KaRZ-ı HaSeN!.

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KaRZ-ı HaSeN!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

KaRZ-ı HaSeN!.



GEÇti-GiTTi Yalan ÖMRün
Tohum-Tarla Talan ÖMRün
Karz-ı HaSEN Kalan ÖMRün
HiZMETe Koş ->kul ihvÂNi!..:
Resim




Bir Âdemoğlu için bu dünyada en zor iş;
Bir kula Muhtaç-Mecbur-Me’mur ve Mahkum kalmaktır..

Bir Âdemoğlu için bu dünyada en Ahsen iş;
Bir kulu Muhtaç-Mecbur-Me’mur ve Mahkum kılmadan ALLAH Celle Celâluhu Adına borç VERmek ve ödeyemez ise HAKK Teâlâ’dan isteyip o kimseyi zora sokmamak yani Karz-ı HaSeN…

Karz-ı HaSeN o ki, VERince ALLAH Celle Celâluhu İÇin VERmek.. Allah’a borç vermekten öte O’nun gibi VERmek.. İster maddî ekmek.. ister mânen İlim-edeb-irfÂN-ErkÂN VERmek.. ama çıkarsız ard niyetsiz Hakkça..

İsteyene Sadaka vermek-infak etmek..
İstemekten ar edene Karz-ı HaSeN en güzel borcu Borçlunun Yaratanına VERmek..

İkraz: Ödünç verme.
İstikraz: Ödünç alma.
Mukrıiz: Ödünç veren.
Mustakriz: Ödünç alan.
Karz-ı HaSeN: Sadece Allah rızâsı için verilen en güzel ödünç. Faizsiz verilen borç.


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Her ümmetin bir fitnesi/imtihanı vardır. Benim ümmetimin fitnesi/imtihanı ise dünya malıdır" buyurmuştur.
(Tirmizî, Zühd, 26(2336); Birgivî, Tarikat-ı Muhammediyye, 226)

İnfak- sadaka isteyen, bunu ihtiyacı olmadan da dilenebilir. Ve dilenene sadaka verilmesi güzeldir..

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Yoksul kişiye sadaka vermekte sadece sadaka sevâbı vardır, akrabaya tasaddukta bulunmanın ise iki sevâbı vardır. Sadaka sevâbı ve akrabalık bağlarını kuvvetlendirme sevâbı." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Zekat, 24; Nesâî, Zekat, 82; Tirmizi, Zekat, 26; Suyuti, Camiu’s-Sağir Ve Tercümesi İzahlı 2000 Hadis, 2/384)

Ödünç isteyen ise, sadece ihtiyacı olduğundan dolayı bunu utanarak ve ödemeyi düşünerek ister ki;

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Bir şeyi ödünç vermek, onu sadaka olarak vermekten hayırlıdır." buyurmuştur.
(Ahmed bin Hanbel, 1/463; Suyutî, Câmiu’s-Sağîr, 2/86; el-Azizî, es-Sirâcu'l-Munîr Şerhu Câmiu's-Sağîr fî Hâdisi'l-Beşîri'n-Nezîr, 3/57; Suyuti, Camiu’s-Sağir ve Tercümesi İzahlı 2000 Hadis, 2/383)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Cebrail aleyhi's-selâma: "Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir?" diye sorması üzerine, Cebrail aleyhi's-selâm Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e bu cevabı vermiştir.
(İbn Mâce, Sadakat, 19(2431); Suyuti, Camiu’s-Sağir Ve Tercümesi İzahlı 2000 Hadis, 2/384)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren veya borcunun bir kısmını bağışlayan kimseyi yüce Allah Cehennem ateşinden korur." buyurmuştur.
(Buharî, Büyû', 17; Müslim, Zühd, 74; Tirmizî, Büyû', 67; İbn Mâce, Sadakat, 14; Ahmed bin Hanbel, 1/327, 2/359)

Karz-ı HaSeNin en güzel tÂRİFi Kur'ân-ı Kerimimizdedir;

مَّن ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ أَضْعَافًا كَثِيرَةً وَاللّهُ يَقْبِضُ وَيَبْسُطُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Resim---Menzellezî yukridullâhe kardan hasenen fe yudâifehu lehû ed’âfen kesîrah(kesîraten), vallâhu yakbidu ve yebsut(yebsutu) ve ileyhi turceûn(turceûne).: Kim Allah'a güzel bir borç verirse, o taktirde, o (verdiği) kendisine kat kat çoğaltılarak ödenir. Ve Allah, (ilâhi kanun gereği kişinin rızkını) daraltır ve genişletir. Ve O'na döndürüleceksiniz.(Bakara 2/245)

وَلَقَدْ أَخَذَ اللّهُ مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَآئِيلَ وَبَعَثْنَا مِنهُمُ اثْنَيْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ اللّهُ إِنِّي مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ الصَّلاَةَ وَآتَيْتُمُ الزَّكَاةَ وَآمَنتُم بِرُسُلِي وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ اللّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَلأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ
Resim---Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl(isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ(nakîben) ve kâlellâhu innî meakum lein ekamtumus salâte ve âteytumuz zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr(enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli): Ve andolsun ki Allah, İsrailoğulları'ndan misak almıştı. Ve onlardan on iki nâzır görevlendirdik. Ve Allahû Teâla: “Eğer namazı mutlaka ikâme ederseniz, zekât verirseniz ve Resûllerim'e îmân edip onlara yardım ederseniz ve Allah'a (Allah için) güzel bir borç verirseniz, muhakkak ki ben sizinle beraberim ve de mutlaka sizin günahlarınızı örterim ve sizi, mutlaka altından ırmaklar akan cennetlere koyarım.” dedi. Artık, bundan sonra sizden kim inkâr ederse mutlaka sevvâ edilmiş (Allah'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yoldan sapmış olur.(Mâide 5/12)

مَن ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ وَلَهُ أَجْرٌ كَرِيمٌ
Resim---Men zellezî yukridullâhe kardan hasenen fe yudâifehu lehu ve lehû ecrun kerîm(kerîmun).: Kim ki Allah'a (Allah için) güzel bir borç verir, o taktirde o (borç), ona kat kat ödenir. Ve onun için kerim ecir vardır.(Hadîd 57/11)

إِنَّ الْمُصَّدِّقِينَ وَالْمُصَّدِّقَاتِ وَأَقْرَضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعَفُ لَهُمْ وَلَهُمْ أَجْرٌ كَرِيمٌ
Resim---İnnel mussaddikîne vel mussaddikâti ve akradûllâhe kardan hasenen yudâafu lehum ve lehum ecrun kerîm(kerîmun).; Muhakkak ki, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar ve Allah'a (Allah için) güzel borç verenler (sadakalar ve borçlar) onlara kat kat ödenir. Ve onlar için kerim ecir vardır.(Hadîd 57/18)

إِن تُقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
Resim---İn tukridûllâhe kardan hasenen yudâıfhu lekum ve yagfir lekum, vallâhu şekûrun halîm(halîmun).: Eğer Allah'a güzel bir borç verirseniz, onu size kat kat arttırarak öder ve sizi mağfiret eder. Ve Allah; Şekur'dur (şükredilendir, şükrün karşılığını verendir), Halîm'dir.(Teğâbün 64/17)

إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Resim---İnne rabbeke ya'lemu enneke tekûmu ednâ min suluseyil leyli ve nısfehu ve sulusehu ve tâifetun minellezîne meak(meake), vallâhu yukaddirul leyle ven nehâr(nehâre), alime en len tuhsûhu fe tâbe aleykum, fakreû mâ teyessere minel kur'ân(kur’ânî), alime en seyekûnu minkum merdâ ve âharûne yadribûne fîl’ardı yebtegûne min fadlillâhi ve âharûne yukâtilûne fî sebîlillâhi fakreû mâ teyessere minhu ve ekîmus salâte ve âtûz zekâte ve akridullâhe kardan hasenâ(hasenen), ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâhi huve hayren ve a'zame ecrâ(ecren), vestagfirûllâh(vestağfirûllâhe), innellâhe gafûrun rahîm(rahîmun).: Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olanlardan bir topluluğun, gecenin üçte ikisinden daha azında, (bazan) onun yarısında ve (bazan da) onun üçte birinde (Kur'ân okumak, zikir yapmak, kanitin olmak, teheccüd namazı kılmak için) kalktığını biliyor. Ve geceyi ve gündüzü Allah takdir eder, onu sizin asla hesaplayamayacağınızı (gecenin zaman dilimlerini doğru tayin edemeyeceğinizi) bildi. Bu sebeple sizin tövbenizi kabul etti. O halde Kur'ân'dan size kolay geleni okuyun! Sizden bir kısmınızın hasta olacağını, diğerlerinin yeryüzünde, Allah'ın fazlından (rızık) isteyerek dolaşacaklarını ve diğer bir kısmının da Allah'ın yolunda savaşacaklarını bildi. Artık O'ndan (Kur'ân'dan) size kolay geleni okuyun, namazı ikame edin, zekâtı verin ve Allah için güzel bir şekilde borç verin! Ve nefsiniz için hayır olarak ne takdim ederseniz, onu Allah'ın indinde daha hayırlı ve daha büyük bir ecir olarak bulursunuz. Ve Allah'a istiğfar edin (tövbe edip Allah'tan mağfiret dileyin)! Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.(Müzzemmil 73/20)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön