ZUHURÂTTA ZAMİR ZEVKLERİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1119
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

ZUHURÂTTA ZAMİR ZEVKLERİ

Mesaj gönderen nur_umim »

ZUHURÂTTA ZAMİR ZEVKLERİ


Resim

ZUHURÂT :
Birden oluveren şeyler.
Hesapta olmayan umulmadık hâdiseler.
Sünuhat. Zuhur edişler. Vaki’ oluşlar.
Yok iken var edilişler.
Sistemi var eden Allahu zülcelâl’in,
her ân ve hiç durmadan yok ediş – var ediş "kûn! feyekûn" şe’enleri..

ZAMİR :
Konuşan, konuşulan ve bahsedilen nesne ve şahıs isimlerinin yerlerine gelen kelimedir.

ZEVK :

Şeriat-ı Muhammedullah’taki “Söz” ün,
Tarikat-ı Mahmudullah’taki “Sohbet” in,
Hakikat-ı Habibullah’taki “Hazz” ın,
Mârifet-i Ahmedullah’taki “Neş’e” sidir şu ândaki…

Allah’ımızın rıza rengi,
Muhammed’imizin meşk mihengi,
Erenlerin aşk ahengi içinde 4 lü sistemde;
Ben, Sen, O, Biz;
buyurun gerçek “BİZ” likte ve “BİR” likte bakalım “kim?”, “KİM?” imiş!..



Resim

I- O….

1- Genelde hakkında bahsedilen her nesne – şey için “O” deriz.
O kalem, O karanfil, O kuş…

2- Genelde hakkında konuşulan her şahıs – kimse için de “O” deriz.
O Fatma, O Ali..

3- Özelde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) için “O” deriz.

بَلْ جَاء بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ

Resim----“Bel cae bil hakki ve saddekal murselin : Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.” (Sâffât 37/37)

4- Özelden de özelde ALLAHÜ ZܒL-CELÂL için “O” deriz.

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ

Resim----“Kul hüvallahü ehad : De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.” (İhlâs 112/1)

İşte bu sonsuz âlemler içinde aklı olan ve İnsan sûretinde yaratılan kimlik ve kişilik sahibi; bütün “O” ları yok iken Nurundan var eden ALLAHÜ ZܒL-CELÂL’i bilir ve O’nun Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i duyar – uyar, ALLAHÜ ZܒL-CELÂL ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e teslim olup da Vahdet-i Mevcûdu İlim edip Vahdet-i Vücûd Neş’esini, Vâcibü’l –Vücûd’a şâhid oluş “BİZ” liğinde “BİR” oluş şerefini yaşar İnşâallah…

İLÂHE İLLÂHÜVE (HU) : O’ndan başka ilâh yoktur :
Ulûhiyyet Tevhidi: (Gaibî - Esmâî) her zaman, her yerde ve her halde herkesle ve her şeyle Hâzır-Nâzır ve Murakıb olduğu halde gözükmeyen (gâib) O’ndan başka ilâh yoktur...
Düşünüp zevk et ki Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize böyle tebliğ ediyor...
Âcizâne tesbitlerime göre: Bakara 2/163,255; Âl-i İmrân 3/1,6,18; Nisâ 4/87; En’âm 6/102,106; A’râf 7/158; Tevbe 9/31; Hûd 11/14; Ra’d 13/30; Tâ Hâ 20/8,98; Mü’minun 23/116; Neml 27/26; Mü’min 40/62,65; Duhân 44/8, Muhammed 47/19; Haşr 59/22,23; Tegâbûn 64/13; Müzemmil 73/9 âyetlerinde geçmektedir…


II- SEN…

1- Genelde kendisine konuşulan her şahıs – kimse için “Sen” deriz. SenFatma, Sen Ali..

2- Özelde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) için “Sen” deriz.

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ

Resim----“Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin : (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ 21/107)

3- Özelden de özelde ALLAHÜ ZܒL-CELÂL için “Sen” deriz.

Kendini bilen elbette Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i bulur ALLAHÜ ZܒL-CELÂL’i de bilir; ALLAHÜ ZܒL-CELÂL ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e iman edip da Vahdet-i Vücûdu İrade edip Vahdet-i Şühûd Neş’esini, Vâcibü’l –Şühûd’a şâhid oluş “BİZ” liğinde “BİR” oluş şerefini yaşar İnşâallah…

İLÂHE İLLÂENTE: Senden başka ilâh yoktur :
Ulûhiyyet Tevhidi: (Muhattâbî - Sıfatî) Yâkînî bir tevhid dir.
İyi anla Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: “ İLÂHE İLL ENTE: Senden başka ilâh yoktur.”
Kur’ân-ı Kerîm’ de Enbiyâ 21/87 âyeti celîlesinde 1 defa geçmektedir.

وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ

Resim----“Ve zen nuni iz zehebe müğadiben fe zanne el len nakdira aleyhi fe nada fiz zulümati el la ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin : Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti.” (Enbiyâ 21/87)


III- Ben…

1- Genelde konuşan her şahıs – kimse : “Ben” der.
Ben Fatma, Ben Ali..

2- Özelde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de : “Ben” der..

Resim---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem); Ümmü A’lâ (radiyallahu anhu)’nun, Osman İbni Maz’un’un ölümünden sonra onu tezkiye için söylediği:
“ALLAH (bu imânlı, tâatli kuluna ikrâm etmez de) ya kime ikrâm eder?” demesi üzerine Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “ALLAH’a yemin ederim ki Ben ALLAH’ın bir peygamberi iken, Bana (ve size yarın) ALLAH tarafından ne muamele yapılacağını bilemem!” buyurdu.
(Buhârî, Cenâiz 3, Tâbir 13)

قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَاسْتَقِيمُوا إِلَيْهِ وَاسْتَغْفِرُوهُ وَوَيْلٌ لِّلْمُشْرِكِينَ

Resim----“Kul innema ene beşerum mislüküm yuha ileyye ennema ilahüküm ilahüv vahidün festekiymu ileyhi vestağfiruh ve veylül lil müşrikin : De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!” (Fussilet 41/6)


3- En özelde ALLAHÜ ZܒL-CELÂLVâcibü’l– Vücûd Zâtı için “BEN” buyurur.

Kendini bulan elbette Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile “Bile” olup; ALLAHÜ ZܒL-CELÂL ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e Tâbi olur da Vahdet-i Şühûdu İdrak edip Vahdet-i Sücûd Neş’esini, Vâcibü’l –Uhûd’a İştirake şâhid oluş “BİZ” liğinde “BİR” oluş şerefi içinde yaşar İnşâallah…

İLÂHE İLL ENÂ!: BEN’den başka ilâh yoktur :
Ulûhiyyet Tevhidi: (Mütekellimi - Zâtî) EL AHADܒS- SAMEDܒl-VÂHİD olan ALLAHÜ ZܒL-CELÂL bizzâtihi Ulûhiyyetini kendisi ilân ediyor:
“ İLÂHE İLL ENÂ!: BEN’den başka ilâh yoktur.” buyuruyor...

إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي

Resim----“İnneni enallahü la ilahe illa ene fa'büdni ve ekimis salate li zikri : Muhakkak ki BEN, yalnızca BEN Allah'ım. BEN’den başka ilâh yoktur. BANAkulluk et; BEN’i anmak için namaz kıl.” (Tâ H⠑0/14)

Resim---- “ALLAH kendi emriyle melekleri, kullarından dilediği kimseye vahy ile, “L İLÂHE İLL ENÂ: BENden başka ilâh olmadığına dair (kullarımı) uyarın ve BEN’den korkun.” diye gönderir...” (Nahl 16/2)

Resim---- “Biz senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki onu şöyle vahy etmiş olmayalım: “Ennehu Lâ İlâhe İllâ enâ....: gerçek şu ki BEN’den başka ilâh yoktur; Onun için hep BANAibâdet edin.” (Enbiyâ 21/25)


IV- Biz…

1- Genelde konuşan şahıslar – kimseler : “Biz” deriz.
Biz Fatma, Ali, Hasan, Hüseyin…

2- Özelde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de : “Biz” buyurur…

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا كَافَّةً لِّلنَّاسِ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Resim----“Ve ma erselnake illa kaffetel lin nasi beşirav ve nezirav ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun : Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” ( Sebe’ 34/28)

Bütün insanlığa Mürşid-i Mutlak, Rehber-i Rıza olarak gönderilen Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hakk’ı duyup hayra uyanlar adına İmam-ı Mutlak olarak :

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Resim----“İnnema kane kavlel mü'minine iza düu ilellahi ve rasulihi li yahküme beynehüm ey yekulu semi'na ve eta'na ve ülaike hümül müflihun : Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.” (Nur 24/51)

Ve yine her namazımızda “BİZ” “BİR” iken İmam-ı Mutlak olarak buyurduğu gibi:

إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ

Resim----“İyyake na'büdü ve iyyake nesteiyn : (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.” (Fâtiha 1/5)

3- En özelde ALLAHÜ ZܒL-CELÂL Vâcibü’l– Vücûd Zâtı için “Biz” buyurur.

وَهَذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ

Resim----“Ve hazelbeledil'emiyni. Lekad halaknel'insane fiy ahseni takviymin : Bu güvenli beldeye-şehre (Mekke’ye) andolsun ki, BİZ, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık” (Tîn 95/3-4)

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

Resim----“Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)


V- Sükût…

Aziz kardeşler!
Bu anlatılmaya çalışılanlar sadece anlaşılsın diyedir.
Yoksa kelimelerin kısır târifleri içinde mârifet asla olamaz.
El Basîr (celle celâlihu), Mutlak görücüdür.
Bir kuş, bir bebek, bir genç, bir câhil bir kâmil de görücüdür.
Aynı kelimeyi kullanmak zorundayız.
Kendisine bahşedilen Akıl ve Nakil ni’metiyle Hakk’a inanıp Hayr’ı seçmek tercihi ile imtihan olan İnsanoğlu gerçekten Muhammedî, Kur’ânî ve Rabbânî oluş şuûruna ulaşırsa Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile “Bile” olup “BİZ” gözünden “BİR” i görürse tüm izafi, geçici ve Kulluk imtihanı gereği olan zamirler yerle bir olur..
Bizi, amellerimizi ve hatta düşüncelerimizi-dilemelerimizi dahi basit gözüken akıl ve cüz’i irademizle tercihimizle hayata geçiren ve hesabını da soracak olan :

وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا

Resim----“Ve ma teşaune illa en yeşaallahu innallahe kane 'aliymen hakiymen. : Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir şeyi) dileyebilirsiniz. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.” (İnsan 76/30)

Buyuran Rabbülâlemin ALLAHÜ ZܒL-CELÂL işin sonunda Ezeldeki gibi Ebedde de BİR ve TEK olarak kalacaktır.

Konuşan tek, muhattab yok, gaib yok, hiçbir şey yok ve her şey sükuta ermiş sükûn içinde mülkün Mâliki Kahhâr olan ALLAH (celle celâlihu)!
Soran da O, cevâb veren de O:

يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ


Resim----“Yevme hüm barizun la yahfa alellahi minhüm şey' li menil mülkül yevm lillahil vahidil kahhar : O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlık kimindir? Kahhâr olan TEK ALLAH'ındır.” (Mü’min 40/16)

Burada Mutlak anlamda Uluhiyyet (Allahlık) Tevhidi “Asl”en ve “Zât”en ortaya çıkmıştır.
Emrullah’la bildirilen Muaradullah’ın tek maksadı olan ŞEHÂDET şerefine İştirak etmeliyiz…

ALLAH (celle celâlihu) esması, başında harf-i târifi olmayan tek esmâdır.
Aslında hiçbir târife de sığmayan her şeyi yutan Lafzullah’dır.

O zaman farkında olmadan içlerinde yaşayıp durduğumuz ve Sükût Âleminde yok olan 4 Âlemdeki 4 Tevhidimizi Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “BİZ” liğinde “BİR” leyip buyuralım ve cümle cihana duyuralım İnşâallah…

Mübârek Muhammede’r- Resûlullah diliyle:
“Eşhedü en ilâhe illâ ALLAH ve Eşhedü enne Muhammede’r- Resûlullah”
Şehadet şerefinde Deryada damla olalım…

Şimdi artık sen de BİZ'im Divânemiz,
Kerevân Kıtmirimiz ve,
Hasbî-Habibî Hizmetçimiz Kul İhvânî Sefîlle BİRlikte:

Aşkı duyan bir Kuyu
Uyarır bin Kuyuyu
Şeker Şerbet Bal keser
Bin BİR kuyunun SUyu..

“ Hüve illâ Hüve”…

O’nda, O’ndan, O’na, O’nunla, O’nun aynasında O’nu seyret ve:

Tek aynada seyret SENi...
İstersen bin BİR parça et ve her parçacıkta yine tek tek seyret kendini...
Vahdeti ve kesreti akılda arama, ilâhî nakilde ara...
Aşkı ham akıl kaldıramaz!..
Çünkü aşk, aklın rüşde ermiş kâmil hâlidir.
Aşk, neticesiz ve nihâyetsiz bir akıştır.
Âşık ALLAHÜ ZܒL-CELÂL’den korkar Emrullahı işler ve Cemâlîni umar da Muradullahı diler...

Koca Âşık Ebû’l-Huseyin Nûri (ö: hicrî 295/milâdî 908):
“Ben ALLAH’a âşığım, O da bana âşık!”
Derken nasıl da “BİZ” im adımıza dalgalanmakta..
Damlalar; Deryaya da rüzgâra da, dalgaya da Sırr sâhilidir…

Azîz kardeşim, Bu böyledir diye hükmetmedim, böyle anladım bu şekilde arz ettim.
Bilir-bilmezler, cübbeliler-cübbesizler, gölgeliler-gölgesizler taşa tutmasın tez elden…
Yoksa Şerîat-ı Garra elbette; Tarikatı, Mârifeti ve Hakikatıyla birlikte bir bütün olup ayrı ayrı şeyler hâşâ değildir.
Tevhidullah tektir ve “ İLÂHE İLL ALLAH”dır.
Rabbü’l-âlemin’in kulları ârif olur, hikmet bulur, diğer söyleyiş şekilleri ile de ifâde edebilirler.
Netice Ulûhiyyette ALLAHÜ ZܒL-CELÂL’i eşsiz ve ortaksız bilip Ferdâniyet, Vahdâniyet ve Ahadiyetine imân ve bu imân üzerine ibâdet ve ameldir...
Zâten hikmet, söz ve amelde hakka isabet kaydedip cehâletten kemâlâta geçiştir insanoğlu için...

Muhammedî Muhabbetlerimizle…

9 ocak 2008
Gönül gârında..

Kulihvani
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

HAYY ALLAH(C.C.)!..
ALLAH ALLAHALLAH ALLAH(C.C.)!..
NELER OLUYOR DOSDUM BU ALEMDE!..
NELER DÖNÜYOR BAKALIM!..
“ASRI SAADETTE YAŞAMAK KOLAY DEĞİL!” DEDİLER!..
“HAM İSTEMEYİZ!” DEDİLER!..
“HAMDIM! PİŞTİM! YANDIM!” DEDİLER!..
“OL DA GEL!” DEDİLER!..
“KOLAY MI? NELER ÇEKTİK?!” DEDİLER!..
“BİZ OL DA GEL!” DEDİLER!..
HEP DEDİLER! HEP DEDİLER!
“BİZ”LİĞİ-“BİR”LİĞİ-“BİLE”LİĞİ
ZEVK ETTİK! DEDİLER!..
DUY!-UY!
BİL!-BUL!-OL!
YAŞA!
VE ŞAHİD OL! DEDİLER!..
GÖRÜLÜYOR Kİ;
HER AN, HER ŞEY, HER YER VE HERKESTE
AYNI SES!..
BÜTÜN ALEM HİZMETTE!..
“YETER ARTIK!” DİYORLAR!..
“UYAN ARTIK! DUY ARTIK!” DİYORLAR!..
HAKİKATEN; NE KADAR AZ DÜŞÜNÜYORUZ!..
ZEVKİMİZİ DÜŞÜNDÜK!..
ÂCİZANE-FAKÎRANE ANLADIĞIMIZ KADARIYLA
“KİM?”, “KİM?” İMİŞ BAKALIM!..



RASULULLAH(S.A.V.)’İ DUYAR VE UYAR DA,
ALLAHÜ ZܒL-CELÂL VE RASULULLAH(S.A.V.)’E TESLİM OLUP;
KENDİNİ BİLEREK RASULULLAH(S.A.V.)’İ BULUR
VE ALLAHÜ ZܒL-CELÂL’İ DE BİLİR DE,
ALLAHÜ ZܒL-CELÂL VE RASULULLAH(S.A.V.)’E İMAN EDİP;
KENDİNİ BULARAK RASULULLAH(S.A.V.)’E BİLE OLUP DA,
ALLAHÜ ZܒL-CELÂL VE RASULULLAH(S.A.V.)’E TABİ OLURSAK;


“VAHDET-İ MEVCÛD”U İLİM EDİP,
“VAHDET-İ VÜCÛD”U İRADE EDEREK,
“VAHDET-İ ŞÜHÛD”U İDRAK EDİP;

“VAHDET-İ VÜCÛD” NEŞ’ESİNİ, “VÂCİBܒL-VÜCÛD”A
ŞAHİD OLUŞU,
“VAHDET-İ ŞÜHÛD” NEŞ’ESİNİ, “VÂCİBܒL- ŞÜHÛD”A
ŞAHİD OLUŞU,
“VAHDET-İ SÜCÛD” NEŞ’ESİNİ, “VÂCİBܒL- UHÛD”A İŞTİRAKE
ŞAHİD OL

“BİZ”LİĞİNDE “BİR” OLŞEREFİ İÇİNDE YAŞARIZ İNŞAALLAH!..



BİZ İNSANOĞLU OLARAK KENDİMİZE BAHŞEDİLEN,
AKIL VE İLÂHÎ NAKİL NİMETİYLE,
HAKK’A İNANIP HAYR’I SEÇME TERCİHİ İLE İMTİHANIMIZLA,
GERÇEKTEN MUHAMMEDÎ, KUR’ANÎ VE RABBÂNÎ OLUŞ ŞUÛRUNA ULAŞIRSAK;
RASULULLAH (SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM) İLE “BİLE” OLUP,
“BİZ” GÖZÜNDEN “BİR”İ GÖRÜRSEK;
TÜM İZAFİ, GEÇİCİ VE KULLUK İMTİHANI GEREĞİ OLAN
ZAMİRLER BİR ANDA YERLE BİR OLUR.


“AŞK” AKLIN RÜŞDE ERMİŞ KÂMİL HÂLİ OLDUĞUNDAN,
“AŞK”I HAM AKIL KALDIRAMAZ.
“AŞK” NETİCESİZ VE NİHÂYETSİZ BİR AKIŞTIR
“AŞIK” ALLAHÜ ZܒL-CELÂL’DEN KORKAR,
EMRULLAH’I İŞLER,
CEMÂL’İNİ UMAR DA,
MURADULLAH’I DİLER.

EMRULLAH’LA BİLDİRİLEN
MURADULLAH’IN TEK MAKSADI OLAN
ŞEHADET ŞEREFİNE
TEK MÜBÂREK RASULULLAH(S.A.V.) DİLİYLE
İŞTİRAK ETMELİYİZ:
“EŞHEDÜ EN İLÂHE İLL ALLAH
VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDE’R-RESÛLULLAH”


GAİBÎ VE ESMÂÎ ULÛHİYYET TEVHİDİ:
İLÂHE İLL HÜVE (HU) : O’NDAN BAŞKA İLÂH YOKTUR.
HER ZAMAN, HER YERDE VE HER HALDE, HERKESLE
VE HER ŞEYLE HÂZIR-NAZIR VE MURAKIB OLDUĞU HALDE
GÂİB OLAN.


MUHATTÂBÎ VE SIFATÎ ULÛHİYYET TEVHİDİ:
İLÂHE İLL ENTE : SEN’DEN BAŞKA İLÂH YOKTUR.
YAKÎN OLAN.

MÜTEKELLİMÎ VE ZATÎ ULÛHİYYET TEVHİDİ:
EL AHADܒS- SAMEDܒl-VÂHİD OLAN
ALLAHÜ ZܒL-CELÂL BİZZÂTİHİ ULÛHİYYETİNİ
KENDİİLÂN EDİYOR VE BUYURUYOR Kİ:
İLÂHE İLL EN : BEN’DEN BAŞKA İLÂH YOKTUR.



VE SÜKÛT:...

KONUŞAN TEK,
MUHATTAB YOK,
GAİB YOK,
HİÇBİR ŞEY YOK
VE HER ŞEY SÜKUTA ERMİŞ!..
SÜKÛN İÇİNDE
MÜLKÜN TEK MÂLİKİ
KAHHÂR OLAN ALLAH(CELLE CELÂLİHU)!..


SORAN DA O,
CEVÂB VEREN DE O:


"Yevme hüm barizun la yahfa alellahi minhüm şey' li menil mülkül yevm lillahil vahidil kahhar" :
"O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi
Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlık KİMindir? Kahhâr olan TEK ALLAH'ındır." (Mü’min 40/16)



GÖNÜL GÂRI'NA MUHAMMEDİ MUHABBETLERİMİZLE...
En son aNKa tarafından 20 Eki 2008, 19:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9091
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

NEŞE…

Söz et Vahdet Bucağından
Aşkın Ana Kucağından
Melâmetin Ocağından
Mangalından –Maşasından…


Aşk Dağında otağımız
Yâr yastığı yatağımız
Çektik elle-eteğimiz
Ağasından – Paşasından…


Bâtın bal – zâhir acıyız
Aşkullahın sertacıyız
Aşk Ormanın ağacıyız
Ardıçından – Meşesinden…


Âşıkların zikri meşhur
Şikayetsiz şükrü meşhur
Sohbeti hoş – fikri meşhur
Zevk cünbüşü neşesinden…


Kul İhvâni söz duyulur
Cihana esrâr yayılır
Sanma ki içen ayılır
Şarab-ı Şah şişesinden…


05.03.1990 04:48 Shri…

Resim
Kullanıcı avatarı
mim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2416
Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen mim »

nur_umim bildirmiş;
ZUHURÂTTA ZAMİR ZEVKLERİ


Resim


ZUHURÂT :
Birden oluveren şeyler.
Hesapta olmayan umulmadık hâdiseler.
Sünuhat. Zuhur edişler. Vaki’ oluşlar.
Yok iken var edilişler.
Sistemi var eden Allahu zülcelâl’in,
her ân ve hiç durmadan yok ediş – var ediş "kûn! feyekûn" şe’enleri.
.
Sen! Ben! O! ve BİZ!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

DERVİŞ..

ERenlerden OLan Derviş
Ağyâr Bağın YOLan Derviş
HAKK AŞKıyla DOLan Derviş
BENliği baştan ATmalı!..


*

Habibullahın Habibi
Hasta kalblerin Tabibi
YILDIZ gibi GÜNEŞ gibi
HAKK ile DOĞup-BATmalı!..


*

Sırr-ı Sıfırı BİLmeli
Ölmeden önce Ölmeli
HAKK için yüzü gülmeli
HAKK için kaşın ÇATmalı!..


*

Keten Gömleği yamalı
Herkesin Hizmet hamalı
RUHu ile YAŞAmalı
NEFSin önüne KATmalı!..


*

YOK EYLEyip kibri kini
Muhabbet olmalı DİNi
AŞK Bazarında NEFSini
Üstesin verip SATmalı!..


*

KUL İhvanî hece hece
Zikretmeli zevki yüce
Yatağa değil her gece
Musalla Taşı’n YATmalı!..
Resim
Kullanıcı avatarı
NuruM
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 350
Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen NuruM »



Mübârek Muhammede’r- Resûlullah diliyle:
“Eşhedü en ilâhe illâ ALLAH ve Eşhedü enne Muhammede’r- Resûlullah”
Şehadet şerefinde Deryada damla olalım…

Amin inşaallah!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

Sen! Ben! O! ve BİZ!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Resim


MUHABBET

Muhabbet güneş gibi pencereni aç ona
Her şey anlam kazansın; gönüller muhtaç ona..

Muhabbettir varlığın mayası usâresi
Muhabbetli kalplerin başka ne sermayesi?.

Ömür bize emanet sahibi alır bir gün
Muhabbetsiz kalplere her gün yeni bir sürgün.

Dünya fani, baki Hû..tükenecek nefesler
Muhabbet yoksa eğer manasız bütün sesler

Muhabbet için çıksa seferlere yiğitler
Asûde limanlarda hitam bulsa gelgitler

Muhabbet ırmağında bir damla su olsaydık
Susayan gönüllere akıp akıp dolsaydık

Bülbül gibi gezseydik muhabbet dağlarında
Şakıyarak uçsaydık hoş sada bağlarında

Muhabbetle bîkarar, sisli efkâr dağılır
Heybeler hayat dolar sonsuz ışık sağılır

Bilirim muhabbetle çözülür bilmeceler
Gönül çelen manayı bulur bütün heceler

Yürekler volkan gibi muhabbeti anacak
Yokuşta susayanlar visaliyle kanacak

Ey muhabbet kaynağı, Enîs i dil.. Sevgili
Muhabbet deryasında nadide gül..Sevgili

Yaşar BEÇENE
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
sdemir
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 487
Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sdemir »

''GÖNÜL GÖZÜ GÖNÜLE RABT OLUNCA, GÖNÜL YOLUNU SAMİMİYETLE GÖRÜR. GERÇEK ŞERİAT, TARİKAT, MARİFET, HAKİKAT BU TERTİBİ İLAHİ VE TANZİMİ İLAHİ KARARGAHINDA YAŞANIR. O VAKİT GÖNÜLE BAĞLI KALP ARŞ'I-ALA OLUR. ''

GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön