KISACA NEFS MERTEBELERİ / Mehmed Zahid Koktu (R.a.)

Alt Forumda kotegarize edilmeyen diğer Hakk Dostları.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kamuran
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 183
Kayıt: 17 Eki 2008, 02:00

KISACA NEFS MERTEBELERİ / Mehmed Zahid Koktu (R.a.)

Mesaj gönderen kamuran »

KISACA NEFS MERTEBELERİ / Mehmed Zahid Koktu (R.a.)

Muhterem ve pek aziz kardeş,
İnsan olabilmek kadar güç bir şey yoktur. Kişi zengin olabilir, alim olabilir, yüksek makam sahibi olabilir. Fakat insanlık bambaşka bir şeydir. Diğerleri her ne kadar güzel şeylerse de “İnsanlık” yanında hiç kalırlar. Şimdi sana şu yazdıklarımın bir hülasasını yapayım:


1-Nefs-i Emmare:

Nefs-i emmare denilen bedbaht nefis zenginleştikçe şımarır. Bilgisi arttıkça kibri, gururu da artar. Hele bir de makam sahibi olursa artık onun yanına varmak, sokulmak ne mümkün!
Bu nefs-i emmare denilen habis nefsi bir çocuğun haline benzetirsek pek hata yapmayız zannederim. Çünkü çocuk, aklı ermediğinden dolayı her canının istediğini yapmaya çalışır Haram bilmez, helal bilmez, her bulduğunu yemekten çekinmez.
Bu nefs-i emmare on iki kötü huydan teşekkül eder. Başı küfür, arkası şirk, gaflet, cehalet, ve bir de aslı, esası, kendini yaradana karşı kulluk vazifesi yani ibadeti yapmamak olan “büyüklenme”dir. Diğer kibir alametleri bu esasın yavrularıdır. O büyüdükçe bu yavrular da kendisi ile beraber büyür. Eğer ıslahına çalışmazsa böylece ölür gider. “Can çıkmayınca huy çıkmaz” dedikleri budur.


2 -Nefs-i Levvame:

Bu on iki kötü huyun ikisi olan “şirk” ve “küfür” den ilim ve amel ile Hakk'ın hidayetine mazhariyetle kurtulabilen kişi nefs-i levvame'ye geçer. Nefs-i levvame ise diğer on kötü huyu üzerinde bulundurduğu için hiç de makbul bir nefis değildir. Kişi, arasıra
kendisine gelen nedamet ve pişmanlıklarla biraz intibah etse bile bu kötü huylar öyle kolayca atılabilmesi kabil olan şeyler değildirler ki, hemencecik iyi bir insan olsun. Bu huyların her birisini atmak; uzun riyazetler, zikirler, ilme devam ve bir de Hakk'ın lütfuna mazhariyetle mümkün olur ki, buna muvaffak olan bahtiyarlar nadirattandır desek caizdir.


3 -Nefs-i Mülhime:

Eğer Hakk'ın izni ile yakasını bu nefs-i levvameden ve onun çirkin hallerinden kurtarabilirse nefs-i'mülhime'ye geçmeye muvaffak olabilir. Nefs-i mülhime ise; ilim, tevazu, sabır, tevbe, şükür, cömertlik, kanaat ve tahammül gibi sekiz büyük esasa bağlıdır. İlimsiz olmaz. Tevazu denilen şey , o da kendiliğinden olmaz. Her ne kadar tevbe etse de tevbesinde duramaz. Sabır denilen nimet kolay mı zannedersin? Herkesle geçinebilmek ve kimseyi incitmemek bu sabra bağlıdır.
Sabrı olmayan kişi hemen herkesle kavga, gürültü yaparak ortalığın huzurunu kaçırır. Şükür de nimetlerin büyüğüdür. Cenab-ı Hakk'ın sayısız verdiği nimetlere mukabil şükredebilirse “EIbette sizi (n nimetinizi} artırırım)” (İbrahim: 7} , sırrına mazhar olarak, nimetleri arttıkça artar.
Sehavet ise -ki, biz buna cömertlik diyoruz bir 1meşiyyet-i İlahiyye'dir. Öyle ki, sahibi fakir de olsa yemez yedirir; bu da ona yeter de artar. Kanaat da ayrı bir devlettir. İnsanın geliri çok olabilir. Fakat kanaat sahibi ise kanaati elden bırakmayarak artanları fakirle verebilir. Bu suretle zengin ile fakir arasında bir köprü kurulmuş olur. Fakirin gözü zenginin malında olmayacağı gibi bu suretle ona hayır dua etmekten de kendini alamaz. Bu da o zengine yetmez mi? Halbuki bugün zengin ile fakir arasında aşılmaz bir uçurum vardır. Sebebi ise kanaatsizlik ile fakirleri gözlememektir .Bunu yapmadıkça da iptilalardan kurtulmak mümkün değildir .
Sekizinci huy ise “tahammül”'dür. yani başkalarından gelen ezalara sabırla mukabele edip eziyet edenleri mahcup duruma sokmaktır.
Kendisini zemmedip kerih ve çirkin sözler söyleyen birine Hasan Basri Hazretleri gayet mümtaz hurmalardan bir tabak dolusu hurma ikram eder. Bunu alan o zavallı da yaptıklarına pişman olur ve özür diler .Eğer Hasan Basri Hazretleri, kuvvet ve kudret sahibi bir bahtiyar olduğundan ona cezalar verseydi
bu nedamet ve pişmanlık olmazdı.


4 -Nefs-i Mutmaine:

Bu nefs-i mülhime, oldukça mühim güzel huyları cami ise de ehl-i insaf, bunlan da olgun insanlar arasına sokmamışlardır .Çünkü bunların ilmi var ise de amelleri kusurlu olduğundan olgun insanlar arasına sokulmamıştır .Eğer Allah Teala 'nın yardımı ile bunu da atlayabilirse -ki çok riyazet ve ibadete muhtaçtır -ve nefs-i mutmainneye burada ilim yanında amel de vardır .Sonra her hususta Hakk'a tevekkül eder, açlığa ve riyazete devamla beraber ibadetini de arttırır. Derin düşüncelere dal~r ve bu dalma ile enva-ı çeşit elmas ve yakut misilli cevahirleri toplar ve etrafındakilere de serper. Bu kadar güzel huy sahibi ve nefs-i mutmainne derecesine ulaşmasına rağmen işin canı olan ihlassızlık korkusu burada da
mevcüd olduğundan, her ne kadar kemal mertebesine yaklaşmış ise de kurtulup nefs-i radiyye ye kavuşmaya çalışması lazımdır.


5 -Nefs-İ Radiyye:

Nefs-i radiyye sahibi ihlaslı, boş konuşmaz, zikirle meşgul, zühd sahibi ve vera denilen şüpheli şeylerden de son derece kaçıcı olur .Bu suretle de Cenab-ı Hakk'ın sayısız ve çeşitli kerametlerine mahzar olur. Bu nefsin sahibine ehl-i kemal demek yaraşır .Cenab-ı Hakk cümlemize bu güzel huyları nasib eylesin. .Amin. ..

6 -Nefs-i Mardiyye:

Bundan sonraki nefis mertebesine, nefs-i mardiyye derler ki bu derecede, kul Allah'tan, Allah da kuldan razıdır. Bu mertebede olanlar Allah'tan gayriyi düşünmezler ve Allah'ın mahlukuna lütf ile muamele ederler. Gayeleri Allah Teala'ya yakın olmaktır. O'nun yarattığı bütün eşyalardaki hikmetleri düşünür ve O'nun taksimine daima razı olduklarından marifetullah kapısı da kendilerine açıktır.
Kullanıcı avatarı
kamuran
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 183
Kayıt: 17 Eki 2008, 02:00

Alıntı yapmayı beceremedim. gariban'a teşekkürler...

Mesaj gönderen kamuran »

NEFSİN KUSURLARI :

Ucb, Riya, Kibir,
Haset, Hasislik,
Kin, Kufr, Bid’at,
Kufran-i ni’met,
Halinden sikâyet ,
Allah’in rahmetinden umut kesmek,
Allah’in cezasindan emin olmak ,
Zulmü onaylamak ve destek olmak,
Iyi kalbli insanlarin karsisinda olmak,
Kalbi mâsivâya yöneltmek,
Sürekli liderlik pesinde olmak,
Iltifat ve onay beklemek,
Elestiriden korkmak,
Istemekten kendini ali koyamamak,
Mukallidlik, Dalkavukluk,
Baskalarina gelen felaketlere sevinmek düsmani olsa dahi,
Korkaklik, Öfkelenmek,
Zulmedicilik,
Sözünde durmamak,
Kötü sansa inanmak,
Haksiz davranmak,
Mülke düskünlük,
Dünya ve dünyasal seylerle çok ilgili olmak,
Ihtirasli olmak,
Sorumsuz bir yasam sürdürmek,
Baskalarinin isine burnunu sokmak,
Onursuzluk, Tembellik , Utanmazlik,
Kaybedilen seylere sizlanmak,
Giybet, Inatçilik, Bencillik, Hipokratlik,
Aldatici olmak, Kabalik, görgüsüzlük,
Kadinlarla iliskilerinde haysiyetsizlik, Sehvete düskünlük,
Hatasini kabul etmeyip israrci olmak,
Fakirlikten korkmak,
Kadere inanmamak ve kader hakkinda konusmak,
Kendisini karamsarliga düsürmek,
Baskalarini küçük düsürmekten zevk almak,
Zenginlere içtensizlikle iyi görünmek ve dalkavukluk etmek,
Fakirleri küçümsemek,
Geçmisini övmek ve geçmisiyle gurur duymak,
Fiziksel gücü ile yigitligiyle gösteris yapmak,
Digerlerini küçük düsürmek,
Gereksizce uzun konusmayi sevmek,
Konusmada kendine merkezcil olmak,
Kendi kusurlarini unutup baskalarinin kusurlariyla mesgul olmak,
Kalbinden Allah korkusunu, hayâ ve halinden üzüntüyü çikarmak ,
Allah aski için yapilan mücadeleye yardimi reddetmek,
Düsmanina dostmus gibi gözükmek,
Çalisma hayatinda aldatmak,
Digerlerine tuzak kurmak ,
Kendini dünya ile özdeslestirip Allah’i unutmak ,
Insanlarin çektigi çilelerden memnuniyet duymak,
Yaptigi hatalardan elem duymamak.
Bunlar atilmalidir.


(Şeyh Tosun Bayrak)
Cevapla

“►Diğerleri k.s.◄” sayfasına dön