KULİHVANİ VIII DEFTER

Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

DEGİL…

Ey İlâhi! Tevhidinim
Sende Sana Tevhid Dinim
Tevhid, yoğum-varım benim
Sonu değil – başı değil…

*

ALLAH-Rasûl- Kur’ân-İnsan
Tevhidin dört hâlin bulan
Ölmez, diri Âşık olan
Ölüm, mezar taşı değil…

*

Benliktir Bende eriyen
Zevki ruhumu bürüyen
Gönüldür gözden yürüyen
Akan gözüm yaşı değil…

*

Kolay değil gelip-geçmek
Halk içinde HAKK’ı seçmek
Yokluk şarabını içmek
Lafazanın işi değil…

*

Varlığın oluş sebebi
Adı güzel Ahmed Nebî
Aşk denen demir leblebi
Nefsi kırar, dişi değil…

*

Teslimiyet-İstikamet
İnsanı İslama davet
Sıkı sarılmazsa şayet
Güvenilir kişi değil…

*

Söz-Sohbet-Zevk-Haz ehli bul
Dört âlemde dördü de kul
Görmeyene kendi meçhul
Aşk ahmağın düşü değil…

*

Her şey hayal HAKK hakikat
Beden bodur, kalb kırk kanat
Boğaz yedi boğum kat kat
Sırrın saçmak hoşu değil…

*

Hayatın hoş adı vardır
Baldan tatlı tadı vardır
RABB’ımın maksadı vardır
Boş boşuna koşu değil…

*

HAKK bize yeter İhvâni
Dumansız tüter İhvâni
“Anka”dır öter İhvâni
Kara Karga kuşu değil…


18.07.1995 01:53
Lârâ Shl..


Anka : İsmi olup cismi bilinmeyen bir kuş. Çok büyük olduğu anlatılır. Zümrüd-ü Anka ve Simurg gibi isimlerle de anılır.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

DİYORUM…

Av, avcı vurdu-vurgunum
Coştum-köpürdüm durgunum
Gurbette hasta-yorgunum
“Gel Gönül Eri!” diyorum!..

*

Ben Sende Sen Bende gibi
İkimiz bir tende gibi
Can içinde Canda gibi
“Dost ezel-beri!” diyorum!..

*

Kâbe’sine avâne gibi
Deli olup divâne gibi
Hep dönsem pervâne gibi
“Dönmesem geri!” diyorum!..

*

Her sabah güneş doğarken
Âlemi aşka boğarken
Kalbim HAKK’a: “Lebbeyk!” derken
“Kâbe Mahşeri!” diyorum!..

*
Cevr-i Cihan, Çark-ı Çile
Çiler bülbül gelmez güle
Seven – Sevilenle bile
“İhvâni’m yeri!” diyorum!..


18.07.1995 14:14 dr..

Avâne : Yardımcılar. Etbâlar.

Lebbeyk! : Buyurunuz. Emredersiniz. * Benim muhabbet ve incizâbım dâim sanadır, başkasına değildir, sıdk ve ubudiyyetim dâim sanadır (gibi mânâlar ifâde eder.)

Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. * Çok kalabalık.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

DİYE…

Gamlanma İhvâni’m aşkı HAKK verdi
Aşkın sıcağında ham aklım erdi
Bırakmaz başımı çilesi-derdi
Şu yalan Dünyaya dargınım diye..

*

Benim iki Dost’um iki hâldaşım
Biri Yâr hasreti biri göz yaşım
Şu gurbet ellerde sıkıldı başım
Ötmüyor kumrular durgunum diye…

*

Yâd ele kilitli kalbim açmıyor
Çile çöllerine rahmet saçmıyor
Mecnun oldum Leylâ’m benden geçmiyor
Peşimden koşmuyor yorgunum diye..

*

Benim her Muharrem kararır içim
Esrâr-ı Ebrâr’dır bilinmez biçim
Kerbelâ kumuyum ya da bir hiçim
Ehl-i Beyt’e ezel vurgunum diye…

*

Meded Yâ Muhammed! Gönül Tabibi
AHAD’ın Ahmed’i- HAKK’ın Habibi
Taşlarlar İhvâni Sefil Garibi
Gurbetten gurbete sürgünüm diye…


19.07.1995 09:27
Antly-Yltn


Muharrem : Arabi ayların başı, birincisi. * Haram edilmiş olan. * Bu muharrem ayında Müslümanlıktan evvel Arablar arasında muharebe yasaktı. Bundan dolayı bu isim verilmiştir. * Haram kılınmış, tahrim olunmuş. (Bak: Eşhür-ü hurum)

Esrâr : (Sır. C.) Sırlar. Gizli hikmetler ve mânalar. Bilinmeyen şeyler. * Keyif veren zehir. Uyuşturucu madde.

Ebrâr : (Berr. C.) Özü sözü doğru olanlar, hamiyetliler. Sâdıklar. İyiler.

Esrâr-ı Ebrâr : Ebrârların sırları.

Habib : (Hubb. dan) Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

YETER…

Bin bir bahar çiçek açsın bu seher
Kokusun cihana saçsın bu seher
Işıktan karanlık kaçsın bu seher
Kemâlât bürüsün bürüsün yeter…

*

Bu vehim bu şüphe “akıl” değil bil
Rahmânî ol şeytanîlik kirin sil
Gönül Muhammedî değil ise, dil
Ağzında çürüsün çürüsün yeter…

*

Arzdan Arşa Âşık Tevhid Beratı
Sevdâ Sahrasında Benlik Sıratı
Aşkın kırk kanatlı şahbaz kır atı
“Hu!..” çeksin, yürüsün yürüsün yeter…

*

Can evin Medine, Ravza nefesin
Uymak için duysan Sahibin sesin
Şehvet-gazab-tamah-hırsın-hevesin
Kaynağı kurusun kurusun yeter…

*

Yürü Kul İhvâni şaşkın, işine
Oluru-olmazı takma peşine
“Benlik Buzu”n çıkar Aşk Güneşine
Erisin Erenler erisin yeter..


20.07.1995 12:241


Kemâlât : Kemâllar. Kâmillik, olgunluk. Olgunlaşma. Erginlik. Bütün güzel sıfatlarla muttasıf olmak. Fazilet. * Değer, baha. * Fazlalık. * Sıdk ile yapılan güzel iş.

Vehim : (Vehm) Mübhem ve mânasız korku. * Belirsiz fikir ve düşünce. * Cüz'i mânaların anlaşılmasına yarayan bir idrak kuvveti.

Şeytanî : Şeytanla alâkalı. Şeytana yaraşır.

Berat : Nişân. Rütbe. İmtiyaz ve taltif için verilen resmi kâğıt.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

VARDIR…

HAKK’tır Halka aşkı hibe verdiren
Sıratın sırtına sırrın serdiren
İnsanın aklını kemâle erdiren
Seherin seyyidi bir Bilge vardır…

*

Hayrında Hizbullah - şerr Hizbuşşeytan
Kemâlât-cehâlet cenginde insan
El Emin, mikatta zamanla-mekan
Âlemde Âdem’de bir bölge vardır…

*

HAKK Nûru Muhammed, Nûrun alâ Nûr
Afâkın ışığı Enfüse sürur
Eşyanın aslını gösteren “O”dur
Güneşsiz ne gövde ne gölge vardır…

*
Buz-Su-Buhar-Bulut= Dört Âlem bakın
Eriyin benlikten, Ravza’ya akın
Arınıp yükselin-buluttan yakın
Aşksız ne bir damla ne dalga vardır…

*

Yürü Kul İhvâni başın derdin yan!
İmanın tam ise Yâr’in adın an
Çile çöllerine çökerse duman
Tevhid Sığınağı bir dulga vardır…


01.08.1995 14:28

Hizbullah : Allah için din uğrunda ciddi gayret sâhibi olan ve din düşmanlarıyla aslâ hakiki dost olmayan mücahid cemaat. "Hizb-ül Kur'an" tabiri de aynı mânada kullanılır. (Kur'an-ı Kerim'de 5:56 ve 58:22 âyetlerinde zikredilir.)

وَمَن يَتَوَلَّ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ فَإِنَّ حِزْبَ اللّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ
“Ve mey yetevellellahe ve rasulehu vellezine amenu fe inne hizbellahi hümül ğalibun : Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.” (Mâide 5/56)

لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءهُمْ أَوْ أَبْنَاءهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ أُوْلَئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُم بِرُوحٍ مِّنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ أُوْلَئِكَ حِزْبُ اللَّهِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
“La tecidu kavmen yu'minune billahi velyevmil'ahiri yuvaddune men haddallahe ve resulehu ve lev kanu abaehum ev ebnaehum ev ihvanehum ev 'aşiyretehum ulaike ketebe fiy kulubihimul'iymane ve eyyedehum biruhin minhu ve yudhiluhum cennatin tecriy min tahtihel'enharu : Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın tarafında olanlardır.” (Mucâdile 58/22)

Hizbü’ş- Şeytan : Şeytana ve nefislerine tâbi olanların grubu. Allah'ın kanun ve nizamına tâbi olmadan kafalarına güvenerek ve nefsanî arzularına uyarak gitmek isteyenler. Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı.

اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ أُوْلَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ
“İstahvese 'aleyhimuşşeytanu feensahum zikrallahi ulaike hizbuşşeytani ela inne hizbeşşeytani humulhasirune. : Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine Allah'ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdır. İyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar.” (Mucâdile 58/19)

Mikat : Bir iş için tayin edilen zaman veya yer. * Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.

Afâk : Ufuklar. Yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak dâire. * Etraf. Cihetler. * Mc: Görüş ve dönüş sınırları. (Zıddı: Enfüs'dür.) Tasavvufta Muhit, dış, hariç. Madde Âlemi.

Enfüs : (Nefs. C.) Nefsler, ruhlar, canlar. Yaşayanlar. Tasavvufta Merkez, iç, dahil. Mânâ Âlemi.

Ravza : Fahr-i Kâinat Aleyhi Efdal-üs-Salavat ve Efdal-üt-tahiyyât Efendimizin Kabr-i Şerifiyle Minberin arasındaki saha.

Dulga : Fırtından korunulan kuytu bir yer.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

GÖNLÜM…

Cevr-i Cihan, Çile Çağı
Dünya altın tasta ağı
Yedi renkli aşk tuzağı
Yâd el gülün derme gönlüm…

*

Çiğdemiz zülf-ü sarıya
Hâlin arz eyle arıya
Soyunmayan soytarıya
Subhân Sırrı’n derme gönlüm…

*

“Rüşd” kendin bilmektir bildin
Mürşid dergâhına geldin
Ehl-i Beyt’e bağla belin
Elsize el verme gönlüm…

*

Çift kapılı Han, evimiz
Bu âlem imkan evimiz
Cemâl Evi=Can evimiz
Bedenin hor görme gönlüm…

*
Mecnun’uz HAKK’tır Leylâ’mız
Hannan ü Mennan Mevlâmız
Şu bizim kara sevdâmız
Elâ göze sürme gönlüm…

*

Ebediz-ezel beriyiz
Ölmeyiz HAKK’ta deriyiz
Biz Ehl-i Beyt Kıtmiriyiz
Sağa – sola ürme gönlüm…

*

Bir yolcusun günler şehir
Geçen ömür akan nehir
Özündendir zemzem-zehir
Tevhid testin kırma gönlüm…

*

Âşık, HAKK Aşkın satar mı?
Kör köre kandil tutar mı?
Sağır için söz-ses var mı?
Yolsuza yol sorma gönlüm…

*

Olma uyur gezer-sarhoş
Devranda dön Cevlanla coş
HAKK’tan HAKK’a HAKK ile koş
Halka kanma durma gönlüm…

*

Seni Kul İhvâni Sefil
Gördüğün HAKK, gayrı değil
“O”ndan başka “O” yoktur bil
Hakka kilit vurma gönlüm…


03.08.1995 09:27 dr..

Soytarı : ne dediği belirsiz olan.

Subhân : Allah (C.C.)

Rüşd : Doğru yol bulup bağlanmak. Hak yolunda salabet, metanet ve kemal-i isabetle dosdoğru gitmek. * Hayra isabet etmek. * Büluğa ermek. * İstikamette olmak. Dinine ve malına zarar gelecek şeyi bilmek, doğru düşünmek. * Kişinin akıl ve idraki kavi ve tedbiri metin olmak. (Bak: İrşâd)

Hannan : Rahmetlerin en lâtif cilvesini gösteren, Rahman ve Rahîm olan ve çok merhametli olan Allah (C.C.)

Mennan : İhsanı bol. Çok çok ihsan eden. En çok nimet veren. (Allah)

Mevlâ : Sahib. Rabb. * Efendi. Köleyi âzad eden. * Şanlı. Şerefli. Mâlik. * Mün'im-i Mutlak olan Cenab-ı Hak (C.C.). * Terbiye eden, mürebbi. * Yardımcı, muavenet eden. *

Kıtmir : Ashab-ı Kehf'in köpeğinin adı. * Hurma ile çekirdeğinin arasındaki ince zar. Çekirdeğin arasındaki ince pürüz. * Hakir ve küçük olan şeylerde mesel olmuştur.

Sefil : Sefalet çeken, muhtaçlık içinde olan. Çok sıkıntıda bulunan. * Uslu huy sahibi.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Mİ OLACAK?..

Elin derdi - günü kisb ü kâr ile
Biz yanar - ağlarız ah ü zâr ile
Sözümüz var bir tenhada Yâr ile
Yüreğim titriyor gören mi olacak?..

*

Gönül basîretin aşk göreceği
Basar kelle gözü görmez gerçeği
Canım her zerremde gözüm bebeği
Bu Beden Sarayım viran mı olacak?..

*

Hâl içinde hâlde hem-demin gördüm
Kesret kuyusunda can cem’in gördüm
İsmail’i buldum zemzemin gördüm
Hacer’in hasreti her an mı olacak?..

*

Biz bağsız bağlıyız Tevhid bağımız
Çile çöllerinde geçti çağımız
Yine duman duman gönül dağımız
Rahmet mi yağacak-boran mı olacak?..

*

Gönül garibiyiz kaldık gurbette
Çekilmez çilede bin türlü dertte
Her zaman her yerde her hâl hasrette
İhvâni’m hâlimiz soran mı olacak?..


03.08.1995 10:00 dr..


Kisb ü kâr : Çalışıp kazanmak.

Tenha : f. Boş yer. Kimsesiz yer. * Yalnız, tek.

Hem-dem: f. Canciğer arkadaş.

Basîret : Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan. (Bak: Süveydâ-i kalb)

Cem’ : (C.: Cümu) Hurmanın iyi olmayanı. Farklı şeyleri bir yere getirmek mânasına mastar. * Az olarak cemaat için isim olur. * Toplama. Bir yere getirme, biriktirme. Yığma. * Gr: Arabçada (ve tesniye olmayan dillerde) ikiden çok olan şeylere delâlet eden kelime. (Kitabın başındaki cemi' hakkındaki izahata bakınız) * Tas: Bütün eşyayı Cenab-ı Hak ile görerek kendi havl ve kuvvetinden teberri etmek.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

HESAB!…

RABB’ım-Azîz-Rahmân-Rahîm
Şu can için Cennet-Cahim
Koydu beni akıl-vehim
İki arada bir derede…

*

Çile çeşmesi gözümüz
Nûr-u Muhammed özümüz
İlk sözümüz-son sözümüz
Ağız nerde-dil nerede?..

*

Nefsim papaz-Ruhum imam
Sözüm olgun yüreğim ham
Ben hangi derdime yanam
Kalmışım dostlar arada…

*

Yâr’dan ayrılıp gidemem
Yâd ele kulluk edemem
Ben başka söz bilmem-demem
Gönlüm var kaşı karada…

*

Vah bana sağır-körmüşüm
Başıma çorap örmüşüm
Dost yuvasını görmüşüm
Nûrun alâ Nûr “Hıra”da…

*

Aşk Yolu çile yoludur
Her adım derdle doludur
Seven sevdiğin kuludur
Dahası yoktur sırada…

*

Ruh-Gönül-Nefs-beden nedir?
Bunca sonuç nedendedir
Bizi sarhoş eden nedir?
Bir şey yok şarab-şırada…

*

Nefs=Ateş, Beden=Topraktır
Ruh=Hava, Gönül=Sulaktır
Giden HAKK’tır, gelen HAKK’tır
HAKK’tan gayrı yok burada…

*

El aman HAKK’ın Habibi
Yetiş Gönüller Tabibi
HAKK’tır her sesin Sahibi
Ağız yok sazda-curada…

*

Kul İhvâni’m nerde Tevhid
Devâdır her derde Tevhid
Her zaman her yerde Tevhid
Erdirir elbet murada…


17.08.1995 12:46
Lârâ..


Cahim : Çok sıcak yer. Cehennem.

Hıra : Mekke-i Mükerreme'nin civarında bulunan ve Hz. Peygamber'e (A.S.M.) ilk vahyin geldiği mağaranın ismidir. Bu mağaranın bulunduğu dağa Hırâ dağı denildiği gibi, Harrâ veya Cebel-i Nur da denilmektedir.

Murad : İstenerek, ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey. * Gâye. Maksad. Emel.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

HU DOST…

Hâl Ehliyle hem-dem olmak aşk huyu
Deryada “Damla”lık Tevhidî duyu
Kâmile selsebil sînemin suyu
Câhiller görmesin ağladığımız…

*

Anlamaz nefsinin peşinde olan
Gece-gündüz Dünya düşünde olan
Tanır Tevhid derdin başında olan
Bir güzele gönül bağladığımız…

*

Ak Denizle aşkı ünleriz Dost Dost
Diz çöker sahile dinleriz Dost Dost
Bilmez, bilmez niye inleriz Dost Dost
Deli dalgalarla çağladığımız…

*

Uykuya uykusuz uyanamayız
Susuza Sırr Suyuz, biz kanamayız
Bir sözü kül etti biz yanamayız
Divâne bağrımız dağladığımız…

*

Ne oldu Ak Deniz kükrüyor niye?
Rahmân nefesini üfürdü diye
Naz-niyazda sevdâ o sevgiliye
Kul İhvâni gönül eğlediğimiz…


04.09.1995 12:37
Lârâ…
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

SİNEK Mİ? ARI!..

Sefil sinek bala döner
Arı olan güle döner
Âşık hâlden hâle döner
Başsız – ayaksız Efendim…

*

Virdi mey, kendi meyhâne
Her şe’en Yâr’den peymâne
Döner Devranda divâne
Destek-dayaksız Efendim…

*

Halktan HAKK’a uyanmıştır
HAKK’ta HAKK’a dayanmıştır
HAKK Boyası boyanmıştır
Renksiz-boyaksız Efendim…

*

Âlemi aşka ünlüyor bak
Halkta HAKK’ı dinliyor bak
İçin için inliyor bak
Dilsiz-dudaksız Efendim…

*

Kul İhvâni ver elini
Gör Gönüller Güzelini
Âşıklar HAKK’ın Gelini
Telsiz-dudaksız Efendim…


04.09.1995 13:43 dr..



Peymân : f. Büyük kadeh. * Ölçek, kile. * Şarap bardağı.

Divâne : f. Deli. Aklı başında olmayan.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

OLABİLİR…

Nârdan Nûrdur yanan ateş
Birisi birine bir eş
Şu gönlümde bin bir güneş
Doğabilir – Batabilir…

*

Bu bazar akıl bazarı
Elde Tevhid kisb ü kârı
Bir ömür, beşik - mezarı
Alabilir – Satabilir…

*
Kara kış-Yaz-Güz-Baharım
Kar beyaz alev saçlarım
Gönlümde esen rüzgârım
Kim bilir kim tutabilir…

*

Ezeli meseldir ömür
Ebed esen yeldir ömür
Coşkun akan seldir ömür
Uyuyanı yutabilir…

*

Kul İhvâni’m sözün özü
HAKK’ı gören gönül gözü
Külüdür koruyan közü
Alev alır-Tütebilir…


04.09.1995 15:26 dr..


Mesel : Bir umumi kaideye delâlet eden meşhur söz. Ata sözü. İbretli ve küçük hikâye. * Dokunaklı ve mânalı söz. * Benzer. Misil. * Delil. Hüccet.

Köz : tam yanmış kızıl ateş koru.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

NEREDE?..

Aşk Dağına ulaştığım
Bin bir derde bulaştığım
Çiçek çiçek dolaştığım
Kovan çatlak bal nerede?..

*

Yüz sürdüm Eren izine
Alnım develer dizine
Düştüm aşkın denizine
El atacak dal nerede?..

*

Ben Sende-bende Sen dedim
İkimize bir ten dedim
Ayağım kaydı “Ben” dedim
Hâl içinde hâl nerede?..

*

Sevenler sesim duydular
Sünnet soykamı soydular
Beni ortada koydular
Varım-yoğum mal nerede?..

*
İki nefes Sıratıyken
Göze gönül mir’atıyken
Aşk kervanın kır atıyken
Mıhım düştü nal nerede?..

*

Öldürüp canım aldılar
Ruhum sahraya saldılar
Secdesiz namaz kıldılar
Beşik nerde sal nerede?..

*

Halk ile HAKK’ta biriyim
Ezeli-ebed diriyim
Aşk Kervanın Kıtmiriyim
Kemik nerde yal nerede?..

*

Yâr! Gönlüm Bilgesiz gel gel!
Çöllerde gölgesiz gel gel!
Aşk deryam dalgasız gel gel!
Yersiz-yurtsuz yel nerede?..

*

El eyle gel Ey Sevgili
Yüreğim Buz Dağı gibi
Gözlerimde dondu sevgi
Boz bulanık sel nerede?..

*

Görse gönlüm HAKK vere de
Yâr nerede Ben nerede
İki arada bir derede
“Gitme!” demez - “Gel!” nerede?..

*

Nûrun anası nâr beni
Zevklere saldı zâr beni
Hadım eyledi Yâr beni
Ayak nerde el nerede?..

*

İlim – İradeyle – İdrak
Şe’enin şevki İştirak
Aşk, HAKK’ı HAKK’ta yaşamak
Dil nerede fiil nerede?..

*
Gönülde BUZ dönene Devran
“SU”lar gibi seyr-i Seyran
Oynar BUHAR cevl-ü Cevlan
Hayran kaldım zil nerede?..

*

Dost Dinin Tevhid Eriyim
Aşk Ordusun neferiyim
Kemâlâtta serseriyim
Sorar câhil yol nerede?..

*

Kul İhvâni’m HAKK Sözün tut!
Benliğin at kendin unut!
Hakikatın aslı sükut
İhvâni kim KUL nerede?..



05.09.1995 14:30



Soyka : Ölünün geri bıraktığı elbisesi.

Mir’at : Ayine. Ayna. * Meşhur bir cins lâle.

Mıh : Nal çakılan çivi.

Nal : At ayağına çakılan demir.

Yal : Köpek yiyeceği.

Câhil : Tecrübesiz. Bilgisiz. Genç. Toy. * Allah'ı unutmuş olan. Gafil. (Dünya ve kâinatta Allah'ın bunca eserleri sergilenip dururken bunların sanatkârını ve yaratıcısını tanımamak cahilliğin en akılsızcasıdır.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

EFENDİM…

Yürü kömür gözlüm yürü güzelim
Gönül Bağın güzelliğin gezelim
Çile Çöllerinde nefsi ezelim
Sevdiğin beğensin alsın Efendim!..

*

Ruhundan üfrülen Rahmân Nefesin
Derunî duyulan Subhân’ın sesin
Muhammedî Sazdan Tevhid Bestesin
Çile Çarmıhında çalsın Efendim!..

*

Veysî’den Vahyî’ye vuslatta koku
Dirilen kalbinde Kur’ân’ın oku!
Yedi renk zevklerle ömrünü doku
Halımız yâdigâr kalsın Efendim!..

*

Tattık “Acı-Tatlı-Ekşi-Tuz”unu
Tevhidle ölçülür ömrün uzunu
Eritsin de gönlüm Benlik Buzunu
Gözlerime Kevser salsın Efendim!..

*

Tevhidim bir kaba koyamıyorum
İman İmamı’na uyamıyorum
“Yer demir-Gök bakır!” duyamıyorum
Bir kâmil kulağım delsin Efendim!..

*

İlimle – İrade, Tevhidin “VAR”ı
İdrakla – İştirak, hayatı kârı
“Bilen demez-diyen bilmez esrârı!”
Mert olan Meydana gelsin Efendim!..

*
“A” dan “Z” ye bu sistemin sebebi
HAKK’ta HAKK’tan HAKK’a dönüşen sevgi
Sevenler soyunsun elbise gibi
Kendi cenazesin kılsın Efendim!..

*

Girsin Kur’ân’ına asla çıkmasın
Gözün “ÖZ”e diksin HAKK’ı yıkmasın
“Can-Cânân Cem”inde canın sıkmasın
Aklı olan aynasın silsin Efendim!..

*
“BEDEN”i Terbiye, Usl-u Şeriât
“NEFS”ini Tezkiye Asl-ı Tarikat
“GÖNL”ünü Tasfiye, Fasl-ı Mârifet
“RUH”unu Tecliye Vasl-ı Hakikat
Âşıklar aynasın silsin Efendim!..

*

“Olsun!-Olmasın1”ı Hükm-ü HAKK’a vur!
Kur’ânî tedbir al, tevekkülde dur!
Yalansız-haramsız Nûrun alâ Nûr
Olan: “Kün! Fe yekun”… olsun Efendim!..

*

Şerre boyun eğme hayrın hepisin
Parmağında mühür Tevhid Tapusu’n
Kalbindir arala Kâbe Kapısı’n
Dost Muhammed Nûru dolsun Efendim!..

*

Âşık Arzdan Arşa Tevhidin salsın
Fenâsına varan Bekâya dalsın
Yanalım Yâr ile külümüz kalsın
Yedi renk yok olsun solsun Efendim!..

*

“Halktan HAKK’a hicret!” işin özü bu
Tevhidle dirilen Gönül Gözü bu
Bağsız bağlı Âşıkların sözü bu
Bağlılar bağını yolsun Efendim!..

*

Âşık, aşkta Muhammedî biridir
Ali Şah - Ehl-i Beyt - Gavsı Pîridir
Tevhid Ehli ezel - ebed diridir
Ölüler bir daha ölsün Efendim!..

*
Uyanın İnsanlar!.. Aşka Essalâ!..
Ahmed ü Muhtar’ın sesinden salâ
Ehl-i Beyt’e el ver her yer Kerbelâ
Uçsuz yüreğimde Çölsün Efendim!..

*

Her nefesle hayat tel tel taranır
Şerr şeytanla, hayır HAKK’a yaranır
Bu ömrün özeti: Tevhid aranır
İsteyen ağlasın-gülsün Efendim!..

*

Nerden nereye Ey Dost yolculuk?
Nedir “Toprak-Ateş-Havalık-Suluk?”
Deryadan “Damla”ya Hilafet=Kulluk
Odun-Kömür-Köz sen, Külsün Efendim!..

*

Bunca namaz-oruç, bunca zekat-hac
Emrinden Muradı: Tevhid başa taç
“İkilik” yok bu Âlemde gözün aç!
Benliğinle halka tülsün Efendim!..

*

Ben gibi divâne destan düzenler
“Sev!-Sevil!”siz “Üzülüp de Üzen”ler
“Öz”üne inmeyip dağ-taş gezenler
Uyanmazsa nasıl bulsun Efendim!..

*

İşte Aşk Meydanı söze karın tok
Tevhid İştirakla, çıkış yolu yok
Kıyamda KUL, secdesinde SULTAN çok
Kul İhvâni’m kulsun, kulsun Efendim!..


14.09.1995 11:40 dr..


Veysî : Resûlullah sav in seçtiği..

Vahyî : ALLAH CC seçtiği.

Yâdigâr : Hatıra. Bir kimseyi veya bir şeyi hatırlatan.

Tecliye : Cilalamak.

Tedbir : Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol. * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet. * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık.

Salâ : Namaza davet için çağırmak. Minarede okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalât" veya "Salât" dır.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

NEREDE?..

Merkeze bak Muhite bak
İki kapılı handır yaşamak
Giren HAKK’tır-Çıkanı HAKK
Ben nerede-Sen nerede?..

*

Yalın ayak-Başım kabak
Gönül ağız-Beden dudak
Koşuyorum köşe-bucak
İki arda bir derede!..

*
Nefsim madde-Ruhum mânâ
İstiyor Can.. n’oldu bana
Bir oyana - bir bu yana
Kalmışım Dostlar arada!..

*

Av, avcı vurdu-vurgunum
Kanım kayboldu yorgunum
Sanmayın deli-Mecnun’um
Gönlüm var kaşı karada!..

*
Yürü Kul İhvâni Sefil
Halk içinde HAKK’tan Gâfil
Kes sesini! Haddini bil!
“Benlik” bulunmaz burada!..


14.09.1995 12:28 dr..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

BU GÜN…

Yersiz-yurtsuz eser Tevhid Rüzgârı
Hiçlik-Heplik, Fenâ-Bekâ Envârı
Akıl Kilidine Aşk Anahtarı
Açarım - açarım – açarım bugün…

*

Harama helal var yalana doğru
RABB’ıyla RABB’ını bulana doğru
Bana Benden yakın olana doğru
Kaçarım - kaçarım – kaçarım bugün…

*

Aynı “HAYY”la Hayat!.. Koyunla kurdu
Aşk vurdu aklımın kabını kırdı
Gönül Dağlarından Tevhid fışkırdı
Saçarım - saçarım – saçarım bugün…

*

İmkanla-İmtihan Hayr ile kârı
Cemâlin Celâli Nûrunun Nârı
Zehiri-zemzemi, Tuzak Bazarı
Geçerim – geçerim – geçerim bu gün…

*

Herkes Sevdiğine vermiş elini
Çokların çökertmiş Dünya Gelini
Uzaktan görsem de Aşk Güzelini
Seçerim – seçerim – seçerim bu gün…

*

Aşk Kervana Kıtmir zincir şikenim
Veliyim-deliyim-gülüm-dikenim
Tevhid Makasıyla Benlik Kefenim
Biçerim – biçerim – biçerim bu gün…

*

Özünde melâmet hâl-i harabım
Velâyetin sırrı Ebu Tûrabım
Madde bardağıyla mânâ şarabın
İçerim –içerim –içerim bu gün…

*

Ben “BEN”i neylerim-niderim Dostlar
Halktan HAKK’a hicret ederim Dostlar
Başımı alır da giderim Dostlar
Göçerim – göçerim – göçerim bu gün…

*

Havf ü Recâ, Haşyet!.. Umutla-Korku
Tevhide iştirak ilâhi duygu
İki kanadımla özüme doğru
Uçarım - uçarım – uçarım bugün…

*

Kul İhvâni aklın, Tevhidin nerde?
Serinde sevdâ olan kalır mı yerde?
Devâsı derdinde onulmaz derde
Düçârım - düçârım – düçârım bugün…


14.09.1995 14:04


Melâmet : Kınanmışlık. İtab ve serzenişlik. Rezillik ve rüsvaylık.

Velâyet : Veli olan kimsenin hali. Velilik, dervişlik. * Dostluk. * Sadakat. * Başkasına sözünü geçirmek. Bir şeye kudret cihetiyle bizzat mutasarrıf olmak. (Bak: Veli)

Hicret : Bir yerden bir yere göç etmek. Kendi memleketini bırakıp başka memlekete taşınmak. * Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Mekke'den Medine'ye hicret etmesi. İslâmiyetin ilk zuhurunda, şeref ve izzetleri zedelenen Mekke'deki putperest müşrikler daima Hz. Peygamber'e su-i kastlar tertipliyorlardı. Bu yüzden Peygamber Efendimiz (A.S.M.) Mekke'yi bırakıp Medinelilerin dâvetini kabul ederek Hz. Ebu Bekir (R.A.) ile birlikte 622 senesinde hicrete mecbur oldu. Bu seneye Hicret senesi denildi. İslâm takvimlerinde "tarih", bu seneden başlar ve buna hicret yılı veya hicrî yıl denir. (Bak: Takvim-i Arabî)

Haşyet : Korku ve dehşet.

Düçâr : düşmek, tutulmak.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

BEN…

Girdim Benlik Bazarına
Karıştım zara kârına
Sanki hesab diyarına
Gitmeyecek birisiyim…

*

HAKK’a yaraşır hâlim yok
Hayra doğru mecâlim yok
Şerre şehvet tamahım çok
Koşanların dirisiyim…

*

Aklım rüşdüne ermedi
Erenler elin vermedi
Deliler derdim dermedi
Çark-ı Çile çerisiyim…

*

“Olur!-Olmaz!”ım olunca
HAKK Yolda yolcu yolunca
“HU-HAKK” la Hayat bulunca
HAYY Esmâsın derisiyim…

*

Çöp sepeti gibi içim
Her şeyi atmışım ne biçim
Bazen Hepim-bazen Hiçim
İlerisi – gerisiyim…

*

Sözde koydun Tevhidini
Yaşamaktı Tevhid Dini
Bilmeye geldin kendini
Hiçim-Heplik sürüsüyüm…

*

“Muhit” ayna her yerde “Ben”
“Merkez” nerde? Niçin? Neden?
Ben bıktım Benlik derdinden
Aklın Eşek Arısıyım…

*

Ömrümde benim gördüğüm
“Benlik” denilen kördüğüm
Efkârlanma deli gönlüm
Ben Tevhidin yarısıyım…

*

Aklım Tevhide basmıyor
Beynimde yalan susmuyor
Midem haramı kusmuyor
Sanki pislik sorusuyum

*

Kul İhvâni aç gözünü
Benlikten boşalt özünü
Herkese söyle sözünü
Ben=Bana “Ben?” sorusuyum…


20.09.1995 14:03


Mecâl : Tâkat. Güç. Kuvvet. * İktidar. İmkân. * Fırsat.

Tamah : (Tımah - Tumuh) Bir şeye göz dikip bakma.

Çeri : Asker.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

NEDİR?...

Aşk için inziva eyle
Derdin Dost’a dava eyle
Dört unsurun hava eyle
Gör eriyip akmak nedir?..

*

Tevhidinle ömrünü ör
Gönül gözünle HAKK’ı gör
Kelle gözü özüne kör
HAKK’la bakmak nedir?..

*
Öpsün alnın eşiğini
Bul Muhammed Âşığını
Şahın şimşek ışığını
Çaktırmak ne-Çakmak nedir?..

*

Teslim ol! İstikamet bul!
HAKK’a hanif olan makbul
Ezel-ebed kıyamda KUL
Tevhid Tacın takmak nedir?..

*

Gel et bacı – Gel ey kardeş
Var olmadı Tevhide eş
Düşünce özüne ateş
Bileceksin yakmak nedir?..

*

Silindi mi sîne pası
Kalb olur Tevhid Tarlası
RABB rençberi Haslar Hası
Aşk Tohumun ekmek nedir?..

*

İkilikten kurtulursan
Tevhid Birliğin bulursan
Sen de Ben gibi olursan
Çektirmek ne? çekmek nedir?..

*

Sendedir Firavun-Musa
Nefsindir ejderha-asâ
Tuvâ’dan Tûr’a yol varsa
Keklik gibi sekmek nedir?..

*

İster sildir-ister kırdır
Akıl Aynasın ardı sırdır
Ardında âlemler vardır
Arşa direk dikmek nedir?..

*

Bilendir HAKK ile bile
Aldırma gitsin câhile
Aklın tuzlat bir kâmile
Mis varken, pis kokmak nedir?..

*

Sevindiren-üzen HAKK’ın
Hayr ü şerri süzen HAKK’ın
Akıl HAKK’ın-düzen HAKK’ın
Çarka çomak sokmak nedir?..

*

HAKK’a teslim her hususta
Benliğini sarıp posta
Şükrün şikayetin Dost’a
Yâd ele diz çökmek nedir?..

*

Döndür yönünü Kâbe’ye
Tapınma ağaya - beye
Olur!.. Olmaz!.. Olan!.. şeye
Göz yaşların dökmek nedir?..

*

Unutmak için: “Sen-Ben”i
Yalana yurt olan beyni
Haram yuvası mideni
İki elinle sökmek nedir?..

*

Kul İhvâni HAKK’ı zikret
Fenâda bekâsın Fikret
Sabra sarıl RABB’a şükret
Öğren boynun bükmek nedir?..


20.09.1995 15:17 dr..


Hanif : Şirkten kendi kasdıyla uzaklaşan, şirki basîretle terk eden, bütünüyle HAKK’a yönelen, hiçbir şeyin onu HAKK’tan çevirip engelleyemeyeceği kişi haniftir.
İman ve amelin Bâtını: İhlas. Amelin ALLAH için olması.
İman ve amelin Zâhiri: Şeriat. Amelin şeriî olması.

İnziva : Feragat edip bir tarafa çekilmek. Bir işe karışmamak. Dünya işlerini bırakmak. Süfli ve hevesi işleri bırakıp ilm-i Kur'an ve imanla, ibadet ve taatla, Kur'ân ve imana hizmetle vakit geçirmek.

Hanif : İslâmiyetten evvel Allah'ın birliğine inanan ve Hz. İbrahim'in (A.S.) dininden olanların vasfı. * İslâmiyete kuvvetle bağlı olan ve ilmiyle âmil olan kimse. * Eğri. * Eski kötü hallerinden vazgeçip hakka ve doğruluğa yönelen.

Makbul : (Makbule) Kabul olunan. Beğenilen. Sevablı.

Rençber : Çiftçi. Tarla eken.

Tuvâ : Övünmüş, senâ edilmiş şey. * Tur-i Sina dağı eteğinde bir vâdinin adı. * Örülmüş kuyu.

Tûr : Tûr-i Sinâ : Musâ Peygamberin (A.S.) Allah (C.C.) kelâmına nâil olduğu, Süveyş ile Akabe Körfezi arasındaki bir yer ve bir dağ ismi. Cebel-i Musa veya Tur-u Sinâ da denir. * İbn-i Sinâ'nın ceddinin ismi. (Bak: İbn-i Sinâ)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

YÂR DOST…

Üzüp-Üzülmemek derviş dileği
Sev-Sevil! Sevgidir aşkın gerçeği
Açsın yüreğimde çile çiçeği
Yâr’in yârelerin ellemesinler…

*

Beden Aşk Şehridir, Kalb Payitahtı
Ameli iştirak – imanı ahdı
Geldik-Bildik-Bulduk bendeki bahtı
Bizi aşkı bilmez bellemesinler…

*

Derûn İklimine Tevhid ekelim
Gönül kuyusundan suyun dökelim
Kaybolsun izimiz çalı çekelim
Ahmaklar aşkımız dilemesinler…

*

Ben Dervişim diyen defterin dürsün
Nefsini gemlesin Sırat’a sürsün
Yanar dağlar gibi HAKK’ı püskürsün
Esen yeller aşkın küllemesinler…

*

İhvâni Âşıksan alnın ak söyle
Tevhid= Dört âlemdir. HAKK’a bak söyle
HAKK’ta HAKK’tan HAKK’a Halka HAKK söyle
Sözlerin “ÖZ”ünü tüllemesinler…


22.09.1995 14:56 dr..


Ahd : Vâdetme. Söz verme. Vefâ. Yemin. And. Misak. Peymân. * Asır. Devir. Tevhid. Mukavele. * Vasiyet.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

ZEVK 1141

Sorumsuzca çok süründüm, ben karanlık sokaklardan
Yürüdüm geceler boyu, izim kayıp şafaklarda
Alnımda aşkın alevi, yanıyorum… Donuyorum…
Çark-ı çilede çökmüşüm umut-korku ufuklarda…


22.09.1995 13:56 dr..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

ZEVK 1142

Halk içinde HAKK’ça yaşa! Yalansız – haramsız yürü!
Yâr’in çile çarşısında, Ağyâre el değmeden geç!
Kul kılığında Sultan ol! Yürü Ey gönül özgürü!
“Lâ Hüve ilâ Hu!”, Aşk! Akla başın eğmeden geç!..


22.09.1995 14:36 dr..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

ZEVK 1143

Herkesin içinde Sen’le, kimse bilmeden “Bile”yim!
Sabır taşım Tevhidimle, can evimde Seninleyim
Kalbim kızıl gülün kabı, kolay mı Yâr ile yanmak
Cevr-i Cihan, Çark-ı Çile, Şeydâyım kime çileyim?..


22.09.1995 14:30 dr..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

ZEVK 1144

Sen mi üfürdün ömrüme fırtınalar rüzgârını
Ey gözleri gözlerimde seyr eyleyen Sırr Sevgilim!
Sardın gönül oyununa dünü - bu günü - yarını
Karlardan aklardayım, ben kimim – kim değilim?..


22.09.1995 15:28 dr..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

GİTTİ…

Bildin mi akıl mahiyetin
Bunca âlemde kıymetin
“Ruhî –İlâhîdir!” dedin
Sırrına ermedin gitti!..

*

Akl işinin başın sonun
Anla aklın foksiyonun
Rasûl-tebliğ aksiyonun
Güllerin dermedin gitti!..

*

Kur’ân: Aklın vazifesin
Bildirir. Dinle-duy-sesin
Duymak ve uymak neşesin
Sırat’a sermedin gitti!..

*

Akıl için sorumluluk
Nedir alçaklık-ululuk
Mükâfât-Cezâya kulluk
Nefsini yermedin gitti!..

*
İlim – İrade – İdraksız
Kul İhvâni’m İştiraksız
HAKK’a ermeyendir Haksız
Canını vermedin gitti!..


04.10.1995 12:44 dr..


Mahiyet : Bir şeyin içyüzü, aslı, esası. Bir şeyin neden ibâret olduğu, künhü, esası, hakikatı. (Mâhiyet, hakikatten daha umumidir. Hakikat, mevcudatta, mahiyet ise, hem mevcudat hem ma'dumatta müstameldir.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

AKILNÂME…

“Tebliğ” akla hitab eder
Düşünce sistemin kur der
HAKK’a yürü!.. Şerre: “Dur!” der
Akıl, Kur’ân ile duyar…

*

Akıl, Kur’ânî ikazı
Anlar da eyler infazı
Hükmün hakemi HAKK razı
Akıl duyduğuna uyar…

*

İlâhi kelâm maksadın
Akıl anlar alır tadın
Hükm-ü HAKK bilmek muradın
Bilemezse HAKK’ta cayar…

*

Ya itiraz ya rıza var
Ya mükafât ya ezâ var
Her işe karşı ceza var
Akıl sarhoş, ayak kayar…

*

Akıl ne ilâh, ne “yok”tur
Dört unsurla işi çoktur
İnsan “yay”sa akıl “ok”tur
Nûr-u Muhammedî yayar…

*

Kul İhvâni kalbin köşk et
Aklın okut, adın aşk et
Nûr-u Muhammedî meşk et
Ola ki, Kıtmiri sayar…


04.10.1995 16:10

İkaz : Uyandırmak. Gafletten kurtarmak. Tenbih.

İnfaz : Sözünü geçirme. Bir hükmü yerine getirme. * Aldığı emre göre birisini öldürme. * Öte tarafa geçirme.

Meşk : Aşkı yaşamak. Şarkıyı söylemek.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Y HAYY – Y YÂR!..

Gönlüm sevginle eğlettin
Gurbette hasret yeğlettin
Başım elimle bağlattın
Verdin bir Güzel eline…

*

Çok güldürdün çok ağlattın
Kahkahama hıçkırık kattın
Çark-ı Çilede çağlattın
Göz yaşım sevdâ seline…

*

Naza varmaz niyazımı
Arzdan Arşa avazımı
Sîneme basıp sazımı
Döktürdün Tevhid teline…

*

Sırr-ı Subhân sabahımı
Özledim Şe’en Şahımı
Aklım kül eden ahımı
Savurdun seher Yeline…

*

Hayrın Habibi, İhvâni’m
Tevhid Tabibi, İhvâni’m
Gönül garibi İhvâni’m
Yanarım yangın hâline…


06.10.1995 11:12
Resim
Cevapla

“Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri” sayfasına dön