EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın, Zakiri Alaaddin Hoca İle Olan Hikayesi
Emir Sultan’a bir kadıncağız başı ağrıdığı için gelir ve bir nüsha yazmasını ister.
Emir Sultan da zakiri Alaaddin Hoca’ya“Yazıverin babam.” diye işaret eyler.
Emir Sultan’ın bu işaretleri ile Alaaddin Hoca artık her ne için nüsha yazsalar dertliler şifa bulurlar.
Bu özellik kendisinden sonra evlatlarına bile geçer.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın, Bir İmam İle Olan Hikayesi
Tuzla’da imam olan bir kişi Emir Sultan’a ziyarete geldiğinde,
Emir Sultan ona “Okuyuverin” der.
Bundan sonra bu kişi Davut sadasıyla hanendelik eder.
Orada hazır bulunan topluluk ağlayıp kendinden geçer.
Bundan sonra bu özellik bu kişinin tüm çocuklarına geçer
ve hiç talimsiz hanende olurlar.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın Asasıyla Yerden Su Çıkarması
Emir Sultan’ın, Emir Sultan Cami-i Şerifi civarında bir bahçeciği vardır. Bu mahalde, ziyade derecede suya ihtiyaç duyulur.
Fukarasından biri “Sultanım bu makamda bir su olsaydı da gece gündüz aksaydı ve Müslümanlar beş vakitte abdest alıp ibadetlerini yapsaydılar ne güzel olurdu.” der.
Emir Sultan da asasıyla “Âlemlerin Rabbinin izniyle, Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.” diyerek asasını yere vurur. Hemen bir su akmaya başlar. Suyun özelliği; yaz günü soğuk olması, kış günü sıcak olmasıdır ve içildiğinde cümle dertlere şifa olan bir sudur. Buna“Asa Suyu” denir.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Timur Oğlu Namında Bir Kimse Küffarda Esir İken Emir Sultan’ın Onu Keramet İle Kurtarması
Timur oğlu namında bir kişi, Emir Sultan’a gelip ehl-i küffara gazaya gitmek için icazet alır. Emir Sultan da“Bir sefere izin var ama ikincisine izin yoktur.” der. Bu kişi gazaya varıp, Emir Sultan’ın himmeti ile hayli mal elde eder. Daha sonra arkadaşları ısrarla tekrar gazaya katılmasını isterler. İkincisine izin olmamasına rağmen ısrarlar üzerine gazaya çıkar; ama küffara arkadaşlarıyla esir düşerler. Çeşitli eziyetler görürler. Gündüzleri hendek kazarlar. Allah Teâlâ’ya, kurtulmaları için niyazda bulunurlar. Timur oğlu namındaki bu kimse Emir Sultan’dan meded (yardım) ister. Kale hükümdarının yakın vezirlerinden biri, rüyasında Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi görüp müslüman olur; ama müslümanlığını gizlemektedir. Bu vezir, bu Timur oğlunu esaretten kurtarıp, ona bir hücre tahsis eder. Yedi yıl bu hücrede kalır. İbadet ve taatte bulunur.
Nihayet sıla hasreti galip gelince Emir Sultan’dan himmet ister, meded ister.
“Beni bu belalardan kurtar.” diye yalvarır. Bu esnada Emir Sultan’ın mübarek eli zahir olup, Timur oğluna sıkıca yapışır ve sıkı bir şekilde onu çeker. Timur oğlunun aklı başından gider. Aklı başına geldiğinde, kendisini Emir Sultan’ın sarayının dış kapısında bulur. Emir Sultan’ın huzuruna varıp mübarek ayaklarına yüzünü sürer. Nice yıllar Emir Sultan’a hizmette bulunur.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Edremit’ten Sarı Yusuf’un Gelip Emir Sultan’ın Meclisinde Yatıp Uyuması
Sarı Yusuf Emir Sultan’ı ziyarete gelir, onun mübarek ellerini öper. Onun meclisinde otururken uykusu gelir. Gözlerini açamaz duruma gelir. Emir Sultan bu durumu fark ederek boş bir yer gösterir ve yatmasını söyler. Sarı Yusuf utanmasına rağmen Emir Sultan’ın emrine muhalefet etmemek için yatar. Kuruntulu, korkulu bir rüya görür ve hemen kalkar. Kalktığında Emir Sultan’ın elinde bir kalkan ve iki ok görür. Yatarken bunlar yoktur. Emir Sultan’a sorar. O da “Tatar Vilayeti’nde Kırım Şehri’nde bir muhibbimiz var. Senin yattığını görünce, şeyhimin huzurunda yatmak nedir? diyerek seni helak etmek istedi. Ben de kudret kalkanıyla bu okları savdım. Benim muradım olduğunu anlayınca özür diledi, biz de özrünü kabul ettik” der.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Timur Bursa’ya Geldiğinde, Emir Sultan’ın Bir Adamına Haber Göndermesi ve Timur Ordusunun Gitmesi:
Ankara’da Timur ile Yıldırım Bâyezid Han arasında olan savaşta, Yıldırım Bâyezid yenilince Timur onu esir alıp, Bursa’ya şehri yağmalamak için gelir.
“Bugün yarın giderim.” deyip bir ay miktarı şehirde kalır. Timur ordusunun askerleri, etraftan gelen yiyeceklere, azıklara el koyar. Bursa halkına, etraftan azık gelmeyince açlıktan aciz kalırlar. Bu sıralarda Emir Sultan Asa Bahçesi’ndedir. Halkın durumunu bilir. Rabbânî emri beklemektedir. Bazı azizler Emir Sultan’ın huzuruna gelirler, halkın ve kendilerinin üzüntülü hallerini ona bildirirler.
“Eğer Timur askeri beş on gün daha burada kalırsa hepimiz açlıktan helak oluruz.” derler. Emir Sultan, fukarasından bir sufisini çağırıp onu Timur ordusuna gönderir.
“Orada Âşık adlı, muhibb-i muhlisten olan bir eskici vardır. Onu gör, selamımızı ilet.” der. Bu kişi gidip, Âşık adlı eskiciyi bulur ve “Daha göç vakti gelmedi mi? Halkın aşırı derecede azığa ihtiyaçları vardır.” der. Eskici “Geleli hayli oldu ve göç vaktidir.” der. Dellallar göç vaktidir diye, bağırmaya başladıklarında ordu yavaş yavaş toplanıp gitmeye başlar.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın Bir Dervişinin Bursa’da Ulu Cami’de Bir Vaazı Dinlemeye Gitmesi ve Camide Zelzele Olması
Şeyhü’l-islam, Emir Sultan’ın icazetiyle Ulu Cami’de vaaz yapmaktadır. Bir gün yine vaaz yaparken, Emir Sultan bir dervişini pazara bir iş görmeye gönderir; ama bu derviş camiye girip vaazı dinlemek ister. Camiye girip oturduğunda cami sallanmaya başlar. Cami içindekiler dışarıya çıktıklarında, dışarıda zelzele olmadığını görürler. Sadece cami sallanmaktadır. Şeyhü’l-islam, murakabeye başlar ve Emir Sultan’ın bir dervişinin camide olduğunu fark eder ve uygun bir dille dışarı çıkmasını ona söyler.
“Yoksa bizi kırdıracaksın.” der. O derviş dışarı çıkınca caminin sallanması durur. Derviş, Emir Sultan’ın huzuruna geldiğinde her zaman selamını alan Emir Sultan, bu sefer onun selamını almaz ve
“Babam, dünyevi-uhrevi her ne ihtiyacınız yerini bulmuyor mu ki başkalarından yardım istersin. Bu hem ayıptır hem de büyük bir günahtır.” der. O derviş varıp Emir Sultan’ın mübarek dizlerine yüz sürer ve Emir Sultan onu affeder.
Şeyhü’l-islam, Emir Sultan’ın icazetiyle Ulu Cami’de vaaz yapmaktadır. Bir gün yine vaaz yaparken, Emir Sultan bir dervişini pazara bir iş görmeye gönderir; ama bu derviş camiye girip vaazı dinlemek ister. Camiye girip oturduğunda cami sallanmaya başlar. Cami içindekiler dışarıya çıktıklarında, dışarıda zelzele olmadığını görürler. Sadece cami sallanmaktadır. Şeyhü’l-islam, murakabeye başlar ve Emir Sultan’ın bir dervişinin camide olduğunu fark eder ve uygun bir dille dışarı çıkmasını ona söyler.
“Yoksa bizi kırdıracaksın.” der. O derviş dışarı çıkınca caminin sallanması durur. Derviş, Emir Sultan’ın huzuruna geldiğinde her zaman selamını alan Emir Sultan, bu sefer onun selamını almaz ve
“Babam, dünyevi-uhrevi her ne ihtiyacınız yerini bulmuyor mu ki başkalarından yardım istersin. Bu hem ayıptır hem de büyük bir günahtır.” der. O derviş varıp Emir Sultan’ın mübarek dizlerine yüz sürer ve Emir Sultan onu affeder.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Ulemadan İki Kimsenin Emir Sultan’ı İmtihan Etmek İçin Gelmesi:
Akşam namazı vaktinde, iki kimse ilm-i zahirde Emir Sultan’ı imtihan için gelir. Ezan okunduktan sonra imam gelmeyince Emir Sultan, bunlardan birine imamlık yapmasını söyler, ama imamlığa geçen kişinin hiçbir şey okumaya gücü yetmez. Emir Sultan, diğerine geç, der. O geçer, ama o da hiçbir şey okumaya güç yetiremez. O gün de Emir Sultan’dan beyat almaya gelen bir çoban da cemaatte hazırdır. Emir Sultan onu imamlığa geçirir. O da yüksek sesle, hüsn-i tertil ile okur ve imamet görevini yapar. Namazdan sonra Emir Sultan o iki kimseye:
“Babalarım, bir kimsenin muallimi Allah Teâlâ, dershanesi arşullah olursa, bu kimse diler bu surete girer, diler pir suretinde olur, dilerse bir zencî arap suretinde görünür.” diyerek, onlara makamını arz edince; bu kimseler, söz söylemeye mecalleri kalmayınca, özürler dileyerek, Emir Sultan’ın mübarek dizlerini öpüp, utançla giderler.
Emir Sultan’ın vefat ettikten sonra da kıyamete kadar dilediği alemde dilediği şekilde gezdiğinden bahsedilmektedir. Diğeri de, Emir Sultan’ın halifelerinden Lutfullah Efendi’nin (hyt.864/1460), dervişlerinden birinin kılığına girip bir kimseyi bir sıkıntıdan kurtarmasıdır.
Akşam namazı vaktinde, iki kimse ilm-i zahirde Emir Sultan’ı imtihan için gelir. Ezan okunduktan sonra imam gelmeyince Emir Sultan, bunlardan birine imamlık yapmasını söyler, ama imamlığa geçen kişinin hiçbir şey okumaya gücü yetmez. Emir Sultan, diğerine geç, der. O geçer, ama o da hiçbir şey okumaya güç yetiremez. O gün de Emir Sultan’dan beyat almaya gelen bir çoban da cemaatte hazırdır. Emir Sultan onu imamlığa geçirir. O da yüksek sesle, hüsn-i tertil ile okur ve imamet görevini yapar. Namazdan sonra Emir Sultan o iki kimseye:
“Babalarım, bir kimsenin muallimi Allah Teâlâ, dershanesi arşullah olursa, bu kimse diler bu surete girer, diler pir suretinde olur, dilerse bir zencî arap suretinde görünür.” diyerek, onlara makamını arz edince; bu kimseler, söz söylemeye mecalleri kalmayınca, özürler dileyerek, Emir Sultan’ın mübarek dizlerini öpüp, utançla giderler.
Emir Sultan’ın vefat ettikten sonra da kıyamete kadar dilediği alemde dilediği şekilde gezdiğinden bahsedilmektedir. Diğeri de, Emir Sultan’ın halifelerinden Lutfullah Efendi’nin (hyt.864/1460), dervişlerinden birinin kılığına girip bir kimseyi bir sıkıntıdan kurtarmasıdır.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın II. Murad’a Tahta Çıkmasına İcazet Vermesi Ve II. Murad’ın Padişah Olması
Çelebi Mehmed ahirete intikal ettiğinde arkasında Mustafa ve Murad adında iki şehzade bırakır. Sultan Murad İznik’te, Sultan Mustafa ise Edirne’dedir. Sultan Mustafa tahta çıkar. Askeri ve hazineyi toplayıp Mihaliç’e Sultan Murad’ı almak için gelir. Sultan Murad da İznik’ten Bursa’ya Emir Sultan’a gelir, onun elini öpmekle müşerref olur.
“Kardeşim hazine ve asker ile beni öldürmeye gelir. Ben senin hizmetinde bulunmaya geldim. Her ne emir edersen onu yapacağım.” der. Emir Sultan da:
“Babam, Rum’ın saltanatının verilmesini, dedem Sultan-ı Enbiya bize vermiştir. Biz kime verirsek padişah o kimse olacaktır. Biz de size verdik.” der. Sultan Murad da
“Sultanım yokluk derecesindeyim. Ne hazinem var ne de askerim. Bu yüzden korkuyorum.” der. Emir Sultan, Sultan Murad’a
“Soyunun babam.” deyip, kendi gömleğini Sultan Murad’a giydirir. Sultan Murad, mevcut askerleri ile Mihaliç yakınlarına gelip konaklar. Bu arada Allah Teâlâ, Sultan Mustafa’nın kalbine korku ilka eyler ve Sultan Mustafa hazine ve askerleri bırakıp kaçar. Sabah olunca vezirler ve askerler Sultan Mustafa’yı bulamayınca kaçtığını anlarlar ve Sultan Murad’ı hazinenin ve askerin başına çağırırlar. Böylece Sultan Murad, Emir Sultan’ın himmeti ile üç gün içinde padişah olur.
Çelebi Mehmed ahirete intikal ettiğinde arkasında Mustafa ve Murad adında iki şehzade bırakır. Sultan Murad İznik’te, Sultan Mustafa ise Edirne’dedir. Sultan Mustafa tahta çıkar. Askeri ve hazineyi toplayıp Mihaliç’e Sultan Murad’ı almak için gelir. Sultan Murad da İznik’ten Bursa’ya Emir Sultan’a gelir, onun elini öpmekle müşerref olur.
“Kardeşim hazine ve asker ile beni öldürmeye gelir. Ben senin hizmetinde bulunmaya geldim. Her ne emir edersen onu yapacağım.” der. Emir Sultan da:
“Babam, Rum’ın saltanatının verilmesini, dedem Sultan-ı Enbiya bize vermiştir. Biz kime verirsek padişah o kimse olacaktır. Biz de size verdik.” der. Sultan Murad da
“Sultanım yokluk derecesindeyim. Ne hazinem var ne de askerim. Bu yüzden korkuyorum.” der. Emir Sultan, Sultan Murad’a
“Soyunun babam.” deyip, kendi gömleğini Sultan Murad’a giydirir. Sultan Murad, mevcut askerleri ile Mihaliç yakınlarına gelip konaklar. Bu arada Allah Teâlâ, Sultan Mustafa’nın kalbine korku ilka eyler ve Sultan Mustafa hazine ve askerleri bırakıp kaçar. Sabah olunca vezirler ve askerler Sultan Mustafa’yı bulamayınca kaçtığını anlarlar ve Sultan Murad’ı hazinenin ve askerin başına çağırırlar. Böylece Sultan Murad, Emir Sultan’ın himmeti ile üç gün içinde padişah olur.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Sultan Murad Han’ın Emir Sultan’a Bir Yavuz At Göndermesi
Sultan Murad’ın bir yavuz atı vardır. Yanına hizmet eden seyisten başka kimse yaklaşamaz. Yanına varanları helak eder. Çok gösterişli bir hayvandır. Hiçbir ayıbı yoktur. Bir gün Sultan Murad ona binmek ister ama at yine huysuzlaşır ve Sultan Murad’ı üzerine bindirmez. Sultan Murad kızar ve
“Bu atı alın, eniştem Emir Sultan’a hediye edin; ancak o bunun hakkından gelir.” der. Beş on seyis zar zor atı Emir Sultan’a getirirler. Sultan Murad’ın hediyesi olduğunu söylerler. Emir Sultan atı kabul eder ve atı ahıra koyarlar. Emir Sultan
“Varın o ata benden selam söyleyin, önceki sahibin Allah Teâlâ korkusu bilmezdi, sen ona bunun için isyan ederdin, şimdiki sahibin Allah’ın emirlerine itaatkârdır, sen de itaatkâr olup eski huylarını terk eder misin? deyin, bakalım nasıl davranacak?” der. Ece Baba, Emir Sultan’ın söylediklerini ata söyleyince at hemen itaat eder, başını üç kere yere koyar, aleyke’sselam der gibi yapar. Emir Sultan cuma günleri o ata biner, Cuma Namazı’na gider. Ece Baba da her gün o at ile pazara gider. Atı bir yere bağlar ve at hiç hareket etmez; ama yanından bid’at ehli birisi geçerse onu tepip ısırmak ister. Ehl-i sünnet biri yanından geçerse başını yere koyup tevazu eder.
Sultan Murad’ın bir yavuz atı vardır. Yanına hizmet eden seyisten başka kimse yaklaşamaz. Yanına varanları helak eder. Çok gösterişli bir hayvandır. Hiçbir ayıbı yoktur. Bir gün Sultan Murad ona binmek ister ama at yine huysuzlaşır ve Sultan Murad’ı üzerine bindirmez. Sultan Murad kızar ve
“Bu atı alın, eniştem Emir Sultan’a hediye edin; ancak o bunun hakkından gelir.” der. Beş on seyis zar zor atı Emir Sultan’a getirirler. Sultan Murad’ın hediyesi olduğunu söylerler. Emir Sultan atı kabul eder ve atı ahıra koyarlar. Emir Sultan
“Varın o ata benden selam söyleyin, önceki sahibin Allah Teâlâ korkusu bilmezdi, sen ona bunun için isyan ederdin, şimdiki sahibin Allah’ın emirlerine itaatkârdır, sen de itaatkâr olup eski huylarını terk eder misin? deyin, bakalım nasıl davranacak?” der. Ece Baba, Emir Sultan’ın söylediklerini ata söyleyince at hemen itaat eder, başını üç kere yere koyar, aleyke’sselam der gibi yapar. Emir Sultan cuma günleri o ata biner, Cuma Namazı’na gider. Ece Baba da her gün o at ile pazara gider. Atı bir yere bağlar ve at hiç hareket etmez; ama yanından bid’at ehli birisi geçerse onu tepip ısırmak ister. Ehl-i sünnet biri yanından geçerse başını yere koyup tevazu eder.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Oğlu Ali Çelebi’nin Ölmesi İçin Emir Sultan’ın Dua Etmesi:
Emir Sultan hayatında sadece Sultan Yıldırım Bayezid Han’ın kızı Hundi Sultan ile evlenmiştir. Bundan da iki kızı ve bir oğlu olmuştur. Kızlarının ikisi de Emir Sultan’ın sağlığında vefat etmişlerdir. Emir Sultan velayet hissi ile oğlunda bazı şeyler müşahede eyler. Bir gün Hundi Sultan’a
“Ben dua edeyim de Allah Teâlâ bugün bu oğlanın canını alsın. Sen de amin de.” der. Hundi Sultan sebebini sorunca, Emir Sultan
“Bu senede ölmesi hepimiz için hayırlıdır. Ben padişah neslindenim diye çok kavga edebilir.” der demez Ali Çelebi’nin ruhu hemen cesedinden ayrılır.
Emir Sultan hayatında sadece Sultan Yıldırım Bayezid Han’ın kızı Hundi Sultan ile evlenmiştir. Bundan da iki kızı ve bir oğlu olmuştur. Kızlarının ikisi de Emir Sultan’ın sağlığında vefat etmişlerdir. Emir Sultan velayet hissi ile oğlunda bazı şeyler müşahede eyler. Bir gün Hundi Sultan’a
“Ben dua edeyim de Allah Teâlâ bugün bu oğlanın canını alsın. Sen de amin de.” der. Hundi Sultan sebebini sorunca, Emir Sultan
“Bu senede ölmesi hepimiz için hayırlıdır. Ben padişah neslindenim diye çok kavga edebilir.” der demez Ali Çelebi’nin ruhu hemen cesedinden ayrılır.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan İle Bir Rahibin Menâkıbı:
Emir Sultan Bursa’ya geldiğinde Keşiş Dağı’nda riyazette mahir, insanların hacetini eda eden, siyah elbiseli, İsâ aleyhisselâm mezhebi üzere yaşayan bir rahip vardır. Dağda bir sene geçirdikten sonra Bursa şehrine gelir, bir ay kadar bir yerde kalır ve dertli olanların dertlerini giderir. Görmeyenleri görür, dilsizleri konuşur, ayaksız olanları ayaklı yapar; yani her türlü hastalığı dua okuyup halleder. Emir Sultan keşf ile bu râhibin ahvaline muttali olup, onu ziyarete gider. Kapısını çalar, kapıyı açan râhip
“Hoş geldin, ey Emir Muhammed Buhârî.” der. Emir Sultan selamdan sonra
“Sen benim Emir Seyyid olduğumu nereden bildin?” der. Râhip
“Senin deden, Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem senin geleceğini ve ismini bana rüyada bildirdi.” der. Emir Sultan da “O halde niçin Müslüman olmuyorsun?” dediğinde, râhip
“Deden önünde müslümanlığı kabul ettim.” der.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın Miraç Gecesi Hakkındaki Açıklaması
Bir âlimin “Sonra yaklaştı ve sarktı.” ( Necm,8 ) ayetinin tefsirini anlamakta bir engeli vardır; yani miraç cismani mi ruhani mi oldu diye, bir problemi vardır. Emir Sultan’dan bunu öğrenmek ister. Emir Sultan başını murakabeden kaldırıp der ki:
“Babam, dedem Hz. Rasûl, Allah Teâlâ’nın huzuruna bu zahir bedeni ile varmıştır. Bu gözle görmüştür. Bu dille doksan bin kelime söylemiştir. Bu kulakla dinlemiştir. Bunda şek ve şüphe yoktur. Zira babam, bu Zat (sallallâhü aleyhi ve sellem) mahlukâtın yaratılmasına sebep olmuştur. Hakkında ‘Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım’ denmiştir. Bu işin doğru olduğuna dair Necm Sûresi nazil olmuştur. Aman! Babam, bu işin olmadığına dair ihtimal bile yersizdir. O ki, Hz. Muhammed’dir, Allah Teâlâ’nın habibidir.Hem Allah Teâlâ hem melekler hem de tüm mahluk ona salavat getirir.”
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın İsra Sûresi’nin 64. Ayetini (Şeytan onlara, ancak kuru bir aldatma vaat eder) Tefsir Etmesi:
Bir gün Emir Sultan, meclisinde hazır bulunanlara nasihat etmek için bu ayetin tefsirini yapar.
“Babam, kesinlikle gaflete yer yoktur. Şeytan kuvvetli kimsedir. Avamı şu yoldan, havassı bu yoldan, ulemayı şu yoldan, sülahayı bu yoldan saptırır. Nitekim Bel’am-ı Bâûra ve Bersîsa’yı işitmişinizdir. Bunlar, iman bakımından kemal mertebede iken, sonra sapıtıp imansız gitmişlerdir. Şeytan gayet ulu düşmandır, babam. Nitekim Allah Teâlâ Musa aleyhisselâma,
“Ey Musa! Kesinlikle düşmanını ölü görmeyince korkun kesilmesin ve şerrinden emin olma,” diye vahiy yoluyla emir eyler. Babam, bir gün Hasan Basri radiyallâhü anh bir yerde ibadet eder. Görür ki, şeytanın elinde yularlar var. Hasan Basri şeytana
‘Bu yularlar nedir?’ diye sorar. Şeytan
‘Bu yularları halkın boynuna geçiririm ve istediğim gibi onları oynatırım’ der. Hasan Basri
‘Bu yularlardan bize de hisse var mı?’ diye sorduğunda, şeytan da ona
‘Sana yulara ne gerek var.’ der.”
وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِم بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا
---Vestefziz menisteta’te minhum bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve racilike ve şârikhum fîl emvâli vel evlâdi vaıdhum, ve mâ yaiduhumuş şeytânu illâ gurûrâ(gurûran) : Onlardan gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vâdetmez. (İsra 17/64)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan Kendi Mezar Yeri İçin Şeyhü’l-İslam’a Ok Attırması:
Asa Bahçesi’ne giderken, merhum olan kayınları Sultan Mehmed Han’ın türbesi önüne vardıklarında Emir Sultan, ok ve yayının şeyhü’l-islam’a verilmesini söyler. Bir derviş de, Emir Sultan’ın ok ve yayını şeyhü’l-islama verir. Emir Sultan şeyhü’l-islama
“Dileriz ki mezarımız bu taraflarda olsun, sizi uğur tutup niyet ettik, bu oku şark tarafına atın; her nerede bulunursa mezarımız orası olsun.” der. Şeyhü’l-islam da Emir Sultan’ın bu isteğini yerine getirir ve oku atar. Oku bulduklarında, okun buraya gelip düşmesinin keramet işi olduğu anlaşılır; çünkü mesafe çok uzundur ve bir atış ile buraya düşmesi imkânsızdır. Okun düştüğü yer ormanlık ve meşelik bir yerdir. Emir Sultan buradan türbe miktarı bir yer satın alır ve büyük bir suffe yaptırır. Vefat ettikten sonra türbesini Hundi Sultan yaptırır. Türbe yapılırken Emir Sultan, mimara her gece rüyada görünüp
“Şurayı şöyle yap, şu mahalli böyle yap.” der.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın Vefat Etme Zamanının Geldiğini Söylemesi
Bir gün Emir Sultan;“Babam ‘Her nefis ölümü tadacaktır’ (Enbiya, 35). Elbette bu fani âlemden o baki âleme gitmek üzereyiz. Şimdi bilin, zahirimizi âlimlere verdik ki halka karışıp vaaz ve tezkir ile halkı dalaletten hidayete irşat etsinler. Bâtınımızı dervişlerimizden iki kimseye verdik. Biri İbrahim Edhem mertebesinde diğeri Bâyezid-i Bistami mertebesindedir.” der. Bu işaretlerden sonra Emir Sultan’ın gün geçtikçe sağlık durumu bozulur.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın, Yerine Hasan Hoca’yı Halife Tayin Edip Vefat Etmesi
Emir Sultan ölüm döşeğinde iken
“Sultanım sizden sonra yerinize kim halifeniz olsun?” dediklerinde, Emir Sultan
“Benden sonra şeyhiniz Hasan olsun, bizi isteyen Hasan’da bulsun.” der. Bu konuda muhkem
te’kidlerde bulunduktan sonra o günlerde Hakk’a yürür. Tarihi 833 (M.1429)’tür.
Emir Sultan ölüm döşeğinde iken
“Sultanım sizden sonra yerinize kim halifeniz olsun?” dediklerinde, Emir Sultan
“Benden sonra şeyhiniz Hasan olsun, bizi isteyen Hasan’da bulsun.” der. Bu konuda muhkem
te’kidlerde bulunduktan sonra o günlerde Hakk’a yürür. Tarihi 833 (M.1429)’tür.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın Cenazesini Yıkayanlar ve Cenazesine Su Dökenler:
Emir Sultan can çekiştiği sırada orada bulunanlar
“Sultanım sizi kim yıkasın ve kimler su koysun?” dediklerinde,
“Otuz yıl boyunca ikindi namazının sünnetini tastamam kılan benim cenazemi yıkasın.” der ve bundan sonra vefat eder. Müverrihîn, sene 829 derler. Dervişler
“Acaba Emir Sultan’ı yıkayacak olan, ikindi namazını otuz yıl boyunca tastamam kılan kimdir?” diye söyleşirler. Hacı Bayram Veli de Emir Sultan’ın hastalığını işitip Ankara’dan Bursa’ya gelir. Bunu işitince
“İşte ben otuz yıldan fazladır ikindi namazının sünnetini kaçırmadım.” der. Fukara dervişler bunu duyunca sevinirler. Böylece Emir Sultan’ın cenazesini Hacı Bayram Veli yıkar ve suyu da Emir Sultan’ın nice zamandır hizmetinde bulunan Seyyid Ahmed Horasani koyar. Cenaze namazı, çok cemaat ile Ulu Camii’nde kılınır.
Emir Sultan can çekiştiği sırada orada bulunanlar
“Sultanım sizi kim yıkasın ve kimler su koysun?” dediklerinde,
“Otuz yıl boyunca ikindi namazının sünnetini tastamam kılan benim cenazemi yıkasın.” der ve bundan sonra vefat eder. Müverrihîn, sene 829 derler. Dervişler
“Acaba Emir Sultan’ı yıkayacak olan, ikindi namazını otuz yıl boyunca tastamam kılan kimdir?” diye söyleşirler. Hacı Bayram Veli de Emir Sultan’ın hastalığını işitip Ankara’dan Bursa’ya gelir. Bunu işitince
“İşte ben otuz yıldan fazladır ikindi namazının sünnetini kaçırmadım.” der. Fukara dervişler bunu duyunca sevinirler. Böylece Emir Sultan’ın cenazesini Hacı Bayram Veli yıkar ve suyu da Emir Sultan’ın nice zamandır hizmetinde bulunan Seyyid Ahmed Horasani koyar. Cenaze namazı, çok cemaat ile Ulu Camii’nde kılınır.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Emir Sultan’ın Kıyamet Gününe Kadar Olan Halleri
Emir Sultan’dan sünnete muhalif hiçbir şey ortaya çıkmaz. Bütün hareketleri, davranışları şeriate uygundur. Fukarasından bile meşru olmayan, akla muhalif hem sözlü hem de fiili hiçbir amel ortaya çıkmaz. Emir Sultan’ın kendisi kutbu’l-aktabdır. Dostlarından çok kimseyi kutbiyet makamına erdirir. Yine tarîkinde bütün rical-i gayb vardır. Bütün evliya ve ehlullahın reisi ve sultanıdır. Emir Sultan’ın ruhu her an ve her saat bin makam seyreder, dilediği âlemde dilediği suret ile gezer. Yine meşhurdur ki yüce bir divanı vardır ve her cuma gecesi bütün evliya ve ehlullah dîvânında hazır bulunurlar. Tedbîrât âleminde ne olacak ise hepsini dedesi Sultan-ı Kevneyn’in izni ile bilir. Türbesinin güzel kokulu toprağı her derde şifa ve devadır.
Emir Sultan’dan sünnete muhalif hiçbir şey ortaya çıkmaz. Bütün hareketleri, davranışları şeriate uygundur. Fukarasından bile meşru olmayan, akla muhalif hem sözlü hem de fiili hiçbir amel ortaya çıkmaz. Emir Sultan’ın kendisi kutbu’l-aktabdır. Dostlarından çok kimseyi kutbiyet makamına erdirir. Yine tarîkinde bütün rical-i gayb vardır. Bütün evliya ve ehlullahın reisi ve sultanıdır. Emir Sultan’ın ruhu her an ve her saat bin makam seyreder, dilediği âlemde dilediği suret ile gezer. Yine meşhurdur ki yüce bir divanı vardır ve her cuma gecesi bütün evliya ve ehlullah dîvânında hazır bulunurlar. Tedbîrât âleminde ne olacak ise hepsini dedesi Sultan-ı Kevneyn’in izni ile bilir. Türbesinin güzel kokulu toprağı her derde şifa ve devadır.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Tabiat varlıklarının ona saygı duyması
Osmanlı vezirlerinden biri, Emir Sultan’ın halifelerinden Şeyh Câmiu’l-Kitâb Gavs Efendi ile ilgili bir olayı rivayet eder.
Gavs Efendi bu vezirin evinde namaz kılarken, secdeye vardığında bahçede bulunan dört servi ağacı onunla birlikte secdeye varır.
Vezir bu olay için“Allah şahidimdir.” der.
Osmanlı vezirlerinden biri, Emir Sultan’ın halifelerinden Şeyh Câmiu’l-Kitâb Gavs Efendi ile ilgili bir olayı rivayet eder.
Gavs Efendi bu vezirin evinde namaz kılarken, secdeye vardığında bahçede bulunan dört servi ağacı onunla birlikte secdeye varır.
Vezir bu olay için“Allah şahidimdir.” der.
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Maddelerin mâhiyet ve niteliklerini değiştirme
Şeyh Sinan, küçük bir çocukken babası onu Alaşehir’den alıp Bursa’ya getirir ve Emir Sultan’a emanet eder. Emir Sultan, hanımı Hundi Hatuna “Oğlum açtır, su ve un getir de bir yemek yapalım karnını doyursun.” der. Emir Sultan unun içine bir miktar su koyar ve bu karışım hemen süt oluverir. Hundi Hatun da onu ateş ve ocak olmadığı halde kaşıkla karıştırır, sonunda lezzetli bir yemek olur.
Şeyh Sinan, küçük bir çocukken babası onu Alaşehir’den alıp Bursa’ya getirir ve Emir Sultan’a emanet eder. Emir Sultan, hanımı Hundi Hatuna “Oğlum açtır, su ve un getir de bir yemek yapalım karnını doyursun.” der. Emir Sultan unun içine bir miktar su koyar ve bu karışım hemen süt oluverir. Hundi Hatun da onu ateş ve ocak olmadığı halde kaşıkla karıştırır, sonunda lezzetli bir yemek olur.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Halifesinin Yağmur yağdırması
Emir Sultan’ın halifelerinden Hacı İsâ Dede ile Sultan Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) arasında geçen bir olay anlatılır. Sultan Mehmed Hacı İsâ Dede’yi tecrübe için“Dede, hayli zamandır şehrimize yağmur yağmadı. Bir dua eylesen de Allah bize yağmur verse.” der. Hacı İsâ Dede de“Ey devletli padişahım, bilirsiniz ki dua paklıkla kabul olur. Önce biz günahlarımıza tevbe edelim, sonra dua edelim, ümiddir ki kabul olur.” der. Tevbe ederler ve duaya başlarlar. Duayı bitirince Allah’ın emri ve kudretiyle bulut yokken, bulut gelir ve yağmur yağar.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Kurumuş ağaçları yeşertme, harab olmuş bahçeyi yemyeşil yapması
Bu kerameti Emir Sultan Buhara’da daha beş yaşında iken gösterir. Emir Sultan babasıyla beraber yolda giderken bir yaşlı adam karşılarına çıkar. Yemyeşil, içinde akan suları olan, taze fidanlar olan, ruha huzur veren bir bahçesi olduğunu, evladını ve ailesini bu bahçenin mahsulüyle geçindirdiğini söyler. Ama bir afet sebebiyle bahçesinin ağaçlarının kuruduğunu, akan sularının akmaz olduğunu, harab ve türab olduğunu, ailesinin aç kaldığını söyler. Emir Sultan’ın ve babasının ayaklarına düşüp yalvarır, bu haline bir çare olup olmadığını sorar. Emir Sultan’ın babası yaşlı adamın gönlünü alır, onu teselli eder. Emir Sultan o yaşlı adama acır, merhamet eder. Emir Sultan, kimseye bildirmeden gece yarısı o yaşlı adamın bahçesine gider. Allah’a yalvarır, dua eder, iki rekât namaz kılar.
“İlâhî, eğer senin katında masumların bir kadri varsa, dedem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin hürmetime duamı kabul eyle.” diye dua eder. Bunun üzerine Allah Teâlâ duasını kabul eder. Yine eskisi gibi ağaçlar yeşerir, sular akmaya başlar, ağaçlar hemen meyve vermeye başlar, çiçekleri öncekinden daha güzel olur. Emir Sultan duasının kabul olduğunu görünce hemen şükür secdesi yapar.
Bu kerameti Emir Sultan Buhara’da daha beş yaşında iken gösterir. Emir Sultan babasıyla beraber yolda giderken bir yaşlı adam karşılarına çıkar. Yemyeşil, içinde akan suları olan, taze fidanlar olan, ruha huzur veren bir bahçesi olduğunu, evladını ve ailesini bu bahçenin mahsulüyle geçindirdiğini söyler. Ama bir afet sebebiyle bahçesinin ağaçlarının kuruduğunu, akan sularının akmaz olduğunu, harab ve türab olduğunu, ailesinin aç kaldığını söyler. Emir Sultan’ın ve babasının ayaklarına düşüp yalvarır, bu haline bir çare olup olmadığını sorar. Emir Sultan’ın babası yaşlı adamın gönlünü alır, onu teselli eder. Emir Sultan o yaşlı adama acır, merhamet eder. Emir Sultan, kimseye bildirmeden gece yarısı o yaşlı adamın bahçesine gider. Allah’a yalvarır, dua eder, iki rekât namaz kılar.
“İlâhî, eğer senin katında masumların bir kadri varsa, dedem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin hürmetime duamı kabul eyle.” diye dua eder. Bunun üzerine Allah Teâlâ duasını kabul eder. Yine eskisi gibi ağaçlar yeşerir, sular akmaya başlar, ağaçlar hemen meyve vermeye başlar, çiçekleri öncekinden daha güzel olur. Emir Sultan duasının kabul olduğunu görünce hemen şükür secdesi yapar.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: EMîR SULTAN (k.s) Ve Menkıbeleri
Vahşi ve yabanî hayvanları itaate alması
II. Murat’ın bir atı vardır; ancak ata bakan seyisten başkası yanına yaklaşamaz. II. Murat bile ata binemez. At o kadar hırçındır. Bunun üzerine II. Murat atı Emir Sultan’a hediye gönderir. Beş on seyis güç bela atı Emir Sultan’a getirir. Emir Sultan da dervişlerinden birine şöyle söyler:
“Gidin o ata benden selam söyleyin, önceki sahibin Allah korkusu bilmezdi, şimdiki sahibin ise Allah korkusu bilir.” deyin. Derviş, ata bunları söylediğinde at, selam alır gibi başını yere koyar ve uysal bir at haline gelir. Bu durum Emir Sultan’ın hayvanlara bile tesir ettiğini gösterir.
II. Murat’ın bir atı vardır; ancak ata bakan seyisten başkası yanına yaklaşamaz. II. Murat bile ata binemez. At o kadar hırçındır. Bunun üzerine II. Murat atı Emir Sultan’a hediye gönderir. Beş on seyis güç bela atı Emir Sultan’a getirir. Emir Sultan da dervişlerinden birine şöyle söyler:
“Gidin o ata benden selam söyleyin, önceki sahibin Allah korkusu bilmezdi, şimdiki sahibin ise Allah korkusu bilir.” deyin. Derviş, ata bunları söylediğinde at, selam alır gibi başını yere koyar ve uysal bir at haline gelir. Bu durum Emir Sultan’ın hayvanlara bile tesir ettiğini gösterir.