1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
ES SAMEDÜ celle celâlihu
Gönderilme zamanı: 27 Tem 2009, 14:21
gönderen kulihvani
ES SAMEDÜ celle celâlihu
Es Samedu : Herşey kendisine muhtaç olduğu hâlde, kendisi hiçbir kimseye ve hiçbir şeye asla muhtaç olmayan; kasdedilen, yönelilen, ihtiyaçları teminde itimad edilen; yüksek, yüce ve yeterliliği mutlak olan...
Şanı yüce, daim, ihtiyaçların temini için baş vurulan, kendisi zâten ihtiyaçsız eksiksiz olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL...
Samede : Sabit ve devamlı olmak.
Es SAMEDU celle celâlihu:
Kurânda kullara, peygamberlere ve Allah celle celâlihuya nisbet edilerek çokça geçer.
Samd-sumûd Kökünden bir şeye yönelmek..
İhtiyaçların giderilmesi için Tek ve Mutlak Olana yöneliş..
Ona yöneldi, ona niyetlendi..
Samed, içinde boşluk olmayan da demektir.
Şişenin tıpasına "simad" denilmesi de bu köktendir.
Sert olan, yumuşaklığı-gevşekliği olmayan şeye de, "musammed" denilir.
Samed , bütün ihtiyaçlar konusunda, kendisine yönelinilen, başvurulan efendi, büyük!.
Es Samed, ihtiyaçlarda mutlaka kendisine başvurulandır.
--- İbn Abbas (r.a)'ın rivayet ettiği şu hadiste; İhlâs Sûresi nazil olduğu zaman, sahabe:
"Samed nedir?" dediler.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem: "O, ihtiyaçlar hususunda kendisine başvurulan efendidir" buyurdu.
Es Samed : İhtiyaçların giderilmesi için her taaratığın mutlaka yönelmesi şart olan ve karşılıksız karşılayan Tek ve Mutlak Olan; Fakriyyetten Münezzeh El Ganî celle celâlihu..
Acziyyetten Münezzeh El Kadîr celle celâlihu..
Zilletten Münezzeh El Azîzz celle celâlihu..
İlletten Münezzeh Ebedî ve Bâki Olan ALLAH celle celâlihu
Es Samed, Hakk Teâlâ'nın Zâtı ve Sıfatları açısından Vâcibü'l-Vücûd olup, bu ikisinde değişmenin imkansız olması Selbî Sıfatlarına bir işarettir..
Yarttıklarının özelliklerinden Münezzeh anlamında Zâtî-Selbî İsim ve Sıfatlardan.
İhtiyaçların giderilmesi için Tek ve Mutlak Ona yöneliş bakımından ise Fiilî İsim ve Sıfatlardandır.
El Samed celle celâlihu ismi ile;
El Alî celle celâlihu
El Bâkî celle celâlihu
El Kuddûs celle celâlihu
Es Selâm celle celâlihu
El Ganî celle celâlihu
El Muğnî celle celâlihu isimleriyle anlam tümlüğü vardır
Kurân-ı Kerimde:
قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ
اللَّهُ الصَّمَدُ
لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ
---" Kul hüvallahü ehad. Allahüs samed. Lem yelid ve lem yuled. Ve lem yekün lehu küfüven ehad : (1-4) De ki: O, Allah birdir. Allah samed (Her şey O'na muhtaçtır.)dir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.''
(İhlâs 11271-4)
"Allahu's-Samed'' (Allah Samed'dir) ifadesi, varlıklar içinde, AlIah'dan başka "samed" olmamasını gerektirir.
Varlıklar âleminde, Allah Teâlâ'dan başka, bu şekilde bir varlık olmaması gerekir
Hadis-i Kudsîde:
---Allah celle celâlihu :
Halbuki BEN, BİR ve TEKim, Samedim, ne evlad sahibiyim ne deherhangi ebeveynden doğdum, kimse Benim dengim ve benzerim değildir.
(Buharî, Tefsîr,112/1-2)
Dâimmiyyet Dönüşününün Muhammedî SALLinde Es Samedu celle celâlihu Sırrı ve Tecellîsi..
Es Samedu Tecellîsine Mazhar olan Kul; Dünya, Din ve Âhiret İhtiyaçlarını ASL-AnA Kaynaktan almakta demektir.
Sınırlı, Sorumlu ve Zorunlu Hayatı, SORunsuz geçecek demektir..
Re: ES SAMEDÜ celle celâlihu
Gönderilme zamanı: 03 Kas 2011, 07:25
gönderen nur-ye
Es-Salâtü ve’s-selâmü aleyke Yâ Resûlallâh.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''
ـ1ـ عن بريدة رَضِىَ اللَّهُ عَنْه قال: ]سَمِعَ النَّبىُّ # رَجًُ يَقُولُ: اللَّهُمَّ إنِّى أسْألُكَ بِأنِّى أشْهَدُ أنَّكَ: أنْتَ اللَّهُ َ إلَهَ إَّ أنْتَ ا‘حَدُ الصَّمَدُ الذى لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفْواً أحَدٌ، فقَالَ: وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَقَدْ سَألَ اللَّهَ بِاسْمِهِ ا‘عْظَمِ الَّذِى إذَا دُعِِىَ بِهِ أجَابَ، وَإذَا سُئِلَ بِهِ أعْطَى[. أخرجه أبو داود والترمذى
Hadis No : 1778
Ravi: Büreyde
Tanım: Resulullah SALLallahu aleyi ve SELLem , bir adamın şöyle söylediğini işitti: "Allah'ım, şehadet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, SAMEDsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur." Bunun üzerine Efendimiz Resulullah SALLallahu aleyi ve SELLem buyurdular: "Nefsimi kudret dinde tutan Zat'a yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Azamı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Azamla dua ederse Allah ona icabet eder, kim onunla talepde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir."
Kaynak: Tirmizi, Da'avat 65, (3471); Ebu Davud, Salat 358, (1493)
Re: ES SAMEDÜ celle celâlihu
Gönderilme zamanı: 03 Kas 2011, 08:02
gönderen nur-ye
ـ2ـ وعن محجن بن ا‘درع رَضِىَ اللَّهُ عَنْه قال: ]سَمِعَ النَّبِىُّ # رَجًُ يَقُولُ: اللَّهُمَّ إنِّى أسْألُكَ بِاللَّهِ ا‘حَدِ الصَّمَدِ الذى لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدُ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفْواً أحَدٌ، أنْ تَغْفِرَ لِى ذُنُوبِى إنَّكَ أنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ، فقَالَ: قَدْ غُفِرَ لَهُ، قَدْ غُفِرَ لَهُ[. أخرجه داود والنسائى
Hadis No : 1779
Ravi: Mihcen İbnu'l-Edra
Tanım: Resulullah SALLallahu aleyi ve SELLem bir adamın: "Ey Allah'ım, bir ve SAMED olan, doğurmayan ve doğurulmayan, eşi ve benzeri de olmayan Allah adıyla senden istiyorum. Günahlarımı mağfiret et, sen Gafursun, Rahimsin!" dediğini işitmişti, hemen Resulullah SALLallahu aleyi ve SELLem şunu söyledi: "O mağfiret edildi. O mağfiret edildi. O mağfiret edildi!"
Kaynak: Ebu Davud, Salat 184, (985); Nesai, Sehv 57, (3, 52)
Re: ES SAMEDÜ celle celâlihu
Gönderilme zamanı: 03 Kas 2011, 08:11
gönderen nur-ye
Hadis No : 1782
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah SALLallahu aleyi ve SELLem buyurdular ki: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." (Bir rivayette: "Kim o isimleri sayarsa cennete girer" buyurmuştur. Buhari hadisi bu lafızla tahric etmiştir. Müslim'de "tek" kelimesi yoktur) [Tirmizi'nin rivayetinde Resulullah (sav) Allah'ın isimlerini şöyle yazdı: ("O Allah ki O'nda başka ilah yoktur. Rahman'dır. Rahim'dir, El-Meliku'l-Kuddusu, es-Selamu, el-Mü'minu, el-Müheyminu, el-Azizu, el-Cebbaru, el-Mütekebbiru, el-Haliku, el-Bariu, el-Musavviru, el-Gaffaru, el-Kahharu, el-Vehhabu, er-Rezzaku, el-Fettahu, el-Alimu, el-Kabizu, el-Basitu, el-Hafidu, er-Rafiu, el-Muizzu, el-Müzillu, es-Semiu, el-Basiru, el-Hakemu, el-Adlu, el-Latifu, el-Habiru, el-Halimu, el-Azimu, el-Gafuru, eş-Şekuru, el-Aliyyu, el-Kebiru, el-Hafizu, el-Mukitu, el-Hasibu, el-Celilu, el-Kerimu, er-Rakibu, el-Mucibu, el-Vasiu, el-Hakimu, el-Vedudu, el-Mecidu, el-Baisu, eş-Şehidu, el-Hakku, el-Vekilu, el-Kaviyyu, el-Metinu, el-Veliyyu, el-Hamidu, el-Muhsi, el-Mubdiu, el-Muidu, el-Muhyi, el-Mümitu, el-Hayyu, el-Kayyumu, el-Vacidu, el-Macidu, el-Vahidu, el-Ahadu, es-Samedu,
el-Kadiru, el-Muktediru, el-Muahhiru, el-Evvelu, el-Ahiru, ez-Zdhiru, el-Batinu, el-Vali, el-Müte'ali, el-Berru, et-Tevvabu, el-Müntekimu, el-Afuvvu, er-Raufu, Maliku'l-Mülki, Zü'l-Celali ve'l-İkram, el-Muksitu, el-Camiu, el-Ganiyyu, el-Muğni, el-Mani', ed-Darru, en-Nafiu, en-Nuru, el-Hadi, el-Bediu, el-Baki, el-Varisu, er-Reşidu, es-Saburu.") İsimleri bu şekilde, sadece Tirmizi saymıştır.]
Kaynak: Buhari, Da'avat 68; Müslim, Zikr 5, (2677); Tirmizi, Da'avat 87, (3502)