Salâvât-ı Şerîfe

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz üzerine Salâvât getirmek her müslümana farzdır.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Salâvât-ı Şerîfe

Mesaj gönderen Sufican »

Peygamberimize Salavat getirmenin vücubiyeti

1- En az bir defa getirmek.

2- Adet kaydetmeksizin çok getirmek.

3- İsm-i şerifi her zikrettiğinde getirmektir.

4- Her mecliste bir sefer getirmek.

5- Namazda getirmek.

6- Ömründe bir defa getirmek.

7- Teşehhüdde yani ettehiyyatüyü okurken getirmek.

8- Kade-i ahirede teşehhüdden sonra getirmek


Salavat-ı Şerifenin müstehab olduğu anlar

1- Cuma günü ile Cuma gecesi, Cumartesi, Pazar ve Perşembe günleri.

2- Sabah akşam, mescide girerken, çıkarken.

3- Peygamberimizin kabrini ziyaret ederken

4- Safa ile Merve’de. Cuma hutbesiyle sair hutbelerde, müezzine icabet ettikten hemen sonra.

5- İkamet edilirken duanın başında, ortasında ve sonunda

6- Bir yere toplanırken ve dağılırken, abdest alırken kulak çınlarken, bir şey unutulduğu vakit.

7- Vaaz ve ilim neşrederken, hadis okuma başlarken ve bitirirken, sual ve fetva yazarken.

8- Her hoca ve talebenin, hatibin, kız isteyenin evlenenin evlendirenin salavat getirmesi müstehabdır.

9- Mühim işlerin başında, zikir zamanında, peygamberimizin ismini işittği zaman yahut ismi yazıldığı zaman.

10- Abdest alırken, kulak çınlarken, aksırdıktan sonra.


(İbn-i Abidin 2/323)
Kullanıcı avatarı
Seleme
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen Seleme »

Allah(cc) razı olsun..bilgilerimizi tazeledik.sağolasın..
wesselam
[img][/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Allah razı olsun. Rasulullah Sallallahu ve sellem e salavat ederek ulaşımı sağlalamaya çalışmaktayız.
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen Sufican »

seleme yazdı:Allah(cc) razı olsun..bilgilerimizi tazeledik.sağolasın..
wesselam
Hakan yazdı:Allah razı olsun. Rasulullah Sallallahu ve sellem e salavat ederek ulaşımı sağlalamaya çalışmaktayız.
Cümlemizden razı olsun büyüklerim,yorumlarınızı yazdığınız için teşekkürler

“Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber’e hep salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve tam bir içtenlikle selam verin.” (Ahzab, 36/56)
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Aziz can Hidayet sağ ol var ol,
Allah cc razı olsun!

Resim

Resim---Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve tam bir içtenlikle selam verin.'
(Ahzab, 36/56)


Salâvât, bilene (ehline) farz-ı ayndır.
Salâvât, kısaca ve kesin olarak:
“''ALLAHım! Beni Muhammedî oluşumun şuûruna erdir.''”duasıdır.

Muhammedîleşmek dileğidir.
Muhterem, Mübârek, Müstesna ve Muhteşem Muhammed Aleyhis-sâlatü ves-selâma; akan suyun deryaya isalesi (ulaşımı, akımı) gibi kavuşup,
Onun; söz, fiil, ahlâk ve hâlleriyle hâllenip Muhammedî oluş şuûruyla buluşmaktır.
Her emir, vücûb ifâdesi olup vâcibtir.
Salâvât; ALLAH Tealânın emrinin işlenmesi ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in hakkının ödenmesidir.

ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin zikrimize hâşâ ihtiyacı olduğundan dolayı değildir.
ALLAHÜ ZÜL-CELÂLi zikr edişimize sebeb, emirdir.
Sistemin ve kulluğun gereğidir.
Salâvât da böyledir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in ihtiyacını ALLAHÜZÜL-CELÂL görmüştür.
Muhtaç olan kendimiz olup; ALLAHÜ ZÜL-CELÂLe tâbi’ olabilmek için önce Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e tâbi’ olmaya;
memur,
mecbur,
muhtaç ve
mahkûmuz...
Bunun için ise 7 letâifimizle birlikte buluşmamız lâzım ve lâyıkıdır...

Yaşayan bir insan için tasavvufun diriliği; bu bağlantıyı kurmak hüneri, çabası ve azmidir.
Bu ise ihtiyârî ve keyfî olmayıp mecburîdir.
Sistemin; selâmeti, rahmeti ve velîyy-i nimeti olan Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)’e saygı ve teslimiyyetin yolu salâvâttır.
Salâvâtı dar anlamda “dua” diye târiflemek ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) için bir şeyler istediğini sanmak ilm-ü-edeb eksiklilğindendir.
İşin aslı âcizâne;
Buz Dağı (Benlik Dağı) olan insan nefsinini’tidal üzere eriyip;
Terbiye, Tezkiye, Tasfiye ve Tecliye işlemleri sonunda pırıl pırıl, tertemiz zemzem gibi akarak (salâvât arz ederek) Rahmet deryasının sûrekli salâtına kavuşmaktır.

Resim---Huz min emvalihim sadekaten tütahhiruhüm ve tüzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenül lehüm vallahü semiun âlim : Onların mallarından bir sadaka al ki onunla kendilerini hem temizler hem de arındırırsın. Ve salli aleyküm : onlara salât et. Şüphesiz ki senin salâtın onlar için sükûnettir. ALLAH işitendir, bilendir.
(Tevbe 9/103)

Ve salli aleyküm : onlara salât et.
Sekînet: sakinlik, kararlılık, rahatlık, gönül rahatlığı, kalb yatışkınlığıdır.

Salât, duadır da...
Ne var ki bu dua Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e salât olunca binbir dilekli dua değil de tek dilekli dua olur.
Bu tek dilek ise hem yukarıdaki âyet-i celiledeki Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in duasına-salâtına, salâtla isal ve kavuşma dilekçesi, arzu ve azmidir.

Mevali: mevlâlardır.

İnsanoğlu câhil kalırsa; emvâli (mallar) mevâlisi (efendileri), insanlar da mallarının köleleri olur ve kıble karışır.
İlk sözüne (Ahdullaha) sadakat sadakası sorulur...
Kulun zâhirinin tâhiriyesi ve bâtının tezkiyesinin; işinin uzman ustası olan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in işi ve mârifeti olduğu beyân buyuruluyor.

Sonsuz noktada kıyısı olan umud ummanı gibi heran; Salât-ı Resûlullah, her damlayı çağırıyor ve ümmetini tevhid bileliğine dalga dalga sesliyor...
Selâmetin, sükûtun, sükûnetin ve emniyetin;özdeki emânetin emniyetçisi Muhammedül-Emin Aleyhis-salâtü ves-selâmın sılasında olduğunu ezelî ve ebedî ezân-ı Muhammed ile ilân edip duruyor...
Evet, kimisi: “''Semiğnâ ve ateğnâ!'': duyduk ve uyduk!”diyor;
Kimisi de “''Semiğnâ ve aseynâ'': duyduk ve isyân ettik!” diyorlar...
Tercih ediş ise insan sûretinde ve aklı olanların bileceği iş...
Resim
Cevapla

“►Salavat-ı Şerifeler◄” sayfasına dön