Şu karşı yaylada göç katar katar,
Bir güzel sevdası serimde tüter,
Bu ayrılık bana ölümden beter,
Geçti dost kervanı eyleme beni.
Şu benim sevdiğim başta oturur,
Bir güzelin derdi beni bitirir,
Bu ayrılık bize zulüm getirir,
Geçti dost kervanı eyleme beni.
Ben gidersem sunam bana ağlama,
Ciğerimi aşk oduna dağlama,
Benden başkasına meyil bağlama,
Geçti dost kervanı eyleme beni.
Gider isem bu il sana yurt olsun,
Münâfıklar aramızda kurt olsun,
Ben ölürsem yüreğine dert olsun,
Geçti dost kervanı eyleme beni.
Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım,
Aşalım da dost iline düşelim,
Çok nimetin yedim helallaşalım,
Geçti dost kervanı eyleme beni.
Zaman dediğimiz ne ki?
Dün bugüne göçtü, bugün yarına göç yolunda...
Mevsim dediğimiz ne ki?
Kış bahara göçtü bahar kışa göç yolunda...
Varlık dediğimiz ne ki?
Var yok'a göçtü yok var'a göç yolunda...
Bu med-cezir arasında renkler göçtü, sözler göçtü, İZler göçtü...
Göç'e doymadı âlem. Göç'ün kendi göçmekte...
Göç yollarında ne canlar tebdîl oldu ne hevesler ne cenkler ne aşklar...
Göçler göçmekle başlıyormuş... İnandığınız, güvendiğiniz, dayandığınız dağlar, insanlar, amaçlar göçünce siz de göçe geçiyor, göçüyorsunuz... Tavanın üstünüze göçmesi gibi, viran olmuşsa artık "eviniz" temelden çürümeye başlamışsa, başınıza göçüveriyor...
Dünyanın başınıza göçmesi gibi, peşinde koştuğunuz ne ise umut kalmamışsa o şeyden elleriniz boşa çıkmışsa, tükendiğiniz o son noktada dünyanız başınıza göçüveriyor...
İşte böyle bir göçmenin ardından önce içiniz göç yoluna çıkıyor ardından cesediniz... geriden hiç bir şey almaksızın geriye dönüp bakmaksızın göçe çıkıyorsunuz ileriye, öteye, bilinmeze...
Bilinen göçmüştür ki bilinmeyene göçersiniz taaaa ki bilinmeyen bilinen oluncaya ve o da başınıza göçünceye değin... Bir göç adamı olursunuz artık, göçlerden göçleredir HAYYat maSALLınız... Göçünü toplamış gidiyor derlerdi eskiler. Bir şeyin yıkılmasına göç dendiği gibi dönüşü olmayan gidişlere göç dendiği gibi yanındaki azığına, tasına, tarağına da göç demişler... Göçerin GÖÇü bir kalbi bir YÂR i ÖZünde taşıdığı.
Türkçede GÖÇ , Arapçada HİCR-ET CANlar... Hicret adamı ya resuller... HİCR-ETle kulubu'l-mu'minîne taşındı ya Ha-CERR , Yu-SUFÎ , Meryem , Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem ... Ve her GÖÇ-ERin YÂR olanı var yanında... Ha-CERRin İsmâil'i, Yu-SUFÎnin Züleyhâsı, Meryem'in Îsâ'sı Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in YÂR-ı Ğâr 'ı...
Göç bir rüzgârla başlar, nereden geldiği bilinmeyen gaybtan gelen gayba giden bir esinti göç yollarını serer görünmeyen... Görmediği, bilmediği, sormadığı İZe, yollara düşer hER şey... Hayvan, nebât, İNS-ÂN...
Göç bir KÜLLdür. Odunun ateşle KÜLLe dönüşü, KÜLL ün esintiyle Gökyüzüne dönüşü, gökyüzünnün tûlic olup AŞK la dönüşü gibi.
Göç yolu SIRR vermeyen yutan " kâlet yâ leytenî mittu kable hâzâ ve kuntu nesyen mensiyyâ " ( «Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim» ) dedirten, YOLa çıkaran, azîm ve nâdir bir Lutuf...
Bir kıvılcım nâr, bir üfürülen nefes(nûr), bir avuç toprak bir damla SU'yun maSALL ı GÖÇ...
Yani; GÖÇÜNCE başına... GÖÇÜNÜ alıp GÖÇÜYOR İNS-ÂN...
şu karşı yaylada göç katar katar...
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
- kabe
- Üye
- Mesajlar: 28
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
"ÇÜNKÜ BU DÜNYA HAYATI GEÇİCİ BİR ZEVK VE EĞLENCEDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR ;OYSA SONRAKİ HAYAT TEK (GERÇEK) HAYATTIR.KEŞKE BUNU BİLSELERDİ ". Ankebut 64 (Muhammed Esed meal)
İŞİM ACELE
Gökte zamansızlık hangi noktada ?
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!
Gençlik....Gelip geçti...bir günlük süstü;
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
Eser darmadağın,emek yüzüstü
Toplayın eşyamı, işim acele !
N.F.K 1972
İŞİM ACELE
Gökte zamansızlık hangi noktada ?
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!
Gençlik....Gelip geçti...bir günlük süstü;
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
Eser darmadağın,emek yüzüstü
Toplayın eşyamı, işim acele !
N.F.K 1972
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
HiCRR..
HaCERR HiCret eden..
Sefer.. Misafir Gibi..
ZeRRe-KüRRe DÖNN-Er Neden?
DEVRR-AN daki SoN-SU z SEVgi!..
HeR ŞEY'i SER-HOŞ EdeNden!..
SEVen-SEVilen-SEVgili!..
HaYY Dost!.. Yâ Huu!..
Celle CelâliHuuuuu!
GöÇ!..
SUya CeMRe Düştü Derler
Kanat Çırpınce Leylekler
Hep Beklerdik Çocuk İken
Bilirdik ki Gelecekler!..
Bulut Bulut Safî SEVgi
ÇÖLdeki Ateş Kuşları
GöÇmen değil Esir Gibi
ÇÖPlükteki Leş Kuşları!..
GöÇler Acı-GöÇler Gerçek
Çekip Gidenler Gelmezse
Solar Yürek Çiçek Çiçek
Gönüller Küser-Gülmezse!..
Ne mekÂN Ne AN Bırakır!
ES-Erse GöÇ-ER Rüzgârı
cANı UÇar kAN Bırakır!
BİZ-BİR-İZ! der Nazlı YÂRı!..
Her Yer-Her AN da-Her Hâlde
GÖNÜL İKLİMİn GÖÇmek cAN!
Korku-UmuT ta Derhâl! de
ECE den ECeL İÇmek cAN!!..
BoMBoŞ-Issız-SESsiz Adam
Bu Dünyanın Son-UCUnda
Kim-KİMse!. NefeSSiZ Adam
GöÇün Sükut ORUCUNda!..
ÇÖPlük cANı SIKtığında
KALBin KABın YIKtığnda
CeLâL CeMâL GöÇü BAŞlar
cAN CiSiMden ÇIKtığnda
NûRun AYNa TeneZZüLü
ANlayıp YAŞAmak AŞKtır!
MeRyeMin FaTıMa BeTÜLü
Kâr ü Belâ GöÇü MEŞKtir!..
HA-CERR Ateşinde Piş-Er!
SâRâ SIRRında Peşe-Peş!
İBRAHİM Yollara DÜŞ-eR
Harran KalıR!. Nemrut Ateş!..
HA-CERRin Ha sı Hasreti
HicRRette İsmail Kurb-AN!
HaRaMdır GönÜL Gurbeti
Hasede DÜŞerse Bir CAN!..
YuSUfun Hasreti ESeFe
YaKuBun YANık KOKuSU
Yâ ESefâ alâ YuSUfe!
Minel- Hüznî!. Ah! Korkusu!..
MeRyeM Doğuşa ÇEKilir
Yüreğin Yer-Göz Yaşı İÇ-Er!
FİTNE TOHUMu Ekilir
Herkes Ektiğini BİÇ-Er!..
HiCRR, Mekanen Kasiyyâ! mız
KuRu HuRMa KÜTÜĞÜnde
Küntü Nesyem- Mensiyyâ! mız
cANın ÇİLE ÇÖPlÜĞÜnde!..
Mısırdan Medyene Musâ
Acı-Tatlı GÖÇ bir Küll dür
Tuhricül- Hayy! DOĞ-AN İsâ
Tulicül- Leyl!. Külle TÜLdür!..
Âşık Gider TEKKE Kalır!
Konuşur Boş-Laf Kirleri
Resûl HiCCRde, MEKKE Kalır!
Lâ İlâhe!.. Münkirleri!..
HİCRR-Et, ZoR YoLdaki ZEVKtir
ZULM ELİnden Kurtuluştur
MUHAMMEDÎ Bir MİHENKtir
HİCRR-Et, MEDİNE BULuştur!..
GÜL GönÜLlüler KAÇarken
TaŞ ELLİler PEŞindedir
cAN-Cennet Kapı AÇarken
Zâlim, Dünya LEŞindedir!..
GöÇ, SaVuRmak Dört uNSuru!
İÇte SoN-UÇ SU-z Ve HeP Siz
KalaKAL-mak ARI DURU
H-İÇ te SEVmektir SeBeBsiz!..
ARAsı GöÇ! DOĞum-ÖLüM!
VARlık-YOKluk! Bir damla SU!
Hasbinallah!. Gönül GÜLÜm
GöÇ de Geçer! Geçer Yâ Huu!..
GöÇle GeÇ-Er, Çöle KıTmiR
ANılır MEZAR TAŞIyla
ÇÖLde ÇiçÇEKler DİRİlir
DÖKülen Hasr-Et YAŞIyla!..
GÖÇ, İÇ-iN de KuL İhvâni!
GÖZüken ÇİLE ÇULLarı
RABBım Bâki Her ŞeY Fâni
AN-LAmaz AKIL KULlları!..
08.08.09 02:24
zamAN İÇİnde zamANda..
وَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا أَسَفَى عَلَى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظِيمٌ
" Ve tevella anhüm ve kale ya esefa ala yusüfe vebyaddat aynahü minel huzni fe hüve keziym: Onlardan yüz çevirdi ve, Vah! Yûsufa vah! dedi ve üzüntüden iki gözüne ak düştü. O artık acısını içinde saklıyordu. (Yusuf 12/84)
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
" Tulicül leyle fin nehari ve tulicün nehara fil leyl, ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy, ve terzüku men teşaü bi ğayri hisab: Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin. (Âl-i İmrân 3/27)
فَحَمَلَتْهُ فَانتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا
فَأَجَاءهَا الْمَخَاضُ إِلَى جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا
" Fe hamelethü fentebezet bihi mekanen kasiyya. Fe ecaehel mehadu ila ciz'in nahleh kaletya leyteni mittü kable haza ve küntü nesyem mensiyya : Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. «Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!» (Meryem 19/22-23)