TEVHİD

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

TEVHİD

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

TEVHİD

Azîz kardeşim;
İbâdetler, Emrullahı hakkıyla yerine getirmedir.
Emrullahın sebebi ve aslı ise Muradullah olup TEVHİD dir.
Sonucu tevhid şehâdetine çıkmayan ibâdetler (kulluk gerekleri) içi boş su bardakları gibidir.
Hayâl olup Hakikat Suyu’na hasrettir.
"ASL"a ulaşım “AŞK” iledir.
Çekirdekleri çiçek eden, tohumdan tohuma tevhid türküsü “AŞK”tır.
Aşkın "Asl"ı ise kâinâtın mayası olan şerîat ve şefâatın şahı Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)dir...
“Nur-u Mîm” dir…

Biz Hak Âşıklar gönlümüzce düşünür ve yaşarız.
Ancak, sahibimiz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i izleriz...
Baş-ayaksız bilye gibi yürürüz, yersiz-yurtsuz rüzgâr gibi eseriz...
Anlayanla hemhâliz, anlamayana dellâliz...
Kurbet ehli meçhûlleriz...
Vahdetle zıdları zevk ederiz...
Köre göz, düşküne asa, Firavun'a Musa (aleyhi's-selâm) yız!..

Hakk Âşıklar, içinde sıdk ilmi, dışında adl edebî (hüsn-ü hulûk) ile vahdet neşesinde yaşarlar...
Vücûd - vicdân - can - canan...
Vahdetin bu ucunda şâhidin bilişi, öbür ucunda meşhudu buluşu vardır.
Vahdet; vücûdun nokta-i istisnâsı, şuûnun sidre-i müntehasıdır. Şuûn, şe'nin çoğuludur.
Şe'n (şeen) ise: yeni iş, yeni çıkan hâl olup nabız atar gibi "Kûn fe yekûn..." dür...
Vücûden kul, kendi Ene (benlik) sini fâni etmeden "vahdet"i kupkuru bir lâf sanıp "Ene'l-HAKK" derse, vahdet-i vücûdu, dâr ağacında bulur...
Her şey özünden dirilir.
Özünden ölür...
Yüzünden sanan ahmaktır...
Vahdet; vücûd işi değil vicdân-can-canân işidir...
Ente RABBİ!..
Lâ ilâhe illâ ente. Ente halakteniî!..
Sen RABBimsin... Senden başka ilâh yoktur...
Beni Sen yarattın kulluk sırrına erip EL AHADU'l-VAHİD (celle celâluhu)'in hududuna saygıdır.
Vahdet şuûru...


" ilâhe illâ ALLAH": diyen mâsivâdır, tüm sistem Sahibinin tevhidini söyler. (genel tevhid)

" ilâhe illâ Hu" : diyen aklı olan insan sûretindeki bizleriz. (gaibî tevhid)

" ilâhe illâ Ente" : buyuran Resûlullah(sav) Rahmetenli'l-âlemin. (muhatabî tevhid)

" ilâhe illâ Ene": buyuran Bizzât ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂLdir.(mütekellimî tevhid)

İbâdet; emredilen kulluk görevi olup Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in öğretip tatbik ettiği gibi ve ALLAH Tealânın rızası için yapılır.
Uçup kaçmak ve hayal içinde ömür tüketmek için değil...
Evet... İnsanoğlu aslî vatanından ayrılmış; can, cisime girmiş cehâlet çukuruna düşmüş ve boynuna takılan ezel misâkı ile fânî âleme tenezzül etmiştir.
Sılasını özlemeye ve tertemiz gitmeye, kemâlâta ve terakkiye Mecbur ve Me'murdur.
İstese de istemese de saat ve kural çalışıyor...
Muhtaç ve Mahkûmdur.
Kulun kabiliyet ve isti'dâdı ise gayreti gerektirir.
Nefsin makamları (bebeklik-gençlik-olgunluk-pîr-i fânilik) kulun doğru tercih ve samîmî gayretleriyle elde edilir.
Sırt üstü yatarak lâf-ı güzâfla sofuluk olur sûfîlik değil...


Resim--- ALLAH Tealâ (celle celâluhu) "Ey imân edenler! ALLAH'tan korkun O'na yaklaşmaya yol arayın ve O'nun yolunda cihâd edin ki iflâh olasınız..." (Maide 5/35)

Cehd; gayret, çalışma, çabalamadır. Kuru lâf ebeliği değildir. ALLAH Tealâ'ya yaklaşım gayretini, kulun kendi gafleti keser... ALLAH Tealâ'ya yaklaşım yolunun tâa kendisi ilk önce Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir. Kul için en güzel örnek Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir.

Resim--- ".... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan sakının. ALLAH'tan korkun. Çünkü ALLAH'ın azabı çetindir." (Haşr 59/7)

ALLAH Tealâ'ya yaklaşım (istikamet) için ilk iş Resûlüne teslimiyyet ve imândır.
Sözlerine (nakl), fiillerine, ahlâkına ve hâllerine tâbi' olmaya ve itâat etmeye canla başla gayret ve cehd etmektir.
Cehâlet, bilgisizlik cehennemidir.
Kulluk kemâlâtı (olgunlaşması) ise; ilme'l-yakîn biliş, ayne'l-yakîn buluş ve Hakke'l-yakîn oluştur...
Sırf Sûfîlerin Muhammedî tasavvufu da budur.
Ham sofuların tasavvurunu ise piyasaya bakarsan görürsün...

Seyr-ü sülûk denilen husus;
Teslimiyyet için Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e seyr,
İstikamet için Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in imâmlığında istikamet seferi (sülûku) dur.

Bunun için;
Bedeni Terbiye için Gayret,
Nefsi Tezkiye için Himmet,
Kalbi Tasfiye için Şefâat,
Ruhu Tecliye için Hidâyet gerekir.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5155
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
HAS-AN
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 570
Kayıt: 02 Tem 2009, 02:00

Mesaj gönderen HAS-AN »

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/gullu.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5155
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5155
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
HAS-AN
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 570
Kayıt: 02 Tem 2009, 02:00

Mesaj gönderen HAS-AN »

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/gullu.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5155
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

kulihvani yazdı:

TEVHİD

Sıyır seyrin perdesin
Kimsin - nesin – nerdesin?
Dinle Âşığın sesin
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Ateş düşsün özüne
Yaşlar dolsun gözüne
Tevhid sinsin sözüne
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

İşte bu gün Din Günü
HAKK’a döndür yönünü
Görmek için önünü
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Başını bağrına çek
Senin için Tevhid tek
“Başka ALLAH yok!” demek
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Nûr-u Muhammediyiz
HAKK’a hâlis dinimiz
HAKK için Tevhidimiz
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Aşkın İmamı Ali
Aşk ü Cezbe kemâli
Dervişin dâim hâli
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Aşk sabahı Geylanî
Âşık ahı Geylanî
Tevhid şahı Geylanî
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Kuddûs’un Kuddûsi’sin
Deruni dinle sesin
Silsin gönül perdesin
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Söz etme Tevhidsizle
Eren esrârın gizle
Ehl-i Beyt izin izle
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Tevhid bilene hece
Bilmeyene bilmece
Söyleriz gündüz-gece
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Ezel Yazanı Tevhid
Ebed ezanı Tevhid
Aşkın düzeni Tevhid
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Arı – duru saf Tevhid
Kalb= Kâbe tavaf Tevhid
Tevbe Tevhid - af Tevhid
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Yarını – dünü düşün
Bu gün nedir görüşün
Tevhid canı cünbüşün
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Tevhid Sırrın Sûrudur
Âşıklar gururudur
Dost Muhammed Nûrudur
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Göz yaşıyla abdesti
Alsın Âşıklar mesti
Muhabbet Meltemi esti
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

İlim – İrade – İdrak
Yaşamaktır İştirak
Söksün diyorsan şafak
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Zerrelerin ünlesin
Sesin ruhun dinlesin
Arş ü Semâ dinlesin
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

İlk sözün – son sözün bu
Lâ İlâhe İllâ Hu
Tevhid ilâhi duygu
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Gönül Gârı’na çekil
Benlik Perdesi’ni sil
Tevhid sensin, kendin bil!
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

Resim

Kul İhvâni serseri
Aşk olsun meydan eri
Ebedi –ezel beri
Lâ ilâhe illâ ALLAH
Muhammed Rasûlullah…

02.05.1995 03:56
Karanlıkta..
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
HAS-AN
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 570
Kayıt: 02 Tem 2009, 02:00

Mesaj gönderen HAS-AN »

kulihvani yazdı:Resim


ZEVK 1610

Şu Zulmet-i Beşeriyyet, Kâinâtta KESRET Sözü
HAKK’ın NÛR-u Hakikatı ve de VAHDET ile MESTÛR
Lâ ilâhe illâ ALLAH! AYNı ŞEY’in İKİ YÜZÜ
Ağzınla kuş tutsan boşa, KÂMİLin KALBİnde DESTÛR…


06.12.1999 10:34

Zulmet: Karanlık. * Mc: Sıkıntı.
Beşeriyyet: İnsanın tab' ve hilkati ve fıtrî halleri. İnsanlık.
KESRET: Çokluk, sıklık. * Bir şeyin ekserisi ve muazzamı. Bolluk. (Bunun zıddı kıllettir)(Hayat, kesrette bir çeşit tecelli-i vahdettir. Onun için ittihada sevkeder. Hayat, bir şeyi her şeye mâlik eder. M.)(...Hem bütün âlemlerin Rabbi kesret tabakatında vahdaniyeti ilân etmek istemesine mukabil; en azamî bir derecede bütün merâtib-i tevhidi ilân eden, yine bizzarure O Zâttır. S.)
MESTÛR: Örtülmüş. Setredilmiş. Gizlenmiş. (Bak: Tesettür)
DESTÛR: f. İzin, müsaade. Şerlilerden kurtulmak için söylenen söz. * Allah'ın inayeti.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/gullu.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1119
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur_umim »

TEVHİD

“Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in (asm) Allah’ın peygamberi olduğuna kalbi ile samimi olarak şehâdet eden her kula Allah (cc) cehennemi haram kılar.” (Buharî)

" اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ وَ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسوُ لُهُ "
“Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın kulu ve elçisidir." sözlerine "Kelime-i Şehâdet" denir.

Şehâdet, imanın gereği ve ibadetlerin kaynağıdır.
Şehâdet olmadan itikat, ibadet ve muamelat olmaz.
Şehâdeti söyleyen kimse kalbiyle de tasdik etmişse mümin olur.
Şehâdet getirmeyen bir kimseden namaz kılması, oruç tutup, zekât vermesi, hacca gitmesi istenemez.

“لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ diyene ne ölüm anında ne de kabirde korku ve yalnızlık yoktur.” (Taberanî)

Kelime-i Şehadet İslamın birinci ve şartsız şartıdır:

“İslam; Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekât vermen, Ramazan orucunu tutman, eğer gitmeye gücün yeterse Kâbe’yi haccetmendir.” (Buharî)

Kelime-i Şehadet Cennet kapılarını açar:

“Allah (cc) katında şehadet ederim ki; kalbinden sıdk ile Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Allah’ın peygamberi olduğuma şehâdet edip sonra halini düzelten herhangi bir kul ölürse mutlaka cennete gider.” (Tergib ve Terhib)

"Kimin (hayatta söylediği) en son sözü لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ olursa cennete gider.” (Kütüb-i Sitte)*

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cennet kapılarına kadar geldi, fakat kapılar yüzüne kapandı. Getirdiği kelime-i şehâdetler geldi, elinden tutarak Cennete girdirdi.” (Taberanî)

*İslâm uleması, bu ve benzeri hadislerde zikredilen "لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ " tâbirinden maksadın kelime-i şehâdet olduğunu belirtirler.

Kelime-i Şehadet Cehennemi haram kılar:

“Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in (asm) Allah’ın peygamberi olduğuna kalbi ile samimi olarak şehâdet eden her kula Allah cehennemi haram kılar.” (Buharî)

Ehl-i Sünnet akidesi, az da olsa, bir hayır yapan mü'minin, cezasını çektikten sonra cennete gideceğini kabul eder. Mü'min olarak kabre giren bir kimse ebedî olarak cehennemde kalmayacaktır. (Kütüb-i Sitte)

Kelime-i Şehadet, Efendimiz’in (asm) şefaatine vesiledir:

Ebu Hureyre (ra) şöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasûlü! Kıyamet gününde şefaatinden en çok yararlanacak ve mutlu olacak olanlar kimlerdir?” diye sordum. Şöyle buyurdular:
“Kıyamet gününde şefaatimden en çok yararlanacak ve mutlu olacak olanlar ihlâsla “لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ” diyenlerdir.” (Buhari)

Kelime-i Şehâdet tartıda en ağır gelen ameldir:

İbn-u Amr İbni'l-As anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki:
"Aziz ve celil olan Allah (kıyamet günü), ümmetimden bir adamı mahlûkatın üstünden seçer ve onun için doksan dokuz büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Rab Teâlâ adama sorar: "Bu defterde yazılı olanlardan bir şey inkar ediyor musun? Muhafız kâtiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?" Kul:

"Ey Rabbim! Hayır! (Hepsi doğrudur!)" der. Rab Teâlâ sorar:

"(Bunları yapmada beyan edeceğin) bir özrün var mı?" Kul der:

"Hayır! Ey Rabbim!" Aziz ve celil olan Allah:

"Evet! Senin bizim yanımızda (makbul, büyük) bir de hasenen var. Bugün sana zulüm yapmayacağız!" buyurur. Hemen bir etiket çıkarılır. Üzerinde " اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ وَ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّداً رَسوُلُ اللّهِ " yazılıdır.

Sonra, Rab Teâlâ der: "Ağırlığını (yani amellerinin ağırlığını) hazırla!" Kul sorar:

"Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki bu etiket de ne?" Rab Teâlâ der: "Sana zulmedilmeyecek! Hemen defterler Mizan'ın bir kefesine konur, etiket de diğer kefesine. Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, etiket ağır basar. Esasen Allah'ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz." (Tirmizî)

Kelime-i Şehâdet Mizan’da yedi kat yer ve gökten ağır gelecektir:

“Sana “ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ” demeni tavsiye ediyorum. Çünkü bu söz terazinin bir kefesine, gökler ve yerler de diğer kefesine konsa “ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ” kefesi ağır basacaktır. Eğer yerler ve gökler onun etrafını kuşatacak olsa bu söz onları yarıp geçerek Allah’ın huzuruna varır.” (Hayatü’s Sahabe)

Kelime-i Şehâdet günah yığınlarını yıkıp târumar eder:

“Ey Ebu Hureyre! Can çekişen kimseye “ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ”'ı telkin et; zira لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ , günahlar yığınını yıkıp târumâr eder'.” Ebu Hureyre'nin “Ey Allah'ın Rasûlü! Bu ölüler için böyle... Peki diriler için durum nasıldır?” diye sorması üzerine de şöyle buyurur: “Diriler için, günahları daha fazla ortadan kaldırıcıdır.” (Deylemî)

Kelime-i şehâdet imanı tazeler:

Ebu Hureyre der ki: ”Rasulullah ‘İmanınızı tazeleyiniz.’ buyurdu. ‘Ya Rasulullah! İmanımızı nasıl tazeleyeceğiz?’ denildi. Resulullah: ‘لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ’ ı çok söyleyiniz.“ buyurdu. (Taberanî)

Kelime-i Şehâdet beladan kurtarır:

“Kim لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ derse; bu, içinde bulunduğu bela ve sıkıntıdan kendisini kurtarır” (Taberanî)

Kelime-i Şehâdet iyiliklerin en üstünüdür:

Ebu Zerr (ra) şöyle anlatıyor; Hz. Peygamber’e:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Bana tavsiyede bulununuz!” dedim.
“Bir kötülük yaptığında hemen arkasından bir iyilik yap ki onun günahını silsin!” buyurdular. Bunun üzerine;
“Ey Allah’ın Rasûlü! “لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ” sözü de iyiliklerden sayılır mı?” diye sordum.
“O iyiliklerin en üstünüdür.” cevabını verdiler. (Hayatüs-Sahabe)

Kelime-i Şehâdet en üstün zikirdir:

“Allah'ı zikrin (anmanın) en üstünü “لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ”, duaların en güzeli de “ اَلْحَمْدُ لَلّه " cümleleri ile olur.” (İbn-i Mace)

Cenab-ı Hakk’ın büyüklüğünü, noksanlıklardan münezzehiyyetini, muhteşem idare ve terbiye ediciliğini en yüksek mertebede gösteren “ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ” cümlesi olduğu için Resulullah (asm) şöyle buyurmuştur:

“Ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli ve kıymetli sözleri, “ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ” kelâmıdır.” (Cami’üs Sağir)

Çünkü, “Allah’tan başka ilah yoktur” cümlesi tek bir cümleden ibaret olduğu halde kainat kadar büyük ve geniş mânâları içine almaktadır.
Mesela, bir meyvedeki küçücük bir sanat ve güzellik; Allah’ın varlığını ve güzelliğinin büyüklüğünü gösteren küçük bir ayna iken, “Allah’tan başka ilah yoktur” kelamı bütün Kâinattaki meyvelerin ve nimetlerin “tek elden” çıktığını bildirir.
Böylece, o küçük meyvedeki güzellik, kâinat üzerindeki diğer bütün nimetlerin sanat ve güzelliğiyle birleşerek çok geniş bir ayna olurlar.
Bu da Cenab-ı Hakk’ın varlığını, birliğini, güzelliğinin ve sanatkarlığının büyüklüğünü çok aşikar ve kesin bir şekilde göstermiş olur.
Bu sebeple kelime-i tevhid Peygamber Efendimiz (asm) tarafından tavsiye edilmiş en üstün zikirdir.

Kelime-i Şehâdet bütün kâinatın ortak zikridir:

Şu kâinatta görünen ve görünmeyen bütün tabakalar, “ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ ” diyerek Allah’ın varlığını ve birliğini ilan etmektedir.
Bunun en büyük göstergesi, kâinatı bölünmez bir bütün haline getiren, muhteşem yardımlaşma, benzeyiş, denklik, uygunluk ve bütün zerrelerin büyük bir intizamla Yaratıcının emrine itaat etmesidir.

Kelime-i Şehâdet en sağlam kulptur:

“Ey insanlar! Sözlerin en doğrusu, Allah’ın kitabıdır. En sağlam kulp kelime-i şehadettir.” (İbn-i Asâkir ve Beyhakî)

“Kelime-i Şehâdet’i çokça söyleyin”

'Kim لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّهُ demezse işte o, cennete girmekten imtinâ etmiş ve Allah'tan ürkerek kaçmıştır.
Bu bakımdan onunla aranıza perdeler gerilmeden önce bu mübarek kelimeyi çokça söyleyin; çünkü tevhid ve ihlâs kelimesi budur.
Takvâ kelimesi ve kelime-i tayyibe budur. Bu kelime hakkın dâveti ve kopmaz kulbudur. Bu kelime aynı zamanda cennetin de bedelidir'. (Buharî)

Kelime-i Şehâdet en küçük fiili en büyük fiil kadar kıymetli yapan İlahî bir şifredir:

Bu cümle ile kâinattaki küçük fiiller, en büyük fiil gibi önem kazanır.
Mesela, yeni doğan bir yavrunun doğduğu anda süt ile ihtiyacının karşılanması gibi küçük bir fiil, “Allah’tan başka ilah yoktur” cümlesi ile “bütün kâinatta” her an doğan “bütün yavruların” rızıkları verilerek ihtiyaçlarının karşılanması gibi büyük bir fiili insana gösterir.
Bu büyük fiilde görünen kudret, rahmet, hikmet gibi isimler küçük bir fiilde de görünmüş olur ve kıymet kazanır.

Kelime-i şehâdetin iki cümlesi birbirini ispat eden bir bütün halindedir:

Kelime-i şehâdetin, “Allah’tan başka ilah yoktur” cümlesi ve “Muhammed O’nun kulu ve elçisidir” cümlesi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. İki cümle birbirini ispat eder. Çünkü;
“(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız, o hâlde bana tâbi‘ olun ki, Allah (da) sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın!” Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (Al-i İmran, 31)

Ayetinden anlaşılacağı üzere Allah’ın sevgisini ve rahmetini kazanmak O’nun (cc) habibi olan Hz. Muhammed’e (asm) tabi olmak ve O’nu sevmekle olur.
Zira Cenab-ı Hakk’ı sevmenin ve iman etmenin göstergesi itaat etmektir.
İtaat yolları içinde en kısa, doğru ve Allah (cc) katında en makbul olan yol ise; Habibinin (asm) gösterdiği ve bizzat takip ettiği yoldur.

(alıntıdır)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön