Muhammedinur

''HİSSETMEK''

özür dileyerek... ''Hissetmek'' nedir ?
bizde bize göre anlam ve manası?
şimdiden sonsuz teşekkürler efendim..

Bir iki saat önce yatsı namazı için camiye giderken yolda bu kelimeyi düşünüyordum Sevgili Turabi Can...

HİSSETMEK nedir?

Bilmem ki... Belki "N" dir...

Belki HİSSE' dir...

Belki ET' tir...

Belki ETMEK' tir...

Belki de hepsidir... Ama mutlaka SORMAK' tır... Sormak kendi içinde bilemediğin şeyi arayıştır... Kendi içinde bilmediğin şeyin sende olmasının farkına varıştır hissetmek...

Açıkta olmadığı için açıklanamayan DUYU' dur...

Çünkü açıkta olanı Beş Duyu ile DUYMAK' tayız...

Bunun ötesinde duyduklarımız ise HİSSETMEK' tir...

SEZGİ' de denebilir... SEZGİ ise Senin GÖNLÜNDEKİ EZGİ' dir...

Her GÖNÜL' de ayrı BİR EZGİ...

Her GÖNÜL KENDİ şarkısını dinlemekte bu ÂLEM' de...

Çünkü hiç bir GÖNÜL diğerinin aynı değil...

Çünkü her ŞEY' i VAR eden...

"O'nun benzeri gibisi yoktur" ayeti gereğince...

YARATIŞ' ta da BENZERSİZ olarak yaratmakta ve hiçbir VAR' lık diğerine benzememekte...

Benim HİSSETTİKlerim SEN' in HİSSETTİK'lerinle AYN' ı mıdır...

AYN' ı oluşu ANcak... AYN' dan OLuşundandır...

HİSSE' me bunlar düştü...

HİSSETMEK:

Bundan HİSSETTİĞİM şu ki ordaki "Ha" harfi Hak oluş, Hak'tır, kimi içinde Hakikattir. İSSETMEK istemek gibidir çünkü içinde "Se" harfi var ki bu sahiplik bildirir. O zaman HİSSETMEK Sahip olunmaya çalışılanın kendisine Hak oluşudur. Peki Niye iki tane "S" harfi var derseniz kapasite devreye girer. Birinci "S" sahiplik ederken ikinci "S" harfi Setr eder. Yani örtebileceği kadar Hakka sahip çıkıştır ki buda onun Hakkıdır nasibidir. Bardağa alabileceğinden fazla su koyamazsınız, kabı kadar örter. Hissetmek ingilizce "Sense" demektirki, bakın yine iki "S" harfi geli verdi oraya gördünüz mü? "Sensei" kelimesi japonyada öğretmenlere verilen addır ne kadar öğretmen bilge v.s diye cevrilsede hissetmekle ilgili olduğu acıktır çünkü hissedemeyen kişi o hali alamaz. Amerikalılar bu Sensei kelimesini tartışmışlar bunun iyi şarap yapan olduğunu iddia etmekteler kimide baba v.s demekte isede kendi dilleriyle nasıl bu kelimeyi anlayamıyorlar ben ahmaklıklarına hakikaten şaşmaktayım. Boşuna demiyorlar Avrupa ve Asyayı halen Amerika kıtasında sanmaktalar diye.

Halimcanın DUYGU tarifine gidip ikinci "S" için "Semi" diyelimde işitmek kavramı girsin devreye ve işitebildiği kadar Hakka sahip oluştur diyebilelim.

Kur'an a bakalim :

مَا يَنظُرُونَ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً تَأْخُذُهُمْ وَهُمْ يَخِصِّمُونَ
Ma yenzurune illa sayhatev vahideten te'huzühüm vehüm yehissimun :
Başka değil, tek bir sayhaya bakıyorlar, bir sayha ki onlar çekişip dururlarken kendilerini yakalayıverir [Yasin 36/49]

Bakın burda bir sayha varki onları çekişirlerken yakalayıverir demekte. Demekki sayha denilen şey yakalayıcı yani algı alanına düşerseniz güdümlü füze gibi fırlayacak üstünüze ve hakkına düşeni yakalayıp sizden alıverecek, çünkü sizde onun istediği bir şey var. Siz ise çekiştikçe bir ses yani o sayhanın algı alanına giriyorsunuz yavaş yavaş. O ise tetikte bekliyor. Yehissimun burada çekişmek diye çevrilmiş, düşmanlık etmek manasında, çünkü burada herkes bir pay peşine düşmüş ve hisselerini istemekteler fakat sahiplik çıktıkları şey masiva ise o zaman durum kötü olmakta.

Hissedebildiklerim bunlar âcizane.

Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban

Yanmak ve olmak gönüller sultanı Mevlânânın ilâhi aşka pervaz için ... aşkı soranlara Mevlânâ: Ben ol da bil karşılığını vermiştir.

Hissetmek=YAŞAMAKTIR...

Gül demekle gülün kokusunun alınamayacağı gibi, bal demekle ağız tatlanamayacğı gibi, ANlamak için YAŞAMAK gerektiği gibi...
*

Birde başka bir boyutta hissedenler vardır ki..
Sizi görmeden hasta olduğunuzu bilirler(hissederler)...Görmeden sevindiğinizi (bilirler) hissederler...Sizle hasta olup, sizle sevinirler...

YOKSA GERÇEK YAŞAYANLAR BUNLAR MI Kİ!...

İÇ-İN-de DUYmak,
İÇ-İN-e ÇEK-mek,
OYmuş gibi OL-mak ...
FARK etmek ...
Dokunmak,DUYumsamak...

???

SEVGİLİ DOSTLAR ,YAZDIKLARINIZI OKUYUNCA( Kİ HERBİRİNİZİNKİ
GERÇEKTEN GÜZEL BİR ANLATIŞ TARZINDA)
aklıma 'PUDRA ÇOCUK' diye seyrettiğim bir filmin sahnesi geldi.
Avcı tarafından yaralanmış bir ceylanın, çektiği acıyı avcıya anlatabilmek için,bazı olağan yetenekleri olan filmin kahramanı,avcının elini yaralı ceylanın kalbinin üstüne koyer.Izdırap içindeki ceylan neler yaşıyorsa,
avcıda aynısını algılar ve yaşar.Hissettiği çok acı veren bir duygudur.
O andan itibaren bir daha asla avcılık yapmamaya karar verir.
Hatırladığım kadarıyla böyle.
kısacası HİSSETMEK algılayıp yaşamaktır.Her insan kabiliyeti kadar,
hisseder ve yaşar.Bu nedenle bazımıza çok yoğun duygular yaşatan,yani HİSlerimizi galeyana getiren bazı olaylar(bu mutluluk olabilir,hüzün acı ,nefret,sevda aşk ve diğer duygular)bazılarımızı etkilemeden
teğet geçebilir.Örneğin çok merhametli bir mizaca sahip insan,en ufak
bir acı çeken insan karşısında çokca etkilenip hislenip ağlayabilir.Bir başkası da güler geçer....Herkes kabının aldığı kadar,hissedebilir,dersek
doğru mudur?Netice olarak...DOSTLAR! HİSSEDEBİLEN YÜREKLERİNİZE
MUHAMMEDİNUR DOLSUN İNŞALLAH.....