halim kardeşime
- kariyb
- Üye
- Mesajlar: 36
- Kayıt: 04 Ağu 2007, 02:00
halim kardeşime
halim kardeşime
canım kardeşim yazılarını paylaştığım her forum sitesinde ilgi ve olumlu tepkiler almaktayım.bunu tüm forum ahalisiyle de paylaşmak istedim.gönlünüzden kopanları daha çok yazıya dökmeniz adına şevkinizin artmasını dilediğim için bu satırları yazıyorum.muhabbet ve selamlarımla.muhammedinurda emeği geçen tüm kardeşlerime de bu vesile ile sevgi ve saygılarımla..
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Allah razı olsun Kariyb Can Kardeşim dilediğinizi alabilirsiniz... İnşallah hayırlara vesile olsun.
Ne yapıyor ne yazıyorsak ;SAV EFENDİMİZİN'dir...
O'NUN ADINA, HESABINA VE ŞEREFİNEDİR...
BİZ'E DÜŞEN HİZMET VE HİZMETÇİLİKTİR...
Ve ben sizi de kendimden ayrı görmedim. Aynı KERVAN'da BİR'likte YOL almaktayız inşallah. Efendimiz hoş ve razı olsun inşallah hizmetlerinizden.
Sevgi ve selamlar CAN-dan kardeşim
Ne yapıyor ne yazıyorsak ;SAV EFENDİMİZİN'dir...
O'NUN ADINA, HESABINA VE ŞEREFİNEDİR...
BİZ'E DÜŞEN HİZMET VE HİZMETÇİLİKTİR...
Ve ben sizi de kendimden ayrı görmedim. Aynı KERVAN'da BİR'likte YOL almaktayız inşallah. Efendimiz hoş ve razı olsun inşallah hizmetlerinizden.
Sevgi ve selamlar CAN-dan kardeşim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Sevgili Kariyb Can Kardeşim sende arı gibi diger sitelere BİZden polen taşıyıp hizmet etmektesin. Allah hasbi hizmetlerini daim kılsın ve rahmetini üzerinden eksik etmesin.
Halim Canım,
Bir zaman önce kendi kendini üzmekte, SAV adına topluma ne şekilde hizmet götürebiliriz, bir şeyler yazıp onlara nasıl ulaştırırız, yaptıklarımızdan yararlananlar varmıdır diye kara kara düşünüp durmaktaydın. Gördün mü demekki samimiyet ve sadakat ile yapılan hizmet yerine ulaşmakta. Allah razı olsun kardeşim.
Selam Sevgi ve Muhammedi Kardeşlikle
Gariban
Halim Canım,
Bir zaman önce kendi kendini üzmekte, SAV adına topluma ne şekilde hizmet götürebiliriz, bir şeyler yazıp onlara nasıl ulaştırırız, yaptıklarımızdan yararlananlar varmıdır diye kara kara düşünüp durmaktaydın. Gördün mü demekki samimiyet ve sadakat ile yapılan hizmet yerine ulaşmakta. Allah razı olsun kardeşim.
Selam Sevgi ve Muhammedi Kardeşlikle
Gariban
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Allah razı olsun Barbaros Canım... Allah'ın lutfettiğine şükretmekle birlikte
bahsettiğin üzüntüm azalmış değil... tersine zamanla daha da ziyadeleşmekte...
"İslam Peygamberi, Alinin bugün gösterdiği üstün cesaret ve kahramanlık için kendisine şöyle buyurdu.
... Eğer senin bu günkü yaptığın işi, bütün ümmetimin amelleriyle mukayese edecek olsalar, onlardan üstün olacaktır. Çünkü Amrın öldürülmüş olmasıyla, müşrik evlerinden, zillet girmeyen ev yoktur. Ve Müslüman evlerinden izzet girmeyen ev kalmamıştır.
O üzüntüm ancak Hz. Ali olabilseydim geçerdi belki... Ben de ALİ'yim diyebilseydim...
UHUD CEPHESİNDE
İbn-i esir tarihinde şöyle yazıyor:
İslam Peygamberi, saldırmak üzere olan bir müşrik grubu görünce Aliye: Onlara saldır! diye buyurdu. Ali Peygamberin emri gereği onlara saldırdı. Bir kaçını öldürerek bozguna uğrattı. Peygamber başka bir grubu gördü ve Aliye, Saldır onlara! diye emir verdi. Ali üzerlerine saldırıp bir kısmını öldürdü bir kısmını da devre dışı bıraktı. Bu sırada vahiy meleği, Peygambere: Bu Alinin gösterdiği fedakârlıkların en üstünüdür, deyince, Resulullah: O benden, ben de ondanım, diye buyurdu. O anda gökten Ali gibi kahraman, Zülfikar gibi kılıç yoktur! nidası duyuluyordu(34)
İbn-i Ebil-Hadid de şöyle yazıyor:
Peygamber sahabelerinin çoğu (savaşlarından) kaçarken düşman birliklerinin Peygambere doğru akınları giderek artıyordu. Beni Kenane kabilesinden bir grup ve içlerinde, namlı dört kahraman bulunduran Beni Abdü Menaf kabilesinden bir grup Peygambere doğru saldırıya geçtiler. Peygamber: Bunları defet! buyurdu. Piyade olarak savaşan Ali (Toplam) elli kişi olan gruba saldırıp bozguna uğrattı. Onlar bir kaç kere toparlanıp saldırıya geçtiler, her defasında Ali, saldırılarını geri püskürtü. Bu saldırılarda ünlü dört kahraman ve on kişi daha Alinin güçlü elleriyle öldürüldü.
Cebrail, Resulullaha: Gerçekten Ali pek yiğitlik gösteriyor. Melekler onun yiğitliğine şaşmaktadırlar. dedi. Resulullah (s.a.a): Neden olmasın, o bendendir ben de ondanım diye buyurdu. Cebrail de Ben de sizdenim dedi. O gün gök tarafından bir sesin devamlı:
Ali gibi kahraman, Zülfikar gibi kılıç yoktur diye sürekli nida verdiği duyuluyordu. Ama söyleyen görülmüyordu. Peygamberden bunu kimin söylediği sorulduğunda, Bu Cebraildir, diye buyurdular.(35)
HENDEK SAVAŞINDA
Amr hendeği geçince Yok mu benimle savaşacak çığlıkları atmaya başladı. Müslümanlardan kimse karşısına çıkamadı. Daha da cesaretlenerek Müslümanların inançlarıyla alay etmeğe başladı:
Siz ki, öldürülenlerinizin cennette ve bizden öldürülenlerin cehennemde olduğunu söylüyorsunuz, içinizden birisi yok mu ki, ben onu cennete göndereyim veya o beni cehenneme göndersin?! Sonra şu anlamda hâmasî şiirleri okudu:
Aranızda feryat edip savaşçı istemekten sesim tutuldu!
Amrın peşpeşe savurduğu çığlıklar Müslümanların yüreğinde öyle korku yaratmıştı ki, yerlerine çivilenip hiç bir harekette veya tepkide bulunmuyorlardı.(37)
Amr ne zaman haykırıp savaşçı istese Ali (a.s) öne çıkıp meydana gitmek için Peygamberden izin istiyordu, ama Peygamber onaylamıyordu. Bu durum üç kere tekrarlandı. Ali son kez savaş izin istediğinde, Peygamber: Bu Amr b. Abduvedd dir, buyurdu Alide: Bende Aliyim, dedi.(38)
Sonunda Peygamber (s.a.a) izin verdi, kendi kılıcını Aliye verip imamesini başına sardı ve kendisine dua etti.
Ali (a.s) savaş meydanına çıktığında Peygamberimiz (s.a.a) buyurdu ki:
İslâmın tamamı, küfrün tamamı karşısında karar kılmıştır
Bu buyruktan da açıkça anlaşılmaktadır ki; bu ikisinden birinin galibiyetine göre; ya İslam küfrü yenecek veya küfür İslamı yenecekti. İslam ve şirkin geleceğini tayin edecek yazgıyı belirleyen bu çarpışma idi.
Ali (a.s) Amra doğru piyade olarak koştu, onun karşısında yerini alınca. Sen kendine; Kureyşten biri senden üç şey isterse kabul edeceğine dair söz vermiştin, dedi.
- Doğrudur.
- İlk isteğim, İslam dinini kabul etmendir.
- Bu isteğini geç.
- Gel bu savaştan vazgeç, buradan git ve Muhammedin (s.a.a) işini başkasına bırak.
-Kureyş kadınları hiç bir zaman bunu konuşmayacaklardır. Ben nezretmişim, Muhammedden intikam almadan kafama yağ sürmeyeceğim.
- O zaman savaşmak için atından in!
-Hiç bir Arapın benden böyle bir şey isteyeceğini sanmıyordum. Senin, ellerimde ölmüş olmanı istemiyorum. Çünkü babam benim dostumdu. Geri dön daha gençsin!
-Ama ben seni öldürmek istiyorum.
Alinin sözlerine karşı Amr öfkelendi kibirle atından inip, atının ayaklarını biçti ve İmam Aliye doğru saldırdı. İki silahşor şiddetle birbirine girdiler. Amr uygun bir fırsatını bulup Alinin başına şiddetli bir darbe indirdi. Ali, kalkanı ile kendini savundu kalkan ikiye bölünürken Aliye (a.s) bir şey olmadı. Tam bu sırada Ali düşmana aman vermeden karşı darbeyi indirdi ve devasa Amrı yere serdi. Ortalığı toz duman bürümüş ordular kimin ne yaptığını göremiyordu. Toz duman içinden Alinin (a.s) tekbir sesi yükseldi.
İslam ordusu sevinçle, çığlıklar atıyordu. Her kes Alinin (a.s) Arap kahramanını öldürdüğünü anlamıştı.(39)
Amr öldürülünce kendisiyle birlikte hendeği geçen ve Amr ile Alinin (a.s) savaşının sonucunu bekleyen diğer dört silahşor kaçmaya koyuldular, üçü hendeği atlamayı başardı. Nuğen adındaki kişi hendeği atlayamayıp içine düştü. Ali (a.s) de hendeğe atlayıp onu da orada öldürdü. Bu kahramanın ölümüyle Ahzab ordusu kendine güvenini tamamen kaybetti. Şehre saldırma umutlarını yitirdiler ve kabileler geldikleri yerlere geri dönmeye başladılar.
Yüce Allah son darbeyi, gönderdiği şiddetli fırtınalarla müşrik ordusuna indirdi. Arkalarına dahi bakmadan evlerinin yolunu tuttular.(40)) İslam Peygamberi, Alinin bugün gösterdiği üstün cesaret ve kahramanlık için kendisine şöyle buyurdu.
... Eğer senin bu günkü yaptığın işi, bütün ümmetimin amelleriyle mukayese edecek olsalar, onlardan üstün olacaktır. Çünkü Amrın öldürülmüş olmasıyla, müşrik evlerinden, zillet girmeyen ev yoktur. Ve Müslüman evlerinden izzet girmeyen ev kalmamıştır.(41 )
http://www.balaghah.net/nahj-htm/tur/na ... htm#link13
bahsettiğin üzüntüm azalmış değil... tersine zamanla daha da ziyadeleşmekte...
"İslam Peygamberi, Alinin bugün gösterdiği üstün cesaret ve kahramanlık için kendisine şöyle buyurdu.
... Eğer senin bu günkü yaptığın işi, bütün ümmetimin amelleriyle mukayese edecek olsalar, onlardan üstün olacaktır. Çünkü Amrın öldürülmüş olmasıyla, müşrik evlerinden, zillet girmeyen ev yoktur. Ve Müslüman evlerinden izzet girmeyen ev kalmamıştır.
O üzüntüm ancak Hz. Ali olabilseydim geçerdi belki... Ben de ALİ'yim diyebilseydim...
UHUD CEPHESİNDE
İbn-i esir tarihinde şöyle yazıyor:
İslam Peygamberi, saldırmak üzere olan bir müşrik grubu görünce Aliye: Onlara saldır! diye buyurdu. Ali Peygamberin emri gereği onlara saldırdı. Bir kaçını öldürerek bozguna uğrattı. Peygamber başka bir grubu gördü ve Aliye, Saldır onlara! diye emir verdi. Ali üzerlerine saldırıp bir kısmını öldürdü bir kısmını da devre dışı bıraktı. Bu sırada vahiy meleği, Peygambere: Bu Alinin gösterdiği fedakârlıkların en üstünüdür, deyince, Resulullah: O benden, ben de ondanım, diye buyurdu. O anda gökten Ali gibi kahraman, Zülfikar gibi kılıç yoktur! nidası duyuluyordu(34)
İbn-i Ebil-Hadid de şöyle yazıyor:
Peygamber sahabelerinin çoğu (savaşlarından) kaçarken düşman birliklerinin Peygambere doğru akınları giderek artıyordu. Beni Kenane kabilesinden bir grup ve içlerinde, namlı dört kahraman bulunduran Beni Abdü Menaf kabilesinden bir grup Peygambere doğru saldırıya geçtiler. Peygamber: Bunları defet! buyurdu. Piyade olarak savaşan Ali (Toplam) elli kişi olan gruba saldırıp bozguna uğrattı. Onlar bir kaç kere toparlanıp saldırıya geçtiler, her defasında Ali, saldırılarını geri püskürtü. Bu saldırılarda ünlü dört kahraman ve on kişi daha Alinin güçlü elleriyle öldürüldü.
Cebrail, Resulullaha: Gerçekten Ali pek yiğitlik gösteriyor. Melekler onun yiğitliğine şaşmaktadırlar. dedi. Resulullah (s.a.a): Neden olmasın, o bendendir ben de ondanım diye buyurdu. Cebrail de Ben de sizdenim dedi. O gün gök tarafından bir sesin devamlı:
Ali gibi kahraman, Zülfikar gibi kılıç yoktur diye sürekli nida verdiği duyuluyordu. Ama söyleyen görülmüyordu. Peygamberden bunu kimin söylediği sorulduğunda, Bu Cebraildir, diye buyurdular.(35)
HENDEK SAVAŞINDA
Amr hendeği geçince Yok mu benimle savaşacak çığlıkları atmaya başladı. Müslümanlardan kimse karşısına çıkamadı. Daha da cesaretlenerek Müslümanların inançlarıyla alay etmeğe başladı:
Siz ki, öldürülenlerinizin cennette ve bizden öldürülenlerin cehennemde olduğunu söylüyorsunuz, içinizden birisi yok mu ki, ben onu cennete göndereyim veya o beni cehenneme göndersin?! Sonra şu anlamda hâmasî şiirleri okudu:
Aranızda feryat edip savaşçı istemekten sesim tutuldu!
Amrın peşpeşe savurduğu çığlıklar Müslümanların yüreğinde öyle korku yaratmıştı ki, yerlerine çivilenip hiç bir harekette veya tepkide bulunmuyorlardı.(37)
Amr ne zaman haykırıp savaşçı istese Ali (a.s) öne çıkıp meydana gitmek için Peygamberden izin istiyordu, ama Peygamber onaylamıyordu. Bu durum üç kere tekrarlandı. Ali son kez savaş izin istediğinde, Peygamber: Bu Amr b. Abduvedd dir, buyurdu Alide: Bende Aliyim, dedi.(38)
Sonunda Peygamber (s.a.a) izin verdi, kendi kılıcını Aliye verip imamesini başına sardı ve kendisine dua etti.
Ali (a.s) savaş meydanına çıktığında Peygamberimiz (s.a.a) buyurdu ki:
İslâmın tamamı, küfrün tamamı karşısında karar kılmıştır
Bu buyruktan da açıkça anlaşılmaktadır ki; bu ikisinden birinin galibiyetine göre; ya İslam küfrü yenecek veya küfür İslamı yenecekti. İslam ve şirkin geleceğini tayin edecek yazgıyı belirleyen bu çarpışma idi.
Ali (a.s) Amra doğru piyade olarak koştu, onun karşısında yerini alınca. Sen kendine; Kureyşten biri senden üç şey isterse kabul edeceğine dair söz vermiştin, dedi.
- Doğrudur.
- İlk isteğim, İslam dinini kabul etmendir.
- Bu isteğini geç.
- Gel bu savaştan vazgeç, buradan git ve Muhammedin (s.a.a) işini başkasına bırak.
-Kureyş kadınları hiç bir zaman bunu konuşmayacaklardır. Ben nezretmişim, Muhammedden intikam almadan kafama yağ sürmeyeceğim.
- O zaman savaşmak için atından in!
-Hiç bir Arapın benden böyle bir şey isteyeceğini sanmıyordum. Senin, ellerimde ölmüş olmanı istemiyorum. Çünkü babam benim dostumdu. Geri dön daha gençsin!
-Ama ben seni öldürmek istiyorum.
Alinin sözlerine karşı Amr öfkelendi kibirle atından inip, atının ayaklarını biçti ve İmam Aliye doğru saldırdı. İki silahşor şiddetle birbirine girdiler. Amr uygun bir fırsatını bulup Alinin başına şiddetli bir darbe indirdi. Ali, kalkanı ile kendini savundu kalkan ikiye bölünürken Aliye (a.s) bir şey olmadı. Tam bu sırada Ali düşmana aman vermeden karşı darbeyi indirdi ve devasa Amrı yere serdi. Ortalığı toz duman bürümüş ordular kimin ne yaptığını göremiyordu. Toz duman içinden Alinin (a.s) tekbir sesi yükseldi.
İslam ordusu sevinçle, çığlıklar atıyordu. Her kes Alinin (a.s) Arap kahramanını öldürdüğünü anlamıştı.(39)
Amr öldürülünce kendisiyle birlikte hendeği geçen ve Amr ile Alinin (a.s) savaşının sonucunu bekleyen diğer dört silahşor kaçmaya koyuldular, üçü hendeği atlamayı başardı. Nuğen adındaki kişi hendeği atlayamayıp içine düştü. Ali (a.s) de hendeğe atlayıp onu da orada öldürdü. Bu kahramanın ölümüyle Ahzab ordusu kendine güvenini tamamen kaybetti. Şehre saldırma umutlarını yitirdiler ve kabileler geldikleri yerlere geri dönmeye başladılar.
Yüce Allah son darbeyi, gönderdiği şiddetli fırtınalarla müşrik ordusuna indirdi. Arkalarına dahi bakmadan evlerinin yolunu tuttular.(40)) İslam Peygamberi, Alinin bugün gösterdiği üstün cesaret ve kahramanlık için kendisine şöyle buyurdu.
... Eğer senin bu günkü yaptığın işi, bütün ümmetimin amelleriyle mukayese edecek olsalar, onlardan üstün olacaktır. Çünkü Amrın öldürülmüş olmasıyla, müşrik evlerinden, zillet girmeyen ev yoktur. Ve Müslüman evlerinden izzet girmeyen ev kalmamıştır.(41 )
http://www.balaghah.net/nahj-htm/tur/na ... htm#link13
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- kariyb
- Üye
- Mesajlar: 36
- Kayıt: 04 Ağu 2007, 02:00
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00