CANlıların ortak özelliği hareketleridir..
Bitkiler aktif olarak hareketlerini tohumun çimlenme sırasında yapmaya başlarlar. Tohumun durgunluğu TOPRAK-HAVA- SU ve ATEŞ unsurlarının hepsinin birden etkileşimleriyle hareket serüvenine başlar.
Bitkiler OLgunlaşana kadar güneşin doğuş ve kavuşumuna göre 24 saat yön değiştirirler taki OLgunlaşana kadar.
Köyde evimiz olduğundan sebze ve meyve ağacı yetiştirmekteyiz.
Orası benim TEFEKKÜR BAHÇEmdir.
En çok etkileyen de AY ÇİÇEKleridir.
Bahçemize muhakkak hersene AYÇİÇEĞİ tohumunu eker SEYRederim.
Muazzam -Mükemmel-Muhteşem ve Mubarek AY ÇİÇEĞİnin SEYRini OLgunlaşana kadar seyrederim....
Taâ ki olgunlaştıktan sonra artık GÜNEŞi aramaz.
SAĞ-SOLa dönmez.
GÜNEŞe TESLİM OLmuştur..
Gelen IŞINa RAZIdır....
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً فَادْخُلِي فِي عِبَادِي وَادْخُلِي جَنَّتِي
'' Ya eyyetuhe'n-nefsu'l-mutmeinneh. İrci'i ilâ RABBiki radiyeten merdiyyeh. Fedhulî fî 'ibâd. Vedhulî cennetî : Ey Mutmaîn (kesin inanmış, kaniolmuş, tatmîn olmuş) nefs! RABBine dön! Razıyeten (Ondan razı olmuş bir kul olarak) ve Merzîyyeten (kendisinden razı olunmuş bir kul olarak) ! Kullarımın (Muhammedî oluş şuûruna nâil olan) içine gir (katıl) ! Ve cennetime (Darüs-Selâma, selâmet yurduna, Cemâl âlemine) gir (buyur) ! (Fecr 89/27-30)
Arayışa girmez...
BİLir ki herkeze AYNı IŞIK isabet etmektedir.
Endişe etmez.
ENdişelerinin yersiz olduğunu ANlar...
SABRının meyvesini yiyebilmek için zamanın içindeki çetin süreçlere uyum sağlamasının TAHAMMÜLünü öğrenir.
Kendisine düşen OLGUNlaşmasını bekler.
OLgunlaşamayan meyvenin TOHUM veremiyeceğini zehir-zıkkım olduğunu BİLir ve BULur
SEYRden sonra SÜLUKun geleceğine EMİN BELDEde İNANır.
OLur ve YAŞAR...
GÜNEŞe BAK-AN!...
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ Ve ma erselnake illa rahmetel lil âlemin (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik. (ENBİYÂ 21/107)
İNSANlarda doğup hareket ederek yaşamlarına devam ederler. İLAHİ EĞİTİMin, MUHAMMEDi EDEBin ÖĞRETisinde SÜZerler-ARITırlar ve CİLAlarlar....
KUM tanesi iken başlar serüvenleri KUM ÇÖLünde!
KUM ÇÖLünde ESen rüzgar zAHMET çekerek, SUsuz beldere rAHMET BULUTunu indirir.
SAHRAdan gelen ESintiye muhtaçtır bütün beldeler...
RAHMAN nefesinden ESİNtisyle SAHRAda ki KUM tanelerinin BİRleşmesiyle SUsuz CANların SUya ihtiyacları giderilir.
BİZ OLuş ŞUURunda kana-kana İÇirilirler.
YAĞMURun RAHMET olarak yeryüzüne inişinde zAHMET çekerek ÇÖLün ÇÖPlüğünde ki serüveni mecburidir.
KUMtanesi Muhtaçtır- Mahkumdur ve Memurdur.
İMTİHAN gereği bunu ANlamak zorundadır.
ANlarsa daima CENNETte OLacağını BİLir.
Çölün Giriş Kapısında: Kendin bilene babasının kanı helal, kendin bilmeyene ana sütü haramdır!nereye gittiğini bilmiyorsan gittiğin yolun önemi yok
''KÜN FE YEKÜN!'' sırrında OL-ANların OLmak zorunda OLduklarını bilir;
اِنَّمَا اَمْرُهُ اِذَا اَرَادَ شَيْپًا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kun fe yekûn.:Bir şeyi dilediği zaman, Onun emri o şeye ancak Ol! demektir. O da hemen oluverir. YASİN Suresi:36/82
O MUHTEŞEM KUVVET İTer ŞEYi sistemine ŞAHİD OLması için...
ÇÖLün RAHMET BULUTunun ÖZlemini ÇEKtirir üzerine!...
YÜREĞinde yANar-yANar
İter-iter
ANar-ANar
DönER-dönER
ÇÖPlükten geçerek YAYar
Ve;
KUM-SALLa ulaşır...
SAHİLde EMİN GEMİ beklemetedir YOLcularını
İşte Önünde+Kıble Yönünde+Son fırsat Ömründe ve GÖNÜL GEMİSİne!
YOLun YOLcularını Ulaşmak istedikleri hayellerinde ki HAKKikata
DAMLAlardan oluşan DENİZe..
CUDİ HİZMETinin ihtişamıyla DALGIÇlarını bekler En DERUNdakinin SIRRlarını Açmak için
وَقٖيلَ يَا اَرْضُ ابْلَعٖى مَاءَكِ وَيَا سَمَاءُ اَقْلِعٖى وَغٖيضَ الْمَاءُ وَقُضِىَ الْاَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ وَقٖيلَ بُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ
Ve kile ya erdublei maeki ve ya semau aklii ve ğidal mau ve kudiyel emru vestevet alel cudiyyi ve kile bu'del lil kavmiz zalimîn.: Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdîye oturdu ve Zalimler topluluğu, Allahın rahmetinden uzak olsun! denildi.(HÛD suresi 11/44 )
kulihvani yazdı: SESim İZim!..
Bu SES BİZim!...
İZi İZle!..
BİZle!..
Allah cc Yardımcımız olsun!
Resûlullah sav Yârimiz olsun!
Ehl-i Âbâ as Kârımız olsun!
Hakk Erenler Varımız olsun!
İnşâallah!...
GÜNEŞe BakAN; sen HİÇ olan dudaklara yazıldın
SEN HEP yüreklerde kal ve HÂLdAŞ OL!
KÖKlere kazınıp, iliştirilmiş SEVDAN!
gÖZlerinden akan tüm RENKler yayıldı bu ALEMe!
Sadece yüreği OL-Anlar içip-seyredecekler kana-kana!
Toprak beyaz gelinliğini giymeye hazırlandığı bu sıralar
UYkUYu UYut Uyuma!.. öğrenecek bu kışta
BAHARın ilk ışıltıları ile doğacak, GÜNEŞe bakAN ile!
Harf-harf kanat İÇimİZde ki HİSleri
ÇİÇEK açsın, yeni filizlerle...
DERİNliğini yitirmiş ÇARE/SİZlere!
SEVDA KAPını aç yaralanmış yüreklere
BİZ seni SENle YAŞAyacak kadar çok SEVdik
Bozkır topraklarımızın en yeşil kaygan zemininde!
gÖZlerinden BİR KELİME ile kuruldu HAYYat Hikayemiz!
BİZ seni sarıp sarmaladık, o zemheri gecelerimizde
Karakış sayfalarımızda, GÜLüşlerinde BİR BAHARı YAŞAt
Cesareti BULmuş SUsuzken, BENde ki benliğimizi ÖLdür
teklif ediyoruz ELlerine, OLdur bende ki BENi
VE;ÖLdür
CESEDimizde kurtlanmadan, cümlelerimizde ÖLmeyi diliyor..
Yüreğimizin yaralarını saracak MUHAMMEDİ LİMANda
Gençliğimizin SEVDA seferlerinde RIZA rüzgarıyla,
kANat çırpışlarımızla ZOR YOL! unda rızıklanmak diliyoruz
Yüreğimizin GÜNEŞe bakAN YÖNüsün SEN!..
EY SEVGİLİ!
En SEVGİLİ
ELlerin SEN kadar GÜÇlü!..
Yaralarımız ise benliğimiz kadar yamalı..
Dudağımızın tercumanı DİLin!
Bunları söyletip NUR-yedirdi, SEHERinde!
وَسَارِعُوا إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ "Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes semavatü vel erdu üiddet lil müttekiyn: Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allaha karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun. (Âl-i İmrân 3/133)
Rasulullah s.a.v. Efendimize bu ayet indiğinde bir arap casus : Yâ Muhammed cehenneme hiç yer bırakmamış heryeri cennetle doldurmuşsun!der
Rasulullah s.a.v. Efendimizin cevabı ise kısa ve net: Subhanallah! Ben GÜNEŞ doğdu diyorum, sen gece nere gitti diyorsun!..
Eğer GemlikteGÜNEŞvarsa gündüz ve aydınlık, Güneş yoksa gece vardır, karanlıktır
O halde gece Güneşin olmayışıdır..CehennemCennetsizliktir..
Peki AY ve Yıldızlar?..
Güneşin ışığıyla görülebilir ancak!..
Kendi başlarına ışık saçamadıkları ve BİZe gösterdikleri ışığı Güneşten yansıttıkları kesindir..
AY;Güneş ışığını en büyük yansıtıcıdır...
Ali (k.s.) Yârdır..
İmam Ali Keremullahiveche Efendimiz ki:
Keremullahivechedir! ALİ ŞAH (kv) YÂRüs-SELÂMHU!..
İLMin-EDEBin Kapısı! ALİ ŞAH (kv) DÂRüs-SELÂM HUU!..
Nefes-Nefis, Naz-Niyazı! Kûn feyekûn AŞK Avazı
Vilâyetin TEVHİD SESİ! ALİ ŞAH (kv) KÂRüs-SELÂMHUUU!.. (Kul İhvani ~ Çiçek camii)
Gönlümüzün Yıldızları; Ehl-i Beyt (a.s.), Ashab (r.a.) ve Hakk Dostları (k.s.)...
Arada bir kayarlar"BİZ HAYY'ız, diriyiz, uzak gibi görünsekte kalbiniz kadar yakınız, görün BİZi, dUYun BİZi!.."dercesine...
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize,İmam Ali Keremullahiveche Efendimize;Ehl-i Beyt Aleyhimes-Selâm ve Rasulullah s.a.v. Efendimize sahib çıkan ve Kendisinin de sahib çıktığı azîz Sahabilerineve Hakk Dostlarının cümlesine; Ehl-i Beytî Muhammedî Kurânî Rabbanî Salât,Selâm,Sevgive Saygılarımızısunarız
kulihvani yazdı:
Gemlik'te Akşam Şemsi!..
Dün Gece AKLım SOYunup, DALıp KALmışım Semâya
Kıpkırmızı OLdu Yüzü, AŞKım ANLAtınca AYa
Ülker Ümitsizce GÜLdü!.. Sarı Yıldız gÖZün Kırptı
Venüs: Vuslat Ola! Dedi Kahkaha Attı Süreyya!..
(Kul İhvani ~ Gmlk-Asayiş Köyü Camii)
Muhammedi MuhabbetlerimİZle!....
Kerem: Nefaset, izzet, şeref. Al-i-cenâbâne ihsan, inâyet. * Kıymetli şeyleri kemal-i rıza-i nefisle verme. * Mecd ve şeref. *Cenab-ı Hakk'a atfolunursa eltaf ve ihsan-ı İlâhî kasdedilmiş olur. * İnsan hakkında vasıf sureti ile zikrolunursa; mehasin-i ahlâk ve ef'âl kasdolunur.
Vech: (Vecih) Yüz, çehre, surat. * Tarz, üslub. * Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe. * Tarih. * Suret. * Sebeb. * Bir şeyin nefsi ve zatı. * Semt. Cihet. * Münasebet.
Keremullahiveche: Yüzünü-özünü Allahtan gayrısına hiç zaman dönmemiş Sıddık-ı Ekber. Edeb-i Muhammed Bağının İlk ve Tek GÜLÜ
Aliyyül- Mürteza Aleyhisselâm..
YÂRüs-SELÂM: Es Selâm cc Yâri
Dâr: Yer, mekân, konak.
Dâr: f. Sâhib, mâlik, tutan (mânasındadır.) Meselâ: Bayrakdâr $ : Bayrak tutan.
DÂRüs-SELÂM: Cennet. Selâmet ve eminlik yeri.
DÂRüs-SELÂM: Es Selâmın Bayrakdârı.
Vilâyet-Velâyet: Veli olan kimsenin hali. Velilik, dervişlik. * Dostluk. * Sadakat. * Başkasına sözünü geçirmek. Bir şeye kudret cihetiyle bizzat mutasarrıf olmak. Gerçek velâyetin anlatılması ve anlaşılması için Tasavvuf İlmi doğmuştur ve yaşamaktadır.
Anlatılamayan ve yaşanınca anlaşılan Hâldir..
Veli: Hayatını mücadelelerle ve azimet ve fevkalâde bir zühd ve takva ile ibadet ve taata sarfederek kendisinden Allah'ın (C.C.) izniyle gaybdan haber vermek ve gaybî ahvali keşfetmek gibi ilmî ve kevnî hârikalar zuhura gelen zât. Allah'a (C.C.) manevî yakınlık kesbetmiş olan şerif zât.
KÂRüs-SELÂM: Es Selâmın kârı, hayatın sonundaki son sözün Hakk olması..
Gariban yazdı:Eyvallah Nur-Ye Abla,
Çok güzel tarifler yapmışsınız ALLAH razı olsun, yüreğinize sağlık.
Selam ve sevgiyle
GaribAN
Kıymetli kardeşim Gariban, Cezâkellâhu hayran (Allah hayırlı mükâfaat versin)
RESULULLAH Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin SEBİLinden akınca ne kadar güzel olmakta değilmi?
Şanı Şerefi var olsun İNŞAALLAH!
İÇime dOL-AN NAZında NİYAZlar, KALBime hELezonlar çİZiyor, çİZerken de DÖRT yönümü aydınlatıyor.. ANladım ki GÜNEŞe bakAN! için hiç bir engel yok ASLında!.
"TESLİM OLdum dedikten sonra."
"TESLİMiM" dedikten sonra karanlığın bütün izleri siliniyor,
Esiyor BİR SABAH RÜZGARI gibi, UYandırıyor sERinliğiyle "içimde UY-UY-AN ne varsa"
sabAH yELİ SEHERinde KOKUsunu getiriyor, YOLunu gÖZlediklerimin.. GÖNLümün gÖZÜ açılıyor, KERVAN KıtmirimİZin =>DİLimin bAĞI çÖZülsün diye edilen DUÂlarında..