Muhammedinur

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Hastayı ziyaret ederken az oturmak ve az gürültü yapmak sünnettendir” buyurdu.
(İbnu Abbas (ra)'dan:Buharî, İlm 39 )

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Rızkının çoğalmasını, ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin" buyurdu.
(Buharî)

"Kim cuma günü gusledip erkenden mescide gider ve hutbenin başına yetişirse, yürür ve binmezse, imama yakın durur, dinler, gereksiz söz etmezse ona her adım için bir yıllık amelin oruçları ve namazlarıyla sevabı yazılır."

| Ebû Dâvud, Tahâret, 129



"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Kim cuma günü gusledip erkenden mescide gider ve hutbenin başına yetişirse, yürür ve binmezse, imama yakın durur, dinler, gereksiz söz etmezse ona her adım için bir yıllık amelin oruçları ve namazlarıyla sevabı yazılır" buyurdu.
(Ebû Dâvud, Tahâret, 129)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan fakiri doyur, yetimin başını okşa!" buyurdu.
(Ahmed b. Hanbel, II, 263, 387)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Cimrilikten sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiştir!" buyurdu.
(Müslim)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Malının kusurunu gizleyerek yalan söyleyen tâcir, yaptığı alışverişin bereketini görmeyecektir!" buyurdu.
(Buharî)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Cennette gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, insanların hayal bile edemediği nimetler vardır.” buyurdu.
(Buharî)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Dünyaya gönül bağlama ki, Allah seni sevsin. İnsanların eline bakma ki, halk seni sevsin.” buyurdu.
(İbn-i Mâce)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin” buyurdu.
(Ebu Davud)

"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Bir müslümanın, din kardeşini üç gün üç geceden fazla terkedip küs durması helâl değildir: İki müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Halbuki o ikisinin en iyisi önce selâm verendir." buyurdu.

(Buhârî, "Edeb", 62, "İsti'zân", 9; Müslim, "Birr", 23, 25, 26; Ebû Dâvûd, "Edeb", 47; Tirmizî, "Birr", 21, 24)

"Ebu Zerr radıyallahu anhanlatıyor:“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e soruldu: “Yâ Rasûlullah!. Kişi hayır yapsa halk da bu sebeble onu övse (bunun hükmü nedir?)”
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bu mü’mine (Allah’ın razı olduğuna dair) peşin bir müjdedir." buyurdu.

(Müslim, Birr 166, (2642)

--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ragime enfü raculin zükürtü indehu felem yusallî aleyye..: Yanında adım zikrolunup da BANA salâvât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavat 100; İ. Ahmed II/254)

---Ebu Hüreyre radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kuvvetli (iman, azim, teşebbüs kabiliyeti bakımından güçlü) mü’min, zayıf mü’minden ALLAH'a daha sevimlidir. Her birinde hayır vardır. Senin için (her iki dünyada) faydalı olan şeylere rağbet et; ALLAH 'tan yardım iste, âcizlik/tembellik gösterme! Şâyet başına bir musibet gelirse.: “Eğer şöyle yapsaydım, şöyle şöyle olurdu (veyâ; keşke şöyle yapsaydım, o zaman şöyle şöyle olurdu)” şeklinde bir şey söyleme! Bilâkis şöyle de.: “Bu ALLAH 'ın takdiridir, o neyi isterse onu yapar.” Çünkü, “LEV” (eğer, şayet, keşke) Kelimesi Şeytan’ın işine yarar/iş yapmasına kapı açar!.” buyurdu.
(Müslim, kader, 34; İbn Mâce, Mukaddime, 10; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/366, 370)

--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: AKIL durumunu bilmedikçe bir kişinin Müslümanlığı sizin hoşunuza gitmesin!.” buyurmuştur.
(İbn Ebi’d-Dünya, el-AKLu ve Fadluhu, 26; İbn Arrâk, Tenzîhu’ş-Şerîa, I, 203.)

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ey ALLAH'ım! SENin ilmin ile SENden hayırlısını isterim. SENin kudretin ile SENden güç isterim. SENin fazl u kereminden isterim. Muhakkak ki SEN güç yetirirsin ben ise güç yetiremem. SEN bilirsin ben ise bilemem. SEN gaybı en iyi bilensin!. Ey ALLAH'ım! Eğer bu işin benim için dinimde, dünya işlerimde ve isimin sonucunda benim için hayırlı olduğunu biliyor isen benim için onu takdir et ve onu benim için kolaylaştır. Sonra onda benim için bereket kıl!. Eğer bu işin benim için dinimde, dünya işlerimde ve işimin âkibetinde benim için şer olduğunu biliyor isen onu benden ve beni de ondan çevir!.
Hayr neredeyse onu benim için takdir et!. Sonra beni onun ile razı et!.” buyururdu.
(Buhârî, Tevhid 10; Tirmizî, Vitr 480; Ebû Dâvud, Vitr 1; İbn Mâce, İkamet (1383))

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görüneni ve görünmeyeni bilen ALLAH'ım, sen insanların anlaşamadığı konularda kulların arasında hükmedensin. Tartışmalı konularda beni hakka ilet. Şüphesiz SEN dilediğini doğru yola götürürsün!.” buyurmuştur.
(Müslim, Kitabu Salâti'l-Müsafirin, "Gece namazında duâ" bâbı, c.2, s. 185.)

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:
“Ey ALLAH'ım!
SENin ilmin ile SENden hayırlısını isterim.
SENin kudretin ile SENden güç isterim.
SENin fazl u kereminden isterim.
Muhakkak ki SEN güç yetirirsin ben ise güç yetiremem.
SEN bilirsin ben ise bilemem. SEN gaybı en iyi bilensin.
Ey ALLAH'ım! Eğer bu işin benim için dinimde, dünya islerimde ve isimin sonucunda benim için hayırlı olduğunu biliyor isen benim için onu takdir et ve onu benim için kolaylaştır. Sonra onda benim için bereket kıl. Eğer bu isin benim için dinimde, dünya islerimde ve işimin âkibetinde benim için ser olduğunu biliyor isen onu benden ve beni de ondan çevir. Hayr neredeyse onu benim için takdir et. Sonra beni onun ile razı et!.” buyururdu.
(Buhârî, Tevhid 10; Tirmizî, Vitr 480; Ebû Dâvud, Vitr 1; İbn Mâce, İkamet (1383))

--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Eşi Ümmü Habibe Annemiz bir duâsında.: "Ey ALLAH'ım, beni Kocam Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Babam Ebu Süfyan, Kardeşim Muaviye'ye faydalı kıl!." dedi. Bunu işiten Hz. Peygamber aleyhisselâm.: (Ey Ümmü Habibe) ALLAH'tan belirli ecelleri, sayılı günleri ve dağıtılmış rızıkları istedin. Hiçbir şey zamanından Önce gelmez, zamanından sonraya da kalmaz. ALLAH TeÂLÂ'dan seni cehennem, yahut kabir azâbından korumasını isteseydin senin için bu daha iyi, daha güzel olurdu." bayurmuştur.
(Müslim, Kitabu'l-Kader, bâb: "Ecellerin, Rizıkların Artıp Eksilmeyeceği ve Kaderdeki Şekliyle Olacağı", c. 8, s. 55.)

--- Lakît b. Âmir radiyallahu anhu.: “Yâ Resûlullah, gayb hakkında ne biliyorsun?” dedim.
Resûlullah sallallah u aleyhi vesellem.: "RABB’in gaybın beş anahtarını gizledi onları ALLAH celle celâlihu’dan başka hiç kimse bilmez buyurdu.” ve elini işâret etti.
Ben de.: “Onlar nedir?.” diye sordum
Resûlullah sallallah u aleyhi vesellem.:
“1-) Ecelin ilmi; siz bilmediğiniz halde sizden birinin ne zaman öleceğini O bilir.
2-) Siz bilmediğiniz halde O, meni’nin rahme ne zaman düşeceğini bilir.
3-) Yarın ne olacağını O bilir.
4-) Sen bilmediğin halde O, senin ne yiyeceğini bilir.
5-) Siz korktuğunuz halde size merhamet edegeldiği yağmurun gününü O bilir. ALLAH u zü’L- CeLÂL (celâline ve azâmetine yakışır bir şekilde) güler. Yakında gelecek yağmurunuzu bilir. Kıyamet gününü bilir” diye cevâb verdi.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/13.)

---Hz. Ebu Zerr radıyallahu anhanlatıyor.: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem seslendi: “Yâ Ebu Zerr!.” buyurdu. “Buyurun, Yâ Rasûlullah! Emrinizdeyim!.” dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “İnsanlara (kitle halinde) ölüm isâbet edip, kabirlerin (ücretli) hizmetçiler tarafından kazılacağı zaman ne yapacaksın?” buyurdu.
“Benim için Allah ve Resulü neyi ihtiyar buyurursa onu yaparım!” dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Sabrı tavsiye ederim!” buyurdu -veya, “sabredersin!” dedi- ve sonra bana tekrar seslendi: “Yâ Ebu Zerr!”
“Buyurun Yâ Rasûlullah! Sizi dinliyorum!.” dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Zeyd Mıntıkası'nın taşları kanda boğulduğunu gördüğün zaman ne yapacaksın?”
“Allah ve Resûlü benim için neyi ihtiyar buyurursa onu!.” dedim
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Sana kendilerinden olduğun yakınlarını tavsiye ederim!” buyurdu.
Ben sordum.: “Yâ Rasûlullah! (O zaman) kılıcımı alıp omuzuma koymayayım mı?.”
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Böyle yaparsan (fitneci) kavme ortak olursun!” buyurdu. “Bana ne emredersiniz!.” dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Evine çekil!” buyurdu. “Evime girilirse?” dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Eğer kılıcın parıltısının seni şaşırtacağından korkarsan, elbiseni yüzüne ört!. Gelen hem senin günahınla, hem de kendi günahıyla dönsün!.” buyurdu.”
(Ebu Davud, Fiten 2, (4261); İbnu Mace, Fiten 10, (3958).

---Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor.: "Ebu Seleme öldüğü zaman.: "Garib adam, diyâr-ı gurbette öldü. Ben de onun için öyle bir ağlayacağım ki, herkes ondan bahsetsin!." dedim. Tam ağlamak için hazırlanmıştım ki, Said’den, bana yardım etmek isteyen bir kadın geldi. Resulullah sallallahu aleyhi vesellem onunla karşılaştı ve kadına.: "Sen, Allah TeÂLÂ'nın tard ettiği/uzaklaştırdığı Şeytân’ı tekrar eve sokmak mı istiyorsun?." buyurdu. Bunun üzerine ben de ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım." dedi.
(Müslilm, Cenâiz 10, (922)

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İnsanların en kötüsü şerrinden dolayı insanların kendisinden çekindiği kimsedir.” buyurmuştur.
(Muvatta, Hüsn-ü Huluk-1)

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:
“SU’yun =>BUZu erittiği gibi GüzeL AhLâk da =>GünahLarı eritir..
SİRKe’nın =>BAL’ı bozduğu gibi Kötü AhLâk da =>SâLih AmeLi bozar!.” buyurmuştur.
(Taberanî, el mü’cemü’l-Evsat No.: 854.)