AKLIN AZABI

Bediüzzaman Said Nursî (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

AKLIN AZABI

Mesaj gönderen aNKa »

AKLIN AZABI
Bir hayalî vakıada, birbirine bakan iki yüksek dağ gördüm.
Dağların arasına bir köprü kurulmuştu ve ben üzerindeydim.
Köprünün altından derin bir dere geçiyordu.
Dünyayı koyu bir karanlık istila etmişti.
Sağ tarafta büyük bir mezarlık, sol tarafta korkunç fırtınalar ve karışıklıklar vardı.
Köprünün altı uçurumdu.
Bu dehşet içerisinde cebimdeki zayıf ışıklı feneri çıkardım.
Nereye tuttu isem canavarlar, ejderhalar, aslanlar çıktı.
"Eyvah, bu fener başıma bela imiş" dedim, fenerimi taşa çarpıp kırdım.
Birden o fenerin kırılması ile dünyayı aydınlatan bir elektrik lambasının düğmesine dokunmuşum gibi, o karanlık dağıldı, her şeyin hakikati göründü.
Baktım ki, o köprü, muntazam bir ovada mükemmel bir cadde, o mezarlık, insanların sevinçle yaşadığı bir meclis, sol taraf, enfes bir seyir ve ziyafet yeri, canavarlar, itaatkar hizmetçilermiş.
Allah'a imandan gelen huzur ile ayetler okuyarak o hayali vakıadan ayrıldım.

İman olmayınca aklın azab olduğunu anladım.
O iki dağ; dünya ve ahîret,
o köprü; hayat yolu,
sağ; geçmiş,
sol; gelecek,
o fener ise; bencillik ve vahiyden mahrum kuru akıldır.

Evet, el feneri ezelî ışığı bulmada kullanılmalıdır.
(Said Nursi - Sözler - 23.Söz - 2.Nokta)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Aziz Üstadımız Said Nursi ks Hazretleri;
aklı ve nakli en güzel anlayan ve anlatanlardandır.
tek başına akıl fenerini esas alanların varacağı uçurum..
doğan nakil güneşi..
Muhammedi şuuru en ilei derecede bilen ve bildiren üstadın pak yolunu da ne yazık ki para putunun seli basmıştır..

Ana ölçü Kur'an ve sahih hadis idi ki Resulullah sav yaşamıştı..
Sünnet-i seniyye..

Ali Hoca sağ olasın Allah razı olsun..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Kulihvani yazdı:Aziz Üstadımız Said Nursi ks Hazretleri;
aklı ve nakli en güzel anlayan ve anlatanlardandır.
tek başına akıl fenerini esas alanların varacağı uçurum..
doğan nakil güneşi..

Ana ölçü Kur'an ve sahih hadis idi ki Resulullah sav yaşamıştı..
Sünnet-i seniyye..

ALLAH cc razı olsun
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

RABBİM TÜM DOSD MUHAMMEDİLERDEN RAZI OLSUN...
SAİD NURSİ ÜSTAD; HASBİ HİZMET ERİ OLAN BİR MUHAMMEDİ VE MUHAMMEDİ MUHABBET FEDAİSİ İDİ...
RUHU ŞAD OLSUN...
YOLU MUHAMMEDİ YOLDUR...
YOLUNU ŞAŞIRANLAR ONUN YOLUNDA DEĞİLDİR...
ÖYLEYİM DİYOSA DA ÜSTAD BUNDAN ŞİKAYETÇİ OLACAKTIR...
MUHABBETLE...
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

ankakusu yazdı:RABBİM TÜM DOSD MUHAMMEDİLERDEN RAZI OLSUN...
SAİD NURSİ ÜSTAD; HASBİ HİZMET ERİ OLAN BİR MUHAMMEDİ VE MUHAMMEDİ MUHABBET FEDAİSİ İDİ...
RUHU ŞAD OLSUN...
MUHABBETLE...
amin...

***************

"Akla kapı açılır, irade elden alınmaz" sözünü izah eder misiniz?
M. Fethullah Gülen, Prizma-3
01.08.2007

Soru: "Akla kapı açılır, irade elden alınmaz" sözünü izah eder misiniz?

Kâinat; Allah'ın ilim programına göre kudret, irade ve meşiet kalemiyle yazdığı bir kitaptır. Bu kitabın en önemli özelliği her yönüyle Allah'ı anlatıyor olmasındadır.

Bu kitap, aynı zamanda insanı Allah yolunda sonsuz bir aşk, şevk ve heyecanla araştırmaya sevk edecek, onun içinde tecessüs duygularını şahlandıracak, araştırma, tahlil ve terkipte bulunma hususiyetlerini coşturacak, sonra da marifete, takdire dönüşerek insanın bütün benliğini saracak zenginlik ve muhtevada bir kitaptır. Böyle muhteşem bir kitabın arkasında ahiret gibi ebedî ve sermedî bir âlem olmasa, bu kitabı yazan kâtibin -hâşâ- abes, gâyesiz ve hikmetsiz iş yapıyor olması lazım gelir ki, O Zat (celle celâluhu) hikmetsizlikten münezzeh ve müberrâdır.

Kainat kitabının özü, esası, mürekkebi ise Hz. Muhammed'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) nurudur. O'nun sönmeyen sesi, tükenmeyen solukları olmasaydı insan, ne kainatın ihtivâ ettiği sırlara muttali olabilir, ne de Mebde-i ûla O Mübdi'i tanıyabilirdi... Binâenaleyh bu mânâda, ibtida ile intihayı cemeden, başlangıçla sonu bir araya getiren, en mübtediyâne ile en müntehiyâneyi bir arada yaşayan hakikat-i Ahmediye Aleyhissalatü Vesselâm‎, bizim için de varlık için de her şeydir.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi bu kainat kitabı gürül gürül Cenâb-ı Hakk'ı anlatmaktadır. Ancak, bu kainatta varlık ve hadiseler, sebeplere bağlı cereyan etmektedir. Meselâ, çocuğu anne karnında yaratan Allah'tır ama, bu yaratma, yumurta, sperm ve rahmin bu işe müsait olması gibi zahirî sebeplere bağlanmıştır.

Gerçi kâinattaki her şey, bir şiir ahengi içinde, gayet ritmik olarak cereyan etmesi, kainat çapında her şeyi idare eden bir Nâzım-ı A'zâm'ın mevcudiyetine delalet etmektedir. Ama, Cenâb-ı Hak, kapkara bir ruh olan Ebû Cehil'i, bîhemtâ bir elmas mahiyetindeki Ebû Bekir'den ayırmak için bu imtihan meydanında her şeyi sebeplerle irtibatlandırmıştır.

Bu açıdan iradesini ve aklını kullanan kimseler ancak hakikatlere ulaşabilecek ve aklını kullanıp vicdanını dinleyenler sonuca ulaşabileceklerdir. Nebi'nin solukları, onların vicdanlarını uyarma bakımından bir ezan sesidir; bu sesi duyanlar uyanacak, uyananlar da kurtulacaktır. Evet irade ve akıl, "İş ve davranışlarda sırf O'nu isterler." [1] hakikati gereğince, Hak yolunun yolcuları için bir iç dinamik ve sonsuza yelken açanlar için de önemli birer esasdırlar. Bu dinamikleri yerinde kullanıp bu esaslardan tam yararlanabilenler yolda kalmazlar.

Hidayeti yaratan da, dalaleti icat eden de Allah'tır. Ancak, bu iki hâdise ile insan aklı ve iradesi arasında hiss-i bedâhetle anlaşılabilecek bir münasebetin olduğu da açıktır. Hârika lütuf ve ihsanlar bu genel kaideyi bozmaz.. harikaların üstünlüğü, müsellem olsa da, hükümler onlara bina edilmez. İşte bir harika ve harika müessiriyet:

Bir gün Nebiler Serveri (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir bedevîye İslâm'ı anlatır; ancak bedevi bu nurlu teklifi kabul etmeyip yoluna devam eder. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile bedevî arasında şöyle bir konuşma cereyan eder:

- Nereye gidiyorsunuz?

- Ailemin yanına gidiyorum.

- Sizi daha hayırlı bir yola yönlendirmek istesem gitmek istemez misin?

- Nedir o yol?

Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), yol üzerindeki bir ağaca yanına gelmesi için işaret eder. Ağaç Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanına gelir ve herkesin duyacağı şekilde, "Muhammedü'r-resulullah" der. Böylece bedevî daha hayırlı yolun hangisi olduğunu anlar ve İslâm'ı seçer.

İmanı takviyeye bazı gözleri açmaya matuf, bine bâliğ mucize, akıl ve irade üstü hususî birer lütuf ve o mucizeler kahramanı için de birer belgedir.

Evet, Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), her mucizesi ile birçok gönlü açmış bir hârikalar insanıdır. Ama O'nun en büyük hizmeti iradeyi harekete geçirip aklı uyarması olmuştur. Mucizeler, ilk vesile ve bir tembih, akıl ve irade ise sonuna kadar bu uyanmanın hakkını edâ edip, o tembihe saygılı kalmanın esaslarıdırlar.

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bütün bütün akla kapıları açmış ama insanların iradeleri ellerinden alınmamış ve onları hiçbir zaman cebren imana zorlamamıştır. Zira bazen onlar mucizeleri bile "Bu apaçık bir sihirdir, bir göz yanılmasıdır." türünden ifadelerle kendilerince izah yoluna gitmişlerdir. Her halde akla kapı açma ve ihtiyarı elden almama mülâhazası da bu çerçevede anlaşılmalıdır.

Evet, kâinat bir kitaptır ve ona bağlı hakikatler de bize Rabbimizi anlatan birer muarrif (tanıtıcı)dır. Kur'ân ise harika muhtevâsıyla ayrı bir muarriftir ki, hem Rabbimizi hem de o kitabı getiren Nebiler Sultanı'nı anlatmaktadır. Ne var ki bütün bunların hepsinde birer ince perde vardır..

ve ancak bir nur, saf ve temiz bir yürek ve O'na tam teveccüh etmek suretiyle işin hakikati anlaşılabilir. İnat, tenkit ve teşvişle ona el uzatan ve ona kuşkuyla bakan kimseler, kat'iyen ondan istifade edemezler. Bunlar karanlık gezer, karanlık dolaşır, karanlık yaşar ve ebedî olarak karanlıklar içinde kalır giderler.


hikmet.net
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
yolcu
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 369
Kayıt: 14 May 2009, 02:00

AH ki AH!

Mesaj gönderen yolcu »

kulihvani yazdı:
Muhammedi şuuru en ileri derecede bilen ve bildiren üstadın pak yolunu da ne yazık ki para putunun seli basmıştır..

CANımız bizi ciğERimizden vURdunuz. YARaya tuz bastınız. Üstadın kaddesallahu sırrahu söylediği gibi; yararlanacağımız fener ne kadar önemli hale geldi, özellikle bu devirde. HAKKka batılı karıştırıp bulamaç halinde servis yapmaya çalışanlar, o kadar arttı ki.

Hangi fener, ne işe yarar,
Götürür mü bizi
Gideceğimiz yere kadar?


Çok şükür Resulü Kibriya'nın sallallahualeyhivesellem- aleyhissalatuvesselam MUHAMMEDiNUR çeşmesi gür BİR halde akıyor. Ve şunu biliyoruz ki; ALLAH celle celaluhu elbette NURunu tamamlayacaktır. RABB teala celle celaluhu BİZi BİZle BİRlikte kılıp MUHAMMEDi sallallahualeyhivesellem- aleyhissalatuvesselam hidAYET YOLunda bİZden ayırmasın. Selam ve muHABBetle.

(BAKARA/79) (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)

فَوَيْلٌ لِلَّذٖينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْدٖيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هٰـذَا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ لِيَشْتَرُوا بِهٖ ثَمَنًا قَلٖيلًا فَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا كَتَبَتْ اَيْدٖيهِمْ وَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا يَكْسِبُونَ

Elmalılı: Artık vay o kimselere ki kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için «bu, Allah cellecelaluhu tarafındandır» derler, artık vay o ellerinin yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara.

(BAKARA/174) (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)

اِنَّ الَّذٖينَ يَكْتُمُونَ مَا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهٖ ثَمَنًا قَلٖيلًا اُولٰـئِكَ مَا يَاْكُلُونَ فٖى بُطُونِهِمْ اِلَّا النَّارَ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَلَا يُزَكّٖيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

Elmalılı: Allah'ın cellecelaluhu indirdiği kitabdan bir şeyi ketmedib de bununla biraz para alanlar muhakkak ki onlar karınlarında ateşden başka bir şey yemezler ve kıyamet günü Allah onlara ne söyler ne de kendilerini tezkiye eder, onlara sade bir «azabı elim» vardır.

(ÂLİ IMRÂN/187) (Resmi:3/İniş:94/Alfabetik:7)

وَاِذْ اَخَذَ اللّٰهُ مٖيثَاقَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُ فَنَبَذُوهُ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ وَاشْتَرَوْا بِهٖ ثَمَنًا قَلٖيلًا فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ

Elmalılı: Vaktile Allah cellecelaluhu kendilerine kitab verilen okur yazarların şöyle misakını aldı: celâlim hakkı için onu nâsa anlatacaksınız, ketmetmeyeceksiniz, derken onlar onu omuzlarının arkasına attılar da mukabilinde biraz para aldılar, bakın ne kötü alış veriş.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AKLIN AZABI

Mesaj gönderen Gul »

aNKa yazdı:AKLIN AZABI
Bir hayalî vakıada, birbirine bakan iki yüksek dağ gördüm.
Dağların arasına bir köprü kurulmuştu ve ben üzerindeydim.
Köprünün altından derin bir dere geçiyordu.
Dünyayı koyu bir karanlık istila etmişti.
Sağ tarafta büyük bir mezarlık, sol tarafta korkunç fırtınalar ve karışıklıklar vardı.
Köprünün altı uçurumdu.
Bu dehşet içerisinde cebimdeki zayıf ışıklı feneri çıkardım.
Nereye tuttu isem canavarlar, ejderhalar, aslanlar çıktı.
"Eyvah, bu fener başıma bela imiş" dedim, fenerimi taşa çarpıp kırdım.
Birden o fenerin kırılması ile dünyayı aydınlatan bir elektrik lambasının düğmesine dokunmuşum gibi, o karanlık dağıldı, her şeyin hakikati göründü.
Baktım ki, o köprü, muntazam bir ovada mükemmel bir cadde, o mezarlık, insanların sevinçle yaşadığı bir meclis, sol taraf, enfes bir seyir ve ziyafet yeri, canavarlar, itaatkar hizmetçilermiş.
Allah'a imandan gelen huzur ile ayetler okuyarak o hayali vakıadan ayrıldım.

İman olmayınca aklın azab olduğunu anladım.
O iki dağ; dünya ve ahîret,
o köprü; hayat yolu,
sağ; geçmiş,
sol; gelecek,
o fener ise; bencillik ve vahiyden mahrum kuru akıldır.

Evet, el feneri ezelî ışığı bulmada kullanılmalıdır.
(Said Nursi - Sözler - 23.Söz - 2.Nokta)
kulihvani yazdı:Aziz Üstadımız Said Nursi ks Hazretleri;
aklı ve nakli en güzel anlayan ve anlatanlardandır.
tek başına akıl fenerini esas alanların varacağı uçurum..
doğan nakil güneşi..
Muhammedi şuuru en ileri derecede bilen ve bildiren üstadın pak yolunu da ne yazık ki para putunun seli basmıştır..

Ana ölçü Kur'an ve sahih hadis idi ki Resulullah sav yaşamıştı..
Sünnet-i seniyye..

Ali Hoca sağ olasın Allah razı olsun..
Resim
Cevapla

“►Said Nursi◄” sayfasına dön