NÂ-Fİ-LEHÛ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

NÂ-Fİ-LEHÛ

Mesaj gönderen aNKa »

NÂ-Fİ-LEHÛ

Hadis-i Kudsî olarak meşhur olan :
"Kul BANA, kendisine FARZ kıldığım şeyleri edâ etmekle yaklaştığı kadar başka hiçbir amel ile yaklaşamaz...
FARZlarım yanında NÂFİLE ibâdetlerle de kulum BANA yaklaşır, nihâyet BEN onu severim.
BEN onu sevdim mi, onun işiten kulağı, gören gözü, söyleyen dili anlayan kalbi, eli ve yürüyen ayağı olurum.
O BENimle duyar, BENimle görür, BENimle konuşur ve BENimle yürür.
(Buhârî-sahih Rikak, 39; İmâm Ahmed, Müsned 6/256)


Ebu Hureyre (radiyallahu anhu);
Resûlullah (sav)'in bildirdiğine göre ALLAH Tealâ:
Her kim BENim Velî kullarım (Evliyâullah: ALLAH Dosdları) dan birisine düşmanlık ederse BEN ona harb açarım.
Kulum, kendisine FARZ kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle BANA yaklaşmamıştır.
Kulum BANA devâmlı NÂFİLE ibâdetleriyle yaklaşır.
Bunun sonucunda BEN onu severim.
BEN onu sevdim mi onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum.
Eğer BENden bir şey isterse onu veririm.
BANA sığınırsa onu himâye ederim (korurum)." buyurmuştur.
(Buhârî, Rikâk 38; İbni Mâce, Fiten 16)

Bu hadis-i kudsiyyi şerîfeyi nefsi hevâ ve hevesiyle okuyan ilâhî ilimden ve Muhammedî edebden yoksun tasavvur ehli, şaşar, taşar ve apışıp kalıp bocalar ve saçmalar...

Muhammedî Tasavvuf ehli ise; duyar, uyar ve hamdeder.

Zevkedelim ki FAR Z: (fe-ra-dat) insan imtihanı için zarurî olan Rızaullahher zaman, her yer ve her halde içinde bilmesi ve "Bile" gereği ve gerçeğidir.

Na-Fi-Le... Arabçada NaFiLeh..

LE(HÛ): (nâ-fi-LEHÛ) insanın var gözükmesinin (mevcûd: cisim içinde can) aslının, esasının ve hakikatinin kendi özündeki kudsî lehu (küllî şey'in Sahibi O'dur, her şey O'nundur) lûtfunun (içinde) OLşuûrunun nurunu yaşayıştır.

Kısacası FARZ HAKK ile zâhirî bilelik rızası, NÂFİLE HAKK ile bâtınî bilelik ihsânıdır.

İşte bu
Muhteşem,
Mübârek,
Mükerrem
ve
Mükemmel Muhammedî OL
Şuûru,
Nuru,
Sürûru ve
O-Nuruna kavuşan kul;
7 letâifin 14 gözüsırât-ı müstakîm üzere dizer de iğne deliğinden iplik geçirir gibi hable'l-verid tevhid ipini geçirip dıştan içe; (âfâktan-enfüse) baktığında
basar-basîret-ruhuyyet-sırrıyet-hafîyet-ahfâiyyet ve kudsiyyet gözüyle
HAKKU'l-HAKK'ı görür ve kesretten vahdete tevhidine şâhid OLur.

Yine özden-yüze kudsî gözle bakarsa sonunda basar gözüyle vahdetten kesrete tevhidi (eşyânın hakikatinin tek oluşunu) müşâhâde edip hamdeder.

Hable'l-Verid: Ezelî belâ (bilâkis, RABB'ımızsın!) nın hak ve varid (vuslat buluş-gerçekleşme) OLuşudur...

Âcizâne zevkimiz budur ve Muhammedîdir...

Lüf-ü-keremi ve ihsânı sonsuz olan ALLAHÜ ZÜ'l-CELÂL'e hamd olsun.

Rahmetenli'l-âlemin olan Azîz Efendimiz Resûlü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e BİZe şe'en şifâsı olan muhabbet ve merhameti için sonsuz salât-ü-selâm ve teşekkürler olsun.
Âmin...

(KUL İHVANİ)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön