http://www.muhammedinur.com/modules.php ... eefb6dba94
KUL İHVANÎ LEYL SÛRESİ SOHBETİ(nden bir bölüm alıntıdır.)
(19 Nisan 2009 Sohbeti)
Euzübillahimineşşeytânirracîm!
Bismillâhirrahmânirrahîm!
Nur-u Nun
Nur-u Mim
Ehl-i Beyt
Rıza - Vech
FELAK SURESİ
Felak Sûresinde olduğu gibi her şeyi örter, her şeyi!.
Karanlığı çöküp bastığı zaman geceye!.
Bir yandan BEDENin-Âfakın bir yandan da NEFSin-Enfüsün Gaşşını ANlatır..
Buyurunuz BAKalım İnşâallahu Teâlâ:
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ
--- " Kul e'uzü birabbilfelak : Di ki: Sığınırım Rabbına o Felakın- De ki: «Sığınırım o sabahın Rabbine, ( Felak 113/1)
KUL! Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem, Söyle!"
Bu Hitap Yüce Şahsında DUYup-UY-AN tüm Allahu zülcelâlin kullarına emir ve tavsiyedir!
Euzu, avz, meaz, ıyaz, istiâze, fenalık ve kötülükten yani ŞERden korunmak için başkasına sığınmak, himayesini ve korunmasıns istemektir
De ki: Sığınırım Rabbına o Felakın!
İnsanoğlu elbette gerçek ve tek çaresi, Yaratanına sığıncaktır ve kulluğu da budur:
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
--- " İyyake na'büdü ve iyyake nesteiyn: Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!). (Fâtiha 1/5)
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin Sünnetinde ise açık ve nettir.
--- İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem, bizlere, bütün acılara ve ateşli hastalıklara) karşı şu duayı öğretirdi: "Her direten (muztarib) damarın şerrinden ve cehennemin sıcaklığının şerrinden, Kerim Allah'ın adı ile, Yüce Allah'a sığınırım.
(İbn. Mâce, Tıb, 37(2/1165)
--- Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:"Sizin ikinizi, Şeytandan, belâ ve uğursuzluktan ve her kem gözden, Allah'ın tâm kelimeleri ile, okuyor, (Allah'ın korumasına havale ediyorum)" diyerek Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'e okurdu ve "Babam İbrahim de, oğlu İsmail veîshak'ı böyle diyerek okurdu" derdi.
(Tlrmlzl Tıb, 18 (4/396)
--- Osman b. Ebu'l-As es-Sakafî şöyle demiştir: "Neredeyse beni öldürecek bir acım olduğu halde, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem'e geldim. Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem şöyle buyurdu:
"Sağ elini, o (ağrının olduğu) yerin özerine koy ve yedi defa: "Bulduğum bu şeyin şerrinden, Allah'ın adı ile, Allah'ın İzzetine ve Kudretine sığınırım" de! buyurdu.
(Tirmizi Tıb, 29 (4/408)
Nedir Felak, nedir Felek?..
Felak ın ASL ı ve temeli İLK OL-AN ın içindekini pörtleterk çıkarmasıdır!..
Felk mastarı, İKİli olan Kabuğun ÇAT! diye ayrılıp içindeki Hakikatı fışkırmasıdır!
Bu çatlatmaya Felk deriz!
Çatlamaya-Patlamaya İNFİLAK deriz!..
Bu ister Toprağı BİLen-BULan bir tohumun Toprakta İnfilakı olsun!
İster bir Meni-Spermin Ana rahmindeki İnfilakı olsun!
İsterseniz Nur-u MîM'in Şeenullahtaki Her AN OL-AN ı Olsun!..
إِنَّ اللّهَ فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوَى يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَمُخْرِجُ الْمَيِّتِ مِنَ الْحَيِّ ذَلِكُمُ اللّهُ فَأَنَّى تُؤْفَكُونَ
--- " İnnellahe falikul habbi ven neva yuhricül hayye minel meyyiti ve muhricül meyyiti minel hayy zalikümüllahü fe enna tü'fekun : Allâh o dâneleri, çekirdekleri pörtleten, ölüden diri çıkarır, ve diriden ölü çıkaran, işte size söyliyorum Allâh o, şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?-- Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah'tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkaran O'dur. İşte Allah budur. O halde nasıl yüz çevirirsiniz? (En'âm, 6/95)
Felak, Yokluktan yaratılan değil de, Yok (Adem) iken Var (Âdem) OL-ANın OLUŞ OLAYIdır..
Bakınız doğru ANlamaya çalışalım BİZ BİRlikte
Allahu zülcelâl, Yarattığı sonsuz şeyeri-EŞYÂyı Kurân-ı Keriminde Küllî ŞeY ifadesiyle tek kaleme indirmekte..
Kürrede ne var ise Zerrede de o var.
Âlemde ne var ise Âdemde de o var!..
İlk NOKTA-İlk ŞEY hâliyle İKİliktedir.
Madde-Mânâ Antipotu..
UNSURî-ESİRî Antipotu
ŞEY in Unsûrî Özelliği maddesel olup Kurân-ı Keriminde Ana Toprak esas alınmıştır 4 unsur için..
Toprak-Su-Ateş-Hava
UNSURî değer öyledirki, her AN da gelişme, değişme ve bozuşma zorundadır.
UNSURî varlıklar bilrisinizki;
1- Cansız dediğiz varlıklar: Üreme, hareket, iç güdü, akıl vs den yoksun tam analamıyla bir zulmet-karanlık içindedirler. Biraz sonra göreceğimiz Gassak Karanlığındaıdrlar mutlak anlamda imkanları asla yoktur. Bence ana görevleri ise bitkilerin Güneşteki 2 Hidrojenin 1 Helyum oluştururken kullanılabilir hale gelen ESİRi Fotosentez-Yeşil ATEŞ ile Hayvana geçişinde ambalajlık gibi görmekteyim
2- Bitkiler ise: CANlılığın, diriliğin, Hayatta oluşun EL Hayy celle celâlihuya SILA-Ulaşım Elemanıdır..
3- Hayvanlar ise Kâinâtın yaratılmasına sebeb OL-AN İnsan için sayısız görevle yüklüdürler..
4- İnsan ise kendisine KULLUK Görevi için Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ve Kurân-ı Kerim gönderilmiştir. Gereken ANaltılmıştır. Her AKLın kadarınca ve kaderince
Esr: Esir etmek. Muhkem bağlamak. Takviye etmek.
İsr: İZ. Alâmet. Nişane. Yol. Meslek. Başlamak ve azimet etmek.
Anlamında..
Bendeniz teknik bir insanım, düşünüyorum da 4 unsuru en sağlamca bağlayan, Kuvvetini veren ve dirilten ne ise odur ESİR
Biliyoruz ki bugün ilimde;
ESİR; Maddesel bir değeri olmadığı halde bütün evreni kaplayan, ağırlığı da olmayan, ısı ve ışığı ileten cevher gibi AKILca târif edilmektedir
Âdem aleyhisselamı TAM ve DİRİ Kılan 5 UNSURu düşünmelerini:
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِّن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُ سَاجِدِينَ
--- Ve iz kale rabbüke lil melaiketi inni haliküm beşeram min salsalim min hameim mesnun. Fe iza sevveytühu ve nefahtü fihi mir ruhiy fekau lehu sacidin. : Hani Rabbin meleklere demişti ki: «Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım.» «Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!» (Hicr 15/28-29)
Başaramazlarsa;
إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ
--- İza cae nasrullahi velfeth: Gelip de Allahın nusreti ve feth- Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde, (Nasr 110/1)
ŞEY in; UNSURî Hakikatı için Nasrullah ve ESİRÎ Hakikatı için Fethullah Dua edelim İnşâallah
FELAK SURESİ ZEVKi Kul İhvani
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
FELAK SURESİ ZEVKi Kul İhvani
En son nur-ye tarafından 29 May 2010, 22:16 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
مِن شَرِّ مَا خَلَقَ
--- " Min şerri mâ halak : Şerrinden, Mâ halak'ın- yarattığın şeylerin şerrinden (Felak 113/2)
Yarattığının şerrinden.
Şerr; Âfâkî-Dıştan gelen ve Enfusî-İçten çıkandır.
İnsanın kendisinin dışındaki yaratıklar kadar kendi kendisine ürettiği şerler vardır:
مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ وَأَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاً وَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا
--- "Mâ esâbeke min hasenetin fe min allah ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsik ve erselnâke lin nâsi rasûla ve kefâ billâhi şehîdâ: Sana güzellikten her ne ererse bil ki ALLAH'dandır, kötülükten de başına her ne gelirse anla ki sendendir-Nefsindendir, biz seni insanlara bir Rasul olarak gönderdik, şâhid ise ALLAH yeter (Nisâ 4/79)
--- "Senin en yaman düşmanın iki yanın arasındaki nefsindir." Hadis-i Şerif
وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
--- Ve min şerri ğasikin iza vekab : Ve şerrinden bir Gâsıkın daldığı zaman- Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden, (Felak 113/3)
Gâsık, lugatta şiddetli karanlık, soğukluk ve kokarlık mânâlarıyla ilgilidir.
Önlenemez güçle gelen gece karanlığı gibi kontrolsuz ŞEHVET Gafletinden de..
Türkçemizdeki üreme organları bölgesine Kasık kelimesi kullanılması da Arapça Gâsık kelimesinden gelmedir.
"Karanlığı bastığı zaman bir gecenin şerrinden" Vukub, çukura girmek demek olup burada çıkmaz çukura-mezar gibi düşmek ve karanlık içinde yok olmak vardır.
Böylesi bir kötü sonuçtan sığınma vardır!..
وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ
--- Ve min şerrin-neffâsâti fil'ukad: Ve o, ukdelere üfleyen neffâsların şerrinden- o düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden ( Felak 113/4)
Ve o düğümlere üfleyicilerin şerrinden.
Kötülük düğümleri bağlayan ve içlerindeki kini, nefreti hasedi üfürenlerin şerrinden!..
Neffâs: Sihir yapan, üfüren, üfürükçü, afsun yapan büyücü nefisler..
Neffâse: Büyücü kadın.
Nefes etmek: Nefes etmek, üflemektir..
Akd: Anlaşma. Sözleşme. Düğümleme. Düğümlenme. Bağ bağlama. Bağlanma.
Ukd: Düğüm. Yoğun. Gazap, hiddet
Ukde: Düğüm, bağ. Karışık ve müşkil iş. Zorluk, zor iş.
Ukad: Ukdenin çoğuludur
وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ
--- " Ve min şerri hâsidin izâ hased: Ve şerrinden bir hâdisin hased ettiği zaman- ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!» ( Felak 113/5)
Hased: Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek.Kısacası karşısındakinin hakkı olan her türlü nimetin onda olmasını çekememezlik, kıskançlık.
Hasud- Çok hased eden kişi; hasedlendiğinde içindeki kin, öfke,nefret ve düşmanlık kasdıyla kötü nefsini birisine yönlendirdiği zaman lazer ışını gibi ki , "Nazar etme-Göz değme'' denilen olay bir anda oluverir.
Bunu yaparken kendinin iyiliğini değil de diğerinin kötülüğünü ister.
Eğer karşı kimse mânen güçsüzse onu çarpar indirir.
İşin garip tarafı Hasud bunu her zaman bilinçli yapmaz ve böylesi sakar denilen âileler vardır.
Ancak dert varsa devâsı da vardır İslâmda:
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar. buyurdu. (İbn. Adiy)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: İnsanların yarısı nazardan ölür. buyurdu. (Taberanî)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: Nazar haktır. buyurdu. (Müslim)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: Sabah akşam, 3 defa Bismillâhillezi lâ yedurru ma asmihi şey ün fil- Ardı ve lâ fis- semâi ve huvessemiul- alîm okuyan, büyü ve nazardan korunur buyurdu.
(İbn Mâce)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem, Felak ve Nas Sûrelerini okuyup buyurdu ki: Bu iki sûre ile (belâlardan, nazardan) korunun! Hiç kimse, bu iki sûre ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz. buyurdu. (Ebu Davud)
Ve her zaman olduğu gibi;
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: İlaçların en iyisi Kurân-ı kerimdir buyururdu. (İbni Mâce)
فَاللّهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ .
--- .fellâhu hayrun hafizav-ve huve erhamur-Râhimîn: en hayırlı hıfzedecek de ALLAH'dır ve o erhamur-rahîmdir- En iyi koruyucu ALLAH'tır ve O, merhâmetlilerin merhâmetlisidir." (Yusuf 12/64)
Bakınız ki 4 şey tüm sığınmayı özetledi;
Tüm Yarattığının şerrinden,
Gâsıkın-Karanlık Gecede olanlardan,
Neffâsâttan-Üfürükçülerden,
Hâsud-Çok hased edenlerden
Unutmamalıyız ki Kendi Nefsimiz de bunların içindedir!..
--- " Min şerri mâ halak : Şerrinden, Mâ halak'ın- yarattığın şeylerin şerrinden (Felak 113/2)
Yarattığının şerrinden.
Şerr; Âfâkî-Dıştan gelen ve Enfusî-İçten çıkandır.
İnsanın kendisinin dışındaki yaratıklar kadar kendi kendisine ürettiği şerler vardır:
مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ وَأَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاً وَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا
--- "Mâ esâbeke min hasenetin fe min allah ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsik ve erselnâke lin nâsi rasûla ve kefâ billâhi şehîdâ: Sana güzellikten her ne ererse bil ki ALLAH'dandır, kötülükten de başına her ne gelirse anla ki sendendir-Nefsindendir, biz seni insanlara bir Rasul olarak gönderdik, şâhid ise ALLAH yeter (Nisâ 4/79)
--- "Senin en yaman düşmanın iki yanın arasındaki nefsindir." Hadis-i Şerif
وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
--- Ve min şerri ğasikin iza vekab : Ve şerrinden bir Gâsıkın daldığı zaman- Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden, (Felak 113/3)
Gâsık, lugatta şiddetli karanlık, soğukluk ve kokarlık mânâlarıyla ilgilidir.
Önlenemez güçle gelen gece karanlığı gibi kontrolsuz ŞEHVET Gafletinden de..
Türkçemizdeki üreme organları bölgesine Kasık kelimesi kullanılması da Arapça Gâsık kelimesinden gelmedir.
"Karanlığı bastığı zaman bir gecenin şerrinden" Vukub, çukura girmek demek olup burada çıkmaz çukura-mezar gibi düşmek ve karanlık içinde yok olmak vardır.
Böylesi bir kötü sonuçtan sığınma vardır!..
وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ
--- Ve min şerrin-neffâsâti fil'ukad: Ve o, ukdelere üfleyen neffâsların şerrinden- o düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden ( Felak 113/4)
Ve o düğümlere üfleyicilerin şerrinden.
Kötülük düğümleri bağlayan ve içlerindeki kini, nefreti hasedi üfürenlerin şerrinden!..
Neffâs: Sihir yapan, üfüren, üfürükçü, afsun yapan büyücü nefisler..
Neffâse: Büyücü kadın.
Nefes etmek: Nefes etmek, üflemektir..
Akd: Anlaşma. Sözleşme. Düğümleme. Düğümlenme. Bağ bağlama. Bağlanma.
Ukd: Düğüm. Yoğun. Gazap, hiddet
Ukde: Düğüm, bağ. Karışık ve müşkil iş. Zorluk, zor iş.
Ukad: Ukdenin çoğuludur
وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ
--- " Ve min şerri hâsidin izâ hased: Ve şerrinden bir hâdisin hased ettiği zaman- ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!» ( Felak 113/5)
Hased: Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek.Kısacası karşısındakinin hakkı olan her türlü nimetin onda olmasını çekememezlik, kıskançlık.
Hasud- Çok hased eden kişi; hasedlendiğinde içindeki kin, öfke,nefret ve düşmanlık kasdıyla kötü nefsini birisine yönlendirdiği zaman lazer ışını gibi ki , "Nazar etme-Göz değme'' denilen olay bir anda oluverir.
Bunu yaparken kendinin iyiliğini değil de diğerinin kötülüğünü ister.
Eğer karşı kimse mânen güçsüzse onu çarpar indirir.
İşin garip tarafı Hasud bunu her zaman bilinçli yapmaz ve böylesi sakar denilen âileler vardır.
Ancak dert varsa devâsı da vardır İslâmda:
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar. buyurdu. (İbn. Adiy)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: İnsanların yarısı nazardan ölür. buyurdu. (Taberanî)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: Nazar haktır. buyurdu. (Müslim)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: Sabah akşam, 3 defa Bismillâhillezi lâ yedurru ma asmihi şey ün fil- Ardı ve lâ fis- semâi ve huvessemiul- alîm okuyan, büyü ve nazardan korunur buyurdu.
(İbn Mâce)
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem, Felak ve Nas Sûrelerini okuyup buyurdu ki: Bu iki sûre ile (belâlardan, nazardan) korunun! Hiç kimse, bu iki sûre ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz. buyurdu. (Ebu Davud)
Ve her zaman olduğu gibi;
--- Rasûlullah sallallâhu aleyhi vessellem: İlaçların en iyisi Kurân-ı kerimdir buyururdu. (İbni Mâce)
فَاللّهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ .
--- .fellâhu hayrun hafizav-ve huve erhamur-Râhimîn: en hayırlı hıfzedecek de ALLAH'dır ve o erhamur-rahîmdir- En iyi koruyucu ALLAH'tır ve O, merhâmetlilerin merhâmetlisidir." (Yusuf 12/64)
Bakınız ki 4 şey tüm sığınmayı özetledi;
Tüm Yarattığının şerrinden,
Gâsıkın-Karanlık Gecede olanlardan,
Neffâsâttan-Üfürükçülerden,
Hâsud-Çok hased edenlerden
Unutmamalıyız ki Kendi Nefsimiz de bunların içindedir!..