Muhammedinur

Kırklarla halvete girdik
Yedilerle sohbet ettik
Üçlerle birliğe yettik
Biz Şa'bânî bülbülüyüz
Vahdet bağının gülüyüz

HU EFENDİM HUUU
HUU ŞAHIM HU
HUU HUUU HU SULTANIM HU
HU AZİZİM HUU

Halveti'dir şöhretimiz
Vahdet kıldık kesretimiz
Mahviyettir maksadımız
Biz Şa'bânî bülbülüyüz
Vahdet bağının gülüyüz

Zahid kardeşim GÖNLÜNüze BEREKET dolsun inşaALLAH!...

MUHAMMEDİ Muhabbetlerimizle!...

EYVALLAH..

HUUU DOST..



KIYMETLİ NUR-YE;


GÜZEL DİLEK VE TEMENNİLERİNİZE
TEŞEKKÜR EDERİM.

ALLAH RAZI OLSUN..




"Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun"

NE İÇİNDEYİM ZAMANIN NE DE BÜSBÜTÜN DIŞINDA



Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmış akışında,



Bir garip rüya rengiyle
Uyumuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.



Başım sukutu öğüten
Uçsuz, bucaksız değirmen;
Içim muradıma ermiş
Abasız, postsuz bir derviş;



Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim


AHMET HAMDİ TANPINAR

"Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmış akışında."

Bazen insan kendini bir cümlede bir şiir kıtasında bulabiliyor...

NE GÜZEL BİR KITA İNSAN OKUYUNCA GERÇEKTEN BAŞKA DİYARLARA GİDİYOR

MUHABBET YELLERİ



Hak yoluna gidenlerin
Asa olsam ellerine
Er, pîr vasfin edenlerin
Kurban olsam dillerine


Torunuyuz bir dedenin
Tohumuyuz bir bedenin
Mûnkir ile cenk edenin
Silali olsam ellerine


Bir üstada olsam çirak
Bir olurdu yakin irak
Kemigimi yapsam tarak
Yar saçinin tellerine


Vücudumu kavursalar
Yönüm yare çevirseler
Harman edip savursalar
Muhabbetin yellerini


Vakit kalmadı dermagin
Kaldır SEYRANI parmağın
Deryaya akan ırmağın
Katre olsam sellerine


SEYRANİ

KIRK BİRİNDE HER HEVESİM YİTİRDİM



Kırk birinde her hevesim yitirdim
Kırk beşinde bağdaş kurup oturdum
Ellisinde göçüm çeküp götürdüm
Vâdesi yetmişe döndürdün felek



Elli beşte senetlerim yazdırdım
Altmışımda her düzenin bozdurdum
Altmışbeşte kemiklerim ezdirdim
Beni sübyanlara döndürdün felek



Âşık Seyranî'yi yakıp yandırıp
Hakkın rahmetinden verip kandırıp
En sonunda Azraili gönderip
Beni doğmamışa döndürdün felek



SEYRANİ

MUHAMMET


Kuru toprağa düşen yağmur gibi düştün gönlüme

Hani rahmandan bir "üzülme,her kışın bir baharı var,

Yeniden yeşerecek yeniden çiçek açacaksın"

Mesajı taşır gibi düşer ya her yağmur tanesi,

İşte öyle bir ümit mesajı getirdin

Ölümlerle ayrılıklarla hastalıklarla malûl zihnime

Sen varsın diye varlıkları vareden

Senin ebediyyet duanı kabul etmez olur mu hiç?

Ey göklerde adı her dem anılan nebi

Ey kulluğuyla ebediyyetin varlığına sebeb olan resul

Işığın zerreleri adedince selam olsun sana

Konuşulmuş kelimelerin adedince selam olsun sana

Ya Resullah, şefaat eyle Allahaşkına.....



AMİNA MALİK

Gel Ey Tâlip Bu Bir Esrâr-ı Hak'tır…



Gel ey tâlip bu bir esrâr-ı Hak'tır,
Erenlerin yolu söz ile değil...
Muhabbet bir ekin ekip yeşertmek,
Oğlan, uşak, mahbup, kız ile değil!



Kuş misali bir çeşmeye konarsın,
Acı tatlı demez içer kanarsın...
Ayn'el yakın Hâkk'ı gördüm sanarsın,
Bu kafada göreceğin göz ile değil!



Bu kafada bin bir türlü sade var,
İçecek var, içmeyecek bade var...
Dört kapı içinde kırk kaç cadde var,
Hemen gideceğin iz ile belli değil!



Yol gizlidir... sadık yoldaş içinde
Nesne hasıl olmaz! sert taş içinde
Hakk'ı gören görür! az yaş içinde
Yetmiş, seksen, doksan, yüz ile değil...



Katibi'm bir pîrden nasihat aldık...
Men arif sırrından haberdar olduk...
Katreden katreye ummana daldık...
Karıştık çoklara az ile değil!



ÂŞIK VEYSEL

Evet hatırladım

Küçük basit şeyler

Yetiyor kederlenmeye

Ya mutluluğa



Cahit Zarifoğlu