Seyyid Yahya Baba

Alt Forumda kotegarize edilmeyen diğer Hakk Dostları.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kamuran
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 183
Kayıt: 17 Eki 2008, 02:00

Seyyid Yahya Baba

Mesaj gönderen kamuran »

SEYYİD YAHYA RIZA SEVGİLİ (K.S.)

1912 Yılında Kayseri İli Bünyan İlçesi Karakaya köyünde dünyaya gelmiştir. Babası kadri şeyhlerinden Osman Efendi annesi Mevlüde hanımdır.Yahya efendi neseb itibariyle Peygamber efendimize (s.a.v.) dayandıgını kendi beytinde şöyle ifade etmiştir.
Ceddim Muhammed Mustafa
İnanmayan ummasın vefa
Burhaniye köyüm Bünyan emelim
Kayseri Gültepe nakli semerim
Babam yurdu Karakaya bilmektir.

Emir Yakup oğulları diye tanınan dedeleri sırası ile şöyledir:
Seyyid İshak-Molla Osman-İshak Çelebi-Kara Ahmet-Merdan Ali-Deli Seyyid-Merdan Ali
Dedesi Seyyid İshak ve Oğlu Molla Osman Belhten Kayseriye gelip oradanda Karakaya köyüne gelmişlerdir.
1912 yılında Karakayada dünyaya gelen Yahya Efendi önce Burhaniye Köyüne daha sonra 1952 yılında Kayseriye göç ederek Gültepe mahallesine yerleşmiştir.hayatının son dönemine kadar burada yaşamıştır.
Yahya Efendi tasavvuf alanın da erzurumda son dönem meşhur Nakşi Şeyhlerinden olan Alvar İmamı diye Maruf Muhammed Lütfi Efe ve kardeşi Vehbi Efe Hazretlerine intisab ederek manevi sahadaki seyr-ü suluküne başlamıştır.
Yahya Efendi Hazretleri sohbetlerinde en çok Vehbi Efendi Hazretlerinden feyz alıp onun teveccühüne mazhar oldugunu ifade etmişlerdir.Onunla ilgili Divanında şunları söylemiştir:

Vehbinin ateşi canımı yakar
Vehbisiz cihana gözümü bakar
Vehbiden ayrılan canını yakar
Hergünüm bizardır kimseler bilmez

Doldu şu gözüme şu kanlı yaşlar
Bahar mevsiminde yeşillendi ağaçlar
Vehbimde canıma ateş bağışlar
Bu derdi zarimden kimseler bilmez

Ağlamaktır halim görenler bilmez
Yanıyor ciğerim yanmayan bilmez
Hayali perdede duranlar bilmez
Vehbiyi görmeyen gözler ne bilir

Bu RIZA gözü gönlü yarinde
Bir gül gibi açmış Vehbi ilinde
Her ne söyler ise Vehbi ilinde
Vehbisiz bağların bülbülü bilinmez

Tasavvuf geleneğinde Yunus Emre ve Niyaz-i Mısri gibi Hak aşılarının yolundan giden Şeyh Yahya Efendi Hazretleri Vecd ve ilahi aşk halinin çok erken yaşlarda başladıgını yine kendi sohbetlerinde ifade ederlerdi.
Ömrünü yüce dinin anlatılmasına ve yayılmasına adayan Yahya Efendi hazretleri ALLAH’a vuslatı dervişlikte bulduğu için onlarla beraber oturur sohbet eder ve sohbetide kendi yolu olarak nitelendirirdi.Bu sebepledirki müridleri sohbetlerini imkan nisbetin de kaydetmeye çalışmış ve bunları SOHBETLER adı altında kitap haline getirmişlerdir.
Merhum Yahya Efendi Hazretlerinin en önemli eseri ilahi aşk halindeyken söylenip sadece kaydedilebilenlerden bize intikal eden DİVAN ıdır.Sohbetlerind eolduğu gibi Divanında da şeriatın ve hakikatın esaslarını bütün esrarıyla ortaya koymuşlardır.
Tasavvuf Hakkın rızasını kazanmak ve sonsuz mutluluğa ermek için nefsi temizleme ahlakı güzelleştirme insanın dış görünüşü ile fiil ve hareketlerini tezkiyeden ibarettir.
Büyük Mutasavvıf Cüneyd-i Bağdadi tasavvufu şöyle tarif eder:”Tasavvuf insanın hiç barışmadan nefse karşı mücadele etmek,dağınık olmayan bir zihinle Allahı anmak,ilahi zikir neticesinde coşmak,Hz.Peygaberin sünnetine uygun şekilde amel etmek,maddi şeylerden ilgiyi keserek ALLAH ile beraber olmak namz vakitlerini kaçırmamak halka uyma kirinden arınmak yani sadece ALLAH a uymak kötü huyları bırakmak beşeri ve adi vasıfları tamamen terk etmek nefsin isteklerinden uzaklaşmak ruhani ve manevi vasıflar kazanmaya gayret etmektir.Gerçek ilimlere sarılmak daima een uygun olana göre hareket etmektir. Herkese nasihatte bulunmaktır.
Tasavvufun gayesi :Hakkın rızasını kazanmak için nefisleri (manen) temizlemekten güzel ahlak sahibi olmaya çalışmaktan kısaca ALLAH ve Resulünün ahlakıyla ahlaklanmaktan ibarettir.
Tasavvuf meşrebinin temsilcilerinden olan Yahya Efendi Hazretleride tasavvufun yaşanış şekli olan tarikatı şöyle tarif eder:”Şeriat,Tarikat,hakikat,Marifetullah….. Herkim hakikatı bulursa marifete yolu geçer.Evvela şeriatın yolunda doğru olacaksın şeriata muhalif bir halin varsa onu düzelteceksin şeriat ve tarikat birbirinden ayrı şeyler değildir.Şeriat ALLAH-üZülcelalin Kuranın ahkamıdır.Tarikat ise ALLAH-ü Zülcelale giden bir yol demektir.”
Yahya Efendi (k.s.) sohbetlerinde arkadaşlarının maddi ve manevi yönden gelişmelerini sağlayacak birçok konuda tavsiye ve öğütlerde bulunmauştur.Allah ü Zülcelal e kulluk onun yolunda dost doğru yürümek efendimiz (s.a.v) e hakkıyla ümmet olmak kısacası iyi bir Müslüman olmanın temel ilkelerini arkadaşlarına ve tüm müminlere hayatı boyunca anlatmıştır.

Bu nasihatlerden bazıları şunlardır.
“Ey müminler ALLAH a itaat etmekten başka güzel bir iş yoktur.ALLAH a muti olmaktan ve ona ibadet etmeten başka bir doğru yol yoktur.ALLAH ı sevenleri seversen ALLAH ı ananlar ile sende anar isen ALLAH ı razı edenlerle sende beraber olur isen ve ALLAH ın takdirine rıza gösterirsen bundan bir sevgi elde eder ve kamil bir insan olursun.
ALLAH ın nehyettiği şeylere dalarsan münkir ve kafirlerle beraber olursan dinin emretmediği doğrultuda hareket edersen Hz. Muhammed (s.a.v.) ın sünnetinin dışında yürürsen o zaman ALLAH ın lanetine mazhar olmuş olursun.”
Dünyaya mağrur olmamama…..
“Ey müminler bir düşünün …. Bu dünya hayatı çok vefasızdır.Nice insanlar bu dünya hayatına mağrur olup asıl hedefi ve maksadı unutmuş sonrada dünyada sahip oldugu her şey elinden çıkıp gitmiştir.”
İlmin değeri…..
“Ey müminler kara cahillerden olmayınız.Sadece ilimde yeterli değildir.İnsana amelde lazımdır.Bundan dolayı daima bilmediğiniz şeyleri öğreniniz.Hakikatın yolunu öğrenip hakikatı tanıyınız.”
“İnsan ölünce dünyaya geri gelmesi muhaldir.Dünya bir misafirhanedir.Biz insanlığın hilkatini elde etmemizcennet ve cehennem yollarını bulmamız için dünyaya geldik.Herkes hürdür cebriyet yoktur.Amma her şeyde bir cebriyet vardır.Kuran-ı Kerim in emirleri insanı cebriyete koymuştur.Tam hür değiliz.Emirleri tutmayanlara büyük cezalar vardır.İnsanlar günay ve küfürleri sebebi ile cehenneme giderler.”
“Kuranı ve onun emir ve nehiylerini tatbik etmek ilimle olur.İnsanları kemale getiren ilimdir.ALLAH ü Teala kıyamet gününd ebenim zikrimden kuranımdan yüz çeviren kimseleri hesabab çekip cezalandıracağım onları ama olarak haşredeceğim geçimlerini daraltacağım diye Kuranında beyan etmektedir.Onun için sizler Kuranın emirlerini yerine getirmede azami gayret göstereceksiniz.Kuransız iman olmaz.”

Namazın önemi….
“Namaz kılan kimseler namaz daki okunan sureler ayetler Kurandır.İşte namaz kılan kimseler bu sureleri okumakla Kuranı okumuş olurlar.Namazı kılmaya kimseler Kuranan uymamış olurlar.Namaz huzuru ilahidir.Şükürlerin en büyüğü namaz dır.Bir insanın ALLAH ın nimetlerini yiyip de “Yarabbi şükür “demesi şükür değildir.Kimki namazı kılan ibadetlerini yaparsa şükrü eda etmiş olur.”
Kulluğun önemi (ona kul olmak)….
“En büyük kemal derece kulluktaki ibadetin kemalidir.Peygamberler veliler alimler abidler Salihler kullukta hizmet ederek daima derece ve kemaller elde etmişlerdir.Yaratılmışın küllüsü ALLAH a muhtaçtır.ALLAH Teala ise hiçbir şeye muhtaç değildir.kul Hakkın rızasına ibadet ve taat ile ulaşır.”
“ALLAH dinine sahip çıkan Müslümanları sever.ALLAH tealada onlara sahip çıkar,onları korur ve muhafaza eder ve onlara yardım eder.”
“Bir insan su ile toprağı karıştırıp bir çömlek yapsa “bunu ben yarattım” dese bu söz ALLAH ın gazabını artırır.Bu söz bir şirk söz olduğundan küfrün büyüğüdür.Yaratmak şüphesiz kadiri mutlak ALLAH ın sifatıdır.”
Doğru ve dürüst olmak….
“Ey müminler Bir lokma haram yiyenin kırk gün ibadeti kabul olmaz.Sakalda saçta kılıkta iş yok.İş dorulukta ve güzel ahlakta.yaştada iş yok.Bir kadınla zina eden o kadından daha kötüdür.İsterse temiz adam olsun.İstikametlerinizi ALLAH tealaya düz olarak yeönelterek insanları aldatmayacaksınız.Ölçü ve tartınıza çok dikkat edin.Evvelki ümmetlerin helaklarının bir kısmı ölçü ve tartılarında eksik ve hile yaptıklarıdan olmuştur.Haramdan çok olacağına helalden az olan daha hayırlıdır.Bir kimse gece namaz kılmaya kalksa çocuklarından ayrı odada çok namaz kılmaktansa çocuklarının bulundugu odada az namaz kılması daha hayırlıdır.”

Hayatı boyunca binlerce insanı irşad eden merhum Yahya Efendi hazretleri 31 temmuz 2001 yılında Maşukuna kavuşmuştur.Merhuma ALLAH tan rahmet diliyor ve şefaatını umuyoruz.
Cevapla

“►Diğerleri k.s.◄” sayfasına dön