî Melâmette..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

İLK Nokta İLMULLAH-ta ELİF leşip iliM Şehri OL-unca,
Muhâmmedî Mâ-SiVÂda SEViyelenip Be leş-ince,
4 NOKTa Miktarın 1 Sîni,
ESFELinden İLLİYYUNa ÇIK-İŞ Kapısı-EDEB Kapısı olarak ALTına ATar..

BİZ BİR-İZ SIRRına Erdikçe İKİ-lik, ŞEY-tAN-lık kısacası İMKANla İMTİHAN Âleminde;
Her ŞEY ve Anlam;
Nicelikten Niteliğe, Somuttan Soyuta, Fizikten Metafiziğe, HİÇten HEPe ve,
Neticede Maddeden-Mânâya AK-ışlar BAŞlar ve ANalaşılıp YAŞAnır İnşaallah..

TEK ELİF-in 4 NOKTA Yansıması 4 ÂLEM;
DEVRÂN, SEYRÂN, CEVLÂN, HAYRÂN-da NOKTA ile Başlayış,
EN DOĞRU SAFFlardan Dâimi DÂİRE Merkezinde-KÂBETULLAHda en İÇ Çemberde cAN OLUŞ..
BAŞLAngıç NOKTAsında BİTiş..
DOĞum NOKTA, ÖLüm NOKTA ve Arasında SÎN” “Be-N 1 NOKTA Üstünde 3 NOKTA... ŞıN
Yüce SULTAN ALLAH celle celâluhu, nasılda En Küçük NOKTA KÜRREye, MÜMKÜNü MÜMDEMİC edip tıpkı bir İNCİR ÇEKirdeği gibi BEN diye sokuvermiş Hamdolsun..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Onun için Aziz Efendimiz Hazreti İmâm-ı Alî kerremullâhi veche İLİM husûsundaki bir başka buyruğunda:
Her ilmin câmii Kurân, Onun câmii Fâtiha, onun câmii Besmele ve onun câmii Be harfi, onun da Câmii Noktasıdır...” buyurmuştur.
İşte bu nokta, MÂSİVÂ (ALLAH Celle Celâluhudan gayrısı) nın ANA-sıdır.
ABDULLAHın FUADlarımızdaki ENVÂR (nurlar) ve ESRÂR (sırlar) NOKTAsıdır.

KUL-luk Tekemmülü ise, bu noktaya SALL (ulaşım), vesile, salâvat ve salâttır.
Önce Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve selleme TESLÎMİYYET,
Sonra Onda Onunla ALLAHU ZUL-CELÂLe İSTİKÂMET...

Bizim SALLımız-Salâ-Çağrımız (Mim de Ceme çağrımız); SILAsı (anavatanı), âhirinde Sîne-yi Muhammed olanlaradır...
Sılası, dünyâsı olanlara sözümüz yok.
Fırsatını bulmuşken yiyip içip tepinsinler!...
Şeytânlarının ve Şaşkın-Taşkın-Azgın nefslerinin keyfini edip, çalıp oynasınlar!...
Yığılıp kalıncaya, ölüm zili çalıncaya, hiç çâresiz oluncaya kadar!...

Ancak BİZ Muhammedî DUA EHLiyiz hamdolsun:
Ümmet-i Muhammede Umûmen Islâh, İflâh, Ferec (çıkış yolu) ve Rahmetullahı dileriz.
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin DUAsı ile:
ALLAHUmme ıslâh ümmet-i Muhammed!..
ALLAHUmme ferice an ümmeti Muhammed!
ALLAHUmme irham ümmet-i Muhammed... ammeten..
Rahmeten amme, umûmen ve ayrı olmadan gayrı olmadan hepisine RAHMet et!..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

VAR-da YOK-ta
TEK
-te ÇOK-ta
OL
-ÂN.. HeR ÂN
NoKTa
NoKTa

ZEVK 4397

Damladan Damlaya DEVRÂN.. Bir Damla SU.. Bir SOLUKta
Seyr ü Suluk SEYR-ÂNında… CihÂN CevlÂN YOLCUlukta
Dimdik DURÂN “Elif” KıyaM..Yatan ELİF–VaV–Ye.. HaYR-ÂN..
“Be” nin “BİZ” lik BİLE-liği.. “NûN” un NOKTAsıdır, “NUKTA”


28.03.11 13:12
Gkkşğ..cnççğ..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

AKL-ın İKİ UC-u
Ben SeBeB Son-Uc-u
SîN SıRR SEViye-SîN
SU-yuN SıRRı SU-cu…


Resim

ZEVK 4469

AKL-ı UMM-ÜMM İÇin Kur'ÂN!. KÛN feye KÛN.. NûN-un MîM-i
cAN, cİSİM, CihÂN CeVL-ÂN-ı!.. CeLâL, CeMâL, CeM’in CîM-i
KaleM, LeVH, SU, ARŞ; “İKRâ!” İLK-i. Halake’l- aHSeN takVÎM-i
RaSûLu - Er RABB, MaŞRıK-AYN… zÂHİR – BâTıN BİZ-BİR-İZ HaYY!
FiŞ PiRiZde KeBÂN Bende Resim BeN KeBÂNda!. Resim ”KiM” de ”KiM”-i!..


14.05.11 15:26
glnbşı..ankara..


AKLın İKİ UCundaki TEK NOKTA NAKL..

AKL-ı HAMM-TAMM-ÜMM-UMM:

AKl-ı HaMM: Her cANa Kaderince-Kadrınca CüZî Yüklenen, Akl-I Maaş, Zâhirî YAŞAyış-GeÇinme AKLı..
AKl-ı TaMM: Her KâMiL KaLBindeki halka Hizmetçi, AKL-ı Mâad, Bâtinî HaKK’ı BİLiş-BULuş-OLuş AKLı..
AKl-ı TüMM: NeBîYYu’l-ÜMMîyy HATMM AKL-ı KÜLLîsi..
AKl-ı UMM-ÜMM: Umumen, Cümle CEM’de, NûR-u MîM-in; MazHar, Masdar, Meba’, MeCRRa’ MERKEZinde..

ÜMM: NûruLLAHtan VAR Edilen İLK NOKTa NûR-u MîM-in ÜMM: ANAlığı ve KEVN ü KâiNâtın ÜMMetliğinde, Tıpkı tüm ÂLETlere cAN CeRRyÂNı veren ANA SANtral gbidir…
Ondan dır ki;
El Âlim ve El Alîm celle celâluhu İlmullah zuhuru her AN Akmaktadır Bâtınen.Ve bu Her cÂNda müşterek Hakikat-ı MuhaMMediYYemizdir.

ANlamaya AZMettiğimiz AKLımızın Zâhir Ucuna Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem MîM Merceği-OBJEktifi, Bâtın Ucuna ise Kur'ân-ı Kerim OKU!ler-ini RESÛLÎ SEViyede TeSELLiMM edersek;
İliM, İrade, İdrak İştirak İstikÂMMetimizin DeRûnî DoST DÜRbüNü;
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “RABBımı RABBımla GÖRdüm!” ÜryÂNiyyetine ŞÂHİD KILacaktır İnşae ALLAH!..

El Âkil ü El EDİB OL-AN Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Salât ü selâm Olsun!


Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim


Resim--- Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):RABBımı RABBımla tanıdım. Eğer RABBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım! (bulamazdım.)''” buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen simurg »

Ne derbeder ne sarhoşum
Gir gönlüme güldür beni
Kıvılcımken kor olmuşum
Yağmurum ol söndür beni

Nokta içinde noktayım
Ne vardayım ne yoktayım
Aşkın bir dağ doruktayım
Enginlere döndür beni

Yürüyorken kalka düşe
Hesap sordum bu gidişe
Al elinle tut güneşe
Renklerimden soldur beni

Riya bilmez sadık kulum
Sana çıkar bütün yolum
Ayrılıkla birdir ölüm
Gideceksen öldür beni

Ne düşteyim ne gerçeğim

Hakan Sarıca









bu sayfayı okurken çok eskiden dinlediğim bir şarkıyı hatırlıyordum,
onu buldum sözlerini kopyaladım,
müzikli hali ise linkte.

Her kelimeyi, her sesi, her müziği
tasavvuf, hakikatler ve manalar bakımından görebilmeyi
ve herşeyin aslında insana eğer niyeti hayr ise nasılda rehberlik ettiğini bu sitede öğreniyorum ben,

eskiden sadece şarkı diye dinlediğim birşey şimdi bakıyorum ki birşeyde anlatıyor.

"Nokta içinde noktayım"

sözü gibi.

Bir toparlayıp bunun hakkında düşündüklerimi yazarsam sizlere de sunarım inşaallah.
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

VaRda YOKta
Değil ÇOKta
İKİliğin ARAsında
Ki TEK NOKTA

MerYeM “NE” rde?
İs Resim pERde..
rAHMet.. AHMeD..
SoN sefERde…


Resim

ZEVK 4477



LâMsız SALL-da İSÂ (as) Mi’RaC!. Resim MeryeM-in YeVM ORUCu-nda
RüŞD-ü RûYeT KaVSeYNinde Resim RÜCÛ’unda - URUC-unda
RaBB’a DÖNüş - RaBB’ı GÖRüş Resim SûReTten SîReTe GEÇ-iş
RaSÛlu’r-RABB Resim Tek NOKTAnın; Zâhir-Bâtın İKİ UCU-nda…


16.05.11 22:58
tknktdtvhd..


İ..Sâ.. SaLLı.. dâr ağacı.. geride İZ-siz.. MâSİVÂsız..
MuhaMMedî Rücû Mi’racının AHMEDî Yansıması Akl-ı SİLMlere..
MeRyeM aleyhiasselâm’ın RaHîMiyyet AYNasında Zâhirde Yüz-Yüze GÖRdüğü-Sûret-RÛyet YeVMi,
Bâtındaki RaHmâNiyyet ASLının Aksi Sîret-Rîyet SAvMı OLarak SÖZe hacet komadı..
YüZ Orucu.. Resim SöZ orucu.. Resim ÖZ Orucu.. Resim M-ÂRİF-et URUCu Oldu..

Çift Lâmsızlık te-Ce-LL-î deki lutuflarla imtihan etmeden, doğrudan seçilip Ana–Oğulu TAKdiri yaşatıp, İZ dahi bırakmadan SAMADî SAHİB kıldı Es SELÂMa..
RefReF EDildiler…
Es Selâm Olsun “İsâ ibni MerYeM” lere!..

Teknikte ne varsa Tasavvufta da gördüm çok şükür..
MeryeM aleyhasselâm’ın İs aleyhisselâm ile BUL-uşup AYRıldığı NOKTA, TEK ve SıRR-ı Sıfırdı..
RaHMâniYYet- RaHîMiYYet RÜŞDüne Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ RaVZ-ında HaVZ-ında,
HaZZ Nasib ve kısmet eylesin ALLAH celle celâluhu MuhaMMedîlerimize inşae ALLAH!..

SUyun DONma Noktasıyla, BUZun Erime noktası AYNı noktadır ve sabit sayıdır ve SIFIRdır..
Sanki BuZ Âlemi Akıl Âlemi Zâhir Âlemi, Su Âlemi İlahî Nakil ve Bâtın Âlemi..
“BuZ, Suyu NErde GÖRür, SU BUZu Nerde GÖR-ür??” dersek.
Cevabı açıkça ortada, AYNı NOKTAda... ARA Kesit ARAyan AKIL henüz SU da YÜZen BUZdur daha can!..

TaMM BUZ dediğim MâSiVâ nın ÜMMü ANAsı RASÛLULULLAH sallallahu aleyhi ve sellem : RaHMetenli’l-ÂLEMin
TüMM SU dediğim MuTLaKanın FASLın ASLı RABBu’l-ÂLEMin..

“ÂLEM-in” in;
Zâhiri Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
Bâtını RABBu’l-ÂLEMin..

SıRR-I SIFIR GÖRüş YERİ: “ÂLEM-în!!!!”

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem MuhaMMedî Mercekle Sîret Rûyetini Sûrete sokarak gördüğünü göstermektedir:

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Rabbimi en güzel surette gördüm”
(Tirmizî, tefsir, 39)

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem : “Rabbimi en güzel bir şekilde gördüm”
(Taberânî el-Kebîr, ‘Ubeydullâh İbnü ebî Râfi’ yoluyla babası (Râfi’) den.

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Rabbimi gördüm”
(Taberânî, es-Sünne’de İbnü ‘Abbâs’dan, Ebû Zü’a’dan bu hadîsin sahîh olduğu nakledilmiştir; Yine Taberânî, es-Sünne’de Ümmü’t-Tufeyl’den, ve yine Taberânî es-Sünne’de Mu’âz b. ‘Afrâ’dan; Kenzü’l-‘Ummâl:1/228, H:1151)

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “…Ve namazımda hafîf uyukladım, uyuklama bana ğalib geldi. Bir de ne göreyim, Rabbim tebâreke ve teâlâ! En güzel bir sûrette…” buyurdu.
(Tirmizî,: “Bu hadîs Hasen ve Sahîhdir!” dedi),
(Tirmizî, İ. Ahmed, Taberânî, Hâkim, Muhammed b. Nasr, Kitâbü’s-Salât’da ve İbnü Merdûye, Mübârekfûrî, Tühfetü’l-Ahvezî: 9/77-78)


Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem :“Rabbim ‘azze ve celle bu gece bana en güzel bir sûrette geldi
(Abdullâh b. Abbâs radıyallâhu anhu’dan; Ahmed b. Hanbel)

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Yalnız kaldığımda uyukladım ve (uykumda) ağırlaştım. Birde ne göreyim!.. Rabbim!...” (Muâz radıyallâhu anhu’dan; Tirmizî)

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “ Namazımda uyukladım. Nihâyet uyandım. Bir de ne göreyim!.. Rabbim (i) en güzel bir şekilde (görmekteyim)…”
(Muâz radıyallâhu anhu’dan; İmâm Ahmed, müsned)

BU MuhaMMedî GÖRÜŞü;
İnsanoğlunun HaMM AKLının, “ALLAH ve RASÛLüne TESLİM OLUNUZ!” HüKMünü DUY-up UYmadan TAMM AKIL, AKL-ı SİLM Olmadan,
“ALLAH ve RASÛLüne İman ediniz, Tâbi olunuz, İtaat ediniz!” HüKMlerini Resûlî SEViye ROTAsında-İSTİKâmetinde Yaşamadan,
AKIL ile NaKiL ARAsındaki “RRÜŞDüne erip SEViyelemeden,
DOST DürBüNü Hayal Serab ve Hayal gösterir…

Kul Gözü Objektifiyle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Gönül Gözü Okuleri MuhaMMedî ŞUURla SEViyelenirse RASÛLî RABB Görüşü BAŞlar inşae ALLAH!..

ABD-ın, AKL AYNasında GÖReceği RABBın NAKLen YAYınıdır..
AKL.. Ayn.Kaf..Lâm.. Lutfullah Kudretinin AYNımıza YÜKlenmişi..(Kudsal EMâNet)
NAKL..
Nûn. Kaf..Lâm.. Lutfullah Kudretinin cAN CERRyÂNı AK-ÂN NÛRuLLAH YAŞAyışı… (SuBBuHun KuDDûS)

Her ŞEY ÖZ-ünün, Zâhir Bâtının EMRinde ve Her ÂN ŞeÂN-dadır ve Şu ÂN-dadır...
ESFeL DaLL-ZıLL-ZULmünden, SaLL-Zü’l-CeLâL CeMâl İLLiYYiNine AKış!..

DONup Kaldığımız BUZ-luktan, SU-OLup, BuHaRlığa Ve sonsuz SEMÂ DÖNÜşü BULutu..
AKıL, NAKLi DUY ve NEFS, UYacak KIVAMda ve Kerem Kevserinde yaratılmıştır.

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Resim--- Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm(takvîmin) : Biz insanı en güzel KIVAMda-bİÇimde yarattık.”
(Tîn 95/4)

AHADİYYETin HaYY HaBBesi, AHMEDİYYETte HaYYat ŞeCERResi olmkta Şe’EN-de..

Ahaddiyet a’mâsında OLuş ve Ahmediyyet Sem’asına GELiş....

Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e soruluyor: “RABB’ımız, gökleri ve yeri yaratmadan önce neredeydi?” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Üstünde ve altında hava bulunmayan bir “a’mâ” daydı” buyuruyor.”
(İbni Mâce, Mukaddime 13)

İmâm-ı Alî kerremullahi veche ise: “Elân dahi öyledir” buyuruyor.
A’mâ ise körlüktür...

Ahaddiyet A’MÂ-sında İLK O Var İdi!. (Nokta-Söz Bitti)

UluhiYYet-AHADİYYET Merkezi.. AHMEDİYYET-UbudiYYet Muhiti..

MERKEZ-İç-ENFüSten de YAKÎN..

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim--- Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu AKRABU ileyhi min HABLİ’L-VERİD:Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona ŞAHDAMARIndan daha–AKRABA-YAKINız.”
(Kaf 50/16)

Bilmektesiniz ki “habli’l- verîd” Şahdamarı-aort olarak bildirilmiştir Türkçede.
Şahdamarının hayatımızdaki önemi ise açıktır.
Kesilince, ANA Varlığına sebeb olanla mevcud oluş kalkar hayattan.
ASLında; Habl: İp. Urgan. Halat. Tıb: Vücudda ip gibi olan âzalar.
Verid : Tek olandır.
Vârid: (Vürud. dan) Ulaşan, yetişen, gelen, erişen. Akla gelen. Olan. Bir şey hakkında söylenip tatbik edilen. Hâzır, nâzır.

Habli’l- Verid: İNSANı hayata bağlayan TEK İP demektir.

AKIL ki;
Sünnetullahta şuÂNda-Şe’ÂNda OL-ANı ÂNlayan ve YAŞAyıp Şâhidi olan, İNSANın Olmazsa Olmazı, Olmayanın DİNİ de Olmayan AKIL..
AKIL, İNSANoğlunun Vücud-VARlığında dayandığı tek İP-idir.
Yaratan-Yaratılan-OLAN ve Yaşan-AN-ın ANLaşılması, hepsi de AKIL Sahnesindedir..
AKL-ı KÜLL OL-ÂN Nur-u Mîm, Rahmetenli’l Âlemin Habli’l- Veridimiz gibi ÖZ-den de Yâkîn-AKRİB Ol-ÂN Rabbü’l- Âlemine…

MUHİTten-Dış-ÂFâKtan da Sakîn…

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim--- ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.”
(Nûr 24/35)

Resim--- ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD:ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR..”
(Nur 24/35).

DEVR-ÂNın İLK ÂNına BAKalım inşae ALLAH:

Resim--- Câbir bin Abdullah radiyallahu anhu’dan:
“Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Yâ Câbir! eşyâdan önce, Kendi Nurundan (Nurullah) senin PEYGAMBERİNİN NURUnu yarattı.” Ve şöyle buyurdu: “O nur ALLah’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.” Ondan sonra buyurdu ki: “ALLAH Teâlâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nuru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan KALEMi yarattı. İkinci parçadan LEVH’i yarattı. Üçüncü parçadan ARŞ’ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı: İlkinden GÖKleri yarattı. İkincisinden YERi yarattı. Üçüncüsünden CENNET ve CEHENNEMi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı: Birincisinden mü’minlerin GÖZlerinin NURUnu yarattı. İkincisinden KALBlerinin NURUnu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir. Üçüncüsünden DİLlerinin NURUnu yarattı ki o da Kelime-yi Tevhiddir....” (İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "ALLAH vardı. Onunla birlikte hiçbir şey yoktu. O'ndan başka hiç bir şey yoktu. O'ndan Önce hiçbir şey olmadı."

Bütün bu ifadelerin kaynağı sabittir. Yanı sahihtir...

Buharî, Sahih'inde Bed'ül-Halk Kitabının başında:
(Fethu'l-Bârî, Sahih-i Buharî Şerhi, İbn Hacer el-Askalanî; 6/205-206)

وَهُوَ الَّذِي يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَهُوَ أَهْوَنُ عَلَيْهِ وَلَهُ الْمَثَلُ الْأَعْلَى فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Resim--- Ve huvellezî yebdeul halka summe yuîduhu, ve huve ehvenu aleyh(aleyhi), ve lehul meselul a’lâ fîs semâvâti vel ard(ardı), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu) : İlkin mahlûkunu yaratıp (ölümden) sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.”
(Rûm 30/27)

"Mahlûkatı ilk defa yaratan sonra onları tekrar diriltecek olan O'dur” âyeti hakkında gelen hadisler" babında ve,
Kitabü't-Tevhid'de 32 nolu açıklamasında:

وَهُوَ الَّذِي خَلَق السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاء لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِن بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ
Resim--- Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin ve kâne arşuhu alel mâi li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve le in kulte innekum meb’ûsûne min ba’dil mevti le yekûlennellezîne keferû in hâzâ illâ sihrun mubîn(mubînun) : O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.”
(Hûd, 11/7)

"O'nun arşı suyun üzerinde idi" bâbında (13/345-347) şöyle rivâyet etmektedir:

“İmran b. Husayn radiyallahu anhu anlatıyor:
Peygamberimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna girdim.
Devemi kapıya bağladım. Ona Temimoğullarmdan bir grup gelmişdi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müjdeyi kabul edin (size müjdeler olsun) Ey Temimoğulları!..” buyurdu.
Onlar da: “Bize müjde verdin. O halde ikramda bulun!” dediler.
Efendimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzünün rengi değişti.
O sırada Yemen’den bazı kimseler geldiler.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Temimoğııllarının kabul etmediği müjdeyi siz kabul edin (size müjdeler olsun) Ey Yemenliler!.,” buyurdu. Yemenliler: “Müjdeyi kabul ettik Ya RasûlALLAH!..” dediler. Biz din hakkında ilim sahibi olmak ve “bu yaradılışın başlangıcı nasıldı?” diye Sana sormak için geldik!” dediler.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ilk insan yaradılışı ve Arş hakkında ko-nuşmaya başladı.
Şöyle buyurdu: "ALLAH vardı. O'ndan başka hiçbir şey yoktu.”
(Bir rivâyette: Ondan önce hiç bir şey yoktu. Bir başka rivâyette: O'nun dışında hiçbir şey yoktu. Bir başka rivâyette: O'nunla birlikte hiçbir şey yoktu." Bu son iki rivâyet Fethu’l- Barî (6/206) den alınmıştır)
“O'nun arşı suyun üzerinde idi. Zikirde her şeyi yazmıştır: “Gökleri ve yeryüzün ü yaratmıştır...”
İmran b. Husayn devamla diyor ki: Sonra biri bana geldi ve: “Ey İmran!.. Devene yetiş!.. Deven gidiyor!” dedi.
Ben de deveyi aramak için hızla gittim.
Bir de ne göreyim deve ile aramıza serap girdi.
Yemin ederim ki, keşke deve gitsin diye bıraksaydım da oradan kalkmasaydım diye arzu ettim!”

Hafız İbn Hacer kaddesallahu sırrahu Fethu'l-Bâri'de (6/206-207; 13/346) şöyle demiştir:

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in: "ALLAH vardı. O'ndan başka hiçbir şey yoktu!"
İfadesindeki Kâne (vardı) mânâsı ALLAH için kullanıldığında geçmiş zaman mânâsından ayrılır, ezelî mânâdan haber verir.
"Zikirde her şeyi yazmıştır" ise, zikirde yani: “Levh-i Mahfuz'da her şeyi takdir etmiştir” demektir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in; "ALLAH vardı. Ondun başka hiçbir şey yoktu"
İfadesi bu âlemin hadis (sonradan var edilen bir âlem) olduğuna delil olarak kabul edilmiştir.
Zira "Ondan başka hiçbir şey yoktu" ifadesi bu konuda gayet açıktır.
Zira ALLAH celle celâluhu dışındaki her şey daha önce mevcud değildi.
Ama sonradan var Mevcûd (geçici VüCÛD sahibi) edildiler.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in: "O'nun arşı suyun üzerinde idi"
İfâdesi SU ve ARŞın yer ve göklerden önce yaratılmış olduklarına işaret etmektedir.
İmam Ahmed ve "sahihtir" diyerek Tirmizî, Ebu Rezîn el-Ukaylî'den merfû olarak: "SU, ARŞ-tan önce yaratılmıştır" hadisini tahric etmiştir.

Süddî de Tefsirinde farklı senedlerle: "ALLAH yarattıklarından hiçbir şeyi SU-dan önce yaratmamıştır", rivâyetini nakletmektedir.

İmam Ahmed ve "sahihtir" diyerek Tirmizî'nin Ubade b. Samit' radiyallahu anhu’dan merfû olarak rivâyet ettiği:
"ALLAH'ın ilk yarattığı şey KALEMdir. Sonra: Yaz, buyurdu. Kalem, kıyamet gününe kadar olacak her şeyi yazdı."
Bu hadis ile önce SU-yun sonra ARŞ-ın yaratılması şeklindeki bir önceki hadis şu şekilde birleştirilmektedir.
KALEMin önceliği SU ve ARŞ dışındakilere nisbetledir ya da KALEMden çıkan şeye nisbetledir.
Yani KALEM-e: “İlk yaratılan ŞEY-i yaz!” denilmiştir.

"ALLAH'ın ilk yarattığı şey AKILdır"
Hadisine gelince; bunun sabit olan yani delil olarak kabul edilebilecek sahih bir tariki bulunmamaktadır.
Sabit olduğu takdir edilecek olursa şu son takdir onun açıklaması olmaktadır.
En iyisini bilen ALLAH'dır!”
Hafız İbn Hacerü’l- Askalnî'nin sözü burada sona ermektedir…

Elmalılı Hamdi Yazır kaddesallahu sırrahu ise:

"O'nun ARŞı SU üzerinde idi." (Hûd, 11/7) âyeti ifadesini
"Sonra O, ARŞ üzerine istiva etti." (A'râf 7/54) âyetiyle karşılaştırarak ele almak gerekir.
Her ikisinde de ARŞ, saltanat tahtı anlamından alınmış hükümdarlık ve saltanattan kinayedir.
"Allah'ın arşı" demek, O'nun hükümranlığı ve saltanatı, hakimiyet ve iktidarı demektir.
Şu halde ARŞın SU üzerinde olması mekana ve cisme bağlı bir anlam ile değildir.
Ve "Sonra O, arş üzerine istiva etti." karşılığında "arşın su üzerinde olması" da söz konusu istivaya karşılık olarak bir başka açıdan ifadedir.
(Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri)

MuhaMMedî MuhaBBetlerimle..

Resim

AKIL “SU” Gibidir SIKIŞtırlamaz!..


MutaHaRRun
MüteZeKKâ
MuteTaYYıb
MuteSaFFa!.. NAKLen.. BİL-BUL!..

TeRBiye
TeZKiye
TaSFiye
TeCLiye AKLen AN ve AN..OL-YAŞA!..

GaribÂN cÂN!..

HaSSaN DaĞda YÂR-in ÜN-le!
LüBBü’l-LüBB YÂR-inle İN-le!
ARŞi'STiVâ!.. TaHTe's-SERÂ!…
YÂR SÖZÜ!.. YÂR SeS-in DİN-le!..


KONUŞan DUYamaz, DUYmayan UYamaz!..

TeVHiD-iM-de “TEK!”-len-Medi!
“YOK!”- talarım!.“ÇOK!”- talarım!.
İÇ-iM HiÇ Resim çiÇEK-len-Medi!
NûN NoKTAsız, NoKTA- talarım!...


MMM MuhaBBetlerimle..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


AL-Mak VER-mek, TEK SoluKta
AN-sa ResimA K-AN SU, OLUKta
GEÇmiş-GELecek, Şu AN-da
biN BiR YÜZü AYNNOKTA..


Resim

ZEVK 4494

AYNı NOKTA SU SeYRinde.. ERİme-DONMa NOKTA
AKLa FaRKlı OLay-zamAN.. Buhar, Soluk-BUZ, SU Tası
İfrat-Tefrit CeheNNemi.. Resim İ’tidalde NâRlar NûRdur
Her AN Şe’eNdeki “OL-AN”.. “OLsun!-OLmasın!” ORTAsı..


30.05.11 11:32
yzğ-stnbl..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen Gul »

Subhan Allah celle celâluhu

Dünyaya gözlerimizi erkek ya da kadın kimliği ile açmış oluyoruz. Doğarken ağlıyoruz ya, bunu ilk ayrım olarak görmekteyim. TAMdayken, kadın ya da erkek olarak bu dünyaya gözlerimizi açtığımız an kendi tamlığımızdan ayrılmış gibi görünüyoruz. Ve tasavvufta Rahîmiyyet ve Rahmâniyyet Tecellîsi olarak bu ayrım karşımıza çıkıyor. Ve zaman işlemeye başlıyor. Kendi kendine ve kendinden kendine işleyen sistemde anne ve babamızın çocuğu olmak bizde bir güven duygusu oluşturuyor. Ayrı gibi görünen kadın ve erkek bir aile olunca aslında hiç ayrılmadığımız tamlığımızı anlamaya başlıyoruz. Her ne kadar cinsiyet ayrımına düşmüş olsak ta bu ayrımın bize sadece ayrımın olmadığını anlatma durumu olduğunu belli bir seviyeden sonra anlayabiliyoruz inşâllah.

Kadın ve erkek oluşu iki ayrı nokta gibi düşünüp kaderimizi yaşarken, aklımız olgunlaştıkça bu noktalar birleşmeye başlıyor ve bir doğruyla karşılaşıyoruz; Rahîmiyyet ve Rahmâniyyet BİRliğinden. Bu doğru ortaya çıkınca artık zıtlıklar ortadan kalkıyor ve BİRlikte hareket eden bir yapı meydana geliyor. Bu ilk etapta noktadan noktaya Rahîmiyyet ve Rahmâniyyet İKİ-lisini düşünürken, ikinci etapta doğrudan doğruya bir düzlemle karşılaşıyoruz. Bu ilk düzlemi Küp’ün tabanı gibi düşündüğümüzde hemen bir ikili daha oluşuyor … ESFELİN ve İLLİYYÎN. Taban ve Tavan. Yine bir zıtlıkla karşı karşıya kalıyoruz. Bu ikili zıtken birleştirmeye başladığımızda-ASLa Rücu’ya geçtiğimizde, çeşitli yüzler (düzlemler oluşmaya başlıyor) Böylece zıtlık ortadan kalkıp yine bir tamlanan yapı ortaya çıkıyor. 6 yüzü, 8 köşesi, 12 ayrıtı olan bir yapı. KÜP. KâBe..

Bu yapının ortaya çıkmasıyla yeni bir zıtlıkla karşılaşıyoruz ki artık İÇ-Merkez ve DIŞ-Muhit Kavramları hayatımıza girmiş oluyor. Ve küpün içe bakan yüzleri ve dışa bakan yüzleri olduğunu görüyoruz. Dıştan bakış, içe akış: Bize içten bir görüş sağlamaya başlıyor. Ve içten dışa doğru: "Euzu billâhi’s-semî'il-alîmi mine’ş-şeytani’r-racîmi min hemzihi ve nefhihi ve nefsihi Bismillâhirrahmânirrahîm diyerek MuhaMMedî yolumuza;
İlahî İlmi, Velayet Edebini, MuhaMMedî İrfanı, Rabbanî Erkanı
BİLen, BULan, OLan, YAŞAyan ve YAŞAtanlar olarak devam ediyoruz İNŞÂLLAH.


(Kendikendime)
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen simurg »

Gul yazdı:İlahî İlmi, Velayet Edebini, MuhaMMedî İrfanı, Rabbanî Erkanı
BİLen, BULan, OLan, YAŞAyan ve YAŞAtanlar olarak devam ediyoruz İNŞÂLLAH.



İnşaallah.
Neyin ne olduğunu anlamaya çalışan kalbime,
gayret etme kuvveti verdi bu ifadelerin kardeşim.

Yoksa çoğu zaman olduğu gibi,
yine anlamaya çalışırken dolaşan düşüncelerimin eşliğinde duraksamak ihtiyacı içerisindeydim.
Yine de öyleyim.

Çünkü hazmı zor ifadeler bazen elimi kolumu bağlamakta,

Burada dile getirmiş olduğunuz mesele hakkında şunları söylemek istedim,
Ayrımları aklımızdan uzak tutmanın önemli bir yolu şu sanırım.
ERKEK-KADIN demeden İNSAN demek,
ve bu ayrımı ortadan kaldırarak insana "can" olarak bakmak ile
ayrı gibi görünenleri bir araya getirmek
ve bu şekilde anlamaya çalışmak, daha fazla idrak etmemize yol açmakta sanırım.

İnsan-İnsana iletişim ve
insandan insana bakmak her hali ile daha kolay olmakta.

ve bir sürü aksaklık ve farklılığın ortadan kalkmasına sebep olmakta sanırım.

çünkü hepimiz önce insanız.
doğduğumuz da da sadece bebektik.

bu dünyada biribirine mahrem olacak kişiler açısından bir anlamı var kadın- erkek olmanın.
yoksa bana göre şu anda, benden başka bütün insanlar sadece insan.
sıfatları bakımından ne olduklarının gözümde hiç bir farkı yok.
böyle düşünmeye ve algılamaya uzun zaman önce başlamıştım,

doğru olduğuna inanarak bu düşüncemde devam etmeyi seviyorum.

farklar dünyada hayat ahengi ve devamı için,
varlık düzleminde herşey eşit diyorum kendime.
sadece söylemek istedim.

iddia etmiyorum kabul edişimi "kendi kendime" anlattım diyeyim.

daha çok düşünüp, daha az yazmak daha iyi olur düşüncesi ile ves selam.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

aŞk Resim O ki;

BUYurmuşlar..
DUYurmuşlar..
biz-den Resim BİZ-e
Resim AŞK YOR-muşlar..
kaddesallahu sırrahum...


Resim

benCE-senCE-BİL-me-CE..

Muhitte O Resim Merkezde O
her ŞEYde O Resim Hekezde O
idrakin Resim idraki OL-maz!
“OL-AN” ı BİL-inmezde Resim O!..

AKLın Resim İKİ UCu zaRaR
ORTasıdır NAKli Resim yaRaR
SU-yun TESTİsi BUZ-dan DosT!
Resim SAHİBi SıRRını Resim saRaR!..

fÂNi AKIL Resim fÂNi insÂN
NAKlinde Resim irfÂNî insÂN
RasûL BULan Resim RaBBda OL-ur!
AhMedî Resim RaBBÂNî insÂN…

ihvÂNim harf kARAmak NE?
Telin ZÜLFün tARAmak NE?
HİÇ-liğin Resim İÇ-en AKILLa
“HEP OL-ÂN” ı ARAmak Resim NE?..


Resim

kerbÂN keLBi Resim kul ihvÂNi-nle
Resim kıtmir!.. Resim DİNle!.. DİNle!.. DİNle!..

YoLu Resim BİL-irsen,
YoLLuk Resim BUL-ursan,
YoLcu Resim OL-ursan,
Resim YOLdaşını Resim Rasûlu'r-RaBB yaratır-
ER-en Eliyle Resim EL Resim ELe Resim YED’uLLAH-a ULAşır!.
da YAŞAtır AKLına-NaKLiyle Resim AŞKuLLaHı inşâe ALLAH!..

Resim MuhaMMedî HaCC-ıyla taMMlar
Resim MuhaMMedî Mi’raC-ıyla tüMMler
sen-ben kalkar da ResimkÂBe kavseYN”inde
İLKin-SoNu Resim HaTMinde Resim NeBî-SîN-de- üMMler inşâe ALLAH!..


18.02.12 14:14
tktktrstkks..brsbrs..

Resim''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin abdike (Muhammedîyyeti) ve nebiyyike (Mahmudiyyeti) ve Rasûlike (Ahmediyyeti) ve Nebiyyu'l-ÜMMîyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi ve sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim

MuhaMMedi MuHABBEtlerimİZle!....

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

YAyyda OKta
YOKta ÇOKta
Resim KITMİR İZ
-i
NOKTA
.. NOKTA...

Resim

ZEVK 5041

EMR-i RABBik RUHun ÖZü.. HaBîBuLLAH KOKU Resim DUYduM!.
Kâbe KAVSeyn RABBın SÖZü.. Resim RasûLuLLAH SESİn UYduM!.
AKLen nAKLen fASLen-ASLen.. AYNen Resim ZÂTeni ZEVK ETTiM
MERKEZ ALLAH
!.. MUHİT ALLAH!.. “LÂ HuVe iLLÂ HU!” “hu yduM!..


20.08.12.. 17:38..
brsbrs. tktktrstkkmz…2.rmznbyrm


EMR-i RABBik”:

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Resim---“Fe salli li rabbike venhar: Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.” (Kevser 108/2)


Kâbe KAVSeyn”:

ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى
Resim---“Summe denâ fe tedellâ.: Sonra yaklaştı, yakınlaştı.” (Necm 53/8)

فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى
Resim---“Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ.: (Böylece Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahud daha az oldu.” (Necm 53/9)

LÂ HuVe iLLÂ HU!”: Ondan başka o Yoktur..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ANLA Artık!” tır... üç NOkta
insÂN AKLı
->VARda YOKta
inkÂr EDer
-> “YOKtaÇOKta
İLMin ASLı ->TEK-BİR NOKta...”


İMaM Ali kerremullahi veche: İLiM bİR NOKta idi onu câhiller ÇOĞlattı!”
İMaM Ali kerremullahi veche: Kur'ân-ı Kerim->FÂtiHa->Besmele-> Be harfi-> Altındaki NOKta-> o BENim işte!..


*

MERKEZ <- RABB <- RüCû <- (.) NOKta -> {he (Huve)- leHU-liLLaH} -> URUC-> ALLAH-> MUHit
KULun URuCu -> ben -> biz -> O -> süKUT.. (Konuşan Halk)
KULun RüCû ->SüKÛN.. O -> SEN ->BİZ -> BEN (Konuşan HaKK celle celâliHU)


*

TaHKiK TEKniKte OLuŞun devrÂNda deVri-seyrÂNda seYri:

1- NOKta:

Bir NOKta Bir ŞEYdir. İZdir. ÖZdür. BUUTsuz-BOYutsuzdur.. Ancak bir mekÂNda sabittir..
YeR, zamAN ve HÂL bir NOKtadır. Sıfırdır.. tÂRİFsizdir..
GÖRülmesi gÖZe ve GöRüşe BAĞlıdır.. GÖRel-enin GÖZ BEBeğidir NOKta..
Bir NOKtadan SONsuz doğru Geçer.. “. A NOKta sı sayısız DOĞru DOĞurur..
hepsi de A NOKtasında BİZ BİR-İZdir.. Tek NOKtada KESişir BİRleşir..

2- DOğRu:

Bir NOKtadan bAŞKa, beLLi, Sabit bir diğer NOKta daha olursa,
bu İkİ NOKtadan Ancak ve Ancak TEK-BİR, bir DOğRu GEÇer.
İki NOKta ARAsındaki en KISA ULAŞım YOLu bir TEK DOğRudur..
Bu İKi NOKta, birbiri İÇİN OLMAZsa OLMAZdırlar, birbirine Hedef ve Amaçtır..
İki NOKta arasındaki hER NOKta, bu İki NOKtanın iKisinin de HüViyyet ve MâHiyyetini taşır ve havidir..
Önümüzdeki gördüğümüz SINIRLI-SABİT İki NOKta, iki tan Sonsuza giderse SONuna ULAşılamaz
tÂRİFsizdir
.. ki bu TEK NOKta kitlendiği SILAya Ulaşım SALL YOLUdur.. AKLın DURduğu ERİdiği HÂLdir..

3- DÜZlem:

DOğRunun DÜZgün hareketiniz bıraktığı İZdir DÜZlem..
5 cm.lik kalem ucunuzu bastırıp sürükleyin bıraktığı İZdir haYYatta..
AB DOğRusu herhangi bir yÖNde Enine yürürse SONsuz DÜZlemler elde ederİZ BİZ..
Bu ASıL-ANA olan AB DOğRusunda KESişen SONsuz DÜZlem GEÇer..
AB DOğRusu, SONsuz ABC DÜZlemleri DoĞurur..

4- HaCiM:

Bu SONsuz DÜZlemlerden risi YÜRÜrse, HaCiMi DoĞurur.. SONsuzluğu-feKAPsar.. SiStemi AKLa BELİRler..
İşte bu ABC DÜZlemi, ABCD HaCİMi, İSİmsiz BİSMihu SONsuz-BOYUTsuzluğunu YAŞAtır AKLa.. Doğan TEK-TEVHİD HACMini, yani mevCÛDu ANlayış her AKLın Kadarınca-Kaderincedir
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ANLA Artık!” tır... üç NOkta
insÂN AKLı
->VARda YOKta
inkÂr EDer
-> “YOKtaÇOKta
İLMin ASLı ->TEK-BİR NOKta...”


İMaM Ali kerremullahi veche: İLiM bİR NOKta idi onu câhiller ÇOĞlattı!”
İMaM Ali kerremullahi veche: Kur'ân-ı Kerim->FÂtiHa->Besmele-> Be harfi-> Altındaki NOKta-> o BENim işte!..


*

MERKEZ <- RABB <- RüCû <- (.) NOKta -> {he (Huve)- leHU-liLLaH} -> URUC-> ALLAH-> MUHit
KULun URuCu -> ben -> biz -> O -> süKUT.. (Konuşan Halk)
KULun RüCû ->SüKÛN.. O -> SEN ->BİZ -> BEN (Konuşan HaKK celle celâliHU)


*

TaHKiK TEKniKte OLuŞun -> devrÂNda deVri-seyrÂNda seYri:

1- NOKta:

Bir NOKta Bir ŞEYdir. İZdir. ÖZdür. BUUTsuz-BOYutsuzdur.. Ancak bir mekÂNda sabittir..
YeR, zamAN ve HÂL bir NOKtadır. Sıfırdır.. tÂRİFsizdir..
GÖRülmesi gÖZe ve GöRüşe BAĞlıdır.. GÖRel-enin GÖZ BEBeğidir NOKta..
Bir NOKtadan SONsuz doğru Geçer.. “. A NOKta sı sayısız DOĞru DOĞurur..
hepsi de A NOKtasında BİZ BİR-İZdir.. Tek NOKtada KESişir BİRleşir..

2- DOğRu:

Bir NOKtadan bAŞKa, beLLi, Sabit bir diğer NOKta daha olursa,
bu İkİ NOKtadan Ancak ve Ancak TEK-BİR, bir DOğRu GEÇer.
İki NOKta ARAsındaki en KISA ULAŞım YOLu bir TEK DOğRudur..
Bu İKi NOKta, birbiri İÇİN OLMAZsa OLMAZdırlar, birbirine Hedef ve Amaçtır..
İki NOKta arasındaki hER NOKta, bu İki NOKtanın iKisinin de HüViyyet ve MâHiyyetini taşır ve havidir..
Önümüzdeki gördüğümüz SINIRLI-SABİT İki NOKta, iki tan Sonsuza giderse SONuna ULAşılamaz
tÂRİFsizdir
.. ki bu TEK NOKta kitlendiği SILAya Ulaşım SALL YOLUdur.. AKLın DURduğu ERİdiği HÂLdir..

3- DÜZlem:

DOğRunun DÜZgün hareketiniz bıraktığı İZdir DÜZlem..
5 cm.lik kalem ucunuzu bastırıp sürükleyin bıraktığı İZdir haYYatta..
AB DOğRusu herhangi bir yÖNde Enine yürürse SONsuz DÜZlemler elde ederİZ BİZ..
Bu ASıL-ANA olan AB DOğRusunda KESişen SONsuz DÜZlem GEÇer..
AB DOğRusu, SONsuz ABC DÜZlemleri DoĞurur..

4- HaCiM:

Bu SONsuz DÜZlemlerden risi YÜRÜrse, HaCiMi DoĞurur.. SONsuzluğu-feKAPsar.. SiStemi AKLa BELİRler..
İşte bu ABC DÜZlemi, ABCD HaCİMi, İSİmsiz BİSMihu SONsuz-BOYUTsuzluğunu YAŞAtır AKLa.. Doğan TEK-TEVHİD HACMini, yani mevCÛDu ANlayış her AKLın Kadarınca-Kaderincedir



TaHKiK TasaVVufta OLuŞun -> cevlÂNda ceVLi-hayrÂNda haYRi:

NOKta.. NOKta EliF.. EMR Âleminden gelen MERKEZdeki ن- NûN-> NûR NOKtasıdır.. AKDES NOKtasıdır.. NûR-u MîMMM.. ÂRIZîdir*.. EMÂNettir..
RaBBul-ÂLemîn her ABDine; VERdiği EMÂNettir -> ALdığı AHD NOKtasıdır..

*ÂRIZî: Zâtî ve Irsî olmayıp sonradan hâsıl olan. Zâtî ve esastan olmayıp sonradan zuhur ve taalluk eden. Muvakkat, geçici.

ÖZde EMÂNet-> İÇ-FuAD-HaBLi’l- Verid -> İmÂN BOŞluğu -> KalB Fanusu -> NeFS-Beden IŞIĞIğı..

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi: Ve andolsun ki insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne vesveseler vereceğini biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)

EMÂNet ve AHD NOKtası:

ASL -> ASLiyyet NOKtası -> EVVELi..
AYN -> AYNiyyet NOKtası -> BÂTINı..
AKL -> AKLiyyet NOKtası-> ZÂHİRi..
AKB -> AKiBiyyet NOKtası -> ÂHİRii..

İMaM Ali kerremullahi vechenin: İLiM bİR NOKta idi onu câhiller ÇOĞlattı!”
BUYUrduğunun MÂNÂ, RUHu, SıRRı bu İLK NOKtadır..

İMaM Ali kerremullahi veche: Her İLiM “Besmele” ye, o dahi “ﺐ - Be” harfine, o dah, Be harfinin altındaki “.” NOKta da mündemic*tir, derc edilmiştir, toplanıp içinde CEM’ edilmiştir.”
BUYUrduğunun da MÂNÂ, RUHu, SıRRı bu İLK NOKtadır..

*Mündemic: İndimac eden, dürülüp sarılan, içine sokulmuş olan. İçine alınmış olan.

Bir İNCİR ÇEKirdeği alıp incelerseniz ANLArsınız ki,
İLK Yaratılan İncir Çekirdeğinden de ötedeki İlhî Evveliyyet-Ezeliiyet SıRRlarını..
Elindeki İncir Çekirdeğine kadar ATAlarından gelen, hatta kıyamete kadar kendisinden gelecek nesilleri-zürriyeti yeni İncir Çekirdekleri Özlerinde Kader Planlarını DNA vs ne dersen de taşıyacaklardır..
Kısacası Evvel-Âhir-Zâhir-Bâtın tüm SıRRlara HÂMİl YÜKlüdürler.
Hüviyyeti-Zâhiri ve Mâhiyyeti-Bâtını bu program İÇİndedir. Tüm HaYYatı..

Eğer bu elindeki İncir Çekirdeğini Şu ÂN Ekersen, GELeCEK Kaderini Açacaktır Önüne..
Her türlü sonsuz ÖZELLik ve gÜZELlikteki hünerlerini harikalıklarını SERgiler Sana!.
Öylesine İlginç ki İncir Ağacı çiçek açmaz!. Doğrudan meyveleri gözükür yapraklarından da önce..

Amerika keşfedildiğinde giden yağmacılar yerleşmiş sömürmeye bakmışlar ki İncir Ağacı yok.. hemen Avrupa’dan İncir Ağacı fidanları yüklemişler Amerikaya gemilere.. aylarca süren yolcukluklar..
Dikmişler İncir bağları kurmuşlar meyveler gözükmüş ama DÖLLenmeden dökülmüş tümü.. Dönnmüşler özellikle Erkek İncir Ağacı fidanları götürmüşler ama olmamış DÖLLenme…
Yine Avrupa’ya dönüp İNCELEmişler aşama aşama DÖLLenmeyi İncir Ağacında..
Erkek İncir Ağacı çiçek açıp bir sürü İncir Sineği salmakta etrafa..
Döllenmeye hazır döllenmemiş Dişi İncir Ağacı meyvelerinde bir LEKEli kısım var tümünde..
İncir Sineğinin tek yaşama şansı bu lekeli kısmı yemek.. Ve yerken de getirdiği ERİL tohumlarla AŞIlamak…
Ergin hale gelen İncir Sineği son nefesin yine yaz sonunda açan Erkek İncir Ağacının güzel kokulu çiçeklerine yumurtlayarak vermekte..
Çiçek özüne gİZlenen yumurtalar İLK BAHArı beklemekte öncekiler-sonrakiler giBi..


Bu devrÂNda Dönen ALLAH OYUNU DOLapları ancak MuhaMMedî GÖZlük değil gÖZ takandeğil OLan Hakiki HaKK Dostları seyrÂNda seyRedecekler..

Buna benzer nice SubhÂNî SıRRlar var daha ÇEKirdeklerin-Çiçeklerin-Sineklerin henüz sana ANLAtamadığı eyy kör NEFSim!..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: NOKTAdan NOKTAya

Mesaj gönderen kulihvani »

Oysa tüMM DÖLLer bir NOKtadır.. ZeRRedir-KüRRedir..
MERKEZdeki İÇ İle MUHİTTeki DIŞ NOKta AYNen -> ZÂTendir.. NûRun aLÂ NûR dur..
Bunu sana bir Nohut Tohumu, Tavuk Yumurtası, KOÇ DÖLü ya da sen-ben-o İnsÂN Spermi de ANLAtır sağır değilsen DUYarsın, KÖR Değilsen GÖRürsün..

Tümünün de LüBBü’l- LüB- ÖZden de ÖZlerinde Hayyat dediğimiz şu BİZ BİR-İZ bAHçasine BAĞlayan, TEK İP-leri-> HaBLi’l- VERîDleri..
MERKEZde AKDES NOKtalarındaysa “RaBBu’l- ÂLeMîn”leri İŞ BAŞIndadır..


MERKEZ-de O...

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

Resim---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min hablil verîdi : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha YAKINız.” (Kaf 50/16)

MERKEZin MeCîD NOKtasını ANlarsan-EMİN olur GÜVENirsen, İPe sımsıkı Yapıştın ya da senin NEFSin İlahî İPin OLdu sayy-hayy!..
İşte Odur, SENliğin-KİMliğin-KİŞİliğin HaBLi’l- VERîDleri-EMÂnet KüRReciğin ÖZündeki..


وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنتُمْ عَلَىَ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Resim---“Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrekû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne): Ve hepiniz, Allah'ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki ni'metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O'nun (Allah'ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.” (Âl-i İmrÂN 3/103)

Ve hepiniz, Allah'ın ipine sımsıkı tutunun!
Buyruğundaki HEPinizin tüMM kâinÂtın, İLK NOKta NûR-u MîMMMde CEM’iyyetini CÂNında DUYar UYarrsı Azîz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize!..

DÜZLemsel AKLınla DÜZlemdeki Merkez KuDSî NOKta ya “ben PerGEL”iyin NaKiL İĞNesi ZÂTEn Batıktır.
Sen Kadarınca-Kaderince devrÂNda DÖNmeye BAŞlayınca Çizeğin çİLE ÇENBERi KUDSî MUhiTTir..


وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Resim---“Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kânallâhu bi kulli şey’in muhîtâ(muhîtan): Ve, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Ve Allah, herşeyi kuşatandır.” (Nisâ 4/126)

DIŞardaki Ni’Met NOKtası, MâSİVÂ.. Küllî ŞEY Ni’Mettir.
İnsan aklı için vardır ZIDlık, menfi-müsbet, kötü-iyi, çirkin-güzel, eğri-doğru, gübre-gül..
Her zeRRe Rahmetenli’l- ÂLEMîN olan ÖZdeki MîM-م NÛR-u MuhaMMedde hayat proğramını ن-NûN NÛRu olarak sonsuz yönde ışık saçar ve sonsuz DOĞrular Güneşi olur. İşte bunun SıRRıdır ki, buyurulan:


Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu:: “NEFSini bilen RABBını bilir!” (Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

Afaktaki Ni’metullahın SIRRı ancak ve ancak Enfüsdeki eMÂNet Nûrunun ışığı ile Aydınlanır SiStem ve SAHİBi TANInır.. ve Ni’Metlerden HAK ve HAYR üzere faydalanılır.

İlk HaLK edilen İLK-TEK ŞEY-ÜMMü’l- KÂiNÂt -> Nûr-u MuhaMMeddir... AHAD -> م -> AH “M” eD -> ÂleMler…
Bu ince bir Sırrdır ki, sözü edilir de: “Dİyen BİLmez, BİLende Dİyemez!..”

İç NOKTa ve DIŞ ÇENber derken; Rıza-Rüşd Yarım nefeslik Yarı ÇAPıyın taradığı ALANdaki küllî ŞeY de Yaratanın NûRudur..
Ham-çiğ-yoz ahmak AKLın demekte ki: “Gübre pis-Bâtıl!. Gül PâK ve Hakk!” diye!.. oysa NûruLLahtır her ŞEYler bu ÂLEMde..


اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---“ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm: ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURU'DUR. O'nun nuru, içinde misbah (lâmba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. Nur üzerine nurdur. Allah dilediğini nuruna hidayet eder (ulaştırır). Ve Allah, insanlara örnekler verir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.” (NûR 24/35)

Gördün ya bak EMÂNet NOKtanda dahil tÜMM Kâinât bir Nİ’met DÜN-yasıdır BİLene!..
Elbette deriM-> “KÖRe ne var? GÖRene var!..” diye, sen de AÇ göZlerini..
Sistemin SahiBi SubhÂN ALLAH celle celâluhu her ÂN SeBBaha SıRRında yeniden YARATıp durmakta Şe’ENuLLahta SüNNetULLAH Üzre…

Şu ÂNda Şe’ÂN: Şe’eNULLAH:


يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---“Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin: Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.” (Rahmân 55/29)

İçteki EMÂNet NOKtası ile Dıştaki Ni’Met NOKtası ARAsındaki değişmez TEK ANA Doğru -> Sırat-ı Mutakîm YOLumuzdur..
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön