KAYLULE

İslamiyet'de İ'tikad, İbâdet, Ahlâk, İtâat Hükümleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

KAYLULE

Mesaj gönderen safa-merve »

KAYLULE (ÖĞLE UYKUSU)


Resim
“Öğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylûle yapmazlar.” (Müslim)

Kaylule, öğle vakti uyumak demektir. Öğleye doğru kaylule yapmak, gün ortasında 20 – 30 dakika uyumak sünnettir. (Mevahib-i ledünniyye)

Tıpçıların da üstadı Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardı. (Velâ yedaul-kàileh) Kaylûle uykusu denilen gündüz uykusunu terk etmemeyi de tavsiye eden Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır: “Öğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylûle yapmazlar.” (Müslim)

Kaylûle yapan insan, bir sünneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinç olur, gece namazlarını, teheccüdü veya sabah namazını kılacak gücü kendine bulur.


Öğle uykusu vücuda ne gibi yararlar sağlar?

Günümüzde bu konuda yapılan ciddi araştırmalardan bazıları:

* Kaylule uykusu kalbe, dimağa ve vücuda dinçlik, sıhhat ve kuvvet kazandırır.
* Yorgunlukları giderir.
* Öğlen uykusu (kaylûle) hafızayı koruyor,
* Zihinsel yorgunluk giderir,
* İş kazalarını azaltır,
* Uzun zamanlı olarak stres giderir ve ömrü uzatır,
* Verimli çalışma ve işe odaklanma sağlar.
* Gizli bir enerji kaynağıdır
* yüzde 37 kalp hastalıkları riskini azaltıyor.
* Öğle uykusu şeker ve kalbe iyi geliyor.

Kaylûlenin yararları saymakla bitmiyor.

Peygamberimizin tavsiyesi dünyaya moda oldu.

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in yüzyıllar öncesinden sağlık için yaptığı tavsiye, günümüzde önce işyerlerinde, şimdi de üniversitelerde moda oldu..

Öğle saatlerinde kişilerin yaşadığı yorgunluğu engellemek için uygulanan bu yöntem; insanların, uyuşuk bir şekilde çalışacaklarına, uykularını almış dinç bir şekilde çalışmaları ve daha verimli olmalarını sağlar.

Tavsiye edilen formül ise; 5-6 saat gece uykusu + 30 dakîka öğlen uykusu ki 2 saate bedeldir.

1400 senelik bir uygulama ancak günümüzde dünya çapında fark edilebildi..

Tıbb-ı Nebevîyi modern tıp tasdik ediyor:

Hatırlasanız geçtiğimiz şubat ayında ülkemizde de gazetelere yansımıştı..

* Bugün Japonya’da, öğle uykusu kanunî bir mecburiyet haline getirilmiş. Hatta bunun için özel ikramiye verilmektedir.

* Kaylûle şimdi Fransa’da da devlet eliyle uygulamaya konuldu. 7 milyon Euro kaynak ayrıldı..

* Çoğu Akdeniz ve Güney Amerika ülkesinde uygulanıyor.

* Almanya'nın değişik bölgelerinde açılan yaklaşık 200 uyku merkezi Almanya uyku araştırma ve uyku hekimliği birliği bu konuda çalışmalarına devam ediyor..

* Indiana Üniversitesi'nde öğrenciler şekerleme kulübü kurarlar. Üniversitede bir oda ayarlarlar. Üye olan öğrenciler öğlen vaktinde gelir bir miktar uyurlar. Derslerde verimi, beyni dinlendirmesinin yanı sıra öğrenme yeteneğini de artırdığı için profesörler de destek olmakta..

Güzel dînimizde Kaylûle denilen öğle uykusu, şekerleme, kestirme; şimdi bilim çevrelerinde ve batı dünyasında “After-dinner nap”, “Siesta” vb. isimlerle isimlendirilmekte..

Kaylûle neden ihtiyaç!..

Gün içerisinde iki kez vücut ısısı düşer.
Birisi sabaha karşı 03.00 sıralarında, diğeri ise öğleden sonra 14.00- 15.00 saatleri arasında olur. İnsanların öğle yemeğinin ağırlığına bağladığı bu rehavet dönemi, aslında vücudun uykuya en meyilli olduğu saat dilimidir.

Peygamberimizin (sav) asırlar önce (kaylûle) öğle uykusunu tavsiye ettiği ve uyguladığı düşünülürse, modern ilmin, bu konuda da İslam’ı 14 asır geriden takip ettiği görülecektir.

Söyler misiniz kim önde gidiyor!...
İslâm mı, günümüz bilimi mi?...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
ASLI
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 09 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen ASLI »

efendimizin hadislerini okuyup uygulamaya çalışanlar bilirlerki,onun her söylediğinde bir hikmet vardır..eğer öğleyin uykuya yatın diyorsa bunda tıbbi olarak da sosyal içerikli olarak da pek çok sırlar gizlidir..söylediklerinde bir zahiri sebepler vardır bir de batıni..kaylule uykusunun teheccüde kalkmayı kolaylaştırdığını ise ehli bilir..hem gözüm,merveciğim teheccüde kalkan ister istemez öğlen yatar,çünkü uykusu yarımdır onun : )

selamların en güzeli gül kokulu muhammedimizin hadislerini anlatanlara olsun..

Muhammedî nefeslere...Aşk'la..
Resim


Resim
" Esdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül,Benzer esîr-i turra-i cânânsın ey gönül "
- nedim -
Kullanıcı avatarı
MBurak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 415
Kayıt: 12 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen MBurak »

hem gözüm,merveciğim teheccüde kalkan ister istemez öğlen yatar,çünkü uykusu yarımdır onun : )
münir derman hazretlerinin bir yazılarında okumuştum...

gündüz namazlarını anlatırken öğlen namazın son iki rekatının teheccüde işaret ettiği manayı vurgulyordu...
yani dünyanın bir tarafında gündüz öğlen vakti girer iken Allahualem bir tarafında gece teheccüd vakti giriyor demektir bu...
biz efendimizin sünneti olan bu son 2 rekatı kılma hikmetlerimizden biri de bu olabilir...
demek ki dünyada her an vakit söz konusu, ama namazı "vakt"inde ihya edebilmek kaç kula nasip olur ALLAH c.c. bilir.
o yüzden de vaktin kazası yoktur derler büyükler

[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/brk.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Hayy Allah c.c razı olsun. Kur'an-ı Kerim ve Hadisler Ehl-i Beyt sevgisi birbirini tamamlayan tümün parçaları. Ancak kaygan zeminde herkes başka yönde ve başka bilgilerde çare ararken Rasulullah sav. in ayak izlerine basarak huzura kavuşmayı Rabbim bizlere nasip etsin.
Resim
Kullanıcı avatarı
sdemir
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 487
Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00

Re: KAYLULE

Mesaj gönderen sdemir »

----- « Gece yemeği gündüz orucuna yardımcı olduğu gibi, kaylûle etmek de gece ibâdetine yardımcıdır. Gece ibâdetine kalkmayacak bile olsa bu vakitlerde uyumak lüzumsuz dedikodu yapmaktan daha makbûldür. »

İmâm-ı Gazâlî
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: KAYLULE

Mesaj gönderen MINA »

BİLİM; KAYLÛLE UYKUSUNU ÖNERDİ


Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem bundan 1400 yıl önce Kaylûle uykusunun sağlık açısından önemini bildirmiş ve fırsat buldukça da Kaylûle uykusunu uyumuştur.

ABD Harvard Üniversitesi bilim adamlarına göre, gün ortasında uyumak insan vücudu için çok faydalı. Ayrıca gün içinde 60 ila 90 dakika arasında uyumanın beyni 8 saatlik bir gece uykusu kadar dinlendirdiği belirtiliyor.

Resim


Bilim adamları, öğle uykularının beyni dinlendirmesinin yanında öğrenme yeteneğini de arttırdığını vurguluyorlar. Buna göre özellikle öğle uykularında rüya görme, beynin öğrenme yeteneği üzerinde çok olumlu bir etki yaratıyor.

Gündüz uykusunun etkilerini araştıran bilim adamları seçtikleri denekler üzerinde testler uyguladılar. Araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, gündüz 60 ila 90 dakika uyuyanların test sonuçlarının uyumayanlara kıyasla çok daha başarılı olduğu ortaya çıktı.

Bilim adamları yaptıkları testler sonucunda gündüz uykusunun hafızayı da güçlendirdiğini saptadılar. Buna göre, gündüz uyuyanların 24 saat önce öğrendiklerini uyumayanlara kıyasla çok daha kolay hatırlayabildiği görüldü. Harvard Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada erkeklerin gündüz uykusuna kadınlardan çok daha yatkın olduğu da ortaya çıkarıldı.

''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: KAYLULE

Mesaj gönderen meryemnur »


Kaylule Uykusunun Tam Zamanı Nedir?


Uyku üç nevidir.

BİRİNCİSİ: Gaylûledir ki, fecirden sonra, tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır. Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, hilâf-ı sünnettir. Çünkü rızık için sa'y etmenin mukaddemâtını ihzar etmenin en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet ârız olur. O günkü sa'ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.


İKİNCİSİ: Feylûledir ki, ikindi namazından sonra, mağribe kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yani, uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü nevm-âlûd, yarı uyku kısacık bir şekil aldığından, maddî bir noksaniyet gösterdiği gibi, mânevî cihetiyle de, o gün hayatının maddî ve mânevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uykuyla geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.


ÜÇÜNCÜSÜ: Kaylûledir ki, bu uyku sünnet-i seniyyedir. Duhâ vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziretü'l-Arabda, vaktü'z-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek, ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati, ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.


Said Nursî (k.s.)


"Yahut onlar gündüz uykusundayken." A'râf Sûresi: 7:4.

İbni Mâce, Sıyâm: 22; el-Münâvî, Feyzü'l-Kadîr, 4: 531; Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 330; el-Elbânî, Sahîhu Camii's-Sağîr, no: 4307.

28.Lema dan
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: KAYLULE

Mesaj gönderen meryemnur »



Sabah namazından sonra ve İkindi vakti ile akşam ezanı arası uyumak sağlık açısından ve dinen sakıncalı mıdır?


Resim

Cevap


Değerli kardeşimiz;

Evet bu saatlerde uyumak uygun değildir. Bu vakitlerde uyanık olmak, güzel şeylerle meşgul olmak sünnettir ve sevabı vardır. Ancak kerahet vakitlerinde uyuyan kimse bu sevaptan ve bereketten mahrum kalsa bile günah işlemiş olmaz.

Gece dışında Feylule, Gaylule ve Kaylule olmak üzere üç çeşit uyku vardır:
Gaylule uykusu fecirden itibaren güneş tamamen doğuncaya kadar geçen sürede uyumaktır. Bu zamanda uyumak sünnete uygun düşmez. Çünkü birçok iş kolunda sabahın erken saatlerinde işe başlamak rızkın bolluğuna ve berekete sebeptir. İnsanın işe motive olacağı en aktif zaman dilimi fecirden sonraki zaman dilimidir. Bu dilim, uykuyla geçmemelidir. Çünkü o saatte uyumak işe geç başlamak demek olacaktır ki, bu da iş kaybı, emek kaybı, zaman kaybı, kazanç kaybı, performans kaybı gibi kazancı bereketlendiren birçok ana unsurun devre dışı kalması mânâsına gelecektir. Bereketsizliğin sebebi budur. Fakat öte yandan kerahet vaktinde eğer iş ve yoğunluk uyumayı gerektiriyorsa pekâlâ uyunabilir. Meselâ gece mesaisi yapmış birisi sabah namazını kıldıktan sonra kerahet vaktinin geçmesini beklemeden uyuyabilir. Ve bu sünnete aykırı düşmez. Çünkü adam günlük mesaisini yapmış, sabah namazını da kılmış, kerahet vaktinin geçmesini beklemeye artık dinî bir sebep yoktur. Burada kerahet vakti sadece bir zaman ismi olarak zikredilmiştir. Yoksa mutlak derecede uyku yasağı getiren bir zaman parçası olarak gelmemiştir.

Feylule uykusunda da aynı durum söz konusudur. İkindi namazından sonra güneş tamamen batıncaya kadar geçen zaman dilimi keza birçok iş kolu için en verimli zaman dilimidir. Bu saatte uyumak rızkı da, ömrü de noksanlaştırır. Çünkü insanın günün verimini muhasebe edeceği, ölçüp tartacağı, yarınki gün için yeni plânlar yapacağı, hayat için yeni moral ve motivasyon bulacağı bu zaman diliminde uyumak insanı bütün bu neticelerden genellikle mahrum bırakır. Buradaki uyku sakındırmasının da kerahet vaktine denk gelmesi ile ilgisi yoktur. Zaman dilimi bakımından sakıncalı görülmüştür. Fakat şüphesiz bunun da istisnası vardır: Meselâ, gündüz boyu aralıksız yoğun bir çalışma gösterip akşamdan sonra gecenin bir vaktine kadar yeniden yoğun bir çalışmaya girecek birisi için, eğer bu vakitte biraz boşluk söz konusu olursa, bu kişinin bu vakitte bir miktar kestirmesinde dinen bir sakınca olmaz.

Görüldüğü gibi Gaylule ve Feylule uykuları kerahetle ilgili olarak değil, fakat çoğunluk için zaman dilimi olarak sakıncalı bulunmuştur. Kaylule uykusu olan kuşluk vaktinden öğle sonrası vakte kadar güneşin en hararetli olduğu zaman dilimi içinde yarım saat kadar uyumak ise sünnette tavsiye edilmiştir. Bu tavsiyeyi öğle öncesi giren kerahet vakti delemez. Yani kerahet vakti geldi diye sünnet olan öğle uykusunun yapılamaması söz konusu değildir. Çünkü esasen kerahet vakitlerinde sadece namaz kılma yasağı vardır. Bunun da gerekçesi hadiste açıklanmıştır. Hadisçe bunun gerekçesi, o vaktin, kâfirlerin güneşe secde ettikleri vakit oluşudur. (Müslim, Salatül Misafirin, 294)

O halde kerahet vakitlerinden olan sabah gün doğarken ve akşam gün batarken uyumanın mekruh görülmesinin, bu vakitlerin kerahet vakti olması ile ilgisi yoktur. Bunun gerekçesi, sadece insan fıtratının bu vakitlerde daha performanslı oluşu ve bu performansı negatif olarak uykuda öldürmeyip pozitif mânâda değerlendirme gereğidir. Bu durumda Kaylule uykusu olan öğle uykusu, öğle öncesi kerahet vaktinde yapılabilmektedir.

Kaylule uykusunun tavsiye edildiği saat ise kaba kuşluktan ikindi öncesi zamana kadar geçen saattir. Bu saat kişiye ve iş yoğunluğuna göre ve kişiye özel olarak değişebilmektedir. Belirli bir saat verip itaat ehlini saatle sınırlandırmak doğru değildir.


Sorularla İslamiyet

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Cevapla

“►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄” sayfasına dön