OĞul!

Kendi yazdığınız Hikaye, Makale ve Yazıları paylaşalım.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

OĞul!

Mesaj gönderen nur-ye »

ul!Resim


Neyi SEVdiysen bu ÂLemde, BEDELini Ödersin.
ne varsa AŞKa dair C/ESARETinle gidersin.
ESARETin ise boynunda bağ, ayaklarında prangadır.
gÖZyların ağlar, sen ise ISlanırsın! Buda daima ders OLsun GÜLüm!

Herkesin SEVgisi ACIsı kadar ul!
Dokuz AY ON günün sonunda, yeni bir başlangıçla;
Ben ANNEliği senden ÖĞrendim!?
ACIlar içinde.... 22 saatin, 2X2=4 olduğunu sen ÖĞrettin.
ANA-ANNE!? SıRRları seninle açıldı gözümün NÛRu, Gönlümün NÂRı!
Neler YAŞAndı neler yanacak daha kimbilir HAKK OL-ÂN celle CeLÂLiHU BİLir tabi kii
ANNElik nasıl bir şeydir? Nasıl öğrenilir!
Neler YAŞAnılır,
YAŞAnanlar ÇİLE mi?
Sarılan ACI mı? ÇİLEye!
ZEVK mi? ÂNlamadım!
Yoksa; GÜL bAHçesinin kOKUsumuydu ne dersin?
ANA rahiminin iğini ÖPtüğümüzden bu yana neler YAŞAndı ve yanacak!
Hamlığımız SEVgi yumağı sarılması ile mi? Yuvarlanırda, DAİRE TAMMamlanır!
Yuvarlanan her tel İP bizi gerçeklerle yüzleşmek için mi? sarıp sarmalayıp hazırlar!
SADAKAT-SAMİMİYYET denenecek mi? ANA-ulun arasında HEP!

Bu nasıl bir İŞ!
Bu nasıl ZOR bir İŞ! ul!
Diyecek kelÂMMı olan yok mu?
Ne derSÎN?

Gerçekler hep YÜZde olduğundan mı? YÜZemeyiz...YÜZleşemeyiz!
YÜZsek şayet , ASLın AYN YÜNleri mi? ÖRecek rengarenk ÖRTümüzü?!
ÜŞÜyorum lum! ÖRTüm yok!
BİLmeden mi? bunlar YAŞAnır.
BİLdiklerimiz nedir? O zaman!
Öğrenme aşamasındayken, nasıl bir şeyleri öğretebilir ki ufacık miniminicik savunmasız bir yavruyu BULduğunda kucağında!
RAHMANın memeleri sağıldıkça, Ağızında AK SÜTü!
damla damla, büyümez mi? BeBe!

Sahiplenmek mi SIKar,
Sahiplenmemek mi YAKar.
SALLı vermek mi? Mesele,
SALLıvermemek mi? Yoksa!

ÂLEMimde! melül-melül dizilmiş bütün sorular, karşımda boyunları kıldan ince!
Çâresizler mi? yoksa ÇÂREye cEVap onlar mı?
Gülmek mi? Kardeş, bana Ağlamak mı?

Hain değildim lum,
Sanada hainliği öğretmedim.
BİLdiğim kadarıyla SADAKATsız da değildim lum,
Sanada sadakatsızlığı öğretmedim.
BİLdiğim kadarıyla SAMİMİYYETsizde değildim oğlum, sanada samimiyetsizliği öğretmedim.
BİLdiğim kadarıyla SABRı öğrettim sana ul!
TahaMMül hendekleri çok derindi, 13 yaşında seninle aşmaya çalıştık çoğu zaman yara-bere içinde kalıyorduk.. GEÇerken!
13'ü hep SEVdim, ÖLüp DİRİLemesemde DAİMA SEVeceğim!
MÎMdi mahlasın ul!
SEVgi BAĞından DÜŞmüştün İBRAHİMdi göbek ADın!
Omuz omuza yürüyecek, yılmayacaktık....
Kolkola girmiştik taaaaa EZELden EV SAHİBİ BİZ! dik ya
Birbirimizi kollayacak yaralanmayacaktık. Zedelenmemek, kirlenmemekti ya çABAmız!
Hani ''BİZ BİR-İZ!''kervÂNında YOLcuyduk! YOLdaş OLacaktık.

Gitmek istiyorum İşte!
SESler sesİZ!
SÖZler sözsüz!
KÖZler dumansız!
HÜZN makamında her ŞEY!
ANLAyamadığım, ANLATamadığımdan belki de!
GÖÇmek istiyorum lum!
Çöktüm, yoruldum istemeden.
KervÂN GÖÇtü! Bak uzaklaşıyor!
yANlızlık, yapayanlızlık yordu belki de!
İfade edemedim, nefessiz kaldım.
sOLUĞUM bana yabancılaştı.
Tek-tek bütün SEVdiklerim GÖÇHAKKa!
HAKK LUTF etti. Bana göre ANNEyimde, bunu ben HAKK ettim, diyeBİLiyorum.
AMMMa ANA OLabildim mi? BİLemem sana!


ANNEn nurİYE!
Resim

21.6.2014
01:05
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: OĞul!

Mesaj gönderen aNKa »

Zamanında bir padişah Hızır’ı görmeyi çok istiyormuş.. Bir gün bunun için tellallar çağırtmış:
"Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım" demiş..
Birçok oğlu uşağı olan fakir bir adam bu işe talip olmuş.. Karısına demiş ki:
"Hanım ben padişaha Hızır'ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsade alacağım. Bu kırk gün için padişahtan size ömrünüz boyunca yetecek yiyecek, içecek ve para alırım. Kırk günün sonunda Hızır'ı bulamayacağım için benim kelle gider, ama siz rahat olursunuz."
Adamın karısı kanaatkar biriymiş:
"Efendi biz nasıl olsa alıştık böyle kıt kanaat geçinmeye. Bundan sonra da idare ederiz. Vazgeç bu tehlikeli işten" demiş..
Ama adam kafaya koymuş.. Padişaha gidip Hızır'ı bulacağını söylemiş.. Bunun için kırk gün izin istemiş.. Hızır'ı bulmak için koşuşturacağı kırk gün zarfında ailesinin geçimi için sarayın ambarından tonlarca yiyecek, içecek ve nakit para almış.. Bunları evine teslim edip kırk gün ortalıktan kaybolmuş.. Kırk günün bitiminde padişahın huzuruna çıkıp herşeyi itiraf etmiş:
"Benim aslında Hızır'ı falan bulacağım yoktu. Ailece sıkıntı çekiyorduk. Hızır'ı bulacağım diye sizden dünyalık almak istedim" demiş..
Padişah buna çok kızmış:
"Padişahı kandırmanın cezasını hayatınla ödeyeceğini hiç düşünmedin mi?" diye bağırmış..
Adam da her şeyi göze aldığını söylemiş..
Bunun üzerine padişah yanında bulunan üç veziriyle görüş alış verişinde bulunmuş..
Birinci vezire:
"Padişahı kandıran bu adama ne ceza verelim?"
- "Efendimiz, bu adamın boğazını keselim, etini parçalayıp çengellere asalım."

Bu sırada peyda olan, nurani bir genç, vezirin sözleri üzerine söyle dedi:
"Külli şey'in yerciu ilâ aslihi"

Padişah ikinci vezirine sorar:
"Bu adama ne ceza verelim?"
- "Hükümdarım bu adamın derisini yüzüp içine saman dolduralım."

Biraz önce ansızın ortaya çıkan genç yine:
"Külli şey'in yerciu ilâ aslihi" der..

Padişah üçüncü vezire de sorar fakat o farklı düşünmektedir:
- "Padişahım bana göre, bu adamı affedin.. Size yakışan, sizden beklenen budur.. Bu adam önemli bir suç isledi ama sanıldığı kadar da kötü biri değil.. Çünkü çoluk çocuğunun rahatı için kendini feda edebilecek kadar da iyi yürekli.." der..

Nurani genç yine söze karışır:
"Külli şey'in yerciu ilâ aslihi" der..

Velhasılı kelam 1. vezirin babası kasapmış.. İkinci vezirin babası yorgancı imiş.. Üçüncü vezirin ise babası da vezirmiş..
O gençte padişahın aradığı imiş..

Hicran menziline tuttuk rotayı,
An Be aN artmada çilemiz bitmez..
Bir tecelli de bu sefil aNKaya,
Gösterse Kaf dağı kalemi bitmez..

Es Selam olsun.. Gönül güzellere..
Resim
Cevapla

“►Kendi Yazdıklarınız◄” sayfasına dön