Putlaştırma Marazı

[MBurak]

Putlaştırma Marazı…

ASL’ımızı unuttuk KEREM’i de unuttuk, kaybetmedik ancak sadece unuttuk. Her yerde hazır ve nazır olan, her şeyin de O’nda hazır ve nazır olduğu, külli şeye MUHİT olan nasıl kaybolur ki?

Hani diyor ya:

“Bir BEN var ki benim içimde, benden öte, benden ziyade;
O’nu düşün, O’na sığın O senden öte benden ziyade”

İnsan bazen bilerek bazen de bilmeyerek hakikat şarkısını farklı şekilde söyler, söyleyebilir…

Hakk insana insan’dan tecelli ediyor ziyadesi ile…

Biz şimdi derin ağır bir uykudayız, bazen olur ya bu uykudan uyanır gibi oluruz, sarsılırız o AN’da!
Herkeste farklı zuhur ediyor bu sarsıntıların tezahürleri AN’a ve Kişiye bağlı olarak…
Kimi gözyaşlarına hâkim olamaz, olamaz çünkü Hakk ile olan irtibatını sağlamış olur… Kiminin tüyleri diken diken olur çekilir ötelere…
Kiminde şiddetli cezbe halinde olur, “HAYY” dediği ANda sanki yer gök inler, göğsünde sanki SU kaynar… O kadar Celalli!
Kimi kendini mısralara vurur, kimi satırlara, kimi sükûnete… Herkeste bir türlü yani!
Kimi de bu sarhoşluğun içinde benim dediğim doğru der ötekisi hayır benim dediğim doğru der…

Hepsi doğru esasında, hepsi hak’tır, gerçekten de öyledir! Bu farklılığın olması ise rahmetidir CENAB-ı HAKK’ın biz kullarına.

Biz bedenimizi tanımadan bilmeden başka işlere kalkışıyoruz, ASL’ında ne kadar yanlış?

Bedenden hep basit bir şeymiş gibi bahsediyoruz yani hakir görüyoruz onu… Hâlbuki insanı eşref-i mahlûk yapan unsurlardan bir tanesi de cinlere meleklere nazaran bedenin olması değil midir?
Ya da başka bir açıdan bakacak olursak, hiç kimse bedenin bir parçası olan tırnağını dahi kaybetmek istemez. Şeriat hükümlerinin sürmesinin esasının dayandığı bir nokta da bedenin varlığıdır zaten. Biz evvela ibadetlerimizi bedenimizle yapıyoruz; namazımızı bedenimizle kılıyoruz, orucumuzu bedenimiz sağlıklı ise tutabiliyoruz, hac farizasını bedenimizle gerçekleştirebiliyoruz v.s. Beden ASL’ında bu kadar önemli ve gerekli! Bedenimizi şeriata uygun şekilde kullanmak için gayret etmek demek, bedeni edebe sokmak ve bedeni terbiye etmek ile eş manalar teşkil eder. Edebe girmek ise çok yönlü bir olay! Bedenimizi Cenab-ı Hakk’ın rızasına uygun kullanıp kullanmaktan tutalım da kâlimize, fiilimize ve hâlimize ve de daha da ötesine uzanan bir anlayış.

Hadiseler karşısında bedenimiz gösterdiği reaksiyonlar ise Bizlere örtülü olarak ASL’ımızdan haber veriyor. Neden örtülü? ASL’ında örtülü mü? Demek ki başka bir örtüymüş bu! Her şey o kadar açık ve net ki bize örtülü gibi geliyor, o kadar çok nimet var ki, şaşırıyoruz, afallıyoruz… O şaşkınlığımızın içinde el-Zahir olanı göremiyoruz. Çünkü özellikle de günümüz(bilemiyorum sadece günümüzde mi böyle?) insanın da bir maraz var; her şeyi Putlaştırma Marazı; insanı, eşyayı, yaradanı dahi putlaştırma hastalığı… Peki bu putlaştırmanın sonu nereye gidiyor, ŞİRK’e!

Bu hastalık o kadar tehlikeli bir hastalık yani, bize ASL’ımızı dahi unutturuyor. KEREM olanı göremiyoruz. Sanki gözlerimize mil çelikmiş de biz BİZ’ den, el- HABİRU ve el- HADİ olandan bihaber geçip gidiyoruz bu dünya’dan…
Ne oluyor sonuçta? La ilahe illa ALLAH diyemeden geçen beyhude bir Ömür, tarlada hiçbir şey yok!

Yazık oluyor gerçekten yazık oluyor, üzülüyor insan üzülüyor…

El- Hafız, Er-Rahim, El-Hadi ve Es-Selam olan ALLAH(c.c) BİZleri bu hastalıktan muhafaza buyursun, biz iman eden kullarına merhamet etsin, hidayetini ihsan etsin de SELAMete erenlerden olalım inşaallahurahman…

Cenab-ı HAKK cümle CANa

Bedenin terbiyesi için gayret
Nefsinin tezkiyesi için himmet
Kalbinin tasfiyesi için şefaat
Ruhunun tecliyesi için hidayet

ihsan eylesin

Es-Selam Efendimiz’e ve BİZ’e Olsun, Muhammedi Muhabbetle…

Cümle Aşikan daim ve kaim OLsun Huu

“Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyû’l-ümmîyyi ve âlâ alihi ve’s-sahbihi ve Ehl-i Beytihi.”