Sen ya MÜRİDsin ya MURAD...
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Sen ya MÜRİDsin ya MURAD...
MÜRİD VE MURAD
Sen ya müridsin ya murad
Ya Allah (C.C.) tarafından istenilen birisin veyahut Onu (C.C.) isteyen bir müridsin.
Mürid olduğunu kabul edersen bütün yüklerin merkezi olduğunu da kabul edersin yahut bütün ağırlıkları omuzunda taşıyan biri olduğunu bileceksin.
Çünkü arayıcısı, arayıcı her güçlüğe katlanmalı; arzusuna ermesi, istediğini bulması için bu yükleri çekmesi gerek.
Talip için beladan kaçmak olmaz.
Nefsine hastalık gelir. Çocuğun ölür, malın çalınır. Bağına bahçene afet gelir. Bunların hepsini hoş karşılayacaksın.
Bunlar, seni manevî günahlardan, kirlerden koruyacaklardır.
Böylece hakikati sevenlere katılacaksın; onları bulacaksın.
Bu mana demek değildir ki bu gibi afetleri arayacaksın Hayır. Gelene razı olacaksın, yani elinde olmadan
Eğer murad isen yine vazifelerin olacak.
O zaman daha ağır bir vazife ile başbaşasın.
İşte o zaman Hakkı (C.C.) sakın itham etme.
Bela gelirse şikayet etme. Sonra kıymetin düşer.
Hakk (C.C.) seni seviyor. Böyle ufak tefek işlerle seni tecrübe ediyor. Seni tam olgun mertebeye çıkarmak için bunlarla deniyor.
Böylece derecen yükselir. Velîlerin derecesine çıkarsın.
Senin derecen onlardan alttır.
Yerinde kalmak mı istersin?
Onların yeri, senin bulunduğun süfli alemden yücedir.
Onların yanına varmak istemez misin?
Bulunduğun durum aşağıdır.
Bu aşağılık içinde kalmayı arzu eder misin?
Sen bunları arzu etsen bile Allah (C.C.) istemez. Çünkü O (C.C.), seni seçmiştir.
Senin için Onun (C.C.) bilgisi, senin bildiklerinden çok üstündür.
O (C.C.), senin için iyiyi seçiyor; en güzeli hazırlıyor.
En yararlı hangisi ise onu söylüyor.
Sen bunları kabul etmekten çekmiyorsun.
Burada sen bazı şeyler diyebilirsin. Mesela:
- Allah (C.C.) madem birini seviyor, onu istiyor neden cefa veriyor? Halbuki bu cefa, en çok sevilene oluyor.
Bu durumda sana Peygamberin (S.A.V.) durumunu anlatmak yeter.
O (S.A.V.), en çok sevilendir. Bununla beraber en fazla cefa çekendir.
Bu hali Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle beyan ediyor:
- Kimsenin yapamayacağı şekilde Allahtan (C.C.) korkarım. Allah (C.C.) yolunda kimsenin çekmediği ezayı çekerim. Öyle zaman oldu ki bir ay yiyecek bulamadım.
Yine buyuruyor:
- Ben Allahı (C.C.) en çok bilenim ve en çok korkanım.
İşte Hadis-i Şerifler.
Bunlar cefaları anlatır.
Sebebi ise ilahi derecelerinin artması içindir.
Onların derecesi ancak dünyada yapılan amelle yükselir.
Dünya ise öbür alemin kazanç yeridir.
Peygamberlerin (A.S.) vazifesi, ilahi emirleri yerine getirdikten sonra sabırlı olmak ve olan işlere mukavemet etmektir.
Sonra bu dünya biter. Öbür alem başlar; ebedî saadete ererler.
Kaynak: Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (K.S.) - Fütûh-ul Gayb (Gizliden Sesler)
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Fuzuli
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Fuzuli
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
ankakusu yazdı:
Ya Allah (C.C.) tarafından istenilen birisin veyahut Onu (C.C.) isteyen bir müridsin.
Mürid olduğunu kabul edersen bütün yüklerin merkezi olduğunu da kabul edersin
arayıcısı, arayıcı her güçlüğe katlanmalı; arzusuna ermesi, istediğini bulması için bu yükleri çekmesi gerek.
Talip için beladan kaçmak olmaz.
Nefsine hastalık gelir.
Çocuğun ölür, malın çalınır.
Bağına bahçene afet gelir.
Bunların hepsini hoş karşılayacaksın.
Bunlar, seni manevî günahlardan, kirlerden koruyacaklardır.
Böylece hakikati sevenlere katılacaksın; onları bulacaksın.
Bu mana demek değildir ki bu gibi afetleri arayacaksın Hayır. Gelene razı olacaksın, yani elinde olmadan
Eğer murad isen yine vazifelerin olacak.
O zaman daha ağır bir vazife ile başbaşasın.
İşte o zaman Hakkı (C.C.) sakın itham etme.
Bela gelirse şikayet etme. Sonra kıymetin düşer.
Hakk (C.C.) seni seviyor. Böyle ufak tefek işlerle seni tecrübe ediyor. Seni tam olgun mertebeye çıkarmak için bunlarla deniyor.
Böylece derecen yükselir. Velîlerin derecesine çıkarsın.
Yerinde kalmak mı istersin?
Onların yanına varmak istemez misin?
Bu aşağılık içinde kalmayı arzu eder misin?
Sen bunları arzu etsen bile Allah (C.C.) istemez. Çünkü O (C.C.), seni seçmiştir.
Senin için Onun (C.C.) bilgisi, senin bildiklerinden çok üstündür.
O (C.C.), senin için iyiyi seçiyor; en güzeli hazırlıyor.
En yararlı hangisi ise onu söylüyor.
Sen bunları kabul etmekten çekmiyorsun?
Burada sen bazı şeyler diyebilirsin. Mesela:
- Allah (C.C.) madem birini seviyor, onu istiyor neden cefa veriyor? Halbuki bu cefa, en çok sevilene oluyor.
Bu durumda sana Peygamberin (S.A.V.) durumunu anlatmak yeter.
O (S.A.V.), en çok sevilendir. Bununla beraber en fazla cefa çekendir.
Bu hali Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle beyan ediyor:
- Kimsenin yapamayacağı şekilde Allahtan (C.C.) korkarım. Allah (C.C.) yolunda kimsenin çekmediği ezayı çekerim. Öyle zaman oldu ki bir ay yiyecek bulamadım.
Yine buyuruyor:
- Ben Allahı (C.C.) en çok bilenim ve en çok korkanım.
Dünya ise öbür alemin kazanç yeridir.
Peygamberlerin (A.S.) vazifesi, ilahi emirleri yerine getirdikten sonra sabırlı olmak ve olan işlere mukavemet etmektir.
Sonra bu dünya biter. Öbür alem başlar; ebedî saadete ererler.
Kaynak: Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (K.S.) - Fütûh-ul Gayb (Gizliden Sesler)
''İSTEKler kişiyi HEDEFine ulaştırır. HEDEFe ulaşmak ALLAHU ZÜ'L-CELALin LUTFu KEREMidir...''
ankakuşum ellerine sağlık, GÖNLÜNe bereket dilerim.... KENDİmi DUYuyorum-KENDİmi OKUyorum-KENDİme UYuyorum.....
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
- habibi
- Özel Üye
- Mesajlar: 1059
- Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00
Gönülden gönüle pencere vardir...
Iki insan birbirine gönülden baglaninca, artik onlar, birbirinden ayri degillerdir. Bedenleri birbirinden uzak düsse de gönülleri beraberdir.
Iki kandilin kaplari birbirinden ayridir. Bitisik degillerdir.
Fakat nurlari birbirine karismistir, birlesmistir.
Hicbir asik yoktur ki, sevgilisi onu aramadikca, o sevgilisi ile bulusmayi dilesin.
Fakat ask, asiklarin bedenlerini zayiflatir, eritir, sevgilileri ise daha da güzellestirir, gelistirir.
Su gönülde, sevgi simsegi parlayinca, bilmis ol ki, o gönülde sevgi vardir.
Kurnazin biri Hz. Ali'ye "Seni cok severim" demis.
Hz. Ali de o kisiye;
"Yalan söylüyorsun. Cünkü ben seni sevmiyorum, senin de beni sevmedigine kalbim taniklik ediyor." Cevabini vermis.
Evet sevgiyi kalp dogrulamalidir. Siz gercekten birini seviyorsaniz, muhakkak o da sizi sevmektedir. Kalbinizde birine karsi sevgi yoksa, onun sevgi iddiasina inanmayiniz, cünkü yalandir.
Senin gönlünde de Allah sevgisi iki kat oldu artti ise,
Süphe yok ki Allah da seni seviyor demektir.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde; "Kul Allah'ini ne kadar severse, Allah da onu o kadar sever." Buyurmuslardir.
Iki el olmadikca, bir elle el cirpilmaz, bir elden ses cikmaz.
Susuz bir kimse; "Ey tatli su, nerdesin?" diye inler, feryad eder...
Su da; " Ey susamis olan, ey su isteyen kisi, neredesin?" diye inler, aglar durur.
Icimize düsen bu susuzluk, suyun bizi istemesinden, bizi kendisine cekmesindendir...
Cünkü Allah bizi onun icin, onu da bizim icin yaratmistir.
Allah'in hikmeti, kaza ve kaderiyle bizi birbirimize asik kilmistir... Biz suyu sevmekteyiz, su da bizi sevmektedir.
Cihanin bütün zerreleri, o ezeli hüküm dolayisiyla cift cifttir. Her cift de birbirine asiktir.
"Cihanin her cüz'ü, her sey asiktir. Her sey sevgili ile bulusmak icin cirpinir durur. Her sey bulusma sarhosudur."
Kehribarin saman cöpünü dilemesi, cekmesi gibi, alemde her cüz de kendi ciftini esini dilemektedir.
Kainatta mevcut bütün varliklarin -cansiz sandiklarimiz, bitkiler, hayvanlar ve insanlar- birbirini sevmesini su kutsi hadisle aciklamislardir: "Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim. Böylece beni bilsinler ve sevsinler diye varliklari yarattim." Her seyde O'nun tecellisi bulundugundan bütün sevgililer O'na aittir.
"Kendi hüsnün hublar seklinde peyda eyledin,Cesm-i asiktan dönüp sonra temasa eyledin."
(Allah'im kendi güzelligini, güzel cehrelere düsürdün. Sonra asikinin gözünden kendi güzelligini seyrediyorsun.r1;
Gökyüzü, yeryüzüne "Merhaba!" der. "Seninle ben kehribarla saman cöpü gibiyiz. Birbirimizi sevmekteyiz." Diye söylenir.
Akla göre; gökyüzü erkektir, yeryüzü ise kadin. Gökyüzünün attigini, verdigini yeryüzü besler, yetistirir.
Mesnevi // 4391- 4395-4400-
alıntı
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9092
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
ZEVK 927
Gündüz gece nice çile çektim baht-ı siyahımdan
Kar gibi oldu ağardı saçlarım Yâre ahımdan
Fecr-i Fazlın ferdâsını sordum şafakta Şahımdan
Ellerim elsiz kalmasın, daim duam ALLAHımdan
11.05. 1992 11:25
Fecr : Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık.
Ferdâ : f. Yarın. Bugünden sonraki gün. * Arabçada: Bir olarak. Tek olarak.
Gündüz gece nice çile çektim baht-ı siyahımdan
Kar gibi oldu ağardı saçlarım Yâre ahımdan
Fecr-i Fazlın ferdâsını sordum şafakta Şahımdan
Ellerim elsiz kalmasın, daim duam ALLAHımdan
11.05. 1992 11:25
Fecr : Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık.
Ferdâ : f. Yarın. Bugünden sonraki gün. * Arabçada: Bir olarak. Tek olarak.
- dostemin
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 533
- Kayıt: 19 May 2007, 02:00
İRADE
Sevgili ne isterse ben de onu isterim
İstemek ne kelime iradem yoktur benim
İrade hep Onundur belki de murad benim
Sevgili ne isterse ben de onu isterim
Allah dilemez ise dileyemez bir insan
Hakkın iradesine boyun eğmektir iman
Gerçekten mümin isen hareketin hep Hakktan
Mürid Odur murad O, irade gelir Ondan
Mutlak külli irade Allahındır Dost Emin
Bizde bir şey yok diyen sufiler gerçek mümin
Tevekkülle boyun eğ Hakk sana verir elin
Müridi ol kulluk et muradı ol Rabbinin
( Bk: DOSTU BULDUK )
Sevgili ne isterse ben de onu isterim
İstemek ne kelime iradem yoktur benim
İrade hep Onundur belki de murad benim
Sevgili ne isterse ben de onu isterim
Allah dilemez ise dileyemez bir insan
Hakkın iradesine boyun eğmektir iman
Gerçekten mümin isen hareketin hep Hakktan
Mürid Odur murad O, irade gelir Ondan
Mutlak külli irade Allahındır Dost Emin
Bizde bir şey yok diyen sufiler gerçek mümin
Tevekkülle boyun eğ Hakk sana verir elin
Müridi ol kulluk et muradı ol Rabbinin
( Bk: DOSTU BULDUK )
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Allah celle celalihu razı olsun Dost Emin Abi yüreğine sağlık selamet...dostemin yazdı:İRADE
Sevgili ne isterse ben de onu isterim
İstemek ne kelime iradem yoktur benim
İrade hep Onundur belki de murad benim
Sevgili ne isterse ben de onu isterim
Allah dilemez ise dileyemez bir insan
Hakkın iradesine boyun eğmektir iman
Gerçekten mümin isen hareketin hep Hakktan
Mürid Odur murad O, irade gelir Ondan
Mutlak külli irade Allahındır Dost Emin
Bizde bir şey yok diyen sufiler gerçek mümin
Tevekkülle boyun eğ Hakk sana verir elin
Müridi ol kulluk et muradı ol Rabbinin
( Bk: DOSTU BULDUK )
Muhammedi MuhabbetlerimİZle.