Seçkin Duâ ve Zikirler!...

Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

YOLCULUK DUASI

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yolculuk için toplanacağı zaman şu duayı okurdu :

اللّٰهُمَّ إِلَيْكَ تَوَجَّهْتُ ، وَبِكَ اعْتَصَمْتُ ، اللّٰهُمَّ اكْفِنِي مَا أَهَمَّنِي وَمَا أَهتَمُّ بِهِ ، اللّٰهُمَّ زَوَّدْنِي التَّقْوَى ، وَ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي ، وَ وَجَّهْنِي لِلخَيْرِ أَيْنَمَا تَوَجَّهتُ

: Allahümme ileyke teveccehtü, ve bike’tesamtü, Allahümme’kfinî mâ ehemmenî ve mâ ehemmü bihi, Allahümme zevvednî’t- tâkvâ, vegfir lî zenbî, ve vecchnî lilhayri eynemâ teveccehtü :

“Allah’ım! Sana yöneldim, Sana sığındım!
Allah’ım! Beni kederlendirip üzecek şeylerden kolla!
Allah’ım! Bana takvâ azığı lutf eyle!
Günahımı bağışla!
Her nereye yönelsem beni hayra yönelt!”

(İbnü’s- Sünnî, Amelü’- Yevm ve’l-Leyl-shf185)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yolculuk için bineğine binince şu duayı okurdu :

الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرؤنِينَ وَ إنَّا إلَى رَبَّنَا لَمُنْقَلِبُونَ ، الْحَمْدُ لِلَّهِ ، الْحَمْدُ لِلَّهِ الْحَمْدُ لِلَّهِ ، أللّٰهُ أكْبضرُ ، أللّٰهُ أكْبضرُ ، أللّٰهُ أكْبضرُ ، سُبْحَنَكَ إنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ، فَاغْفِرْ لِي إنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ

: Elhamdülillahi’l-lezî sahhara lenâ hâzâ vemâ künnâ lehu mükrunîne ve innâ ilâ Rabbenâ lemünkalibûne, Elhamdülillahi, Elhamdülillahi’lhamdülillahi, Allahuekberü, Allahuekberü, Allahuekberü, subhâneke innî zalemtü nefsî fegfir lî innehu lâ yegfirü’z-zünûbe illâ ente :

: “Bunları emrimize veren Allah’a hamd olsun; zaten bizim takatımız yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz” (Zuhruf 43/13-14) Hamd olsun Allah’a! Hamd olsun Allah’a! En büyük Allah! En büyük Allah! En büyük Allah! Sen her türlü eksiklikten uzaksın, Allah’ım! Gerçekten zulmettim kendime! Beni bağışla! Senden gayrı yoktur günahları bağışlayan!”

(Tirmizî, 3443; Ebu Davûd, 2602; İbn Hibbân,2380, 2381; Hâkim, II-98)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yolculuk için bineğine binince bazen şu duayı okurdu :

اللّٰهُمَّ إنَّا نَسْألُكَ فِي سَفَرِنَا هَذَا الْبِرَّ وَ التَّقْوَى ، ,َ مِنَ الْعَمَلِ مَا تَرْضى ، اللّٰهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْنَا سَفَرِنَا هَذَا ، وَ اطْوِ عَنَّا بُعْدَهُ ، اللّٰهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فِي السَّفَرِ ، ,َالْخَلِيفَةُ فِي الْأهلِ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَ كَآبَةِ الْمُنْقلَبِ ، وَ سُوءِ الْمَنْظَرِ فِي الْأهلِ وَ الْمَالِ

: Allahümme innâ neselüke fîseferinâ hâzâ’l- bere ve’t-tekvâ, mine’l- ameli mâ terdâ , Allahümme hevvin aleynâ seferinâ hâzâ, vetvi annâ bu’dehu, Allahümme ente’s-sâhibu fi’s- seferi, el halifetü fi’l-ehli, Allahümme innî eûzü bike min ve’sî’s- seferi ve kâbeti’l- münkalebi, ve sûi’l- menzari fi’l-ehli ve’l-mâli :

“Allah’ım! Bu yolculuğumuzda Senden hayır ve takvâ diler, bize Senin hoşnut olacağın işler yaptırmanı dileriz.
Allah’ım! Bize bu yolculuğumuzu kolaylaştır! Uzak yolumuzu yakınlaştır! Sen yolculukta arkadaş, geride kalan ailem için halifesin.
Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından, dönülecek yerin tasasından, döndüğümde ailem ve malımda kötü manzarayla karşılaşmaktan Sana sığınırım!”


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yolculuktan dönünce de bu duayı okurdu ve şu ilâveyi yapardı :
آيبُونَ تَاءِبُونَ عَابِدُونَ لِرَبّؤنَا حَامِدُون

: Âbûne tâibûne ağabeydûne lirabbünâ hâmidûne :

“Tevbekâr olarak, günahlarımızdan dönerek, Rabbimize kulluk ve O’na hamd ederek geri geldik.”

(Müslim, Hac, 1342; Tirmizî, 3444; Ebu Davûd, 2599)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir beldeye girerken şu duayı okurdu :

اللّٰهُمَّ إنَّا أسْألُكَ مِنِْ خَيْرِ هَذِهِ الْقَرْيَةِ خَيْرِ مَا جَمَعْتَ فِيهَا ، وَأعُوذُ بِكَ مِمَّا شَرِّهَا وَشَرَّ مَا جَمَعْتَ فِيهَا ، اللّٰهُمَّارْزُقْنَا جَنَهَا ، وَاُعِذْنَا مِنْ وَبَاهَا ، وَحَبَّبْنَا إلَى أهْلِهَا ، وَحَبَّبْ صَالِحِي أهْلِهَا إلَيْنَا
.
:Allahümme innâ eselüke min Hayri hâzihi’l- karyetii Hayri mâ cema’te fîhâ, ve eûzü bike mimmâ şerrihâ ve şerre mâ cema’te fîhâ , Allahümme’rzuknâ cenehâ, ve üiznâ min vebâhâ, ve habbebnâ ilâ ehihâ, s’alihî ehlihâ ileynâ :

“Allah’ım! Senden şu beldenin ve orada topladığın şeylerin hayırlısından istiyorum. Şu köyün şerrinden ve orada topladığın şeylerin şerrinden Sana sığınıyorum.
Allah’ım! Bu köyün rızkından bize tattır; bizi vebasından koru. Halkına bizi sevdir. Halkının Salih kullarını da bize sevdir.”

(İbnü’s- Sünnî, Amelü’- Yevm ve’l-Leyl-shf196)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

HACC DUALARI

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Beytullah’ı gördüğü zaman şöyle dua etmişti :

اللّٰهُمَّ أنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ حَيِّنَا رَبَّنَا بِالسَّلاَمُ ، اللّٰهُمَّ زِدْ هَذَا الْبَيْتَ تَشْرِفاً وَتَعْظِيماً وَتَكْرِيماً وَمَهَابَةً ، وَزِدْ مَنْ حَجَّهُ أوْ اعْتَمَرَهُ تَكْرِيماً وَ تَشْرِفاً وَتَعْظِيماً وَبِرًّا

: Allahümme entesselâmü ve minkesselâmü, Allahümmezid hâze’l-beyte teşrifen ve ta’zimen ve tekrimen ve mehâbeten, ve zid men haccehu ev i’temerahu tekrimen ve teşrifen ve ta’zimen ve birren :

“Allah’ım! Selâm Sensin! Selâm Sendendir. Rabbimiz! Bizi Selâmla!
Allah’ım! Şu evini daha çok şereflendir; ona daha çok saygı ve heybet duyulmasını, onun daha çok üstün tutulmasını sağla! Onu hac yahut umre yapma niyetiyle ziyaret edenlerin de şereflerini, tazimlerini, saygılarını ve iyiliklerini artır!”


(İ.Şâfiîi I-339; Beyhakî V-73)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Beytullah’ta Rükn-i Yemânî ile Hacerü’l- Esved arasında şöyle dua etmişti :

رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّار

: Rabbenâ Âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhireti haseneten vefinâ azâbe’n- nâr :


“Rabbimiz! Bize dünyada bir iyilik, âhirette bir iyilik ver! Bizi cehennem azabından koru!”
(İ.Şâfiîi II-44; Ebu Davud, 1892; Abdürrezzak, musannef-8963)



Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Beytullah’ta Safa Tepesine çıktığında şöyle dua etmişti :

اَ إلٰهَ إِلاَّّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهًوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِير ، لاَ إلٰهَ إِلاَّّ اللّٰهُ وَحْدَهُ ، أنْجَزَ وَعْدَهُ ، وَنَصَرَ عَبْدَهُ ، وَهَزَمَ الاحْزَابَ وَحْدَهُ

: Eşhedü en lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehu’l- mülkü, velehu’l- hamdü, ve hüve alâ külli şey’in kadîrun, lâ ilâhe illallahu vahdehu, enceze va’dehu, ve nasara abdehu, vehezeme’l-ahzâbe vahdehu :

“Tek Allah’tan başka ilâh yok! O’nun ortağı yok! Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. O’nun her şeye gücü yeter. Tek Allah’tan başka ilâh yok! O Allah sözünü tutmuş kuluna yardım etmiş ve güçlü toplulukları tek başına hezimete uğratmıştır.”

(Nesâî, V-236; Dârakutnî II-254)


İmam Ali (keremullahi veche)’den rivayetle Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : benimle benden önceki peygamberlerin Arafat’ta (Vakfede) çoğunlukla yaptıkları dua şudur :

لاَ إلٰهَ إِلاَّّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهًوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِير ، اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي فَلْبِي نُوراً ، وَ فِي صَدْرِي نُوراً ، وَ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ فِي بَصَرِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي ، وَيَسِّرْ لِي أمْرِي ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنَ شَرِّ مَا يَلِجُ فِي اللَّيْل ، وَشَرِّ ما يَلِجُ فِي النَّهَارِ ، وَشَرِّ ماتَهُبُّ بِهِ الرِّيَاحُ ، وَشَرِّ بَوَاءِقالدَّهْر

: Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehu’l- mülkü, velehu’l- hamdü, ve hüve alâ külli şey’in kadîrun, Allahümme ec’al fî kalbî nuren, ve fî sadrî nuren, ve fî sem’î nuren, ve fî basarî nuren, Allahümme’şrah lî sadrî, ve yessir lî emrî, ve eûzü bike min şerri mâ yelicü fi’l- leyli, ve şerri mâ yelicü fi’n- nehâri, ve şerri mâ tehübbü bihi’r- riyâhu, ve şerri bevâikâ’d- dehr :

“Tek Allah’tan başka ilâh yok!
O’nun ortağı yok! Mülk O’nundur.
Hamd O’na mahsustur.
O’nun her şeye gücü yeter.
Allah’ım! Kalbimde bir nûr, göğsümde bir nûr, kulağımda bir nûr, gözümde bir nûr yarat!
Allah’ım! Göğsüme genişlik ver!
İşimi kolaylaştır!
Kalb vesvesesinden, işerin dağınıklığından ve kabir azabından Sana sığınırım.
Allah’ım! Gece ve gündüz içinde bulunan bütün kötü şeylerin şerrinden, rüzgârların getirdiği âfetlerin ve zamanın musibetlerinin şerlerinden Sana sığınırım!”


( Beyhakî V-117)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kurban koçunu yatırıp kıbleye çevirince şöyle dua etmiş ve sonra kesmiştir :

وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفاً ، وَما أنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ إنَّ صَلاَ تِي وَنُسُكِي وَمَمَاتِي لِلَّه رَبَّ الْعَالَمِينَ ، لاَشَرِيكَ لَهُ ، وَبِذَالِكَ أُمِرْتُ وَأنَا أوَّلُ الْمُسْلِمِينَ ، اللّٰهُمَّ مِنْكَ وَلَكَ ، عَنْ مُحَمَّدٍ وَأُمَّتِهِ ، بِسْمِ اللّهِ ، ,َاللّهُ أكْبَرُ

: Veccehtü vechiyellezî fâtıra’s-semâvâti ve’l- arda hanîfen, ve mâ enâ mine’l-müşrikîne inne salâtî ve nusukî ve memâtîllahi rabbe’l-âlemîne, lâ şerike lehu, ve bizâlike ümirtü ve enâ evvelü’l-müslimîne, Allahümme minke ve leke, an Muhammedin ve ümmetihi, bismillahi, allahu ekberü :

“Yüzümü bütün samimiyetimle gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ben müşriklerden değilim! Kıldığım namaz, kestiğim kurban, hayatım-ölümüm âlemlerin Rabbi olan ve ortağı bulunmayan Allah’ındır. Zaten bununla emr olundum. Ben Müslümanların ilkiyim. Allah’ım! Muhammed ve ümmeti adına Sen’den Sana Allah’ın adıyla!.. Allah en büyüktür!”

(Ebu Davud, 3895; ibn Mâce, 3121)

Resim
Kullanıcı avatarı
ceylin
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 213
Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00

Mesaj gönderen ceylin »

maşallah barekallah...... Allah.c.c razı olsun ......
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Peygamberimiz SAV efendimizin duaları

Mesaj gönderen katre-iNur »


Ey, Rabbim!

Gayb ilminle ve halk üzerine kudretinle, hayatı benim için hayırlı gördükçe beni yaşat, ölümü benim için hayırlı gördüğün zaman da beni vefât ettir.

Ey Rabbim!
Gizlide ve açıkta senden haşyetini istiyorum.
Rızâ hâlinde de, gadab hâlinde de ihlâs sözünden ayırmamanı istiyorum, fakirlikte de zenginlikte de i'tidâlden ayırmamanı istiyorum.

Senden tükenmez bir ni'met, kesilmez bir göz ferahlığı istiyorum. Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini istiyorum. Senden yüzüne bakmanın lezzetini; sana kavuşmanın şevkini istiyorum.

Bütün bunları zarar vericinin zararından, saptırıcı bir fitneden uzak olarak vermeni istiyorum.

Ey Rabbim!

Bizi îmân zîynetiyle süsle, bizi doğru yolda olan hidâyet rehberleri kıl."

( el-Camiu's Sağir)
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Peygamberimiz SAV efendimizin duaları

Mesaj gönderen katre-iNur »


"Rahman, Rahîm olan Allah'ın adıyla.

Ey Rabbim!

Senden yardım istiyorum, sana tevekkül ediyorum, benim işimin zorluğunu azalt!

Seferimin meşakkatini kolaylaştır ve beni hayırla rızıklandır.

Benden her türlü şerri defet. Sadrıma inşirah ver. İşimi kolaylaştır, dilimdeki düğümü çöz.

Ey Rabbim,

Kendimi, dinimi, ehlimi, malımı, akrabamı ve seninle benim aramda âhiret ve dünyâya müteallik ne varsa cümlesini sana bırakıyorum ve sana emânet ediyorum. Bizim hepimizi her türlü kötülükten ve üzücü şeylerden muhafaza et!

Ey kerem sahibi Rabbim!

Beni ve benim berâberimdekileri muhafaza et!
Beni ve berâberimdekileri selâmette kıl,
beni ve berâberimdekileri menzilimize ulaştır.

Ey Rabbim! Ey Rabbim!

Sana tövbe ettim, Sana sarıldım, takvayı bana azık olarak ver, günâhımı mağfiret et, her nereye yönelirsem beni hayra yönelt!"

( el-Ezkar)
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

"Allah'ım!
Yalnızken de, insanlar içindeyken de, senden korkmayı dilerim.
Rıza ve öfke hâllerimde de, senden ihlas kelimesini dilerim.
Fakirlikte ve zenginlikte tutumlu olmayı dilerim.
Senden, bitmeyen nimeti isterim.
Senden, kazadan sonra rızayı isterim.
Senden, kesilmeyen göz aydınlığı dilerim.
Senden, ölümden sonra güzel bir hayat dilerim.
Cemâline bakmak ve sana kavuşmak lezzetini dilerim. Kimsenin zararına uğramamayı ve saptırıcı fitneye düşmemeyi dilerim.

Bizi îman süsü ile süsle! Bizi doğruya eren ve doğru yolu gösterenlerden eyle!"
(Nesaî)
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

ceylin ve kul kardeşlerim gönlünüze bereketler dilerim.
MUHAMMEDİ Muhabbetlerimle!....





YAĞMUR DUASI

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yağmur duasına çıktığında şu duayı da okurdu :

اللّٰهُمَّ إِسْقِ عِبَادَكَ وَ بَهَاءِمَكَ ، ,َانْشُر رَحْمَتَكَ ، وأحْي بَلَدَك الْمَيْتَ

: Allahümme iskı ibâdeke ve behâimeke, ünşür rahmeteke, ve âhyi beledeke’l-meyte :“Allah’ım! Kullarını dilsiz hayvanlarını sula! Rahmetini yay! Ölmüş ülkeni dirilt!”
(Ebu Davûd, 1427; Mâlik, Muvatta I-190)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yağmur duasına çıktığında bazen şu duayı okurdu :

اللّٰهُمَّ إِسْقِنا غَيْشاً مُغَثاً مَرِيءاً ،مَرِعاً ، نَافِعاً غَيْرَضَّارٍّ ، عَاجِلاً غَيْرَ آجِلٌ

: Allahümme iskinâ gayşen mügasen merîen, merian, nâfian gayraddarran, acilen gayra âcilün: Allah’ım! Bize can kurtaran, bereketli, hoş, faydalı, zarar vermez, âcil-gecikmez bir yağmur ihsan et!”
(Ebu Davûd, 1169; Beyhakî, III-355; Hâkim, I-327)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yağmur yağdığını görünce şu duayı okurdu :

اللّٰهُمَّ صَيِّباً نَافِعاً
: Allahümmesayyiben nâfian : Allah’ım! Bize faydalı yağmur ver!”
(Buharî, 15/23; Nesâî, III-164)

Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

HASTALARA DUASI

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sağ elini hastaya sürer ve şöyle dua ederdi :
اللّٰهُمَّ رَبَّ النَّاسَ إذْهَبْ تابَأْسَ ، وَاشْفِهِ أنْتَ الشَافِي ، لا شِفَاءَ إلَا شَفَاﺅُكَ ، شِفَاءً لا يُغَادِرُ سَقَماً
.: Allahümme rabben-nâse izheb tâbese, ve’şfihi enteş- şâfihi enteş- şâfî, lâ şifâüke, şifâen lâ yügâdirüsekkamen:İnsanların Rabbi Allahım! Sıkıntıyı gider, hastaya şifa ver. Şifa veren yalnız Sensin. Senden başkası şifa veremez. Senin verdiğin şifa hiçbir hastalığı bırakmaz!
(Buharî, 786/38; Müslim, 2191)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sağ elini hastaya sürer ve şöyle de dua ederdi :
إمسَحِ البَاْسَ رَبَّ النَّاسِ ، بِيَدِكَ الشَّفَاءُ ، لا كَاشِفَ لَهُ إلاَّ أنْتَ
: İmsehil-bese rabben-nâsi, biyedikeş- şefâü, lâ kâşife lehüillâ ente:İnsanların Rabbi! Sıkıntıyı gider. Şifa yalnız Senin elindedir. Senden başka hastalığı giderecek yoktur.”
(Buharî, 76/38)

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) önce şehâdet parmağını yere kor, sonra kaldırır ve şu duayı ederdi :
بِسْمِ اللّٰهِ ، تُرْبَةُ أرْضِنَا ، بِرِيقَةِ بَعْضِنَا يُشْفَى سَقِيمُنَا ، بِإِذْنِ رَبَّنَا
: Bismillahi, türbetü erdinâ, birîkati ba’dinâ yüşfâ sekîmünâ, bi izni Rabbenâ :“Allah’ın adıyla, dünyamızın toprağı, bazımızın tükrüğü ile hastamız şifa bulur, Rabbimizin izni ile.”
(Buharî, 76/38; Müslim, 2194; Ebu Davud, 3895)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

ÜZÜNTÜLÜ BİRİSİNE DUA

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Kim dinî veya dünyevî bir hususta dertli birini görür de:”
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي عَافَانِي مِمَّا ابْتَلاَكَ بِهِ ، وَفَضَّلَنِي عَلَى كَثِيرٍ مِمَّن خَلَقَ تَفْضِييلاً
: Elhamdülillahillezî âfânî mimma’btelâke bihi, ve faddalenî alâ kesîrin mimmen Halaka tafdilen :“Seni uğrattığı dertten bana âfiyet veren ve beni yarattıklarının bir çoğundan bu şekilde üstün kılan Allah’a hamd olsun!” derse o dert onun başına ebediyyen gelmez”
(Tirmizî, 3431, 3432; İbni Mâce, 3892)


İbn Abbas (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i üzüntülü durumda şöyle buyururken işittim :
لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ الْعظِيمُ الْحَلِيمُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ رَبُّ الْعرْشِ الْعظِيمُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ رَبُّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعُ ، وَ رَبُّ الأرْضِ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمُ
: Lâ ilâhe illâ Allahu’l-azîmu’-l halîmu, Lâ ilâhe illâ Allahu’ rabbü’l-arşi’l- azîmü, Lâ ilâhe illâ Allahu’ rabbü’s- semâvâti’s- seb’u, ve rabbü’l- arşi’l- kerîmü :: Yüce ve hilim sahib Allah’tan başka ilâh yoktur. Yüce Arş’ın Rabbi Allah’tan başka ilâh yoktur. Yedi kat göklerin, yer yüzünün ve . Yüce Arş’ın Rabbi Allah’tan başka ilâh yoktur.”
(Buharî, 11/122; Müslim, 2730)


Enes (ra) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ e üzüntülü bir durum geldiğinde şöyle buyururken işittim :
بَا حَيُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ أسْتَغِيثُ
: Yâ Hayyu Yâ kayyumu birahmetike estegîsü :: Yâ Hayy! Yâ Kayyum! Rahmetinle yardım istiyorum!”
(Tirmizî, 3522)


Ebu Bekre (ra) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i üzüntülü durumda şöyle de buyururken işittim :
اللَّهُمَّ رَحْمَتَكَ ارْجُوى ، فَلاَ تَكِلْنِي إلٰي نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنِ ، وَ أصْلِحْ لِي شَاْنِي كُلَّهُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اَنْتَ
: Allahümme rahmeteke ercû, felâ tekinlî ilâ nefsî tarfete ayni, ve aslih lî şe’nî küllehu, Lâ ilâhe illâ ente :: Allah’ım! Rahmetini umarım. Beni bir an bile nefsime teslim etme! Benim bütün durumumu düzelt! . Senden başka ilâh yoktur!”
(Buharî,Edebü’l- Müfred, 701; İ. Ahmed V-42; Ebu Davud, 5090; İbn Hibbân, 2370)


Esmâ bint Umeys (ra) : “ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana üzüntülü durumda söyleyeceğin sözleri sana öğreteyim :
اللّٰهُ رَبِّي لاٰ اُشْرِكُ بِهِ شَيْءاً
: Allahu rabbî lâ şerikü bihi şey’en :: Allah Rabbimdir! O’na hiçbir şeyi ortak koşmam!” buyurdu.Bir rivâyete göre ise bu söz yedi defa söylenir.
(Ebu Davûd, 1525; İbn Mâce 3882; Aişe (ra)’dan; İbn Hibbân, 2370)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Birinde hüzün veya keder olunca şöyle söylesin:
اللَّهُمَّ إنِّي عَبْدِكَ ، اَبْنُ عَبْدِكَ ، اَبْنُ أُمَّتِكَ ، نَاصِيَتِي بِيَدِكَ ، مَاضٍ فِيَّ حُكْمُكَ ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ ، أسْأَلُكَ بِكُلِّ إسْمٍ هُوَ لَكَ سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسِكَ ، أوْ أنْزَلْتَهُ فِي كِتَابِكَ ، أوْ عَلَّمْتَهُ أحَداً مِنْ خَلْقِكَ ، أوْ اسْتَاْثَرْتَ بِهِ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ أنْ تَجْعَلَ الْقُرْآنَ الْعَظِيمِ رَبِيعَ قَلْبِي ، وَنُورَ صَدرِي ، وَجِلاءَ حُزْنِي ، وَذَهَابَ هَمِّي
: Allahümme innî abdüke, ebnü abdike, ebnü ümmetike nasiyetî biyedike, mâdin fiyye hukmüke, adlün fiyye kadaüke, eselüke bikülli ismin hüve leke semmeyte bihi nefsike, ev enzeltehu fî kitâbike, ev allemtehu ehaden min halkıke, ev este’serte bihi fî ilmi’l-gaybi ındeke en tec’ale’l- kur’âne’l-azîmi rabîa kalbî, ve nûra sadrî, ve cilâe hüznî,ve zehebe hemmî :: Allah’ım! Ben Senin kulunum, senin kulunun oğluyum, ümmetinden biriyim. Kaderin Senin elinde. Benim hkakkımda Senin hükmün geçerli, tadir ettiğin adalettir.Yüce Zâtının işittiği, kitabında indirdiğin, yaratıklarından birine öğrettiğin veya gayb bilgisinde kendi tercih ettiğin isminle Senden dilekte bulunuyorum! Yüce Kur’ân’ı kalbimin baharı, gönlümün nuru ve üzüntümün cilâsı kıl! Üzüntümü gider!”
Bunu söyleyenden Allah üzüntü ve kederi gideriri, yerine sevinç getirir.” Buyurdu.

(İbn Mes’ud (ra)’dan; İ. Ahmed I-394, 452; İbn Hibbân, 2372)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “ Yunus peygamber, balığın karnındayken Rabbına şu duayı yapmıştır :
لاٰ إِلٰهَ لاّ أنْتَ سُبْحَانَكَ إنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
: Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî küntü mine’z-zâlimine :: Senden başka ilâh yoktur! Sen her kusurdan uzaksın! Ben zâlimlerden biri oldum!”
Müslüman biri bu duayı yaptığında duası kabul olunur.” Buyurdu.

(Tirmizî, 3500; İ. Ahmed I-170; Hâkim, I-505)

Bir başka rivâyette ise Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “ Ben bir söz biliyorum ki, üzüntüye düşen onu söylerse Allah bu züzüntüsünü giderir: Kardeşim Yunusun sözü.
(İbnü’s- Sünnî, Amelü’- Yevm ve’l-Leyl-shf 111)


Ebu Saîd el-Hudrî (ra)’dan rivaâyetle : “ Birgün Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mescide girdi. Ensarda Ebu ümâme adındaki biri mescide idi. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona :Ey Ebu ümâme! Namaz vakti olmadığı hâlde mescide misin?” diye sordu.Ebu ümâme : “Üzüntü ve borçlar beni ırakmıyor, Yâ Rasûlullah! (sallallahu aleyhi ve sellem)” cevabını verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : “Sana söylediğin takdirde Yüce Allah’ın üzüntünü kaldıracağı ve borcunu ödeme imkanı vereceği bir söz öğreteyim mi?” Ebu ümâme : “evet, öğret Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)” deyince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : “ Sabah ve akşam şunu söyle :
اللَّهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ مِنَ ألْهَمِّ وَالْحَزَنِ ، وَ أعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ وَ أعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَ الْبُخْلِ ، أعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدِّينِ وَ قَهْرِ الرِّخَالِ
: Allahümme innî eûzü bike mine’l-hemmi ve’l- hazeni, ve eûzü bike mine’l- aczi ve’l-keseli ve eûzü bike mine’l- cübni ve’l-buhli, eûzü bike min galebeti’d-dîni ve kahri’r- ricâli :: Allah’ım! Üzüntü ve kederden, âcizlikten ve tembellikten, korkaklıktan ve cimrilikten, borca batmaktan ve insanların kahrından Sana sığınırım!”Ebu ümâme şöyle diyor : “Bunu yaptım. Yüce Allah da üzüntümü giderdi, borcumu ödeme imkanı verdi.”
(İbn Abbas (ra)’dan Ebu Davûd, 1555; İbn Hibbân, 2380, 2381; Hâkim, II-98)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Allah devamlı istiğfar edenin her üzüntüsünü sevince dönüştürür, her zorluktan çıkış yolu veir, ummadığı yerden unu rızklandırır.” Buyurdu.
(Ebu Davud, 1518; İ. Ahmed, 2234; İbn Mâce, 3189)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : “ Cihad yapınız! Çünkü o, cennet kapılarından biridir. Allah onunla nefislerden gam ve kederi uzaklaştırır.
(İ. Ahmed, Sünen’inde ayrıca Ubâde b. Sâmit(ra)’dan V-314,316; Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat’ta Ebu ümâme(ra)’dan)


Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

KORKAN KİMSE İÇİN ÖĞRETTİĞİ DUA

Halid b. Velid (ra) gece uyuyamadığından şikayet edince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Yatağına yattığında şu duayı oku!” buyurdu:

اللّهُمَّ رَبَّ االسَّمَاوَاتِ السَّبْع وَما أظَلَّتْ ، وَرَبَّ الأرْضِينَ السَّبْع وَما أقَلَّتْ ، وَرَبَّ الشَّيَاطِينِ وَما أضَلَّتْ ، كُنْ لِي جَاراً مِنْ شَرِّ خَلْقِكَ كُلِّهِم جَمِياً مِنْ أنْ يَفْرَطَ أحَدٌ مِنْهُم عَلَيَّ ، أوْ أنْ يَطْغَى عَلَيَّ ، عَزَّ جَارُكَ ، وَجَلَّ ثَنَاؤُكَ ، وَلاَ إلٰهَ إلاَّ أنْتَ
: Allahümme rabbi’s-semâvâti’s-seba vemâ ezallet, ve rabbi’l-ardîne’s-seba ve mâ ekallet, ve rabbi’ş- şeyâtıni ve mâ edallet, kün lî câren min şerri halkıke küllihim cemien min en yefrata âhadün minhum aleyye, ev en yetgâ aleyye, azze cârüke, ve Celle senâüke, velâ ilâhe illâ ente :“Ey yedi kat göğün ve gölgelendirdiklerinin Rabbi! Yedi kat yerin ve üzerinde taşıdıklarının Rabbi! Şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi olan Allah’ım! Bütün yarattıklarının şerrinden, bana saldırmaları ve zulmetmelerinden beni koru. Senin yardımın yüce, övgün büyük, Senden başka da ilâh yoktur.”
(Tirmizî, 3523; Taberânî, KebîrI-192)


Halid b. Velid (ra) : “Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) geceleri uykum kaçıyor uyuyamıyorum” deyince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Yatağına yattığında şu duayı oku!” buyurdu:
اللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَمَا أظَلَّتْ ، وَرَبَّ الأرْضِينَ ، وَما أقَلَّتْ ، وَرَبَّ الشَّيَاطِينِ وَمَا أظَلَّتْ ، كُنْ لِي جَاراً مِنْ شَرِّ خَلْقِكَ كُلِّهِمْ جَمِيعاً انْ يَفْرُطَ عَلَى أحَدٌ مِنْهُمْ ، أوْ يَبْغِيَ عَلَيَّ ، عَزَّ جَارُكَ ، وَجَلَّ ثَنَاﺅُكَ ، وَلا إلٰهَ غَيْرُكَ
: Allahümme rabbü’s- semâvâti’s- seb’i vemâ ezallet, ve rabbi’l-ardîne vemâ ekallet, ve rabbe’ş- şey3atîni vemâ ezallet, kün lî câren min şerri halkıke küllihim cemîan en yefruta alâ ehadün minhum, ev yebgî aleyye, azze cârüke, ve celle senâüke, velâ ilâhe gayruke :: Ey yedi kat göğün ve gölgelendirdiklerinin Rabbi Allah’ım! Yedi kat yerin ve üzerinde taşıdıklarının Rabbi! Şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi olan Allah’ım! Bütün yarattıklarının şerrinden, bana saldırmaları ve zulmetmelerinden beni koru. Senin yardımın yüce, övgün büyük, Senden başka da ilâh yoktur.
(Tirmizî, 3518)


Amr b. Şu’ayb –babası- dedesi (ra) senediyle Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara korkuya karşı şunu öğretmiştir :
أعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللّٰهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ ، وَشَرِّ عِبَادِهِ ، وَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ ، وَ أعُوذُ بِكَ رَبِّ أنْ يَحْضُرُونِ

: Eûzü bikelimâtillahit- tâmmeti min gadabihi, ve şerri ibâdihi, ve min hemezâti’ş- şeyâtîni, eûzü bike rabbi en yahdurûni :: Gazabından cezasında, kullarının şerrinden ve şeytanlarının fısıltılarından Allah’ın tam kelimelerine sığınırım! Şeytanların gelmesinden de Sana sığınırım Rabbim!”Abdullah b. Amr (ra) büyük oğullarına bunu öğretir, küçüklerine yazar ve üstüne asardı.
(Tirmizî, 3519; Ebu Davud, 3893; İ. Ahmed, 6696; Hâkim, I-548)


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ashab-ı Kirama, korktukları zaman şu duayı okumalarını öğretmiştir :
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللّهِ التَّامَّةِ مِنْ غَضَبِهِ وَمِنْ شَرِّ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِين ، وَأنْ يَحَْضُرُونَ
: Eûzü bikelimâtillahit- tâmmeti min gazabihi ve min şerri hemezâtiş- şeyâtîn, ve en yahdurûne :“Allahın gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların dürtmelerinden, benim yanıma sokulmalarından, Allah’ın tam olan kelimelerine sığınırım!”
(Ebu Davûd, 3893; Tirmizî, 3528; İ. Ahmed II-181; İbnü’s- Sünnî, 753)
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

VESVESEYE KARŞI OKUNACAK DUA


Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şu âyetin okunmasını buyurdu:

هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
“Huvel'evvelu vel'ahiru vezzahiru velbatinu ve huve bikulli şey'in 'aliymun. :O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir.''”(Hadîd 57/3)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »




UĞURSUZLUĞA - HOŞA GİTMEYEN ŞEYE KARŞI DUA

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in huzurunda bazı şeylerin uğursuzluk âlameti olarak kabul edilmesinden bahsedildi bunun üzerine şöyle buyurdu : “ Bunun en güzeli fal (güzel söz)dır. Fal, (güzel söz) müslümana zarar vermez . Şayet uğursuzluk sayılmasından dolayı hoşuna gitmeyecek bir şey görürsen şu şekilde dua yap :
االلّهُمَّ لاَ يَأْتِي بِالحَسَنَاتِ إلاَّ أنْتَ ، وَلاَ يَدْفَعُ السَّيِّءَاتِ إلاَّ أنْتَ ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلاَّ بِكَ
: Allahümme lâ ye’ti bi!l- hasenâti illâ ente, velâ yedfeu’s-seyyiâti illâ ente, velâ havle velâ kuvvete illâ bike :Allahım! İyilikleri getiren ancak Sensin! Kötülükleri çeviren ancak Sensin! Senin kuvvet ve kudretinden başka kuvvet ve kudret yoktur.”
(Ebu Davûd, 3919)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

ALLAH’A SIĞINMA VE NAZAR DUALARI

Sığınma dualarının başında Âyetü’l-Kürsî ile Felak ve Nâs Sûrelerini okumak başta gelir.

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ in sığınma dualarından bir demet sunalım:
تحَصَّنْتُ بِاللّهِ الَّذِي لاٰ إِلٰهَ لاّ هُوَ ، إلٰهِي وَ إلٰهَ كُلِّ شَيْءٍ ، وَ أعْتَصَمْتُ بِرَبِّي و رَبِّ كُلِّ شَيْءٍ ، وَ تَوَكَّلْتُ عَلَى الْحَيِّي الَّذِي لاٰ يَمُوتُ ، وَ أسْتَدْفَعْتُ الشَّرَّ بِلاٰ حَوْلَ وَ لاٰ قُوَّتَ إلاّٰ بِاللّهِ ، حَسْبِيَ اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِلُ ، حَسْبِيَ الرَّبُّ مِن الْعِبَاد ، حَسْبِيَ الْخَالِقُ مِن الْمَخْلُوق ، حَسْبِيَ الرَّازِقُ مِن الْمَرْزُوق ، حَسْبِيَ الَّذِي هُوَ حَسْبِي ، حَسْبِيَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتث كُلِّ شَيْءٍ ، وَ هُوَ يُجِيرُ وَ لاٰ يُجَارُ عَلَيْهِ ، حَسْبِيَ اللّٰهُ وَ كَفَى ، سَمِعَ اللّٰهُ لِمَن دُعَا ، لَيْسَ وَرَاءَ اللّٰهِ مَرَمِي ، حَسْبِيَ اللّٰهُ لاٰ إِلٰهَ لاّ هُوَ ، عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ ، وَ هُوَ رَبُّ الْعرْشِ الْعظِيم
: Tehassentü billahillezî lâ ilâhe illâ hüve, ilâhi ve ilâhe külli şey’in, ve’tesamtü birabbî ve rabbi külli şey’in, ve tevekkeltü alel- hayyi’llezî lâ yemutü, ve etedfa’tüş- şerre bilâ havle velâ kuvvete illâ billahi, hasbiyallahu veni’mel vekil, hasbiyerrabbü minelibadi, hasbiyel-haliku minel-mahluk, hasbiyer-râziku mine-l merzuk, hasbiyellezî hüve hasbî, hasbiyellezî biyedihi melekutu külli şeyin, ve hüve yuciru velâ yucâru aleyhi, hasbiyallahu ve kefâ, semi’allahu limen dua, leyse verâallahu meramî, hasbiyallahu lâ ilâhe illâ hüve, aleyhi tevekkeltü, ve hüve rabbül-arşil-azîm :: Kendisinden başka ilâh olmayan, benim ve her şeyin ilâhı olan Allaha sığınırım. Benim ve her şeyin Rabbına sığınırım. Ölmeyen Diri’ye güvenirim. Kötülüğü : “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah!” diyerek defederim. Bana Allah yeter, O ne güzel vekildir. Kulların kötülüklerine karşı Allah bana yeter, yaratıklarına karşı Allah yeter rızık verilenlerine karşı gerçek rızık verici yeter. Sadece kendisine güvendiğim bana yeter. Her şeyin yönetimi elinde olan bana yeter. O’na sığınılır, başkasına sığınılmaz. Allah bana yeter. Allah dua edeni işitir. Allah’tan başka dua edecek yoktur. Kendisinden başka ilâh olmayan Allah bana yeter. O’na güvenirim . o yüce Arş’ın Rabbidir.


Cibril (as) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e geldiğinde:
Ey Muhammed! Bir şikâyetin mi var?” diye sormuş.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) : “Evet!” buyurunca Cibril (as) şu duayı okumuş ve öğretmiştir:
بِسْمِ اللّٰهِ أرْقِيكَ ، مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذِيكَ ، مِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أوْ عَيْنِ حَاسِدٍ اللّٰهُ يَشْفِيكَ ، بِسْمِ اللّٰهِ أرْقِيكَ
: Bismillahi erkîke, min külli şey’in yü’zîke, min şerri külli nefsin ev ayni hâsidin Allahu yeşfîke, bismillahierkîke:: Allah’ın adıyla; sana eziyet veren her kötülükten, her nefis veya hasedçi gözün şerrinden Allah’a sığınırım. Allah sana şifâ versin. Seni koruması için Allah’ın adıyla O’na sığınırım!
(Ebu Saîd el-Hudrî (ra)’dan; Müslim, 2185, 2186)


Ebud- Derdâ (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)i şöyle buyururken işittim : “Sizden birisi bir şeyden şikâyet eder veya kardeşi ona bir şikâyette bulunursa, şu duayı yapsın :
رَبَّنَا اللّٰهَ الَّذِي فِي السَّمَاءِ ، تَقَدَّسَ إسْمُكَ ، أمْرُكَ فِي السَّمَاءِ وَالأرْضِ كَمَا رَحْمَتُكَ فِي السَّمَاءِ ، فَاجْعَلْ رَحْمَتَكَ فِي الأرْضِ ، وَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَ خَطَايَانَا أنْتَ رَبُّ الطَّيِّبِينَ ، انْزِلْ رَحْمَةً مِنْ رَحْمَتَكَ ، وَ شِفَاءً مِنْ شِفَاءِكَ عَلَى هٰذَا الْوَجَعَ
: Rabenallahellezî fi’s- semâi, tekaddese ismüke, emrüke fi’s- semâi ve’l-ardi kemâ rahmeteke fi’s- semâi, fec’al rahmeteke fi’l-ardi, vagfir lenâ zünûbenâ ve hatâyânâ ente rabbü’t- tayibîne, enzil rahmeten min rahmeteke, ve şifâen min şifâike alâhâze’l-vece’a :: Yücelerde olan Rabbımız Allah! İsmin yüce olsun! Gökte ve yerdeki emrin, gökteki rahmetin gibidir. Rahmetini yer yüzüne gönder! Günah ve hatalarımız bağışla! Sen iyilerin Rabbisin! Bu acıya karşı rahmet deryandan rahmet, şifâ denizinden bir şifâ indir!” Allahın izniyle iyileşir.” Buyurdu.
(Ebu Davûd, 3892; İ. Ahmed VI-21)



İbn Abbas (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i üzüntülü durumda şöyle buyururken işittim :
لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ الْعظِيمُ الْحَلِيمُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ رَبُّ الْعرْشِ الْعظِيمُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ رَبُّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعُ ، وَ رَبُّ الأرْضِ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمُ
: Lâ ilâhe illâ Allahul-azîmu-l halîmu, Lâ ilâhe illâ Allahu’ rabbül-arşil- azîmü, Lâ ilâhe illâ Allahu’ rabbüs- semâvâtis- sebu, ve rabbül- arşil- kerîmü :: Yüce ve hilim sahib Allah’tan başka ilâh yoktur. Yüce Arş’ın Rabbi Allah’tan başka ilâh yoktur. Yedi kat göklerin, yer yüzünün ve . Yüce Arş’ın Rabbi Allah’tan başka ilâh yoktur.”
(Buharî, 11/122; Müslim, 2730)



Enes (ra) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e üzüntülü bir durum geldiğinde şöyle buyururken işittim :
بَا حَيُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ أسْتَغِيثُ
: Yâ Hayyu Yâ kayyumu birahmetike estegîsü :: Yâ Hayy! Yâ Kayyum! Rahmetinle yardım istiyorum!”
(Tirmizî, 3522)

Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

BİR TOPLUMDAN KALKARKEN DUA

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), bir meclisten kalkıp gitmek istediğinde şu duayı okudu:
سُبْحَنَكَ اللّهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ أَشْهَدُ أنْ لاَ إلٰهَ إلاَّ أنْتَ أسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إلَيْكَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estagfiruke ve etûbü ileyke :“Allah'ım! Seni hamd ile tüm noksanlıklardan tenzih ederim! Senden başka ilâh yoktur! Senden bağışlanmamı dilerim Ve Sana tevbe ederim!”
Bunun üzerine bir kimse : “Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! Daha önce söylemediğin bir sözü söylemiş oldun!” deyince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “ Okuduğum dua, bu mecliste işlenen günahlara kefarettir.''
diye buyurdu.
(Ebu Davûd, 4859; Hâkim, I-537)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

ÜZÜNTÜ VE TASA HALİNDE DUÂ

عن سعد رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قالَ رسُولُ اللّهِ #: دَعْوَةُ ذِى النُّونِ إذْ دَعَاهُ في بَطْنِ الحُوتِ: َ إلهَ إَّ أنْتَ، سُبْحَانَكَ إنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ. مَا دَعَا بِهَا أحَدٌ قَطُّ إَّ اسْتُجِيبَ لَهُ[. أخرجه الترمذى .


Hz. Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Balığın karnında iken, Zü'n-Nûn'un yaptığı dua şu idi: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine'zzâlimîn. (Allahım! Senden başka ilâh yoktur, seni her çeşit kusurlardan tenzih edirim. Ben nefsime zulmedenlerdenim.)" Bununla dua edip de icâbet görmeyen yoktur."

[Tirmizî, Daavât 85. (3500).]

AÇIKLAMA:

Zü'n-Nûn, Sâhibi'l-Hût da denen Hz. Yûnus (aleyhisselâm)'tur.
Bir balık tarafından yutulmuş olması sebebiyle bu isimlerle yâd edilmiştir.
Zîra her iki tâbir de balık sâhibi mânâsına gelir.
Hz. Yûnus, İbnu Metta, yani Metta'nın oğlu diye de bilinir. Ninovalıdır.
Kendisine otuz yaşlarında peygamberlik gelmiştir.
Aşırı zenginlik ve refahın şımarttığı halk, sapıtmıştı, putlara tapıyordu.
Hz. Yûnus (aleyhisselam)'un Hakk'a dâvetini dinlemiyorlardı.
Otuz üç sene kadar gayretine rağmen iki kişiyi hidâyete erdirebilmişti.
O, halkın bu haline üzülerek orayı terke karar vermişti.
Allah'tan izin almaksızın yola çıktı.
Halbuki peygamberler, bu çeşit ciddi kararlar aldıkları zaman, Cenâb-ı Hakk'ın iznine başvurmaları gerekirdi.
Böyle izinsiz bir ayrılışla şehri terkedip deniz kenarına geldi. Hareket etmek üzere olan bir gemiye bindi.
Gemi bir müddet yol alınca ârızalandı, ne ileri ne geri gitmiyordu. Bütün gayretlere rağmen tâmir olmuyordu.
Bir de fırtına çıktı.
Batma tehlikesi ile karşılaşan gemide panik başladı.
Kimse ne yapacağını bilemiyordu.
Yolcular bu durumu uğursuzluğa yorup:
"İçimizde büyük günah işlemiş biri var!" diyerek onu ortaya çıkarmak istediler.
Bunu kur'a ile bulmaya karar verdiler.
Çekilen kur'aya göre suçlu Hz. Yûnus (aleyhisselam)'tu.
"Bu sâlih biridir, yanlışlık var!" denildi ise de rivâyete göre üç kere çekilen kur'a hep ona isabet etti.
Hz. Yûnus fırtınalı, dalgalı ve karanlık bir gecede denize atladı.
Bir müddet sonra büyük bir balık onu yuttu (Saffat 142).
İşte burada ölmediğini anlayan Hz. Yûnus hatasını anlayıp, sadedinde olduğumuz hadiste belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk'a ihlâsla yöneldi ve dua etti.
Allah, bu ihlâslı duayı kabul etti.
Balığa vahyederek Yunus'u kenara atmasını emretti.
Hz. Yûnus (aleyhisselam) böylece karanlığa, fırtınaya, kabaran denize, kendisini yutan balığa rağmen kurtuluşa erdi.
Âyette, onun duasının kabul edilmesi, Rabbine yaptığı tesbihatla îzah edilmiştir:
"Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi, insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalacaktı"
(Saffat 143-144).


وعن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قالَ: ]كَانَ رسُولُ اللّهِ # يَقُولُ عِنْدَ الْكَرْبِ: َ إلَهَ إَّ اللّهُ الْعَظِيمُ الحَلِيمُ. َ إلهَ إَّ اللّهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ. َ إلهَ إَّ اللّهُ رَبُّ السَّمواتِ، وَرَبُّ ا‘رْضِ، وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ[. أخرجه الشيخان، واللفظ لهما والترمذى .


Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: "Halîm ve azîm olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş'ın Rabbi, arzın Rabbi, Semâvât'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur."[Buhârî, Daavât 27, Tevhîd 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizî, Daavât 40, (3431); İbnu Mâce, Dua 17, (3883).]


وعن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]جَاءَتْ فَاطِمَةُ رَضِيَ اللّهُ عَنْها إلى النَّبىِّ # تَسْألُهُ خَادِماً، فقَالَ لَهَا قُولِى: اللَّهُمَّ رَبَّ السَّمواتِ السَّبْعِ، ورَبَّ العَرْشِ العَظِيمِ رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَئٍ، مُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وا“نْجِيل وَالْفُرْقَانِ، فَالِقَ الحَبِّ والنَّوَى. أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَئٍ أنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ. أنْتَ ا‘وَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَىْءٌ، وَأنْتَ اخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَىْءٌ، وَأنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَئٌ، وَأنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَئٌ: اقْضِ عَنِّى الدّيْنَ، وَأغْنِنِى مِنَ الْفَقْرِ[.


Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti.
Resûlullah ona:
"Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)" dedi:
"Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arş-ı Âzam'ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkân'ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir). Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak. Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen bâtınsın, senin dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl."

[Tirmizî, Daavât 68, (3477); İbnu Mâce, Dua, 2 (3831).]

وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]كَانَ رسُولُ اللّهِ # إذَا كَرَبَهُ أمْرٌ يَقُولُ: يَا حَىُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ أسْتَغِيثُ، وَقال: ألِظُّوا بِيَاذَا الجََلِ وَا“كْرَامِ[. أخرجه الترمذي.ومعنى »ألِظُّوا« الزموا ذلك، وثابروا عليه، وأكثروا من التلفظ به .


Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir şey üzecek olsa şu duayı okurdu: "Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağîsu. (Ey diri olan, ey Kayyûm olan Rabbim, rahmetin adına yardımını talep ediyorum)." Ve keza şöyle derdi: "Elizzu biyâze'lcelâli ve'l-İkrâm." (Yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm)'ı devamlı söyleyin!"
[Tirmizî Daavât 99, (3522).]
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re:

Mesaj gönderen nur-ye »

nur-ye yazdı: İFTAR DUASI

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) orucunu açtığı zaman şöyle dua etmişti :
اللّٰهُمَّ لَكَ صُمْتُ وَ عَلَى رْزْقِكَ أفْطَرْتُ

: Allahümme leke sumtu ve alâ rizkike’ftartü :Allahım! Senin rızan için oruç tuttum. Rızkınla orucumu açtım!
(Ebu Davud, 2358; İbnüs- Sünnî, 273)
Resim
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: Seçkin Duâ ve Zikirler!...

Mesaj gönderen habibi »

Resim

Hz. Ali’nin (a.s) Okuduğu Keder Duası


Abdullah b. Cafer Hz. Ali’nin (a.s) şöyle anlattığını rivayet ediyor.

“Hz. peygamber (s.a.a) şu duayı bana öğretti. Bana bir keder ve şiddetli bir sıkıntı geldiği zaman okumamı emretti:

“Lâ ilâhe illellâh’ul-kerim’ul-azim. Subhanehu tebarekellâhu rabb’ul-arş’ul-azîm. Elhamdulillâhi rabb’il-âlemîn.”

Kerem sahibi ve büyük Allah’tan başka ibadet edilecek hiçbir ilâh yoktur. Yüce Allah’ı tenzih ederim. Büyük Arşın rabbi olan Allah yüce ve çok bereket sahibidir. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.[1]



Hz. Ali’den (a.s) kötülükleri uzaklaştırmak ve sıkıntıları gidermek için dua :

“Allahumme inni eteveccehu ileyke binebiyyike nebiyyir-rahmeti ve ehli beytihi ellezine ehtertehum ala ilmin ale’l-alemin. Allahumme fezellil li suutiha ve huzunetiha vekfini şerraha fe innekel kafil muafi vel ğalibul gahirul gadiru.”

Allah’ım! Peygamberin ve onun ilim olarak alemlere üstün kıldığın Ehlibeytini aracı kılarak sana yöneliyorum.

Allah’ım! (o) zorlukları ve engelleri benim için kolaylaştır ve onun kötülüğünden beni koru. Hakikatte sen kulunu kifayet eden, belalardan rahatlığa götüren, herkese galip gelen, kötüleri kahreden ve herşeye güç yetirensin.[2]

———————

1- Yusuf Tavaslı, 272

2-Hediyye-i Ahmediyye
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
anlamak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 546
Kayıt: 12 May 2008, 02:00

Re: Seçkin Duâ ve Zikirler!...

Mesaj gönderen anlamak »

Resim

Hz. Ali’den (a.s) kötülükleri uzaklaştırmak ve sıkıntıları gidermek için dua :

“Allahumme inni eteveccehu ileyke binebiyyike nebiyyir-rahmeti ve ehli beytihi ellezine ehtertehum ala ilmin ale’l-alemin. Allahumme fezellil li suutiha ve huzunetiha vekfini şerraha fe innekel kafil muafi vel ğalibul gahirul gadiru.”
Allah’ım! Peygamberin ve onun ilim olarak alemlere üstün kıldığın Ehl-i beytini aracı kılarak sana yöneliyorum.
Allah’ım! (o) zorlukları ve engelleri benim için kolaylaştır ve onun kötülüğünden beni koru. Hakikatte sen kulunu kifayet eden, belalardan rahatlığa götüren, herkese galip gelen, kötüleri kahreden ve herşeye güç yetirensin.


ÂMİN ÂMİN İNŞÂALLAH
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
Cevapla

“Dua Köşesi” sayfasına dön