---- "HAY"AT HİK"AY"ESİ---
---TEMİZLENME FORMÜLÜ---
TOPLA! + ÇARP! + BÖL! = ÇIKAR!
HER İNSAN KENDİ KULLUK İMTİHANINDA
MUHAMMEDİ OLDUĞUNUN ŞUÛRUNA EREREK,
KENDİNİ MUHAMMDİ MÜKEMMELLİĞE
ULAŞTIRMAK ZORUNDADIR
BU MÜKEMMELLİĞE ULAŞMAKTA KOLAY OLMAMAKLA
BİRLİKTE TEKEMMÜL GEREKİR Kİ;
ALLAH(C.C.)NUN HİDÂYETİ,
RASULULLAH(S.A.V.)İN ŞEFAATİ,
ALLAH DOSDLARININ HİMMETİ
VE O KİMSENİNDE YÜCE VARLIK ALLAH(C.C.)YA OLAN;
YOKLUĞUNU, HİÇLİĞİNİ,
ÂCİZLİĞİNİ, FAKİRLİĞİNİ
BİLİP
GÖSTERECEĞİ;
İYİ NİYET, CİDDİYET,
SAMİMİYET, GAYRET ŞARTTIR
RASÛLULLAH(S.A.V.)İN
MEN AREFE NEFSEHU FEKAD AREFE RABBEHU
NEFSİNİ BİLEN RABBİSİNİ BİLİR
BUYRUĞU İLE HİÇDE KOLAY OLMAYAN NEFSİ BİLME İÇİN
ÖNCE DERDİMİZİN KENDİMİZLE OLDUĞUNU
BİLELİM,
BULALIM VE
ANLAYALIM
VE DAHA SONRA
KILIÇSIZ-KALKANSIZ AMA DAHA DA ZOR OLAN
BÜYÜK CİHATA BAŞLAYALIM İNŞÂALLAH
HER İNSANIN ANNE VE BABASINDAN GELEN GENETİK YOLUYLA
VEYA KENDİSİNİN ŞUANKİ YAŞI KADAR OLAN DÜNYA YAŞANTISINDAN ALDIĞI;
İYİ-KÖTÜ,
GÜZEL-ÇİRKİN,
GEREKLİ-GEREKSİZ,
ZARARSIZ-ZARARLI,
HAYR-ŞER,
OLMASI GEREKEN-OLMAMASI GEREKEN,
GÜN YÜZÜNE ÇIKMIŞ VEYA ÇIKMAMIŞ,
HUY VE AHLAK HALİNE GETİRİLMİŞ VEYA GETİRİLMEMİŞ;
KİMLİK VE KİŞİLİĞİMİZİ OLUŞTURAN;
BİLGİ, SÖZ, ANLAYIŞ, AMEL,
FİİL, DAVRANIŞ, YAŞAYIŞLAR VARDIR
GENETİKSEL VEYA ZAMAN İÇERİSİNDEKİ BU OLUŞUMLARI
KENDİ İÇİMİZDE BİRER BİRER "TOPLA"YALIM
VE ORTAYA DÖKELİM
GÖRÜLÜYOR Kİ ZAMANLA ARTI VE EKSİ YÖNDEKİ ÇOĞU OLUŞUMLARI
"ÇARP"A ÇARPA ARTTIRMIŞ
VE KİŞİLİĞİMİZE YERLEŞTİRMEYE ÇALIŞMIŞIZ
ALLAH(C.C.)NUN KULU VE RESÛLÜ OLAN
MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)İN ABDULLAH YÖNÜ
BİZE EN GÜZEL ÖRNEKTİR.
ONDA OLANLAR BİZDE OLMASI GEREKEN,
OLAMAYANLAR DA BİZDE OLMAMASI GEREKENLERDİR
HERŞEY GAYET AÇIK-SEÇİK ORTADADIR
VE BİZLERE DÜŞEN BİZDEKİ-NEFSİMİZDEKİ HAYR VE ŞER OLANLARI
"BÖL"EREK AYIRMAKTIR
SONRASI MI?
KENDİMİZDE VARSA EKSİK OLAN ARTI YÖNDEKİ OLUŞUMLARI
DAHA DA ÇOĞALTMAK
VE YİNE VARSA EKSİ YÖNDEKİ OLUŞUMLARI
"ÇIKAR"IP ATMAKTIR
HERKES TERKETTİKLERİ KADAR YOL ALIYORSA;
BU ZOR YOLDA TAHAMMÜL VE SABIR İLE
YOLUMUZA ENGEL OLANLARI TERKETMEK,
İLK İLERLEYİŞİMİZ OLSUN İNŞÂALLAH
ALLAH(C.C.) YÂR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
VE BİRLİKTE ŞERRİ VE BÂTILI SAVALIM İNŞÂALLAH
RABBİMİZ MUHAMMEDİ OLDUĞUMUZUN ŞUURUNA BİR AN ÖNCE ERDİRSİN İNŞÂALLAH
MUHAMMEDİ MUHABBETLE
TEMİZLENME FORMÜLÜ (+ x : -)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
TEMİZLENME FORMÜLÜ (+ x : -)
En son aNKa tarafından 19 Şub 2008, 22:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- illaedep
- Aktif Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: 25 Eki 2007, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Harika bir "HAYY"at Hikayesi..
Aşk olsun, daim olsun ve
Muhammedi hazmı olsun.
Allah cc razı olsun
Resûlullah sav hoşnut olsun
İnşâallah...
EL HAYYU - EL MUHYÎ
Hayât, hayevân (diri ve canlı olmak, yaşamak) kökünden bir sıfat isimdir.
Kur'ân-ı Kerîm'de, ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL için mutlak ölümsüz, bâkî ve diri mânâsında olup mevcûd canlılar için fenâ (geçici, izâfi, sınırlı, sorumlu ve sonlu oluş) esastır.
Kur'ân-ı Kerîm'de ihyâ (diriltmek, yaşatmak) masdarında fiil çekimiyle türeyen kelimeler 47 âyette geçer.
Ayni kökten muhyî (diri kılan, can veren) ismi 2 âyette ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilmiştir.
Kul için doğum-hayat-ölüm serüveninde mutlak hayy olanın bilinip anlaşılması ve ona göre yaşam hakk olandır.
Hay, Kur'ân-ı Kerîm'de 5 âyette ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilmiştir
(Bakara 2/255, Al-i İmrân 372;Tâhâ 20/111; Furkân 25/58; Gafîr 40/65 bkz.)
Külli şey'in varlığı mutlak zâtının eseri olan Hayyü'l-Kayyûm olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL
Dirilğin (hayyın, hayatın) mutlak kaynağı olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'in El Fâ'alün (fiilin fâili oluş) isminin zuhûru El Hayy isminde tecellîsiyle ve temel oluşuyladır.
Niçinsiz ve nasılsız mutlak hayy oluş elbette zâtına mahsus olup her türlü benzetme ve düşünceden tenzih ederiz.
El Hayy isminin, El Evvel, El Âhir, El Zâhir, El Bâkî, El Vâris ve El Hakk isimleriyle de anlam ilişkisi vardır.
--- İmâm Alî (keremallahi veche): "Bedir savaşı başlayınca bir miktar savaştım. Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldim ve ne yapmak istediğine bakmak isyiyordum. Secde etmiş şöyle diyor buldum: "Yâ Hayyu yâ Kayyum! Birahmetike estegisû!: Ey dâim diri ve kâim kayyum olan ALLAH'ım, rahmetinle Sana sığınıyor ve yardımını diliyorum." Oradan ayrılıp tekrar bir miktar daha savaştım, tekrar geldim, o hâlâ secde hâlinde idi ve: "Yâ Hayyu yâ Kayyum! Birahmetike estegisû!" buyuruyordu. Ben oradan ayrılıp tekrar bir miktar daha savaştım, tekrar geldim, o hâlâ ayni hâlde devâm ediyordu. ALLAH zafer verinceye kadar bu hâlde devâm etti" buyurmuştur.
(Rezin tahric etmiştir. İbni Hacer, Hâkim ve Nesâî'nin rivâyet ettiğini Fethü'l-Bâri, 8-291 de belirtmiştir)
El Hayy : Devâmlı hayat sahibi, mutlak diri, dirilerin dirilik kaynağı, hayat veren tek.. Mutlak diri, gerçek hayat sahibi ve Bâkî olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.
El Muhyî : Maddî-mânevî hayat verip dirilten, canlandıran, canı var eden ve ruh veren. Diri ve hayatta kılma gücünün mutlak sahibi ve can verici olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.
Hayiye : Diri, canlı ve gelişir olmak.
Hayy : Diri, canlı ve hayat sahibi.
Ehyâ : Diri kılmak, diriltmek.
Hayyahullah : ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'için, yaşatmak.
Hayya : Selâm vermek. Bir şey'e çok yaklaşmak.
İstehyâ : Hayâ etmek. Mütevâzi olmak
Hayâü : Utanma, hayâ, tevâzu.
Haya : Bolluk, verimlilik, yağmur, tevbe.
Hayat : Hayat, doğum-ölüm arası merhâle, ölümün zıttı.
Hayyâ : Koş!...Gel!...(dirilmeye)...
EL HAYYÜ (celle celâluhu) ZEVKİ:
Nûr-u Muhammed'e kavuşunca Hayy olan (dirilen) kalbin her atıştaki "YÂ HAYY!..." sesini, sistem dinler ve inler..
Aşk olsun, daim olsun ve
Muhammedi hazmı olsun.
Allah cc razı olsun
Resûlullah sav hoşnut olsun
İnşâallah...
EL HAYYU - EL MUHYÎ
Hayât, hayevân (diri ve canlı olmak, yaşamak) kökünden bir sıfat isimdir.
Kur'ân-ı Kerîm'de, ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL için mutlak ölümsüz, bâkî ve diri mânâsında olup mevcûd canlılar için fenâ (geçici, izâfi, sınırlı, sorumlu ve sonlu oluş) esastır.
Kur'ân-ı Kerîm'de ihyâ (diriltmek, yaşatmak) masdarında fiil çekimiyle türeyen kelimeler 47 âyette geçer.
Ayni kökten muhyî (diri kılan, can veren) ismi 2 âyette ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilmiştir.
Kul için doğum-hayat-ölüm serüveninde mutlak hayy olanın bilinip anlaşılması ve ona göre yaşam hakk olandır.
Hay, Kur'ân-ı Kerîm'de 5 âyette ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilmiştir
(Bakara 2/255, Al-i İmrân 372;Tâhâ 20/111; Furkân 25/58; Gafîr 40/65 bkz.)
Külli şey'in varlığı mutlak zâtının eseri olan Hayyü'l-Kayyûm olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL
Dirilğin (hayyın, hayatın) mutlak kaynağı olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'in El Fâ'alün (fiilin fâili oluş) isminin zuhûru El Hayy isminde tecellîsiyle ve temel oluşuyladır.
Niçinsiz ve nasılsız mutlak hayy oluş elbette zâtına mahsus olup her türlü benzetme ve düşünceden tenzih ederiz.
El Hayy isminin, El Evvel, El Âhir, El Zâhir, El Bâkî, El Vâris ve El Hakk isimleriyle de anlam ilişkisi vardır.
--- İmâm Alî (keremallahi veche): "Bedir savaşı başlayınca bir miktar savaştım. Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldim ve ne yapmak istediğine bakmak isyiyordum. Secde etmiş şöyle diyor buldum: "Yâ Hayyu yâ Kayyum! Birahmetike estegisû!: Ey dâim diri ve kâim kayyum olan ALLAH'ım, rahmetinle Sana sığınıyor ve yardımını diliyorum." Oradan ayrılıp tekrar bir miktar daha savaştım, tekrar geldim, o hâlâ secde hâlinde idi ve: "Yâ Hayyu yâ Kayyum! Birahmetike estegisû!" buyuruyordu. Ben oradan ayrılıp tekrar bir miktar daha savaştım, tekrar geldim, o hâlâ ayni hâlde devâm ediyordu. ALLAH zafer verinceye kadar bu hâlde devâm etti" buyurmuştur.
(Rezin tahric etmiştir. İbni Hacer, Hâkim ve Nesâî'nin rivâyet ettiğini Fethü'l-Bâri, 8-291 de belirtmiştir)
El Hayy : Devâmlı hayat sahibi, mutlak diri, dirilerin dirilik kaynağı, hayat veren tek.. Mutlak diri, gerçek hayat sahibi ve Bâkî olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.
El Muhyî : Maddî-mânevî hayat verip dirilten, canlandıran, canı var eden ve ruh veren. Diri ve hayatta kılma gücünün mutlak sahibi ve can verici olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.
Hayiye : Diri, canlı ve gelişir olmak.
Hayy : Diri, canlı ve hayat sahibi.
Ehyâ : Diri kılmak, diriltmek.
Hayyahullah : ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'için, yaşatmak.
Hayya : Selâm vermek. Bir şey'e çok yaklaşmak.
İstehyâ : Hayâ etmek. Mütevâzi olmak
Hayâü : Utanma, hayâ, tevâzu.
Haya : Bolluk, verimlilik, yağmur, tevbe.
Hayat : Hayat, doğum-ölüm arası merhâle, ölümün zıttı.
Hayyâ : Koş!...Gel!...(dirilmeye)...
EL HAYYÜ (celle celâluhu) ZEVKİ:
Nûr-u Muhammed'e kavuşunca Hayy olan (dirilen) kalbin her atıştaki "YÂ HAYY!..." sesini, sistem dinler ve inler..
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
TEMİZLENME FORMÜLÜ (+ , X ,: ,- )
7.2. KÂMİL ÂRİF VE KEMÂLÂT (KULLUK SIFATLARI)
EMRULLAH AÇIK VE NETTİR Kİ;
TESLİM OL!(TESLİMİYET)BU BİR MUHAMMEDİ KUL İÇİN LÂZIMDIR.
MURADULLAH DA AÇIK VE NETTİR Kİ;
İSTİKAMET BUL!(İSTİKAMET) BU DA BİR MUHAMMEDİ KUL İÇİN LÂYIKTIR.
---BU LÂZIM VE LÂYIKIN TEVHİDİ; KEMÂLÂTTIR.
---BİZE DÜŞEN KULLUK GÖREVİ İMTİHANINDA MUHAMMEDİ ŞUÛRA ULAŞIP GAYRETİNİ GÖSTERMEKTİR (MEMURUZ -MECBURUZ-MAHKUMUZ).
AKIL- ZAMAN- SIHAT VS. GİBİ KUDSÎ NİMETLERİ ÇAR-ÇUR ETMEDEN!
BOCALAYIP --PANİKLEMEDEN YOLU ''YOL''UNCA VE ''YOLDAŞ''ILARIYLA ''YÜRÜ''MELİYİZ.
UNUTMAMALIYIZ Kİ;
--AHMAK ; ARADIĞINA ''ACABA?'' İLE
--ÂLİM ; İLME ÇABA İLE
--ÂRİF ; İRFANA ÇİLE İLE ULAŞIRKEN
--KÂMİL ÂŞIK ; HAKK'A ''BİLE'' İLE NAİL OLUR.
(KULİHVANİ)
--H''AY'' ''AT'' HİK''AY'' ''ES''İ ! ! ! ! + ! !
--H-AYY(C.C)UM HAYAT VERDİ LÜTF-U İHSAN ETTİ ''ŞEY''LERE
-- A-(İ)LEM ŞEKİLLENDİ ; 2 BİLİNMEYENLİ DENKLEM ! ! ! ! + ! !
--''Y-OK''LUĞUMUZU BULDURACAK ! ! ! ! ''ÇOK''LUĞUMUZLA ! !
--A-RAYACAK- BULACAĞIZ AZMİMİZ- ÇABAMIZ-GAYRETİMİZ BU, ''BİZ''E ''İHSAN'' OLUNANI ! ! ! ! + ! !
--T-ABİYATIMIZDA Kİ UNSURLARIN MUHTEŞEM-MUAZZAM-MÜKEMMEL HAYKIRIŞINI ''BELÂ!'' DEDİĞİNİ ! ! ! ! + ! !
--H-AYAT HİKAYESİNDE Kİ TEMİZLENME FORMÜLÜNDE ! ! ! ! + ! !
--İ-LİM - İRADE - İDRAK VE İŞTİRAK İLE
--K-AÇIP NEREYE? DÜNYA DAMINDA! GAYRET GÖSTERMEK MEBURİYETİNDEYİZ. MAHKUMUZ BU ''DAM''DA
--''A-CZ''İMİZİ BİLMEYE MEMURUZ- FAKİRİZ BU GURBET DİYARINDA ''YETİM''İZ
--Y-AŞAMAYA MAHKUMUZ ''ESİRİZ'' KAÇAMADIĞIMIZ BU DÜNYA DAMINDA! SON DURAĞA KADAR.
--E-LVEDÂ DEMEDEN; BU DÜNYA DAMINA
TOPLAMA - ÇARPMA - BÖLME - ÇIKARMA = YAŞAYARAK(YAŞATARAK)+ ŞÂHİD OLACAĞIZ İNŞÂALLAH SİSTEME ! ! ! ! ! + ! !
--S-ÖZ ET !
SOHBET ET ! !
ZEVK ET ! ! ! !
HAZZ ET ! ! ! ! !
--İ-NŞÂALLAH MUHAMMEDİ GÖNÜL GEMİSİ KAPTANI İLE
ASR'I-SÂADET'E
''CAN''LAR ANKA-İLLAEDEP GÜZELLERİ
''ZEVK''ETTİK ''ZEVK''İNİZLE
MUHAMMEDİ MUHABBETLERİMLE
EMRULLAH AÇIK VE NETTİR Kİ;
TESLİM OL!(TESLİMİYET)BU BİR MUHAMMEDİ KUL İÇİN LÂZIMDIR.
MURADULLAH DA AÇIK VE NETTİR Kİ;
İSTİKAMET BUL!(İSTİKAMET) BU DA BİR MUHAMMEDİ KUL İÇİN LÂYIKTIR.
---BU LÂZIM VE LÂYIKIN TEVHİDİ; KEMÂLÂTTIR.
---BİZE DÜŞEN KULLUK GÖREVİ İMTİHANINDA MUHAMMEDİ ŞUÛRA ULAŞIP GAYRETİNİ GÖSTERMEKTİR (MEMURUZ -MECBURUZ-MAHKUMUZ).
AKIL- ZAMAN- SIHAT VS. GİBİ KUDSÎ NİMETLERİ ÇAR-ÇUR ETMEDEN!
BOCALAYIP --PANİKLEMEDEN YOLU ''YOL''UNCA VE ''YOLDAŞ''ILARIYLA ''YÜRÜ''MELİYİZ.
UNUTMAMALIYIZ Kİ;
--AHMAK ; ARADIĞINA ''ACABA?'' İLE
--ÂLİM ; İLME ÇABA İLE
--ÂRİF ; İRFANA ÇİLE İLE ULAŞIRKEN
--KÂMİL ÂŞIK ; HAKK'A ''BİLE'' İLE NAİL OLUR.
(KULİHVANİ)
--H''AY'' ''AT'' HİK''AY'' ''ES''İ ! ! ! ! + ! !
--H-AYY(C.C)UM HAYAT VERDİ LÜTF-U İHSAN ETTİ ''ŞEY''LERE
-- A-(İ)LEM ŞEKİLLENDİ ; 2 BİLİNMEYENLİ DENKLEM ! ! ! ! + ! !
--''Y-OK''LUĞUMUZU BULDURACAK ! ! ! ! ''ÇOK''LUĞUMUZLA ! !
--A-RAYACAK- BULACAĞIZ AZMİMİZ- ÇABAMIZ-GAYRETİMİZ BU, ''BİZ''E ''İHSAN'' OLUNANI ! ! ! ! + ! !
--T-ABİYATIMIZDA Kİ UNSURLARIN MUHTEŞEM-MUAZZAM-MÜKEMMEL HAYKIRIŞINI ''BELÂ!'' DEDİĞİNİ ! ! ! ! + ! !
--H-AYAT HİKAYESİNDE Kİ TEMİZLENME FORMÜLÜNDE ! ! ! ! + ! !
--İ-LİM - İRADE - İDRAK VE İŞTİRAK İLE
--K-AÇIP NEREYE? DÜNYA DAMINDA! GAYRET GÖSTERMEK MEBURİYETİNDEYİZ. MAHKUMUZ BU ''DAM''DA
--''A-CZ''İMİZİ BİLMEYE MEMURUZ- FAKİRİZ BU GURBET DİYARINDA ''YETİM''İZ
--Y-AŞAMAYA MAHKUMUZ ''ESİRİZ'' KAÇAMADIĞIMIZ BU DÜNYA DAMINDA! SON DURAĞA KADAR.
--E-LVEDÂ DEMEDEN; BU DÜNYA DAMINA
TOPLAMA - ÇARPMA - BÖLME - ÇIKARMA = YAŞAYARAK(YAŞATARAK)+ ŞÂHİD OLACAĞIZ İNŞÂALLAH SİSTEME ! ! ! ! ! + ! !
--S-ÖZ ET !
SOHBET ET ! !
ZEVK ET ! ! ! !
HAZZ ET ! ! ! ! !
--İ-NŞÂALLAH MUHAMMEDİ GÖNÜL GEMİSİ KAPTANI İLE
ASR'I-SÂADET'E
''CAN''LAR ANKA-İLLAEDEP GÜZELLERİ
''ZEVK''ETTİK ''ZEVK''İNİZLE
MUHAMMEDİ MUHABBETLERİMLE
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- NuruM
- Saygın Üye
- Mesajlar: 350
- Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
O KADAR ŞEY YAZILIP ÇİZİLİYOR DA, PEKİ NEDİR MESELE????
MESELE BİR ŞEY OLMAK VEYA OLAMAMAK DEĞİL.
KENDİMİZDE OLANIN FARKINA VARMAK
ÂLEMDE NE VAR İSE ÂDEMDE DE O VARMIŞ.
ÖNCE KENDİMİZİ BİLECEZ.
KENDİNİ BİLENE BABASININ KANI HELÂL.
BİLMEYENE ANASININ SÜTÜ HARAMMIŞ
RASULULLAH (S.A.V.):
KİM Kİ NEFSİNİ (KENDİNİ) BİLDİ, RABBİİNİ(DE) BİLDİ BUYURUYOR
BİR DE ZEVK EHLİ DERKİ:
99 ESMÂ İLE KENDİNİ, 1 ALLAH(C.C.) İSMİ İLE RABBİNİ BİLİRSİN.
BUNLAR BİRER LOKMA İSE;
ÖNCE DİNLEYECEĞİZ BİLGİLENECEĞİZ.
SONRA AĞZIMIZA GÖTÜRECEĞİZ.
SONRA BİR GÜZEL ÇİĞNEYECEĞİZ.
SONRA DA YUTACAĞIZ.
İLİM-İRADE-İDRAK VE İŞTİRAK BU OLSA GEREK
İLERLEME VE GELİŞİP OLGUNLAŞMADA DÖRTLÜ SİSTEMİ İYİ BİLMEK LÂZIM
HER DERDİN DEVÂSI VARDIR, AHMAKLIK HARİÇ!.. BUYURUYOR EFENDİMİZ (S.A.V.)
BİR DE DİYOR Kİ MÜBÂREK(S.A.V.):
DÜNYA BİR LEŞTİR, TALİBİ KÖPEKLERDİR.
BU SÖZE KARŞI DÜNYA MI İSTİYORUZ ŞİMDİ!!..
TAMAM DÜNYAYI İSTEMİYORUZ DA
CENNET Mİ ARIYORUZ PEKİ????
GÜNEŞ ÇIKTI EFENDİLER GECENİN NEREYE GİTTİĞİNİ BOŞVERELİM ARTIK
AKIL ZITLAR ÂLEMİNDE, ZITLARI AYIRABİLME İMTİHANINDA
İLAHİ İLİM VE MUHAMMEDİ EDEP SUYU ÇEŞMEDEN HARIL HARIL AKMAKTA
ÇEŞMEYİ BULANLAR, BULAMAYANLAR
BULUP DA NASİBİNCE İÇENLER, NESİBİ KISMETE DÖNÜŞMEYİP İÇEMEYENLER
İÇİP DE NE OLDUĞUNU ANLAYANLAR, ANLAMAYANLAR
MİMDE CEME BİR ÇAĞRI VAR.
EY ÂHİRİNDE SİNE-Yİ MUHAMMED OLANLAR!...
GERÇEK DOSDLAR İYİ GÜNDE DÂVETE İCABET EDERLER,
KARA GÜNDE DAVETSİZ GELİRLER DİYOR THEOPRATUS
RABBİMİZ ÜMMET-İ MUAHAMMEDE UMÛMEN HEPİMİZE İSLÂH, İFLÂH, FEREC(ÇIKIŞ YOLU) VERSİN İNŞAALLAH RAHMETULLAHI DİLİYORUZ
CEHALET ÇUKURUNDAKİ İNSANIN HAYAT SAHNESİNDEKİ İMKANLA İMTİHAN ÇİLELERİ SONUCU ÇIKACAĞI AŞK DAĞININ ZİRVESİ, KEMÂLÂT MAKAMI VE KÂMİLLER YURDUDUR DER HAKK DOSTU
ALLAHÜ ZÜL-CELÂLİMİZ KOLAYLIKLAR VERSİN İNŞÂALLAH
TÂBİ BU AŞAMADA; ÖZÜMÜZDEKİ NİYET VE GÖSTERECEĞİMİZ GAYRET İLE HAKKA VE HAYRA HİDAYET DİLER VE ERERİZ
MUHAMMEDİ ŞUURU İDRAK TESMİYYET,
İŞTİRAKİMİZ İSE İSKİKAMET BULSUN İNŞAALLAH
BU YOLDA KİMSE KİMSENİN ALTINDA ÜSTÜNDE, ÖNÜNDE ARKASINDA DEĞİLDİR
OMUZ OMUZA BİR SAF OLARAK İMAM-I MUTLAK RASULULLAH (S.A.V.) EFENDİMİZE UYALIM İNŞÂALLAH
GAYEMİZ GAYRETİMİZ SADECE HİZMETTİR
HİZMET İLE DEST-İ KEMALİ BULMAKTIR
BÜTÜN CANLARI SEVGİYLE SELÂMLARIM
MUHAMMEDİ MUHABBETLER DİLERİM
MESELE BİR ŞEY OLMAK VEYA OLAMAMAK DEĞİL.
KENDİMİZDE OLANIN FARKINA VARMAK
ÂLEMDE NE VAR İSE ÂDEMDE DE O VARMIŞ.
ÖNCE KENDİMİZİ BİLECEZ.
KENDİNİ BİLENE BABASININ KANI HELÂL.
BİLMEYENE ANASININ SÜTÜ HARAMMIŞ
RASULULLAH (S.A.V.):
KİM Kİ NEFSİNİ (KENDİNİ) BİLDİ, RABBİİNİ(DE) BİLDİ BUYURUYOR
BİR DE ZEVK EHLİ DERKİ:
99 ESMÂ İLE KENDİNİ, 1 ALLAH(C.C.) İSMİ İLE RABBİNİ BİLİRSİN.
BUNLAR BİRER LOKMA İSE;
ÖNCE DİNLEYECEĞİZ BİLGİLENECEĞİZ.
SONRA AĞZIMIZA GÖTÜRECEĞİZ.
SONRA BİR GÜZEL ÇİĞNEYECEĞİZ.
SONRA DA YUTACAĞIZ.
İLİM-İRADE-İDRAK VE İŞTİRAK BU OLSA GEREK
İLERLEME VE GELİŞİP OLGUNLAŞMADA DÖRTLÜ SİSTEMİ İYİ BİLMEK LÂZIM
HER DERDİN DEVÂSI VARDIR, AHMAKLIK HARİÇ!.. BUYURUYOR EFENDİMİZ (S.A.V.)
BİR DE DİYOR Kİ MÜBÂREK(S.A.V.):
DÜNYA BİR LEŞTİR, TALİBİ KÖPEKLERDİR.
BU SÖZE KARŞI DÜNYA MI İSTİYORUZ ŞİMDİ!!..
TAMAM DÜNYAYI İSTEMİYORUZ DA
CENNET Mİ ARIYORUZ PEKİ????
GÜNEŞ ÇIKTI EFENDİLER GECENİN NEREYE GİTTİĞİNİ BOŞVERELİM ARTIK
AKIL ZITLAR ÂLEMİNDE, ZITLARI AYIRABİLME İMTİHANINDA
İLAHİ İLİM VE MUHAMMEDİ EDEP SUYU ÇEŞMEDEN HARIL HARIL AKMAKTA
ÇEŞMEYİ BULANLAR, BULAMAYANLAR
BULUP DA NASİBİNCE İÇENLER, NESİBİ KISMETE DÖNÜŞMEYİP İÇEMEYENLER
İÇİP DE NE OLDUĞUNU ANLAYANLAR, ANLAMAYANLAR
MİMDE CEME BİR ÇAĞRI VAR.
EY ÂHİRİNDE SİNE-Yİ MUHAMMED OLANLAR!...
GERÇEK DOSDLAR İYİ GÜNDE DÂVETE İCABET EDERLER,
KARA GÜNDE DAVETSİZ GELİRLER DİYOR THEOPRATUS
RABBİMİZ ÜMMET-İ MUAHAMMEDE UMÛMEN HEPİMİZE İSLÂH, İFLÂH, FEREC(ÇIKIŞ YOLU) VERSİN İNŞAALLAH RAHMETULLAHI DİLİYORUZ
CEHALET ÇUKURUNDAKİ İNSANIN HAYAT SAHNESİNDEKİ İMKANLA İMTİHAN ÇİLELERİ SONUCU ÇIKACAĞI AŞK DAĞININ ZİRVESİ, KEMÂLÂT MAKAMI VE KÂMİLLER YURDUDUR DER HAKK DOSTU
ALLAHÜ ZÜL-CELÂLİMİZ KOLAYLIKLAR VERSİN İNŞÂALLAH
TÂBİ BU AŞAMADA; ÖZÜMÜZDEKİ NİYET VE GÖSTERECEĞİMİZ GAYRET İLE HAKKA VE HAYRA HİDAYET DİLER VE ERERİZ
MUHAMMEDİ ŞUURU İDRAK TESMİYYET,
İŞTİRAKİMİZ İSE İSKİKAMET BULSUN İNŞAALLAH
BU YOLDA KİMSE KİMSENİN ALTINDA ÜSTÜNDE, ÖNÜNDE ARKASINDA DEĞİLDİR
OMUZ OMUZA BİR SAF OLARAK İMAM-I MUTLAK RASULULLAH (S.A.V.) EFENDİMİZE UYALIM İNŞÂALLAH
GAYEMİZ GAYRETİMİZ SADECE HİZMETTİR
HİZMET İLE DEST-İ KEMALİ BULMAKTIR
BÜTÜN CANLARI SEVGİYLE SELÂMLARIM
MUHAMMEDİ MUHABBETLER DİLERİM
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
"Allah merhametini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirine merhamet eder. Hatta yavrulu hayvan, bir tarafını incitir endişesiyle ayağını yavrusundan sakınır"
(Buhari, Edeb, 19, Müslim, Tevbe, 17).
- sev-guzel
- Özel Üye
- Mesajlar: 609
- Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00
ALLAH CELLE CELALİHU RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL VE ÖZEL BİLGİLER.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için nefsi tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir.
Şems suresinde, (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini, günahta, cehalette, dalalette bırakan zarar etti) buyuruldu.
Bakara suresinin (Kalblerinde hastalık vardır) âyet-i kerimesi ile bildirilen hastalık, tedavi edilmedikçe, hakiki iman ele geçmez. Kalbi hasta olanın imanı, imanın suretidir.
Nefsini temizleyen hakiki imana kavuşur.
Yunus suresinin, (Allahü teâlânın evliyası için azap korkusu, nimetlere kavuşmamak üzüntüsü yoktur) mealindeki âyet-i kerimesindeki müjde, hakiki imana kavuşanlar içindir.
Herkesin nefsi, baş olmak sevdasındadır. Başkasının emri altına girmeyi asla istemez. Nefsin bu arzusu ilah olmak, herkesin kendine tapınmasını istemek demektir. Allaha ortak olmak ister. Daha da ileri giderek bizzat ilah olmak ister.
Hadis-i kudside, Allahü teâlâ, (Nefsine düşmanlık et, çünkü nefsin, benim düşmanımdır) buyuruyor. Demek ki nefsin isteklerine boyun eğmek, Allahü teâlânın bu düşmanına yardım etmek olur. Bu ise ne korkunç bir afettir. Dinin bütün emir ve yasakları nefsi ezmek, taşkınca isteklerini önlemek içindir.
Dine uyuldukça nefsin istekleri azalır.
Nefs, temizlenmedikçe, üstünlük sevdasından vazgeçmez.
Nefsi temizlemek için en tesirli ilaç, kelime-i tevhidi söylemektir.
Dışarıdan gelen kötü istekler, şeytandan gelmiş olmakla beraber, geçici hastalıktır. Küçük bir ilaç ile kolayca giderilebilir:
(Şeytanın aldatması elbette zayıftır.) [Nisa 76]
Nefsi kötülüklerden temizlemelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(En üstün cihad, nefs ile yapılan cihaddır.) [İ.Neccar]
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Gençlik, ömrün en kıymetli zamanıdır. İnsanın sıhhatli, kuvvetli olduğu zamandır. Bu zaman, her gün geçiyor, azalıyor, ihtiyarlık yaklaşıyor. Yazıklar olsun ki, en şerefli, en lüzumlu iş olan, marifetullahı kazanmayı, hayal olan ömrün sonuna bırakıyoruz. En şerefli olan zamanlarını, en zararlı, en kötü şey olan nefsin arzularına kavuşmak için sarf ediyoruz.
Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım diyen, aldandı) buyurdu. Allahü teâlâ, insanları ve cinleri marifetullaha ve Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için yarattı.
Nefslerimizin arzuları peşinde koşan bizler, ne zaman aklımızı başımıza toplayacağız?
İnsanın, Allahü teâlânın marifetine kavuşmasına mani olan en kuvvetli düşman nefsin arzularıdır. Bu arzular bitip tükenmez. Hepsi de çok zararlıdır.
Maksudun, mabudundur buyuruluyor. Maksadın, arzun ne ise, ilahın odur.
(Nefslerinin arzularını ilah edinenler) âyet-i kerimesi, bunun vesikasıdır.
Her işte, nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur. Nefsine uyan, küfre girebilir veya haram işlemeye başlar.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hasislik, nefse uymak ve kendini beğenmek felakete sürükler.) [Taberani]
(Akıllılık alameti, nefse hakim olmak ve öldükten sonra gerekenleri hazırlamaktır. Ahmaklık alameti, nefse uyup, Allahtan af ve merhamet beklemektir.) [Tirmizi]
ALINTI
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için nefsi tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir.
Şems suresinde, (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini, günahta, cehalette, dalalette bırakan zarar etti) buyuruldu.
Bakara suresinin (Kalblerinde hastalık vardır) âyet-i kerimesi ile bildirilen hastalık, tedavi edilmedikçe, hakiki iman ele geçmez. Kalbi hasta olanın imanı, imanın suretidir.
Nefsini temizleyen hakiki imana kavuşur.
Yunus suresinin, (Allahü teâlânın evliyası için azap korkusu, nimetlere kavuşmamak üzüntüsü yoktur) mealindeki âyet-i kerimesindeki müjde, hakiki imana kavuşanlar içindir.
Herkesin nefsi, baş olmak sevdasındadır. Başkasının emri altına girmeyi asla istemez. Nefsin bu arzusu ilah olmak, herkesin kendine tapınmasını istemek demektir. Allaha ortak olmak ister. Daha da ileri giderek bizzat ilah olmak ister.
Hadis-i kudside, Allahü teâlâ, (Nefsine düşmanlık et, çünkü nefsin, benim düşmanımdır) buyuruyor. Demek ki nefsin isteklerine boyun eğmek, Allahü teâlânın bu düşmanına yardım etmek olur. Bu ise ne korkunç bir afettir. Dinin bütün emir ve yasakları nefsi ezmek, taşkınca isteklerini önlemek içindir.
Dine uyuldukça nefsin istekleri azalır.
Nefs, temizlenmedikçe, üstünlük sevdasından vazgeçmez.
Nefsi temizlemek için en tesirli ilaç, kelime-i tevhidi söylemektir.
Dışarıdan gelen kötü istekler, şeytandan gelmiş olmakla beraber, geçici hastalıktır. Küçük bir ilaç ile kolayca giderilebilir:
(Şeytanın aldatması elbette zayıftır.) [Nisa 76]
Nefsi kötülüklerden temizlemelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(En üstün cihad, nefs ile yapılan cihaddır.) [İ.Neccar]
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Gençlik, ömrün en kıymetli zamanıdır. İnsanın sıhhatli, kuvvetli olduğu zamandır. Bu zaman, her gün geçiyor, azalıyor, ihtiyarlık yaklaşıyor. Yazıklar olsun ki, en şerefli, en lüzumlu iş olan, marifetullahı kazanmayı, hayal olan ömrün sonuna bırakıyoruz. En şerefli olan zamanlarını, en zararlı, en kötü şey olan nefsin arzularına kavuşmak için sarf ediyoruz.
Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım diyen, aldandı) buyurdu. Allahü teâlâ, insanları ve cinleri marifetullaha ve Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için yarattı.
Nefslerimizin arzuları peşinde koşan bizler, ne zaman aklımızı başımıza toplayacağız?
İnsanın, Allahü teâlânın marifetine kavuşmasına mani olan en kuvvetli düşman nefsin arzularıdır. Bu arzular bitip tükenmez. Hepsi de çok zararlıdır.
Maksudun, mabudundur buyuruluyor. Maksadın, arzun ne ise, ilahın odur.
(Nefslerinin arzularını ilah edinenler) âyet-i kerimesi, bunun vesikasıdır.
Her işte, nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur. Nefsine uyan, küfre girebilir veya haram işlemeye başlar.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hasislik, nefse uymak ve kendini beğenmek felakete sürükler.) [Taberani]
(Akıllılık alameti, nefse hakim olmak ve öldükten sonra gerekenleri hazırlamaktır. Ahmaklık alameti, nefse uyup, Allahtan af ve merhamet beklemektir.) [Tirmizi]
ALINTI