Gönderilme zamanı: 27 Mar 2008, 13:40
Orijinal kitapta 2003 yılı basımında 8.Kısım olarak yer alan kısım:
BAWA MUHYİDDİN (ks) HAZRETLERİ
HAKİKİ İMAN HÂLİNDE NASIL ÖLÜNÜR?
Çevirmen: Barbaros Sert
8.Kısım
Soru: Ne zaman öleceğinizi anladığınız da, en uygun ölüş biçimi ne dir? Kati, kesin ve istikrarlı bir iman hali ile nasıl ölürsünüz?
Bawa Muhyiddin (K.S): Ölen şey toprak, ateş, su, hava ve esir olan beş unsurdan oluşmuş[1] olan vücûddur. Esas olarak vücûd ruh için etrafına sarılarak sûretlenmiş bir örtü gibidir, fakat şimdi çözülüp toprağa geri döner, ve onun ayrı alt bölümlerine dağılır. Tekrar şekillendiği zaman, yeni bir doğum [2] geçirir.
[1] Burada toprak , ateş , su ve havaya anâsır denilir ve esir ise bunların fevkinde tutulur.
[2] BS: Burada bahsedilen tekrar şekillenme; tenasuh (re-enkarnasyon) ile bahsedilen tekrar doğum değildir, bu başka bir insanın doğumunda beş unsurun farklı kombinasyonda tekrar bir araya gelmesidir. Ne yeni vücûd bir öncekiyle aynıdır ne de içindeki şahıs aynı kişidir. Bawa Muhyiddin, bu kitabın diğer bölümlerinde tenasuh anlayışını açık bir dille reddetmektedir. Bu açıklamayı yazının çarpıtılmaması için uygun gördüm.
Adem A.S topraktır, Mikail A.S sudur, Azrail A.S ateş, İsrafil A.S hava (havâ-yı nesîmî, nefes, üfleme v.b.) ve akıl esirdir. Vücûd yere yatırıldığında , unsurların her biri ona ait olan şeyi emer (çeker). Toprak toprağa ait olanı, su suyu emer, ateş ateşi emer, ve hava havayı emer. Temel arzuları (nefs) içeren akıl, nurlar, ve parıltılar esir tarafından alınırlar. İşte böyle unsurlar kendilerine Hak olanları geri alırlar. Bu sürekli (devam eden) bir iştir. Unsurlar ayrılır (unsurlara ayrışım olur) ve çekilirler (emilir, alınırlar) ve sonra başka bir vücûd şekilendirmek için tekrar bir araya gelirler. Unsurlardan şekillenen vücûd, unsurlardan beslenir ve sonunda unsurlar tarafından emilir.
Soru: Zannederim gerçekten sormak istediğim şey , bundan nasıl kurtulursunuz (kaçış yokmu)? Biliyorsunuz ki bu olacak, bu yüzden bu bütün süreçten bir kaçış yokmu?
Bawa Muhyiddin (K.S): Vücûdun unsurları ölmezler. Onların ebedi hayatları vardır, ölümsüzdürler. Duyularda asla ölmezler, bunun yanında onlar da ebedi yaşarlar. Kendilerini unsurlara dönüştürürler ve sonra bir kez daha bir diğer vücûd şekilendirmek için birleşirler. Bu süreç devamlıdır. Vücûd ile ilgili olan şey budur, fakat ruh , irfan ve nur Allaha bağlıdır. Onlar Onun mülküdür.
Ölüm meleği geldiği zaman, sanki bir kişiye kloroform verilmiş gibi olur. Ölü değildir. Halen kulakların normalde işittiği bütün sesleri işitebilir, hissetme ve bilinçlilik algılaması halen mevcuttur, ve beyin halen çalışmaya devam eder. Bütün bunlar işlev göstermeye devam ederler, ve vücûd ne olduğunun farkındadır, fakat kişi konuşamaz.
Bütün şeytanlar (iblis, kötü ruhlar,cin, ifrit ) ve hayaletler bağırıp feryat ediyor olacaklar. Onun daha önce olmuş bütün kan bağları Gel! Gel! diyerek onu çağıracaktır. Baba ve anne gelecektir. Kan bağlarının bütün ruhları bir araya gelip : Oğlum! Efendim! Babam! diye onu çağıracaklardır. Topraktan yaratılmış bütün bağlar onun etrafında olacaktır. Bu dünyadan servet, toprak, ve altın gelecektir. Bütün bu olanların bilincinde olacaktır, fakat ağzını açamayacak ve konuşamayacaktır. Kloroformun etkisi yüzünden gözlerini açamayacak ve göremeyecektir.
Çevirmen (Tamilceden İngilizceye çeviren):O zaman vücûd henüz ölmedi?
Bawa Muhyiddin (K.S): Hayır, o anestezi altında. Mezar sorgusu bitene kadar canlı kalır.
Soru: Bawa , kloroform ile onu ilaçladıkları gibi bir şeyimi kastediyor?
Bawa Muhyiddin (K.S): Hayır. Ölüm meleğinin enjeksiyonu yüzünden sanki kloroform verilmiş gibi. Bu enjeksiyon verilene kadar : Ah benim malım mülküm! Babam geliyor. Bu geliyor, su geliyor! diye bağırıyordu. Ölüm meleği duyuların sebep olduğu bütün bu dış sesleri keser. Kloroform verildiği zaman, bütün bu hisler dışarı sürülür ve onun dışında dans etmeye başlarlar. Kan bağları ve 5 unsur tarafından idare edilen vücûdun bütün işlevleri vücûdun dışında durur ve bağırır. Benim mülküm!, Benim akrabalarım! diye bağıran bütün bu şeyler artık durdu, ve şimdi onlar artık etrafta inliyor ve bağırıp duruyorlar. Sadece yedi bilinç seviyesi içerde kalır:
1.Hissetme
2. Uyanıklık (bilinçlilik)
3. Zekâ,
4. Muhakeme (hüküm verme)
5. Latif İrfan
6. İlâhî analitik irfan
7.İlâhî nurlanmış irfan ya da Nur
Onlar dışarıdaki hisleri seyrederler ve olan herşeyi işitirler. Fakat kişi konuşamaz. Konuşma gücü kayıptır (gitmiştir). Sadece irfan nuru halen yaşıyordur.
Bunun gibi , kişi mezarlığa götürüldüğünde, bütün bu olanların hepsinin bilincindedir. Gömülme işlemi tamamlanınca, iki melek, Münker ve Nekir (A.S) sorgulamak için geleceklerdir. Onlar mezarda kişiye Uyan! diyeceklerdir. Kloroform bu noktaya kadar sürer. Sonra kişi kalkar ve sorgulama başlar. Vücûddaki alfabenin 28 harfi konuşurlar. Her bir harfe , Sen ne yaptın? Sen ne yaptın? diye sorulur. Ruh bu sorgulama bitene kadar vücûdda kalır.
Şeytan ölü yakma ateşini (Müslümanlıkta olmayan ve dünyada çok yayılma gösteren öldükten sonra cesedi yakma merasimi) bir kişiyi daha bu sorgulaması bitmeden önce cehenneme göndermek maksadı ile çıkardı. Ceset yakıldığı zaman, sorgulama artık mümkün değildir. Ceset yakıldığı zaman erimeye başlar. Ateş göğüs seviyesine gelene kadar vücûd öyle durur, ve bu noktaya ulaşınca ruh vücûdu acele ile oturtturur (belden yukarısı fırlayarak oturma pozisyonu alır). Bu sebeple ölü yakma merasimlerinde vücûdun üst kısmına bunu engellemek için kütük yerleştirmek adet olmuştur. Bunun yanı sıra ruh ateş tarafından yakılamaz ve sûreti olmadığı için dokunulmaz bir şekilde kalır. Ateş kişinin beynine ulaştığı zaman , kafatası patlayarak açılır. Beyin patlar patlamaz, irfan gitmiştir. Kalb (yürek) patladığı zaman ruh gitmiştir.
Öyle ise insanda Allahın hükümranlığı nerededir? O kalbdedir. Bu cennettir. Allah ordadır. Kalb Allahın durağıdır. Bu, Allahın ruhun, ve irfan nurunun var olduğu yerdir. Bu yer, atom içinde atom, kalb içinde kalb olarak şekillenmiş olan Allahın mescididir. O içindekinin içindedir. 5 unsur tarafından yok edilemez. Bunu anlamalısınız. O asla yok edilemez.
Maya ya da illüzyon da , bunun yanında asla yok edilemeyen bir şeydir. Ruh gibi o da asla ölmez. Maya, gelecek doğuma ait olan şeydir. O değişmeye, tekrar ve tekrar belirmeye devam eder. Fakat ruh gelip giden bir şey değildir. Bir kere nur olduğu zaman Nurdur. Siz nur olan bu bölüm üzerinde odaklanmalısınız.Tanrıyı tanrı olarak görür görmez, o zaman Tanrıyı gören şey Tanrıdır.
Soru: Ya bir kişi Münker ve Nekir (A.S)i kale almadıysa ve sadece kelimeyi (Lâ ilâhe illallahu) söylediyse? Ya kişi sadece kelimeyi söyleyip Allah hakkında düşünerek bu iki meleği tanımayı redd ettiyse?
Bawa Muhyiddin (K.S): Nuru parlattığınız anda karanlık yok olur. Karanlık sadece orada nur olduktan önce vardır.
Soru: Fakat benim sorum bu, bu zamanda ne yaparsınız?
Bawa Muhyiddin (K.S): Nur hakkında hiç bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Nur nurdur.
Soru: Birini ya da diğerini seçmek zorundasınız ama . Değil mi?
Çevirmen (Tamilceden İngilizceye çeviren): Seçimini önceden yapmıştın değilmi?
Bawa Muhyiddin (K.S): Sadece eğer karanlık ve pislik var ise orada zorluk olur. Eğer orada pislik ya da karanlık yok ise, sadece Nur vardır. Nurun örtülü olmasını engellemek için sürekli temizlemeye ve tozunu almaya devam etmek zorundasınız. Toz gelip Nur üzerine konmaya çalışır. Temizlemelisiniz.
24 Mart 1974
BAWA MUHYİDDİN (ks) HAZRETLERİ
HAKİKİ İMAN HÂLİNDE NASIL ÖLÜNÜR?
Çevirmen: Barbaros Sert
8.Kısım
Soru: Ne zaman öleceğinizi anladığınız da, en uygun ölüş biçimi ne dir? Kati, kesin ve istikrarlı bir iman hali ile nasıl ölürsünüz?
Bawa Muhyiddin (K.S): Ölen şey toprak, ateş, su, hava ve esir olan beş unsurdan oluşmuş[1] olan vücûddur. Esas olarak vücûd ruh için etrafına sarılarak sûretlenmiş bir örtü gibidir, fakat şimdi çözülüp toprağa geri döner, ve onun ayrı alt bölümlerine dağılır. Tekrar şekillendiği zaman, yeni bir doğum [2] geçirir.
[1] Burada toprak , ateş , su ve havaya anâsır denilir ve esir ise bunların fevkinde tutulur.
[2] BS: Burada bahsedilen tekrar şekillenme; tenasuh (re-enkarnasyon) ile bahsedilen tekrar doğum değildir, bu başka bir insanın doğumunda beş unsurun farklı kombinasyonda tekrar bir araya gelmesidir. Ne yeni vücûd bir öncekiyle aynıdır ne de içindeki şahıs aynı kişidir. Bawa Muhyiddin, bu kitabın diğer bölümlerinde tenasuh anlayışını açık bir dille reddetmektedir. Bu açıklamayı yazının çarpıtılmaması için uygun gördüm.
Adem A.S topraktır, Mikail A.S sudur, Azrail A.S ateş, İsrafil A.S hava (havâ-yı nesîmî, nefes, üfleme v.b.) ve akıl esirdir. Vücûd yere yatırıldığında , unsurların her biri ona ait olan şeyi emer (çeker). Toprak toprağa ait olanı, su suyu emer, ateş ateşi emer, ve hava havayı emer. Temel arzuları (nefs) içeren akıl, nurlar, ve parıltılar esir tarafından alınırlar. İşte böyle unsurlar kendilerine Hak olanları geri alırlar. Bu sürekli (devam eden) bir iştir. Unsurlar ayrılır (unsurlara ayrışım olur) ve çekilirler (emilir, alınırlar) ve sonra başka bir vücûd şekilendirmek için tekrar bir araya gelirler. Unsurlardan şekillenen vücûd, unsurlardan beslenir ve sonunda unsurlar tarafından emilir.
Soru: Zannederim gerçekten sormak istediğim şey , bundan nasıl kurtulursunuz (kaçış yokmu)? Biliyorsunuz ki bu olacak, bu yüzden bu bütün süreçten bir kaçış yokmu?
Bawa Muhyiddin (K.S): Vücûdun unsurları ölmezler. Onların ebedi hayatları vardır, ölümsüzdürler. Duyularda asla ölmezler, bunun yanında onlar da ebedi yaşarlar. Kendilerini unsurlara dönüştürürler ve sonra bir kez daha bir diğer vücûd şekilendirmek için birleşirler. Bu süreç devamlıdır. Vücûd ile ilgili olan şey budur, fakat ruh , irfan ve nur Allaha bağlıdır. Onlar Onun mülküdür.
Ölüm meleği geldiği zaman, sanki bir kişiye kloroform verilmiş gibi olur. Ölü değildir. Halen kulakların normalde işittiği bütün sesleri işitebilir, hissetme ve bilinçlilik algılaması halen mevcuttur, ve beyin halen çalışmaya devam eder. Bütün bunlar işlev göstermeye devam ederler, ve vücûd ne olduğunun farkındadır, fakat kişi konuşamaz.
Bütün şeytanlar (iblis, kötü ruhlar,cin, ifrit ) ve hayaletler bağırıp feryat ediyor olacaklar. Onun daha önce olmuş bütün kan bağları Gel! Gel! diyerek onu çağıracaktır. Baba ve anne gelecektir. Kan bağlarının bütün ruhları bir araya gelip : Oğlum! Efendim! Babam! diye onu çağıracaklardır. Topraktan yaratılmış bütün bağlar onun etrafında olacaktır. Bu dünyadan servet, toprak, ve altın gelecektir. Bütün bu olanların bilincinde olacaktır, fakat ağzını açamayacak ve konuşamayacaktır. Kloroformun etkisi yüzünden gözlerini açamayacak ve göremeyecektir.
Çevirmen (Tamilceden İngilizceye çeviren):O zaman vücûd henüz ölmedi?
Bawa Muhyiddin (K.S): Hayır, o anestezi altında. Mezar sorgusu bitene kadar canlı kalır.
Soru: Bawa , kloroform ile onu ilaçladıkları gibi bir şeyimi kastediyor?
Bawa Muhyiddin (K.S): Hayır. Ölüm meleğinin enjeksiyonu yüzünden sanki kloroform verilmiş gibi. Bu enjeksiyon verilene kadar : Ah benim malım mülküm! Babam geliyor. Bu geliyor, su geliyor! diye bağırıyordu. Ölüm meleği duyuların sebep olduğu bütün bu dış sesleri keser. Kloroform verildiği zaman, bütün bu hisler dışarı sürülür ve onun dışında dans etmeye başlarlar. Kan bağları ve 5 unsur tarafından idare edilen vücûdun bütün işlevleri vücûdun dışında durur ve bağırır. Benim mülküm!, Benim akrabalarım! diye bağıran bütün bu şeyler artık durdu, ve şimdi onlar artık etrafta inliyor ve bağırıp duruyorlar. Sadece yedi bilinç seviyesi içerde kalır:
1.Hissetme
2. Uyanıklık (bilinçlilik)
3. Zekâ,
4. Muhakeme (hüküm verme)
5. Latif İrfan
6. İlâhî analitik irfan
7.İlâhî nurlanmış irfan ya da Nur
Onlar dışarıdaki hisleri seyrederler ve olan herşeyi işitirler. Fakat kişi konuşamaz. Konuşma gücü kayıptır (gitmiştir). Sadece irfan nuru halen yaşıyordur.
Bunun gibi , kişi mezarlığa götürüldüğünde, bütün bu olanların hepsinin bilincindedir. Gömülme işlemi tamamlanınca, iki melek, Münker ve Nekir (A.S) sorgulamak için geleceklerdir. Onlar mezarda kişiye Uyan! diyeceklerdir. Kloroform bu noktaya kadar sürer. Sonra kişi kalkar ve sorgulama başlar. Vücûddaki alfabenin 28 harfi konuşurlar. Her bir harfe , Sen ne yaptın? Sen ne yaptın? diye sorulur. Ruh bu sorgulama bitene kadar vücûdda kalır.
Şeytan ölü yakma ateşini (Müslümanlıkta olmayan ve dünyada çok yayılma gösteren öldükten sonra cesedi yakma merasimi) bir kişiyi daha bu sorgulaması bitmeden önce cehenneme göndermek maksadı ile çıkardı. Ceset yakıldığı zaman, sorgulama artık mümkün değildir. Ceset yakıldığı zaman erimeye başlar. Ateş göğüs seviyesine gelene kadar vücûd öyle durur, ve bu noktaya ulaşınca ruh vücûdu acele ile oturtturur (belden yukarısı fırlayarak oturma pozisyonu alır). Bu sebeple ölü yakma merasimlerinde vücûdun üst kısmına bunu engellemek için kütük yerleştirmek adet olmuştur. Bunun yanı sıra ruh ateş tarafından yakılamaz ve sûreti olmadığı için dokunulmaz bir şekilde kalır. Ateş kişinin beynine ulaştığı zaman , kafatası patlayarak açılır. Beyin patlar patlamaz, irfan gitmiştir. Kalb (yürek) patladığı zaman ruh gitmiştir.
Öyle ise insanda Allahın hükümranlığı nerededir? O kalbdedir. Bu cennettir. Allah ordadır. Kalb Allahın durağıdır. Bu, Allahın ruhun, ve irfan nurunun var olduğu yerdir. Bu yer, atom içinde atom, kalb içinde kalb olarak şekillenmiş olan Allahın mescididir. O içindekinin içindedir. 5 unsur tarafından yok edilemez. Bunu anlamalısınız. O asla yok edilemez.
Maya ya da illüzyon da , bunun yanında asla yok edilemeyen bir şeydir. Ruh gibi o da asla ölmez. Maya, gelecek doğuma ait olan şeydir. O değişmeye, tekrar ve tekrar belirmeye devam eder. Fakat ruh gelip giden bir şey değildir. Bir kere nur olduğu zaman Nurdur. Siz nur olan bu bölüm üzerinde odaklanmalısınız.Tanrıyı tanrı olarak görür görmez, o zaman Tanrıyı gören şey Tanrıdır.
Soru: Ya bir kişi Münker ve Nekir (A.S)i kale almadıysa ve sadece kelimeyi (Lâ ilâhe illallahu) söylediyse? Ya kişi sadece kelimeyi söyleyip Allah hakkında düşünerek bu iki meleği tanımayı redd ettiyse?
Bawa Muhyiddin (K.S): Nuru parlattığınız anda karanlık yok olur. Karanlık sadece orada nur olduktan önce vardır.
Soru: Fakat benim sorum bu, bu zamanda ne yaparsınız?
Bawa Muhyiddin (K.S): Nur hakkında hiç bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Nur nurdur.
Soru: Birini ya da diğerini seçmek zorundasınız ama . Değil mi?
Çevirmen (Tamilceden İngilizceye çeviren): Seçimini önceden yapmıştın değilmi?
Bawa Muhyiddin (K.S): Sadece eğer karanlık ve pislik var ise orada zorluk olur. Eğer orada pislik ya da karanlık yok ise, sadece Nur vardır. Nurun örtülü olmasını engellemek için sürekli temizlemeye ve tozunu almaya devam etmek zorundasınız. Toz gelip Nur üzerine konmaya çalışır. Temizlemelisiniz.
24 Mart 1974