HÂL' imce

Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Yazılışları ve okunuşları aynı, mânâları farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcükler denir.

Yani!. Eş sesli sözcükler arasında mânâ farkı dışında bir fark yoktur.
Harfleri aynıdır, yazılışları aynıdır, okunuşları aynıdır…
Peki!.
Mânâyı farklı kılan nedir?
Ona diğerinden farklı bir mânâ kazandıran nedir?
Eş sesli sözcüğün cümle içindeki kullanılışıdır.

HâLimce bir misâl;

Aşk rüzgâr misâli at, âşık sırtında yele,
Nasib olur mu vuslat, ömrü vermeden yele,

Süvâri olsa aşık, atı kendisi sürse,
Yine ömre bedeldir, hasret saniye sürse.



İnsanlar da böyledir.
Allah c.c.: ” İnsanı kendi sûretim üzre yarattım “ buyuruyor.
Bu nedenle de insanlar sûreten birbirinin aynıdır.
Sûreten herkes insandır lâkin…
Birini diğerinden farklı bir mânâya kavuşturan nedir dersek;
Allah c.c. o kulunu , Cümle âlem içinde nasıl KULlanmış ona bakmak lâzım…
...
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim


اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ

Ellezîne âmenû ve tatmeinnu gulûbuhum bizikrillâh, elâ bizikrillâhi tatmeinnul gulûb.
"Onlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur." (13/28)
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Daha kaç Ramazan kaldı ki ömrümüzde!.

Geldi-geliyordu derken üçte biri geçti bile işte… Kalanı da göz açıp kapayıncaya kadar geçer…
Ama geçmesin!
Evet, zor geliyor şimdi böyle uykusuz kalınca… Fakat kolay olsa kıymetli olur mu bu kadar!
Ne kadar?
Ha! İşte onu bilmiyoruz! Onu bir tek Allah bilir; ”Karşılığı bana ait!” diyor yani…
Düşünsene!
“Düşün” dedikse öyle uzun uzun demedik! Kalk hadi çay mı koyarsın, çorba mı ısıtırsın ne yapacaksan yap ta sonra sahursuz oruç tutmak zorunda kalırsan… Aman diyim!

Böylelikle gözlerimi açmaya ve yataktan kalkmaya ikna edebildim kendimi…
Önce saate baktım sonra da doğru mutfağa…
“Çay mı çorba mı” derken “İkisi de…” dedim en iyisi… Düşünmeye bile vakit yok çünkü;
Bir saat kadar zaman var imsak vaktine ama ben yatsıyı kılmadan yatmıştım.
Yatmamıştım aslında… Kılacaktım da yatsıyı…
Hani iftardan sonra bir ağırlık çöküyor ya!
Tabi tabi! Herkes senin gibi ya… Herkese çöker o ağırlık…
Hatta şimdi aynı ağırlık sahurda da çöker… Bu sefer de uzan biraz…
Kılmadığın yatsıya sabahı da ekle…
He işte! Ondan sonra da iyice bir bak kendine… Kulluğuna…
Bu mu yani!
E ne yapayım! Keyfimden mi yapıyorum yani… Vakit yok… Sahurdan sonra anca iki saat uyu… İşe git.
E bütün gün uyukluyorsun ondan sonra iş başında…

Lâ havle velâ…
Lan oğlum kalk bi… Kendi kendine söylene söylene sabah edecek ya…
Çay suyu kaynayıncaya kadar yatsıyı kıl da… Ondan sonra da bir iki lokma yemeye vakit kalsın
Yine iki ayağın bir pabuca girdi bak…
He! O yüzden yani… Yoksa ne güzel kılardın yatsıyı değil mi!

Ya! Ramazan da bağlanmıyor muydu bu şeytanlar… Nereden musallat oldu ki bana…
Hah! Çay suyu taştı… Ocağı söndürürse şimdi bi de gazdan zehirlenme Allah korusun.
Uyur kalırsın öyle kimsenin ruhu duymaz.
Ne o? Korkuyor musun ölümden?
Ya ne bileyim! Ölümden korkmak değil de… Boşa geçen ömür üzüyor insanı!
Ne biliyorsun ki sen boşu doluyu!
Ben bilmesem de gözlerim biliyor ya… Bazen doluyor bazen boşalıyor onlar…
Eee daha ne! “Benim yerimde olsanız az güler çok ağlardınız!” demiyor mu Rasulullah (Sav) Efendimiz.
He noldu! Nereden musallat oldu bu şeytan diyordun az önce! Şimdi Hadis-i Şerif… Şaşırdın tabi…
Şaşırdın mı şaşırdım mı?
Asıl buna şaşıyorum!

Şaşmak demeyelim istersen! Hayret diyelim…
He!. Hayret daha uygun olur… Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz de hayret etmişti…
O neler düşünmüştü… Nasıl düşünmüştü…

Çorba da kaynamış iyice… Koyulaşmış… Sıcak su kat biraz…
Çorbanı içinceye kadar çay da demlenir…

Hee…
Sıkmıştı Cebrâil (as)…
Üç kere sıkmıştı hem de…

Birincisi Kalem için
İkincisi Akıl için
Üçüncüsü Nur için…

Mi acaba?

“Allah’ ın (cc) ilk yarattığı şey neydi?” diye sorulduğunda Rasulullah Sav. Efendimizin verdi cevap/lar;
Allah’ ın ilk yarattığı şey Kalem’ dir…
Allah’ ın ilk yarattığı şey Akıl’ dır…
Allah’ ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur.

Bu üç şey aynı tek bir şey midir? Yoksa tek bir şeyden olan üç ayrı şey midir?
Tabi ikincisi doğruysa o vakit o tek şeye “şey” demek doğru olmaz. Çünkü O Nurullah’ tır ve Allah’ ın nuru şey değildir… Şey yaratılandır…
Zâten Rasulullah Sav. başka bir Hadis-i Şerif’te ilk yaratılan şeyin dört parçaya ayrıldığını…
İlk üç parçadan nelerin olduğunu söyledikten sonra dördüncü parçanın yine dörde ayrıldığını…
Yine ilk üç parçadan olan şeyleri ve yine dördüncü parçanın dörde ayrıldığını… söylüyor ve bunu birkaç kez tekrarlıyor…

Oooovvv…
Yirmi dakika kalmış…
Bir iki bardak çay içmezsem olmaz…
Bir iki de sigara…
İftara kadar içmeden durabiliyorum da bu mereti… İftardan sonra niye böyle…
Çay da güzel olmuş…

He işte… O hâlde aslında her üç… Aslında birdir…
Biri dörde böl… Dördüncüyü yine dörde böl…
E zâten;

Vahyin ilk kelâmı da dört harflidir… “İkrâ!.”
Ama aslında üç harflidir çünkü Elif iki tanedir.

He! Elif demişken vahyin ilk harfi Elif’ tir…
Sonra Kalem’ in Kaf’ ı…
Sonra Rab’ bın Ra’ sı…
Ve sonra yine Elif’ e rücû…



Bir çay daha doldurayım… On iki dakika var henüz…
Kısıtlı olunca dakikalar bile ne kadar kıymetli… Başka zaman saatler, haftalar geçer yıllar geçer de kıymeti bilinmez…

Yıllar yıllar derken…
Ne yıllar geldi geçti şu alemden ve dahi ne yıllar gelip geçecek…
Neler olacak neler yaşanacak…
Kimin nasibine ne düşecek… Kim bilebilir ki Allah’ tan gayrı!.
"Yaz!." dedi Kalem’ e…
"Ne yazayım?." dedi Kalem…
"Kıyamete değin olmuş ve olacak olanı yaz…" buyurdu Allah cc.

“Yaz!” buyurduğuna göre evvelde…
“Oku!” buyuracaktı elbette âhirde…

Karanlıkta okumak mümkün olmaz… Işık lâzım nur lâzım…
O da olunca Akıl lâzım…

İşte o vakit; İkrâ… Oku…
Üç kere sıktı Cebrail (as) ve “İKRâ / Oku” buyurdu…
Ama yazılı bir metin yoktu okunması beklenen…
Ya da bildiğimiz harfler değildi belki de…

Altı yedi dakikalık bir vakit kalmış…
Bir bardak çay daha içebilirim…
Düşünürken de çok hızlı geçiyor zaman…

Kalem-Akıl-Nur…

Kâlem’ e; "Yaz!." deniliyor…
Akıl’ a; "İkrâ/ Oku!." deniliyor ama yazılı bir metin yok…
İkrâ’ ya Nûn eklesek Kur'ân olacak ve okunacak metin ortaya çıkacak…
Ve Kâlem Sûresi NûN ile başlıyor…

Allahu ekber Allahu ekber!.
Allahu ekber Allahu ekber!.
Eşhedü en lâ ilâhe illallah!..

Niyet ettim Allah rızası için bugünkü Ramazan Orucunu tutmaya…

Bardağımda yarım kalan çayı döktüm…
Elimdeki sigarayı söndürdüm…

Bir adım daha atarsam yanarım diyen Cebrâil (as) geldi aklıma…
"Allahu ekber!." demeyle işte nefsimiz de o sınıra geldi…
Ne bir yudum daha alabildi çayından…
Ne sigarasından bir nefes daha çekebildi…
Oysa gecenin karanlığı… Kim görecek kim bilecek…

Allahım!.
Yaptığım kullukla övünemem sana...
Lâkin; Sana kulluk yaptım. İşte bununla övünürüm...
Hak ve hayırlar dilerim senden... Gayrı sen bilirsin…

HâLimce…
15.06.2016 – 03:49
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Kul sıkışmadan Hz.Hızır yetişmez denir, el hak doğrudur ama kulun kalbi Hz.Hızır’ı tanımaya müsait değilse sadece yardım eder, asla ben Hızır’ım demez! Hz. Hızır gelir çaktırmadan adanmışları da sınar. Eğer kalpleri tüm insanları kucaklayamıyor, hikmeti anlamıyorsa Hz. Musa ile yolu ayrılır! Mesela Hz. Hızır rüyanıza girip şöyle bir şiir dikta ettirebilir:


Yeşil sarıklı, beyaz cüppeli Ulu dedi:
Hızır gibi hızlı koş ve acil yardım et
Sorma ben kimim, insana selam et
Bekleme Hz. Hızır’ı, hikmetli kelam et

Aç sineni, üveykler gibi kanatlan boca et
Durma, arkana bakma, sorgusuz sual et
Doğru düz söyle sözünü, o kalbini uca et
Aldırma kem gözlere, Hızır gibi sırlı dua et

Yardım isteyeni boş çevirme, himmeti ali et
İnsanı insandan ayırma, gözünü kapkara et
Muhtaç her kula karşılıksız hemen yardım et
Sorarlarsa sus, Hızır gibi hızlı ol, özlü beyan et

Emniyeti telkin et, emin sıfatla sıkca tebliğ et
Ehil bulunca emaneti taşıma, derhal teslim et
Kalb gözünü aç, hiç ücret isteme, ak beraat et
Hakkı sev, koru, yay, doldur kabını, hızlı Hızır et


Hz. Hızır, 18 ile 120 yaşları arasında herhangi biri olabilir. Siz her yardım edeni bir Hızır bilmiyor, dışlıyorsanız zulüm devam eder. Hz Hızır Hz Musa’ya yaptığı gibi hikmetinden soru soranları hemen terk eder. Hz.Hızır kapınıza gelip yardım etmek istediğinde sen kimden izin aldın,” şu tarikattan, bu cemaatden, şu partiden pırtıdan mısın, yoksa “şucu” musun, “bucu” musun diyorsanız; Allah’ın yardımının gelmesini beklemeyin!


alıntı
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Şu küçücük kalbi daralırsa... Koca kâinat dar gelir kula...

Allah cc. kalplerimize genişlik versin, huzur versin inşaALLAH...
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Doğru olanı yapabilmek için Yüce Allah'ın Fettâh olması sebebiyle O'nun kapılarını çalabilirsin. Kalbin mi katılaşmış, O'ndan kalbini yumuşatmasını istersen, doğru olanı istiyorsun demektir. Bu durumda O, senin kalbini yumuşatır. Sevgiye mi ihtiyacın var? Vedut olan Allah'ın kapısını çal! O sevgi yolunu sana açar. İlim kapısını mı çalıyor, bunun için mi çabalıyorsun? Âlim olan Allah, sana ilmin kapılarını açar. Sağlığına kavuşmak mı istiyorsun? Şafi olan Allah'ın kapısını çal! Fettâh olan Rabbin sana şifanın yollarını açsın. Aranızda bir ihtilaf mı var? Hâkim olan Allah'ın kapısını çal! Çal ki, sana hükümlerini açıklasın!

“Ve onların kalplerinin arasını uzlaştırdı. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların kalplerinin arasını uzlaştıramazdın. Fakat Allah; onların arasını uzlaştırdı. Çünkü O, daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Enfal Sûresi, 63)
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Ya Rab, sen bizi Fettâh ism-i şerifini en doğru şekliyle idrak edenlerden eyle! Amin.

Dua

Ey gökleri ve yeri yaratan Allah'ım!
Sen her şeyi hakkıyla bilensin.
Fettâh olan İsminle yakarıyorum Sana; Sen hüküm verenlerin en güzelisin.
Bize haksızlık yapanları alçalt Allah'ım!
Haklılarımızı yücelt!
Ey âlemlerin Rabbi olan Allah'ım!
Fettâh İsminle yakarıyorum Sana;
Bize merhamet iyilik ve hayır kapılarını aç!
Düğümlenen işlerimizi çöz Allah'ım!
Hakkı görmemiz ve Seni bulmamız için;
Kalbimizi ve gözümüzü aç Allah'ım!
Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana Allah'ım;
Sen ki; gönülleri de fethedensin!
Mübarek bir fetih ver bize!
Zor olan işlerimizi kolaylaştır Allah'ım!
Dünyamızı ve ahiretimizi mamur edecek olan dinini yaşamamızı bize kolaylaştır.
Fettâh İsminle yakarıyorum Sana;
Bilmeden yaptığımız isyanlar yüzünden bize nimet kapılarını kapatma!
Eğer unutursak Allah'ım
Eğer gaflete düşersek
Merhametini ve affını esirgeme bizden!
Senden gayrı Hâkim yoktur Allah'ım.
Hükümlerinin ruhumuzda neşv-ü neva bulmasını nasip et!
Nefes alıp verdiğimiz her an kalbimizden ‘işittik ve itaat ettik' sesi yükselsin!
Ezeli ve ebedi ilminle indirdiğin mübarek Kuran'ın sesi kaybolmayan tek ses olsun
Kâinatta!
Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana Allah'ım;
Her sıkıntı ve darlıktan sonra gönüllerimizi aç!
Bize ferahlık ver!
Gaybın anahtarı Senin katındadır Allah'ım.
Sen gizli ve açık olan her şeyi bilirsin.
Gizli açık yaptığımız günahlarımızı affet Allah'ım!
Bize bağışlanma kapılarını aç!
Fettâh İsminle yakarıyorum Sana Allah'ım;
Senin bize ihsan ettiğin gibi bizim de ihsan sahibi kullarından olmamızı nasip et!
Gönül kapılarımızı kötülüğe kapat!
İyiliğe aç Allah'ım!
Hayrın anahtarlarını elimize ver!
Allah'ım Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana;
Sen ki yegâne hüküm verensin
Bizi hükmüne razı olan kullarından kıl.
Emrine râm olan kullarından eyle bizi Allah'ım!
Allah'ım Fettâh isminin tecellisini göster bize;
Bağışlanma kapılarını aç!
Bağışlanma kapılarını aç ki; umutlarımız tükenmesin!
Bağışlanma kapılarını aç ki;
İşlediğimiz her günahtan sonra dönüşün ancak Sana olduğu hakikati kalbimizden silinmesin!
Kusurlarımızı ört!
Senden başka Hakem yoktur Allah'ım.
Sen ki bize Hakla bâtılı birbirinden ayırt eden Kitabını indirdin.
Kitabına râm olan kullarından kıl bizi Allah'ım!
Gaybın anahtarı Senin elindedir Allah'ım!
Gaybımızı bize hayırlı kıl!
Allah'ım Fettâh İsminle yalvarıyor; Musa'nın (a.s) diliyle dua ediyorum Sana: “Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver! Ve işimi bana kolaylaştır! Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlasınlar!”
Akşamın kızıllığında üzerimize çöken solgun günlerin hüznünü feraha çevir Allah'ım!
Yorgun yüreklerimize yosun tutan ruhlarımıza baharı getir!
Fettâh İsminle dua ediyorum Sana Allah'ım;
Dünyanın aldatan cazibesine kapılan gönüllerimizin üzerinden bir tül gibi çek al karanlığı!
Ey; yarattığı her şeye dilediği gibi hükmeden Allah'ım!
Davetine razı olarak boyun eğen kullarından eyle bizi.
Sana itaat etmenin kapılarını genişlet bize.
Fettâh İsminle yalvarıyorum Sana Allah'ım;
Her müşkülümüzü Sen aç!
Darlıktan bizi kurtar!
Kalbimizin kilitlerini aç!
İlmin kapılarını bize aç!
İlham kapılarını bize aç!
Hayrın kapılarını bize aç!
Helal rızık kapılarını bize aç!
Nurun yaz güneşi gibi kuşatsın kalplerimizi!
Meleklerinin kanatları kalbimize değsin!
Ya Fettâh! Ya Fettâh! Ya Fettâh!
Bereket kapılarını bize aç!
Tevbe kapılarını bize aç!
Cennet kapılarını bize aç!
Kalp gözümüzü aç Allah'ım!

Sana teslim oldum Allah'ım;
Ruhum Senin sevgine aç!
Ruhumu Senin sevgine aç Allah'ım!
Ve ölünce tabutumun her çatlağından;
Senin nurun dolsun Allah'ım!
Allah'ım Nurunla bizi kuşat!
Eşhedüenla İlahe İllalah ve eşhedü enla Muhammeden abdühü ve Resuluh
u
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim


*

Mavi hem gök hem de deniz,
Erişilmez olan mavi...
Gözlerinde sevmişseniz...
Gönlünüzü çalan mavi.

* *

Mavi düşlerin imgesi,
Mavi özgürlük simgesi,
Huzur sükunet dengesi,
Bize nazar kılan mavi.

* * *

Öksüz bir gönlün gülüşü,
Yetim yüreklerin düşü,
Yeni sabahın gelişi,
Gönlümüze GüLen mavi.

* * * *

Yedi renkten bir tanesi,
Mavi meneviş hanesi,
Gönüllerin meyhanesi,
Damla damla dolan mavi…

* * * * *
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

DUYDUK...

Sıyırıp seyrini perde sisinden
Yükselen bir koku aşk bahçesinden
Cemâl güneşinin tecellîsinden
Tomur yanakların allanmış duyduk...

*

Bulutlar saçta ak>çiğdem sarısı
Özü nar kırmızı yanmış yarısı
Tevhid bahçemizin âşık arısı
Şeker dillerini ballanmış duyduk...

*

Kimi posa tortusundan süzülmüş
Kimisi pür neşe kimi üzülmüş
Kimi âşık>koyun gibi yüzülmüş
Kimin dâr ağaçta sallanmış duyduk...

*

Ecel bağın bağlar coşan Fırata
Elbet biner insan tahta Kır ata
Nice inanmayan Haşr’a Sırat’a
Teneşir Taşında nallanmış duyduk...

*

Sevdâ seherinden bir selâm gelmiş
Silmiş tasasını ->elemin delmiş
Bir hoş olmuş gönül bağı yücelmiş
İhvâni sefilim dallanmış duyduk...

21.03.1989 20:41 Antalya..


Tahta Kır at: ÖLü taşınan salaca..
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Kıyas

Düşünsene ilk defa,
Kim başlattı kıyası,
Bir sefa süremedik,
Biz Cennet’ e doyası.

Bak yine us’a göre,
Bokta can bulan böcek,
Gül dalında yaşasa,
Sanır Cennet görecek.

İkilikte uslansa,
İstiğfar eder bundan,
Âlemler kûlli ile,
Kulda cem olduğundan.
İçindeki çekirdek,
Dışta Âlem ağacı,
Zerre küllün aynıdır,
Budur kulun miracı.

Kendine bir bakınca,
Makuldür her nedeni,
Kalbiyle Kâbe insan,
Tuvalette bedeni,
Gül misali gıdayı,
Neye dönüştürmekte,
Güller can bulmak için,
Bak gübreye girmekte.

Hülasayı kelamda,
O ki izahı usa,
Firavun olmayaydı,
Neye olaydı Musa (as)?

Kim ayrı ayrı bilir,
Ayrılır ise Tek’ ten,
"Ben ateş-o topraktan..." (38/76)
Diyen olur gerçekten.

HâLimce…
27.03.2015 – 15:45
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim


EY DOST…

Çıktım Aşk Dağına Seyran eyledim
Tevhid Tavafında Devran eyledim
Aklım Âşık ettim Hayran eyledim
Cennet ceylanların gözleri çakır…

*

Doğum-ölüm, hasat… hâlin harmanı
Tevhid tecellîdir zuhur zamanı
Geçmiş – gelecekle yaşarsın “An”ı
Olmuş – Olacak yok “Olan”a fikir…

*

İnsan, câhil – ahmak – âkil - Kâmil Dost
RABB’ a rıza rüşddür RABB’ını bil Dost
Akl Aynan ardını sohbetle sil Dost
İlâhi görüştür Âşığa zikir…

*

Bir kara perdem var elim ermeyen
Bana Benlik Sırrı fırsat vermeyen
Kendin görüp kâinâtı görmeyen
Bakıp penceresin camına tükür…

*

Bir yanım yanar dağ bir yanım Gülşen
Her günüm bir yaprak dalımdan düşen
Kul İhvâni ‘m kokmaz, aşk ile pişen
Erenler Elinde… RABB’ıma şükür…

12.04.1995 12:48


Rüşd : Doğru yol bulup bağlanmak. Hak yolunda salabet, metanet ve kemal-i isabetle dosdoğru gitmek. * Hayra isabet etmek. * Büluğa ermek. * İstikamette olmak. Dinine ve malına zarar gelecek şeyi bilmek, doğru düşünmek. * Kişinin akıl ve idraki kavi ve tedbiri metin olmak. (Bak: İrşâd)
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Garib, gurbette olansa,
Kul mu garib, Hak mı garib!
Düşte ayrılık yalansa,
Hakikaten kim muzdarib.

Nedir işin hakikati,
Yat-kalk düşün hakikati,
Aklen bildiğin mi kât’î!
Kendin kandır akıl verip.

Dinle bak-gör, kokla, dokun,
Delili var mıdır yokun,
Bedenden can alan okun,
Atanı el, yayı gerip!

Evvel gizliymiş hazine!
Gizli mi ahirde yine,
Değilse bulmayı dene,
Âlemi önüne serip,

HâLimce...
10.01.2016 - Karda karalamalar...
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »


İzmir, karın böylesini bir daha ne zaman görür Allah bilir...
Üç saatte gelebildik işyerine... Ama gördüğümüz güzellik her şeye değerdi...

Baksanıza; Kartpostal gibi...

Trt2 de Resim Sevinci vardı... Bob Ross'un yaptığı tablolar geldi aklıma...



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Abdulkadir Geylani Efendimiz buyuruyor ki;
“Bu dünyanın bir değeri olsaydı, onu elde etmede sen bizi geçemezdin!”
Allah O’ ndan razı olsun!
Muhakkak ki söylediği hakikattir.

Lâkin! Şöyle bir bakınca… 7-8 Milyar insan… Neler yapıyor birbirine hakikatte değersiz olan bu dünya için.
Öyle olunca diyebiliriz ki; Hakikati bilenler için değersiz olan bu dünyayı değerli görenlerin, hakikati bilmediği de hakikattir.
“Onların çoğu zanna uyarlar; gerçekte ise zan, hakikat karşısında bir şey ifade etmez.” (10/36)

Geçen gün çay içmek için her zaman oturduğum yerde bir baktım ki karıncalar koloni kurmuş.
Çay içenlerden birisi bir tane kesme şeker düşürmüş yere… Biri de üzerine basmış olmalı ki un-ufak olmuş şeker.
Toza dönen o kesme şekerin her bir zerresi için üç-beş karınca… Kimisi ufalanmadan kalan nispeten daha büyük parçaları omuzlamış…
Adeta bir can pazarı… Daha doğrusu Hayat-memat meselesi… Ya da ikisi de aynı şeydir belki bilemiyorum.
Zihnimi asıl meşgul eden o değildi ne o vakit ne de şimdi bunları yazarken.

Beni asıl düşündüren konu şuydu ki; Birisi için değersiz olan, bir başkası/veya başkaları için nasıl da değerli olabiliyor.
O vakit geldi aklıma işte Abdulkadir Geylani Efendimizin başta aktardığım sözü.

Kıyaslanamaz belki ama; Dedim ki kendi kendime…
Ayaklarımız altında ezilen şu şeker bizim için böylesine değersizken karıncalar için ne kadar değerli…
Dünya da Allah cc. İndinde böyledir muhakkak ama bizim için ne kadar değerli…Biz de karıncalar gibi saldırmaktayız şu dünyaya.
“Eğer dünyanın Allah indinde sivrisineğin kanadı kadar bir değeri olsaydı, ondan kafire bir yudum su bile içirmezdi” (Hadis-i Şerif)

Oysa sık sık duyardık;“Allah’ ın sevgili kuluymuş” denirdi bir servete / dünya malına kavuşana.

Bu düşüncelerle o an neredeyse tüm hayatım şöyle bir geçti zihnimden…
Garip bir duygu kapladı içimi… Neler neler değerli olmuştu benim için vakti zamanında…
Ve şimdi hemen hiçbirinin hiçbir değeri kalmamıştı neredeyse…

En basiti; Mesela bir zamanlar futbol topu çok değerliydi ve gıslevet dediğimiz lastik ayakkabılar…
Bir zaman bilyeler veya gıcır gıcır olan gazoz kapakları… Bir zaman büyüklerimizin, öğretmenlerimizin bir takdiri…
Bir zaman bizce bir güzelin bir bakışı, bir gülümseyişi… Oysa şimdi anı olmalarının dışında ne bir değerleri kaldı bir varlıkları…
Amma lakin ömür de onlarla yitti gitti… Bedelsiz değil ki hiçbir şey.

Ömrün en değerli vakitlerini gerçekte kalıcı bir değeri olamayan şeyler için harcamış olmak…
Telafisi mümkün olmayan bir hata muhakkak. Ancak bir başka açıdan bakınca da hakikatte değerli olanı bilemeyen,
bulamayan bir insanın tüm ömrünün ne değeri olabilir ki belli vakitleri değerli olsun.

Gençlik! Gelip geçici bir şey olduğu halde halen gerçekten değerli bir şey zannetmek!!!!
Tek değeri gerçekten değerli olanın peşinde koşan genç içindir ancak.

Rasulullah (s.a.v) Buyuruyor ki: “Gençlik yıllarında Allah’a kulluk yapanın, ihtiyarlık zamanlarında kulluk yapmaya başlayana üstünlüğü, peygamberlerin insanlara olan üstünlüğü gibidir”

Hakikatte değersiz olanı değerli zanneden veya tersi; Değersizi değerli zanneden kimse,
Yalnızca yanılmış olmakla kalmıyor; Kendi değerini de belirlemiş oluyor.

Heyhat!
Ne gelir elden!

Ne geçmiş ne gelecek,
Ne var ise AN’ da var.
Beden bir gün ölecek,
Amma lâkin CaN da var.

Neşe, Şe’enin tadı,
Hüzün geçmişin yâd’ı
Yokluk Âdem’in adı,
Ne varsa iNSaN’ da VaR.


“Semalar ve yer” diye ayrı zikredilir Kuran’ da…
Semalar’ ın bir yeri yok. Yer’in ise semalardan başka bir yeri yok.

Sözü bir yere bağlamak gerekir amma ömür bitmeden söz bitmiyor.

Sevgi ile Selâm ile…
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

"Şüphe yok ki Mü'min iflah olandır" (Mü'min Suresi 1.Ayet)

O halde;
"İflah olmak" ne demektir?
"İflah olmaz bu" diye kime denir?
Kimin, neden iflah olması gerekiyor?
Bu ve benzeri bir çok sorunun cevabını bulmak gerektir ki (mümin olduğumuza dair) inancımızdan EMîN olalım..
(Tefekkür Niyetine...)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen Gariban »

HaYYales SaLaH
HaYYales SaLaH
HaYYalelFaLeH
HaYYalelFaLeH
ALLAHU EKBEr ALLAHU EKBER
La İlahe İlla ALLAH
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

BİR arayışı oL-aN OKUr
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Bir zaman zemheri gönül,
Bir zaman bahar böceği.
Yarım nefes yaşam düşü,
Bütün görüp göreceği.

Bazen kavgalı dünyayla,
Bazen bütün dünya yayla,
Söyleşir Güneş’le Ay’la,
Neyse alıp vereceği.

Bir zaman her şeye hazır,
Arı gibi vızır-vızır.
Semtine uğramaz Hızır,
Gül bulamaz dereceği.

Bazen kızar kendisine,
Bazen de efendisine,
Sonra her şey devam yine,
Merhemi yok süreceği.

Bir zaman bi heveslenir,
Yâr’i yürekten seslenir.
Tüm gün sevgiyle beslenir.
Kimse kalmaz yereceği.

HÂLimce…
25.07.2019 - …
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen Gariban »

Bazen korkar aşktan kaçar
Bazen kanat açar uçar,
Gözlerinden yaşlar saçar,
(Başka) Kimsesi yok döneceği..

garibAN
27.07.2019
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

HaYaT' ı aNYaN HaYTa' lık yapamaz !!!!

Yaparsa da ancak NeFS'ine karşı yapmalı


Hayta; külhanbeyi, kabadayı, serseri.
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Kulluk zorunlu taat mi?
Kader kurulmuş saat mi?,
Hayal midir Hakikat mi?
Ölüp kabre gireceği.
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Aklımda deli sorular,
Durulmak bilmiyor sular,
Nefs söyler akıl doğrular,
Belli daha süreceği.
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

İBReT alaN BeRaaT eyler,
HaK YoLu ŞeRiaT eyler,
Her daim DoĞRu’ yu söyler,
NeFeS alır, yüreciği…
Resim
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön