AYNALI BABA

Alt Forumda kotegarize edilmeyen diğer Hakk Dostları.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

Resim

AYNALI BABA
kaddesallahu sırrahu

Birkaç gün önceydi. Akşam namazından sonra kardeşimle buluşup Ayn-ı Ali kahvesine gitmiştik. Diğer bir adıyla Aynalı Baba Kahvesi… Bahçesinde otururken gözlerim gecenin karanlığında apaydınlık görünen Ayn-ı Ali Baba’nın Türbesine takılmıştı… O vakitte bu kadar aydınlık bir yer hem de bir türbe……Orda olmalıyım diye düşündüm ve gittim…
Ordan çıktığımda hemen karşıdaki banklarda oturan birisinin bana doğru seslendiğini duydum…Yanına çağırıyordu…O’na doğru yürümeye başladığımda O’da konuşmaya başladı…Bir şeyler anlatıyordu…Hayy olan Allah Dostlarından bahsediyordu…Hayy olan Hakk Dostlarını nasıl ölü sandığımızı, biz ölüleri de nasıl diri sandığımızı anlatıyordu…
Bu Allah dostları yaşıyorlar şu an buradalar ama biz bunu göremiyoruzdiyordu…Diyordu ama benim başım da döndükçe dönüyordu…. -Bana Metin Dede- derler dedi….Metin Dede’nin gözleri aynı Aynalı Baba Türbesi gibi ışıl ışıldı…Hangisi hangisinden ışığını alıyordu bilemedim. Sözleri de Aynı Kul İhvÂNi Hocamızın sözleri gibiydi…Hangisinin sözleri hangisinindi bilemedim… Ve cebinden bir şeker çıkarıp verdi…Kardeşimle geldiğimi bilen Metin Dede biraz durdu ve tekrar elini cebine atıp bunu da kardeşine ver dedi…Metin Dede’ye Türbenin duvarında asılı olan bir dua okuduğumu ama çok uzun olduğu için insanların bunu aklında tutamayacağını o yüzden yazıp çoğaltmamızın iyi olacağından bahsettim… Bilgisyardan mı çıkarıp çoğaltacaksındedi. Evet dedim.Çok çok iyi olur. Seninde bu çorbada bir tuzun olur. Hadi mübarek olsun dedi. Biz konuşurken hangi arada orası o kadar kalabalık olmuştu anlayamadım. Şöyle bir baktım etrafa. Es selamu aleyküm ve rahmetullah deyip ve’s-selam cevabını aldıktan sonra yanlarından ayrıldım…

Ertesi gün Kul İhvÂNi Hocamızı arayıp durumu ilettim. Hocamız da
çok iyi olur sen duayı gönder düzenleyelim inşâeALLAH dedi.

Ve işte yayınlayacak olduğumuz bu dua Aynalı Babamızın Türbesi gibi, Metin Dedemizin gözleri gibi ve tabikide MuhaMMedîNÛRumuz gibi ışıl ışıl…

MuhaMMedî Yüreğimizden süzülüp gelen bu DUAyı Kul İhvÂNi Hocamız bizlere sundu inşâeALLAH.
Resim
Kullanıcı avatarı
o.z.a.n
Üye
Üye
Mesajlar: 48
Kayıt: 16 Oca 2012, 21:15

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen o.z.a.n »

Resim

Haluk NurBaki Hocamız Aynalı Baba'yı anlatıyor:

Aynalı Baba bundan aşağı yukarı seksen sene evvel Üsküdar'da Karaca Ahmet mezarlığında yaşardı. Karaca Ahmet mezarlığında yalnız başına dolaşırdı. Ara sıra karşı tarafa geçer çok özel sohbetler yapardı.

Ama kılığı kıyafeti dolayısıyla onun çok büyük bir nazlı olduğunun bilinmesi imkânsızdı. Zaten Aynalı Baba denmesinin sebebi üzerine kırık ayna parçaları, incik boncuk takmasıydı. Ona ilk bakıldığında meczupluktan ziyade (beni affetsin) üşütmüş intibâını verirdi.

Aynalı Baba böyle bir hayat sürerken Karaca Ahmet mezarlığında Doktor Ahmet'le karşılaşır. Doktor Ahmet Sorbon'da tahsil yaptıktan sonra memleketine dönmüş Osmanlı'nın son çağında memleketinde yaşamak istemiştir. Kafası batı kültürüyle karışmış, doğu kültürünü iyi anlayamamış bir kimsedir. Doktor Ahmet Karaca Ahmet mezarlığında kendi kendine felsefe üretmek ister. Orada yatan ölülere bakar.


Siz dünyada mutlu muydunuz? Şimdi nasılsınız? Öbür dünya var mı? diye felsefe üretmeye çalışırken Aynalı Baba'ya rastlar.

Kendi kendine ne fikir üretiyorsun, bir şey öğrenmek istiyorsan bana sor der.

Doktor Ahmet şöyle bir döner bakar ki tam mânâsıyla garip, üşütük bir adam. Fakat birden intikal eder ve:

Sen benim düşüncelerimi nereden biliyorsun? der. Aynalı Baba Doktor Ahmed'e:

Bize pek gizli bir şey yoktur deyince:

Sen çok usta bir düşünüre benziyorsun ama bu hâlin ne? der. Aynalı Baba da:

Bana bir ziyanı yok bunların. Aksine lüzumsuz insanların yaklaşmasından beni koruyor. Herkes bunları gördükçe bana yaklaşmıyor der. Doktor da:

Benim müşküllerimi sen halledersin der. Aynalı Baba'nın Karaca Ahmet'teki teneke kulübesine giderler. Doktor Buda'nın "İnsanlar saadeti bulamayacaklar, çetin bir mücadeleyi yaşayacaklar" sözünü sorar Aynalı Baba'ya. Aynalı Baba cevaben:

Ben bu işle meşgul değilim kendin sor, der.

Doktor Ahmed'in karşısına ansızın Buda gelir. Doktor Ahmet o çok müspet ve pozitif kafayla bunun olamayacağını düşünürken Aynalı Baba:

Olamaz diye bir şey yok. Sen şimdi bu zaman diliminde değilsin. Ben seni o zaman dilimine geçirdim, der.

Doktor Ahmet'in Hıristiyanlığa ait bazı soruları varmış. Bu defa da Hz. İsa ile tanıştırır, konuşturur. Netice itibarıyla Doktor Ahmed, Aynalı Baba'nın mürîdi oluyor. Aynalı Baba İstanbul'da Doktor Ahmet kanalıyla ifşa olduktan sonra İstanbul'u terk ediyor. Sonradan Doktor Ahmet Aynalı Baba'yla olan öyküsünü bir kitapta topluyor.

Aynalı Baba İstanbul'dan sonra Kütahya'ya geliyor. Kütahya'da da aynı kıyafetle dolaşıyor. O zaman Kütahya'da komiserlik yapan bir arkadaşım da Aynalı Baba'ya rastlamış. Hatta o zaman komisere bir yazı gelmiş "Mıntıkanızda Aynalı Baba ismiyle mâruf, fakat ne olduğu anlaşılmayan bir adam intikal etmiştir. İzlenerek bilgi verilmesi" diye o dönemlerde öküz altında buzağı aramak gibi bir gayret vardı. Komiserde Aynalı Baba'yı tâkip etmeye başlamış.

Komiser bakmış bütün gün sokaklarda gezen mecnun gibi bir adam onun büyük bir velî ve düşünür olduğunu bilmediği için her gördüğünde dilini çıkarırmış. Aylardan da Ramazan'mış. Komiser bir gün demiş ki:


Sende karışık bir şeyler var. Neden bizimle sohbet etmiyorsun demiş. Aynalı Baba'da komisere:

Ben yatsı namazından sonra kahve kahve dolaşıyorum. Üç beş dostumu bulup konuşuyorum senin haberin yok. Güya beni takip etme görevi de sana verildi, demiş.

Komiser de kahvelere devam etmeye başlamış. Gerçekten Aynalı Baba o kadar müthiş bir sohbetler yapıyormuş ki, Nuh tufanını anlatırken o kadar çok ayrıntı anlatıyormuş ki, içinde bulunmayan bunu bilemez. Habibi Neccâr'ın linç edilmesi olayını anlatmış ancak insan görürse böyle anlatabilir.

Netice itibarıyla komiser demiş ki, Aynalı Baba'ya:


Bize bir himmet etsen, demiş.

Biliyorsunuz insanlar meraklıdırlar. Büyük bir zât gördükleri zaman isterler ki bir ceryan geçse de hiç dünya sıkıntısı çekmeden hazıra konsalar. Tarikatta tasavvufta da böyle bir şey yoktur.

Eğer dünya telaşının içersinde ALLAH adına yaşamayı, Efendimizin gösterdiği biçimde yaşamayı becerebilirsek ancak o zaman Cenâb-ı Hak lütfeder, bir mürşidin nazarını nasip edebilir. Bizi ikaz edecek bir dervişi, bir meczubu gönderebilir. Yoksa durup dururken böyle insanlar gelsinler, sizi beleş çıkarsınlar bunu hiç düşünmemek lâzım. Aynalı Baba'da kendisine müracaat eden komisere demiş ki:


Yarın saat dokuzda polis karakolunda beni bekle, seni irşad edeceğim, demiş.

Komiser büyük bir zevkle eve gitmiş. Hatta o gün uyumamış. Ertesi gün saat dokuzda masasına oturmuş bekliyor. Bir telgraf gelmiş: "Aynalı Baba'yı aramayınız. Bu gece Güneydoğu'ya intikal etti, oradan da Halep'e geçtiği öğrenildi" diye.

Bu da demin söylediğim gibi hazır lokma bekleyen insanın bu lokmayı beleş bulamayacağını gösteren güzel bir misâldir.

ALLAH hepsinin ruhunu şâd etsin. Âmin.


Onk. Dr. Haluk Nurbaki
"Kul.."
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen gullale »

Resim AYNalı..

Gül Yürekli GÜL kokulu Gül kardeşim, Ayn-ı Ali kahvesini de Aynalı Baba reyhanını da görmek nasip oldu çok şükür dünya gözüm ile... Âşıklar diyârının sınırı yok uzağı yok yakını yok... Bu bir zincir ki hangi halkada olsa AYNı kokuyu alıyor insan. ALİ Kerremullâhi Veche NAZARı olan SÎNeSÎNde, Fâtımâ ELi olan ELinde nice Âşıklar, HAKK Dostları var çok şükür el-ÂNda...

Kâh ALİ nazarından densin AYN-ALI BaBa, kâh kıyâfetindeki AYNalardan densin hepsi BİR, BİZin İÇinde.... HAKK BOYASIna boyanmış, HAKK boyanmış Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi ve Sellem efendimiz'in RIZAsında OLmuş nice AYN-ı ALİ'ler...

Resim RAHMetler OLsun!..

Tezekkür o ki; Tebârekallah, Subhânallah, ve'l-Hamdu lillah!!!
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

Sevgili Ozan kardeşim ve Güllale abla gönlünüzden geçen bu güzellikleri paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

Haluk NurBaki Hocamızın"AYNAlı BABA" yazısı da gerçekten AYNA oldu...Şöyle ki;
Himmetten haberi olmayana zaten yapacak bir şey yoktur. Allah sıratı mustakim üzere hidayete erdirsin der duamızı eder, geçer gideriz....Ama ya himmetten haberi olup ta hiç bir gayret göstermeden himmet bekleyene ne yapacağız?

Kul İhvÂNi Hocamızın bizlere anlattığı dörtlü sistemimizde hep ilk önce gayreti görmekteyiz. Çünkü çok iyi
BİLiyoruz ki MuhaMMedî bir GAYRET ile ancak HaKK DOSTlarının HİMMETini BULabilmekteyiz. Yani bir nevi aslında Muhammedi gayretimiz bize , Hakk dostlarının himmetini bulmakta ışık olmakta...Himmet buldukçada gayretimiz doğru bir istikamet kazanmakta şükür. Aksi taktirde bu karanlıkta kim nereye gidebilir. Münir Derman Hocamızın dediği gibi “Ne gündüzü. Hep gece-hep gece…”
İnşallah bizlerde gayretin ne denli önemli olduğunu kavrayabilir ve işimize başlarken “la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim” MuhaMMedi ŞUURu ile Besmelemizi çekebiliriz…

MuhaMMedî ŞUURu BİLerek,
MuhaMMedî NÛRu BULarak,
MuhaMMedî SURUR da OLarak,
MuhaMMedî O-NÛRu YAŞAyıp,
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin TEVBEsinde, DUAsında, RIZAsında ve ŞEHADETinde BİZ BİRlikte inşallah İZlerİZ…
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

Resim

AYNALI ALİ DEDE ( AYN-I ALİ )

Manisa'da, Karaköy semti, Kumlu dere caddesinde, Halil Yurtseven ilk okulunun güney tarafında Ayn-ı Ali olarak isimlendirilen bir türbe vardır.Duvarları beyaz taştan, tek kubbeli olarak yapılmış. Ayn-ı Ali Osmanlı İmparatorluğu döneminde, muhasebe-i umumiye de görevli olarak gittiği, Mısır'dan Manisa'ya dönünce bu günkü Ali Bey Camisini ve Türbesini yaptırmış olduğu söyleniyor. Kayıtlara geçmeyen Aynalı Ali Dede, bahçedeki büyük çitlembik ağacının altında, Ahmet Râci adlı müridinin yaptırdığı kabirde, ebedî yolculuğuna çıkmış. Ayn-Ali Mezarlığı park haline getirilirken, O da kaybolmuş. Aynalı Ali Dede, şapkasının ve paltosunun etrafına aynalar nakşetmiş. İnsanlara "Benim varlığımda, kendi öz benliğinizi seyredin" mesajını vermiş. Meczup görüntüsü ve yalnız yaşaması insanları güldürmüş, Ona deli denilmiş.Gönlü ve kafası dolu olan Aynalı Ali Dede, boş bir mezarlığı ve Manisa'nın kimsesiz sokaklarını kendine mesken seçmiş, günlerini bu kentte dolaşarak geçirmiş. "Tasavvuf edebiyatında, Allah ve Âlem ayna olduğu gibi, Âlemin hulasası ve Allah'ın mahzarı olan < İnsanı Kâmil > de bir aynadır.Şahadet âleminde insandan daha mükemmel bir ayna yoktur.O halde âlem, Âdemin vücudu ile parlak bir ayna olduğundan, mutlak olan Allah, bu ayna da kendi suretini kemâli ile müşâhede eder. Mevlânâ'nın < Canın aynası ancak O diyardan olan Kâmil insanın yüzüdür. Ey gönül külli olan aynayı iste, deryaya git, ırmaktan iş çıkmaz. > der. Şemsi ise; Gönül Ayinesin sofi Eğer ider isen sâfi Açılır sana kapu İyan olur Cemâlullah. " diye okur.

(1) "Mısırlılar tarafından güneş sembolü olarak kabul edilen aynalar dinsel törenlerde kullanılmış. Miken uygarlığında da aynı amaçla kullanıldığı sanılmaktadır."

(2) Aynalı Ali Dede Manisa'da hayat bulmuş, Mikenler ise binlerce sene önce yaşadığı Manisa Syplos Dağından Pelepones (Yunanistan) yarım adsına gitmiş. Miken inanç sistemi ile Aynalı Ali Dede arasındaki benzerlikler bir araştırma ve inceleme konusu olabilir. İnsanlar madde ötesinde yaşadığı olayları ve inançları kendi varlıklarında hisseder.

Ahmet Râci iyi tahsil görmüş, genç ve çevresinde sevilen bir insanmış. Şehrin ortasındaki evinde otururmuş. Aynalı Ali Dede ise şehrin dışındaki mezarlıkta, bir kulübede yaşamış. Mezarlığın etrafı duvarla çevrili, tahta bir kapısı varmış. Kabristanlığın içinde bulunan taşların çoğu Kybele Tapınağından kalan eski taşlarmış. Tetkike değer bu sütunlar, daha sonraki yıllarda çay başı deresinin duvarları yapılırken temel taşı olarak kullanılmış. Milli Eğitim Müfettişi Hikmet Bozkurt ve öğretmen Nazmi Bayçın 1932 senesinde hazırladıkları ve basılamayan kitaplarında sokak aralarının sütun ve faluslarla dolu olduğunu yazmış. Şehrin dışında olan bu mezarlık, kentin büyümesiyle orta yerde varlığını sürdürmüş. Ahmet Râci maddî ve manevî ilimlerde; bilgisi arttıkça çelişkiye düşmüş. Kendisini içkiye ve eğlenceye vermiş. Râci perişanlık yolundan çabuk ayrılır, kendisini toplar, şöhret sahibi kişilerle tanışarak onlarla dolaşmaya başlar. Arkadaşlarının saygı duyduğu bir delikanlı olur. Günlerini çay başındaki kahvelerde, sohbet meclislerinde geçirir. Bir gün yolunu değiştirmiş, mezarlığın yanından geçmişti. Derinden gelen ney sesi ve hissettiği bir duygu onu içeriye doğru çekmiş. Çitlembik ağaçlarına doğru yürüyordu, yarısı hasırdan, yarısı ağaçtan yapılmış bir kulübe dikkatini çekmişti. Kapıda eski giysiler içinde, nur yüzlü bir pîri fanî gözükür. Başındaki yeşil takkenin etrafı aynalarla çevriliydi. Renk cümbüşü içinde, yamalarla dolu olan cüppesinin eteklerine aynalar ve parlak teneke parçaları nakşedilmiş ve yapıştırılmış bir haldeydi. İçinden Aynalı Ali Dedenin haline gülmek gelmiş. Karısındaki insan Ahmet Râci' ye yumuşak bir sesle :
- "Sefâ geldiniz nurum! Buyurunuz " diyerek, kulübeden çıkardığı hasır parçasını yere sermiş.
-"Nasılsınız, hoşmuşsunuz nurum?" derken, Aynalı Ali Dede karşısındaki bu yakışıklı genci süzüyordu.
-" İsminiz nedir?"
-" Ahmet Râci"
-"Râci İnsan demektir"
sözü dudaklarından dökülürken gülümsemişti. Onunla insanlık hakkında konuşurken, Aynalı dedenin filozof ve bilgin bir kişi olduğunu düşünmüştü Ahmet Râci. Aynalı Ali Dede paltosunun cebinden neyini çıkardı, boş kamıştan güzel sesler çıkıyordu, ney taksimi bittikten sonra, Râcinin konuşmasına fırsat vermeden davudî sesiyle yazdığı bir şiirini okumuştu. Aynalı, kendi varlığına dalan Ahmet Râci'ye Yokluk Tepesini göstermişti. Râci arkadaşlarını unutmuş, her gün mezarlığa giderek sohbetlerden doyumsuz bir zevk almaya başlamıştı. Bir gün götürdüğü hediyeleri Aynalı kabul etmemişti. Onun müridi olmak istemişti, arzusu kabul edilmiş, Râci için kırk günlük bayram başlamıştı. Aynalı senelerdir kapısına gelecek nasibi beklemişti. Aynalı Ali Dede şapkasını çıkarmış, ona büyük bir ayna ilâve etmiş, cüppesine de iki teneke eklemişti. Ahmet Râci artık öğrencisiydi. Râci çok şiddetli bir savaşa, cihada ve imtihana kendi varlığında girmişti. Aynalı: "Bu meydan adalet ve imtihan meydanıdır; nereye gidersen git ben seni orada da bilgilendirmeye devam edeceğim." diye söylenmişti. Aynalı ortadan kaybolmuş, nerede olduğunu kimse bilmiyordu. Ahmet Râcinin ruhunda fırtınalar esiyordu. Sinirleri bozulmuş, davranışlarındaki bozukluk sağlığını etkilemişti, ailesi üzüntü içinde Râci'yi akıl hastanesine götürmüştü. Oradan çıkmak için bir istekte bulunmamış. Aradan haftalar ve aylar geçmişti. Bir gün hafif deliler, yeni gelen birisine “aynalı, aynalı, aynalı!” diye bağırıyorlardı. Yeni gelen deli Ahmet Râci' nin kaybettiği ve bulmak ümidiyle tüm Anadolu'nun yarısını dolaştığı halde; izini bulamadığı, kaybettiği Aynalı Ali Dedeydi. Ellerine sarıldı, ağlamaya başlamıştı. Ayn-ı Ali Mezarlığında başlayan dostluk ve öğreti Manisa Akıl Hastanesinde de devam ediyordu. Aynalı neyini yanına almayı unutmamıştı. Onu üflüyor, davudî sesiyle de okuyordu.
" Heplik birlik için, bak iki göz bir görüyor bir ise dirlik için Bak iki göz bir görüyor ! --------------------------------
Zâhid bize tan eyleme
Hak ismi okur dilimiz
Sakın, efsâne söyleme,
Hazret’e gider yolumuz…

Erenlerin çoktur yolu,
Cümlesine dedik veli,
Ko desinler bize deli,
Usludan yeğdir delimiz... "

(3)Bir müddet sonra ikisi de hastaneden çıkar evlerine döner. Bahar gelmiş, Çitlembiğin üzerindeki kuşlar öterken Aynalı, Râciye yine içinden geldiği gibi okuyordu:
"Güneş yanar, Âlem söner
Bir gün gelir hepsi söner
Hey sahib-i ilmü hüner
Bilirmisin sebebi kim?.. "
(3)
Aynalı Ali Dede mesajını vermiş,ayrılık vakti gelip çatmış, dünyaya vedâ ediyordu.
" Ey evlat, ben buradan göçüyorum, zâhirden ayrılmamız lâzım geldi. Allah yardımcın ve rehberin olsun! Sen yarın sabah zahmet et uğra, beni gönülden çıkarma ki; her an seninle beraberim!" deyince Râci ağlamaya başlar.Aynalı teselli eder der ki: "Ne yapalım evladım, gelip gitme bu âleme aittir. Dış görünüşe niçin bakmalı, Biz Allah'ın emrinin dışında olamayız!." (3)
Aynalı Ali Dede; ertesi gün sabaha karşı, misafir olarak geldiği bu dünyadan ayrılarak, yokluk âlemindeki yerini tekrar almıştı. Koca Aynalı asırlık çınar ağacının altında nuranî yüzüyle uzanmış, derin bir uykudaymış gibi yatıyordu. Ahmet Râci sevgi ve hasretle hocasına sarılır, bir müddet öyle kalır. Arkadaşlarından küçük bir grupla bedenî evinin yanındaki çitlembik ağacının altına gömülür. Arapça da; Ayn, göz ve kaynak, Ayn-ı kaynakta ve gözde olan demektir. İki Ayn-ı Ali, Antik dönemde kudsal alan olan bu toprağın altında birleşti. İnsanlar onları ziyaret etmek için buraya geliyor ve dua okuyor. Ruhları şâd olsun!.


Kaynakça: (1) Bektaşi şairleri,Sadettin Nüzhet,1930,Sayfa:453-454, İstanbul devlet Matbaası. (2) Büyük Ansiklopedi,S.E.C.A ve Milliyet yayınları,1991, Sayfa:118 (3) Filibeli Ahmet Hilmi, 1978, Amak-ı Hayal, Tercüman yayınları.

AYN-I ALİ TÜRBESİNİN İÇİNDEKİ SANDUKA: Sandukanın içi boştur. Boyanmış lahit parçaları üzerine konmuş, kapağını açınca İçinden toprak görülmektedir. Sandukanın içi hava almadığından, zeminden rutubet kokusu gelmektedir.

Yazar: A.Haydar Aksakal
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

7 akşam 7 sabah gün başlarken

Euzubillahîmineşşeytanirracim


7 adet:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ
Resim---“Kul huvallâhu ehâd(ehâdun) : De, o: ALLAH tek bir (ehâd)dir”
(İhlâs 112/1)

اللَّهُ الصَّمَدُ
Resim---“Allâhus samed(samedu) : ALLAH, Samed'dir (her şey O'na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır).”
(İhlâs 112/2)

لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
Resim---“Lem yelid ve lem yûled: O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.”
(İhlâs 112/3)

وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ
Resim---“Ve lem yekun lehu kufuven ehâd(ehâdun) : Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir.”
(İhlâs 112/4)


7 adet:
Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedîn adede mâ fi ilmillahi salâten dâimeten bi devâmi mülkillah:Allahım! Efendimiz MuhaMMed aleyhi's-selâma İLMin içindeki-İLMin kadar geniş devamlı olan bir salâtla Mülküyün devamınca salât et! Ulaşımımızı sağla!.

7 adet:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Resim--- Bismillâhirrahmânirrahîm:Rahmân ve rahîm olan ALLAH'ın adıyla
(Fâtiha 1/1)

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---El hamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn (âlemîne): Hamd (övme ve övülme), âlemlerin RABBi ALLAH'a mahsustur.'
(Fâtiha 1/2)

الرَّحْمنِ الرَّحِيم
Resim---Er-rahmâni'r-rahîm(rahîmi): O, Rahmân'dır ve Rahîm'dir.
(Fâtiha 1/3)

مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ
Resim---Mâliki yevmi'd-dîn(dîne): Din gününün mâlikidir
(Fâtiha 1/4)

إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
Resim--- İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu): (RABBimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
(Fâtiha 1/5)

اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ
Resim--- İhdina's-sırâte'l-mustakîm(mustakîme): Bize doğru yolu göster
(Fâtiha 1/6)

صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ
Resim--- Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayri'l-mağdûbi aleyhim ve le'd-dâllîn(dâllîne): Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazâba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
(Fâtiha 1/7)

Âmin

7 adet:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm

اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Resim--- Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm(kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm(nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard(ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih(iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard(arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm(azîmu) : Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür.
(Bakara 2/255).

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm

فَاللّهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ….
Resim--- ....Fallâhu hayrun hâfizâ(hâfizen) ve huve erhamur râhimîn(râhimîne) :Allah en hayırlı koruyucudur ve O, esirgeyenlerin esirgeyicisidir.
(Yûsuf 12/64).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm

حم
Resim--- Hâ mîm.
(Mu’min 40/1)


تَنْزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ
Resim--- Tenzîlul kitâbi minallâhil azîzil alîm(alîmi) : Bu Kitabın indirilmesi, Aziz, Alim olan Allah'tandır
(Mu’min 40/2)

غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدِيدِ الْعِقَابِ ذِي الطَّوْلِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ إِلَيْهِ الْمَصِيرُ
Resim--- Gâfiriz zenbi ve kâbilit tevbi şedîdil ikâbi zît tavl(tavli), lâ ilâhe illâ hûve, ileyhil masîr(masîru) : Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah'tan). O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş O'nadır.
(Mu’min 40/3)

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm

كهيعص
Resim---Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
(Meryem 19/1)

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm

حم
Resim--- Hâ mim.
(Şura 42/1)

عسق
Resim---Ayn sin kâf.
(Şura 42/2)


7 adet:

Bismillahillezi lâ yedurru lâ ilâhe illâ hüvel- hayyul- kayyum!. Bismillâhillezi lâ yedurru lâ ilâhe illâllahu yâ zelcelâli vel- ikrâm!. Bismillâhillezi lâ yedurru lâ ilâhe illâllahu yâ Bedîu's-Semâvâti ve'l-Ard!. Bismillâhillezi lâ yedurru mea ismuhu şey'un fil ardı ve le fis- semâi ve huves- semi'ul- alîm!.
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil- aliyyil- azîm ve sallâllahu alâ Muhammedin ve alâ Âlihi ve Ehl-i Beyttihi ves- Sahbihi ve sellem vel- hamdülillahi rabbil- âlemîn!..



Bismillahillezi lâ yedurru lâ ilâhe illâ hüvel- hayyul- kayyum: ALLAH celle celâluhu İSMi ile başlarım-yaşarım ki, ey “O’ndan başka el İLÂH olmayan ZÂTen Hay-Diri ve Kayyum-Kâim-Dâim olmayan, ALLAHım İzninle, hiçbir şey/kimse bana zarar veremez!


Bismillâhillezi lâ yedurru lâ ilâhe illâllahu yâ zel- celâli vel- ikrâm: ALLAH celle celâluhu İSMi ile başlarım-yaşarım ki,
Ey yarattığı küllî ŞEY’e CeLÂlinden İkram edip durmakta olan ALLAHım İzninle hiçbir şey/kimse bana zarar veremez!



Bismillâhillezi lâ yedurru lâ ilâhe illâllahu yâ Bedîu's-Semâvâti ve'l-Ard: ALLAH celle celâluhunun ALLAH İSMi ile başlarım ki, Ey gökleri ve yerleri örenksiz ve mükemmel yaratan el Bedîu ALLAH celle celâluhu sen bana hiçbir şeyden/kimseden zarar verdirmezsin!

Bismillâhillezi lâ yedurru mea ismuhu şey'un fil ardı ve le fis- semâi ve huves- semi'ul- alîm: ALLAH celle celâluhu İSMi ile başlarım-yaşarım ki, es Semi’u ve el Alîm olan İSİMlerinle yerde-gökte, hiçbir şey/kimse bana İzninle zarar veremez! Sen Mutlak DUYucu ve BİLici olansın!.

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil- aliyyil- azîm: bu Hayatın Zâhiri Güçlüğüne karşı güç-kuvvet ve Bâtını zorluklarına karşı havle-potansiyel güç ancak el âliyyu ve el Azîm olan ALLAH celle celâluhu ndadır ve ben de O’na sığınırım!.

ve sallâllahu alâ Muhammedin ve alâ Âlihi ve Ehl-i Beyttihi ves- sahbihi ve sellem vel- hamdülillahi rabbil- âlemin: Ve ALLAH celle celâluhunun SALâtı MuhaMMed aleyhi's-selâmın, Âilesinin, Ehl-i Beyttinin, Sahabelerinin üzerlerine olsun!
el Hamd âlemlerin RaBBı ALLAH celle celâluhu’ya mahsustur!.



بِسْمِ اللّٰهِ بَابُنَا
تَبَارَكَ حِيطٰانُنَا
يٰسٓ سَقْفُنَا
حٰمٓ عٓسٓقٓ حِمَايَتُنَا
كٓهٰيٰعٓصٓ كِفَايَتُنَا
…فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللّٰهُ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

سَتْرُ الْعَرْشِ مَثْبُولٌ علَيْكَ وَ عَيْنُ اللّٰهِ نَاظِرَةٌ اِلَيْكَ بِحَوْلِ اللّٰهِ لَايَقْدِرُعلَيْكَ

وَاللّٰهُ مِنْ وَرَٓءِهِمْ مُحِيط بَلْ هُوَ قُرْاٰنٌ مَجِيدٌ فِي لَوْحِ الْمَحْفُوظٍ

وَ صَلّٰي اللّٰهُ تَعَالٰي عَلٰي سَيِّيدِنَا وَ مَوْلٰينَا مُحَمَّدٍ عَلٰي اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَ سَلِّمْ تَسْلِيماً
اٰمِينْ


Bismullahi Bâbunâ: Bismillah Kapımız!
Tebâreke Hıtanunâ: Tebâreke Kalemiz!
Yâ-Sîn Sakfunâ: Yâ-Sîn tavanımız-gönül gökyüzümüz!
Hâ-Mîm-Ayn-Sîn-Kaf- Himâyetunâ: Hâ-Mîm-Ayn-Sîn-Kaf Hâmimiz-Koruyucumuz!
Kef-hâ-yâ-Ayn-Sad Kifâyetunâ: Kef-hâ-yâ-Ayn-Sad Yeterli olanımız!
Fe se yekfîke humullâh: Allah, (onlara karşı) sana kâfi gelecektir!.
Ve huves semîul alîm(alîmu) : O işitendir, bilendir.
Setrul- Arşi mesbulin aleyke!
Ve Aynullahi nâziretun ileyke! Bi Havlillahi lâ yakdiru aleyke!
Vallâhu min verâihim muhît: Ve Allah, onları arkalarından ihata edendir!
Bel huve kurânun mecîd: Hayır, O Kur'ân, Mecid'dir -yüce ve şerefli Kur'ân'dır!
Fî levhın mahfûz: (O), Levhi Mahfuz'dadır…
وَ صَلّٰي اللّٰهُ تَعَالٰي عَلٰي سَيِّيدِنَا وَ مَوْلٰينَا مُحَمَّدٍ عَلٰي اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَ سَلِّمْ تَسْلِيماً
اٰمِينْ

Ve SALLaLLahu Tealâ alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin alâ Âlihi, ve Ehl-i Beytihi ve eShabihi sellem teslimâ!
Allahım ZÂTıyın salâtıyla Zâhir-Bâtın Efendimiz MuhaMMed aleyhi's-selâma ve Âilesine, Ehl-i Beytine ve sahabelerine teslim olanlar olarak selâm ve salâtımızı sunarız!.

Âmin Yâ Muîn ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Muîn ALLAH celle celâluhu !
Âmin Yâ Muîn ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Latîf ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Rahîm ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Fettâh ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Settâr ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu!..
Resim kul ihvÂNi

Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

Renk cümbüşü içerisinde gezdiği söylenen yeşil takkeli Aynalı Babayı dün ziyaret ettiğimde kapıda karşılaştığım gönüllü türbe bakıcısı duayı çoğaltıp getirdiğimi görünce iki tane kağıt uzattı ve kibarca onları da çoğaltıp getirmemi istedi... Birisinde Ankebut suresinin 7.Ayeti yazılıydı. Diğerin de ise;
"Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz" sözü yazılıydı ki altında Hz.Ali kerremullahi veche yazmaktaydı...




بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ
Resim---Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nukeffiranne anhum seyyiâtihim ve le necziyennehum ahsenellezî kânû yamelûn(ya’melûne) :
İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz. (Ankebût 29/7)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Es-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.

Euzu billâhis-semî'il-alîmi mineş-şeytÂNir-racîm
Bismillâhirrahmânirrahîm

Es-salâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
Rasülûke ve
Nebîyyi'l- Ümmiyi ve alâ âlihi, ve's- sahbihi ve ehl-i beytihi.

Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.


Resim

Sevgi Yolundan Aynalı Babaya,
Aynalı Baba'dan Yusuf aleyhi's-selâma....

Es sâlatu ve's-selâmu aleyke yâ Câmi sallallahu aleyhi ve sellem...

"Görüyorsun!
Her şey nasıl da dönüyor birbiri etrafında.
Gece, gündüz; Ay, Güneş; mevsimler, atomlar; sanki hepsi bir Hak sarhoşu.
Bir çiçeği görünce için nasıl kıpırdar; bir güzeli, bir güzelliği, bir güzel yüzü!
Hangisi kalıcı bu güzelliklerin! Bunların her biri birer maske, kılıf, örtü; mutlak güzel ancak örtü açılınca ortaya çıkar.
Ama örtüsüz bakmaya kimse güç yetiremez.
Yine de örtünün ardında mutlak güzelin olduğunu bilmenin şevki sana kâfîdir.
Bu şevk artık sana hem gözdür, hem kanattır, hem kuvvettir.
Sevgiyle ebedî bir ömür bulup O’ndan yardım geldiğinde ise artık hiçbir şey sana dert değildir.
"

MAHABBET-NÂME

Sevgi Kitabı-Yûsuf-ı Hakîkî Baba
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Bugün Aynalı Babayı ziyarete giderken gönlümden Metin Dedeyi görüp kendisiyle sohbet etmek geçmişti ki gider gitmez Kendisininde oraya geldiğini gördüm...Alel acele kardeşime bir kahve söyleyip hemen Metin Dedenin yanına gittim..."Es Selâmu aleyküm ve aleyküm es Selâm..." Elini öptüm, "beni hatırladınız mı" derken "Akhisardan" dedi...Yer gösterdi, yanına oturdum. Kaç yaşında olduğumdan bahsetmeye başladı. Kaç yaşında olduğumu söyledim ama O'nun benim söylediğim yaşımla hiç ilgilendiği yoktu. Kendisinin gözlerinden kendime bakabileceğimi ve bunu yapabilirsem 26 yaşında olduğumu göreceğimi ifade etti. Birşeyler daha anlattı...Bir ara bana bir avuç şeker verdi "bunlar sayılıdır" dedi. Ve bir kere daha "benim gözlerimden kendine bakabilirsin" dedi...Yine birşeyler anlattı...Yanından ayrılacağım vakit geldiğinde "aynaya bak" dedi..."Tamam" dedim, Aynalı Babanın yanına gittim bir sürü aynası vardı...Hepside yuvarlaktı..Birisinden kendime baktım, sonrada kardeşimin yanına gidip oradan ayrıldık.....

Resim



TaY-yi CîM
TaY-yi MîM
HaY-yi NÛN
>MîM-i KiM?..

sÖZün >ÖZ
ÖZ-ün >gÖZ
gÖZün GÖRdüğü
GÖRenin sÖZü!..


ZEVK 5204

BEŞik-meZÂR.. MeRVe-SaFÂ.. -> saYY-i mekÂN kemÂLinde..
Muhit-in -> mERkez TaVVafı.. -> taYY-i mekÂN cemÂLinde..
SaLLaVÂt -> SaLLât -> seBeHHa!..N BAŞladı -> N DURacak!!
HuZuR dayİZ -> hÂL-i HAZZır!... haYY-i mekÂN hemhÂLinde..


Kul İhvÂNi

03.01.13 -> 03:33
brsbrs.. tktktrstkks…
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: AYNALI BABA

Mesaj gönderen Gul »

ResimEssalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
sallallahu aleyhi ve sellem


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ALLAH celle celâluhu: “Ben kenz-i mahfi-gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” buyurdu.
(Aclunî , Keşfu’l-Hafa, Aclunî, 2:133; Ed-Dürerü’l-Müntesire, Celâlettin-i Suyuti,125)
Resim
Cevapla

“►Diğerleri k.s.◄” sayfasına dön