HaMM AKLım ve NAKİL
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
HaMM AKLım ve NAKİL
HaMM AKLım ve NAKİL
Ahh! HaMM AKLım Ahh!..
ÂN-ı ANlamadın!
KûN-u ANlamadın!
DüN-ü, Bu GÜN-ü ANlamadın!
“OLsun! OLmasın!” Dedin de
OL-ÂN-ı ANlamadın!..
Zât ALLAH celle celâluhu, NûRuyla..
Sıfat.. Esmâ.. EŞyâ.. Tenezzülü…
İLLiYYîNden Esfel-i Sâfilîne,
Nurdan Zulmet hâline
CeMâLinden CeLâLine..
Ahsen-i Takvîm üzere
OL-AN AN-ın İNSAN-ı
Geliş-Dönüş.. Rucû’-UrûC İmtihÂNı..
El Âlim-El Alîm ALLAH celle celâluhu..
ÂLeMM.. AKLL.. ÂDeMM..
DeM bu DeMde DeM bu DeMM..
OL-AN-ı ANla AKILsan MâDEMM..
ÂLeM’e Teşekkül Tenezzülü Eşyâ ile.
ÂDeM’e TeVHiD Tenezzülü AKIL ile..
ALLAH celle celâluhu’nun ÂLeMdeki AYNası AKIL..
Teşekküle Teşekkür TeVHiDinin; Kalb Kazanı, Kafa Tası AKIL..
ALLAH celle celâluhu kullî ŞEY’e ve Herkese, her İNS-ANa,
Nicelik-Nitelik-İyelik-Kişilik-KiMlik, SENlik (A’yân-ı Sâbite) vermiştir ve bu AKIL ile BİLinir .
Alın Yazıları, Parmak İzleri, Kaderleri, Kadarları ve Kendileri Olarak,
GeÇmiş, Şu AN ve GeLecekte TEK OL-AN ALLAH celle celâluhu’nun Yarattığı kullî ŞEY “SEN” Olarak “TEK” tir.
ÇOK-luk İfratından,
YOK-luk Tefritinden Münezzeh
TEK-lik TeVHîDinde MüteKeBBiR ALLAH celle celâluhu..
“BEN” olan, Gerçekte ve Mutlakta ancak ve ancak ALLAH celle celâluhu’dur..
ALLAH celle celâluhu’nun muhatabı, sâdece “SEN” buyurduğu İlk Nokta NûR-u Mîm’dir ve Rahmetenli’l-âlemîn OL-AN Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’dir.
Her şey ve Herkes ise Nûr-u Mîm’den Yaratılmış ve BİLEdir.
Bunun içindir ki Her şey ve Herkesin Muhatabı O’dur.
Her ZeRRe ve KüRRe AYN- ı Sâbittir...
ALLAH celle celâluhu’nun VüCÛDu, Vâcibu’l- VüCÛD’dur ve MUTLAKtır.
MevCÛD Gözüken; İzâfî, İğreti ve GEÇici VARlık Sâhibi Her ZeRRe ve KüRRe Nûr-u NÛN’un Nûr-u Mîm Tezâhürüdür.
ASLından ne GAYRıdır ve ne de ASLının AYNıdır.
MevCÛD Sahasında; Sınırlı, Sorumlu ve Mukayyed mâ-SİVÂdır.. KâiNatta GÖRülen MevCÛDat, SEViyelenmemiş AKLın SEYR u SulûK ÂYETleridir.
Ahh! HaMM AKLım Ahh!
Sen Mi Sanalsın! ANladıkların, var SANdıkların mı?..
Sen Ne-SîN AKLım?
BeN SeN Miyim? SeN Mi Ben-SîN?..
Mânâsı BAĞ Olan AKLım!
NAKL BaĞını Kuramadığın takdirde, KoKmaktasın ve ŞaŞıp KaLmaktasın..
Hatta “Belhum eDALLun” Olmaktasın!
O Halde Hayvanlık Hâlinden de aşağıda-en Sapıksın..
***
أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلًا
---Em tahsebu enne ekserehum yesmeûne ev ya’kılûn(ya’kılûne), in hum illâ kel en’âmi bel hum edallu sebîlâ(sebîlen):Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar. (Furkân Sûresi, 25/44)
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
Ahh! HaMM AKLım Ahh!
Sen Mi Sanalsın! ANladıkların, var SANdıkların mı?..
Sen Ne-SîN AKLım?
BeN SeN Miyim? SeN Mi Ben-SîN?..
Mânâsı BAĞ Olan AKLım!
NAKL BaĞını Kuramadığın takdirde, KoKmaktasın ve ŞaŞıp KaLmaktasın..
Hatta “Belhum eDALLun” Olmaktasın!
O Halde Hayvanlık Hâlinden de aşağıda-en Sapıksın..
Sen Mi Sanalsın! ANladıkların, var SANdıkların mı?..
Sen Ne-SîN AKLım?
BeN SeN Miyim? SeN Mi Ben-SîN?..
Mânâsı BAĞ Olan AKLım!
NAKL BaĞını Kuramadığın takdirde, KoKmaktasın ve ŞaŞıp KaLmaktasın..
Hatta “Belhum eDALLun” Olmaktasın!
O Halde Hayvanlık Hâlinden de aşağıda-en Sapıksın..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
ah............................
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
NAKL BaĞına, Rasûlî SEViyeyi;
BİLip-BULup-OLup da cAN CeRRyÂNını O’nda YAŞAYınca CeHeNNeMler CeNNet Olacağı sana;
ALLAH celle celâluhunun SÖZü,
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem SESiyle
Tebliğ, Tenzir, Tebşir ve Teşhid edilmişti..
O’nu OKU-yacaktın!..
Hadi OKU!
DUYur!.
bUYur!..
“İKRâ!”
İKRâ-ÂN!
El-KUR'ÂN!..
AKLım Sen-Sîn,
DUY-ÂN ve UY-ÂN!..
Ahh! AKILım Ahh!
BaŞımın Püsküllü BeLâsı
RASÛLULLAH sallallâhu aleyhi ve sellemin SALL SeLâsı
ALLAH celle celâluhu nun AŞK AYNası ve KÂLû Belâsı..
bAŞımdaki BEN-lik TACım
TATlı - TUZlu - EKŞi - ACIm
DeRÛNumun DeLi DERDi
NAKL-en ULAŞ-ır İLACIm..
ZEVK 4309
Bir DERDe DÜŞtün ki AKLım! DERD Kudurdu DERDinden BaK
“HAKK’ı DUYup-HAYRa UYup, RASÛLULLAH (sav)la YAŞAmaK”
“BİL!-BUL!-OL! OL-AN” İken: “OL-sun! OL-masın!” DE-Dİğin
Değil idi Â Ş I K İ Ş İ !.. YAN-dın, YAK-tın “B İ Z” i A H m a K!..
14.01.11 16:31
GöKlerin Kuşağında
YERlerin Kucağında…
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
Ahh! AKLım Ahh!
SeNin İÇin NEler DEndi ve DEdim..
SeN Ne-Sîn ey AKLım?. Binbir Âlem Bayraklım!..
KUR'ÂN-ı KERİM’imiz NE BUYurdu NE DUYurdu…
SeNin İÇin.. Neden Niçin?..
Buyurunuz BAKalım,
gÖZden Öze AKalım,
“OKU!” mak MeŞ’âlemiz YAKalım İnşâe ALLAH..
YAKalım da, HaMM AKLım;
NAKLin Naz-Niyazında Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in MutaHHARR Rızâ RAVZAsında TAMM Olmadan,
KELÂMuLLahın SÖZünü,
NAKLen Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem SESinden DUY-arak ve UY-arak TÜMM-lenmen Nasıl Olacak?.
NEFSim, AKLımla Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i;
ÎMÂN-ında BİL-meden
AMEL-inde BUL-madan
AHLÂK-ında OL-madan
AHVÂL-ini YAŞA-madan
Kendi UBÛDİYYET “BENlik”
CENÂBETliğinden-Cünüblüğünden-ASLından Uzaklaşmışlığından vazgeçmeden ve Kendini BİLmeden,
VELÂYET İNÂBEtliğine GeLL edip - ELL Edip Erenliği BULmadan,
RASÛLİYYET İMÂMEtliğine SeLL edip SeLLâm-etinde OLmadan,
ULÛHİYYET CENÂBlığına-TüMMlenme YAKINlığına SALL edip Kavuşmadan ve Şehâdetini YAŞAmadan,
Nasıl İKRA’-ÂN edip ÂN-ı OKUyacak?!
“BeN! BEN!” Deyip dururken,
“Bir BEN vardır Bende Benden İçerü!”
YUNUSumuzu Dinleyip sÖZün ÖZün UYMazken:
إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
---“İnnenî enallâhu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî ve ekîmi’s-salâte li zikrî : "Gerçekten Ben, Ben ALLAH'ım, Ben'den başka ilâh yoktur; şu halde Bana ibâdet et ve beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl." (Tâ-Hâ Sûresi, 20/14)
ZaVVallı NeFS-im RuH-umu DUY-saydı,
Bî-ÇâRe AKL-ım DUYduğu NAKLe UYsaydı,
HAKKı DuYYmakta HAYRa UYYmakta Kendi İÇİmde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem İle-BİLe RASÛLÎ SEViyelenmek Vasiyyetini ANLarlardı!..
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
---“İllellezîne âmenû ve amilû’s-sâlihâti ve tevâsav bi’l-hakkı ve tevâsav bi’s-sabr(sabrı) : Ancak îman edip sâlih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka.”
(Asr Sûresi, 103/3)
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
HaMM AKLım, ÂB- DesTsiz sakın Kur'ân-ı Kerim’e dOKUnma!
Önce teZeKKâ et! Temizlen de, ZİKRe-Kur'ân-ı Kerime SALL edip NAKLe ViSALL BuLasın!
قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّى
---“Kad efleha men teZeKKâ : Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;” (A'lâ 8 /14)
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّى
---“Ve zekeresme rabbihî fe SALLâ: Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.” (A'lâ 8 /15)
ÂB-Su Nerde?
DesT- El Nerde?
ÂB- DesT: EL-SUyu Almak Nerde?
MuHaMMeDî MutaHHaRRatta, VuDû’ vASLı Nerde? ÂBDest fASLı Nerede?
Ahh! AKILım Ahh!..
لَّا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ
---“Lâ yeMESSuhû illel mutahherûn(mutahherûne): Ona, temizlenip arınmış olanlardan başkası dokunamaz.” (Vâkıa 56/79)
BeŞ DUYu DErSîN de;
BEdeNen EL-le TeMaSS,
NefSeN GÖZ-le GÖRüş
KALBen KuLaKla DUYuş
RUHen Burunla KOKlamak
SıRRen DİLinle-Gönlünle KUR'ÂN-ı KERİMi TADmak NErde?.
“beN AKILım OKUrum o kadar!” deme Bana, daha HAMM iken!..
AKIL Tahtamıza YAZılandı “İKRâ!”
İKRâ-ÂN!
KaRRa Fiili.. OKU mak !..SELL-âm-ETmek-Getirmek-Götürmek!..
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
---“IKRA’bismi rabbikellezî halak (halaka): Yaratan Rabbin adıyla oku.” (Alak 96/1)
AKLım, hemen SORma “NE-yi OKU-yum !” diye..
“İkrâ! OKU!” henüz Senin SEViyen değil ki!..
Saff AKIL olarak OKU, NAKİLce OKUnursun unutma!
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
Ahh! AKILım Ahh!..
Kur'ân-ı Kerim'deki OKU âyetlerine bak!
Kur'ân-ı Kerim’de OKU-mak ÂYETLERİ:
1- Kur'ân'da “İkra-OKU” mak: (19 âyette)
Karae: okumak, müteala etmek, incelemek.
Karae: selam söylemek.
Karae: bir araya getirmek, bir şeyi biriktirip birbirine zam ve ilhak etmek. Doğurmak.
---A'RAF Sûresi 204. âyet: Ve iza kuriel kur'ânu
---YÛNUS Sûresi 94. âyet: yakraune'l-kitâb
---RA'D Sûresi 31. âyet: lev enne kur'ânen
---NAHL Sûresi 98. âyet: kara'te'l-kur'âne
---İSRÂ Sûresi 14. âyet: İkra' kitâbek
---İSRÂ Sûresi 45. âyet: kara'te'l-kur'âne
---İSRÂ Sûresi 71. âyet: yakraûne kitâbehum
---İSRÂ Sûresi 93. âyet: kitâben nakrauh
---İSRÂ Sûresi 106. âyet: li takraehu
---ŞUARA Sûresi 199. âyet: Fe karaehu aleyhim
---KASAS Sûresi 59. âyet: muhlikel kura
---FUSSİLET Sûresi 3. âyet: kur'ânen arabiyyel
---MÜZZEMMİL Sûresi 20. âyet: fakreu ma teyessere
---KIYÂMET Sûresi 17. âyet: kur'ânehu.
---KIYÂMET Sûresi 18. âyet: Feizâ kare'nahu
---İNŞIKAK Sûresi 21. âyet: Ve izâ kurie
---A'LÂ Sûresi 6. âyet: Senukriuke
---ALAK Sûresi 1. âyet: İkra' bismi rabbikellezî
---ALAK Sûresi 3. âyet: İkra' ve RABBukel'ekrem
Kur'ân-ı Kerim'deki OKU âyetlerine bak!
Kur'ân-ı Kerim’de OKU-mak ÂYETLERİ:
1- Kur'ân'da “İkra-OKU” mak: (19 âyette)
Karae: okumak, müteala etmek, incelemek.
Karae: selam söylemek.
Karae: bir araya getirmek, bir şeyi biriktirip birbirine zam ve ilhak etmek. Doğurmak.
---A'RAF Sûresi 204. âyet: Ve iza kuriel kur'ânu
---YÛNUS Sûresi 94. âyet: yakraune'l-kitâb
---RA'D Sûresi 31. âyet: lev enne kur'ânen
---NAHL Sûresi 98. âyet: kara'te'l-kur'âne
---İSRÂ Sûresi 14. âyet: İkra' kitâbek
---İSRÂ Sûresi 45. âyet: kara'te'l-kur'âne
---İSRÂ Sûresi 71. âyet: yakraûne kitâbehum
---İSRÂ Sûresi 93. âyet: kitâben nakrauh
---İSRÂ Sûresi 106. âyet: li takraehu
---ŞUARA Sûresi 199. âyet: Fe karaehu aleyhim
---KASAS Sûresi 59. âyet: muhlikel kura
---FUSSİLET Sûresi 3. âyet: kur'ânen arabiyyel
---MÜZZEMMİL Sûresi 20. âyet: fakreu ma teyessere
---KIYÂMET Sûresi 17. âyet: kur'ânehu.
---KIYÂMET Sûresi 18. âyet: Feizâ kare'nahu
---İNŞIKAK Sûresi 21. âyet: Ve izâ kurie
---A'LÂ Sûresi 6. âyet: Senukriuke
---ALAK Sûresi 1. âyet: İkra' bismi rabbikellezî
---ALAK Sûresi 3. âyet: İkra' ve RABBukel'ekrem
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
2- Kur'ân-ı Kerîm’de Tilâvet geçen âyetler: (52)
Telâ: tilâvet. kitabı okumak, kitaba ve dîne tâbi olmak, haberi okumak, tâbi olmak.
Tellâ: bir kimseye tâbi olmak
وَأَنْ أَتْلُوَ الْقُرْآنَ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَقُلْ إِنَّمَا أَنَا مِنَ الْمُنذِرِينَ
---“Ve en etluve’l-kur’ân(kur’âne), fe menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe kul innemâ ene mine’l-munzirîn(munzirîne) : Ve Kur'ân'ı okumam (emredildi). Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sâdece uyarıcılardanım.” (Neml Sûresi, 27/92)
Kur'ân-ı Kerîm’de Tilâvet geçen âyetler: (52)
---BAKARA Sûresi 44. âyet: tetlûne’l-kitâb
---BAKARA Sûresi 113. âyet: yetlûne’l kitâb
---BAKARA Sûresi 121. âyet: tilâvetih
---BAKARA Sûresi 129. âyet: yetlû
---BAKARA Sûresi 151. âyet: yetlû aleykum âyâtinâ
---ÂLİ IMRÂN Sûresi 58. âyet: netluhu
---ÂLİ IMRÂN Sûresi 101. âyet: bi’t-tevrati fetluhâ
---ÂLİ IMRÂN Sûresi 108. âyet: tutlâ aleykum
---ÂLİ IMRÂN Sûresi 113. âyet: âyâtullâhi netluhâ
---ÂLİ IMRÂN Sûresi 164. âyet: yetlûne âyâtillâhi
---NİSA Sûresi 127. âyet: yutla aleykum fi’l-kitâbi
---MÂİDE Sûresi 1. âyet: yutla aleykum
---EN'ÂM Sûresi 151. âyet: Kul tealev
---A'RAF Sûresi 175. âyet: Vetlu aleyhim
---ENFÂL Sûresi 2. âyet: tuliyet aleyhim
---ENFÂL Sûresi 31. âyet: izâ tutla aleyhim
---YÛNUS Sûresi 15. âyet: izâ tutla aleyhim
---YÛNUS Sûresi 16. âyet: televtuhu aleykum
---YÛNUS Sûresi 61. âyet: tetlu minhu
---YÛNUS Sûresi 71. âyet: Vetlu aleyhim
--- RA'D Sûresi 30. âyet: liltetlu ve
---İSRÂ Sûresi 107. âyet: yutla aleyhim
---KEHF Sûresi 27. âyet: Vetlu
---KEHF Sûresi 83. âyet: seetlu aleykum
---MERYEM Sûresi 58. âyet: tutla aleyhim
---MERYEM Sûresi 73. âyet: tutla aleyhim ayatuna
---HAC Sûresi 30. âyet: yutla aleykum
---HAC Sûresi 72. âyet: tutla aleyhim ayatuna
---MÜ'MİNÛN Sûresi 66. âyet: tutla aleykum
---MÜ'MİNÛN Sûresi 105. âyet: tutla aleykum
---NEML Sûresi 92. âyet: etluve’l-kur'an
---KASAS Sûresi 45. âyet: tetlu aleyhim
---KASAS Sûresi 53. âyet: izâ yutla aleyhim
---ANKEBÛT Sûresi 45. âyet: Utlu mâ ûhiye
---ANKEBÛT Sûresi 48. âyet:tetlu min kablihi
---ANKEBÛT Sûresi 51. âyet: yutla aleyhim
---LOKMAN Sûresi 7. âyet: tutla aleyhi
---AHZÂB Sûresi 34. âyet: yutla
---SEBE' Sûresi 43. âyet: tutla aleyhim
---FATIR Sûresi 29. âyet: yetlûne kitâbellahi
---ZÜMER Sûresi 71. âyet: yetlûne aleykum
---CÂSİYE Sûresi 6. âyet: netluha aleyke
---CÂSİYE Sûresi 8. âyet: tutla aleyhi
---CÂSİYE Sûresi 25. âyet: tutla aleyhim
---CÂSİYE Sûresi 31. âyet: tutla aleykum
---AHKAF Sûresi 7. âyet: tutla aleyhim
---CUMUA Sûresi 2. âyet: yetlu 'aleyhim
---TALÂK Sûresi 11. âyet: yetlu 'aleykum
---KALEM Sûresi 15. âyet: İzâ tutlâ 'aleyhi
---HÂKKA Sûresi 19. âyet: ûtiye kitâbehu
---MUTAFFİFÎN Sûresi 13. âyet: İzâ tutla
---BEYYİNE Sûresi 2. âyet: yetlû suhufem
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
3- Kur'ân-ı Kerîm’de “Tertîla” geçen âyetler: (2 âyette)
Tertil: Sözün kelimelerinin birbiri ardınca, tek tek, yavaş yavaş söylenmesi demektir.
Düşüne düşüne, yavaş yavaş, anlayarak okumak.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
---“Ve kâlellezîne keferû lev lâ nuzzile aleyhil kur’ânu, cumleten vâhideh(vâhideten), kezâlike li nusebbite bihî fuâdeke ve rettelnâhu tertîlâ(tertîlen) : İnkâr edenler dediler ki: "Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.” (Furkân Sûresi, 25/32)
أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْتِيلًا
---“Ev zid aleyhi ve rettili’l-kur’âne tertîlâ(tertilen) :Ya da bunu çoğalt ve Kur'an'ı tâne tâne oku.” (Muzzemmil Sûresi, 73/4)
4- Kur'ân-ı Kerîm’de “Derese” geçen âyetler: (5 âyette)
Derese: Öğrenip-Öğreterek Okumak ve okutmak tedrisi.
مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُؤْتِيَهُ اللّهُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُواْ عِبَادًا لِّي مِن دُونِ اللّهِ وَلَكِن كُونُواْ رَبَّانِيِّينَ بِمَا كُنتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ وَبِمَا كُنتُمْ تَدْرُسُونَ
---“Mâ kâne li beşerin en yu’tiyehullâhu’l-kitâbe ve’l-hukme ve’n-nubuvvete summe yekûle li’n-nâsi kûnû ibâden lî min dûnillâhi ve lâkin kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûne’l-kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn(tedrusûne) : Hiçbir insanın, ALLAH'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: ALLAH'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca RABBe hâlis kullar olunuz.” (Âl-i İmrân Sûresi,3/79)
Kur'ân-ı Kerîm’de Derese geçen âyetler:
---(ÂLİ IMRÂN Sûresi 79. âyet): kuntum tedrusun
---(EN'ÂM Sûresi 156. âyet): dirâsetihim
---(A'RAF Sûresi 169. âyet): derasu mâ fîh
---(SEBE' Sûresi 44. âyet): kutubi’y-yedrusuneha
---(KALEM Sûresi 37. âyet): fîhi tedrusûne.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
Ahh! HaMM AKLım Ahh!..
HaMM Aklını BaŞına toplasan TAMMlansan da;
NAKLi BİLsen-BULsan-Olsan da TÜMMlensen..
DİRİden DİRİye DİRİlsek..
ÂŞIK diye BİLdirilsek…
Ahh! HaMM AKLım Ahh!..
Sana bir ÂYET Kelâmullah..
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ آمِنُواْ بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُم مِّن قَبْلِ أَن نَّطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلَى أَدْبَارِهَا أَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّا أَصْحَابَ السَّبْتِ وَكَانَ أَمْرُ اللّهِ مَفْعُولاً
---“Yâ eyyuhellezîne ûtû’l-kitâbe âminû bi mâ nezzelnâ musaddikan li mâ meakum min kabli en natmise vucûhen fe neruddehâ alâ edbârihâ ev nel’anehum kemâ leannâ ashâbe’s-sebt(sebti) ve kâne emrullâhi mef’ûlâ(mef’ûlen) : Ey ehl-i kitap! Biz, birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden, yâhut onları, cumartesi adamları gibi lânetlemeden önce (davranarak), size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimize (Kitab'a) îman edin; ALLAH'ın emri mutlaka yerine gelecektir.” (Nisâ 4/47)
Sana bir HADİS Kelâm-ı Rasûlullah..
---Enes radiyallâhu anhu, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in ona şöyle dediğini rivâyet etmiştir: “Kur'ân öğrenir ve kendisine ilgi duymaksızın ve içindekileri tefekkür etmeksizin onu bir mushaf olarak başucuna asarsa, kıyâmet günü o Kur'ân onun yakasına yapışır ve: "Ey âlemlerin RABBi, bu kulun beni mehcûr (terkedilmiş-unutulmuş bir şey) kıldı. Benimle onun arasında (bugün) hükmü sen ver" der."
Ahh! HaMM AKLım Ahh!..
İşte Şe’eNullah..
İşte SüNNetullah..
Ve SeNde NûRullah
SeNin için NaSRullah
Fazl-ı FeTHullah…
İnşâe ALLAH
Elhamdulillah…
MuHaMMeDî Mu HABBEt…
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: HaMM AKLım ve NAKİL
AKLın BURAsı NAKLin ORAsı..
BURAnın işleri zor. Sevâbı - günahı, helâli - haramı, iyisi - kötüsü, güzeli - çirkini, doğrusu - eğrisi, büyüğü - küçüğü, izzeti - zilleti, sıcağı - soğuğu, beyazı - karası, bolu - darı... SARRmış dört yanım, yedi yönüm oniki köşemi zıtlar cengi...
AKLımın ölçüsünde hesâbında hükmünde karârında bilye gibi fırıldak dönmekte ASLım.
YOLumda adım başı girilmez-çıkmaz sokak ya da mecbûrî istikâmet levhaları var. AKLım AT koşturamıyor istediği gibi BURAda...
Zîra, FÎşini prİZe sokamadığından CAN CERReyanından habersiz AKLım kendi karanlığının gÖRünde bir arpa boyu yOL alamamakta... AYNiyetini unufak et! KAFtan in! KUNde dur! NÛRa teslîm ol! UYan! sekrin SALLatı da HACCı da ZEKATı da ceNNetin şeCERResi gibi sana!
BURAnın EMİR-NEHYlerini,
ceNNetin NEHYini
ceheNNeMin EMRini geçebilsem
" FE SEMME VECHULLAH " SIRRına erebilsem,
BURAyı alsam ORAya katsam AŞK ateşinde kavursam Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimin sofrasında bir güzel AŞ edip HUVE MİN İNDİLLAH RIZIK sunsam ER-ENlere, ELden ELe EL üstünde EL bulsam, iftarsız SAVMımı - rekatsız SALLımı - mülksüz ZEKÂTımı KIYAM etsem, kurtulsa AKLım; ÛLÂ RUYAsından, CeNNet şeCERResinden, ceheNNeM ZAKKumundan... âzâd olsam baHÂNEden meKÂNEden zaMÂNEden...
BİLsem; ŞEY NEdir?
BULduğum; BENdedir!?
OLuşum; SENdedir!
YAŞAsam; BİZ BİR-İZ...
FE SEMME VECHULLAH SIRRına erebilsem...
وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Ve lillâhi'l-meşriku ve'l-mağribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun).
Doğu da Batı da ALLAH'ındır. Ne tarafa dönerseniz, ALLAH'ın yönü o tarafa doğrudur. Şüphesiz ALLAH'ın kudreti herşeyi kapsar ve o herşeyi bilir.
2 / BAKARA - 115
sekrin SALLatı da HACCı da ZEKÂTı da ceNNetin şeCERResi gibi sana!
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْرَبُواْ الصَّلاَةَ وَأَنتُمْ سُكَارَى حَتَّىَ تَعْلَمُواْ مَا تَقُولُونَ وَلاَ جُنُبًا إِلاَّ عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّىَ تَغْتَسِلُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاء أَحَدٌ مِّنكُم مِّن الْغَآئِطِ أَوْ لاَمَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ takrabû's-salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tağtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum mine'l-gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ(gafûran).
Ey îmân edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesnâ gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur, veyâ yolculukta bulunursanız veyâhut biriniz abdest bozmaktan gelince veyâ cinsî münâsebette bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki ALLAH çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
4 / NİSÂ - 43
sekrin SALLatı da HACCı da ZEKÂTı da ceNNetin şeCERResi gibi sana!
وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ
Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcuke'l-cennete ve kulâ minhâ rağaden haysu şi’tumâ ve lâ takrabâ hâzihi'ş-şecerete fe tekûnâ mine'z-zâlimîn(zâlimîne).
Dedik ki: «Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz.»
2 / BAKARA - 35
ceNNetin NEHYini,
وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ
Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcuke'l-cennete ve kulâ minhâ rağaden haysu şi’tumâ ve lâ takrabâ hâzihi'ş-şecerete fe tekûnâ mine'z-zâlimîn(zâlimîne).
Dedik ki: «Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz.»
2 / BAKARA - 35
ceheNNeMin EMRini geçebilsem
وَيَوْمَ يُعْرَضُ الَّذِينَ كَفَرُوا عَلَى النَّارِ أَلَيْسَ هَذَا بِالْحَقِّ قَالُوا بَلَى وَرَبِّنَا قَالَ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ
Ve yevme yu’redullezîne keferû ale'n-nâr(nâri),e leyse hâzâ bi'l-hakk(hakkı), kâlû belâ ve rabbinâ, kâle fe zûkû'l-azâbe bi mâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).
İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün onlara: «Bu gerçek değil miymiş?» denir. Onlar da: «RABBimiz Hakk'ı için gerçekmiş!» derler. ALLAH onlara: «O halde inkâr ettiğinizden dolayı şimdi tadın azabı!» der.
46 / AHKÂF - 34
HUVE MİN İNDİLLAH RIZIK sunsam
فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقاً قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللّهِ إنَّ اللّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Fe tekabbelehâ rabbuhâ bi kabûlin hasenin ve enbetehâ nebâten hasenen, ve keffelehâ zekeriyyâ kullemâ dehale aleyhâ zekeriyya'l-mihrâbe, vecede indehâ rızkâ(rızkan), kâle yâ meryemu ennâ leki hâzâ kâlet huve min indillâh(indillâhi), innallâhe yerzuku men yeşâu bi gayri hısâb(hısâbın).
Bunun üzerine RABBi, onu hoşnutlukla kabul buyurdu, onu güzel bir biçimde yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himâyesine verdi. Zekeriyya, onun yanına mihraba her girdikçe yeni bir rızık bulur ve: «Ey Meryem, bu sana nereden?» derdi. O da: «ALLAH tarafından» derdi. Şüphe yok ki, ALLAH dilediğine sayısız rızık verir.
3 / ÂLİ İMRÂN - 37