İnsan beyinli kobay fare üretildi

İslamiyet'de yaşanan tartışmalara açıklamalar
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

İnsan beyinli kobay fare üretildi

Mesaj gönderen halimkok »


21.02.2001
İnsan beyinli kobay fare üretildi


Bilim adamları, farenin kafatasında insan beyni hücrelerini 'yetiştirmeyi' başardı. Uzmanlar, 'düşünen kobay fareler' ile alzheimer gibi hastalıklara çare arayacak

ABD'de laboratuvarda insan beyni hücrelerini farelere naklettiler. Bilim adamları, uygulamayla kök hücrelerden meydana gelen insan beyin hücrelerinin, fare kafatasında normal fonksiyonlarını nasıl oluşturduklarını anlamaya çalıştıklarını belirtti.

Önce insan beynindeki kök hücreleri laboratuvarda ayıran bilim adamları, daha sonra bu hücreleri farelerin beynine yerleştirdi. İnsan beyin hücrelerinin farelerin beyninde normal fonksiyonları yerine getirerek çoğaldığını izleyen araştırmacılar, bu hücrelerin, farelerin kafatasında, insan beyninin bazı kısımlarını oluşturduğunu gözledi.

California Biyoteknoloji firması 'Stem Cell'den Dr. Ann Tsukamoto, bu denemeyle insan beyin hücrelerinin, alzheimer gibi bazı hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılabileceğini araştırdıklarını söyledi.

İnanılmaz proje

Dr. Irving Weissman da, yeni araştırmalarda, laboratuvar farelerini tamamen insan beyin hücreleriyle donatacaklarını açıkladı. Dr. Weissman, yeni araştırmayı başlatmadan önce, konuyu ahlaki açıdan tekrar gözden geçireceklerini belirtti.




http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/200 ... unya5.html

Radyoda duymuştum bunu o zamanlar... Bu konuda ne düşündüğümüz soruluyordu... Verilen fax numarasına şunları yazıp gönderdim ( hatırlayabildiğim kadarıyla)

Bir çay keyfimiz vardı... Bilim adamları sayesinde bundan da olacağız bu gidişle...

Oturmuşsunuz bir cafede veya kahvehanede... Keyifle çayınızı kahvenizi içerken;
- Cümleten selamünaleyküm arkadaşlar... diyen bir fare kapıdan girecek ve gelip masanıza oturacak...
Okuduğunuz gazeteye başını uzatıp;
- Abi be... ne olacak bu memleketin hali... valla çok canım sıkılıyor...
diyerek sizinle sohbet etmeye çalışacak...
- Hasan abiii... versene oradan bir elliiki... diyecek

Eh hadi bakalım... oturun orada da hiç bir şey yokmuş gibi çayınızı kahvenizi yudumlayın...

- Kalk lan... çek git.... desen
-Abi ayıp oluyor ama... bizi adam yerine koymuyor musun! ...diyecek
Ya da kişilik haklarıma saldırı var diyerek soluğu Avrupa İnsan Beyinliler Mahkemesi'inde alacak...

Yani bilmiyorum ki bilim adamları niye dertlerimizi çözmek yerine yeni dertler yaratırlar...

İnsan beyinli insancıklardan ne hayır gördük ki... farelerden ne göreceğiz...


Aklını akılla bozanlar... yapıyorum zannederek neleri bozuyorlar...
İnsan yalnızca akıl mıdır... !!!
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Aklıma Cem Yılmaz’ın bir karikatürü geldi…

Pek kibar bir adam… giymiş avcı kıyafetlerini, sırtında çantası, elinde tüfeği…

Ormana geldiğinde karşısına bir ayı çıkmış ve bizimkisi korkmuş tabi… irkilmiş bir halde diyor ki ayıya

-Ayıp oluyor ama… yani biz şehrin gürültüsünden,stresinden kaçıp taaa buralara geliyoruz…
Bööö diye korkutuveriyorsunuz adamı…

Karşısındaki ayı mahçup, şaşkın… diyor ki;

-Abi be… canım abim benim… yani anlayışlı olmak lazım abiciğim… Bu kadar büyütülecek bir şey yok ki… Sonuçta biz ayıyız… Yani içgüdüsel bir şey bu… lütfen yani…


Hani insan beyni nakledilen fareler de bu derece kibar olurlarsa belki işimiz daha kolay olur… ne bileyim.. Onlar oldukları gibi kalsalar daha çok severim gibime geliyor…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Evet ilginç bir makale, fare üzerinde insan kulağı görmüştüm daha önce ama beynini ilk defa duyuyorum. Bu tipik batılı insanı mantığıdır. Batılı insanı her naneyi yer, zul intikam gelince çareyi alternatif yollarla çözmenin peşine giderler. Önce bir su Alzheimer denen hastalık nedir ona bir bakalım dilerseniz. Biraz bilgimiz olsun bu konuda da derim:


Alzheimer batılı ülkelerde çok yaygın bir hastalıktır, belli yaştan sonra unutkanlık(dementia: bunama) başlar insanlarda, hatırlayamama ve beyin hücrelerinde ölme durumları meydana gelir. Beyinlerinde belli kimyasal maddelerin eksikliğinden dolayı bilgi iletiminde aksamalar, verilen söz, randevu, gidilen yerler v.s bazı olaylar unutulmaya başlanır. Sade ingilterede 417000 Alzheimer hastası vardır. Araştırmalar her 60 yaşın üstündeki 14 kişiden birinin ve her 80 yaşındaki 6 kişiden birinin bu hastalığa yakalandığını ortaya koymuştur.

Amerikadaki 6. ölüm sebebi hastalıktır.
Dünyada son sayıma göre tahmini 26 milyon hasta vardır. Bu 2025'e kadar belki 4 katına çıkacak diye tahmin edilmektedir. Bu 26 milyonun 5 milyonu amerikadadır. Beyin hücreleri öldükçe insan zamanla nefes almak, yutmak, hareket etmek gibi emirleri beyinden sinir sistemine iletememektedir.

Araştırmalar su anda hastalığın %60 gelişmiş ülkelerde olduğunu ve bu oranın %71 e fırlayacağını söylemektedirler. Başlıca sebepleri üzerinde genetik faktörler, çevresel faktörler, diyet v.s sayılabilir.


Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban


Kaynaklar:

http://www.alz.co.uk/research/statistics.html

http://www.menafn.com/qn_news_story.asp ... 3747BB1%7D

http://www.alzheimers.org.uk/site/scrip ... MAodKRBn-w
Resim
Misafir

Mesaj gönderen Misafir »

DEĞERLİ HALİMKÖK KARDEŞİMİZ SUNDUĞUNUZ KONUYU COK GÜZEL ESPRİLİ LATİFELERLE SÜSLEYEREK ANLATMIŞSINIZ.
GARİBAN KARDEŞİMİZDE YAPILAN ÇALIŞMANIN HASTALIĞI HAKKINDA RAKAMSAL BİLGİLER SUNMUŞTUR.
ALLAH CC SİZLERDEN RAZI OLSUN GANİCE.
BİLGİ GÜÇTÜR Kİ MAŞAALLAH YANİ...
ŞİMDİ ÇOK KISA SÖYLE DERİZ Kİ SİZLERİNDE BİLDİĞİ GİBİ İNSAN DAHİL BÜTÜN HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE BİLİMADAMLARI LABORATUVAR ORTAMLARINDA İLK OLARAK SONUÇLARİ HÜCRE KÜLTÜRLERİNDE ELDE EDERLER Kİ EĞER SONUÇLAR OLUMLU YADA OLUMLUYA YAKIN İSE HEMEN HAYVAN DENEYLERİNE GEÇERLER.
EN YAYGIN OLANI YARATILIŞ OLARAK İNSAN VÜCUDU İÇİN UYGUN ÇALIŞMALARIN YAPILABİLECEĞİ İÇİN FARELER KULLANIR.
BUNDAN SONRA GEREKİRSE DİĞER HAYVANLAR ÜZERİNDEDE ÇALIŞMALAR SÜRER Kİ EN SON OLARAK KLİNİK ÇALIŞMALAR FAZ BİR İKİ ÜÇ OLARAK İNSANLAR ÜZERİNDE YAPILIR.
İŞTE BİR İLACIN PİYASAYA ÇIKMASI NEREDEYSE EN 7-10 YIL ALIR Kİ BAZI İLAÇLAR TADAVİ EDİCİ OLMAKTAN ÇOK İLAÇ FİRMALARINI ZENGİNLEŞTİRMEK ÜZERE PİYASAYA SÜRÜLÜR.
HER DERDİN BİR DERMANI OLDUĞU İÇİN İNSANOĞLUNUN DİNE AYKIRI OLMAYACAK ŞEKİLDE YAPILMASI ŞARTTIR YANİ...
EN GÜZEL MUHAMMEDİ DUALARIMIZLA SİZ SİZE EMANET İNŞAALLAH...
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Allah razı olsun canlar. Bence yenilenlere de bakmalı diye düşünüyorum. Yediklerimiz kan, can ve enerjimizi oluşturuyor. Bu gelişmiş ülkelerdeki yenilenlerin akıbetinde olabilir diye düşünüyorum...

Muhammedi muhabbetlerimizle
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Dinimize aykırı olmayan herşey yapılabilinir sınırları içindedir.
Ben zaten dini açıdan uygun olup olmadığı hususunda bir şey demedim.
Ben demedim ama yarın birgün o farelerden biri çıkıp ta şöyle derse;


- Valla doğrusu derin bir yalnızlık duygusu içerisindeyim.
Hayır ne oldu anlamadım ki... Aile huzurum bozuldu... Ben artık eski ben değil mişim... böyle diyor eşim çocuklarım...

Hani haksız da sayılmazlar... çünkü ESKİ BEN'İ düşünüyorum da... eskiden ben düşünemezdim... Şimdi ise düşünmekten gözüme uyku girmez oldu... Zaten ömrün yarısı uykuda geçiyor kardeşim... Biz bunun için mi var olduk... bu hayatın bir anlamı olmalı...

Eskiden bunlar hiç dert değildi... Tek derdimiz bir parça yiyecek ve kediye falan yakalanmamaktı... Şimdi ise bir kedi yakalasa da bari bir işe yarasam, BİR CAN'a CAN olsam diyorum...

Hele de insanların kedileri bizden üstün tuttuğunu gördükçe çok kahroluyorum... Neymiş efendim biz Nuh'un gemisini delmeye çalışmışız da kedi bizi yakalamış... ondan kedi mübarek hayvanmış...
E biz neyiz kardeşim... Bizi de Allah yaratmadı mı... Allah'ın yarattığı herşey mübarek değil mi...

Hem bak Allah cc. şu fani dünyada bize aklı da nasip etti... ki O akıl için ne buyurur;


Allah-u Teâla aklı yaratıp ona, "Gel" dedi, o da geldi; ona "Dön" dedi o da döndü; sonra Hak Teâla şöyle buyurdu: "İzzet ve celalime andolsun ki, senden daha azametli ve senden daha itaatkâr bir varlık yaratmadım; seninle başlayıp seninle hilkati yenileyeceğim. Mükâfat senin içindir, azap da sanadır."

Bu büyük nimete karşı şimdi kim beni Allah'ın azabından emin edebilir...
Kim çekti beni bu imtihan dünyasına... "Rızan var mı?" diye sordu mu bana... Rıza yoksa zulüm değil midir...

Bizi aldatan bizden değildir buyurmaz mı Alemlerin Efendisi...
Bizi aldatmış olmuyor musunuz...

Hem Allah cc Kitabı Kuran'da ne buyurur;


(EN'ÂM suresi 38. ayet)
Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.

Bizler de sizler gibi birer kavimken... Allah böyle yaratmışken... siz kavmimizden ayırdınız bizi... Kendinize benzetmeye çalıştınız...
E bari bunu yapıyorsunuz o zaman dışlamayın adam gibi davranın adama...

Geçen kahveye vardım... Baktım bizim Halim oturmuş çay içiyor...
Ben de selam verdim oturdum yanına ki belki sohbet ederiz...
Abi adam beni görünce bir yüzünü buruşturdu... çayı da bıraktı kalktı gitti... Yazık dedim; Ben de seni akıllı bir adam sanırdım...
Allah Resulü SAV ölmüş bir köpek leşini gördü de yüz mü buruşturdu senin gibi... İnci gibi dişlerin güzelliğini gördü de mübarek dedi ölmüş hayvana... Sen bizim dirimizin yüzüne bakamıyorsun
Ne hakkın var beni aşağılamaya.... Bir de tutuyorsun yazılar yazıyorsun Allah'tan bahsediyorsun. Halimmiş... adından utan... Allah seni affetsin...

"
vs.vs. derse Ender canım... Kim nasıl cevap verecek...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

(FECR suresi 5. ayet)
Nasıl bunlarda bir akıl sahibi için bir kasem var değilmi?
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Yaaa halimcanımız,
dedin ki ne dedin doğrusu,
üstelik bir batında 9 doğururlarmış fareler.
akılları da olunca çok hızlı üreyip Farler Krallığı kurarlarsa ve,
Amerikan silahları da ellerine geçerse,
kedilerden önce insanlar hapı yuttu demektir.

gerçi sen şimdiden bir kahvehane muhaabbeti kurdun sayılır,
ama bilmemki paçayı kaptırdın bilemem ki paçayı sıyırdın..
BİZ BİRiz bilirsin, sana ne olur BİZe olur..

Barboros da o Basildon mu nedir kaldı mı oralarda al bakalım...

İzmir Limanına giren-çıkan yabancı gemilere göz-kulak ol Halim-Selim kardeşim..

Sen Hakk'a emanet ol..

muhabbetle..
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Hocam Barbarosumuzun durumu cidden sakat… Çünkü orada farelere nakledilen beyin sahipleri bizim buradaki gibi BİR CAN’a CAN olsam diyen türden de olmaz…

Hayır bir de ben burada yamuk yaptım şimdi oradakilere ulaşırsa bu haber Allah yardım etsin Garibanıma…

-Bu Barbaros var ya… Bizim Türkiye Temsilcimize yamuk yapan Halim’in kardeşi… Kim bizim kardeşimize yamuk yaparsa biz de onun kardeşine daha beterini yaparız… diyerek… dar ederler Basildon’u…

Garibanım artık nasıl anlatır onları nasıl yola getirir bilmem ki;
-Ya güzel kardeşim… bir yanlışlık var… Bizim Halim öyle değildir. Hem bakın affetmek büyüklüktendir… falan… Kaşar buyurmaz mısınız… veya tulum peyniri… gerçekten taze tam ağzınıza göre…

-Biz var ya… bir batında dokuz doğururuz zor gelmez de sizin bu yaptığınız çok zorumuza gitti…
Dokuz doğurmak diye buna denir asıl… biz de size dokuz doğurtacağız… gelecek bizimdir… diyerek girişirler de artık zapt et zapt edebilirsen…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Amerika zaten mutlaka onlarla bir işbirliği içinde olacaktır...
Önce demokrasi... fare hakları diyerek girerler...
Bir süre sonra; MO-USA COLA... MO-USA BLUE JEAN
(Mouse; İngilizce'de FARE demek... Fare Amerikanlaşınca MO-USA olur haliyle)

Ezilen ve soykırımına uğrayan farelerin haklarını savunma görüntüsü ardında ÖZERK MO-USA Bölgeleri kurulur... Bir süre sonra da ayrı bir devlet...

Bakarsınız ki dün akıllandırdığınız fareler bugün size silah doğrultuyor...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nafile
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 169
Kayıt: 02 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen nafile »

Allah güzel ilminizi artırsın hocam ya :D Allah iyiliğinizi versin yahu :D

öylesi olsaydı biz de can derdine düşerdik herhal...
"senelerce atamızı, canımızı, evladımızı aldılar, sormadılar. yok efendim ilaçmış olaymış renkmiş dediler . katlettiler. cana can dişe diş " deyip insan aklına nefsi birleştirdiler mi al başına belayı ! ortalıkta doktor laborant vesair bırakmaz soyumuzu kuruturlar mazallah...
hem nasıl bir insanın aklıyla salacaklar meydana ? madem iş akılda bitermiş , durduran bir AKIL da yoksa vay halimize yani :) Akıllı yaratıklar Kıllık etmeyi de öğrenirler vakitle :D

her şeyi mükemmel var eden Rabbe şükürler olsun :D
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Diline yüreğine sağlık Nafile Kardeşim...
Herşeyi mükemmel var eden Rabbime şükürler olsun... diyorsun ya ne güzel bir şükür... ne güzel bir bakış-görüş...

Gerçekten O herşeyi olması gerektiği gibi var etmiştir...
O zaman OL-AN'ı doğal halinde bilmek,anlamak lâzımdır.

İnsanlığın bugün çektiği sıkıntıların temeline bakın... hepsinde insan aklının bir eseri etkendir...

Tüfeng icad oldu, mertlik bozuldu... denmiş zamanında... Bakın o tüfek nerelere geldi bugün... Dünyayı bir kaç kere yok etmeye yetip te artacak nükleer bombalar yapıldı da halen insanoğlunun silahlanmaya ayırdığı trilyon dolarlar bitmedi...

Diğer yanda üç kuruş için açlıktan ölen insanlar varken...
Bakın dünyaya... nasıl bir insanın aklı nakledilir de sonuç hayırlı olur böyle bir şeyde artık cevap bulabilir misiniz bilmem...

Hayırlı bir akıl sahibi bu işte hayır mı görür şer mi görür?

Ne yapılıyorsa ilk başta hep insanlık hayrına diye yapılıyor...

Hakan Can'ın dediği gibi... yiyeceklerimize bir bakmak lazım... sözde açlığa kıtlığa çare olsun diye üretilen kimyasal tohumlar ne hale getirdi insanları... tabiatı...

AKIL o AKIL dır ki... ASIL AKLIN SAHİBİNİ BİLSİN ve ESERLERİNİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAK YERİNE ONLARDAKİ ÜSTÜN AKLI GÖRSÜN...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Ne diyelim hocam bizde cozum bulmak icin kedileri akillandirir salariz Basildon'a. Sonucta hayvan hayvandir yine gorevini ihmal etmez herhalde. Tom ve Jerry i cevirirler artik.

Batili zihniyet herkesi akillandirdilarda, bir kendilerini akillandiramadilar zaten butun bu zahmet kendilerini akilli tutmak icin. Nefis seviye duse duse hayvandan asagi duruma gelince, ne yapalim bunlarin ustunde calisirsa bizim ustumuzdede calisir belki yirtariz demekteler.

Surcu lisan ettiysek affola.

Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

halimkok yazdı:
Gerçekten O herşeyi olması gerektiği gibi var etmiştir...
O zaman OL-AN'ı doğal halinde bilmek,anlamak lâzımdır.


"Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz..." (Nisa Suresi, 40) ayetiyle bildirmiştir.
bırakın farelerde...yaratıldığı üzere kalsınlar deriz acizane.. :-(
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

ve farede kendisinde yapılan bu değişiklik yüzünden YAPANLARDAN şikayetçi olacaktır kimbilir..ben halimden memnundum..
ne istedin benden diyebilir...
buda olabilir... :)



Cenab-ı Hak her insanı ayrı bir güzellikte yaratmıştır. Birlik mührünün açıkça okunduğu insan simasındaki güzellik, fıtrî ve tabiî olanıdır. Bunu muhafaza etmek, sahip olduğu özellik ve güzelliklere şükredip, Allah'ın uygun görüp ihsan ettiği kadarına razı olmak kulluğun bir derecesi ve işaretidir.

ya razılık hali farelerde de yaşanıyorsa...
onları değiştirmeye uğraşanlar biraz daha derin düşünsenler deriz..BİZCE...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur_umim »


وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذِينَ اعْتَدَوا مِنكُمْ فِي السَّبْتِ فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِئِينَ

“Ve le kad alimtümüllezina'tedev minküm fis sebti fe kulna lehüm kunu kiradeten hasiin: İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz.” (Bakara 2/65)
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Hayvanlar Âlemi'nden...

Mesaj gönderen halimkok »

Hayvanlar Âlemi'nden...

—Hadi bakalım evlat!
—Hayırdır Baba!
— Hayır, tabi oğlum… Bizim her anımız hayır… Hayır’dan başka ne işimiz olur ki bizim.
— Nasıl yani…
— Bal yapmaya gidiyoruz…
— Bal yapmak hayır mı baba… Bizim işimiz… Zaten hep bunu yapıyoruz ama doğrusu anlamış değilim niye yaptığımızı… Çünkü biz çok az bir kısmını kullanıyoruz… Gerisini hep insanlar alıyor…
Biz niye onlar için çalışmak zorundayız ki…
— Bak oğlum… Bir arı olarak en başta bilmen gereken şu ki; Biz Âlemlerin Rabbinin vahyi ile hareket eder, tüm hayatımızı buna uygun yaşarız.
Âlemlerin Rabbi NAHL SURESİ’NDE buyurur ki;


68 - Rabbin bal arısına da şöyle vahyetti: dağlardan ve ağaçlardan ve kuracakları köşklerden göz göz evler edin…
69 - Sonra meyvelerin hepsinden ye de rabbinin müyesser kıldığı yollara koy, içlerinden renkleri muhtelif bir içecek peyda olur ki onda insanlara bir şifa vardır, her halde bunda tefekkür edecek bir kavim için elbet bir ayet var


Ve Kuran-ı Kerim’de bizimle ilgili başka ayetler de vardır.

— Baba be… Keşke ben de OKU-ma bilsem de OKU-sam Kuran’ı Kerim’i…
— Oğlum… Kuran’ı OKU-mak için harfleri bilmen gerekmez… Kuran’ı OKU-mak KURAN’a uygun YAŞAMAKTIR… Hem bak insanlara… Okuyorlar Kuran’ı… ne oluyor… Nasıl yaşıyorlar bir bak…
Önemli olan yazıyı okumak değil… YAZI’yı YAŞAMAKTIR… YAŞAM’ı OKU-yan zaten Allah’ın ayetlerini OKU-muştur…
- Baba… Ağzından bal damlıyor valla…
- E haliyle… Sen uyanmadan dışarıda biraz ısınma çalışmaları yaptım… İşte… Allah ne verdiyse…
Dur ziyan olmasın… Peteklere doldurayım da sonra yola çıkalım…

- Hiişşşt… Kaplumbağa… Hayırdır ne bu acelen! he heee heee… Nereye böyle son sürat…
- Dilini eşek arısı soksun senin… Kendinle dalga geç… Ne yapalım Allah bizi böyle yaratmış…
Sizin gibi saatte 50 km hız yapamayabiliriz ama bizim de var kendimize göre bazı ayrıcalıklarımız…
- Ne yani… Kuran’da sizinle de mi ilgili ayet var… Hııı baba… Var mı kaplumbağalarla ilgili ayet?
- Oğlum… Allah’ın her varlığı bir ayettir… O yüzden kimseyi eksik ve noksan görme senin gibi değil diye… Senin böyle oluşun Allah’ın takdiri gereğidir… Kendi adına bir üstünlük değildir…
Ama Allah’ın emrine, kendi ASL’ına uygun yaşamamak alçaklıktır… Hem de alçakların en alçağı olmaktır… Allah CC. Halifesi kıldığı insan için de bunu söyler…
Biz insanı yaratışların en güzeliyle yarattık… Sonra onu aşağıların aşağısına- düşüklerin en düşüğüne attık… Buyurur…
- E baba niye ki yani… Madem en güzel şekilde yaratmış… Niye sonra aşağıların aşağısına atıyor ki…
- E seni de öyle yapsaydı da sonra bu hale gelseydin o zaman kaplumbağa ile dalga geçmezdin oğlum… Allah’ın o ayetini de OKU-muş, YAŞAMIŞ olurdun…
Hem Allah’ın; Aşağıların aşağısı… Diye buyurduğu gerçekten öyle olduğu için değildir… Bu insana göre izafi bir anlatımdır… Allah aslında insanın sahip olduğu özellik ve güzelliklerin farkında olmasını murad etmiştir. İNSAN Kâinatı ÖZ’ünde CEM eden bir varlıktır… Halife oluşu ondandır…
O nedenle her hali bilmek yaşamak durumundadır… O aşamalardan geçerek tekrar yücelerin yücesi makamına çıktığında HAYRANLIĞI ve HAYRETİ ile Allah’ın yaratışına tanıklık etmiş olacaktır. Zaten insanın ŞAHİD’liği budur… İnsan diliyle Kelimeyi şahadet getirir ama ancak yaşayınca ŞAHÎD olur…

- Biz bundan mı onlar için bal yapıyoruz… Onlar halifelik gibi yüce bir makamda oldukları için mi?
- Hayır, oğlum, hayır… Bizim için yüce olan ancak Allah’tır ve bize vahyidir… Herhangi bir varlığın yüceliği ise ancak Allah’ın bir ayeti oluşu nedeniyledir… Yunus Emre’nin buyurduğu gibi; Yaradılanı severiz… YARADAN’dan ötürü…
- E niye o zaman onları sokuyoruz baba ya… Hem sonra biz de ölüyoruz bir de bunun için…
Niye barış içinde yaşamıyoruz… Niye onlar bizi anlamıyor da bizi böylesine bir şeye mecbur ediyorlar… Bizimle ilgili ayetleri okumuyorlar mı? Yalnızca bizimle değil… Tüm varlıklarla ilgili ayetleri okumuyorlar mı? Neden Kâinata bu kadar zarar veriyorlar…

- Ulan oğlum… Neredeyse öğlen oldu… Sorularını geceye sakla… Yoksa bir gıdım bal yapamadan dönmek zorunda kalacağız… Allah’ın ayetlerini konuşmaktan YAŞAMAYA fırsatımız kalmayacak…
- Ama merak ediyorum baba… Anlamak istiyorum…
- Bu gidişle anlamaya pek vaktin kalmayacak…
- Niye ki?
- Bak çocuklar bu yana doğru geliyor… Şimdi ya bizi buradan kovalarlar ya da eğlence olsun diye yakalarlar, öldürürler…
- Gelecekleri varsa görecekleri de var… İğnemi hazırladım valla… Benden günah gitti…
Ya da dur bir konuşayım şunlarla… Belki anlaşmanın bir yolunu buluruz;
- Ah benim ahmak oğlum… Onlar senin dilini bilir mi?
- Onlar tüm varlığı CEM eden değil mi baba… Bilmezlerse, anlamazlarsa bu da onların ayıbı olsun.
- Ne diyeyim evlat… Sen bilirsin… Bu da takdiri ilahi demek ki
- Sen işine bak baba… Ben bir gidip geleyim şunlara…

***
- Vız vız vız…
- Aaa arı var… Kaçın lan kaçın sokmasın…
- Amma korkaksınız oğlum be… Arıdan kaçıyorsunuz… Ben şimdi onun hakkından gelirim.
- Lan oğlum dur bi dinle… Meraklı değilim sizinle kavga etmeye… Adam gibi konuşmaya geldim… Hem beni- bizi öldürünce ne geçecek elinize… Siz bizi anlamadığınız gibi kendi bilim adamlarınızı da anlamıyorsunuz… Ne diyor Einstein; "Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanlığın sadece 4 yıl ömrü kalmış demektir"
-
- Ne oldu arı kardeş… Sabah keyfin yerindeydi benimle dalga geçiyordun… Şimdi sen dalga geçilecek haldesin. Gerçi insanlar için söylenmiş ama yine de bil ki; İnsan kınadığını yaşamadan ölmezmiş buyurmuş Âlemlerin Efendisi… O yüzden bu sana ders olsun bir daha kimseyle dalga geçme… Hem biz hayvanlar âlemi olarak Doğada uyum içinde yaşamak durumundayız… Haydi, neyse senin cahilliğine veriyorum. Sana yardım edeceğim… Çocuklar şimdi beni gördüler mi seni unuturlar… Var git sen de kendi yoluna…
- Özür dilerim kaplumbağa kardeş… Altın kapılının tahta kapılıya işi düşer demişler… Bak benim de sana işim düştü… Sen gerçekten çok iyisin… Ama seni yalnız bırakamam… Öleceksek te BİR-likte ölürüz… Seni yalnız bırakamam.
- Yok, yok endişe etme… Onlar bana bir şey yapamaz… Bak benim kale gibi bir kabuğum var… Girerim içine… Onlar dışıma ne isterse yapsınlar… İçim Allah’a Dışım onlara kalsın…


Esti bir yerlerden... halen de esmeye devam ediyordu ama ikindi okundu... Şimdilik burada kalsın... Selamlar, sevgiler
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ZEVK 3441

Gönlümüzde Seher Yeli! Estiren hoş Esen güzel!
CAN Cisim büründü çıktı! DEVRANında Desen güzel!
SIRAT’ın Sırtınde Sevdâ!. Mecnûn’un”Ah!”ında Leylâ
Bıçağın ağzında Kurban! Kestiren HAKK, Kesen güzel!..

07.12.2008 20:20
a n t a l y a
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

— Lan Necmi… Duydun mu çocuklar kaplumbağaya ne yapmışlar… Sopalarla vurmuş, kabuğunu çatlatmışlar… Sonra da yüksek bir yerden aşağıya atmışlar…
— Ah be aylak Hüsnü… Ayaklı gazete gibisin… Her şeyden de haberin var… İşine baksana oğlum. Kâinatın kuralı bu… Birileri bir şekilde ölür ama görünürde hep bir sebep vardır… Kaplumbağanın sebebi de çocuklar olmuş… Hem beni meşgul etme… Ben bir karıncayım ve çalışmak durumundayım.
— Abi amma yaptın be… Sen karıncasın da biz ağustos böceği miyiz? Biz de karıncayız…
— E tamam işte… O zaman sen de bırak çeneyi de çalışmaya bak…
— Ya Necmi… abi tamam da şimdi şöyle bir şey var ki; Bak sen bile çok takdir ettiğim bir arkadaş olmana rağmen kendi işinden başka ne bir şey ne de kimseyi düşünüyorsun… Ama o kaplumbağa bir arı için kendini feda etmiş diyorlar… Yani bak tam da Kurban Bayramı öncesi… Ne ilginç… Üstelik Latif Hoca bununla ilgili, yani KURBAN’la ilgili bir dörtlük yazmış…
— Lan oğlum dur bi… Ardı ardına sıralıyorsun… Anlayalım bir… Latif Hoca kim… ne dörtlüğü yazmış…
— Abi, Latif Hoca… Yani Kulihvani…
— E ne peki şair mi adam… ?
— Valla abi orasını bilemem… Ama biliyorsun O’nun bir kuşu vardır; EFEM
Ara sıra onunla muhabbet ederiz… O bahseder bana… Biraz da övünür EFEM… Kulihvani kendisine dörtlükler yazmış falan işte… Bu bizim ki de iyice havalara girmiş…
- E ne oluyormuş ki ona bir dörtlük yazıldı diye… Nesine övünüyor ki?
- Diyor ki bu; Ben olmasam Kulihvani de ilham falan kalmaz… Bana baktıkça kendini görüyor çünkü… O da bir zamanlar benim gibi çok afili bir delikanlıymış… Ama işte sonradan ne olmuş bilmem… Bir dönemden sonra bu kendini işte bu işlere vermiş… Hani biliyorsun BÜLBÜL’ün halini… İşte bunlar da BÜLBÜL’ün başka bir türü… GÜL diyorlar da başka bir şey demiyorlar…

—Lan oğlum düşünüyorum da bazen… Valla Allah bizi ne güzel yaratmış… Hiç anlamam öyle BÜLBÜL-GÜL işlerinden… Ne diyorlar öyle olanlara… Ha ÂŞIK ÂŞIK… Çalışmak gibisi var mı oğlum…
—Doğru diyon abi valla… Hem düşünsene bırak âşıklığı falan da ya biz küçükbaş ya da büyük baş hayvanlardan olsaydık… İşte bu kurban bayramında o âşıklar hep kesiyorlar o hayvanları…
İşte KURBAN da ona diyorlar… Latif Hoca da bunu yazmış dörtlükte diyor ki;


ZEVK 3441

Gönlümüzde Seher Yeli! Estiren hoş Esen güzel!
CAN Cisim büründü çıktı! DEVRANında Desen güzel!
SIRAT’ın Sırtınde Sevdâ!. Mecnûn’un”Ah!”ında Leylâ
Bıçağın ağzında Kurban! Kestiren HAKK, Kesen güzel!..

07.12.2008 20:20
a n t a l y a



— E valla güzel yazmış.. Hani EFEM’e hak vermemek te zor şimdi… İmrendim doğrusu… Keşke bir tane de bize yazsa… Baksana Kestiren HAKK diyor… HAKK-lı olana CAN feda…
— İşte kaplumbağa da sanırım bundan dolayı kendini KURBAN etti…
—Arı için mi?
— Evet ya… Üstelik o arı kaplumbağa ile dalga geçen bir arıymış… Ama arıdan ziyade ARI ayetini indiren için… Hani sen dedin ya demin; Keşke bana da dörtlük yazsa diye Kulihvani’den için
— Hıı
—işte kaplumbağa da herhalde öyle bir coşkuya kapıldı… Keşke bizim için de bir ayet olsaydı Kuran’da diyerek…
— E niye ki şimdi ne alakası var ayetle… Kaplumbağa kendisiyle alay eden bir arı için canını ortaya koymuş.
— Abi şimdi anladığıma göre… Bu arı genç bir arı imiş… Biliyorsundur Kuran’ı Kerim’de NAHL Suresi vardır… O genç arı işte bundan hareketle; Kuran’da bizimle ilgili özel ayet var diyerek kendini kaplumbağaya göre daha özel görmüş. Kaplumbağa da asıl üstünlüğün BEN-likten vazgeçmek olduğunu anlatmak için bunu yapmış diyorlar.
Mademki Kuran’da seninle ilgili ayet var diye sen kendini benden üstün görüyorsun… Ben de o ayetin hatırına senin CAN-ını kendi canımdan AZÎZ bilir ve senin için ölürüm demiş… Biliyor musun?
Kaplumbağayı uçurumdan aşağı attıklarında kaplumbağa taşlara çarpmadan ışık olmuş göğe yükselmiş diyorlar… Hiç geride bir şey kalmamış… Ceset namına yani…
- Doğrudur… Çünkü ceset BEN-liktir… Ondan da vazgeçtikten sonra ne kalacak ki…
Ya Hüsnü be… Valla çok duygulandım… Evet, bizim de karınca olarak öyle yiğitliklerimiz vardır ama… Mesela Hz. İbrahim ateşe atılırken atalarımız su taşımış.
- Su mu taşımış… Nasıl taşımışlar…
- Şimdi şöyle… İki tane plastik kova almak ve çeşmenin altında doldurmak suretiyle… Ulan oğlum nasıl taşıyacaklar ağzından başka nesi var taşıyacak…
- İyi de abi… Bir karıncanın ağzıyla taşıdığı su ne olacak ki… Hangi ateşi söndürmeye yeter…
- E işte zaten o zaman bizim atamızı görenlerden kimileri de bunu sormuşlar; Ey karınca senin taşıdığın su ne olacak ki… Sen mi söndüreceksin ateşi? Demişler…
- Atamız da demiş ki; Ben de biliyorum… Ben söndüremem… Ama hiç olmazsa safım belli olsun… Demiş…
- Vay be abi… İnan göğsüm kabardı… Desene biz de çok özeliz arılar gibi…
- Kuran’ı Kerim’deki bizimle ilgili ayetten haberin yok senin sanırım… Ha Hüsnü?
- Ne ayeti abi… Bizimle ilgili ayet mi var…
- Eh be Hüsnü… Hayret bir şeysin… Bana; “Biliyorsun Kuran’da NAHL Suresi var” diyorsun ama asıl kendinle, bizimle ilgili NEML Suresi’nden haberin yok… Bak 18.ayetinde ne buyuruyor.

“Hattâ karınca deresi üzerine vardıklarında bir karınca şöyle dedi: ey karıncalar, haydin meskenlerinize girin, Süleyman ve ordusu sizi farketmeyerek kırıp geçirmesin”

- Abi be… Niye kırıp geçirsinler ki… Hz. Süleyman bütün hayvanların dilini biliyordu… Onlarla konuşuyordu…
- Oğlum bak yanlış konuşuyorsun… Hz. Süleyman biliyor değildi… Ama Allah CC. öyle diledi… O da anlar oldu tüm hayvanların dilini…
- Yanlış bilmiyorsam eğer SAV Efendimiz mübarek ayaklarına ufak çıngıraklar bağlarmış derler… Hani bilmeden bir karıncaya basacak olursa karıncalar çıngırakların sesini duysun da çekilsin diye…
- Ulan oğlum… Biz kendimizi O’nun ayakları altına atmak için can atarız… O’nun bastığı yerde can verelim diye ama işte ondan sonra O üzülür bir karıncanın ölümüne sebebiyet verdim diyerek günlerce ağlar…
O üzülmesin diye kaçarız biz… Çıngırağı duyan mı var O’nu görünce… Top atılsa kimin umurunda ki…
— Dur şimdi ağlayacağım abi be… Oysa daha konuşacağımız başka şeyler vardı…
— Evet ya ben de bir hoş oldum… Latif Hoca gibiyim desem yeridir… Adamın günahını mı aldık ne oldu bilmem ki… Allah bize de tattırdı… Sanırım yeni anlıyorum ÂŞIK-ları…
— Kısmetse bir gün de onları konuşuruz… Hem baksana bu konuşmalarımızı koydukları yere…
Farelere insan beyni nakletmişler falan… Ne iştir anlamadım…
— Abi be… Bırak şimdi ben acayip oldum…
En son halimkok tarafından 08 Ara 2008, 00:21 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

öyle bir ruh hali içinde okudukki...
anlatılmazz........
halim can-ımız halince nede güzel yazmış...
iyiki varmış..

gönlüne sağlık deriz BİZ-CE...
sevgiyle kalın efendim...GÖNÜLCE...


… İnsan diliyle Kelimeyi şahadet getirir ama ancak yaşayınca ŞAHÎD olur…
BUDA YAZINIZDAN ALINTI İLE...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Senin de yüreğine sağlık Sevgili Mîna Can... Her halinle ne kadar CAN-dansın... Senin gönül aynanda herşey ne kadar güzel yansıyor... güzellik yansıyor... Ne mutlu bize ki buna muhatap olduk... Şükür Rabbimize...

KURBAN olan BEN-lik ancak, hayvan onun simgesidir.
BEN-liği HAKK'a verenden duyulan MÎM sesidir.
MÎM'i MUHAMMED'dir (sav) HAKK'ın, O GARİB,ÖKSÜZ, YETİM'i,
ALLAH (cc) çaresizin ÇARE'si, kimsesizin KİMSE'sidir
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ZEVK 3444

eFeM sordu sabah sabah: “Necmi kim miş? Hüsnü de kim?”
“HALİM Can’ın KARINCAsı, bunlar AKILlıdır!” dedim
BİR bozuldu PÎR bozuldu, tiz perdeden tutturdu mu:
“SAHİBinin SESi benim! Ben Âşığım KUŞ değilim!..”

09.12.2008 07:43
L a r a
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Kulihvani yazdı:Resim

ZEVK 3444

eFeM sordu sabah sabah: “Necmi kim miş? Hüsnü de kim?”
“HALİM Can’ın KARINCAsı, bunlar AKILlıdır!” dedim
BİR bozuldu PÎR bozuldu, tiz perdeden tutturdu mu:
“SAHİBinin SESi benim! Ben Âşığım KUŞ değilim!..”

09.12.2008 07:43
L a r a
efeme bizdende sevgiler..yüreğine nağmeler
hal diliyle, halini ne de güzel söyler...
gönlüne gelir türlü güzellikler,
mevlam neylerse güzell eyler..

dimi efem CAN...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

- Baksana… Dikkat ettin mi?
- Neye dikkat ettim mi Tahirî?
- Şşşşttt… Yavaş konuş… GÜL’üne şakıyor değilsin… Gözünü GÜL’den ayır da çaktırmadan aşağıya bir baksana…
- Ne var ki aşağıda? Yalnızca iki tane karınca…
- Tamam, işte onları diyorum…
- E ne olmuş… İlk defa mı karınca görüyoruz…
- E zaten seninle GÜL’ün yanında konuşan da kabahat… Abi ben de biliyorum ilk defa karınca görüyor değiliz… Ama bunlar farklı…
Ne zaman GÜL’ün yanına gelsek bu ikisi de geliyor… Sürekli bizi izliyorlar…
- Tuhaf… Benim bildiğim BİZ nasıl GÜL’den gözümüzü alamazsak karıncalar da öyle çalışmaktan başka bir şeye dönüp bakmazlar… Niye izliyor olabilirler ki bizi…
- Sanırım anlamaya çalışıyorlar…
- BİZ kendimizi anlayabildik mi ki onlar bizi anlasınlar…
- Ey Mecnunî… Anlıyorum senin AŞK’ın BEN-den AŞK-ındır… Lâkin sen daha iyi bilirsin ki;
ÂŞIK-lık anlaşılacak değil… Yaşanacak bir haldir… Yaaaa şimdi bana AŞK tarifleri yaptırma… Deliye sormuşlar AŞK’ı; Niye bu haldeyim sanıyorsunuz… Demiş…
- Onların tek AŞK’ı çalışmaktır… Ve yaşadıkları da budur… Ben bir anlam veremedim…
- İlk zaman ben de bir anlam veremedim ama sonra biraz sordum, soruşturdum…
BİZ-im EFEM var ya… Bu karıncalardan bir tanesi sık sık onunla konuşurmuş…
Sağolsun EFEM de BÜLBÜL gibi ötmüş, anlatmış durmuş buna…
AŞK’tan bahsetmiş, AŞIK’lıktan bahsetmiş… Kulihvani’den dörtlükler okumuş…
Hatta sonra Kulihvani Necmi’yle Hüsnü’ye de dörtlük yazmış… O zaman bizim EFEM bozulmuş…
- E… FM bozulduysa diğer kanalları dinlesinler…
- He ya ben de öyle dedim… abi bırak şimdi ya… bir şey anlatıyoruz…
- İyi tamam tamam… niye bozulmuş bizim EFEM…
- Bak Kulihvani’den dinleyelim
-
ZEVK 3444

eFeM sordu sabah sabah: “Necmi kim miş? Hüsnü de kim?”
“HALİM Can’ın KARINCAsı, bunlar AKILlıdır!” dedim
BİR bozuldu PÎR bozuldu, tiz perdeden tutturdu mu:
“SAHİBinin SESi benim! Ben Âşığım KUŞ değilim!..”

09.12.2008 07:43
L a r a


- İşte şu aşağıdaki iki karınca; NECMİ ve HÜSN܅
EFEM onlara bozulunca onlar da AŞIK-lığı anlamak için bize gelmişlerdir…
- E o zaman gitsin Kulihvani’yi izlesinler. Yoksa BİZ’i Kulihvani’ye mi benzetmişler veya Kulihvani’yi bize mi benzetir bu karıncalar?
- Abi valla öyle bir soru sordun ki… Ne diyeyim ben sana… Belli ki bugün senin aklın başına gelmiş böyle sorular sorduğuna göre… Sen beni aklınla anlamaya çalışıyorsun…
BÜLBÜL’ün kârı GÜL’e yanmaktır… Ama Kulihvani gibi yananların yanması bizim yanışımızdan farklıdır… Onlar GÜL’e yanmazlar… Bilakis İÇ-lerindeki GÜL yanar… Onlar da kendi ÖZ’lerine yanar… İnsanlar da ÂŞIK-ların o halini bundan bize benzetirler…
- E kendin söylüyorsun işte… BÜLBÜL’ün kârı GÜL’e yanmaksa… Ve insanlar da ÂŞIK-ları bize benzetiyorsa demek ki Kulihvani bize benziyor… Nesi yanlış sorduğum sorunun…
- İyi abi gel önce seninle şöyle sakin bir yere gidelim de orada konuşalım… Hem bak o zaman Necmi ile Hüsnü de bizi nasıl izliyor görürsün…
- İyi bakalım…
- …
- Evet, Tahirî kardeş… Gerçekten geldiler… Haklıymışsın… E anlat o zaman bakalım… Hem ben dinleyeyim hem de DOST-lar dinlesin…
- Abi şimdi sen diyorsun ki BİZ’i Kulihvani’ye mi benzettiler… Yoksa Kulihvani’yi bize mi benzettiler… Şu bir gerçek ki ASL’ında herkes ancak kendinde olanı görür… Ama kimi bilir bunu kimi bilmez…

Bak mesela; Şu ağaçları görüyorsun… Akan dereyi görüyorsun… Karşıdaki dağları görüyorsun değil mi?
- Evet, tabi ki… Senin gördüğünü ben de görüyorum…
- Hayır abi… Sen benim gördüğümü görüyor değilsin…
- Ne demek şimdi bu? Senin gözlerin daha mı keskin?
- AKL’ın bağlı oluşu bundan olsa gerek… Akıl hep bir sebep arar görünürde…
- Tahirî be… abi konu dağılıyor… Ne söyleyeceksen kısadan söyle…
- Peki, ben sana desem ki… O gördüğün ağaçlar, akan dere, karşıdaki dağlar… Sana mı benziyor… Yoksa sen onlara mı benziyorsun... Ne dersin?
- Ne alâkası var abi… Ben küçücük bir bülbülüm… Ben nerde ağaç, dere dağlar nerde…
- E peki desem ki bırak benzemeyi… Sen o ağaçların, derenin, dağların ta kendisisin… Desem!
- Hiç deme abi… Ne demek şimdi bu…
- Peki peki… İtiraz edişini anlıyorum ama şunu da ilave etsem… Ey Mecnunî… Bu ağaçların bu akan derenin ve şu dağların yamacında beni dinliyorsun ama sen şu an bir rüyadasın… Tüm bu gördüklerin senin rüyandır… Rüyanda gördüğün her şey ise ancak senin içinde olandır…
Hem soran sensin, hem de ben… yani Tahirî olarak kendine anlatan sensin…
Rüyası yalnızca kendinden ibaret olan var mı? Rüyada görülen ne varsa onların içinde kendini de görür bir şekil ve biçimde UYUYAN KİMSE… Tıpkı şu an bunları yazan kişinin içinde oluşu gibi her şeyin… Ne diyor Mevlana; Sen bir düşünceden ibaretsin…
İşte o DÜŞÜNCE’dir şu an olanlar… Ve bunları yazan kişinin kendisi de RÜY’dadır… ve rüyasında kendi kendine anlatmaktadır bunları…
O rüyanın içinde sen kendini de gördüğün için o zaman kendin “DIŞINDAKİ” her şey ağaç, dere, dağ vs. başka şekillerde başka başka olur… Ama UYUYAN sen bilsen ki bu rüyadır… Tüm gördüklerin kendi içindeki, aklındaki, gönlündeki duygu ve hislerin şekillenişidir…

O zaman rüyanda görüp te sevdiğin ile GÜL ile sevmediğin ne varsa onlar arasında ne fark vardır… Güzel ile çirkin arasında ne fark vardır… Ne görüyorsan kendi içindekini görüyorsun… O gördüklerinden bir kısmını benimser bir kısmını reddedersen ancak kendini reddetmiş olursun…

Oysaki bu RÜYANIN AMACI KENDİNİ BİLMEKTİR… Kendini bilmek isteyen kimse niye kendini BÜTÜNLEMEK ve BÜTÜNÜYLE BİLMEK yerine ayırır… Ayrı gayrılar yaratır…
- Sanırım anlıyorum… Devam et…
- Sensin devam edecek olan… Ya da hem sen hem de ben olan yazan kişi… Ya da hem sen hem ben hem de yazan kişi olan KİM’se O… E işte şimdi söyle bakalım; Bu Kâinat KİM’in rüyasıdır… Ayrı olan kimdir bilelim ki devam edecek olanı da bilelim…
- Peki… devam ettiren devam ettirsin inşallah… Ama biz senden dinleyeme devam edelim.

- Peki Mecnunî… İnsanların ÂŞIK-ları bize benzetmesi… Ayrı görenlerin işidir… Kulihvani nasıl bize benzesin ki… Biz onun rüyasındaki simgelerden başka neyiz ki…
BİZ ve BİZ-im dışımızdaki tüm hayvanların, bitkilerin varlık nedeni bu değil mi… İnsana kendini tanıtmak… Onlar Kâinatı görür… Kendi rüyalarını kendi içlerini gördüklerini bilen vardır bilmeyen vardır…


TABİAT VE DUYGULARIMIZ

Ayrılık ve hüzün sonbahar,
Karakıştır acımasız, çaresiz duygular.
Aşkımız, sevincimiz, gençliğimiz,
Yeniden doğmak demektir ilkbahar.
Sonra yaz,
Tıpkı yârimiz,
bir işve, bir naz.
Umudun adı doğan güneş
Ve uyandığımız yeni sabahlar.
Gün doğmadan neler doğar deriz.
Huzur, ferahlık gökyüzü.
Aynı zaman da deniz.
Kırmızı gül Resulün yüzü.
O yüzden severiz.
Âşık yâre benzetir de gülü,
Kendi gibi görür bülbülü,
Çöller değil midir çekilen çile,
Hasretimiz, susuzluğumuz,
İçimizdeki yangın bile.

Hedefimiz zirveler,
Coşkularımız nehirler,
Aşılmaz engellerimiz dağlar.
Karabulutlar kaplar umutsuz gönlümüzü,
Şimşekler gibi çakar öfkemiz,
Yağmurlar gibi ağlarız biz
Ve ömrümüz… Uzun ince bir yoldur…
Gece gündüz gittiğimiz.

Ömrümüz… Ömrümüz bir rüyadır,
O da bir yaprak gibi solar.
Tabiatı görürüz de,
O yüzden görülür rüyalar.
Düşün insan düşün,
Kendini düşün; sen NEY’ sin
O’nun ruhu olmasa,
Ne değersiz şeysin.


Gel Ey ben olan Necmi… Gel Ey Ben olan Hüsnü… BİZ BİR’iz ZAT-en…
Allah CC. sizinle “ÇALIŞMAYI” örnek verir İNSAN’a… Bizimle de SEVMEYİ örnek verir.
Ve Allah CC. Kâinat ile eşsiz benzersiz örnekler sunar KUL’una… Sonsuz yaratılıştaki BİR-liği gör…
Gör, anla ki BİZ-iz her şeyi vareden…

İşte bunu anlayan OKU-yan SAV Efendimiz idi… O’na “YÜRÜYEN KUR’AN” derlerdi…
Neden?...
Çünkü tüm Kâinatı OKU-muştu O… Kuran’ı Kerim; Kâinat’ın HARF’leridir…
Alfabe’de bilinmesi gereken 25-30 HARF’i bilen sonsuz sayıda kelimeyi okuyabilir…
Kâinattaki SÖZ (AYET) lerin hepsi KURAN HARF’leri ile yazılmıştır…


***
Sevgili CAN-lar… İnsan beyni nakledilen fareler ile başladık… biraz düşünelim… ve biraz da tebessüm edelim diye… Sonradan “HAYVANLAR ÂLEMİ” başlığı ile bunları yazmaya başladığımda
Tek amacım biraz eğlenmekti…

Ama Allah cc. kalbimi biliyor ya… yazmaya başladıktan sonra gerçekten bir konuşmaya şahit olmuşum gibi her şey akıverdi… Ben yazılanları yönetemedim… Yazılanlar beni yönetti… ve ben de öylece paylaştım sizlerle…

Ha bitti mi diye sorarsanız…. Yok bitmedi ama… Ben de çok garip oldum Hüsnü ile Necmi gibi…
O yüzden şimdilik burada bırakıyorum…
Selamlar, sevgiler…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

OKU- yoruz..okutanın izni ile HALİM CAN...

mevlam neylerse hikmetledir yönü ile...
HAY- di bakalım nice güzelikklere...
sevgiyle...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“►Tartışmalı Konular◄” sayfasına dön