KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Kendi yazdığınız Hikaye, Makale ve Yazıları paylaşalım.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

AH KÂBım , şAH-ÂNe KÂBEm!


EL EMÂN dileyerek İç MÎMarıma SESlendim.

AŞIKımıza dedim ki Sonra; kAŞIK SALLasanızda, YEmeğimizin tadı-tuzu geliverse!
Şöyle bir otursakta, BAĞdaş kurup SOFRAya!
SAĞ elimizle, SAĞ taraftan başlasak, AKLımızı bir YEsek!


Aklım AKILanmazsan seni manDALLayıp, SALL-ÂNdıracağım İPte!

İbret-i ÂLEMde;
Ne ERilliğin kalsın
Ne de DİŞİliğin!

ŞEYtÂNlığından kurtul,
MELEKliğinden sıyrıl
Uçup-kaçmayı bırak da, MELEKelerin RaBBanîleşSÎN!

Ebu Cehil'lini öldür de, MuhaMMedî DİRİlişini YAŞA!



Vah KÂBım, Resim
AH şAH-ÂNe KÂBEm!
Resim



GEL bakalım VAZ-GEÇilmez HÂLdAŞIM, KÂLdAŞIM; ne var? ne yok? şu KÂBda! dOL-ÂNalım!
VAR OL-ÂNları mı toplayalım önce,
yoksa, YOK OL-ÂNları mı arıyalım!

Çok şükür gece oldu da dağıldı karmaşa!
Sesizlik çöktü HüCRye!
Rüzgarın esintisiyle çıNÂRımdan yaprak hışırtısı gelmede.
RAHMET damlaları değdikçe üzerine
Ne dER, ne DİLer!
DİNlediMde,
DİNleme ELeğinde
Ne eledim elekte!
BİLemediM...... ZAHMETdeyim!

Ne dersin cÂNcızım AHÛ BakışlıM?
vAR OL-ÂNımı YEsek önce YOK OL-ÂNın PEKliği mi kalsa İçimizde!

Koskoca gün ne yaptın? diye sordum kendime!
Dedi ki; gündüz AKLınlaydın, bin bir çeşit ÇOKluk içinde karmaşa- kargaşa ve kavga içinde
İŞte gece AKLındakiler gündüzde kaldı, yüreğindekilerle YÜZleş bakalım.

İbret alması için çarmıha mı gerelim şu NEFSi!
4 parçaya mı bölelim!
Ne dersin cÂNcızım AHÛ BakışlıM?
Kurtarsın bakalım kendini hevâ ve heveslerinden, hevâ ve hevesleride olamasa neye yarayacaksa….
''BEN!'' de ki ben,

NÛR-ye
!

18.09.2012
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen gullale »

ResimSevgili nur-ye, nidân semândan semâma indi... Kendimi seyrettim ve veylettim...

AKLın ŞEYTÂNlığı dendiğinde buna kendim kadar yakın ve lâyık birini düşünemiyorum. EHLince tescillenmiş olması hep acıyan yanım... Hangi UCundan tutup, ikâme edeceğimi bilemediğim bir cehâlet içindeyim üstelik. Günahsız ağızlarla edilecek duâlar beklerim sevenlerden, mu'minlerden...

Mağfire eylese Latîfu'l-Habîr SULTÂNım,yıkansa kirlerim, mutahhir, muzekkî, mutayyib OLsam...

Temas edebilmem için mânevi-i mukaddese, dâimiyyet abdestini almaya Mikâîl SUyu, Cebrâîl toprağı, İsrâfîl SÛRu, Azrâîl NÂRı BULsam dört unsurum dört abdest alsa naz-niyaz PINARından! KÂBım PÂKlansa, ÂKlansa, HÂKKlansa... KÂBEde bir kenar bir köşe bir taşım olsa... AKLım İSLÂM, KALBim MU'MİN, KÂBım İNSAN olsa BEN benden GEÇmeden ...
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen simurg »

Dilek ve duaların için gönlümden samimiyetle "ÂMİN!" diyorum gullale Can'ım.
Günahsız asla değilim ve dahi belki senden daha bedbahtımdır, ve de
duası makbul birisi de olmadığım halde,
değilmi ki duanın gücüne çok kuvvetle inanmaktayız,
karşılıksız ve beklentisiz birde gıyaben duaların kıymetini bilmekteyiz.
Elhamdülillahirabbilâlemin.

Bütün kardeşlerimizin ve hepimizin dualarımıza ve kalbi dileklerimize Rabbimiz
en güzel haliyle ve hayrlar ile mukabele etsin inşaallah. Âmin Yâ Muîn Celle Celâluhu!..
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen gullale »

Yukarıdaki satırları yazarken, duâsını ümîd ettiğim ve emîn olduğum biri de sendin Simurg CÂNım. Boşa çıkmadı niyâzım çok şükür. ALLÂHu zu'l-Celâli ve'l-İkrâm'ın izniyle yardımıyla, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin şifâlı şefaatiyle, EHLi Beyt aleyhimu's-selâm'ın nefesiyle ve ALLAH dostlarının himmetiyle birbirimize İÇten duâlarımızla, AKLımız İSLÂM, KALBimiz MU'MİN, KÂBımız İNSAN ola... ŞEYTÂNlığımız defola NÛRu Rasûlullah refola, Hayr ve hasenat felak bula CANımızda ...

zAHMEDimiz AYNı, AYNiyyetimizin SIRRı SİLinmedikçe BANA hep beni gösterecek.. nur-yiyen nâr üfleyen hâldaşım İZdaşım..... ORAdakini gÖRÜP buradakine ben diyerek sırtımıza yüklendikçe Âlemi, çok yorulup çok hasret çekeriz daha... sÖZ-SOHBET-ZEVK ve HAZZların deryâsında bir damla SU devşiremeyecek mahâretsizliğime, ma'rifetsizliğime ne diyeyim... SUSsun DİLlerim, duâya dursun. Kapansın gözlerim, ÖZüne dönsün. DİRİlsin KALBim "Mûtû kable en temûtû" olsun. Kurtulsun AKLım bAĞlarından ASLına rucu etsin in şâeALLAH!...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


İŞte yine KÂBımda, BİR geCe!

AKLımdakiler gündüzde kalsın NİYÂZını ederken,
NÂZlanarak, yüreğimdekilerle YÜZleşmenin TaMM zamanı diyorum.
Ve;Doludizgin DÜŞlerimin
Sonsuzluklarında O’nunla, Sınırsız ufuklara yelken açılacak bir gece DİLiyorum!

Senelerce ilmek ilmek dokuduğum AKLımın kAT kAT örtüleri geliyor aklıma, kATmER, kATmER…..
Ah! GAFLETlerim,
Ah CEHÂLETlerim,
Ah DALALETlerim
Ve; Ah İHÂNETlerim!

Ah, Vah derken, ay ufunet bastı üzerime!
Çöreklendikçe çörekleniyorlar üzerime….
Çözmeye çalışıyorum, çözemiyorum kördüğüm olMUŞlar!

El EMÂN, Bir NEFES, bir SES!
Nefesler NEFES- İZ!
Sesler SESs-İZ!


Nedense?
Geçimsizim bu günlerde kendimle
Kızgın ve de kırgınım da aslında….

O kadar kolaysa 2 kelimeyi YAŞAmak!
2 kelimeyi YAŞAmak, niye zor o zaman?

GELip-GEÇmek varsa her CÂNa endişe ve telaşım niye?
Soyunamıyorsam eksiğim ne?
Çok giyinik olduğumdan fazlalığım ne?
Bu kadar yüklede YOL yürünmüyor…
Diyorum diyorum da….
Çalıp oynatıyor İŞte!
içersi de çok kalabalık DUYamıyorum….

SÖZ SAHİBinin,
SESler O’nun SESi!
Ne var ki? Yok olacak olanda
Nasıl isterse oynarız KÂBta BİZde!

NÛR-ye!
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

İÇ İÇe Resim İÇte Resim KIRATTlımmm
katmER kanadı kırk KATTlımmm
Resim YOL YOKuşu YORuldun mu
???..
OMUZuma YASSlan TATTlımmm..

ZEVK 5097

HÂLvetHÂNEdeki GÜNEŞ Resim DOĞuyor mu? Resim BATıyor mu?
KÖRe NE var?. GÖRene VAR!.. KALkıyor mu?.. YATıyor mu?
DONmuş mu YANmış mı bir BAK!.. ÇİLLenin ÇÖMleği Çatlak!
KÂiNÂt KÂBe KÂBında!.. Resim BİZ BİR-İZ!”.. Resim KALB Resim ATıyor mu?..


01.10.12 20:41
brsbrs.. tktktrstkkmdtkkn..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

beden KÂBEmde yıkılması gereken 360 putum VAR!

ha hayvan pazarında ki AKLımla düşündüğümden, bir gram etin derdindeyim.

ABDESTim YOK! Ağzımdan bozulan abdestsizliğim VAR!

ŞÜKRüm yok!; "OLsun! OLmasın!" derdine düştüğüm şikâyetlerim VAR!…..

Elhamdülillâhi Rabbi'l-Âlemîn” ''Çok şükür, hamd olsun!'' nu anlıyacak AKLım YOK!

وَاتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ آلِهَةً لِّيَكُونُوا لَهُمْ عِزًّا
Resim---"Vettehazû min dûnillâhi âliheten li yekûnû lehum ızzâ(ızzen).: Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allah'tan başka ilahlar edindiler.'' (19 / MERYEM - 81)

AKLımın gereğini yerine getiremediğimden, ALLAH'tan başka ilâhlar edindim. İLÂHlarım VAR!..

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: “İş başında ve sonunda bana bir salâvât daha getirin ki yaptığınız iş kanatlansın!.” buyuruyor.

O yüzden yüzüm yok, ŞÜKÜRsüzüm ABDESTsizim, HAMDsizim, NAMAZsızım KANatlarım yanmış KANÂATsızım!


''Kâbe'nin Putlardan Temizlenmesi'' ilgili kaynaklarda Kâbe etrâfında ve içinde 360 put olduğu yazımaktadır.
Resul-i zişan sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz putları kırarken "Hak geldi, bâtıl yok oldu, esasen bâtıl yok olmağa mahkûmdur."( el-İsrâ Sûresi, 81)
"Hâk geldi, artık bâtıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir" ( Sebe'Sûresi, 49) diyordu.( el-Buhârî, 5/92; Tecrid Tercemesi, 10/338 (Hadis No: 1626))


Ey El EMÂN!
İNSAN pazarına geçmek için, çok çetin kırılası yok olası putlarım VAR!

وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ اجْعَلْ هَذَا الْبَلَدَ آمِنًا وَاجْنُبْنِي وَبَنِيَّ أَن نَّعْبُدَ الأَصْنَامَ
Resim---"Ve iz kâle ibrâhîmu rabbic’al hâzel belede âminen vecnubnî ve beniyye en na’budel asnâm(asnâme). Hani İbrahim dedi ki; «Ey Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut.»’’ ( 14 / İBRÂHÎM – 35)

İBRÂHÎM aleyhi’s-Selâm DeDemizin Duasına ÂMİN ÂMİN diyerek, devâm edelim.

ne gelecek….. elde ne kalacak… NÂR AŞIndan YE! BAKalım ÖNce!
NÛR YE! mek kim? sen kim?
Çiğ süt eMMiş nefsini bir pişir bakalım. O PİŞmeyi kolay mı sanırsın, HaDDini bilmez HaDDsiz.

وَلَيَالٍ عَشْرٍ
Resim---"Ve leyalin 'aşr.: On geceye, "
(FECR suresi 2. ayet) (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)

MERKEZ ve MUHİT arakesitinde yaratılan bir DaBBeyim.
İMKAN ve İMTİHAN gereği ANA-KARTıma yüklenen, her ŞEYe verdiğim ÂNlamdan iBÂretim!

ZÂHİR ve BÂTIN ŞERİATın arakesitinde yemin edilen ON GECEnin ve Muhteşem –Mükemmel- MuBÂrek - Mukaddes HaBBe’nin hürmetine Kalın kabuğumun kırılmasına
niyazlar ediyorum.

Ey NEFS-i EMMÂREm AKLını başına al;
HAKKın EMRini İŞ-LE-ERsen; HİZBULLAH’-asın, ŞERRin emrini işlersen HİZBU'ş-ŞEYTAN-dasın!..

BİZ BİR-İZ kervÂNında; BEDELsiz, KIYAS-sız, ŞARTsız, SEBEBsiz, ŞEK-ŞÜPHEsiz, ..
kendi BENliğinden, BUZluğundan vazgeçip;
ne zaman KULluk yapacaksın?


Ne zaman DUYacak ve UYacaksın?!.

2-li sistemlerde Merkez ve Muhitin ARAkesiti YAŞAnılan ON GECE nedir?
ESMÂ bahçesinin O Nefes’inden, O SESinden FETİH yerleşkesinde yaşanılan FETİHlerin,
SEVen-SEVilen-SEVGİLİ diYÂRında ;
SEVen kim?
SEVilen kim?
SEVGİLİ kim?..

إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُّبِينًا
Resim---"İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ(mubînen). :Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.'' (48 / FETİH – 1)

Bu ŞEHRde nasıl İLİM edilir, nasıl İRADEde edilir, nasıl İDRAK edilir, YAŞAyışa İŞTİRAK edilir de şÂHİD OLunur sisteme?!.

''Ne olursan OL! Ama; önce Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi OL!..''
~ Eflatun~

Değerlendirme sistemlerinin ZOR-İŞ-inde Eflatun BaBada nefsinin öğretmeni, VİCDANının öğrencisi OL! Diyor yaa!.

Performansımızla 360o’lik daire içinde ne bir eksik ne bir fazla, TAMMamlanaBİLmek için, zım ve yık olunanın Pekiçtireç-ödül’üyle TüMMleneBİLenelim إِن شَاء اللَّهُ

Kul ihvâni Hocamızın ''SİSTEMLER'' başlığından anladığım kadarıyla "0" rakamı belirsizdir. Kendinden sonra gelenin ardında kaldığında belirsizliğini korur, öne geçtiğinde ise çoğullaşır.
1 rakam’ı TEKildir.. kendisinin toplamlarından çoğulu meydana getirdikçe > 1+1=2, 1+2=3 hep 1> eklendiğinde rakamlar çoğalıyor. Çoğul ekleriyle de AKLım pek çok İLÂH ediniyor!


وَاتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ آلِهَةً لِّيَكُونُوا لَهُمْ عِزًّا
Resim---"Vettehazû min dûnillâhi âliheten li yekûnû lehum ızzâ(ızzen).: Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allah'tan başka ilahlar edindiler.’’ (19 / MERYEM - 81)


beden KÂBEmde 360 putun yıkılması için,
ELine AKIL silAHında verilmiş.
Eeee o zaman putlarımdan kurtulmak bu kadar zor mu?
Savaşım kiminle? Söyle!..
Eee be gâfil belliyse cESARETin nerde?

Ey HAKK Celle Celâlihu!
1001 küfür lifinden bürdüğüm ipim boynuma dolanmış. Düğüm düğümüm, körüm; düşmanımın hileleri çok….daldırıyor, saldırıyor, kaldırıyor, kandırıyor...

Resim---"Hablun min mesed; Boynuna bükülmüş bir ip (bağlanmış) olarak. '' 111/TEBBET(MESED)–5

HAKK-ı GÖRemiyorum?

''AKLında ki İKİLİK'' te diyor içimde ki ''O SES!''

"İKİ-likten kurtul!"mak, ŞEYTÂNımızı Müslüman etmekle mümkünse
imtihan sorusunu ÇÖZmek için nasıl ÇÖZüleceğiz nasıl DERenip toplanacağız?.

HER ŞEY'e VERDİĞİMİZ ANLAMDAN MI İbâRETiz yoksa?

ben materyalist miyim? ; aklım İKİ-likten çıkamadığı için ikinci derecede bir ad arayıp duruyor. zaman içinde olmanın dayanılmaz câzibesi ile; şekline, büyüklüğüne, kütlesine, katılığına-sıcaklığına fiziki özellikleriyle değerlendirdiğimde hep ben diyen mâneviyatı ANLAmıyan EGO-larım!)


ben menfaatperest miyim?; "ahh!" diyor sende de ne çok şey var "ben"-cilliklerin en üst sınırda. Hep kendin için istersin. Kendinin başarısını ilk sırada tutarsın. "Başarılı olmak benim hakkım!" dersin dersin durusun… hep "ben! ben!" diyen EGO-ların!

Ben narsist miyim?; Sergilediğim bu tavırlar derin bir güvensizliğimi mi saklıyor. Gerçeğim başkalarının gerçeği mi başkaları için mi yaşıyorum. "ben" deki "BEN" den bi-haber?!. yaşanmayan bir DRAMın içinde miyim?

Ey noktayı koymaktan aciz nefsim!
soru işaretleri ve virgüllerle NEreye kadar!

nur_umim yazdı: İYİ BİR İDARECİ MİYİM?

İyi Bir İdareci isen yanında çalıştırdığın kimse;
Akıllı ve çalışkan ise takdir et!..
Akıllı ama tembel ise îkâz et!..
Akılsız ama çalışkan ise dikkat et!..
Akılsız ve tembel ise imhâ et!..
''ben İYİ BİR İDARECİ MİYİM? ''i sorgularken
Tabiî ki bu dökülenler….. düğüm düğüm olmuş ÇÖZülmeyen-ÇÖZülemeyen iç sızılarımın dışa yansımaları.....

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her insanın 360 tane mafsalı (eklemi) yaratılmıştır. Kim bu mafsallar sayısınca ALLAH (cc)’a tekbir getirir (ALLAHÛEKBER der), ALLAH’a hamd eder (Elhamdülillah), Lâ ilâhe illallah der, Subhânnallah deyip ALLAH’ı noksan sıfatlardan tenzih eder, ALLAH’a istiğfâr eder (mağfiret diler), müslümanların yolundan bir taşı veya bir dikeni veya bir kemiği kenara atar, veya bir iyiliği emreder, yahut bir kötülükten sakındırırsa, o gün nefsini cehennemden uzaklaştırmış olarak akşamlar (veya yürür)”“ buyurmuştur.
(Aişe radiyallahu anhu’dan; Müslim, Nesâî)

İMAN SAHİLinde El EMîN Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizi kavrayanlardan OLmamız NİYAZı ile!.inşâe ALLAH!..
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen simurg »

/
Bazen "savaşmaktan" ve "korkmaktan" usandığımı hissediyorum.

İnsanlara, bu sebepten çok dikkatle bakıyorum.
Her yazılana, söylenilene,
yazılanların ve söylenilenlerin ardında bırakılıp,
yazılamamış ve söylenilememiş olanlara.

iç-dış /fizik ve metafizik / zahir-batın yönden,
sıfatlar, fiiller, duygular penceresini aralayarak,
umutları ile korkularını sezmeye çalışarak bakmaya çalışıyorum.

İsimden ve görüntüden ibaret değil çünkü hiç kimse,
Her bedende can var önce, beraberinde Kalb, birde Ruh.

O yüzden hiç belli etmeyenler bile asla duygusuz ve hissiz değil,
bazen öyle sanılabilse bile asla öyle değil.

Aslında belli etmeyenler, daha çok duymakta, duyumsamakta her şeyi,

Tüm çıkmayan sesleri, görünmeyen izleri, söylenmemiş sözleri ile
belkide tüm duyguları en üst noktadan asıl onlar yaşamakta ve hissetmekte.

Ama bu neden böyle?
Neden?
Buna cevap vermek benim harcım değil, haddim de değil.

Sorudan öteye bir adım geçemiyorum çoğu zaman.
Cevaptan, korktuğum zamanlarda oluyor bu en çok.

Aslında, Alacakaranlık kuşağı gibi olmak zorunda değil hiçbir şey.
çok net, pürüzsüz, açık ve seçik olmak ne büyük hürriyet.
Belki Hürr olmak sadece bu demek.

Kabuklarım kalın benimde.
Çok inatçı olmaya koşullanmış,
kırılmasın diye de özenle beslenmiş dayanıklı hale getirilmiş bir kabuğum var.

Artık kendim bile boğulur oldum,
kendi ellerimle ördüğüm, gücünü yitirmesin diye de devamlı kuvvetlendirdiğim kabuğumdan.
"Kendimle savaşmaktan" ve "kendimden korkmaktan" çok usandım.

Hani ceviz olsam, bir çekiş yetecek garip canıma.
Ne kabuk kalacak ortada, nede zırh.
Ne içine saklanılacak bir kale, nede tüm duyargalarımı sarmalamış olan zar tabakası.

Şu halimle bu kadarcık nefes almamın bile çok büyük bir mucize olduğu kesin.

Demişsin ya Nur-Ye Can'ım;
nur-ye yazdı:ha hayvan pazarında ki AKLımla düşündüğümden, bir gram etin derdindeyim.


bu sözün getirdi işte kalbimden dilime şu satırları.

Hepside her zamanki gibi, kendi tozum dumanım,
kendi göz gözü görmez ahmaklık ve aldanmışlıklarım.
Hepside kendim edip, kendim bulduklarım.

Kabuk da benim, onu örüp besleyip büyüten de ben'im.
Şimdi ne zor ondan ayrılmak.

Nedeni ve gerekçesi belli olmayan
(bana malum olmasa da, gerekliliği kesin ve sebebi de elbette var olan),
bir "kabuğumdan ayrılış" masalına göçtüm yakın zamanda.

Bitmeyecek bir masalın ben'li bölümü kalbime ihale oldu sanırım.
Benden sonrakilerin de yazmaya devam edeceği,
ama hiç kimsenin bitirmeye gücü yetmeyeceği bir masal "mış" bu.

Yazarken aynı zamanda da yaşanılıyor.
Yazılanlar ve yaşanılacak olanlar daimen ebeden Hayr olsun inşaallah. Amin.
/

Geçmişe bakmadan kabuğu anlamak zor,
birşeyle mücadele edeceksek, bu mücadeleden galip çıkabilmenin tek bir şartı vardır.

Kimin, karşısındaki muhatabı hakkında bilgisi ve önsezisi fazla ise,
daima önde olan odur,
ki dolayısıyla galibiyetin adayı odur.

Sen düşündün yazdın, beni de düşündürdün,
yazdıklarından dönüp kendime baktım.
Kendim'den Kendi'me...
(Bu iki kelime biribirinin aynı değil! Ama AYN'ısı) Bunu da birkaç saat evvel öğrendim hamdolsun.
/

İnsanlar benimle savaşmayı seçmeselerdi eğer,
onları bundan vazgeçirmeye çalışacağıma,
sonra delicesine üzüldüklerini görüp teselli etmek için didineceğime,
başaramayacağımı anladığımda kabuğuma çekilip
tüm açık pencereleri ve perdeleride üzerime kapatıp
saklanmaya çalışacağıma,
Kendimi savunmak ve korumak zorunda kalacağıma,
Kendim olabilirdim.

Kendim olabilseydim!
Bir şansım olabilseydi ve kendim olabilseydim eğer!
O zaman bu gördüklerinin, ne kadar da az ve silik olduğunu
Dahasının ne olduğunu,
Nasıl da efsanelerin bile henüz tanık olmadığı renklerimin olduğunu
(her insan gibi! kendi üzerimden söylediklerimi sizlerde kendiniz için okuyunuz lütfen!)

Dallar dolusu çiçeklenebileceğimi,
vadilere sığmayacak kadar çoğalabileceğimi,
göz kamaştıracak ışıltılarla büyüleyebileceğimi,
gösterebilirdim hem onlara ve hemde kendime.

Hiç fırsatım olmadı? Neden?

Hep savaşmayı ve hırpalamayı seçenlerle mi kesişti yolum bilemiyorum.
Hiçbir şeyin kolayı çıkmadı karşıma.
Hep en zor olan, hep en şiddetli olan.

Bu yüzden kaçırdım ben bütün baharları galiba.
Ve kendim olabilme şansımı belki de.
Şimdi çok mu geç?
Hiç bilemediğim sorulardan birisi de bu.

İçimde en kısık sesiyle ağlayan da, ağıtlarından beni sorumlu tutuyor.
"Beni hırpaladın" diyor. "Hırpalıyorsun beni ve bu ikimizi de bitiriyor" diyor.

"Neden? silahlarını, dikenlerini, yaralayan hırpalayan pençelerini,
ve en acımasız sözlerini dışarıda bırakıp sahip çıkmadın bana " diyor.
Bütün gücümün sadece kendisine yettiğini, nazımın da ancak ona olduğunu iyi biliyor!

Sebebi çok olan üzüntülerin kendisi de devamlı çoğalmaya mahkumdur!
Üzülmek kelimesi artık lugatlardaki manası ile tanımlanamamakta yüreğimde.

"Oysa ben hep kendime konuşmaktaydım" diyorum teselli olsun diye ona.

"Neden bırakmadın onları elinden, karşıma dikilmeden önce.
Görmedin mi korktuğumu,
Korkmaktan kendim olmaya fırsat bulamadığımı görmedin mi?
Kaçacak delik aramaktan başka çare bırakmadığın halde,
Saklandığıma neden içerleyip kızıyorsun şimdi.
Pembe pamuktan bir şeker ol demedim sana,
Ama bu kadar da yok edici bir zehirken umutsuzluk,
can kendisinden azade sevinçlere küstü artık " diyor.

Sesi fısıltı halinde ve için için tüten bir ateş gibi .

"Peki dertlenme, oldu bir kere, artık yanmanın her rengini
her makamını biz seninle el-ele yaşayacağız,
Ne sen bileceksin, ne de ben. Ne de hiç kimse. "
demek en son boş avuntum oluyor çoğu zaman.
/

Her şey çok çirkindi zaten dünyada,
Güzellikler yazılmayacaksa boş kalsın hayat defterim istedim.
Neden bunu bana çok görüp de hâlâ sitemlerini üzerime yağdırıp ikimizi de boğuyorsun Ey! Kalbim.
Savaşmaktan ve korkmaktan usandım ben anlamıyor musun?..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KÂBım KÂBım, şAH-ÂNe KÂBEm!

Mesaj gönderen nur-ye »

simurg yazdı:
(kendi üzerimden söylediklerimi sizlerde kendiniz için okuyunuz lütfen!)



SEVgili kardeşim simurg, MuhaMMedî AŞ-ımıza bir tutam tuz kattığın için teşekkür ederim…

''OH! OH!." ve "VAH! VAH!.'' sız günler dilerim.
Resim
Cevapla

“►Kendi Yazdıklarınız◄” sayfasına dön