1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

BOYANIZ BİR BOYAĞINIZ BİR...

Gönderilme zamanı: 10 Ara 2010, 15:24
gönderen kamuran
Derviş Mehmet Amca, Rahmetli Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinin ilk dervişlerinden idi ruhları şâd olsun... Kendisine: "şu andaki tarikatçılar için ne dersiniz?" diye sorunca derin derin ahhhh! çekti ve: "Efendim bizim Kılıçlar'da değirmen yoktu. Değirmenler yukarıdaki suyu bol köylerde idi ve çoğu Ermenilerindi... Osmanlı devri... Bizim köyden Abdullah amca 10-12 yaşındaki yiğeninide almış, bir merkebe 3 kile arpa sarmış değirmene gitmiş... Varmış ki değirmenci yok.... Sırada seklemler var ama, taş boşa dönüyor... Abdullah emmi unluğa inmiş, unu aralamış ve kendi arpasını dökmüş tekneye, ögütüyor. Derken Ermeni değirmenci geliyor.... Neden sıraya girmedin diye kavga başlıyor. Biraz sonra unluğa düşüyorlar. Ver Allah ver, yaka paça unun içinde...Derken Abdullah emmi unluktan yiğenine: "Ulan şurasını burdan geldiğimin yiğeni, elin gavuru beni dövüyor sen de seyir mi ediyorsun!" deyince şaşkınca seyreden yeğeni: "Dayı, dayı; vuruşunuz bir, duruşunuz bir, boyanız bir, boyağınız bir... Hanginiz gavur, hanginiz müslüman anlayamadım ki yardım edeyim!" demiş. Bu gün hâl bu, ne diyeyim!" dedi...

(KULİHVANİ)


*