Hakan yazdı:ilmin Kapısı İmam Ali (keremallahi veche)'den:
İmam Ali (kerremallahi vecheh):
"Gerçek fakih, insanları Allah'ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmeyen; onlara, Allah'a isyan hususlarında kolaylık tanımayan; onları, Allah'ın azabından emin kılmayan; Kur'ân'ı, onu istemeyip başkasına meylederek terketmeyen kimsedir. Durum şu ki; kendisinde ilim olmayan ibadette, kendisinde anlama olmayan ilimde ve kendisinde düşünme olmayan okumada hiçbir hayır yoktur."
Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:303
İmam Ali (kerremallahi vecheh):
"İlmi öğreniniz ki onunla tanınasınız. Onu uygulayınız ki ehlinden olasınız. Zira vaziyet şu ki bundan sonra yakında, (içinde yaşayanlarının) onda dokuzunun ma'rûfu (iyiliği) tanımayacağı bir zaman gelecek. Bu (zamanda yaşayanlar)dan, sadece kötülüklerden ve kötülerden habersiz, pek önemsenmeyen kimseler kurtuluşa erecek. İşte bunlar; kötülükleri dolaştırmayan, fena-yüz kızartıcı şeyler yapmayan, lâfı bol ve dedikoducu olmayan hidâyet önderleri ve ilim kandilleridirler."
Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:265
İmam Ali (kerremallahi vecheh):
"İnsanların içinde kuşlar arasındaki arı gibi olunuz. Gerçek şu ki, kuşlardan hiçbiri yoktur ki onu zayıf görmüş, (küçümsemiş) olmasın. Şayet kuşlar onun içindeki bereketi bilselerdi bunu ona yapmazlardı. Halka dilleriniz ve bedenlerinizle karışınız, onlardan amelleriniz ve kalblerinizle ise ayrılınız. Çünkü kişinin eline geçecek olan, kazanmış olduğu şeydir ve o, kıyamet gününde sevdiği kimse(ler) ile beraber olacaktır."
Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:318
İmam Ali (kerremallahi vecheh):
"Bilmediğin şeye, "Allah bilir!" diye cevap vermen, gönle ne hoş gelir!"
Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:182
Hz.İmam Alî (keremallahi veche) şöyle buyurmuştur:
«-Senin sırrın esirindir; eğer onu söylersen, sen onun esiri olursun.»
İnsan dili ile sırrını yayar da bundan dolayı başkalarını ayıplarsa, bu kimse ahmaktır. Asıl kendini ayıplaması gerekir. Zira kalbi kendi sırrını tutamayıp ona dar gelirse, başkalarının kalbi o sırrı tutmakta daha dar olur. Ne kendini, ne de başkasını ayıplamaya mahal bırakmamak için insan sırrını hiç kimseye açmamalıdır. Açıldığı takdirde de ihanet etmemelidir.
ALİ (kv) YÂR'dir!..
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12893
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
EHL-İ BEYT (as)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin zât-i âlîsi, soyu, ailesi, Ehl-i Beyti Aleyhimüs-selâtü ves-selâm ecmâin hazretleriyle ilgili pek çok eserler günümüzde mevcûddur.
Hamd olsun ki her yerde ve heran bulunabiliyor.
Biz ise tasavvufun iliği hükmünde olduğuna inandığımız Ehl-i Beyt (Aleyhimes-Selâm) hakkında kısa da olsa malûmâtı yine Kurân-ı Kerîm ve hadis-i şerîf ışığında arz edeceğiz İnşâallahu Teâlâ.
---- Ey Ehl-i Beyt! (Peygamberin ev halkı) ! ALLAH sizden, sadece günâhı (kiri) gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. (Ahzâb 33/3)
---- İşte ALLAHın, imân eden iyi işleri yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık (yakınlık) sevgisinden başka bir karşılık (ücret) istemiyorum... (Şûrâ 42/23)
Birinci âyet-i celîlede:
Açıkça Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in ailesi olan annelerimiz, evlâdları ve evlâdı gibi büyüttüğü ve hiç ayrılmayan İmâm-ı Alî (keremullahi veche)ye hitaben:
ALLAH Teâlâ sizden (kulluk gereği hasbel kader oluşabilecek, dinin yasakladığı ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ehl-i Beytine asla yakışmayacak) ricsi (günâh, kir, pislik, murdarlık) gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler.
Tertemiz Ehl-i Beyte yakışan tertemiz Kerem Elbisesini giyebilmek için; nice çilelerle tertemiz olunduğuna ve hâlâ yaşayanlardan Muhammedî şuûru koruyanların aynı ve yüce akıbeti paylaştıklarını göreceğiz.
Âyet-i celîle sizden (ankûm) buyurarak erkeklere hitabla beraber kadınlar içinde geçerlidir.
Salâvâtı şerîfelerimizdeki ve âl-i Muhammed; bizzât Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in buyruğudur.
Âl-i Muhammed ise Ehl-i Beytidir.
İkinci âyeti celîlede:
De ki; ben buna (tebliğime) karşı akrabalıkta sevgiden başka hiçbir mûkâfâat istemiyorum.
İmâm Fahruddin Er Razi Tefsir-i Kebirinde; Kelbîden ibn Abbas (Radiallahu anha)ın;
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Medineye hicret edince eli dardır diye bir şeyler toplayıp da arz ettiklerinde, bu âyetin nâzil olup: Ben imân ettiklerinize karşılık, akrabalarımı sevmenizden başka bir ücret istemiyorum. demek olduğunu bildirmiştir.
Kaldı ki sevgi, ücret değildir ve gönül bağıdır.
---- Keşşaf sahibi (Zimahşeri) nin Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in:
Dikkat edin! Kim Muhammed ailesinin (âl-i Muhammed) sevgisi üzere ölürse şehîd olarak ölmüş olur.
Dikkat edin! Kim Muhammed âilesinin sevgisi üzere ölürse tevbe eden birisi olarak ölür.
Dikkat edin! Kim Muhammed âilesinin sevgisi üzere ölürse îmân-ı kâmil mümin olarak ölür.
Dikkat edin! Önce ölüm meleği sonra da Münker ve Nekir onu cennet ile mûjdeler.
Dikkat edin! Cennette tıpkı bir gelinin kocasının evine göçtüğü gibi göçer.
Dikkat edin! Kabrinde cennete doğru iki kapı açılır.
Dikkat edin! ALLAH onun kabrini, rahmet meleklerinin ziyâretgâhı kılar.
Dikkat edin! Ehl-i sünnet vel-cemâat üzere ölür.
Dikkat edin! Kim Muhammed ailesine buğz ederek ölürse kıyâmet günü iki başı arasına ALLAHın rahmetinden ümitsiz diye yazılmış olarak gelir.
Dikkat edin! Kim Muhammed ailesine buğz ederek ölürse kâfir olarak ölür.
Dikkat edin! Kim Muhammed ailesine buğz ederek ölürse cennet kokularından mahrum kalır. buyurduğunu rivâyet etmiştir. Mesnedini bildirmemiştir.
Ancak, içerik olarak doğrudur.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in ailesi olan zâtlar onlar ki herşeyleri Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in sevk ve idâresinde olan ve mütevâtir haberlerle bildirilenlerdir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e uymak (Arâf 7/158; Nur 24/63; Âl-i İmrân 3/31) ve Onu ömrümüze örnek almak (Ahzâb 33/21) her ümmete farzdır.
Resûlullhah (sallallahu aleyhi ve sellem)in sevdiğinden şüphemiz olmayan Ehl-i Beytini sevmek ümmetine en azından vâcibtir iman ve vicdan sahibiyse.
Salâvât şerîfedeki âl-i Muhammede saygının namazda ikinci teşehhüdde söylenmesini vâcib kılan İmâmı Şafiî (radiyallahu anhu)yu devrin düzenbaz dalkavukları rafizîlikle suçlayınca şu şiiri okuyor:
Ey binitli kişi, Minâdaki o taşlıklı yerde dur ve taşlı yerin sakinleriyle, kalkıp gidenlere kulak ver!.
Seher vaktinde, tıpkı taşan Fırat ırmağının ahengi ile, hacılar Minâya doğru dolup taştığında, bil ki eğer MUHAMMED (sallallahu aleyhi ve sellem)in ailesini sevmek bir rafizîlik (taşkınlık ve sapıklık) ise, ins ve cin âlemi şâhid olsun ki (o hâlde ben) bir rafizîyîm!
EHL-İ BEYTİN
Derdin zevki zikirdir
HAKKı Aşkla fikirdir
Şikâyetsiz şükürdür
Hayâsı EHL-İ BEYTİN...
FAHRın faslı MUHAMMED (sav)
Âşık aslı MUHAMMED (sav)
Aslı nesli MUHAMMED (sav)
Mayası EHL-İ BEYTİN...
Tecellî Hak... Taşlandı
Elâ gözler yaşlandı
Çile ile işlendi
Oyası EHL-İ BEYTİN...
Muhabbet gurûru DOST
SUBHÂNın sururu DOST
MUHAMMEDin Nuru DOST
Boyası EHL-İ BEYTİN...
Erenler kaşığı HAYY
Elestin aşğı HAYY
Mahşerin ışığı HAYY
Ziyâsı EHL-İ BEYTİN...
KÂR-BELÂ Aşk Kuyusu
Uyanıklık uykusu
İHVÂNİm HAKK kaygusu
Rüyâsı EHL-İ BEYTİN... (as)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12893
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
---- Müslim ise Sahihinde 4 sened ile; Ebu Hüreyre (ra) dan: Peygamber (sav) (bir kere) gündüz bir ara (evinden) çıkıp ne o bana, ne de ben ona bir şey söylemeyerek Kaynuka çarşısına varıncaya kadar (yürüdü) sonra dönüp Fatime (as)ın evinin önünde bir kenara oturdu ve (Hz. Hüseyini kasdederek):Küçük! orda mısın, küçük! orda mısın? diye sordu. Fâtime (as) çocuğun hemen evden çıkmasını durdurdu. Bu esnâda ya çocuğu giydiriyordu, ya da saçını başını yıkayıp tarıyordu, sanıyorum. Sonra çocuk koşarak geldi. Peygamber (sav) çocuğu kucakladı ve öptü. Daha sonra: ALLAHım! Sen bu çocuğu sev, bunu seveni de sev! buyurmuştur.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12893
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
ALİ (kv) YÂRdir!..
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
---- Abdullah İbnu Şaddâd babası (ra)dan rivâyet ettiği hadis-i şerîfte Resûlullah (sav)ın Hasan ya da Hüseyini yere bırakıp tekbirle namaza durduğunu ve secde uzayınca başını kaldırıp baktığında Resûlullah (sav)in sırtında çocuğu gördüğünü ve namaz bitince: Ey ALLAHın Resûlü! namaz sırasında öyle uzun bir secde yaptınız ki bir hadise meydana geldi zannettik veya sana vahiy indi zannettikdiye soranlara: Hayır, bunlardan biri hiç olmadı. Velâkin oğlum sırtıma bindi. Ben, acele edip hevesi geçmeden sırtımdan indirmeyi uygun bulmadım (kendisi ininceye kadar bekledim). buyurdu demiştir.
(Nesâî, İftitah 2,229,230)
---- Selmân (radiyallahu anhu) anlatıyor: Ubeydullah İbn Ziyad keferesine Hz. Hüseyin (as)ın başı getirildi. Elindeki çubuğun ucuyla burnuna dürtüyor ve: Bu kadar güzelini de hiç görmedim! diyordu. Ben de: O (Âl-i Beyt arasında) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e en çok benzeyen idi dedim.
(Buhârî, Fezâiülül-Ashâb 22; Tirmizî, Menâkib 3780)
İsimlerine yazık ya, Ubeydullah denilen kâfir, Yezid denilenin kâfirin Kûfe valisi idi.
Hepsine yazıklar olsun...
Tecellînin garib cilvesi ki Aşare-i Mübeşşireden Sâd İbnu Ebi Vakkas (radiyallahu anhu)nun oğlu Ömer; Rey şehrine vali olabilmek için, 72 kişilik İmâm-ı Hüseyin (as)in aile ordusuna karşı binlerce kişilik ordunun komutanı olur.
Hz. Hüseyin (as) la beraber ailesinden 19 kişi ve toplam 72 baş keser, çuvallara doldurup, kadınları zincire vurdurup sürüklerken, Hz. Hüseyin (as) kızı Zeyneb vâlidemiz: göklere bakarak:
Sana salât-ü-selâm olsun yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) oğulların katledildi, kızların zircirlere vuruldu! diye ağlamıştır...
Bu acı ağıdın Arapçası var idi ancak bulamadım.
İbn Ziyad denilen (veled-i zinâ) elindeki çubuğu Küfede, yerlere dökülmüş başlardan Hz. Hüseyin (Aleyhis-Selâm)ın dudakları arasına sokarak kaldırmak isteyince, Zeyd İbn Erkam (radiyallahu anhu):
Kaldır o çubuğu, kendisinden başka ilâh olmayan Zâta yemin olsun, ben Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in dudaklarını bu dudakların üzerinde onları öperken gördüm! der ve ağlar.
İbn Ziyad ise: Allah gözlerini ağlatsın! yemin olsun ki bunak bir ihtiyar olmasaydın kelleni uçururdum der.
Zâlim oğlu zâlimin yanından ayrılan Zeyd İbn Erkâm (ra):
Ey Arab cemâati! bugünden sonra artık kölesiniz! Hz. Fatıma oğlu Hüseyin (Aleyhis-Selâm)ı katlettiniz. Başınıza Mercâneyi (Ubeydullah İbn Zeyd) emir yaptınız. O ise sizin hayırlılarınızı öldürecek, şerlilerinizi de köle yapacaktır. demiştir.
Asırların ardından ve asırlaarca o topraklarda olanlara bir bakın Allah aşkına...
Bu hâinlik ve zulmün sonucu, o topraklarda ilâhî intikamın ateşi ve dumanı hiç susmadı.
Hâlen de öyle.
Kıyâmete kadar da...
Şu günlerde ise iyice azdı azgınların ateşi!
Kan gövdeyi götürüyor o topraklarda...
ALLAH (cc) ümmet-i Muhammede acısın ve yardım etsin....
Âmin!
Bu vahşi ve alçakça cinâyete kimse kılıf bulamamıştır.
Ve bu zalim Emevî yarasının kanı hiç dinmemiştir, gönüllerimizde...
Irak ehlinden bir adam gelip Abdullah İbn. Ömer (radiyallahu anhu)dan, elbisesinde öldürdüğü sivri sineğin kanının hükmünü sorunca:
Şuna bakın, neden suâl etmekte! Resûlullah (sav)in oğlunu öldürdüler, sivri sineğin kanından süâl ediyorlar. Ben, Resûlullah (sav)in Hasan ve Hüseyin, dünyadaki iki reyhanım (kokulu çiçeğim) ! buyurduğunu işittim demiştir.
Cihânın en büyük cinâyeti hilâfeti, krallık tahtı yapmak için işlenmişti, oysa;
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Hilâfet Medinede, saltanat (meliklik) ise Şamdadır. buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî-Tarihinde; Hâkim, Müstedrekinde ve İbn Asakir; Ebu Nuaym)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Benden sonra ümmetimde hilâfet 30 sene sûrecektir. Bundan sonra saltanat (melikler) devri gelecektir.
(Sefine (ra) dan; İmâmı Ahmed; Taylâsî; Nâim; Ebu Yâlâ; Begavî; İbn Hibban; Tirmizî)
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12893
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
ALİ (kv) YÂRdir!..
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
Fatımatüz-zehrâ aleyhasselâm
---- Ûmmi Seleme (Radiallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Fetih senesinde Fatımayı çağırarak hususî (sır) konuştular. Fatıma ağladı. Sonra tekrar hususî konuştular.
Fatıma bu sefer güldü. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vefât edince, Fatımadan o ağlama ve gülme hususunda sordum. Dedi ki:
Önce Resûlullah (sav) bana öleceğini haber verdi, ben de ağladım. İkinci konuşmamazda benim İmran Kızı Meryem hâriç diğer kadınların cennette efendisi olacağımı müjdeledi, bunun üzerine güldüm.
(Tirmizî, Menâkıb 3872)
---- Bu hususta en kavi delil ise şu hadis-i şerîftir:
Fâtıma, Meryem hariç cihân kadınlarının efendisidir.
Fatımatüz-Zehrâ vâlidemizden Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in nesli devâm etmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)den önce vefât eden kızı Rukiye (Radiallahu anha)nın oğlu Abdullah ile,
Zeynep (Radiallahu anha)nun oğlu Alî çoçukken ölmüşler,
Ümmü Kûlsüm (Radiallahu anha) ise hiç doğum yapmamıştır.
Fatımatüz-Zehrâ vâlidemiz; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in ilk zevcesi olan Hz. Hadîce validemizden doğan dört kızının en küçüğüdür.
Hicretten 18 yıl önce miladî 605te Mekkede doğmuş ve hicretten 11 yıl sonra m. 632de HAKK (cc)a yürümüştür.
18 yaşında evlenmiştir.
Hasan, Hüseyin, Ümmükülsüm ve Zeyneb (aleyhumüsselam) ın anneleri olan validemizin kabri Cennetül - Bâkinin girişindedir.
Hepsine salât-ü- selâm olsun.
Fatıma (Aleyhas-Selâm) vâlidemiz hayâ timsâli olup vasiyeti üzere;
Esmâ binti Ümeys ile Hz Alî (keremullahi veche) küçük bir çadır içinde yıkanmasında bulunmuş ve geceleyin görülmeden defnedilmiştir.
Bu inceliğe dikkat çeken Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Kıyâmet günü olunca, perde gerisinden bir münâdi şöyle seslenecek: Ey Mahşer halkı gözlerinizi kapayın Fatıma binti Muhammed geçecek! denileceğini buyurmuştur...
Namazını İmâm-ı Alî (keremullahi veche) kıldırmıştır.
Hicretin 11. yılı Ramazanın üçünde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)den 6 ay sonra Hakka yürümüştür.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e, Ailesine, Ehl-i Beytine, ashabına ve ümmetine selâm olsun!
Burada iki hatıramı yâd etmek isterim:
1989 ümre haccımızda yanımda İmam Hatibin Arapça öğretmenleri var, Ravza-yı Şerifte konuşurken ben:
Fatıma (Aleyhas-Selâm) vâlidemi ziyaret gideceğim! dedim.
Fatin Hoca da: Şu Araplar Cennetül-Bâkiye girmeyi yasaklamışlar ve zaten kadınları hiç sokmazlar içeri! dedi.
Biz misafiriz Arap marap bilmem Anam bizi sokar! dedim.
Eşim Fatmaana ve Fatin Hoca Cennetül-Bâkiye vardık ki kapalı.
İnsanlar dışarıdan duvarlara dayanmış dua edip Kurân okumaktalar.
Büyük demir giriş kapısı zincirli-kilitli.
Bir anda: Esselâtü vesselâmı aleyki ya ümmî! diye gayr-i ihtiyârı bağırmışım.
Epey ilerde ve içerde görevli 50-60 yaşlarında nur yüzlü bir zât koşarak geldi.
Fatin Hoca: Kızdı adam! derken.
O zât kapıyı açtı:
Ehlen ve sehlen! dedi.
Hanımım da dahil girdik ama içime sığmadı bu hal dışarıdakileri de göstererek:
Bir saat izin lütfen! dedim.
O mübarek zât: Yarım saat ancak, zira ben mesulüm! dedi herkesi aldı içeri.
Biz hemen kapıya çok yakın olan Fatıma (Aleyhas-Selâm) vâlidemize koştuk.
Târifi asla mümkün olmayan gizli, net ve muhteşem hoş bir koku yayıldı etrafa.
Ağlamaya başladık çok cömert olan Anamızın Reyhanla buyur etmesine!..
Baktık ki o zât da gelmiş.
Bize rehber oldu.
Annesi Fatıma (Aleyhas-Selâm) vâlidemizle bir arada olan İmam Hasan (Aleyhas-Selâm) ın, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in 7 eşi annelerimizin kabirlerini ve bir çok meşhur kimselerinkileri tek tek gösterdi bilgiler verdi, sona kadar götürüp dönerken bir yandan ağlamakta bir yandan da bana:
Çıksınlar artık yasaktı! demekteydi
İkincisi;
Gidenler bilir ki Ravza-yı Şerifte Ashab-ı Suffenin oturup çalıştığı ve şimdi de Âşıkların buluşma adresi olan bir kısım vardır,
Etrafı parmaklıklarla çevrili ve önünde-kıblesinde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in kabr-i şerifi bulunur.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in kabr-i şerifinin kıbleye bakışta sol tarafında dar bir koridor olup buradan Türbe içine giriş kapısı vardır.
Ve her zaman kilitlidir haliyle.
İkinci Ümre haccımızda oğlum Alper Vahitle Ashab-ı Suffenin yerinde namaz kıldık ve bekliyoruz.
O kapıdan girmek istemekteyim ama zor iş..
Kalktık kapıya yaklaştık nafile.
Bir zât geldi kırmızıya yakın renkte sakalı olan giyimi çok düzgün Arap.
Başkaları da var hizmetinde.
Bendenize de eliyle işaret ederek Arapça: Siz de buyurun! dedi.
Koridorun sonu sağa açılan ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in kabr-i şerifine giriş kapısında bitti.
Ancak kapı yarıdan yukarı camlı ve perdesizdi.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in kabr-i şerifini,
Dizi hizasından Ebu Bekir (radiyallahu anh)ın kabr-i şerifini,
Onun dizi hizasından Ömer (radiyallahu anh)ın kabr-i şerifini huşu ile SEYR ettik..
Ancak içerde kapının önünde ve yakınında başka mezarlar vardı ben üçünü net saydım.
O zâta: Bunlar kim? dedim.
Birden yanıma geldi elini ağzına götürüp sus! işareti yaptı.
Sonra kulağıma: Ehl-i Beyt aleyhisselâm bunlar! dedi.
Soru yok anlamında başını sallayarak ayrılırken bu zâtı tanıdım:
Ben seni geçen sene görmüş müydüm? dedim..
Gülerek: Ömrümüz HAYR olsun! dedi
Burada yatmakta olan Ehl-i Beyt aleyhisselâmın SIRRda olduğu içime doğdu..
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e, Ailesine, Ehl-i Beytine, ashabına ve ümmetine selâm olsun!
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
kulihvani yazdı:
ZEVK 1001
Subh-i dem tesbih et HAKKı, sırrına Settâr istersen
Ehl-i Beytin eteğin tut! Haydar-ı Kerrâr istersen
Balık gibi çıkma sudan, DERYAda DAMLA İhvâni
Tebdil et! Ebdâl ol! Âşık, ebedî Ebrâr istersen
17.03.1994 17:00
Subh : Sabah vakti. Sabah. Tan vakti. Şafak zamanı.
Subh-i dem : sabah vakti.
Settâr : Örten, kapayan gizleyen. En çok gizleyen ve örten.
Haydar : Yiğit, cesur, kahraman. * Hz. Ali'nin (R.A.) bir nâmı, * Arslan, gazanfer.
Kerrâr : Harpte, çekilip tekrar saldırmak. Döne döne saldırmak.
Tebdil : Değiştirmek. Tağyir etmek. Bir şeyi başka bir hâle veya şeye değiştirmek. Beşerî ahlâktan İlâhî ahlâka geçiş
Ebdâl : (Bedil veya Bedel. C.) Evliyâdan, ziyâde nûraniyyet kazanmış olanlar. Evliyâ zümresinden bir cemaat. Arapçada halkın lüzumlu işlerinin tasarrufuna memur bir cemaata denir. (Mâsivâ alâkasından mücerret ve Cenab-ı Hakk'ın muhabbetinde fâni ve müstağrak olan zâtlar.
Ebrâr : (Berr. C.) Özü sözü doğru olanlar, hamiyetliler. Sâdıklar. İyiler. Bire kavuşan.
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
nur_umim yazdı:
İmam Ali Keremullahivechenin DoST DuaSı
Ey ihsanı bol Allah'ım! Sana hamdederim.!
Ey yegâne Ma'bud! Senin önünde eğilirim!
Yücesin, kullarından dilediğine sonsuz nimetler verirsin.
Dilediğini hüsrana duçar edersin!
Ey Yaradanım! Sana sığınırım!
Varlık ve darlık zamanında Sana münâcaat ederim, her an sana yalvarırım.
Gerçi günahlarım çok, fakat Senin afvın ondan daha büyüktür, ümitsizliğe sebep yok.
Eğer Sen de beni kapından kovarsan kime sığınırım, kimden medet beklerim, bana başka kim şefaatçi olur?
Yâ Rab!
Hâlimi görüyorsun, yoksulluğumu biliyorsun.
Gizli niyazımı duyuyorsun!
Beni Sen'den ümit kesenlere katma,
kusuruma bakma, daha fazla bekletme, ümitsizliğe atma!.
Rahmetine güvenim tamdır.
Gönlümdeki aşk ateşini yandır, beni muhabbetine kandır, sevgini eksik etme!. Senin azametin Önünde boyun eğdim, dize geldim, secdeye kapandım,
beni gufranına boğ, azabından esirge!
Allahım!
Dünyâdan sıyrılıp huzuruna gelirken beni, Kelime-i Tevhid'den ayırma!
Senin nârın da hoş, nurun da hoştur.
Senin rahmetinden ümit kesmek ne boştur.
Mal ve oğulların fayda vermediği o korkunç günde senin afvına nail olmak isterim, bana affın yeter, lûtfunu göster!
Sen bana yol gösterirsen hiçbir vakit yolumu şaşırmam.
Sen yol göstermezsen, dalâlette kalırım.
Eğer Senin affın yalnız iyilere mahsus ise ya kötülerin bağışlayıcısı kim olacak?
Herkesin İlah'ı Sen'sin.
Ben ümmetin en müttakîsî olamadımsa, şerîri de sayılmam.
Senin afvına sarılıyorum, îtiraf ederim, günâhım büyük, fakat Senin affın ondan daha büyüktür.
Senin lûtfunu hatırlayınca kalbime tesellî doluyor.
Günahlarımı düşündükçe gözlerimden yaş dökülüyor.
Sen, şânına lâyık olanı yap, beni affet!
Beni, Senin fazlu lûtfundan başka bir yere başvurmayacak bir tıynette yarattın.
Ne umarsam sen'den umarım.
En büyük endişem şudur:
Beni Sen de kapından kovarsan, eli boş çevirirsen hâlim nice olur?
Allah'ım!
Görüyorsun gafiller uykuda, ben ise gece karanlığında el açıp Sana niyaz ediyorum.
Dualarım Sana yükselsin, niyazlarım makbul olsun.
Herkes ne beklerse ancak Senin lûtfundan bekler.
Her biri Cennete girmek ister, Sen bana Cennette dîdârını göster, bu bana yeter!
Ey insanlara doğru yolu göstermek için Peygamber gönderen Allah!
Rasul-i Hâşimi hürmetine, Seni tesbih eden, takdis eyleyen hayırlı ümmet aşkına, bizi imandan, Kur'an'dan, İslam'dan ayırma!
Müslüman olarak haşret!
Rasulünden şefaat umarım! Beni ondan mahrum etme!
Senden afv-u mağfiret dilerim!
Beni boş çevirme Allahım!..
Âmin!...
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin,
Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
''Her kim bizim sözümüzü red ederse, biz de gönülden onu red ederiz.'' Hazreti Ali keremullahi Veche
Hayal karanlığından, Hakikat aydınlığına çağıran
Sözünü kabul ettik, gönlünüzde ilerlemeyi dileriz ŞAHım!....
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
İmam Nesâî'de ki rivayet:
Ali (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) secde ettiğinde şöyle dua ederdi: Allahım! Senin için secde ediyor, Sana teslim oluyor, Sana iman ediyorum. Yüzüm ve özüm kendisini yaratana, şekil veren ve bu şekli en güzel yapan, göz ve kulak veren Allaha secde etmektedir. En güzel yaratıcı olan Allah, ne kadar kutlu ve yücedir.
(Nesâî, secde 1114; Tirmizî, Dua: 32; Müsned: 691)
Ali (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) secde ettiğinde şöyle dua ederdi: Allahım! Senin için secde ediyor, Sana teslim oluyor, Sana iman ediyorum. Yüzüm ve özüm kendisini yaratana, şekil veren ve bu şekli en güzel yapan, göz ve kulak veren Allaha secde etmektedir. En güzel yaratıcı olan Allah, ne kadar kutlu ve yücedir.
(Nesâî, secde 1114; Tirmizî, Dua: 32; Müsned: 691)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4967
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
DOST ALİ (kv)!
Âşıkların ahı Ali
Şahin şahlar Şahı Ali
Aşkın sır sabahı Ali
Ehl-i Beytin Alisi Dost!..
*
Naz-Niyazdayken neslimi
Aşka ayırmış faslımı
Âşık eyledi aslımı
Ehl-i Beytin Dolusu Dost!..
*
Gavsül-Azam Sevdâ Pîri
Ölüsün eyleyen diri
Kervana kattı Kıtmiri
Ehl-i Beytin Ulusu Dost!..
*
Aşk Mülkün tapısı Ali
Yapanın yapısı Ali
Aşk şehrin kapısı Ali
Ehl-i Beytin Velisi Dost!..
*
Aşk menbağın özler gezer
Âşık aşkın gözler gezer
İhvâni izin izler gezer
Ehl-i Beytin Delisi Dost!..
15.03.1995 17:47
Âşıkların ahı Ali
Şahin şahlar Şahı Ali
Aşkın sır sabahı Ali
Ehl-i Beytin Alisi Dost!..
*
Naz-Niyazdayken neslimi
Aşka ayırmış faslımı
Âşık eyledi aslımı
Ehl-i Beytin Dolusu Dost!..
*
Gavsül-Azam Sevdâ Pîri
Ölüsün eyleyen diri
Kervana kattı Kıtmiri
Ehl-i Beytin Ulusu Dost!..
*
Aşk Mülkün tapısı Ali
Yapanın yapısı Ali
Aşk şehrin kapısı Ali
Ehl-i Beytin Velisi Dost!..
*
Aşk menbağın özler gezer
Âşık aşkın gözler gezer
İhvâni izin izler gezer
Ehl-i Beytin Delisi Dost!..
15.03.1995 17:47
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4967
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4967
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
kulihvani yazdı:
Her İlmin Câmi'i
Hazreti İmâm-ı Alî (keremullahi veche):
Her ilmin câmii Kurân, Onun câmii Fâtiha, onun câmii Besmele ve onun câmii Be harfi, onun da câmii Noktasıdır... buyurmuştur.
Câmi' : Cem'edici, toplayıcı, içine alan. Cem'etmiş, toplamış bulunan, hâvi ve muhit olan.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4967
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- pusat
- Üye
- Mesajlar: 25
- Kayıt: 17 Tem 2009, 02:00
BİR BAŞKA GÜN DE BİR BAŞKA ADAM HUZURUNA GELDİ:
-EY ER DEDİ SEN KİMSİN?
ŞİBLİ HAZRETLERİ GÜLÜMSEDİ VE DEDİ:
-"BE" HARFİ ALTINDAKİ NOKTA !.
O ADAM NAZLI BİR EDA İLE DEDİ Kİ:
- EY PİR ! SEN HERHANGİ BİR ŞEYİ NEFSİNE MAL ETMEMEK ŞARTİYLE.
YÜCE ALLAHIN BEĞENDİĞİ KİMSELERDENSİN!...
iMAM ŞİBLİ
İSTANBUL VE ANADOLU EVLİYALARI
BİRİNCİ CİLT SAYFA:145 SATIR: 14...20
MUSTAFA NECATİ BURSALI
-EY ER DEDİ SEN KİMSİN?
ŞİBLİ HAZRETLERİ GÜLÜMSEDİ VE DEDİ:
-"BE" HARFİ ALTINDAKİ NOKTA !.
O ADAM NAZLI BİR EDA İLE DEDİ Kİ:
- EY PİR ! SEN HERHANGİ BİR ŞEYİ NEFSİNE MAL ETMEMEK ŞARTİYLE.
YÜCE ALLAHIN BEĞENDİĞİ KİMSELERDENSİN!...
iMAM ŞİBLİ
İSTANBUL VE ANADOLU EVLİYALARI
BİRİNCİ CİLT SAYFA:145 SATIR: 14...20
MUSTAFA NECATİ BURSALI
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Hakan yazdı:DOST ALİ (kv)!
Âşıkların ahı Ali
Şahin şahlar Şahı Ali
Aşkın sır sabahı Ali
Ehl-i Beytin Alisi Dost!..
*
Naz-Niyazdayken neslimi
Aşka ayırmış faslımı
Âşık eyledi aslımı
Ehl-i Beytin Dolusu Dost!..
*
Gavsül-Azam Sevdâ Pîri
Ölüsün eyleyen diri
Kervana kattı Kıtmiri
Ehl-i Beytin Ulusu Dost!..
*
Aşk Mülkün tapısı Ali
Yapanın yapısı Ali
Aşk şehrin kapısı Ali
Ehl-i Beytin Velisi Dost!..
*
Aşk menbağın özler gezer
Âşık aşkın gözler gezer
İhvâni izin izler gezer
Ehl-i Beytin Delisi Dost!..
15.03.1995 17:47
kulihvani yazdı:
Allah Teâlâ Habibi Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) hatırına Muhammedî Nur Canlarını,
Sırr-ı Süveydâ - Sırr-ı Ali'ye (keremellehi veche) erdirsin!
İnşâallah..
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5157
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
ZEVK 2192
Yâ RABBIM!
Sırr-ı Kurân hakkı için, ihsân eyle ilmel-haifin
Hûbb-i Habib hakkı için, ikrâm eyle ihlâsel-mûkînin
El-i Ehl-i Beyt hakkı için, lûtfeyle tevbetes-sıddîkin
HAKKı bilir halk hakkı için, inâm eyle şükres-sabîrin...
YÂ RABBİM!
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
YÂ RABBİM!
Yâ RABBIM!
Sırr-ı Kurân hakkı için, ihsân eyle ilmel-haifin
Hûbb-i Habib hakkı için, ikrâm eyle ihlâsel-mûkînin
El-i Ehl-i Beyt hakkı için, lûtfeyle tevbetes-sıddîkin
HAKKı bilir halk hakkı için, inâm eyle şükres-sabîrin...
YÂ RABBİM!
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
YÂ RABBİM!
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5157
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
ZEVK 2197
Yâ Rabbenâ. Salât-ü-Selâm et, MUHAMMEDÜl-Melce-i Fukaraya.
Muhtarül- Seyyidül- Beşer, Şefi-i Rûz-i cezâya!
Efsahül- Kelâma-Server-i Enâma, Ecmelül- Enbiyâya
Bâis-i Hilkat-i Kâinâta, DOST Muhbub-i Kibriyâya!
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
Yâ Rabbenâ. Salât-ü-Selâm et, MUHAMMEDÜl-Melce-i Fukaraya.
Muhtarül- Seyyidül- Beşer, Şefi-i Rûz-i cezâya!
Efsahül- Kelâma-Server-i Enâma, Ecmelül- Enbiyâya
Bâis-i Hilkat-i Kâinâta, DOST Muhbub-i Kibriyâya!
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
ÂMİN!*
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5157
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
ZEVK 2198
Yâ Rabbenâ! Salât-ü-selâm et, Habibin MUHAMMEDÜl-Mustafaya
Fâtimâtüz- Zehra anama, AŞKın ÂSLı Ehl-i Beyt-ü-âl-i Abâya
Keremullahi Vecheye, Alîyyül- Haydârül- Mûrtezâya
Ahsenül-hülûk Hasana, Hüseynî Şehîdül-Şah-ı Kerbelâya...
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
ÂMİN!*........................................ *ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
Yâ Rabbenâ! Salât-ü-selâm et, Habibin MUHAMMEDÜl-Mustafaya
Fâtimâtüz- Zehra anama, AŞKın ÂSLı Ehl-i Beyt-ü-âl-i Abâya
Keremullahi Vecheye, Alîyyül- Haydârül- Mûrtezâya
Ahsenül-hülûk Hasana, Hüseynî Şehîdül-Şah-ı Kerbelâya...
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
ÂMİN!*........................................ *ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
ÂMİN!*.........................................*ÂMİN!
****ÂMİN YÂ RABBİM ÂMİN****
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5157
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
kulihvani yazdı:
ALİ (kv) YÂRdir!..
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
İmam Ali Keremullahiveche Efendimize;
Ehl-i Beytî
Muhammedî
Kurânî
Rabbanî
Salât, Selâm, Sevgi ve Saygılarımızı sunarız
Elhamdülillahirabbilâlemin...
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
ZEVK 2185
"Zıd"ların zevkinde zâhir, Celâlî ile Cemâlî
"Bâtın=Bilelik Tevhidi" HAKK'a kulluğun Kemâli
"ALLAH var!" nokta. Söz bitti! "Hakk ilim bir nokta idi,
Onu câhiller çoğalttı!..." buyuran İmâm-ı Âli...
Kul ihvani
''Her kim bizim sözümüzü red ede. Biz de gönülden onu red ederiz!..''
Hazreti ALİ keremullahiveche
Hayal karanlığından, HAKİKAT aydınlığına çağıran Sözünü kabul ettik, gönlünüzde daimlik dileriz ŞAHım!
kulihvani yazdı:
ALİ (kv) YÂRdir!..
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
İmam Ali Keremullahiveche Efendimize;
Ehl-i Beytî
Muhammedî
Kurânî
Rabbanî
Salât, Selâm, Sevgi ve Saygılarımızı sunarız
Elhamdülillahirabbilâlemin...
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12893
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
DOST EHL-İ BEYT (as)
Muhabbet aşkın mihengi
AHMEDUL-AHAD âhengi
Ravzasının rızâ rengi
Alımız dost Ehl-i Beyte (as)
Aşk Arısın göz bebeği
Görenin gönül gerçeği
Yedi dağımız çiçeği
Balımız dost Ehl-i Beyte (as)
Aşkın şemâil şeklidir
Kalb-i Muhammed köklüdür
Salât u selâm yüklüdür
Dalımız dost Ehl-i Beyte (as)
Aşkın ilâcıdır AKL a
Yoluna yoldaş olmakla
Sırdır aramızda HAKK la
Hâlimiz dost Ehl-i Beyte (as)
Şehiduş- Şâh tır Yârimiz
ARZ ından ARŞ a zârimiz
Beşiğimiz mezarımız
Salımız dost Ehl-i Beyte (as)
Dost Mukaddes Tuvâ dayız
Elem neşrah Duhâ dayız
Gece gündüz duâdayız
Elimiz dost Ehl-i Beyte (as)
Sende ben, Bende sen çile
Yollarımız kesen çile
Yersiz yurtsuz esen çile
Yelimiz dost Ehl-i Beyte (as)
SUBHÂNın şeen şevkiyiz
Makarr-ı Aşka mevkiyiz
Fatmatuz- Zehrâ zevkiyiz
Dilimiz dost Ehl-i Beyte (as)
Nûr-u Muahmmedle bir kez
Buluşunca herşey-herkez
MUHİT i döndüren MERKEZ
Mil imiz dost Ehl-i Beyte (as)
Seven, sevilen iledir
Çeken, çektiren bile dir
Ehl-i beyt yolu çile dir
Yolumuz dost Ehl-i Beyte (as)
Salât-Salâvât SILA dır
Âşıklara esselâdır
Yüreğimiz Kerbelâ dır
Çölümüz dost Ehl-i Beyte (as)
Şu ân, şeen neşesiyiz
Sırr-ı Subhânın sesiyiz
Kün feyekün! kölesiyiz
Ulumuz dost Ehl-i Beyte (as)
CANa çile ekenimiz
Kader keder çekenimiz
Bülbülümüz dikenimiz
Gülümüz dost Ehl-i Beyte (as)
Kâr-u-Belâ kandığımız
Aşkla adın andığımız
YÂR yoluna yandığımız
Külümüz dost Ehl-i Beyte (as)
Kul İhvâni Tâhirîyiz
Evvel-Âhir Mâhirîyiz
Bâtın Zevk-i Zâhirîyiz
Tülümüz dost Ehl-i Beyte (as)
14.02.2002 20:30
EHL-İ BEYT (as) : Ev ehli, evdeki çoluk çocuk. Daha ziyade Hz. Peygamberimizin (A.S.M.) evine mensub olanlar bu isimle anılırlar. Hz. Peygamberin (A.S.M.) kendisi ile beraber, kızı Hz. Fâtıma Validemiz, damadı Hz. Ali ve torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den (R.A.) müteşekkil hey'et. "Hamse-i âl-i abâ" da denir. Hz. Peygamber'in (A.S.M.) giydiği abâsını mezkur sahabe-i güzin hazeratının üzerine örterek hususi dua ettiğinden bu isimle anılmaları meşhurdur.
Mihenk : (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. * Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yarayan vasıta.
Şemâil : Şimal. C.) Huylar, ahlâklar, tabiatlar.
Sır : Sırr. Gizli hakikat. Gizli iş. Herkese söylenmeyen şey. * Müşâhedetullah'ın mahalli bulunan kalbdeki lâtife. * İnsanın aklının ermediği şey. Allah'ın hikmeti.
Hâl : Durum, vaziyet. Görünüş. Tavır. Suret. Keyfiyet. * Cezbe. * Dert, keder, elem. * Mecâl. Kuvvet.
Şehidüş-Şâh : Şahın Şehidi Hz. Hüseyin aleyhisselam.
Mukaddes Tuvâ : Övünmüş, senâ edilmiş şey. * Tur-i Sina dağı eteğinde bir vâdinin adı. * Örülmüş kuyu.
Elem neşrah: Kurân-ı Kerîmde 82. Sûre. "İnşirâh" açılmak, genişlemek, sevinmek manalarına gelir. Duhâ sûresinden sonra Mekke'de inmiştir. 8 (sekiz) âyettir. Bu sûrede Peygamberimizin, çocukluğunda risalete hazırlamak üzere kalbinnin açılıp arıtılmasından söz edilmektedir. Ayrıca, onun getirdiği dindeki kolaylıklara dikkat çekilerek Allah'a şükretmeye teşvik edilmektedir.
Duhâ : Kurân-ı Kerîmde 93. Sûre. Duhâ, kuşluk vakti demektir. Sûre, adını ilk ayette geçen bu kelimeden alır. Fecr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir. Sûrede âhir zaman Peygamberinin hususiyetlerinden biri yani yetim oluşu ele alınır ve kendisi teselli edilir.
Şeen : Şen. İş, yeni olan hâl. * Şan. * Tavır. * Hâdise. * Vâkıa. * Kasdetmek. * Emr ü hâl. * Tıb: Baştan göze gelen kan damarı. Baştan kaşa, kaştdan göze kan getiren iki damar ismi. * Fls: Bir şeyin hususiyetinin fiilî tezâhürü, neticesi ve eseri.
Şevk : Çok istek, şiddetli arzu. * Neş'e. *Bir şeyi bir yere şeye sağlamca bağlama. * Memnun. Şâduman. (Bak: Himmet, Şavk)
Makarr : (Karar. dan) Karar yeri. Karargâh. Kararlı yer. Merkez. Pâyitaht.
Fatmatüz- Zehrâ : Hz. Resul-i Ekremin (A.S.M.), Hz. Hatice'den doğma kızı. Hicretten 18 yıl önce doğmuş, Hz. Ali ile evlenmiş ve Hz. Hasan ve Hüseyin'in vâlideleri olmuştur. Peygamberimizden (A.S.M.) 6 ay sonra dâr-ı bekaya göçmüştür. (Radıyallahü anha)
Kerbelâ : Irakta Seyyid-üş şühedâ Hz. İmam-ı Hüseyin Efendimizin (R.A.) meşhed-i mübârekleri olan yer.(Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâya.Düşdü Hüseyin atından sahra-yı Kerbelâya) (Kâzım)
Kün! feyekün : Ol! Ve müteakiben olur. Hükm-ü İlâhinin icra emri.
Kâr-ü-Belâ : Kâr elde etmek ile belâ çekmenin atbaşı olması. Kerbelâdaki can ile şehâdet şehidliği meydanı..
Mâhir : Becerikli, hünerli, san'atkâr.