YALAN DÜNYA

[nur_umim]

yaLAN DÜNyâ!.

DOĞarken GİRiLen ÇİLe
ÇEKiLenLer GELmez DİLe
SeBeBe ->SONuç >NâfiLe
VERdiğini -> ALan DÜNyâ!..

*

"İÇtikçe >yiNE YAN!."ıLan!
DENİZ SUyu ki ->KANıLan!
biR UCu >Cömert SANıLan!
Öbür UCu -> ÇALan DÜNyâ!..

*

ReSÛLü EKREM ->SÖZÜnde
biR NOKTA >ÂŞIK GÖZÜnde
“SıRR-ı SIFIRın ->ÖZÜ”-nde
DERyÂLara-> DALan DÜNyâ!..

*

DeHRinde ->divÂNa DURdu
DOĞum giBi ->ÖLüM YURDu
hER cÂNı ->ALdı ->sAVurdu
YAPaYALnız ->KALan DÜNyâ!..

*

OK KİRpiKk >KaLem KAŞImı
->ÇAĞLattın >GÖZde YAŞImı
->GuRBette ->GaRiB BAŞImı
->SEVdÂLara ->SALan DÜNyâ!..

*

“HÂL-i HAZIR”a >HaYyrÂNe!
-> DivÂNeLere -> SeYR-ÂNe!
"SEN de KKAL!"ırsın >VirÂNe!
->ÂHiR ÖMRü ->TALan DÜNyâ!..

*

“ÜZme!. ÜZüLme!. SEV!. SEViL!.”
SÖZüm ->BâtıN -> zÂHiR DEğiL!
->kuL ihvÂNi-m -> İYİce -> BİL!
“YAŞAnmayan YALAN!” ->DÜN-yâ!..

15.10.14. >06:07
brsbrs..ynzırrdLiyrğimm..haYydostt!..




SÂHİBimİZ ->BUYursun da!
cÂN KULağı ->dİNLeyeLiMm!
HaKk KeLÂMı’n ->DUYursun da!
Bir “AHhh!” ÇEKip İNLeyeLiMm!. HaYy Dostt!.


BUYur/DUYur yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem!.

3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe



TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.

MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ölü bir koyun leşinin yanından geçerken: “Siz şu leşi, ehlinin gözünde kıymetsiz olarak mı görüyorsunuz?”
Sahabeleri: “Zaten kıymetsizliğinden dolayı sahibleri onu mezbeleliğe atmış!” dediler.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Nefsimi kudret ELinde tutan ALLAH'a yemin ederim ki dünya ALLAH nezdinde, şu leşin sahibleri nezdinde kıymetsiz olduğundan daha kıymetsizdir. Eğer dünya, ALLAH katında bir sivrisineğin kanadına eşit olsaydı ALLAH Teâlâ o dünyadan hiçbir kâfire bir yudum su dahi içirmezdi.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Hâkim)

Nezd: f. Yan. Yakın. Karib. yANında..

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dünya mü'minin zindanı, kâfirin cennetidir.” buyurmuştur.
(Müslim)

Mü'min: ÖZündeki ALLAH ile O’nun ReSÛLüne imÂN eden.
Kâfir: kendi ÖZündeki HAKk’ı ÖRTtüğünden habersiz zavallı..

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dünyadan ALLAH için olan şeyler hariç, her ne varsa hepsi lânete uğramıştır-MeL’undur.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Tirmizî)

MeL’un: Lânetlenmiş. Lânete lâyık. Kovulmuş, tard olunmuş.

[aksiseda]

GüL HaBBe-SîN’in GüBReSi,
HaYâL-HaKiKâT iBRE’ si,
Çeşit-çeşit kalibresi,
Kurşun gibi delen dünya…

aDeM-HaVVa SiLSiLeSi,
Dünya ŞeYTaN’ ın HiLeSi,
Mü’ min açlıktan ölesi,
Firavun’ a şölen dünya,

Kulun imtihan sahası,
Nefsimin sahte vahası,
Yüreğimde kiri-pası,
Ah aklımı çelen dünya…

HaKK nazarında iT LeŞ’ i,
Beş kuruş etmez BeLeŞ’ i,
KaTLeTTİ KaRDeŞ-KaRDeŞ’ i,
HaBiL yanı ölen dünya…

Ne verirse alır geri,
Boşuna her alın teri,
Hiç bozulmuyor ezberi,
Kabirlerle dolan dünya…


HâLimce… 16.10.2014

[Hakan]

Denge düzen kaybolmuş
mânâsı para pul olmuş
inançlar şekle bürünmüş
GARİBleri ölen dünya...

Sevgisiz yüreklerle dolmuş
Sevgiye hasret kalmış
Sevmeyi şehvet sanmış
SEVGİ=RASULULLAH (sav)'da kalan dünya...

Rengarenk bir cünbüş ile
deli veli kayıyor bile
Rasûl izin sadık izle
Üç beş kişi bulan dünya...

Bilmem ne oluyor nereye gidiyor
insanlık sanatı gönülden yitiyor
Sevgisiz bakışlar yüreklere batıyor
ALLAH AŞKını yutan dünya...

Akıl nefisle satranç oynuyor
Kimi kaleyi alıyor oba kuruyor
Kimi ben Vezirim diyor kelle vuruyor
Kimisi de ben Şahım diyor hayal Dünya...

Bir gerçekle iki kapılı handa
Tevhid inancıyla sulanmış canda
Kur'ânla Ehl-i Beyt hepsi bir canda
Rasulullah (sav)i solladın be hey Dünya..

Hakan 16.10.2014

[aksiseda]

AKL’ ın DiN-meyen tasası,
“Dosdoğru olmak” Yasa’ sı,
MuSa’ nın (as) eL’ de aSa’ sı,
Bırak ta bak; YıLaN dünya…

16.10.2014 - 12:43

[der-ya]

Abdurrahman-ı Sakalî'nin rivâyetiyle Abdullah bin İshak-ı Gafikî, Mekke-i Mükerreme'de ancak bir zâtın duası ile faydalandım diyor ve şöyle hikâye ediyor:

“Seher zamanı Mescid-i Haram'dan geçiyordum.
Bir adamın toprak yemekte olduğunu gördüm.
Son derece acıkmış yahut deli bir adam dedim. Sonra, yahu toprak mı yiyorsun? deyince elindeki top­raktan bir miktar elime koyarak bu toprak mıdır? dedi.
Ağzıma alınca kavrulmuş un mudur, yahut şeker midir anlıyamadım.
Fâkat bir veliyyullah olduğunu anlayınca karşısında diz çöktüm ve duasını diledim :

عرفك اﷲ قدر ما تطلب حتى يهون عليك ما تترك
"Allahu Teâlâ dilediğin kadarını sana bildirsin ta ki terk eylediklerinin terki sana kolay gelsin!" diye dua eyledi.

[nur_umim]

---Ebu Musa el-Eş'arî radiyallahu anhu’nun rivayetinde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Kim dünyasını severse âhiretine zarar verir Kim âhiretini severse dünyasına zarar verir. Bu bakımdan siz daimi kalıcı olanı geçiciye tercih ediniz.” buyurmuştur.
(Ahmed, Bezzâr, Taberânî, İbn Hibban, Hâkim)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dünya sevgisi her kötülüğün-yanlışlığın temeli ve başıdır.” buyurmuştur.
(Beyhâkî)

---Rivayet ediliyor ki, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir mezbelelik üzerinde durdu ve şöyle buyurdu: “Ey ashabım! Gelin dünyaya bakın!” Bu esnada mezbelenin üzerinden çürümüş bir paçavrayı ve çürümüş bir kemiği eline aldı ve şöyle dedi: “İşte bu dünyadır!”
(İbn Ebî Dünya, Beyhâkî)

---İsâ aleyhi's-selâm şöyle buyurmuştur: “Sakın dünyayı ilâh edinmeyin ki o da sizi köle edinmesin! İsraf edip zayi etmeyen bir kimseye hazinelerinizi emanet ediniz. Zira dünya hazinesinin sahibi için âfetten korkulur. ALLAH hazinesinin sahibi için ise âfet sözkonusu değildir.
(İbn Ebî Dünya)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediğini rivayet etmektedir: “ALLAH Teâlâ dünyadan daha değersiz birşey yaratmış değildir ve ALLAH Teâlâ dünyayı yarattığından beri ona şefkat nazarıyla bakmamıştır.”
(Musa b.Yesar’dan; Beyhakî, mürsel olarak)
(Musa b.Yesar.. Bu zat Kureyşlidir. İbn Main, bu zâtın mevsuk olduğunu söylemiştir.)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Dünyanın bolluğu sizi ALLAH'a ibadetten meşgul etmiştir. Âdemoğlu durmadan “malım, malım!” diye tepiniyor. Ey Âdemoğlu! Acaba senin malından senin yiyip bitirdiğin, giyip eskittiğin veya sadaka verip ebediyyen defterine yazdırdığından başka birşey var mı?” buyurdu.
(Müslim)

---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Dünya, evi olmayanın evidir. Malı olmayanın malıdır. Aklı olmayan bir kimse dünyayı toplar. İlmi olmayan bir kimse dünya için başkasına düşmanlık güder. Fıkhı olmayan bir kimse dünya için başkasına hased eder. Yakîni olmayan bir kimse durmadan dünya için çaba sarfeder.” buyurdu.
(İmam Ahmed, Müsned)

[sevilen güzeldir]

[kulihvani]

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim himmetinin en büyüğü dünya olduğu halde sabahlarsa, onun hiç bir şeyde ALLAH ile alâkası yoktur ve ALLAH Teâlâ onun kalbine dört şey sokar:
1. Bir üzüntü ki ebediyyen ondan ayrılamaz.
2. Bir meşguliyet ki ebediyyen ondan kurtulamaz.
3. Bir fakirlik ki ebediyyen onun zenginliğine varamaz.
4. Bir amel ki ebediyyen onun sonuna varamaz.” buyurdu.
(Taberânî, İbn Ebî Dünyâ)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hutbelerinin birinde şöyle buyurmuştur: “Mü'min bir kimse, iki korku arasındadır: Biri geçmiş ömrü hakkındadır. ALLAH Teâlâ'nın ondan ötürü kendisine ne gibi bir muamele edeceğini bilmez! Diğeri geri kalan ömrü hakkındadır ki burada da hakkında ALLAH'ın ne gibi bir hüküm vereceğini bilmez. Bu bakımdan kul, nefsinden nefsi için, dünyasından âhireti için, hayatından ölümü için, gençliğinden ihtiyarlığı için azıklansın. Çünkü dünya sizin için yaratılmıştır. Siz ise âhiret için yaratıldınız. Nefsimi kudret elinde bulunduran ALLAH'a yemin olsun! Ölümden sonra artık ayıplamak yok! Dünyadan sonra da cennet veya cehennemden başka bir ev sözkonusu değildir.”(Beyhâkî)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dünyadan sakının! Çünkü dünya Hârut ve Mârut'dan daha sihirbazdır!.” Buyurmuştur.
(İbn Ebî Dünya, Beyhâkî)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün ashabının yanına çıktı ve şöyle buyurdu: “İçinizde bir kimse var mı ki ALLAH Teâlâ körlüğünün giderilmesini ve basîret sahibi olmasını istememiş olsun! İyi bilin ki dünyaya talip olan ve dünyaya uzun emelle bağlanan bir kimsenin emeli nisbetinde kalbinin basîretini ALLAH kör etmiştir! Dünya'ya perva etmeyen ve dünyadaki emeli kısa olan bir kimseye de ALLAH öğrenmeksizin ilim, hidayet istemeksizin de hidayet ihsan etmiştir. İyi bilin ki sizden sonra bir kavim gelecektir. Mülk onların eline ancak öldürmek ve zorla almak sûretiyle geçecektir. Zenginlik ancak gurur ve cimrilikle geçecektir. Muhabbet ancak hevâ-i nefse tâbi olmakla geçecektir. Dikkat edin! Sizden bir kimse o zamana yetişir de fakirliğe karşı sabrederse, zengin olmaya kudreti olduğu halde fakirliğe razı olursa, sevgiye muktedir olduğu halde halkın buğzuna, kin ve nefretine sabrederse, izzette gücü yettiği halde zillete katlanır, sabrederse ve böyle yapmakla da sadece ALLAH'ın cemâlini isterse, böyle bir kimseye ALLAH Teâlâ elli sıddîkın sevabını ihsan eder!” buyurmuştur.
(İbn Ebî Dünya, Beyhâkî)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Ubeyde'yi memur olarak Bahreyn'e gönderdi. O oradan mal getirdi. Ensâr-ı kiram Ebu Ubeyde'nin geldiğini işitince Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber sabah namazına geldiler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı kıldıktan sonra hane-i saadetine gitmek üzere ayrıldı. Onlar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e göründüler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları görünce tebessüm etti. Sonra şöyle buyurdu:
“Zannediyorum sizler Ebu Ubeyde'nin birşeyler getirdiğini işitmişsiniz!”
“Evet! Yâ Rasûlullah!”
“Müjde size! Sizi sevindirecek şeyi ümit ediniz. ALLAH'a yemin ederim, sizin için ben fakirlikten korkmuyorum. Aksine sizin için, sizden öncekilere dünyanın yayılıp açıldığı gibi
yayılıp açılmasından korkuyorum. Sizden öncekilerin imrendikleri gibi sizin de imreneceğinizden ve dolayısıyla sizi helâk edeceğinden korkuyorum. Nitekim onları da helâk
etmişti!”(Müslim, Buhârî)

---Ebu Said Hudrî Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Sizin için en fazla korktuğum, ALLAH'ın yerden sizin için çıkaracaklarıdır”. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e şöyle soruldu: “Yerin bereketleri ne imiş?” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevâb verdi: “Dünyanın aldatıcı revnaklığı”(Müslim, Buhârî)

---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sakın kalblerinizi dünyayı anmakla meşgul etmeyin!.” Buyurmuştur.
(Beyhâkî)