...Karışık bir yazı...

Cevapla
Kullanıcı avatarı
MBurak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 415
Kayıt: 12 Ağu 2007, 02:00

...Karışık bir yazı...

Mesaj gönderen MBurak »

...Karışık bir yazı...

Her işin bir yolu yordamı usulü ve erkânı vardır.
Bu iş sadece bir zevk meselesidir.
Zaman bilgi çağı, her türlü bilgiye klavyenin bir tuşuna dokunarak çok kısa zamanda erişebiliyoruz.
Ancak hazmedilemeyen bilgi bir şey ifade etmez.
Ve kişi bu bilginin hakkını veremediğinden ötürü de o bilginin; kölesi olabilir ve sadece o bilgi yığının hamallığını yapabilir.

Tasavvuf ve İslam yaşandığı zaman bir mânâ kazanacağından ötürü hayatın bizatihi özünü teşkil eder ki zaten her dem her nefes diridir.
Tasavvuf İlminde ise bu daha da ehemmiyet arz eden bir hâl alır ve kişinin helâkine, dünyasının herc-ü merc olmasına ve ahretinin de mahvolmasına sebebiyet verebilir.
Bu sebepten ötürüdür ki Resul-u Ekrem Efendimiz, her suale cevap vermemiştir.
Her sual beraberinde bir mesuliyet getirir zira.
Ancak bu devirde insanoğlu bilgiye tapar halde köle olmuş durumda hâlbuki Kulluk Allah’adır.
Şeytan da her şeyi biliyordu ve cenneteydi ve meleklerin imamıydı iblis, ancak akıbeti ortadadır!
Cennetten kovulduğu yetmemiş gibi bir de insanları sırat-ı mustakimden saptırmaktadır.

Kur-ân'da biz inanlar için :
ALLAH’A ve RESÛLܒNE
Teslim olun
İman edin
Tâbi olun
İtaat edin!.. buyruluyor…

İman, dünyadaki en büyük konfordur,
İtaat ise birilerine köle olmak yerine BİR ve TEK olana hem KUL olmaktır hem de SULTAN olmaktır.
Tabi olanın istikameti bellidir ve inşallah hem dünyada hem de ahrette muvaffak olacaktır.
Teslim olmak ise İBRAHİMİ bir hal ve makamdır ki içinde hem rıza vardır hem de ALLAH’ın KUDRETİ vardır.

İmam-ı Mutlaka teslim olduktan sonra cümle cemaat namazdadır artık… Biz sadece işittik ve itaat ettik…
İmamın arkasına durduk.
Gerisi O’nun bileceği iştir.
Biraz SABRETMEK lazımdır kanaatimce.

Her yerin bir sahibi vardır.
Abdestiz toprağa basmamak iktiza eder bu sebepten ötürü.
Bu dünya hayatı bir tarladır ve hayat bizim için mukaddestir.
Çünkü ahret bu dünyada ektiklerimizin sonradan biçilmesidir ve ALLAH’ın vaadi haktır.
Zaten cennetin bir manası da bahçe demek değilmiyidi?
Esasında "yalan dünya” tâbiri pek de sağlıklı bir tâbir olmasa gerek.
Her şey Hakk’tır, HAKK olmayan bir şey yoktur!
Dünya’nın deniy olması yani alçakların alçağı olmasının sebebi ahirete nisbetledir.

Ayaklarını yere bastıracak, sana lokmaları yavaş yavaş yedirecek, sana masal ve hayal anlatmayacak anne şefkatinde bir dost ve dostlar bulmak lâzım o güzel insanın da buyurduğu üzere :
“kör görenin koluna girerse çabucak yol alır”
Bu dost bizim;
Ellerimizden tutar, bize yürümeyi öğretir, kelâmı öğretir ve lokmaları bize hazmettire hazmettire yedirir.
Bebekler; sıhhatleri açısından ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenirler. Sun'î mamalar ise hazımsızlık yapar gelişim bozukluğuna sebebiyet verir ileriki yıllarda.
Bu hataya düştü insanlar.
Neden acaba?
Neyse…

Namazdayız artık.
Huzur-u İlahîdeyiz.
Sükût etmek lazım gelir!
Nerede?
Her yerde…
Yeryüzü biz inanların mescididir.
O yüzden Tahir olmaya gayret etmek lazımdır ya!

Teslim olmak, iman etmek,tâbi olmak, itaat etmek diyoruz…
Peki kime?
Abdullah (a.s) da olan Muhammed (a.s) ölümü tatmıştır her beşer gibi…
Ama Resulullah (a.s) HAYY’dır.
Bu âyetler bir hakikati açık ve seçik şekilde ortaya koymaktadır.
Bunlar masal hikâye değil bunlar hakikattir.
Bunları anlamak için velî olmak lazım.
Ama biz genelde bu lafı işittiğimizde : "Hâşâ biz kim velî olmak kim?" diyoruz?
Sabahtan akşama kadar şeytana dostluk yapanlara, ALLAH’a küfredenlere ve ortak koşanlara "hâşâ!" demiyoruz da "ALLAH DOSTUYUZ" diyenlere mi hâşâ diyoruz?
Asıl şeytana dostluk yapanlara, ALLAH’a küfredenlere ve ortak koşanlara hâşâ sümme hâşâ!
Biz ALLAH DOSTUYUZ yani ALLAH’A DOSTUZ elhamdülillah.
Şeytana dost olacak değiliz!..

Ama Allah’a dost olmak öyle bir hal aldı ki sanki kişiler hata yapamaz, yanlış yapamaz gibi melek bir insan modeli çizdiler bize.
Dost olmayı ütopikleştirdiler.
Eğri büğrü olabiliriz, üstümüz başımız da pis olabilir ama bu O’na dost olmamıza engel değildir bu.
Sadece daha iyisini daha güzelini yapmak ve adam gibi adam olmak için cehd-ü gayret ederiz inşâallah.

Zaten O HAKK Âşığının da dediği gibi:
“İnsanlar yemek tabağı gibidirler mutlaka kirlenirler önemli olan temizlenebilmektir… “
Ve yine bir dostun dediği gibi:
“Bir salkım üzüm de çürükler olabilir, ezilmişler olabilir daha ham olanlar olmuş olabilir, içinde yediğiniz zaman “BAL” gibiymiş dediğiniz tatlı olanlar da vardır ama hepsi de o bir salkımın içindedir bunların hepsi o bir salkımı teşkil eder!”

Zaman ve Mekân HALİK tarafından halk edilmiş.
Bunların Halik’ı bunların çok ama çok fevkindedir.
O kadar ki aklımızla ihata edemeyeceğimiz kadar.
Zaman ve Mekânı kaldıralım bakalım geriye ne kalıyor!
Zaman ve Mekân; hadiseleri tahlil edebilmek, idrak edebilmek, fehmedebilmek ve temyiz edebilmek içindir, İNSAN içindir.
Çünkü insan aklı böyle yaratılmıştır.
Analoji üzerine yani kıyaslama üzerine yaratılmıştır.
Çift ve zıtları kıyaslayarak aklı dirayetle kullanma üzerine yaratılmış.
Yani doğru ve yanlışlar arasında bir tercih yaparız çoğu zaman!
Ama her doğruyu ispatlayamasak da her yanlışı çürütürüz ki bu da bizi mutlak doğru ve hakikate götürür ve bu bize kâfidir.
Ondan sonrası gönül işi, meşk işi, zevk işi, AŞK işidir…
Mi'racda ne dedi Aşk ile o mübarek Resûlullah (sav):

Ettehiyyâtü lillâhi : “Vallahi ben Allah’ ta diriliyorum (HAYY oluyorum) , gerçek yolu buldum.”

Vessalevâtü : "Bağlandım (sall ettim) artık tamamı ile sıla yaptım.(visal; vuslat gerçekleşti)”

Vettayibâtü : “Bütün ayıplardan arındım.” (Tayyip: İyi, hoş. İyi davranış. Temiz. * Hz. Peygamber'e (A.S.M.) Cenab-ı Allah (C.C.) en güzel kokular vermiştir. Bu yüzden kendisine Tayyip denilmiştir. * Fık: Helâlin her türlü şüphelerden uzak, saf ve temiz kısmına denir.)

Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtüh : ”Es-Selam senin üzerine olsun Ey Nebi ve ALLAH’ın Rahmeti ve Bereketi de”

Esselâmü aleynâ ve âlâ ibâdillâhis-Sâlihîn. : “Es-Selam BİZim üzerimize olsun ve Sâlihlerin üzerine olsun.“
Salihler burada daha gelecekler Salih kullardır, açılmamış tohumlardır. Kıyamete kadar gelecek olan Sâlihlerdir.
Ve melekler de şehâdet ettiler…

Ves-selâm

”MBD”
En son MBurak tarafından 14 Nis 2008, 18:01 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/brk.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9091
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

İmam-ı Mutlaka teslim olduktan sonra cümle cemaat namazdadır artık… Biz sadece işittik ve itaat ettik… İmamın arkasına durduk. Gerisi O’nun bileceği iştir. Biraz SABRETMEK lazımdır kanaatimce.
Namazdayız artık. Huzur-u ilahideyiz. Sükût etmek lazım gelir!
Nerede? Her yerde… Yeryüzü biz inanların mescididir. O yüzden Tahir olmaya gayret etmek lazımdır ya!
Bunlar masal hikâye değil bunlar hakikattir. Bunları anlamak için veli olmak lazım.
Zaten O HAKK Aşığının da dediği gibi:
“İnsanlar yemek tabağı gibidirler mutlaka kirlenirler önemli olan temizlenebilmektir… “
Kıymetli evladımız MBurak iç aleminden gelen ZEVKlerini bizlerle paylaştığın için sağolasın
Gönlünüz ve ömrünüz Nur-u Mim dolsun inşaALLAH!...
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

“Kulum” de kâfi bana
İster nârına garket, İster nuruna


Cana cefâ kıl ya vefâ,
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş,
Ya derd gönder ya ya devâ,
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

Hoştur bana senden gelen:
Ya hil’at ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken...
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

Gelse celâlinden cefâ,
Yahut cemâlinden vefâ,
İkiside cana safa:
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

Ger buğ u ger bostan ola,
Ger bendü ger zindan ola,
Ger vasl ü ger hicrân ola,
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

Ey Padişah-ı Lemyezel!
Zat-ı ebed, hayy-ı ezel!
Ey lûtfu bol kahrı güzel!
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

Ağlatırsın zâri zâri,
Verirsen cennet ü hûri,
Lâyık görür isen nâri,
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

Gerek ağlat, gerek güldür,
Gerek dirgür, gerek öldür,
Bu Âşık hem sana kuldur,
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

İbrahim Tennuri

Esselam
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

DEĞERLİ BURAK,


Seninle KALBin önemini konuştuğum ve senin ısrarcı tavırla BİLGİnin önemini savunduğun sohbetlerimizin zaman zaman bir kaosa döndüğü günleri hatırlıyorum..

Kendini reddettiğini düşündüğüm günler oldu.. Konuşmamalı, akışı biraz kendine bırakmalı, bakalım ne olacak dediğimi hatırlıyorum.

Gözümün ucuyla hep takip ettim sözlerini, tavrını, kavrayışını.

Kendi kendine sabırla yürüdüğünü gördüm..İçinde fırtınalar koparan
değişimleri samimiyetle paylaştığını gördüm..

Geçen haftalarda yaptığımız sohbette yanılgılarını kabul edişini, ilerlerken içinin halan yandığını ve sabırla sınandığını anladığını gördüm..
Hatırlarmısın seni ARIya benzettiğimi ve paçalarında BAL toplandığını, merak etmemen gerektiğini umutlu olman gerektiğini kendini iyi hissetmen gerektiğini içeren sözler söylemiştim.



KIYMETLİ BURAK;


Yeterince bal toplayınca KOVANın yolunu bulacağından emin ol..
O sorular, O kendinle konuşmaların, O içinden alıp verdiğin alev dolu nefesler, o vızıltılar senin alemle konuşmandır..
ARI mecburdur BAL toplarken ses çıkarmaya.. Çiçeğe AŞKını söyler VAROLUŞA varlığını gösterir.. Kokularla sarhoş olur, renkten ışıktan kendini kaybeder..
Ama duramaz devam eder..

O Yaratılıştaki düzenin bir parçasıdır ve yeni güzellikler yaratılmasına aracı olurken o güzelliklerin özünü toplayıp taşımaya hizmet etmeye de razıdır..
Çünkü o bir ARIdır..Hiç bir ARI yolda kalırım da KOVANın yolunu bulamam demez..

DİNLER..iç güdülerini KALBini dinler..
Ve bir bakar ki KALBİnden beynine giden sinyaller GÖNÜL GÖZÜNÜ açmış, yüreğindeki radar çalışmış...

Binbir emekle özümsediği BAL, taşıdığı emanet hizmet ettiği kovanda yerini bulmuştur..

Emin ol yüzünün huzurla ve hoşnutlukla parlayacağı,emanetlerin yerini bulacağı günler var..

Şimdi meşk et.. Şimdi Şükür et.. Şimdi AŞKını yaşa..
Şimdi çiçeklerle konuş ne kadar nazlı eşsiz güzelliklerde olduklarını söyle..

Gözün görsün.. Gönlün yaşasın.. Sıradanlığın içinde naz ile niyaz ile özümsemeyi yaşa..
Bazan derviş ol, bazan berduş, bazanda deli..

HAMDOLSUN de.. SEVGİYİ hisset..

Bırak ANI yaşasın KALBİN..
Her şey KALBİne renk, ışık, sevgi, olarak aksın izin ver..

DEĞİŞMEYİ kabul ettiğin gibi YAŞAMAYI da kabul et.. Yüzün gülsün, nefesindeki alev umutla ve sevinçle yer değiştirsin..

O senden yükselen sesler bir müziğin nağmeleri gibi derin anlamlar taşıyarak, güzelliğin, mutluluğun sesi olarak ritimle yankılansın etrafta.

Çiçekler dinlesin, dünya dinlesin, gönlün dinlesin, hizmet ettiğin yol sesinin güzelliğiyle çınlasın



"ben bir denizim, ben bir denizim
kendi içinde taşan
ben bir denizim uçsuz bucaksız
kıyısız, hür bir deniz..

işte sana konuşan biri
dilsiz ve dudaksız
durmadan koşan biri
elsiz, ayaksız...

böyle koşup durmak
senin neyine gerek
boşlukta ayaksız yürümek
gökteki ay gibi

ben bir denizim, ben bir denizim
kendi içinde taşan
ben bir denizim uçsuz bucaksız
kıyısız, hür bir deniz..







SEVGİLİ BURAK


Sen benim için kıymetli bir yol arkadaşısın..

Biz aynı kervanda yürüyen birbirini sevip sayan O kervanın üyelerindeniz...
Hizmet ehli Kıymetli büyüğümüz KUL İHVANİ hocamın gölgesinde yürürüz..
Varlığına sevinir ve şükreder, Onun hizmet anlayışına ulaşmaya çalışırız..
Kendisine verdiğin değeri ve AŞK ile bağlı olduğunu bilirim..
Bizim ilk öğrendiğimiz BİZ lik duygusudur bilirsin..
Bu bizliğin bir parçasısın ve asla YALNIZ değilsin bundan emin olmalısın..

Seni sevgiyle kucaklar gözlerinden öperim..
ALLAH feyzini arttırsın..



Resim


Sübhanallah-i velhamdüllillahi ve laila illallahü vallahü ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm
“Allah’ın şanı yücedir. Övgü O’na mahsustur. Allah’tan başka tanrı yoktur. Allah en büyüktür. Güç ve kuvvet ancak ulu Allah’ın yardımıyla olur.”
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim


BİR ARI GÖRDÜM BAHÇEDE


Bir arı gördüm bahçede:
Çiçeklerde dolaşıyor.
Hakkın verdiği ilhamla;
Şifa dolu bal yapıyor.


Çiçekten,çiçeğe uçuyor arı.
Ayağa doldurur polen tozları.
Vakit geçirmeden döner kocana:
İtaatla imal eder balını...


Sinek cinsinden arılar:
Bu bilgiyi kimden alır?
Evini mumdan yaparak:
Nasıl için bal doldurur? ....


Bal yapmak için arılar;
Hangi okulda okudu?
Bu esrarı çözemeyen;
Nasıl insandan sayıldı? ...


Hele ibretle bir bak:
Neler var arıda, neler...
Balını yaparken arı:
Devamlı Allah,Allah der..



ALİ SANDIKÇIOĞLU



Resim
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön