HER GÜN BİR HADİS EKLEYELİM - 2
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim Allah Teâla yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar."
(Tirmizî, Cihâd: 3, (1624))
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim Allah Teâla yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar."
(Tirmizî, Cihâd: 3, (1624))
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'den bir rivâyete göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününde, Allah nazarında en kötü olanlardan bir kısmını da iki yüzlülerin teşkil ettiğini göreceksiniz. Bunlar bazılarına bir yüzle, diğer bazılarına da başka bir yüzle giden insanlardır."
[Buhârî, Edeb 52; Müslim, Fedâil 199, (2526); Muvatta, Kelâm 21, (2, 991); Tirmizî, Birr 78, (2026); Ebû Dâvud, Edeb 39, (4872).]
Ammâr İbnu Yâsîr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kimin dünyada iki yüzü varsa kıyâmet günü, ateşten iki dili olacaktır."
[Ebû Dâvud, Edeb 39, (4873).]
"Kıyamet gününde, Allah nazarında en kötü olanlardan bir kısmını da iki yüzlülerin teşkil ettiğini göreceksiniz. Bunlar bazılarına bir yüzle, diğer bazılarına da başka bir yüzle giden insanlardır."
[Buhârî, Edeb 52; Müslim, Fedâil 199, (2526); Muvatta, Kelâm 21, (2, 991); Tirmizî, Birr 78, (2026); Ebû Dâvud, Edeb 39, (4872).]
Ammâr İbnu Yâsîr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kimin dünyada iki yüzü varsa kıyâmet günü, ateşten iki dili olacaktır."
[Ebû Dâvud, Edeb 39, (4873).]
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Ebu Rezin'den: Ben Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: "ALLAH âlemi yaratmadan önce nerede idi?" diye sorduğumda Resûlullah (sav): "Altında ve üstünde hava bulunmayan "a'mâ"da idi. Orada hiçbir yaratık yoktur. RABB'ımızın ARŞ'ı su (mâe) üzerinde idi." buyurdu
(İbni Mâce, Mukaddime 13/182; İmâmı Ahmed, Müsned IV-11 ve Yezid bin Harun (ra) dan; Tirmizî 48/Tefsir-12/3109)
(İbni Mâce, Mukaddime 13/182; İmâmı Ahmed, Müsned IV-11 ve Yezid bin Harun (ra) dan; Tirmizî 48/Tefsir-12/3109)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
Nevvas b. Sem'an (radiyallahu anhu): "Resûlullah (sav)'e iyilik ve günâhtan sordum."şöyle buyurdu.: "İyilik ahlâkın güzelliğidir. Günâh ise gönlünü rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir." buyurmuştur.
(Müslim, Birri 14,15/1980; Tirmizî, Zühd 52/2389)
(Müslim, Birri 14,15/1980; Tirmizî, Zühd 52/2389)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve hased etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl değildir."
Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5
"Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve hased etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl değildir."
Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Himmet Ehli
Allah Resulü'nden (ASM)...
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Şüphesiz Allahu Taâlâ her yüz yılın başında bu ümmet için dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.
Hadis-i Şerif - Camiu's Sağir - Hadis No : 1845
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
İman
Allah Resulü'nden (sallallahualeyhivesellem)...
Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Allah'ı Rab, İslâmı din, Muhammed'i Resul olarak kabul eden, imanın tadını
almıştır.
Hadis-i Şerif - Camiu's Sağir - Hadis No : 4309
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
İmam Ali (keremallhu vech) rivâyet ediyor ki Resûlullahın (sallallahu aleyhi ve sellem):
Güzel konuşmanın tehlikesi insanlara karşı kibirlenme ve kendisinde olmayan şeyle övünmektir.
Cesaretin tehlikesi zulüm ve haddi aşmaktır.
İyilikseverliğin tehlikesi başa kakmaktır.
Güzelliğin tehlikesi böbürlenmektir.
İbâdetin tehlikesi tembellik ve usanç duymaktır.
Konuşmanın tehlikesi yalan söylemektir.
İlmin tehlikesi unutmaktır.
Yumuşak huyluluğun tehlikesi kendinden beklenen metanet ve salâbeti göstermemektir.
Asaletin tehlikesi soyu ile övünmektir.
Cömertliğin tehlikesi israftır!. buyurmuştur
(Beyhakiden.; İmam Suyutî, Camius-Sağir)
Güzel konuşmanın tehlikesi insanlara karşı kibirlenme ve kendisinde olmayan şeyle övünmektir.
Cesaretin tehlikesi zulüm ve haddi aşmaktır.
İyilikseverliğin tehlikesi başa kakmaktır.
Güzelliğin tehlikesi böbürlenmektir.
İbâdetin tehlikesi tembellik ve usanç duymaktır.
Konuşmanın tehlikesi yalan söylemektir.
İlmin tehlikesi unutmaktır.
Yumuşak huyluluğun tehlikesi kendinden beklenen metanet ve salâbeti göstermemektir.
Asaletin tehlikesi soyu ile övünmektir.
Cömertliğin tehlikesi israftır!. buyurmuştur
(Beyhakiden.; İmam Suyutî, Camius-Sağir)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- NuruM
- Saygın Üye
- Mesajlar: 350
- Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Şüphesiz sizden biri namaza kalktığında, elbette ki o, Rabbi ile münâcâatta bulunmaktadır ve Rabbi, kıble ile kendisi arasındadır. Bu i'tibârla sakın kıble ve sağ tarafına tükürmesin. Eğer tükürmek zorunda kalırsa soluna ya da ayağının altına tükürsün!" buyurdu.
(Buharî, Mevâkit 8, Salât 33, Müslim, Mesâcid 54)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
- NuruM
- Saygın Üye
- Mesajlar: 350
- Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00
- NuruM
- Saygın Üye
- Mesajlar: 350
- Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00
Ebû Hüreyre (radiyallahu anhu) dan rivâyetle, o dedi ki:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
Allahu Teâlâ buyurdu ki: Ben sirke girip ortak kosanlardan (bütün bu sirk ve müsriklerden) uzagim. Her kim bir amel isleyip, bana herhangi birini ortak kosacak olursa, onu da sirkini de (yüz üstü) birakirim. buyurmustur.
(Müslim, 2985).
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
- NuruM
- Saygın Üye
- Mesajlar: 350
- Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"ALLAH buyuruyor ki akıldan daha güzel bir şey yaratmadım. Ona "gel" dedim, geldi; "git" dedim, gitti, dedim ki: "Bana senin vasıtanla ibâdet edilir; senin vasıtanla mükâfât verilir, senin yüzünden cezâlandırırım." buyurmuştur.
(Heysemî VIII 28; Aclunî II-212)
"ALLAH buyuruyor ki akıldan daha güzel bir şey yaratmadım. Ona "gel" dedim, geldi; "git" dedim, gitti, dedim ki: "Bana senin vasıtanla ibâdet edilir; senin vasıtanla mükâfât verilir, senin yüzünden cezâlandırırım." buyurmuştur.
(Heysemî VIII 28; Aclunî II-212)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Hz. Enes (radiyallahu anhu)'den rivâyetle
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "kıyâmet gününde insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Âdem (aleyhi's-selâm)'a gelip "Evlâdlarına şefâat et!"diye talebde bulunacaklar. O ise : "Benim şefâat yetkim yok. Siz İbrâhim (aleyhi's-selâm)'a gidin! Çünkü o Halilullahtır." diyecek. İnsanlar Hz. İbrâhim (aleyhi's-selâm)'a gidecekler. Ancak o da : "Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsa (aleyhi's-selâm)'a gidin. Çünkü o Ruhullahtır ve O'nun kelimesidir. (Kelimullah)" diyecek. Bunun üzerine ona gidecekler. O da : "Ben buna yetkili değilim. Lâkin Muhammed (aleyhisselâtû ve's selâm)'a gidin!." diyecek. Böylece Bana gelecekler. Ben onlara : "Ben şefâate yetkiliyim!" diyeceğim. RABB'imin huzuruna çıkmak için izin tâleb edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde (huzurunda) durup, ALLAH (celle celâluhu)'nun ilhâm edeceği ve şu anda müktedir olamayacağım hamdlerle ALLAH (celle celâluhu)'ya medh-û-senâda bulunacak, sonra da RABB'ime secdeye kapanacağım. RABB Tealâ : "Ey Muhammed! Başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek, ne arzu ediyorsan iste, tâlebin yerine getirilecektir! Şefâatte bulun, şefâatin kabul edilecektir!" buyurulacak. Ben de : "Ey RABB'im! Ümmetimi, ümmetimi, ümmetimi istiyorum!"diyeceğim. RABB Tealâ "(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa danesi kadar imân varsa onları ateşten çıkar!" buyuracak. Ben de gidip bunu yapacağım! Sonra RABB'ime dönüp, önceki hamd-û-senâlarla hamd ve senâlarda bulunacağım, secdeye kapanacağım. Bana öncekinin aynısı buyurulacak. Ben de : "Ey RABB'im! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine : "Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar imân varsa onları da ateşten çıkar!" denilecek. Ben derhâl gidip bunu da yapacak ve RABB'imin yanına döneceğim. Önceki yaptığım gibi yapacağım. Bana, evvelki gibi : "Başını kaldır!"denilecek. Bende kaldırıp : "Ey RABB'im! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine : "Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktar da imân olanları da ateşten çıkar!" buyurulacak. Ben gidip bunu da yapacağım. Sonra dördüncü sefer RABB'ime dönecek, o hamdlerle hamd-û-senâ da bulunacağım. Sonra secdeye kapacağım. Bana "Ey Muhammed! Başını kaldır ve (dileğini) söyle, sana kulak verilecektir! Dile, tâlebin verilecektir! Şefâat et, şefâatın kabul eldilecektir!." buyurulacak. Ben de "Yâ RABB'im! Bana "Lâ ilâhe illallah" diyenlere şefâat etmem için izin ver!" diyeceğim. RABB Tealâ : "Bu hususda yetkin yok! Lâkin izzetim, celâlîm, kibriyâm ve âzametim hakkı için "Lâ ilâhe illallah" diyenleri de ateşten çıkaracağım!" buyuracak." buyurmuştur.
(Enes (ra) dan; Buhârî, Tevhid 19,36,37; Müslim, İmân 322, 193)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "kıyâmet gününde insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Âdem (aleyhi's-selâm)'a gelip "Evlâdlarına şefâat et!"diye talebde bulunacaklar. O ise : "Benim şefâat yetkim yok. Siz İbrâhim (aleyhi's-selâm)'a gidin! Çünkü o Halilullahtır." diyecek. İnsanlar Hz. İbrâhim (aleyhi's-selâm)'a gidecekler. Ancak o da : "Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsa (aleyhi's-selâm)'a gidin. Çünkü o Ruhullahtır ve O'nun kelimesidir. (Kelimullah)" diyecek. Bunun üzerine ona gidecekler. O da : "Ben buna yetkili değilim. Lâkin Muhammed (aleyhisselâtû ve's selâm)'a gidin!." diyecek. Böylece Bana gelecekler. Ben onlara : "Ben şefâate yetkiliyim!" diyeceğim. RABB'imin huzuruna çıkmak için izin tâleb edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde (huzurunda) durup, ALLAH (celle celâluhu)'nun ilhâm edeceği ve şu anda müktedir olamayacağım hamdlerle ALLAH (celle celâluhu)'ya medh-û-senâda bulunacak, sonra da RABB'ime secdeye kapanacağım. RABB Tealâ : "Ey Muhammed! Başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek, ne arzu ediyorsan iste, tâlebin yerine getirilecektir! Şefâatte bulun, şefâatin kabul edilecektir!" buyurulacak. Ben de : "Ey RABB'im! Ümmetimi, ümmetimi, ümmetimi istiyorum!"diyeceğim. RABB Tealâ "(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa danesi kadar imân varsa onları ateşten çıkar!" buyuracak. Ben de gidip bunu yapacağım! Sonra RABB'ime dönüp, önceki hamd-û-senâlarla hamd ve senâlarda bulunacağım, secdeye kapanacağım. Bana öncekinin aynısı buyurulacak. Ben de : "Ey RABB'im! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine : "Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar imân varsa onları da ateşten çıkar!" denilecek. Ben derhâl gidip bunu da yapacak ve RABB'imin yanına döneceğim. Önceki yaptığım gibi yapacağım. Bana, evvelki gibi : "Başını kaldır!"denilecek. Bende kaldırıp : "Ey RABB'im! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine : "Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktar da imân olanları da ateşten çıkar!" buyurulacak. Ben gidip bunu da yapacağım. Sonra dördüncü sefer RABB'ime dönecek, o hamdlerle hamd-û-senâ da bulunacağım. Sonra secdeye kapacağım. Bana "Ey Muhammed! Başını kaldır ve (dileğini) söyle, sana kulak verilecektir! Dile, tâlebin verilecektir! Şefâat et, şefâatın kabul eldilecektir!." buyurulacak. Ben de "Yâ RABB'im! Bana "Lâ ilâhe illallah" diyenlere şefâat etmem için izin ver!" diyeceğim. RABB Tealâ : "Bu hususda yetkin yok! Lâkin izzetim, celâlîm, kibriyâm ve âzametim hakkı için "Lâ ilâhe illallah" diyenleri de ateşten çıkaracağım!" buyuracak." buyurmuştur.
(Enes (ra) dan; Buhârî, Tevhid 19,36,37; Müslim, İmân 322, 193)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)ashâbına şöyle buyurmuştur:
İyi ameller yapmakta acele ediniz. Siz, korkmak ve gayrete gelmek için, şu yedi şeyin gelip çatmasından daha kötü birşey mi bekliyorsunuz?
Bİrincisi: Herşeyi unutturan fakirlik... (Dînî vazifelerini yerine getiremeyecek derecede geçim derdine düşmek.)
İkincisi: Azdıran zenginlik, insanı sefâhate sevk eden servet çokluğu).
Üçüncüsü: Aklı ve sağlığı bozan (dînî vecibelerini yerine getirmeye mâni olan)hastalık.
Dördüncüsü: Muhâkeme ve şuuru gideren, bunaklık derecesindeki ihtiyarlık.
Beşincisi: Ansızın gelen (insanı âhirete hazırlığı olmadan yakalayan)ölüm.
Altıncısı: Korkutucu istikbâl fitnelerinin en fenâsı bulunan Deccal fitnesi.
Yedincisi: Kıyâmetin kopması.
(Sünenü Tirmizî)
İyi ameller yapmakta acele ediniz. Siz, korkmak ve gayrete gelmek için, şu yedi şeyin gelip çatmasından daha kötü birşey mi bekliyorsunuz?
Bİrincisi: Herşeyi unutturan fakirlik... (Dînî vazifelerini yerine getiremeyecek derecede geçim derdine düşmek.)
İkincisi: Azdıran zenginlik, insanı sefâhate sevk eden servet çokluğu).
Üçüncüsü: Aklı ve sağlığı bozan (dînî vecibelerini yerine getirmeye mâni olan)hastalık.
Dördüncüsü: Muhâkeme ve şuuru gideren, bunaklık derecesindeki ihtiyarlık.
Beşincisi: Ansızın gelen (insanı âhirete hazırlığı olmadan yakalayan)ölüm.
Altıncısı: Korkutucu istikbâl fitnelerinin en fenâsı bulunan Deccal fitnesi.
Yedincisi: Kıyâmetin kopması.
(Sünenü Tirmizî)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5159
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5159
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00