İMAM ALİ Keremullahiveche'nin ŞEHADETİ
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12885
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
İMAM ALİ Keremullahiveche'nin ŞEHADETİ
El Melikül-Mülk ALLAHtır (cc)
Velîsi Rasûlullahtır (sav)
EL ELe EL Yedullaha
Velâyette ALİ ŞaHtır.. (kv)
ZEVK 3750
ARZdan Arşa Ah!. Ulaştı, ÂLeMi Kara Bürüdü
DiNin-EDeBin Kapısı, Velâyet SıRRın Sürüdü
O Gün Bu GüNdü Şe'Ende, İçti Şehâdet Şerbetin
Lâin Mülcem Kılıç Çaldı, ALİ ŞaH HaKKa Yürüdü..
29.01.10 14:34
Ayazağa.. istnbl..
En son kulihvani tarafından 29 Oca 2010, 16:54 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12885
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
İMAM ALİ Keremullâhi vechenin ŞEHÂDETİ
İmâm Ali Keremullâhi veche, Hicretin 40. yılı (28 Ocak Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, HAKK'a Şehid-Şâhid Olarak yürümüştür..
İmâm Ali Keremullâhi veche, HAKK'a kavuştuğunda 63 yaşında idi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, peygamberliğini izhardan önce on, yâhut on iki yıl ömür sürmüş, yirmi üç yıl Hz. Peygamberle berâber bulunmuştur.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemden sonra otuz yıl yaşamıştır.
Şehâdetinde altmış üç, yâhut altmış beş yaşlarındaydı.
Nesâî, Hasais'inde, senediyle Ammar'dan şu hadisi tahric eder:
Ammar demiştir ki:
Ben, Ali'yle berâber, Üşeyre savaşındaydım. Rasûlullah:
"İnsanların en kötüsü olan iki kişiden söz açayım mı"
dedi.
Biz:
Evet Yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve selem!
dedik.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
"Birisi Semud kavminden olup Sâlih Peygamber'in devesini öldüren Uhaymir, öbürü de sana şurandan vurup kanını şuraya akıtan"
buyurdu ve Ali'nin başıyla sakalını gösterdi.
(Nesaî, bu hadis, Müslim'in şartınca sahihtir de demiştir.)
Zeyd b. Sabit, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini bildirmiştir:
Ben size iki halife (benden sonra benim görevimi devam ettiren iki şey) bırakıyorum. Bunlardan biri; gökten yere uzatılmış ALLAHın kitabı, diğeri de ehl-i beytimdir. Bu ikisi (kıyâmet günü) (Kevser) havuz(u) başına gelinceye kadar birbirinden ayrılmazlar.
(İmam Ahmed b. Hanbelin rivâyet ettiği bu hadis hasendir. bk. Mecmauz-zevâid, 9/162).
Hadîsin Müslim'deki Zeyd b. Erkam (ö.68/687) rivâyeti şöyledir:
"Mekke ile Medîne arasında Hûm denilen bir su başında bulunurken Rasûlullah hutbe irâd etmek üzere ayağa kalktı; ALLAH'a hamd ve senâ etti, vaaz ve hatırlatmalarda bulundu; sonra:
Haberiniz olsun ki ey insanlar, ben ancak bir insanım; RABBimin elçisinin gelmesi ve benim ona icâbet etmem yaklaşıyor. Ben size iki ağır emânet bırakıyorum: Bunların birincisi, ALLAH'ın kitâbıdır; onda mutlak hidâyet ve nur vardır. Bundan dolayı sizler ALLAH'ın kitâbına tutununuz ve ona sımsıkı sarılınız
buyurdu. Böylece ALLAH'ın kitâbına teşvik edip gönülleri ona rağbet ettirdi; sonra da şöyle dedi:
Diğeri de ehl-i beyt'imdir. Ben, ehl-i beyt'im hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum (Râsûlullah bu son cümleyi üç kere tekrarlâmıştır).
(Müslim, Fedâilü's-Sâhâbe, 36; Ayrıca bk. Sahîh-i Müslim ve Tercemesi, Terc. M. Sofuoğlu İstanbul 1970, VII, 311-314).
İmâm Ali Keremullâhi veche, Hicretin 40. yılı (28 Ocak Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, HAKK'a Şehid-Şâhid Olarak yürümüştür..
İmâm Ali Keremullahi veche, HAKK'a kavuştuğunda 63 yaşında idi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, peygamberliğini izhardan önce on, yâhut on iki yıl ömür sürmüş, yirmi üç yıl Hz. Peygamberle berâber bulunmuştur.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemden sonra otuz yıl yaşamıştır.
Şehâdetinde altmış üç, yâhut altmış beş yaşlarındaydı.
Nesaî, Hasais'inde, senediyle Ammar'dan şu hadisi tahric eder:
Ammar demiştir ki:
Ben, Ali'yle berâber, Üşeyre savaşındaydım. Rasûlullah:
"İnsanların en kötüsü olan iki kişiden söz açayım mı"
dedi.
Biz:
Evet Yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
dedik.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
"Birisi Semud kavminden olup Sâlih Peygamber'in devesini öldüren Uhaymir, öbürü de sana şurandan vurup kanını şuraya akıtan"
buyurdu ve Ali'nin başıyla sakalını gösterdi.
(Nesaî, bu hadis, Müslim'in şartınca sahihtir de demiştir.)
Hakim de Müstedrik'inde, bu hadisin meâlini Ebû-Sinanu'd-Duali rivâyetiyle Hz. Ali'den tahric etmiştir:
Yine Zeyd ibn-i Vehep'ten tahriç etmiştir ki:
Basralılardan bir topluluk, Hz. Ali'ye haraç, cizye v.s. getirmişti. Aralarında, Hâricilerden Ca'd adlı birisi Yâ Ali dedi: ALLAHdan kork, sonucu öleceksin!
İmâm Ali Keremullâhi veche:
Hayır dedi, Ben buraya vurulan bir kılıçla öldürüleceğim ve buram başımın kanıyla boyanacak!
Bu sözleri söylerken başına ve sakalına işâret etti.
İmâm Ali Keremullâhi veche'nin Kâtili İbni Mülcem denilen Hârici, Teymiyyetu'l-Ahdar kızı Katam denilen bir kadına sevdâlanmıştı.
Kadını pek beğendi:
Bana varır mısın?
dedi.
Kadın:
Benim nikah param pek ağırdır; üç bin dirhem vermedikçe, bir kul ve köle alıp bana bağışlamadıkça ve Ali'yi öldürmedikçe sana varmama imkân yoktur
dedi.
Mülcemoğlu:
İlk iki şartını yerine getiremem, fakat Ali'yi öldürürsem elbette yüreğim yağ bağlar; bu iş de, ALLAH indinde benim için dünyâdan da hayırlıdır, dünyâ malından da!
dedi.
Katam'ın babasıyla kardeşi, Nehrevan'da öldürülenlerdendi.
Mülceoğlu'nun bu sözünü duyunca:
Onu öldürürsen dedi, senin yüreğin de soğur, benim de; ondan sonra seninle bir güzelce geçinir gideriz!
dedi..
İmâm Ali Keremullâhi veche, Mescidde Sabah Namazına durmuştu.
Mülcem oğlu:
Ya Ali, hüküm ALLAH'ındır, senin ve senin adamlarının değil!
diye bir kılıç vurdu.
Kılıç, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin, tam başına, Handak savaşında Amr'ın vurduğu yere rastladı, başına giydiği serpuşu yarıp tepesine işledi.
Hz. Ali yere düşüp:
"And olsun Kâ'be'nin RABB'ine, kurtuldum, murâdıma erdim!"
buyurdu.
Çarşamba Sabahı yaralandı Cuma günü HAKKa yürüdü..
İbn'ül-Esir der ki:
Oğulları Hasan ve Huseyn'i çağırdı. Dedi ki:
"İkinize de ALLAH'tan korkmanızı vasiyyet ederim. Dünyâ size rağbet etse bile siz ona rağbet etmeyin, onu elde etmeye savaşmayın. Elinizden çıkan şey için ağlamayın. Gerçeği söyleyin, yetime acıyın, zâlime düşman olun, mazluma yardımcı kesilsin, ALLAH'ın kitabındaki hükümlere göre hareket edin. ALLAH yoluna gittiniz diye sizi kınayan olursa aldırmayın!."
Katil Mülcemoğlu, İmam Hasan'a:
ALLAH'a ahdedeyim; beni bırak, gideyim, Muâviye'yi öldüreyim; çünkü ben Kâ'be'de ALLAH'a and içtim, Ali ile Muâviye'yi öldürmedikçe ölmiyeyim dedim; eğer öldüremez de sağ kalırsam döner gelir, sana teslim olurum, dilediğini yap!
dedi. Hz. Hasan, imkânı yok dedi ve bir kılıçla onu öldürdü...
Geberdi gitti..
İmâm Ali Keremullâhi veche'nin vefat gecesi bir deveye bir tabut yükleyip Medîne tarafına gönderdiler.
Bunu görenler, İmâm Ali Keremullâhi veche'yi, Hz. Fâtıma'nın yanına defnetmek üzere Medîne'ye götürüyorlar sandılar.
Bir katıra daha yüklenmiş olan diğer bir tabut da Hıyre tarafına gitti.
Haricilerin şerrinden korunmak için iki tabutla yola çıkan İmâm Ali Keremullahiveche'nin Kabr-i Şerifi hep ihtilaflı kalmıştır..
Derler ki o DEVE BİZim ÇÖLde durmadan YOL Almakta çok ŞÜkürler olsun RABBımız Teâlâya..
Fakat Ehlibeyt, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin vefâtından itibâren onun kabrini kaybetmedi.
Hz. Hasan, Hz. Huseyn'in oğlu İmam Zeynu'l-Abidin Ali, onun oğlu İmam Muhammedu'l-Bakır, İmam Huseyn'in torunu Zeyd, İmam Bakır'ın oğlu Ca'feru's-Sâdık, İmam Ca'fer'in oğlu İmam Musa'l-Kazım, onun oğlu İmam Aliyyu'rr-Rıza, onun oğlu İmam Muhammedu'l-Cevad ve bütün Ehlibeyt, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin'yi, bugün üzerinde İslâm medeniyetinin en muhteşem âbidelerinden biri yükselmiş olan NECEF'teki Mescidde, ZÂRİH denen SANDUKA'sının yerinde ziyâret etmişlerdir..
ŞaHlar ve ŞeHiDler Ölmez!...
Kul İhvanî SıRR Serilmez
Çilesiz SıRRa erilmez
ÖLÜler Ölür Dirilmez
Sağlar Hüseyin Hüseyin!..
MuhaMMedi MuHaBBetle..
İmâm Ali Keremullâhi veche, Hicretin 40. yılı (28 Ocak Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, HAKK'a Şehid-Şâhid Olarak yürümüştür..
İmâm Ali Keremullâhi veche, HAKK'a kavuştuğunda 63 yaşında idi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, peygamberliğini izhardan önce on, yâhut on iki yıl ömür sürmüş, yirmi üç yıl Hz. Peygamberle berâber bulunmuştur.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemden sonra otuz yıl yaşamıştır.
Şehâdetinde altmış üç, yâhut altmış beş yaşlarındaydı.
Nesâî, Hasais'inde, senediyle Ammar'dan şu hadisi tahric eder:
Ammar demiştir ki:
Ben, Ali'yle berâber, Üşeyre savaşındaydım. Rasûlullah:
"İnsanların en kötüsü olan iki kişiden söz açayım mı"
dedi.
Biz:
Evet Yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve selem!
dedik.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
"Birisi Semud kavminden olup Sâlih Peygamber'in devesini öldüren Uhaymir, öbürü de sana şurandan vurup kanını şuraya akıtan"
buyurdu ve Ali'nin başıyla sakalını gösterdi.
(Nesaî, bu hadis, Müslim'in şartınca sahihtir de demiştir.)
Zeyd b. Sabit, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini bildirmiştir:
Ben size iki halife (benden sonra benim görevimi devam ettiren iki şey) bırakıyorum. Bunlardan biri; gökten yere uzatılmış ALLAHın kitabı, diğeri de ehl-i beytimdir. Bu ikisi (kıyâmet günü) (Kevser) havuz(u) başına gelinceye kadar birbirinden ayrılmazlar.
(İmam Ahmed b. Hanbelin rivâyet ettiği bu hadis hasendir. bk. Mecmauz-zevâid, 9/162).
Hadîsin Müslim'deki Zeyd b. Erkam (ö.68/687) rivâyeti şöyledir:
"Mekke ile Medîne arasında Hûm denilen bir su başında bulunurken Rasûlullah hutbe irâd etmek üzere ayağa kalktı; ALLAH'a hamd ve senâ etti, vaaz ve hatırlatmalarda bulundu; sonra:
Haberiniz olsun ki ey insanlar, ben ancak bir insanım; RABBimin elçisinin gelmesi ve benim ona icâbet etmem yaklaşıyor. Ben size iki ağır emânet bırakıyorum: Bunların birincisi, ALLAH'ın kitâbıdır; onda mutlak hidâyet ve nur vardır. Bundan dolayı sizler ALLAH'ın kitâbına tutununuz ve ona sımsıkı sarılınız
buyurdu. Böylece ALLAH'ın kitâbına teşvik edip gönülleri ona rağbet ettirdi; sonra da şöyle dedi:
Diğeri de ehl-i beyt'imdir. Ben, ehl-i beyt'im hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum (Râsûlullah bu son cümleyi üç kere tekrarlâmıştır).
(Müslim, Fedâilü's-Sâhâbe, 36; Ayrıca bk. Sahîh-i Müslim ve Tercemesi, Terc. M. Sofuoğlu İstanbul 1970, VII, 311-314).
İmâm Ali Keremullâhi veche, Hicretin 40. yılı (28 Ocak Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, HAKK'a Şehid-Şâhid Olarak yürümüştür..
İmâm Ali Keremullahi veche, HAKK'a kavuştuğunda 63 yaşında idi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, peygamberliğini izhardan önce on, yâhut on iki yıl ömür sürmüş, yirmi üç yıl Hz. Peygamberle berâber bulunmuştur.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemden sonra otuz yıl yaşamıştır.
Şehâdetinde altmış üç, yâhut altmış beş yaşlarındaydı.
Nesaî, Hasais'inde, senediyle Ammar'dan şu hadisi tahric eder:
Ammar demiştir ki:
Ben, Ali'yle berâber, Üşeyre savaşındaydım. Rasûlullah:
"İnsanların en kötüsü olan iki kişiden söz açayım mı"
dedi.
Biz:
Evet Yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
dedik.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
"Birisi Semud kavminden olup Sâlih Peygamber'in devesini öldüren Uhaymir, öbürü de sana şurandan vurup kanını şuraya akıtan"
buyurdu ve Ali'nin başıyla sakalını gösterdi.
(Nesaî, bu hadis, Müslim'in şartınca sahihtir de demiştir.)
Hakim de Müstedrik'inde, bu hadisin meâlini Ebû-Sinanu'd-Duali rivâyetiyle Hz. Ali'den tahric etmiştir:
Yine Zeyd ibn-i Vehep'ten tahriç etmiştir ki:
Basralılardan bir topluluk, Hz. Ali'ye haraç, cizye v.s. getirmişti. Aralarında, Hâricilerden Ca'd adlı birisi Yâ Ali dedi: ALLAHdan kork, sonucu öleceksin!
İmâm Ali Keremullâhi veche:
Hayır dedi, Ben buraya vurulan bir kılıçla öldürüleceğim ve buram başımın kanıyla boyanacak!
Bu sözleri söylerken başına ve sakalına işâret etti.
İmâm Ali Keremullâhi veche'nin Kâtili İbni Mülcem denilen Hârici, Teymiyyetu'l-Ahdar kızı Katam denilen bir kadına sevdâlanmıştı.
Kadını pek beğendi:
Bana varır mısın?
dedi.
Kadın:
Benim nikah param pek ağırdır; üç bin dirhem vermedikçe, bir kul ve köle alıp bana bağışlamadıkça ve Ali'yi öldürmedikçe sana varmama imkân yoktur
dedi.
Mülcemoğlu:
İlk iki şartını yerine getiremem, fakat Ali'yi öldürürsem elbette yüreğim yağ bağlar; bu iş de, ALLAH indinde benim için dünyâdan da hayırlıdır, dünyâ malından da!
dedi.
Katam'ın babasıyla kardeşi, Nehrevan'da öldürülenlerdendi.
Mülceoğlu'nun bu sözünü duyunca:
Onu öldürürsen dedi, senin yüreğin de soğur, benim de; ondan sonra seninle bir güzelce geçinir gideriz!
dedi..
İmâm Ali Keremullâhi veche, Mescidde Sabah Namazına durmuştu.
Mülcem oğlu:
Ya Ali, hüküm ALLAH'ındır, senin ve senin adamlarının değil!
diye bir kılıç vurdu.
Kılıç, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin, tam başına, Handak savaşında Amr'ın vurduğu yere rastladı, başına giydiği serpuşu yarıp tepesine işledi.
Hz. Ali yere düşüp:
"And olsun Kâ'be'nin RABB'ine, kurtuldum, murâdıma erdim!"
buyurdu.
Çarşamba Sabahı yaralandı Cuma günü HAKKa yürüdü..
İbn'ül-Esir der ki:
Oğulları Hasan ve Huseyn'i çağırdı. Dedi ki:
"İkinize de ALLAH'tan korkmanızı vasiyyet ederim. Dünyâ size rağbet etse bile siz ona rağbet etmeyin, onu elde etmeye savaşmayın. Elinizden çıkan şey için ağlamayın. Gerçeği söyleyin, yetime acıyın, zâlime düşman olun, mazluma yardımcı kesilsin, ALLAH'ın kitabındaki hükümlere göre hareket edin. ALLAH yoluna gittiniz diye sizi kınayan olursa aldırmayın!."
Katil Mülcemoğlu, İmam Hasan'a:
ALLAH'a ahdedeyim; beni bırak, gideyim, Muâviye'yi öldüreyim; çünkü ben Kâ'be'de ALLAH'a and içtim, Ali ile Muâviye'yi öldürmedikçe ölmiyeyim dedim; eğer öldüremez de sağ kalırsam döner gelir, sana teslim olurum, dilediğini yap!
dedi. Hz. Hasan, imkânı yok dedi ve bir kılıçla onu öldürdü...
Geberdi gitti..
İmâm Ali Keremullâhi veche'nin vefat gecesi bir deveye bir tabut yükleyip Medîne tarafına gönderdiler.
Bunu görenler, İmâm Ali Keremullâhi veche'yi, Hz. Fâtıma'nın yanına defnetmek üzere Medîne'ye götürüyorlar sandılar.
Bir katıra daha yüklenmiş olan diğer bir tabut da Hıyre tarafına gitti.
Haricilerin şerrinden korunmak için iki tabutla yola çıkan İmâm Ali Keremullahiveche'nin Kabr-i Şerifi hep ihtilaflı kalmıştır..
Derler ki o DEVE BİZim ÇÖLde durmadan YOL Almakta çok ŞÜkürler olsun RABBımız Teâlâya..
Fakat Ehlibeyt, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin vefâtından itibâren onun kabrini kaybetmedi.
Hz. Hasan, Hz. Huseyn'in oğlu İmam Zeynu'l-Abidin Ali, onun oğlu İmam Muhammedu'l-Bakır, İmam Huseyn'in torunu Zeyd, İmam Bakır'ın oğlu Ca'feru's-Sâdık, İmam Ca'fer'in oğlu İmam Musa'l-Kazım, onun oğlu İmam Aliyyu'rr-Rıza, onun oğlu İmam Muhammedu'l-Cevad ve bütün Ehlibeyt, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin'yi, bugün üzerinde İslâm medeniyetinin en muhteşem âbidelerinden biri yükselmiş olan NECEF'teki Mescidde, ZÂRİH denen SANDUKA'sının yerinde ziyâret etmişlerdir..
ŞaHlar ve ŞeHiDler Ölmez!...
Kul İhvanî SıRR Serilmez
Çilesiz SıRRa erilmez
ÖLÜler Ölür Dirilmez
Sağlar Hüseyin Hüseyin!..
MuhaMMedi MuHaBBetle..
En son kulihvani tarafından 29 Oca 2010, 19:32 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
----Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem)şöyle buyurdu: Müminin amel defterinin başlığı, Ali bin Ebi Talibin sevgisidir.
(el-Müttaki el-Hindi "Kenz'ul Ummal" c.11, s.601 Hadis No: 32900; İbn-i Hacer es-Sevaikul Muhrika s.125, Hadis No: 32; el-Suyuti "Cami us-Sağir" c.2, s.45 Mısır bas.; Hatip el-Bağdadi "Tarih-i Bağdat" c.4, s.410 Mısır bas.; İbn-i İbn-i Hacer "Lisan'ül Mizan" c.4, s.471; es-Safvari Nezhet'ül Mecalis c.2, s.208; İbn-i Asakir Tarih-i Dimaşk Hadis No: 1262; Menakıb-ı Meğazeli s.243 Hadis No: 290; en-Nebehani el-Fethül Kebir c.2, s.245)
Muhammed Mustafa Nurdan Değil mi
Nice Canlar Ana Kurban Değil mi?
Talip Olanlar Hep Mürşid'e Yetti
Mürşidsiz Talipler Şeytan Değil mi?
Nesimi Hak Yolunda Verdi Postunu
Nesimi Dostuna Kurban Değil mi?
Hatai Cümlesinden Geçti Ey Şah
Cümlesinden Geçen Merdan Değil mi?
ALLAH Celle Celalihu Yardımcımız,
Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz Yârimiz
Şah-ı Merdanımız Keremullâhi veche ve Dostlarımız varımız olsun..
İNŞAALLAH..
Sonsuz Nur'u-Mim'in ışığı-ışığımızın Ruhu şâd olsun.
Şefaatlarına nail olmayı dileriz. İNŞAALLAH!....
- aliyarimdir
- Üye
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Ol Benim Şâhımı
Ol benim şâhımı,
Görmeye kim gelir?
Zevk ile sefasın,
Sürmeye kim gelir?
Asâsı elinde,
Kemeri belinde.
Pîrimin yolunda,
Ölmeye kim gelir?
Şehidin kanını,
Yumazlar tenini.
Hak için canını,
Vermeye kim gelir?
İncidir dişleri,
Kalemdir kaşları.
Can için başları,
Vermeye kim gelir?
Şâhımın özünü,
Severim sözünü.
Gün gibi yüzünü,
Görmeye kim gelir?
Pir Sultan illeri,
Uzaktır yolları.
Bahçede gülleri,
Dermeye kim gelir?
Pîr Sultan ABDAL
Ol benim şâhımı,
Görmeye kim gelir?
Zevk ile sefasın,
Sürmeye kim gelir?
Asâsı elinde,
Kemeri belinde.
Pîrimin yolunda,
Ölmeye kim gelir?
Şehidin kanını,
Yumazlar tenini.
Hak için canını,
Vermeye kim gelir?
İncidir dişleri,
Kalemdir kaşları.
Can için başları,
Vermeye kim gelir?
Şâhımın özünü,
Severim sözünü.
Gün gibi yüzünü,
Görmeye kim gelir?
Pir Sultan illeri,
Uzaktır yolları.
Bahçede gülleri,
Dermeye kim gelir?
Pîr Sultan ABDAL
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/miscellaneous3513qg2il.gif[/img]
- aliyarimdir
- Üye
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Yine Dosttan Haber Geldi
Yine dosttan haber geldi,
Dalgalandı taştı gönül.
Yâr elinden kevser geldi,
Derya gibi coştu gönül.
Kılavuzum Şah-ı Merdan,
Çevresi dopdolu nurdan.
Şunda bir hercayi dosttan,
Neylersin, vazgeçti gönül.
Sır Ali'deki sır idi,
Seyredeni sever idi.
Ben kulu da kemter idi,
Pir aşkına düştü gönül.
Açıldı bahçenin gülü,
Öter içinde bülbülü.
Dost elinden dolu dolu,
Sarhoş oldu içti gönül.
Pir Sultan'ım bir gün göçer,
Er olan ikrarın güder.
Ceset bunda seyran eder,
Çün Hakk'a ulaştı gönül.
Pîr Sultan ABDAL
Yine dosttan haber geldi,
Dalgalandı taştı gönül.
Yâr elinden kevser geldi,
Derya gibi coştu gönül.
Kılavuzum Şah-ı Merdan,
Çevresi dopdolu nurdan.
Şunda bir hercayi dosttan,
Neylersin, vazgeçti gönül.
Sır Ali'deki sır idi,
Seyredeni sever idi.
Ben kulu da kemter idi,
Pir aşkına düştü gönül.
Açıldı bahçenin gülü,
Öter içinde bülbülü.
Dost elinden dolu dolu,
Sarhoş oldu içti gönül.
Pir Sultan'ım bir gün göçer,
Er olan ikrarın güder.
Ceset bunda seyran eder,
Çün Hakk'a ulaştı gönül.
Pîr Sultan ABDAL
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/miscellaneous3513qg2il.gif[/img]
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
DOST ALİ (kv)!
Âşıkların ahı Ali
Şahin şahlar Şahı Ali
Aşkın sır sabahı Ali
Ehl-i Beytin Alisi Dost!..
*
Naz-Niyazdayken neslimi
Aşka ayırmış faslımı
Âşık eyledi aslımı
Ehl-i Beytin Dolusu Dost!..
*
Gavsül-Azam Sevdâ Pîri
Ölüsün eyleyen diri
Kervana kattı Kıtmiri
Ehl-i Beytin Ulusu Dost!..
*
Aşk Mülkün tapısı Ali
Yapanın yapısı Ali
Aşk şehrin kapısı Ali
Ehl-i Beytin Velisi Dost!..
*
Aşk menbağın özler gezer
Âşık aşkın gözler gezer
İhvâni izin izler gezer
Ehl-i Beytin Delisi Dost!..
15.03.1995 17:47
Hz. Ali Keremallahuveche;
Rasulullah sav. in yanında daim olan,
Sadakat ve Samimiyetin manası,
Sıdk ve Adlin gönül taşı,
Gariblerin haldaşı,
Rasululllah sav. BİZlik deryasının kapısı.
Hayatı onurluca yaşayan ve yaşamamız yolunda örnek olan Hz. Ali kv.nin kapısından geçerek, Rasulullah sav. in Edeb şehrinde Edeblenmeyi, Allah cc nun huzurunda Rasulullah sav. in ahir zamandaki kardeşlerim dediği ümmetleri arasında olmayı nasip ve müyesser eylesin inşallah.
Ali Bendendir Ben de Ali'denim. Hadisi şerif...
İnşallahu teala Hz. Ali ile BİLişerek, BULuşarak, OLuşarak YAŞAyarak dâiM OLuruz.
Âşıkların ahı Ali
Şahin şahlar Şahı Ali
Aşkın sır sabahı Ali
Ehl-i Beytin Alisi Dost!..
*
Naz-Niyazdayken neslimi
Aşka ayırmış faslımı
Âşık eyledi aslımı
Ehl-i Beytin Dolusu Dost!..
*
Gavsül-Azam Sevdâ Pîri
Ölüsün eyleyen diri
Kervana kattı Kıtmiri
Ehl-i Beytin Ulusu Dost!..
*
Aşk Mülkün tapısı Ali
Yapanın yapısı Ali
Aşk şehrin kapısı Ali
Ehl-i Beytin Velisi Dost!..
*
Aşk menbağın özler gezer
Âşık aşkın gözler gezer
İhvâni izin izler gezer
Ehl-i Beytin Delisi Dost!..
15.03.1995 17:47
Hz. Ali Keremallahuveche;
Rasulullah sav. in yanında daim olan,
Sadakat ve Samimiyetin manası,
Sıdk ve Adlin gönül taşı,
Gariblerin haldaşı,
Rasululllah sav. BİZlik deryasının kapısı.
Hayatı onurluca yaşayan ve yaşamamız yolunda örnek olan Hz. Ali kv.nin kapısından geçerek, Rasulullah sav. in Edeb şehrinde Edeblenmeyi, Allah cc nun huzurunda Rasulullah sav. in ahir zamandaki kardeşlerim dediği ümmetleri arasında olmayı nasip ve müyesser eylesin inşallah.
Ali Bendendir Ben de Ali'denim. Hadisi şerif...
İnşallahu teala Hz. Ali ile BİLişerek, BULuşarak, OLuşarak YAŞAyarak dâiM OLuruz.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
ZEVK 909
Âşık, İlim bir noktadır câhiller onu çoğaltır!..
Buyuruyor İmam Ali, Aşk İğnesin ucu vardır
Arın Arıt Can evini! Hâlini HAKKla hoş eyle!
Süt ve nesil meselesi, ondan yavrulamaz katır!!!..
11.09.1991 10:30
Nesil : Nesl.Soy, sop. Zürriyet, döl, kuşak. * Halk. * Çocuk hâsıl etmek.
Katır : Anası eşek babası at olan ve asla üreyemeyen, dağda dayanıkı bir yük hayvanı.
Âşık, İlim bir noktadır câhiller onu çoğaltır!..
Buyuruyor İmam Ali, Aşk İğnesin ucu vardır
Arın Arıt Can evini! Hâlini HAKKla hoş eyle!
Süt ve nesil meselesi, ondan yavrulamaz katır!!!..
11.09.1991 10:30
Nesil : Nesl.Soy, sop. Zürriyet, döl, kuşak. * Halk. * Çocuk hâsıl etmek.
Katır : Anası eşek babası at olan ve asla üreyemeyen, dağda dayanıkı bir yük hayvanı.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
ALİ (kv) YÂRdir!..
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
İmam Ali Keremullahiveche Efendimize;
Ehl-i Beytî
Muhammedî
Kur'ânî
Rabbanî
Salât, Selâm, Sevgi ve Saygılarımızı sunarız
Elhamdülillahirabbilâlemin...
ZEVK 3331
Keremullahivechedir! ALİ ŞAH (kv) YÂRüs-SELÂM HU!..
İLMin-EDEBin Kapısı! ALİ ŞAH (kv) DÂRüs-SELÂM HUU!..
Nefes-Nefis, Naz-Niyazı! Kûn feyekûn AŞK Avazı
Vilâyetin TEVHİD SESİ! ALİ ŞAH (kv) KÂRüs-SELÂM HUUU!..
23.09.08. 20:40
Çiçek camii
Kerem: Nefaset, izzet, şeref. Al-i-cenâbâne ihsan, inâyet. * Kıymetli şeyleri kemal-i rıza-i nefisle verme. * Mecd ve şeref. *Cenab-ı Hakk'a atfolunursa eltaf ve ihsan-ı İlâhî kasdedilmiş olur. * İnsan hakkında vasıf sureti ile zikrolunursa; mehasin-i ahlâk ve ef'âl kasdolunur.
Vech: (Vecih) Yüz, çehre, surat. * Tarz, üslub. * Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe. * Tarih. * Suret. * Sebeb. * Bir şeyin nefsi ve zatı. * Semt. Cihet. * Münasebet.
Keremullahiveche: Yüzünü-özünü Allahtan gayrısına hiç zaman dönmemiş Sıddık-ı Ekber. Edeb-i Muhammed Bağının İlk ve Tek GÜLÜ
Aliyyül- Mürteza Aleyhisselâm..
YÂRüs-SELÂM: Es Selâm cc Yâri
Dâr: Yer, mekân, konak.
Dâr: f. Sâhib, mâlik, tutan (mânasındadır.) Meselâ: Bayrakdâr $ : Bayrak tutan.
DÂRüs-SELÂM: Cennet. Selâmet ve eminlik yeri.
DÂRüs-SELÂM: Es Selâmın Bayrakdârı.
Vilâyet-Velâyet: Veli olan kimsenin hali. Velilik, dervişlik. * Dostluk. * Sadakat. * Başkasına sözünü geçirmek. Bir şeye kudret cihetiyle bizzat mutasarrıf olmak. Gerçek velâyetin anlatılması ve anlaşılması için Tasavvuf İlmi doğmuştur ve yaşamaktadır.
Anlatılamayan ve yaşanınca anlaşılan Hâldir..
Veli: Hayatını mücadelelerle ve azimet ve fevkalâde bir zühd ve takva ile ibadet ve taata sarfederek kendisinden Allah'ın (C.C.) izniyle gaybdan haber vermek ve gaybî ahvali keşfetmek gibi ilmî ve kevnî hârikalar zuhura gelen zât. Allah'a (C.C.) manevî yakınlık kesbetmiş olan şerif zât.
KÂRüs-SELÂM: Es Selâmın kârı, hayatın sonundaki son sözün Hakk olması..
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: İMAM ALİ Keremullahiveche'nin ŞEHADETİ
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Yâ Latîf! Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm! Yâ Vedûd!
Yâ Fettah! Yâ ALLAH Celle Celâlalihu
Böyle bir BU Günde El HAYY da Ebedî HAYYYY!
OL-ÂN ve EL-ÂN ve HER ÂN!
DİRİmiz, PÎRimiz ve de BİRimiz!
Nübüvvet Nâmımız, Velâyet Vâvımız, İştirak İmâmız'a!
Nur-u MîM SALLımız Sağla!
BİLdir! BULdur! OLdur ve YAŞAt!
Rahmetenlilâlemin Rahmeti yağdır ebediyyen Ruhlarımıza!
Allah-Resûlullah-Ehl-i Beytü Hakk Erenlerle BİZ BİRliğimizi dâim et!
Bu Yüce Kûn fe Yekûn Kervanının Kıtmiri Çöl Köpeği der ki:
Ağlayıp sızlama bu gün!
ÇÖLe Kalb Kulağını ver "SESi ve NEFESi" DUYacaksın ve UYacaksın İnşaallah!..
Kanında!
Canında!
ÂNında!
ve de Yanında İnşâallah!..
Âmin! Âmin!
Bak Hz. Celaleddini Rumî ne buyurmuştu:
Doğruluğu ve güzel işi, Ali'den öğren!
Tanrı Arslanı'nı hileden, düzenden arınmış bil!
Değil mi ki: (Yâ Ali) Sen, o bilgi şehrinin kapısısın!
Değil mi ki, dostluk güneşinin ışığısın, ey rahmet kapısı, dengi olmayan Tanrı barigâhı, kapanma, ebedi olarak açık kal!..
Yiğitlikte Tanrı Arslanı'sın, ERlikte ise kimsin, kim bilebilir ki?..
Hz. Celaleddini Rumî ks
Yaşlı, Yorgun ve Yalnız sanılan KÂRü BÂN Kıtmırî sen ne demektesin de hele:
EHL-İ BEYT (aleyhumusselâm)
Tevhid telim Sevdâ Sazım
Sırr-ı Süveydâda nazım
Gece-gündüz nev niyazım
Meftun oldum Ehl-i Beyte
Fatmatüz- Zehra Betülü
Muhammedîn gonca gülü
Kârü belâ Leylâ çölü
Mecnun oldum Ehl-i Beyte
ALLAH ile aşk âhidi
Şe'en-i Şahta şâhidi
Belâ! Bazarı şehidi
Dilhun oldum Ehl-i Beyte
Sözle-Sohbet, zevkle-sükut
Kün! Fe yekun korku-umut
Cânâna can kurban şühut
Vurgun oldum Ehl-i Beyte
Cemde CAN, kerem kâniyem
Aslım Bâki BEN fâniyem
Mest Melâmi İhvâniyem
Sürgün oldum Ehl-i Beyte
İmam Ali Keremullahi veche'miz annesi Hakk'a yürüdüğünde, Resûlullah sallahu aleyhi vesellem'in huzurunda:
"Yâ Resûlullah sallahu aleyhi vesellem ikimizi de büyüten Annemiz Fatıma âhirete intikal etti ne yapmalıyım?" buyurduğunda Resûlullah sallahu aleyhi vesellem:
"Yâ Ali, sen her namazdan sonra 11 İhlâs-ı Şerif, Muvazeteyn ( Felek ve Nas Sûreleri) ve Fâtıha-yı Şerifeyi okumaktan âciz misin?"
"Değilim Yâ Resûlullah sallahu aleyhi vesellem!"
" O hâlde oku aynen varır İnşâallah!" buyurmuştu..
Ey Sefil Kıtmir Kul İhvanî çok mu üzgünsün bu gün;
Hani İmam Ali Keremullahi veche Efendimiz Resûlullah sallahu aleyhi vesellem'in huzuruna çok üzgün bir hâlde çıkmıştı da:
Resûlullah sallahu aleyhi vesellem: "Yâ Ali bu ne hâldir?" buyurduğunda:
"Yâ Resûlullah sallahu aleyhi vesellem bütün Ehl-i Beyt'in bu hâlde!" buyurunca her nedense!
Resûlullah sallahu aleyhi vesellem: "Yâ Ali hepiniz şu duayı okuyunuz:
Lâ ilâhe illâllahul- Aliyyül- Azîm. Lâ ilâhe illâllahul- Halimül- kerîm. Subhânallahi Rabbis-semâvâti seba ve Rabbil-arşil-azîm. Vel-hamdulillahi Rabbilâlemin. buyurmuştu.
Sen de tüm varlığınla OKU!
"BİZ BİRiz zâten elhmadülillahi Rabbülâlemin!" de!..
O İlmullah Şehrinin EDEB Kapısı İmam Ali Keremullahi veche Efendimiz ne buyurmuştu,
Öz-Sözlerini EDEBlenmemiz için, BİZim için DUY da UY İnşâallah:
Acelenin meyvesi yanlışlıktır.
Aç kalmak, alçalmaktan hayırlıdır.
Açık kalbli, mert düşman; içinden pazarlıklı dosttan iyidir.
Adalet için en büyük talihsizlik, devleti idâre edenin zâlimliğidir.
Adalet, halkın dirliği ve düzeni, idarecilerin ise süsü ve güzelliğidir.
Adalet ve eşitliği gözetme, siyasetlerin en iyisidir.
Âdil ol, kudretin sürekli olsun!
Adilâne davranış siyasetlerin (yönetimlerin) en iyisidir.
Affetmekten utanmayın!
Cezalandırmada acele etmeyin.!
Emriniz altında bulunanların hataları karşısında hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin!
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: İMAM ALİ Keremullahivechenin ŞEHADETİ
---Resûlullah sallahu aleyhi vesellem: "Yâ Ali hepiniz şu duayı okuyunuz:
''Lâ ilâhe illâllahul- Aliyyül- Azîm. Lâ ilâhe illâllahul- Halimül- kerîm. Subhânallahi Rabbis-semâvâti seba ve Rabbil-arşil-azîm. Vel-hamdulillahi Rabbilâlemin.'' buyurmuştu.
"BİZ BİR-İZ elhamdülillahi Rabbülâlemin!"
''Lâ ilâhe illâllahul- Aliyyül- Azîm. Lâ ilâhe illâllahul- Halimül- kerîm. Subhânallahi Rabbis-semâvâti seba ve Rabbil-arşil-azîm. Vel-hamdulillahi Rabbilâlemin.'' buyurmuştu.
"BİZ BİR-İZ elhamdülillahi Rabbülâlemin!"
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: İMAM ALİ Keremullahivechenin ŞEHADETİ
Ali!. Ali!.
Kerremullâhi veche…
Ali BiL-en AKLın ATsın
AKLını NAKLine KATsın
ALan ALsın SATan SATsın
BaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
“Kâr u Belâ” BaZaRını
KURup Âh u Vah ZâRını
“Öl!-Diril!” Mevt MeZâRını
KaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
Küllî ŞeY HAKK’ın NaKıŞı
YüZ-ünü ÖZ-den YaKıŞı
“Be” gÖZün ÖZ-den BaKıŞı
NaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
SıRR-ı SuVeYDâ SeLâMı
MuHaMMeDî Mest MeLâMı
“KûN feYeKûN” YâR KeLâMı
YaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
BiR cAN İle BinBiR TeN-i
“BiZ” EY-leyip SeNi-BeNi
Dönen DeVR-ÂN DeğirmeNi
EZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
cAN DeRûNî DeHRe DALdı
Ali EL-inden BâDe ALdı
SER-ini SeVdâya SALdı
GEZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
SEV-dik SEV-ildik EZeLden
GeÇmeyiz GöNLÜ GüZeLden
UÇan Kuştan ESen YeLden
SEZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
YâR Ali Zâhir ZiMMeT-i
ÂLEMe VeLîYY HiMMeT-i
NebiYYu’l- UMMî UMMeT-i
SIZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
GEÇ-miş GEL-ecekle OL-AN
NeFSin BİL-en RABB-ın BUL-AN
YAŞanmayan Tek ŞEY YALAN
ÇİZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
SÖZ-ü Yoktur YOK-luk İle
ÖZ-ü Toktur ÇOK-luk Bile
İKİ-liği “TEK” lik ÇİLE
BOZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
FaTıMâTu’z- ZeHRâ GÜL-ü
HaSaN-HüSeYiN BüLBüL-ü
HaVada DuMaNı – KÜL-ü
TOZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
EĞRi-DoĞRu DÜZ-GEÇ-inden
ÇiLe ÇÖLü-n YÜZ-GEÇ-inden
SıRR-ı SıFıR SÜZ-GEÇ-inden
SÜZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
NeFS-in BİL-ince KaST-ını
GöNLün BUL-unca DOST-unu
KeNDi eliyle cAN POST-unu
YÜZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
KuL İHVaNî KûN! KeRRe-ler
SILA RaKSı-nda KüRRe-ler
“SeBBaHa” ZeVKi ZeRRe-ler
YÜZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
06 mhrrm 1432
12.12.10 16:52
nrml.alâim-i semâ…
*
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
---“Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder.” (Cuma 62/1)
''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''
---Yezid İbnu Hayyan, Zeyd İbnu Erkam radıyallâhu anh'tan naklen anlatıyor:
Rasûlullah aleyhi's-salâtu ve's-selâm buyurdular ki:
"Haberiniz olsun! Ben size iki ağırlık bırakıyorum. Bunlardan biri ALLAHu Teâlâ'nın KİTABı'dır. O, ALLAH'ın (semâ-arz arasına uzanmış) ipi olup, kim ona tutunursa hidâyet üzere olur, kim de onu terkederse dalâlete düşer. İkincisi Itret'im, Ehl-i Beytim'dir."
---HiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyyeni BİL-BUL-OL-YaŞa. Hizmeti..
---SıRR-ı SıFıR SıRR-ı ALİ (kv): YAŞAnmayan YALANdır, YAŞAN-AN-sa “OL-AN” dır..
---ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.
---ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.”
(Ebû Said (r.a.)den; Deylemî Musnedu'l-Firdevs)
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ya Ali! Seni râzı etmiyor muyum?
Sen benim kardeşim ve vezirimsin.
Borcumu ödersin vâdimi yerine getirirsin ZİMMETimi kaldırırsın.
Seni hayâtımda seven kimse muhakkak vazîfesini yerine getirmiştir.
Benden sonra senin hayâtında seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sona erdirsin.
Benden sonra seni görmediği halde seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sana erdirsin ve kıyâmet gününde onu korusun.
Sana buğz olduğu halde ölen kimse ey Ali bir nevi câhiliyet ölümü ile ölmüştür ve ALLAH onu İslâm'da yaptığı amel ile hesâba çeker” buyurdu.
(İbni Ömer (ra)’den; Taberânî Mu’cem-ul Kebir).
Kerremullâhi veche…
Ali BiL-en AKLın ATsın
AKLını NAKLine KATsın
ALan ALsın SATan SATsın
BaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
“Kâr u Belâ” BaZaRını
KURup Âh u Vah ZâRını
“Öl!-Diril!” Mevt MeZâRını
KaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
Küllî ŞeY HAKK’ın NaKıŞı
YüZ-ünü ÖZ-den YaKıŞı
“Be” gÖZün ÖZ-den BaKıŞı
NaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
SıRR-ı SuVeYDâ SeLâMı
MuHaMMeDî Mest MeLâMı
“KûN feYeKûN” YâR KeLâMı
YaZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
BiR cAN İle BinBiR TeN-i
“BiZ” EY-leyip SeNi-BeNi
Dönen DeVR-ÂN DeğirmeNi
EZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
cAN DeRûNî DeHRe DALdı
Ali EL-inden BâDe ALdı
SER-ini SeVdâya SALdı
GEZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
SEV-dik SEV-ildik EZeLden
GeÇmeyiz GöNLÜ GüZeLden
UÇan Kuştan ESen YeLden
SEZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
YâR Ali Zâhir ZiMMeT-i
ÂLEMe VeLîYY HiMMeT-i
NebiYYu’l- UMMî UMMeT-i
SIZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
GEÇ-miş GEL-ecekle OL-AN
NeFSin BİL-en RABB-ın BUL-AN
YAŞanmayan Tek ŞEY YALAN
ÇİZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
SÖZ-ü Yoktur YOK-luk İle
ÖZ-ü Toktur ÇOK-luk Bile
İKİ-liği “TEK” lik ÇİLE
BOZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
FaTıMâTu’z- ZeHRâ GÜL-ü
HaSaN-HüSeYiN BüLBüL-ü
HaVada DuMaNı – KÜL-ü
TOZaR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
EĞRi-DoĞRu DÜZ-GEÇ-inden
ÇiLe ÇÖLü-n YÜZ-GEÇ-inden
SıRR-ı SıFıR SÜZ-GEÇ-inden
SÜZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
NeFS-in BİL-ince KaST-ını
GöNLün BUL-unca DOST-unu
KeNDi eliyle cAN POST-unu
YÜZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
*
KuL İHVaNî KûN! KeRRe-ler
SILA RaKSı-nda KüRRe-ler
“SeBBaHa” ZeVKi ZeRRe-ler
YÜZeR Ali!. Ali!. Diye..
Kerremullâhi veche…
06 mhrrm 1432
12.12.10 16:52
nrml.alâim-i semâ…
*
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
---“Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder.” (Cuma 62/1)
''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''
---Yezid İbnu Hayyan, Zeyd İbnu Erkam radıyallâhu anh'tan naklen anlatıyor:
Rasûlullah aleyhi's-salâtu ve's-selâm buyurdular ki:
"Haberiniz olsun! Ben size iki ağırlık bırakıyorum. Bunlardan biri ALLAHu Teâlâ'nın KİTABı'dır. O, ALLAH'ın (semâ-arz arasına uzanmış) ipi olup, kim ona tutunursa hidâyet üzere olur, kim de onu terkederse dalâlete düşer. İkincisi Itret'im, Ehl-i Beytim'dir."
---HiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyyeni BİL-BUL-OL-YaŞa. Hizmeti..
---SıRR-ı SıFıR SıRR-ı ALİ (kv): YAŞAnmayan YALANdır, YAŞAN-AN-sa “OL-AN” dır..
---ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.
---ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.”
(Ebû Said (r.a.)den; Deylemî Musnedu'l-Firdevs)
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ya Ali! Seni râzı etmiyor muyum?
Sen benim kardeşim ve vezirimsin.
Borcumu ödersin vâdimi yerine getirirsin ZİMMETimi kaldırırsın.
Seni hayâtımda seven kimse muhakkak vazîfesini yerine getirmiştir.
Benden sonra senin hayâtında seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sona erdirsin.
Benden sonra seni görmediği halde seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sana erdirsin ve kıyâmet gününde onu korusun.
Sana buğz olduğu halde ölen kimse ey Ali bir nevi câhiliyet ölümü ile ölmüştür ve ALLAH onu İslâm'da yaptığı amel ile hesâba çeker” buyurdu.
(İbni Ömer (ra)’den; Taberânî Mu’cem-ul Kebir).
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: İMAM ALİ Keremullahivechenin ŞEHADETİ
İMaM ALİ ŞAH
kerremullâhi veche…
Dâimeyn DülDül.. Zevk zülfiKÂRın
Ebû TurÂBında Şe’N GÜLiZÂRın
Kâr ü beLÂ-mızda veLÂyet KÂRın
“B SıRRı” n söylesem, AR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
SALLında SELLâmet.. SıRRında “SaBR et!”
KEVNiyyet KEVseri “feSALLi RABB” et
HaBiBullah HuBBu Sana MuHaBBet
devrÂNda DOSTluğun, DÂR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
RaVZanın ReNGinde Ala MOR KATan
zİMMet-i MuhaMMed.. CANını SATan
CANların CeNGinde.. YERine YATan
MuhaMMedî gÖNlün, GÂR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
SÂBİRİNler SEÇer SALLın SaFını
Kılıcın Kınında Kudret “kıf!”ını
SâHiBin seyrinde SıRR-ı SıFFını
KerbeLÂ Kıyamet.. KÂR ALİ ŞÂHım.. kerremullahi veche…
zİMMet-i MuhaMMed OLmak MOR Ateş
TerTemiz Olmağa ZeVK-i ZOR Ateş
ÂHİR zamAN İMÂN ELde KOR Ateş
El ÂLEM ELİnde NÂR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
KâR ü BeL çÖLü.. çİLEler ÇAĞı
Ehl-i Beyt Kucağı.. AŞKın OCAĞI
Elestten MaŞeRe DİRİlik BAĞI
HaYYdÂRı KeRRâRdır YÂR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Şu AN şeÂNı-nda.. EL YEDuLLAHa
EL ELe Ehl-i Beyt ReSûLuLLaHa
DeRC Olmuş NübüVVet-VeLÂyet ŞAHa
ERENler Erdemi ER ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Kıtmir POSTun SOYun Halka KeLÂM-et
BİZ BİR-İZ.. Be SıRRı.. SıRR-ı SeLÂM-et
KEVSERin gÖZEsi.. PÎR-i MeLÂM-et
SER ü SER sefERi.. SER ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
SEVmeyene Yazık.. SEVene SEVdÂ
ŞeHÂdet Şerîfi.. SelSeBİL SeydÂ
Sıfırın SONsuzu.. SıRR-ı SüveydÂ
“Yaşanmayan Yalan”.. SıRR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
MuhaMMedî gÖZden HaKK’ın BAKışı
KûN EMRin feyeKûN Niyaz NAKIŞI
YOKluğun ÇOKluğun TEKlik Çıkışı
Fazilet FeReCi.. BiRR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
“Bir Kur'ân-Bir EHLim!” Hükmün GELdiği
ADüVVlerin DEL-ik DEL-ik DEL-diği
İsnadsız-Mesnedsiz Bilmez-BİLdiği
SENi BİLmeyene KİR!. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
EDEB-i MuhaMMed İLiM İLİğİ
Yâ-SîN-in SîReti.. SÛRet Kılığı
“Berden seLÂM” etin ceNNet ILIğI
KÜLü TÜL TEVHÎDî KOR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
HAKikat-ı MuhaMMedin Menzili
Yedi Letâfetin “Hâ-MîM” li DİLi
Kırmızı-Turuncu-Sarı-Yeşili
Mavi-Lâciverdi MOR!.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Seyr ü Sülûk SıRRı sefERe gERek
Kılıç KINda dEĞİL nefERe gERek
SÖZ DOĞum-ÖLümdür.. SÖZ ERe gERek
İkRÂRın YÜKlenmek ZOR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
ÂLEMlere RAHMet NÛRUnun NeSLi
ZÂTuLLAH KeLÂMın HaYYatta hASLı
ALİ El ÂLÂ-nın ASLının fASLı
ÖZün GÖRmeyenler KÖR!.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
HÂL-i Hasbî Hizmet.. MeNNâNa MiNNet
EleSTTen *Mahşere.. SÜLBünde SüNNet
CeLÂLi ceheNNem GÜLüşü ceNNet
NûRun aLÂ NûRa NÛR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
RiSÂLLet RaVZasın Yapısı ALİ
NüBüVVet NÛRUnun Tapısı ALİ
VeLÂyet ŞeHRinin Kapısı ALİ
KerRÂM-et KALEsi SÛR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Ehl-i Beyt Beşiği.. EBeD EŞİği
HaBiBî HaŞR ü NeŞR NÛRun IşIğı
NÛR-u MîMin AYNı ALLAH Âşığı
Mukaddes TUVÂda TÛR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Kul ihvÂNi sefil SıRRın SERDÂRı
AhYÂR u HAYRuLLAH HaYYDâR KeRRâRı
BİZ BİR-İZ kervÂNın EbDÂL - EBRâRı
HURi IYN AHRâRı.. HÜRR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
20.08.12.. 10:24..
brsbrs. tktktrstkkmz…2.rmznbyrm
Demem O ki;
Dâimeyn DülDül: İki ÂLEMde taşıyıcı kırk kanat ALİ Şah bineği..
zülfiKÂR: Zâhir-Bâtını BİLeğinde BİRleştiren ALİ Şahın KevN Kılıcı..
Şe’N GÜLiZÂRı: şu ANda OLup durmakta olan HAYYat Bahçasında Açan OLUşlar.
veLÂyet KÂRı:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali’den ne istiyorsunuz? Ali’den ne istiyorsunuz? Ali’den ne istiyorsunuz? Doğrusu Ali Bendendir ve Ben de Ondanım. O, Benden sonra bütün Mü’minlerin Velîsidir” buyurdu.
(Hz. İmran İbn-i Hüseyn’den; Buharî, Ebu Muhammed B. İsmail. Tecrid-i Sarih Terc. Diy. İşl. Bşk. Yayın. Hz. Peygamberin Dilinden Dört Halifesi. Çev. A. Fikri Yavuz, Sönmez Neşr. S. 247)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Müslümanlar! Ben bütün Mü’minlere öz canlarından daha evlâ değil miyim? Öyleyse ben kimin Mevlâsıysam Ali de onun mevlâsıdır. Ya RABB! Onu Velî edinenlerin Velisi ol düşmanlarına da düşman ol!” buyurdu.
(İ. Hanbel Müsned 4: 281 Buhari Tarih 1: 375 İ. Mace Sünen H. No:116)
Hz. Ali Keremullâhi veche Küfede bulunan Rehbede iken yanına bir grup geldi ve: “Es-selâmu aleyke yâ Mevlâna (Selam Sana Ey Efendimiz)!” dediler. Hz. Ali Keremullâhi veche: “Siz Arabsınız Ben nasıl sizin Efendiniz olurum?” dedi. Onlar: “Biz (Mekke ile Medine arasında) Gadir- i Humm kuyusu başında iken Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemden duymuştuk şöyle buyuruyordu: “Ben kimin Mevlâsı (Efendisi) isem Ali de Onun Mevlâsıdır” dediler.
Rebah diyor ki: “Adamlar kalkıp gidince peşlerine takıldım kim olduklarını sordum.
“Ensar’dan bir cemaat aralarında Ebu Eyüb El Ensarî de var” dediler.
(Rebah b. Harisden; Ahmed b. Hanbel Müsned) Taberanî.)
Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi ve Sellem: ”Ali’yi bırakın! (bunu üç kere buyurdular). Ali, Bendendir ve Ben de O'ndanım! O, benden sonra her Mü’minin Velîsidir!.” buyurdu
(İmran bin Hüseyn (r.a.)den; Ahmed bin Hanbel Müsned)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali Bendendir Ben de ondanım. O her Mü’minin Velisidir.” buyurdu.
(İmran bin Hüseyn(r.a.)den; Suyutî Câmiu’l- Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yâ Büreyde! Gerçekten Ali Ben'den sonra Velînizdir. O halde Ali’yi sev! Çünkü O emredildiği şeyi yapar!” buyurdu.
(Hz. Ali Keremullâhi veche'den; Deylemî Müsnedü’l- Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem: “Bana îmân eden ve beni tasdik eden Ebû Talib’in oğlu Ali’yi Velî edinsin. Çünkü; onun Velâyeti Benim Velâyetimdir ve Benim velâyetim de ALLAH’ın Velâyetidir” buyurdu.
(Ammar Bin Yasir (ra) den; Suyutî Câmiu’l- Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Dikkat edin ALLAH benim yardımcımdır ve ben de her Mü’minin yardımcısıyım. Ben kimin yardımcısı isem Ali de onun Velîsidir (yardımcısıdır)” buyurdu.
(Zeyd Bin Erkam (ra)’dan; Suyutî Câmiu’l-Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Bana îmân edip beni tasdik edene Ebû Tâlib’in oğlu Ali’nin Velâyetini tavsiye ederim. Onu Velî edinen gerçekten beni Velî edinmiştir. Beni de Velî edinen muhakkak ki ALLAH’ı Velî edinmiştir. Onu seven beni sevmiştir. Beni de seven gerçekten ALLAH’ı sevmiştir. Ona kin besleyen bana kin beslemiştir. Bana da kin besleyene ALLAH Azze ve Celle buğz eder!” buyurdu.
(Ammar Bin Yasir (ra)’ dan; Taberanî Mu’cemül Kebir)
İmran bin Husayn'dan naklen, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : "Ali benden, ben de Ali'denim, kendisi tüm müminlerin Veli'sidir"
(el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul Ummal" c.2, s.607 / el-Münâvi' nin "Künüz el-Hakâik" c.1, s.71 / El-Zehebi'nin "Talhis el-Müstedrek")
Ebû TurÂB:
Mervan'ın âilesinden Medine'ye vâli tâyin olunan biri, Sahâbe'den Sehl bin Sa'da gelerek, Hz. Ali'ye sövmesini ister. Hz. Sehl'in çekinmesi üzerine ise: "ALLAH, Ebû Turâb'a lânet etsin!” deyiver" der.
Sehl Hazretleri ise: "Ali'nin Ebû Turâb kadar hoşlandığı hiçbir isim yoktu. Bu ismin verilmesine sebep olan hâdise ise şudur" diye cevab verir ve hâdiseyi şöyle anlatır: "Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün kızı Fâtıma aleyha's-selâm'ın evine geldi ve Ali kerremullâhi veche'yi evde bulamadı.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Amcamın oğlu nerede?” diye sorunca, sevgili kızından: “Aramızda birşey geçmişti. Bunun üzerine gündüz uykusunu yanımda uyumadı da çıkıp gitti!” cevâbını aldı. Rasûlullah da birine: “Git bak, Ali nerede?”' buyurdu. Mescid'de uyuduğu haberini alınca, Mescid'e varıp, Ali'yi yan tarafına yatmış, ridâsı bir yanından sıyrılmış ve vücudu toprağa bulanmış şekilde buldu da: “Ebû Turâb kalk! Ebû Turâb kalk!” diye bedenindeki toprağı silkelemeğe başladı."
(Müslim, Fezâilü's-Sahâbe, 2409)
KEVNiyyet:her AN Yeniden Yaratış işi ŞE’N..
feSALLi RABB:
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
“İnnâ a’taynâke'l-Kevser: (Rasûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.” (Kevser 108/1)
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Fe salli li rabbike venhar: Artık RABB'ın için namaz kılmaya devam et ve n a h r yap (Kurban kes veya namazda rükû'dan kalkılırken ellerini göğüs seviyesine kaldır)” (Kevser 108/2)
HaBîBullah HuBBu:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Nimetleriyle sizi beslediği için ALLAH’ı sevin. Beni ALLAH sevdiği için sevin. Ehl-i Beyt’imi de benim sevdiğim için sevin” buyurdu.
(İbn-i Abbas (r.a.)’dan; Kütüb-i Sitte Muhtasarı C.13 S 52 Hadis No: 4492.)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ni’metleriyle sizi beslediği (gıdalandırdığı) için ALLAH’ı sevin. Beni de ALLAH sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin.” buyurmuştur.
(İbni Abbas (ra) dan; Tirmizî, Menâkib 3792;Taberanî, Kebir;İbn Hibban)
Büreyde'den naklen: Hayber Fetih gününde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki, ALLAH ve Rasûlunu sever, ALLAH ve Rasûlu de onu severler. ALLAH kaleyi onun eliyle fethedecektir" Ertesi gün sancağı Hz.Ali'ye verdi ve ve Hz. Ali de Hayber Kalesini fethetti.
(İbn-i Hasan el-Kilabi "Müsned-i Dimaşk" Hadis No: 27; Siret-i İbn-i Hişam c.3, s.334; Müsned-i Ahmet bin Hanbel c.5,s.33; İbn-i Sa'd "Tabakat" c.3, s.158; Tarih'üt Tabari c.2, s.93; Tirmizi Hadis No: 3970; Altı Parmak Peygamberler Tarihi s.644)
zİMMet-i MuhaMMed:
ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.
ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.” buyurmuştur.
(Ebû Said (r.a.)den; Deylemî Musnedu'l-Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ya Ali! Seni râzı etmiyor muyum? Sen benim kardeşim ve vezirimsin. Borcumu ödersin vâdimi yerine getirirsin ZİMMETimi kaldırırsın. Seni hayâtımda seven kimse muhakkak vazîfesini yerine getirmiştir. Benden sonra senin hayâtında seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sona erdirsin. Benden sonra seni görmediği halde seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sana erdirsin ve kıyâmet gününde onu korusun. Sana buğz olduğu halde ölen kimse ey Ali bir nevi câhiliyet ölümü ile ölmüştür ve ALLAH onu İslâm'da yaptığı amel ile hesâba çeker” buyurdu.
(İbni Ömer (ra)’den; Taberânî Mu’cem-ul Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem amcalarına hitâben şöyle buyurdu: "Ali benim kardeşim, vâsim ve içinizde halîfemdir, onu dinleyin ve ona itaat edin"
(Müsned Ahmet bin Hanbel c.1, s.159 / el-Askalani'nin "el-İsabe fi Temyiz es-Sahabe" c.1, cz.2, s.217 / el-Müttaki el-Hindi'nin "Muntahab'ul Kenz" c.5, s.42 ve "Kenz'ul Ummal" c.13, s.131 / El-Suyuti'nin "Cami'ül Ahadis"c.16, s.251 / Tefsir'ül Hazen c.3, s.371 / İbn-i Esir'in "el-Kamil fit-Tarih" c.1, s.487 / Tarih'üt Tabari c.2, s.63 / İbn-i Kesir'in "el-Bidayetü ven-Nihaye" c.3, s.352 / İbn-i Ebil Hadit'in "Şerh-u Nehc'ül Belağa" c.13, s.211 / Siret'ül Halebi c.1, s.311 / el-Haskani'nin "Şevahid'üt Tenzil" c.1, s.371)
MuhaMMedî gÖNlün GÂR: HıRÂ gönüllü Ali kerremullâhi veche..
SÂBİRİN: Sabredenler.
SıRR-ı SıFFîn: SıFFîn Savaşı sıRRı..
ÂHİR zamAN İMÂN ELde KOR Ateş:
Ebu Ümeyye eş-Şa'bânî anlatıyor: "Ey Ebu Sa'lebe, dedim, şu ayet hakkında ne dersin?" (Mealen): "Ey îmân edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez.." (Maide 105). Bana şu cevâbı verdi:" Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi Resûlullah aleyhi's-salâtu ve's-selâm'a sormuştum demişti ki: "Ma'rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, tâkip edilen bir hevâ, (dîne, âhirete) tercih edilen dünyâlık görür, rey sâhiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşâhede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zîra (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir."
(Ebu Davud, Melahim 17, (4341); Tirmizî, Tefsir, Mâide, (3060); İbnu Mace, Fiten 21, (4014)
HaYYdÂRı KeRRâRdır:
HaYYDâR: Dirilteici.. Nefsi HAYY kılan MuhaMMedî Hasbî Hizmet Kaynağı, İmam Ali kerremullahi veche.. Diriltici..
KeRRâR: kerelerce-sürekli-her nefes HİMMeti.
Şu AN şeÂNı-nda.. EL YEDuLLAHa
EL ELe Ehl-i Beyt ReSûLuLLaHa:
إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا
“İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh (yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen): Muhakkak ki sana biat edenler ancak ALLAH'a biat etmektedirler. ALLAH'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de ALLAH ile olan ahdine vefâ gösterirse ALLAH ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih 48/10)
DeRC Olmuş: dürülüp bükülüp içine sokulmuş..
SıRR-ı SüveydÂ: en kara SEVdâ.. Sırr-ı Ali kerremullâhi veche..
Fazîlet FeReCi: Fazîletin TEK ÇIKış kapısı..
“Bir Kur'ân-Bir EHLim!” Hükmü:
''Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İnnî târikûn fîkumu’s sâkaleyni kitâballahi ve ıtretî: Ben sizin içinizde iki ağırlık bıraktım biri ALLAH’ın kitâbı biri de ıtretim (zürriyetim,ehli beytim)” buyurmuştur.
(Müslim Fezailu’s- sahabe 36,37; Darimî, Fezâilü’l-Kur’ân 1; İ. Ahmed, III/14,17-4/367,371; Şeybe; Hatîb)
Zeyd ibnu Erkâm radiyallâhu anhu'dan Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben size temessük edip (tutunup) sıkı sarıldığınız takdirde dalâlete (sapıklığa) düşmekten korunacağınız iki şey bırakıyorum: Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür: Kitâbullah. Bu, semâdan arza uzanan ALLAHın ipidir. Diğeri Ehl-i Beytim olan yakınlarımdır. Bu iki şey, Kevser Havzının başında buluncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaktır. Bu iki şey hakkında benden sonra nasıl davranacağınıza iyi bakın."
(Kütüb-i Sitte, Muhtasar C.12/499)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Müslümanlar! Ben ancak bir insanım! Rabbimin elçisi gelip de ona icabet etmem yakındır. Ben size iki kıymetli ve ağır şey bırakıyorum. Onlar birbirinden ayrılamaz. Eğer bunlara uyarsanız yolunuzu sapıtmazsınız. Bu iki kıymetli şeyden biri içinde Nur ve doğru yol bulunan Allahın Kitabıdır ki O’nun gökten yere sarkıtılmış ipidir. Ona tutulan doğru yolu bulur Ondan ayrılan sapar. Diğeri de Ehl-i Beyt-i Itretimdir. Ehl-i Beytim hakkında sizi uyarırım; Ehl-i Beytim hakkında sizi uyarırım; Ehl-i Beytim hakkında sizi uyarırım!"
(Sahih-i Müslim 2: 325; Tirmizi H. No: 4036 4038; İ.Hanbel Müsned 5: 182 189 3: 26.)
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْمُنْذِرِ الْكُوفِيُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ وَالْأَعْمَشُ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي تَارِكٌ فِيكُمْ مَا إِنْ تَمَسَّكْتُمْ بِهِ لَنْ تَضِلُّوا بَعْدِي أَحَدُهُمَا أَعْظَمُ مِنْ الْآخَرِ كِتَابُ اللَّهِ حَبْلٌ مَمْدُودٌ مِنْ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ وَعِتْرَتِي أَهْلُ بَيْتِي وَلَنْ يَتَفَرَّقَا حَتَّى يَرِدَا عَلَيَّ الْحَوْضَ فَانْظُرُوا كَيْفَ تَخْلُفُونِي فِيهِمَا
…Ebu Said el-Hudri ve Zeyd b. Erkamdan dediler ki: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ben size bir şey bırakacağım ki buna sarıldığınızda benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz bu şeylerin ikisini de birbirinden büyüktür. Gökten yere uzanan bir ip gibi olan ilahi nizam olan ALLAH’ın kitabı ve İtretim Ehli Beytim. Bu iki şey kıyâmet günü havuz başında bana gelinceye kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır. Bu iki şey hakkında bana nasıl uyacağınıza dikkat ediniz.”
قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ
bu hadis hasen garibtir- doğru ancak tek yoldan rivâyettir..
(Tirmizî, “Sünen”, Menakıb, hadis 3788)
“Berden seLÂM” et:
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ
“Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrahîm(ibrahîme): Ey ateş! İbrâhim için serinlik ve esenlik ol! dedik.”
(Enbiyâ 21/69)
Yedi Letâfetin “Hâ-MîM”li DİLi: inzal olduğu gibi Kur'ân-ı Kerîm içine yerleşen 7 Hâ-MîM Sûreleri..
SÜLBünde SüNNet: Kıyâmete kadar gelecek Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm nesli Sünnet-i Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem EMNiyeti..
VeLÂyet ŞeHRinin Kapısı ALİ:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır, her kim ilim isterse kapıya gelsin" buyurdu.
(el-Hakim'in "Müstedrek es-Sahihayn" c.3, s.126 / el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul Ummal" c.11, s.600 / el-Münavi'nin "Fayd'ül Kadir" c.3, s.46 / İbn-i Hacer'in "Lisan'ül Mizan" c.1, s.191 / el-Suyuti'nin "Cami us-Sağir" c.1, s.108 / el-Bağdadi'nin "Tarih-i Bağdat" c.4, s.348 / İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.459 / İbn-i Hacer'in "Sevaik'ül Muhrika" s.120 / İbn-i Kesir'in "el-Bida-ye ven-Nihaye" c.7, s.358 / Menakıb-ı Hüvarezmi s.40 / el-Mes' udi'nin "Müruc el-Zeheb" c.2, s.437 / İbn'ül Esir'in "Üsd'ül Gabe" c.4, s.100)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali keremullâhi veche ilmimin kapısıdır ve benden sonra ALLAH’dan getirdiğimi Ümmetime beyan edendir. Onu sevmek Îmandır. Ona buğzetmek nifaktır ve kendisine bakmak şefkattir."
(Ebu Zer r.a.dan; Deylemî Müsnedül-Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır.” buyurdu
(Suyutî, Câmiul-Kebîr; Bekrî, 672/150)
SıRRın SERDÂRı: Sırrullahın başı-kervÂN Kumandanı..
Abbâs bin Abdillah radiyallâhu anhu Alî bin Tâlib kerremullâhi veche'nin: “Ben ALLAHın kuluyum, O’nun Rasûlunun kardeşiyim. Sıddık-ı Ekber de benim. Benden sonra kezzab (çok yalancı) adamdan başka hiç kimse bunu (Sıddık-ı Ekber olduğunu), söyleyemez. İnsanlardan 7 yıl önce namaz kıldım!” buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime isnad sahih râviler sika Hâkim, Müstedrekinde bu hadisi El-Minhal'den rivâyetle Buhârî ve Müslim şartları üzere sahihtir demiştir. Nesâî, Fezail-i Alî de)
AhYÂR u HAYRuLLAH HaYYDâR KeRRâRı
BİZ BİR-İZ kervÂNın EbDÂl- EBRâRı:
EbdÂL-EbrÂR-AhyÂr-AHrÂRı:
EBDÂL-lar: En Bedel olanlar, tebdil olanlar. Büdelâlar. AŞK u CEZBe Ehlidirler.
EBRÂR-lar: En Birr Olanalar, özü-sözü dosdoğrular, en İYİler… Birr u Takvâ, ZüHD ü TaKVâ Ehlidirler.
AHYÂR-lar: En Hayırlılar, En zor yolun Rehberleri. SıDK u HuŞû Ehlidirler.
AHRÂR-lar: En HüRRler, halka karşı fütursuzlar. Havf u Recâ Ehlidirler..
HURi IYN AHRâRı: A’yân-ı sâbite Hakikatı HüRR kılınmış Ali kerremullâhi veche..
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: İMAM ALİ Keremullahivechenin ŞEHADETİ
ASL-ı TEVHİD!
fASL-ı TEVHİD!
ALİ ->vASLın >VELÎsidir
ŞeHÂDEtin hASL-ı TEVHİD!.
kerremullahi veche..
ZEVK 6366
kERbeLÂ çÖLün ÇiLesi -> Ah -ü- ZÂRımızdır ->BİZim!
şeHÂDEt cÂNÂN’a ->cÂNın VERmek KÂRımızdır BİZim!
NEBîyyü’-L ÜMMî ÜMMeti ->EHL-i Beyt HÂLin >hİMMeti
->ResuLULLAH’ın ->zİMMeti ->ALİ ->YÂRımızdır BİZim!.
..aleyhumu's-selâm…
18.10.14. >23:30
brsbrs..tktktrstkkmd..yrmlBİZBİRİZ..
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.” buyurdu.
(Ebû Said (radiyallahu anhu)'den; Deylemî Musnedu'l-Firdevs)
ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.
ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..
SeBBeHâ SubhÂN SALÂtı
NÛR-u MuHaMMed Mi’rÂtı
->BUYuRun >İŞtirak EDin
->S ı R R -ı ÂLi ->SALÂvÂtı!.
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Yâ Rasûlullah!.
Es-seLÂMu aleykum ve RaHMetullâhi ve berekÂtuhu.
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
ÂMeNNÂ ve SaddakNÂ ve de ŞâhidNÂ!.
V'es-saLÂtu ve's-seLÂMu aleyke Ya RaSûLuLLaH!.
..sallallahu aleyhi vesellem...
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.
MuhaMMedi MuHABBEtLerimİZLe!....
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: İMAM ALİ Keremullahivechenin ŞEHADETİ
ALLAHu ZÜ’L CELÂL, Resulullah SALLallahu aleyhi ve SELLem'e, Âilesine, Ashabına ve Ümmetine Salât ve's-SELÂMımızı ulaştırsın إِن شَاء اللَّهُ
ALLAH Celle Celâlihu’muz RÂZI OLsun..
Resulullah SALLallahu aleyhi ve SELLemimİZ HOŞNUT OLsun... إِن شَاء اللَّهُ
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI:“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
İmam ALİ Keremullahiveche DUÂsı:
“Ey Allah'ım! Sen'den her şeyi kuşatan rahmetini, her şeye galip gelen otoriteni, her şeyi dolduran saltanatını, kimsenin karşı çıkamadığı kuvvetini, her şeyi aydınlatan nurunu, her şeyi kapsayan ilmini, her şeyin kendisiyle yok olduğu ismini, her şey yok olduktan sonra baki kalacak olan yüzünü (rızanı) isterim.
Ey Nur! Ey Kuddus! ( bu ifadeyi üç kez kullandı.)Ey ilklerin ilki! Ey sonların sonu! Ey Allah! Ey Rahmân! Ey Rahîm! İntikamın inmeden önce benim günahlarımı bağışla. Pişman olduğum günahlarımı bağışla. Kısmetleri tutup engel olan günahlarımı bağışla. Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla. Belâların inmesine sebeb olan günahlarımı bağışla. Gökyüzünün rahmet yağmurlarına engel olan, ölümü çabuklaştıran, arzu ve istekleri karartan ve duaların kabulüne engel olan günahlarımı bağışla. Haya perdesini ortadan kaldıran günahlarımı bağışla!"
(Musannef İbn Ebi Şeybe, 6/66)
Kerbelada Susuz Kalıp Soldun mu?
Ali'nin Yoluna Turab Oldun mu ?
Olmadıysan Neydem Gıymatın neki..."
ALLAH celle celâlihu Yardımcımız
Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Yârimiz
Şah-ı Merdanımız İmam-ı Ali keramullah veche ve Dostlarımız varımız olsun..
İNŞAALLAH..
Sonsuz Nur'u-Mim'in ışığı-ışığımızın Rûhu şâd olsun Şefaatlarına nail olmayı dileriz. İNŞAALLAH!....
ALLAH Celle Celâlihu’muz RÂZI OLsun..
Resulullah SALLallahu aleyhi ve SELLemimİZ HOŞNUT OLsun... إِن شَاء اللَّهُ
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI:“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
İmam ALİ Keremullahiveche DUÂsı:
“Ey Allah'ım! Sen'den her şeyi kuşatan rahmetini, her şeye galip gelen otoriteni, her şeyi dolduran saltanatını, kimsenin karşı çıkamadığı kuvvetini, her şeyi aydınlatan nurunu, her şeyi kapsayan ilmini, her şeyin kendisiyle yok olduğu ismini, her şey yok olduktan sonra baki kalacak olan yüzünü (rızanı) isterim.
Ey Nur! Ey Kuddus! ( bu ifadeyi üç kez kullandı.)Ey ilklerin ilki! Ey sonların sonu! Ey Allah! Ey Rahmân! Ey Rahîm! İntikamın inmeden önce benim günahlarımı bağışla. Pişman olduğum günahlarımı bağışla. Kısmetleri tutup engel olan günahlarımı bağışla. Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla. Belâların inmesine sebeb olan günahlarımı bağışla. Gökyüzünün rahmet yağmurlarına engel olan, ölümü çabuklaştıran, arzu ve istekleri karartan ve duaların kabulüne engel olan günahlarımı bağışla. Haya perdesini ortadan kaldıran günahlarımı bağışla!"
(Musannef İbn Ebi Şeybe, 6/66)
Kerbelada Susuz Kalıp Soldun mu?
Ali'nin Yoluna Turab Oldun mu ?
Olmadıysan Neydem Gıymatın neki..."
ALLAH celle celâlihu Yardımcımız
Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Yârimiz
Şah-ı Merdanımız İmam-ı Ali keramullah veche ve Dostlarımız varımız olsun..
İNŞAALLAH..
Sonsuz Nur'u-Mim'in ışığı-ışığımızın Rûhu şâd olsun Şefaatlarına nail olmayı dileriz. İNŞAALLAH!....