sultani yol?

[yeliz]

Mektubatta iki yer:

"nübüvvet kemalatına ulaştıran yol ikidir:
a) Velayet kemalatını mufassal olarak aşmaya bağlıdır. Tecelliyat-ı zılliye ve maarif-i sekriye usulüne göredir. Ki bu kurb-u velayetle münasebattır... bu yol uzundur, birşey elde etmek güçtür, vüsul dahi zordur.....

b) ikinci yol ise, sultani yoldur. vuslat için daha yakındır. burada "velayet kemalatının husulü" tavassutu olmadan nübüvvet kemalatına ulaşılıur. Allahın dilediği kadar vasıl olanlar hep buradan vasıl olmuşlar. Peygamberlerden olsun, onların tebaiyeti ve veraseti ile sahabe-i kiramdan olsun,, (301.Mektup)

"nübüvvet kemalatının zirvesine çıkış, velayet yolundan olursa o zaman fena, bekâ, cezbe, ve süluk gerekli olur. Zira bunlar yakınlığın başlangıcıdır. Ama seyr bu yoldan olmaz ise, sultanî yoldan olursa, o zaman fenâ, bekâ, cezbe ve süluke gerek kalmaz.... Peygamberimizin sohbeti sonunda ashabı kirama müyesser olan yakınlık, kurb-u nübüvvet olup tebaiyet ve veraset yolu ile yani bu sultanî yoldan olmuştur. (313.mektup)

İmam-ı Rabbani Hz'ide kendi yolunun bu sultani yoldan olduğunu söylüyor.
Bediüzzaman Sid Nursi Hz'i de tasavvufi terimler kullanmasa da, tâbiri caizse:
"Nurculuğun" da veraset-i nübüvvete bakan velayet-i kübra ile ilgili olduğunu söylüyor.
bence kavram olarak sultanî yol ve velayet-i kübra yolu aynı.

Ben buraları anlamıyorum????????

[kulihvani]

Değerli yeliz kardeşim,
Takdir edersiniz ki tasavvuf bir;
İlim-Edeb-İrfan-Erkan Tevhididir.
Bilemek-Bulmak-Olmak-Yaşamak San'atıdır.
Şeriat-Tarikat-Mârifet-Hakikat Halidir.
Söz-Sohbet-Zevk-Hazz Seyr ü Sülukudur.
Mezheb-Meslek-Meşreb-Mâverâ Ulaşımıdır...
vd..

İmam-ı Rabbanî (ks) Hz.lerinin Mezheb-Meslek-Meşreb-Mâverâ Ulaşımı Metodunu tanımak gerek acizâne kanaatım.

Bundan dolayı lütfen BİZ BİRliği kardeşliği içinde Yukarda geçen aşağıdaki kavramlardan ne anladığınızı açıklar mısınız?
paydada buluşmayanlar iş işleyemezler teknikte ve tasavvufta.
Ki gerçekten zevk edelim hep birlikte inşaallah..

Nübüvvet Kemalatı
Velayet Kemalatı
Tecelliyat-I Zılliye
Maarif-İ Sekriye
Kurb-ı Velayet
Sultani Yol
Vuslat
Tavassut
Vasıl Olmak
Veraset
Fena, Bekâ, Cezbe, ve Süluk
Kurb-U Nübüvvet
Velayet-İ Kübra??..

[MINA]

bismillahirrahmanirrahim

sultanî yol

Nebiler Sultanı, yol gösteren bir kutup yıldızıydı


Bu günlerde her yerde İnsanlığın İftihar Tablosu konuşuluyor. O’nun kokusu sanki her yanımızı sarmış gibi. Gazetelerde O.. dergilerde O.. televizyonlarda O.. konferanslarda O.. evlerimizde O.. gönüllerimizde O.

Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir güneş gibi insanlık semasında doğmuş, bütün dünyaya ışıklarını saçmış ve kıyamete kadar da saçmaya devam edecektir. O, çok kısa denebilecek bir zaman dilimi içinde bütün çağları aydınlatacak ve insanların problemlerine çareler sunacak bir hayat yaşamıştır.
Hazreti Muhammed (aleyhissalatü vesselâm)’ın, bütünüyle beşerin hayatına lâzım gelen şeylerle zuhuru öylesine harikuladedir ki, insanlık tarihinde eşini göstermeye imkân yoktur. Beşer tarihinde çeşitli icraatçılar, ıslahatçılar vardır. Kâinatın Efendisi, reformcu değildir. O, Hazreti Adem’le başlayan Allah’ın yegane dini İslam’ın üzerine konan tozu toprağı silmiş, bundan on dört asır evvel onu kendine has saflığıyla yeniden ortaya çıkarmış ve beşere takdim etmiştir.

Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) reformcular gibi hayatın sadece bir yönüne ait meseleleri ıslah etme, deforme olmuş şeyleri reforma tabi tutma meselesiyle meşgul olmamıştır.

O, bir insanın yatıp kalkmasından uyumasına, hangi tarafı üzerine yatacağına, nasıl yiyeceğine, ibadetlerini nasıl yapacağına, inandıklarına nasıl inanması gerektiğine, ahlaka.. hasılı hayatın her yönüne dair düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemeler neticesinde de bütün insanlığa örnek bir toplum yetiştirmiştir. Efendimiz’in mektebinde yetişen Sahabe-i Kiram, öyle bir hayat yaşamışlardır ki, onların hayatlarını okuduğumuz zaman şaşkınlıktan kendimizi alamıyoruz.

sevgiyle sultani yol-a.....

[MINA]

velayet-i kübra

Velayet-i Kübra; daha çok, sahabelerin ve onlarin yolunda gidenlerin meslegidir. Bu yol, cadde-i kübradir; Allahâ™in kula yakinligindan inkisaf eden külli ve feyizli bir meslektir.

Dille yalan söylememek,şeriattır.
Yalanı, hatırdan ve gönülden silip atmak tarikattır hakikattir.

Şayet bu yalanı hatırdan ve gönülden silmek zorlama ve bir ameliye ile oluyorsa, bu tarikattır.
Gayet kolay oluyorsa..Hakikattır."(17)

HAKİKATİ TARİKATI

TARİKATSIZ(TASAVVUFSUZ) FEYİZ SURETİ İLE ALIP
TARİKAT (tasavvuf ilmi ile ilerlerken çıkan berzahlara uzun yola'' bu yolda bie 40 yıl gerekli iken imam rabbani r.a 80 günde katetmiştir...) BERZAHINA girmeden

ZAHİRDEN HAKİKATE GEÇEBİLİR
GEÇEBİLİR denmiş '' geçer denmemiş''(hacı hulusi r.a üstadla hayatında bir kaç defa görüşmüştür ve ilk görüşmesinde alması gerekeni almıştır.Risale i nurların 1. talebesi olmuştur.)
BUDA YOLUN KISA OLUŞU MUHATABLARININ HEPSİ İÇİN
AYNI ZAMANDA AYNI KEYFİYETTE GEÇECEKLErİNE DEĞİLDE
o geçiş dahi 24.söz 2. dal da anlatılan farklılıklara göre olur...ki orda o iki yoldan Nübüvvet a.s tariki ile velayeti kübra sahiblerinin berzahsız kısa yolundan gidenler anlatılır...

GİTTİĞİN VASITA
FITRATIN UYGUNLUĞUNA
SAMİMİYETİNE VB.LERİNE BAĞLI OLSA GEREK...

[yeliz]

Abimizin-buna boşuna kürek çekmek demez ise eğer- benden istediği şeyi şöyle yapabilirim ancak: alanım dil üzerine olduğu için,ben öncelikle bir kelimenin hangi ilim dalına girdiğini öğrenirim; sonra yanına aldığı kardeş kelimeleri ve karşısına konulan diğer alternatif ve bazan de zıt kelimeleri bulurum.Böylece bir kavram haritası oluştururum.Zaten bu siteyi bulmuşken ,istifade edeyim dediğim en önemli noktalardan birisi de buydu.Daha fazla kelime yakalamak.Yoksa yaşanılan halleri kavrayıp,anlayacağımdan değil.işte haritam:
1) akrebiyet-hakikat-sultani yol-velayeti kübra-pey'lerin velayeti-asıl daire-esma ve sıfat dairesi-sahabe-i kiram-veraseti muhammediye-kurbu nübüvvet --seyri fillah-vahdet
2)kurbiyet-tarikat-velayeti suğra-tecelliyat-ı zılliye-esma ve sıfat zılalleri-gölge-kurbu velayet--seyri ilallah-vahdet-i vücut

sizin de kelimelerinizi beklerin