FİTNE VE FİTNECİLER

Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

FİTNE VE FİTNECİLER

Mesaj gönderen aNKa »

FİTNE VE FİTNECİLER

Latif YILDIZ

Muhammedî muhabbet mihenginden geçmeyen nice nefsperestler gördük ve görmektesiniz ki onlar; sırtlarında cehâlet cübbeleri, yakalarında ilim adamlığı altında lâf ebeliği etiketleriyle; Muhammedî Edeb'den ve Habibî hayâdan yoksun İblisî bilgi sahibi oldukları için Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den bahsederlerken, rastgele birisinden bahsedercesine lâubali ve lâkayd olup saygısızlığı ve hürmetsizliği kasden ve insanlara kötü örnek olsun diye sergileyen hergelelerdir.

Kendi boyunlarına geçirdikleri Benlik Eglâlleri (haksızlık ve hayırsızlık halkaları) (Yâsîn 36/8 bkz.);
Muhammedî merhamet, muhabbet, hikmet ve hasbî hizmet meydanına girmelerine ebedîyyen engeldir.
Aldıklarını sandıkları mesajları, edindiklerini sandıkları espirileri ve kısaca İslâm'a gizli kinleri ve açık kibirleri; azgın egolarının ve arsız kafalarının kozmik kellerini kapatamaz...
Âhir zamanda zâlimlerin içini boşaltıklarını sandıkları İslâm dininin düşmanlarını, hamd olsun Muhammedî mihenk taşıyla tanırız.
Böylesi hâin ve pişkinleri taşlamaya ise hiç hâcet yoktur.
Çünkü o nursuzların kendi ayakları gidip, kel başlarını vuracak ve parçalayacak şeytânî şer taşlarını kendileri bulur ve bulacaktır... Zirâ bu, ezelî ve ebedî bir Sünnetullahtır...
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i hâşâ basit bir postacı durumuna düşürüp safdışı ederek, Ümmet-i Muhammedîn aklını karıştırıp İslâm dinini içerden yıkmaya çalışan bu azgınlar, âhir zamanda Deccâlin öncüleri olan Decâcilelerdir.

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Âhir zamanda çok yalancı decâcileler olur." buyurdu
(Müslim, İmare 10, fiten 83; İbni Mâce, Sünen-Fiten 9; İmâmı Ahmed, Müsned II-349)
Hadis-i şerîfte geçen decâcile, deccalin öncüleridir.

Bu lânetli şeytânın uşakları, düşman bildikleri İslâm Dinini içten çökertip yıkabilmek için ümmeti ile Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Muhammedî Nur Bağını kesmek istemektedirler.
İslâm ilim adamı kisvesi altında nifâk saçmakta, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e imâna gerek yok, Kur'ân yeter gibi düşüncelerle genç beyinleri yıkamakta, hadis-i şerîfleri nerdeyse tümüyle uydurma saymakta, sünneti seniyyeyi dışlamakta, ömrünü fi sebilillah İslâm Dinine adayıp bu yolda şehîd olan İmâmı Azam ve nice yüce âlimlerimizi çağdışı saymakta iken; işine geldi mi, uydurma hadislerden bile yararlanmakta olan gerçek münâfıklar bu işi genellikle para ve şöhret için yapmaktadırlar.
Yaptıranlarla (Siyonizm, Masonizm veya Kiliseler Birliği v.s. gibi yıkıcı mihraklarla) işbirliği yaptığında daha gencecik iken; mevki, makam, şöhret, para ve dünya devletlerinde dolaşmak var... Televizyonlardaki şeytânî şovları var...
Alkış ise ahmak insanlardan bolca...
ALLAH Tealânın yasakladıklarının serbest, ve emrettiklerinin yasak olduğu, paranın gizli şirk putu haline getirildiği bir toplumda, şimdilik istidracları büyüyorsa da başlarına geçeceği günler yakındır...
Tıpkı hava ile şişirilen basit bir balon gibi...

Çünkü:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Paraya kul olan kahrolsun! Paraya köle olan mahvolsun! Kaftana ve kumaşa kul olan zelîl olsun..." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî, Rikak 10 (VII-175); İbni Mâce, Sünen-Zühd 8-4136)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Lâ takümü's- sâatü hatta yezhere'l-fuhşû ve't- tefehhuşü ve hatta yâ'bede'd- dirhemü ve'd- dinarü ilâ gayri zâlike: fuhuş ve ahlâksızlık açıkça yapılıncaya ve dirhem (gümüş) ile dinara (altın) tapılıncaya kadar şöyle şöyle (bunların dışındakiler) oluncaya kadar kıyâmet kopmaz." buyurmuştur.
(İ.Ahmed VI-162; El Hindî, Kenzü'l-Ummâl XIV-38583)

Cüneydi Bağdadî (kaddasallahu sırrıhu):
"Bizim ilmimiz kitab ve sünnetle kayıdlanmıştır. Kur'ân okumayan, hadis yazmayan ve bunları anlamayan kimseye uymak caiz değildir."
(Subkî, tabakat-ı Şâfiî)

"Bizim ilmimiz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ilmiyle kenetlenmiştir."
(Serrâc-el Lümâ)

"Bütün yollar mahlûkata kapalıdır. Ancak Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in izinden giden, sünnetine uyup yolunu benimseyen müstesnâ. Bu kimseye bütün hayr kapıları açıktır" (Subkî-tabakat)

Hasanı Basrî (kaddasallahu sırrıhu) ise: "İstediğiniz kadar ilim öğrenin, ALLAH'a yemin olsun ki ilminizle amel edinceye kadar ALLAH size ecir nâsib etmeyecektir. Sefihlerin gayreti, rivâyet etmektir. Âlimlerin gayreti ise riâyet etmektir." buyurur.
(Ebi Talibi Mekkî, Kûtû'l-KulûbI-133)

Bizim samimî ve ciddî inancımız ve yaşayışımız Muhammedî oluş şuûru ve nuru ile olup, biz müjdelenmiş Muhammedîleriz.

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hadisi kudsîde: ALLAH Tealâ: "Sâlih kullarıma gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan kalbinin düşünmediği ni'metler hazırladım!" buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî, Tevhid 35; Müslim, Îmân 312/176; Tirmizî, Tefsir 33/2827; İbni Mâce Zühd 39/4328)

Biz ezelden bileyiz, biriz ve Muhammedîyiz. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i ise candan öte severiz...

Resim--- "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ruhlar toplu cemâatlerdir (Âlem-i Ervâhta) birbirleriyle tanışanlar ülfet ederler, tanışmayanlar ise birbirleri ile (dostluk) etmezler." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî, Enbiyâ 2; Müslim, Birr 159/2031; Ebu Dâvud, Edeb 16/4834)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH bir şeye tecellî edince o şey HAKK'a boyun eğer." buyurmuştur.
(Nu'man bin Bişrr (ra) dan; Nesâî, Küsuf 16/1484; İbni Mâce, İkamet 152/1262)

Ne var ki ilâhî tecellîden nâsibsizlerin Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i inkâr ve iftiraları kalblerinin üzerine kaplumbağa kabuğu gibi "Ran" (pas) kılıfı geçirdi ki artık HAKK'ı duyup hayra uyamazlar...
Ta ki ciddî ve samimî olarak ALLAHÜ ZÜ'l-CELÂL'e tevbe edip Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den özür dileyeler...

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kul bir hata yaptığı zaman kalbinde bir leke meydana gelir. Şâyet günâhı terkedip istiğfâr ve tevbe ederse kalbi cilâlanır, tertemiz olur. Eğer böyle yapmayıp tekrar günâha dönerse, kalbindeki leke artar ve onun kalbini kaplar. Bunu ALLAH kitabında "Ran: pas"ismiyle zikredip: "Hayır, hayır! Onların kazandıkları (kazançları) kalblerinin üzerine ran: pas bağlamıştır!"
(Mütaffifin 83/14) buyurmuştur.

(Ebu Hureyre (ra) dan; Tirmizî, Tefsir-74/3334; İbni Mâce, Zühd 29/4244; İmâm Ahmed, Müsned II-297; benzeri, Müslim, Îmân 231/128)

İşte gün be gün azgınlaşmalarının sebebi ve nursuz zulümata dönüşüp gitmeleri bundandır...
Bir taraftan müslüman gözükürken diğer taraftan İslâm'ın mezârını kazarak hâinliklerine sebeb, paraya pula ve dünya menfâatine kurtlar gibi hâin ve hırslı oluşlarıyla taparcasına sevdikleri nefslerinin şöhret hırsı ve şuhluğudur (kuralsız serbestliği).
Bunu ise Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) haber vermiş idi:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Herşeyin bir kötü tarafı olduğu gibi, Her kötünün de bir zayıf ve gerçek yönü vardır. Başında böyle bir iş olan kimse, orta yolu tutar ve i'tidalli olursa ondan yana ümitliyim! Fakat bu şahıs parmakla işaret edilir bir duruma (şöhret) gelirse, onun sâlih bir kimse olduğunu sanmayın..." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Tirmizî, Kıyâmet 21/2453)

İslâmiyetin başından beri süren fitne fırtınası yeri, zamanı ve hali değişik değişik esiyor, kesiyor ve nefret kusuyor...
Âhir zamanda ise istediği yerde, zamanda ve şekilde küfrediyor...
Halbuki bu milllet onları çok iyi tanıyor ve izliyor... Zorba ve zâlim sahiblerine sırtlarını dayıyarak saldırıp duranları...

Çâresi ise; süratle Muhammedî şuûr, nur ve onura ulaşıp tevhidî birliği sağlamaktır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in fitne hadislerine can kulağımızı verip dinleyelim:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bir takım fitneler olacak. O fitnelerin kapılarının başında cehennem ateşine çağırıcı kimseler olacaktır. Bir ağacın kökünü ısırır halde ölmen, onlardan birisine tâbi' olmandan senin için daha iyidir." buyurmuştur.
(Huzeyfe bin El Yemanî (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3981)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Müslümanın en hayırlı malının, dinini fitnelerden kurtarıp korumak için (çıktığı) dağ başlarında ve yağış olan sahalarda (otlak) güttüğü davarlardan ibâret olacağı zaman yakındır..." buyurmuştur.
(Ebu Saîdi Hudri (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3980; Buhârî, Ebu Dâvud, Nesâî)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Fitnelerden uzak durun. Çünkü fitnelerde dil, kılıç darbesi mislidir." buyurmuştur.
(İbni Ömer (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3968 zevaid)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İnsanların elekten geçirilerek iyilerin gittiği, kötülerin kaldığı ahidlere sadakat ve emânetlere riâyetin bozulduğu, itilâfa düştükleri (Resûlullah (sav) ellerinin parmaklarını birbirine geçirerek) şöyle oldukları bir yakın gelecekte haliniz nasıl olacak?" buyurunca sahabe: "Yâ Resûlullah! buyurduğun durum olunca ne edelim?" dediler. Resûlullah (sav): "(hakk) bildiğinizi tutar, inkâr ettiğinizi bırakırsınız. Kendi işinize dönersiniz. Başkalarının işini terk edersiniz!" buyurmuştur.
(Abdullah bin Amr bin El As (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3957)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Vah size (halinize) ! Benden sonra birbirinizin boyunlarına vurarak kâfirler olmayınız!." buyurmuştur.
(İbni Ömer (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3943)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Vedâ Haccında: "Halkı sustur!"diye emretti ve: "Benden sonra birbirinizin boyunlarını vurarak kâfirler olmayınız!" buyurmuştur.
(Câbir bin Abdillah (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3942)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Müslümana sövmek, Füsûk (HAKK'a isyân, halka hâinlik) tür. Onunla (müslümanla) çarpışmak da küfürdür." buyurmuştur.
(Abdullah İbni Mes'ud (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3939; Buhârî, Müslim, Nesâî, İmâm Ahmed)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Mü'min o kimsedir ki insanların malları ve canları ondan (şerrinden) emindir. Muhacir de, hataları ve günâhlarını terkedendir." buyurmuştur.
(Fadâle bin Ubeyd (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3934 zevaid)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Müslümanın herşeyi müslümana haramdır. Kanı, malı ve ırzı!" buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3933; Müslim, Ebu Davu, Tirmizî)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İsrâil oğulları 71 fırkaya ayrıldı. Benim ümmetimde şüphesiz 72 fırkaya ayrılacaktır. Bunların hepsi ateştedir. Yalnız bir fırka hariç o ise cemâattir. (Muhammedî Fırka-i Nâciye) !" buyurmuştur.
(Enes bin Mâlik (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3993)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "(Andolsun ki) siz, kendinizden önceki (millet) lerin yoluna; kulacı kulacına, arşını arşınına ve karışı karışına muhakkak, tıpatıp uyacaksınız. Hatta onlar (daracık) bir keler (kertenkele) deliğine girseler siz de muhakkak o deliğe gireceksiniz!. Buyurunca Sahabeler: "Yâ Resûlullah! (O milletler) Yahudiler ve Hiristiyanlar (mı) ?" diye sorunca Resûlullah (sav): "Başka kim var bunlardan başka!" buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3994; benzeri Buhârîde)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Hiçbir kavim yoktur ki içlerinde günâh işlensin de, önleyebilecekler önlemesinler de ALLAH hepsini de cezâlandırmasın..." buyurmuştur.
(Cerir bin Abdillah El Becelî (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 4009)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Mal dolup taşmadıkça, fitneler meydana gelmedikçe ve herc çoğalmadıkça kıyâmet kopmayacaktır!" buyurdu. Oradakiler: "Herc nedir yâ Resûlullah ?" diye sordular. Resûlullah (sav): "Öldürmedir... Öldürmedir... Öldürmedir..." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 4047)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizin önünüzde şüphesiz öyle günler vardır ki cehâlet o günlerde iner, ilim o günlerde kaldırılır ve herc o günlerde çoğalır!" (Oradakiler): "Herc nedir yâ Resûlullah?" diye sordular. Resûlullah (sav): "Kıtaldır (öldürmedir) !" buyurmuştur.
(Ebu Musa El Eş'ari (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 4051; Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Abdullah İbni Mes'ud (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 4050; Buhârî, Müslim, Tirmizî)

Hakktan ve hayırdan saptıran herşey; lânetli, rahmetten uzak ve aldatıcı olarak bildirilmiştir:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Dünya mel'undur. İçindekilerde mel'undur ancak; Zikrullah, (zikre götüren) ALLAH'ın sevdiği şeyler, ilim öğreten âlimler ve ilim öğrenenler hariçtir." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Zühd 4112; Tirmizî, Beyhâkî)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Dünya mü'minin zindanı ve kâfirin cennetidir!" buyurmuştur. (Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Zühd 4113; Müslim, Tirmizî, İmâmı Ahned)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yâ Abdullah! Sen dünyada sanki bir garib gibi ol! Veya yoldan geçen yolcu gibi ol! Veya nefsini kabir ehlinden added, say..." buyurmuştur.
(Abdillah İbni Ömer (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Zühd 4114; Buhârî, Tirmizî, İmâmı Ahmed)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Eğer, Benim bildiğimi siz bilseydiniz az güler çok ağlardınız!" buyurmuştur.
(Enes bin Mâlik (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Zühd 4191 ve Buhârî ayrıca benzerini Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî,Rikak 3; Tirmizî, Nesâî)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Siz Benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız ve yataklarınızda duramazdınız." buyurmuştur.
(Buhârî, Küsuf 2)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ağlayınız! Eğer ağlayamıyorsanız, ağlamaya kendinizi (ALLAH korkusu ile) zorlayınız!" buyurmuştur.
(Sâd bin Ebi Vakkas (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Zühd 4196)

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İslâm garib (kimsesiz) olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib haline dönüşecektir. Fe tûbâ li'l-gurâbâ!: ne mutlu gariblere" buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3986 ve Müslim) Ayrıca (Enes bin Mâlik (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3987 zevaid) Ayrıca (Abdullah İbni Mes'ud (ra) dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3988 ve Tirmizî)

Resim--- Abdullah İbni Mes'ud (ra) demiştir ki: "Garibler kimlerdir ?" diye soruldu da Resûlullah (sav): "Kabilelelerinden (İslâmiyet için) ayrılıp uzaklaşanlardır" buyurmuştur.

İşte herkesin birilerinin ya da bir şeylerin peşine düştüğü âhir zamanda Muhammed (aleyhi's-selâm)'ı tercih edip izini izleyen gerçek garibler...
Fitne artmış, insanlar bozulmuş ve dini vecibeler yapılmıyor ya da istirmar ediliyorsa İslâmiyet ilk günleri gibi garib ve kimsesiz kalmış demektir.

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İslâm dini ehlinin elinde bulundukça asla ağlamayınız. Velâkin gayri ehlinin eline düşerse, işte o zaman ona ağlayınız..."
(Ebu Eyyubû'l-Ensari (radiyallahu anhu) dan; İmâm-ı Ahmed ve Hâkimi't-T irmizî)

Onun için âhir zamanda çokça ağlamayan âşık milleti görmedim...
Ağlaşıp geziyorlar...

Resim--- Tirmizî'nin Amr bin Avf (ra) dan rivâyet ettiği hadiste de: İslâmiyet'in garib olarak başladığı ve tekrar (günün birinde) garib hale dönüşeceği buyurulduktan sonra: "Ne mutlu o gariblere ki halkın benden sonra bozdukları sünnetimi (yolumu) islâh ederler" buyurmuştur. Tûbâ! Ne mutlu, gözü aydın olsun sünnetimi ihyâ eden Muhammedîlere...
İslâmiyetin ilk 4 yılında sadece Hatice (radiallahu anha) validemiz var...
Her türlü cefâ ve zulüm var...
Ve Muhammedî teblig-tenzir ve tebşir var...
Gariblik var...

Azîz kardeşim,
Biz muhabbetten bahsederken, bu İslâm Dininden nâsibsizlere ve fitne bahsine dönüşümüzün sebebi onların hâyasızca, ahlâksızca ve insafsızca ALLAHÜ ZÜ'l-CELÂL'in Resûlü Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'e açıktan saldırmalarını, Kur'ân'la ve İslâmla ilgili gözüken kitablarına ve medyatik şovlarına; çekinmeden, İslâm inancı ve i'tikadı hakkında şüpheye düşürücü, kandırıcı ve yıkıcı malzeme yapmalarıdır.
Çünkü, karşılarında tüm milli ve mânevî değer yargılarından soyulmuş ve soyutlanmış bir milletin gençleri var ve meydan bomboş...
Gençlerimiz suyu ve asiti ayırabilme bilgi ve şuûrundan yoksun, paranın peşinde ve her yöne akabilecek arksız sular gibi ne yazık...
Kuzu postuna bürünmüş kurtlar gibi hâin ve hırslı azgınlar ise kuzalarımızın peşinde...
Yemekten de ötede mânevî iğdiş (üreyemez) etmek için...

Resim--- Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Âhir zamanda bir takım insanlar çıkacak, dini dünyaya âlet edecek ve insanlara yumuşak görünmek için kuzu postuna bürünecekler. Onların dilleri şekerden tatlı, kalbleri ise kurt gibidir (hâin ve hırslı). ALLAH Tealâ şöyle buyuruyor: "Onlar benim hilmime mi aldanıyorlar? Yoksa Bana karşı cüretkarlık mı ediyorlar? Kendi adıma yemin ediyorum ki onlara kendilerinden öyle bir fitne göndereceğim ki içlerinden hâlim olanı bile hayrete düşürecektir..." buyurmuştur.
(Tirmizî, Zühd 59/2404)

Edebsiz ilim adamı oluş veya prof. postu bürünüşleri, ancak ahmakları kandırır:

Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah ilmi insanlardan soyup çıkararak almaz. İlmi, âlimleri (gerçek) huzuruna alarak soyar. Ortalıkta âlim kalmayınca, câhil kişileri (âlim diye) kendilerine (dini) lider ittihaz ederler. Herkes onlara sorar; onlar da, bilmeden (cesurca ve câhilce) cevâb verirler. Hem saparlar, hem de saptırırlar..." buyurmuştur.
(Abdullah b. Amr b. El As (ra) dan; Buhârî, İlim 34; Müslim, İlim 13; Tirmizî, İlim 5)

Azıcık da olsa imânı ve insafı olan müslümanların en kısa zamanda Muhammedî şuûra, nura, sürûra ve onura kavuşarak kendine, çocuklarına, milletine ve dinine sahib çıkması farz-ı ayn oldu... Sakın bu beyinsizlere kin ve nefret duyduğumuzu sanma...
İslâmda cihâd, İslâma saldırı olunca başlar ve farzdır...
Silâhlı ise silâhla, söz ile ise sözle...
Gerçek cihâd, Muhammedî merhamet ve muhabbetin saldırıcı düşmanlarına bile hasbî hizmettir!

Elbette onlar da çok iyi bilirler ki tüm âlemlerde muhabbet, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e tâbi' ve teslim olmakla başlar (Ahzâb 33/56; Âl-i İmrân 3/31) Ve bunu bildikleri için mânevî muhabbetin köküne kibrit suyu dökmek gayesi ile; Sevgili peygamberimize imânı, İslâmın imân şartı değil de kemâl şartı saymaktadırlar...
Endişemiz onların çabalarından değil de müslüman milletimizin üzerlerine saçılan ölü toprağından...

Yoksa bu yüce din nice Firavun'lar, nice Ebu Cehil'ler ve nice decacile bozuntuları gördü de hepsi yerle bir olup canları cehennemi boyladı...
Biz onların sadece iğrenç inanç, fiil ve fitnelerine karşıyız...

Azîz kardeşim,
Kur'ân-ı Kerîm elimizde, İmâm-ı Mutlak Muhammed (aleyhi's-selâm) önümüzde ve hamdolsun tahkik imân kalblerimizdedir. Muhammedî muhabbet, merhamet, hakikat ve hasbî hizmet ise sırat-ı müstakîmimizin son ucundaki ihsân ve cemâlin rıza rotası ve rabıtasıdır.
Kesin ve mutmaîn inancımız budur.
O şeytânlaşmış şaşkın ve taşkınlara ise Bakara 2/165 ve Mâide 5/54 âyet-i celilelerini bir daha, geberdiklerini varsayarak okumalarını öneririz...

Elbette "İt ürür kervan yürür..."biz sadece ALLAH Tealâya ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e tâbi' olan din ve can kardeşlerimizi her hususta Muhammedî bileliğe çağırıyoruz ve bunu sadece ve sadece Livechillah yapıyoruz:

Resim--- "Biz sizi sadece ALLAH rızası (Vechillah) için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz," (İnsan 76/9)

Durmadan sahte ve soysuz sevgiden dem vuran böylesi beyinsizlerin istedikleri; iki doğru arasına yerleştirdikleri küfürleriyle, Muhammedî muhabbet ve merhametin milletimizin yüreklerinden kazınmasıdır...
Geliniz hep beraber "Bile" olup şerlerinden RABB'ımıza sığınalım:

Resim--- "RABB'im! Bana zindan, onların dâvet ettikleri işten daha sevimlidir (iyidir). Eğer onların hilelerini (tuzaklarını) benden uzaklaştırmazsan (çevirmezsen) onlara meyleder ve câhillerden olurum! dedi." (Yûsuf 12/33)

Kul İhvanî Divanı
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön