İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

146-

فَاِنَّ لِي ذِمَّةَ مِنْهُ بِتَسْمِيَتِي

مُحَمَّداً وَهْوَ اَوْفَى الْخَلْقِ بِالْذِمَمِ


Fe innelî zimmeten minhü bi-tesmiyetî
Muhammeden vehve evfâ'l-hâlkl. bi'z-zimemi


Benim bir emânım ve dayanağım var ki adım Muhammed!..
O Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ki adıyla çağrılanı kurtarmayı vâdetmiştir.
O halka verdiği sözlerde en vefakâr olandır…


Zimmet : Himayeyi te'min eden ittifak. * Borç. * Alâkalı. * Uhde. * Vicdan. * Mes'uliyet. * Üst. Üstte olan şey. * Koruma zorunda kalma.
Tesmiye : İsimlendirme. Ad verme. * Besmele çekme.
Evfa : Çok vefalı. Çok sadakatli. Ahdine vefası kuvvetli. * En çok. Pek tamam. * Tam yetişmek.
Zimem : (Zimmet. C.) Borçlar, zimmetler.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

147-

اِنْ لَمْ يَكُنْ فِي مَعَادِي اٰخِذاً بِيَدِي

فَضْلاً وَ اِلّاَ فَقُلْ يَازَلَّةَ الْقَدَّمِ


İn lem yekün fj meâdi âhizen bi yedî
Fadlen ve illâ fe kul yâ zellete'l-kademi


Eğer âhirette lütfedip elimi tutmaz ise,
İşte ozaman bana de ki :
“Ey ayağı kayan zavallı, uçurama gidiyorsun!..”


Maâd : (Meâd) (Avdet. den) Âhiret. Dönülüp gidilecek yer. * Dönüş. * Ahiret işleri. Uhrevi işler.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

148-

حَشَاهُ اَنء يُحْرِمُ الرَّاجِي مَكَارِمَهُ

اَوْ يَرْجِعَ الْجَارُ مِنْهُ غَيْرَ مُحْتَرَمِ


Hâşâhü en yuhrime'r-râcî mekârimehû
Ev yerci'a'l-câru minhü gayre muhteremi


O yüce peygamberimiz Efendimiz!
Hâşâ ki kendisinden kerem ve şefâat umanı mahrum bıraksın!
O taşıdığı kıymet ve şerefin gereği hiçbir komşuyu ve muhtacı asla eli boş geri çevirmez..


Hâşâ : Aslâ. Kat'iyyen. Öyle değil. Allah korusun...(mânasına söylenir.)
Mahrum : Maddi veya manevi nimetlerden uzak kalmak. * Malı bereket bulmaz olan bedbaht. Felâhtan nasibsiz olan. * İffetinden dolayı zengin zannedildiğinden sadakadan mahrum olan.
Mekârim : (Kerem. C.) Keremler. İyilikler. * Güzel ahlâk sahibi olmak. * Ahlâk-ı hamide, Cenâb-ı Hakk'ın sevdiği, beğendiği güzel ahlâk.
Muhterem : Hürmet görmüş. İhtiram olunmuş. Kıymetli ve şerefli kimse.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

149-

وَ مُنْذُ الزَمْتُ اَفْكَارِي مَدَاءِحَهُ

وَ جُدْتُهُ لِخَلَاصِي خَيْرَ مُلْتَزِمِ


Ve mûnzu elzemtü efkârî medâihahû
Vecedtühû li'halâsî hayre mültezimi


Aklımı, fikrimi ve şiirlerimi tamamen O’nu övmeye çevirince;
Dünyamda, dinimde ve âhiretimde kurtuluşumun ve selâmetim için garanti mültezim olarak O’nu buldum…


Elzem : Daha lâzım. Çok lâzım. Ziyade mucib. * Küçük parmaklı.
Mültezim : Bir şeyi kendi üzerine lâzım eden; iltizam eden, üzerine alan, deruhte eden. Devlet hazinesine maktu, muayyen vergi verip bir kısım memleketlerin aşar gibi varidatının tahsilini üzerine alan.
Halas : Kurtulma, kurtuluş. Selâmete ermek.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

150-

وَلَنْ يَفُوتَ الْغِنَى مِنْهُ يَداً تَرِبَتْ

اِنَّ الْحَيَا يُنْبِتُ الْاَزْهَارَ فِي الْاَكَمِ


Velen yefûte'l-gına minhü yeden teribet
lnne'l-hayâ yünbitü'l-ezhâre fî'l-ekemi


Lütfunu esirgemez O, isteyen elde asla..
En darlık bile olsa..
Nasıl yağan yağmur, hiç ot bitmez sanılan terkedilmiş tepeleri çiçeklerle süslerse…


Ekem : Bayır, yüksekte olan taşlık tepe.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

151-وَلَمْ اُرِدْ زَهْرَةَ الدُّنْيَا الَّتِي قَطَفَتْ

يَدَا زُهَيْرٍ بِمَا اَثْنَى عَلٰى هَرَمِ


Velem ürid zehrete'd-dünyâ'l-leti katafet
Yeda Zü.heyrin bimâ esnâ alâ heremi



Ben asla dünya zehirleri toplamadım!
Dünya ganimeti dilenmedim!
Züheyr’in Herem’i överek yağcılıkla el açıp topladığı gibi!..



Zehr : (Zehir) f. Zehir, ağu, semm.
Züheyr : Meşhur Arap şâiri.
Herem : Arap kabile reisi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

X- Bölüm: Rasûlullah (sav)’e İlticâ ve Şefâat Dileme



152-يَا اَكءرَمَ الْحَلْقِ مَالِي مَنْ اَلُوذُ بِهِ

سِوَاكَ عِنْدَ حُللُولِ الْحَادِثِ الْعَمَمِ


Yâ ekreme'l'-hâlkl mâlî men elûzü bihî
Sivâke inde hulûli'l-hâdisi'l amemi


Ey Yaratılanların en kerimi!
Her can taşıyan için geçerli olan son nefeste Senden başka kim var bana mutlaka lâzım olan?
Yalnız sana sığınılır ki Senin tek sığınak oluşunu, sistemi var eden Allah Teâlâ tâyin etmiştir.
Ölüm kapıyı çaldığında sözümüzün, Senin sözünde buluşmasını dilerim!



Ekrem : Çok cömert, daha kerim, en kerim.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

153-
وَلَنْ يَضِيقَ رَسُولِ اللّهِ جَاهُكَ بِي

اِذِ الْكَرِيمؤ تَجَلّٰى بِاِسْمِ مُنْنَقِمِ


Velen yedîka Resûlüllâhi câhüke bi
İzi'l-kerîmi tecellâ bi'smi müntekimi


Yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)!
O gün Senin Makm-ı Mahmud’un için, bir sıkıntı ve darlık asla söz konusu değildir!
Beni de al o emîn melce’e, El Müntakîm ism-i şerîfi tecellî ettiği gün Yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)!..


Dayyik : Pek dar.
Câh : (Câhe) f. Makam, mansıb. Kadr, itibar.
Müntakim : (Nakm. dan) İntikam alan, öç alan, suçluya cezasını veren.
El Müntakîm : Allah Teâlâ’nın güzel isimlerinden. Mutlaka intikam alıcı ve adaleti sağlayıcı..
Tecellî : Görünme. Bilinme. * Kader. * Allah'ın (C.C.) lütfuna uğrama. * İlâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi. Hak nurunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi.
Melce’ : Sığınılacak yer. Halas olacak, kurtulacak yer.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

154-
فَ اِنَّ مِنْ جُودِكَ الدُّنْيَا وَ ضَرَّتَهَ

وَ مَنْ عُلُومِكَ عِلْمَ الْلَوْحِ وَ الْقَلَمِ


Fe inne min cûdike'd-dünyâ ve dârretehâ
Ve min ulûmike ilme'l-levhi ve'i-kalemi


Şüphesiz ki bu dünya ve o âhiret âleminde her güzellik ve özellik senin kerem cömertliğinden var oluş bulur…
Her varlığı yaratan Allah Teâlâ takdiriyle, Seni Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i olarak Levh ve Kalem bilgisinin kaynağı kılmıştır hamd olsun!..


Cûd : Cömertlik. Sahilik. Eli açık olmak. Muhtaçların vaziyetlerini, durumlarını bildirmeğe meydan vermeksizin lütuf ve ihsanda bulunma hâleti. Mücahede-i diniye ve neşr-i hakaik-ı Kur'aniye ve imaniye hizmetinde mutemed zâtlara lüzumunda maddeten de iştirak etmek fedakârlığı.
Darre : Şiddet, mihnet. Belâ. Naks. Ziyan. Sıkıntı. Kötürümlük. Âhiret âlemi hâlleri.
Ulum : (İlm. C.) İlimler, bilgiler.
Levh-i mahfuz : Her şeyin hayatının ind-i İlâhîde yazılması. İlm-i İlâhînin bir ünvanı.
Kalem : İlâhi hükümlerin tecellîsinde İrade-yi İlâhî..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

155-
يَا نَفْسُ لَا تَقْنَطِي مِنْ ظَلَّةٍ عَظُمَتْ

اِنَّ الْكَبَاءِرَ فِي الْغُفْرَانِ كَالْلَمَمِ


Yâ nefsü lâ taknetî min zelletin azumet.
lnne'l-kebâira fî'l-gufrâni- ke'l-lememi


Ey Nefis!
İşlediğin büyük güahlar yüzünden tamamen umutsuzluğa düşme!
Şüphesiz ki rahmeti gazabını geçen ve çok bağışlayıcı olan Allahu zü’l- Celâl katında büyük günahlarda küçük günahlar gibidir.
Samimiyetle tevbe istiğfar edilince…


قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

“Kul ya ibadiyellezine esrafu ala enfüsihim la taknetu mir rahmetillah innellahe yağfiruz zünube cemia innehu hüvel ğafurur rahiym : De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer 39/53)

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Allah celle şânühû mahlukâtın olmasına hükmettiği zaman -Müslim'in rivâyetinde: "Allah mahlûkâtı yarattığı zaman"- yanında bulunan, Arş'ın fevkindeki bir kitaba şunu yazdı: "Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır."
(Buhârî, Tevhîd 15, 22, 28, 55, Bedi'ül'-Halk 1; Müslim, Tevbe 14, (2751); Tirmizî, Daavat 109, (3537))

Buhârî'nin bir diğer rivâyetinde: "Rahmetim gazabıma galebe çaldı" denmiştir.
Buhârî ve Müslim'in bir rivâyetlerinde: "(Rahmetim) gazabımı geçti" denmiştir.


Zallam : (Zalûm) Çok zulmeden. Çok zâlim.
Zalletin azume : Büyük günahlar. Günah-ı kebâir
Kebâir : (Kebire. C.) Büyük şeyler, büyük günahlar. Kebairin sıralanışı:-Allah'ı inkâr etmek.-Allah'a şirk koşmak.-Kat'iyyen sâbit olan dini bir hükme inanmamak.-Allah'ın rahmetinden ümidini kesmek.-Allah'ın cezasından, mekrinden ve azabından emin olmak.-Günah üzerinde ısrar etmek. Yâni, herhangi bir günahı devamlı işleyip durmak.-Namazı, orucu terketmek. Allah yolunda cihaddan kaçmak.-Anaya, babaya âsi olmak. Yalan yere şehadet veya yemin etmek.-Bir kimseyi haksız yere öldürmek. Bir kimsenin bir uzvunu haksız yere kesmek veya muattal bir hale koymak.-İffetli kadınlara fuhuş isnad etmek. Nemmamlık etmek.-Ribâda (fâizde) ve hırsızlıkta bulunmak. Rüşvet almak.-
Lemem : Günaha yakın olmak. * Küçük günahlar. * Delilik, cünun. * Musibete yakın olmak.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

156-

لَعَلِّ رَحْمَةَ رَبِّي حِينَ يَقْسِمُهَا

تَأْتِي عَلَى حَسَبِ الْعِصْيَانِ فِي الْقَسَمِ


Lealle rahmete Rabbî hîne vaksimühâ
Te'tî alâ hasebi'l-ısyâni fî'l-kasemi


Yüce Rabb’ımın rahmeti her hâlde umulur!
Günahlar büyüdükçe Rahmet taksiminden gelen rahmette artar!
Ve Rahmetullah, umulur ki büyük günahlarda daha da çok gelir!
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

157-
يَا رَبِّ وَاجْعَلْ رَجَاءِي غَيْرَ مُنْعَكِسٍ
لَدَيْكَ وَاجْعَلْ حِسَابِي غَيْرَ مُنْخَرِمِ

Yâ Rabbi vec'al recâi gayre mun'akisin
Ledeyke vec'al recâi gayre münharimi


Yâ Rabbî!
Umutlarımı, yalvarışlarımı döndürüp bana gönderme!
Ey Rabbim!
Umutlarımı, yalvarışlarımı katından bir lütf-ü kerem eklemeden boşa çıkarıp hesabımı ebediyen kapatma!



Mün’akis : Akseden, geri dönmüş, bir yere çarpıp geri gelen.
Münharim : Delinip, yarılıp boşa şıkmış.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

158-
يَا رَبِّ وَاجْعَلْ رَجَاءِي غَيْرَ مُنْعَكِسٍ

لَدَيْكَ وَاجْعَلْ حِسَابِي غَيْرَ مُنْخَرِمِ


Ve'ltuf bi abdike fî'd-dâreyni inne lehû
Sabren meta ted'uhu'l-ehvâli yenhezimi


Rabbim! Bu kuluna yardımını lütf et iki âlemde, bu dünya ve öte dünyada!
Şüphesiz ki bana, hezimete uğratacak hâller başıma geldiğinde çok sabır gerekir!
Bozguna uğradığımda sabr etmeyi, emân dilemeyi lütf et Yâ Rabbî!



Dâreyn : Her iki dünya. İki yurd. İki yer.
Hezîmet : Bozgunluk, mağlubiyet.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

159-
وَاْذَنْ لِسَحْبِ صَلٰوةٍ مِنْكَ دَاءِمَةً

عَلَى النَّبِيِّ بِمُنْهَلٍ وَ مُنْسَجِمِ


Ve'zen lî sahbi salâtin minke dâimeten
Alâ'n-nebiyyi bi münhellin ve münsecimi


Yüce Rabbîm!
İzin ver katından Rahmet ve Sıla Bulutları ebediyen,
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in üstüne-yüce yüreğine,
Rahmet, selâm ve sıla yağmurları yağdırsın sicim sicim, sağnak sağnak…
Selâmlarımız serinletsin Sırrı Kaynağı azîz sinesini inşâallah!..



Sehab: (C.: Sehâib) Bulut.
Salât : Dua, rahmet, Sıla, kesin ulaşım, vuslat.
Münsecim : Düzgün, insicamlı. * Dökülmüş, saçılmış, dağılmış.
Münhell : Yağmur şiddetle yağmak.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

160-
وَ الْاٰلِ وَ الصَّحْبِ ثُمَّ التَّابِعِينَ لَهُمْ

اَهْلُ التُّقٰى وَ النُّقٰى وَالْحِلْمِ وَ الْكَرَمِ


Ve'l-ali ve's-sahbi sümme't-tabiine lehüm
Ehlü't-tüka ve'n-nükâ ve'l-hilmi ve'l-keremi


Ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve ashabına sonra O’na tâbi olanlara sonsuz salât ü selâmlar;
Ehl-i takvâdan; her an her yer ve her hâlde Allah Teâlâ’dan korkan Hakk Dostlarından..
Ehl-i nukâdan, içi dışı tertemiz ve pâk Hakk Dostlarından..
Ehl-i hilmden, doğuştan yüce ahlâklı Sadık Muhammedîlerden…
Ehl-i keremden, her iyiliği dâima Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in adına, hesabına ve şerefine yapan sıdıklarda..
Onlar ki, Hakk Teâlâ’ya en yakîn, en temiz, en uysal ve en eli açık kullarındır!
Onların hiç durmayan göz yaşları gibi yağmakta ve yağacak olan salât ü selâmlarına bizimkileri de kat ebediyen İnşâllah!..



Tukâ : Takva. Allah'tan korkmak. Havfullah.
Nâki : (Nakiye) Temiz, pâk. * Çok takvalı, temiz insan. * Has undan yapılmış beyaz ekmek.
Hilm : Doğuştan olan huy yumuşaklığı. Şiddete tahammül. Nefsini heyecandan korumak. * Vakar. Sükûn.
Kerem : Nefaset, izzet, şeref. Al-i-cenâbâne ihsan, inâyet. * Kıymetli şeyleri kemal-i rıza-i nefisle verme. * Mecd ve şeref. *Cenab-ı Hakk'a atfolunursa eltaf ve ihsan-ı İlâhî kasdedilmiş olur. * İnsan hakkında vasıf sureti ile zikrolunursa; mehasin-i ahlâk ve ef'âl kasdolunur.
Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen hamdolsun »

sevgili nuryemiz bu şifayı böylesi neşrettiğiniz için Allah razı olsun Rabbim iki cihanda karşınıza çıkarsın çok teşekkür ederizz

Kasidebürde=şifaa
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re:

Mesaj gönderen nur-ye »

nur-ye yazdı: X- Bölüm: Rasûlullah (sav)e İlticâ ve Şefâat Dileme



152-يَا اَكءرَمَ الْحَلْقِ مَالِي مَنْ اَلُوذُ بِهِ

سِوَاكَ عِنْدَ حُللُولِ الْحَادِثِ الْعَمَمِ


Yâ ekreme'l'-hâlkl mâlî men elûzü bihî
Sivâke inde hulûli'l-hâdisi'l amemi


Ey Yaratılanların en kerimi!
Her can taşıyan için geçerli olan son nefeste Senden başka kim var bana mutlaka lâzım olan?
Yalnız sana sığınılır ki Senin tek sığınak oluşunu, sistemi var eden Allah Teâlâ tâyin etmiştir.
Ölüm kapıyı çaldığında sözümüzün, Senin sözünde buluşmasını dilerim!



Ekrem : Çok cömert, daha kerim, en kerim.
Resim

Es Salatu Ve's-Selâmu Aleyke Ya Habiballah!

Resim---Resulullah Resim buyurdular ki:''Kim, kendisine yapılan bir iyiliğe karşı, bunu yapana: ''Cezâkellâhu HAYR-AN { جزاك الله خير } (Allah sana hayırlı mükafaat versin)'' derse teşekkürü en mükemmel şekilde yapmış olur.''
Tirmizi, Birr 86, (2036)

Resim

Kıymetli kardeşimiz hamdolsun İÇten DUAnıza Âmin إِن شَاء اللَّهُ


cümlemize ''Cezâkellâhu HAYR-AN { جزاك الله خير } (Allah sana hayırlı mükafaat versin)''
Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: Re:

Mesaj gönderen hamdolsun »

nur-ye yazdı:
nur-ye yazdı: X- Bölüm: Rasûlullah (sav)e İlticâ ve Şefâat Dileme



152-يَا اَكءرَمَ الْحَلْقِ مَالِي مَنْ اَلُوذُ بِهِ

سِوَاكَ عِنْدَ حُللُولِ الْحَادِثِ الْعَمَمِ


Yâ ekreme'l'-hâlkl mâlî men elûzü bihî
Sivâke inde hulûli'l-hâdisi'l amemi


Ey Yaratılanların en kerimi!
Her can taşıyan için geçerli olan son nefeste Senden başka kim var bana mutlaka lâzım olan?
Yalnız sana sığınılır ki Senin tek sığınak oluşunu, sistemi var eden Allah Teâlâ tâyin etmiştir.
Ölüm kapıyı çaldığında sözümüzün, Senin sözünde buluşmasını dilerim!



Ekrem : Çok cömert, daha kerim, en kerim.
Resim

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah!

Resim---Resulullah Resim buyurdular ki:''Kim, kendisine yapılan bir iyiliğe karşı, bunu yapana: ''Cezâkellâhu HAYR-AN { جزاك الله خير } (Allah sana hayırlı mükafaat versin)'' derse teşekkürü en mükemmel şekilde yapmış olur.''
Tirmizi, Birr 86, (2036)

Resim

Kıymetli kardeşimiz hamdolsun İÇten DUAnıza Âmin إِن شَاء اللَّهُ


cümlemize ''Cezâkellâhu HAYR-AN { جزاك الله خير } (Allah sana hayırlı mükafaat versin)''



ne demek artık hep dua edileceğini öğrendim Allahım kerrelerce razı ola hayrolsun hamdolsun bu hizmetleriniz bize şevk olsunda çoşalım...bizde ehli hizmete koşa koşa varalım
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re:

Mesaj gönderen nur-ye »

nur-ye yazdı:
40-

وَ وَاقِفُونَ لَدَيْهِ عِنْدَ حَدِّهِمِ

مَنْ نُقْطَةِ الْعِلْمِ اَوْ مِنْ شَكْلَةِ الْحِكَمِ


Ve vâkıfûne ledeyhi inde haddihimi
Min nuktati'l-ilmi ev min şekleti'l-hikemi


O’nun huzurunda tüm peygamberler hadlerince durdular.
İlminde bir nokta.. İlmin noktası…
Veya hikmetinde bir hareke… Hikmetin şekli…Gibi…


Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Rahmetenlilâlemin” makamı tüm yaratılanları kapsar.
Maddî-mânevî sitem içinde her şey ve herkes, İlâhi proğramdaki kader yerini alır, yaşar ve hesap veririr..
Zirâ, “İlk Nokta” olan “Nûr-u Mîmin hareketinden madde, harekesinden mânâ doğmuştur.
Eşyanın hakikati, Hakikat-ı Muhammedi getiren, yaşayan ve yaşatan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)i BİLip, BULup, OLup da YAŞAmakla anlaşılır ERENce dilinde…

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ

“(Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ 21/107)


Hadd : Hudut. Çizgi. Sınır. * Salahiyyet. * Derece. Son derece. Münteha.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re:

Mesaj gönderen nur-ye »

nur-ye yazdı:53-
فَاِنَّهُ شَمْسُ فَضْلٍ كَوَاكِبُهَا

يُظْهِرْنَ اَنْوَارَهَا لِنَّاسِ فِي الظُّلَمِ


Fe innehû şemsü fadlin hum kevâkibühâ
Yüzhirne envârehâ li'n-nâsi fî'z-zulemi


Şüphesi ki O fazilet güneşi, diğerleri yıldızlarıdır.
O’nun nûruyla karanlıklar içindeki insanları aydınlatırlar…


Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) halkediş temelindeki ilk şey-nûrun kendisi ve her varolup mevcud olana Vücûd nûru rahmeti kaynağıdır.
Ana ve tek oluşu bundan dır.
Sistem bazında düşünüldüğünde her peygamber de kendi kaderinde insanlığa nûr taşıyıcısıdır.
Yıldızlar gibi ana güneşten alarak.



Şems : Güneş
Kevâkib : (Kevkeb. C.) Yıldızlar.
Envar : (Nur. C.) Nurlar, ışıklar, aydınlıklar. Maddi veya mânevi karanlıktan kurtarmaya vâsıta olanlar.
Nâs : f. İnsanlar.
Zulem : Karanlıklar.

ŞERH eden: Kulihvani

İmam Buseyrî hazretleri Kâinat GÜNEŞi SALLallahu aleyhi ve sellem efendimizi methüsena eden şu veciz sözleriyle YÂD etmek istiyorum. RUHu şâd olsun...

sabAH EZANına kaldırdı sağolsun.. HİMMETleri daim üzerimizde olsun إِن شَاء اللَّهُ

Şüphesi ki O fazilet güneşi, diğerleri yıldızlarıdır.
O’nun nûruyla karanlıklar içindeki insanları aydınlatırlar…


Rabbülâleminimiz Rahmetenlilâleminimiz hürmetine cümlemize SEVgisini, bahşetsin. Mübarek sünnetlerini ihlâsla yerine getirmeyi ve yaşamayı nasip etsin. ŞİFAlı ŞEFAATlarına mazhar eylesin. Âmin.


MuhaMMedi GAYRETte ve MuHABBEtte BİZ BİR-İZ..إِن شَاء اللَّهُ
Resim
Kullanıcı avatarı
ser-ay
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 74
Kayıt: 20 Tem 2009, 02:00

Re: İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen ser-ay »

Resim

TÜRKÇESİ: Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin kad dâkat hîletî edriknî yâ Rasûlullah.

MÂNÂSI : Ey RABBim, çârem kalmadı, sen Seyyidimiz, Efendimiz Muhammed salallâhu aleyhi ve sellem'e salât, selâm ediver, onu mubârek kıl!. Ey ALLAH Rasûlu (salallâhu aleyhi ve sellem) sen hâlimi gör, yetiş!

Bu Salavâtı Şerîfe Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin olup sıkıntıların atlatılmasında şifâdır.


Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/smflogofi9.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

ser-aycığım güzel kızım, MuhaMMedi GAYRETte ve MuHABBEtte BİZ BİR-İZ..إِن شَاء اللَّهُ
Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen hamdolsun »

büğün bir şey yapmamız lazım...O ğün yapılanları büğünün çağında hepsini taştan bir binada toplamaktan ziyade , böyle bir parmak başı kadar bir noktada ..sanal ortamda..Muhammed Aleyhissalatü vesselamın aşkını meşk etme noktasında buluşmamız gerekiyor...Ve bunları yaparken aklımzın hiçbirzman unutmayacağı şey Muahmemdi oluş inancı +ameli+ahlâkı+hali ...Efendimizin adına, hesabına ve şerefine yapmaktır....
KulihvanimmmmmİZ.

inşAllah okuduğumuz okuyacağımız tüm kaside-i bürdeler sadrımıza şifa olsun bizi bu yola yar etsin toz etsin hiç bir şeye olamazsak bizi bu yola bi tabela etsin yolcuya yol göstermiş ...Ve efendimizn tezgâhında dokunmaya layık bir talebe olalım inşAllah evlerimiz suffa evlerine benzesin kisra sarylarına değil...ama benzemiyor işte evimzi kökümüzdür benzemiyor işte koca plazmalarımızda küçük görünüyor bize savaşlar felaketler .....
YA RABBENA BİZİ AFFETT ....
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: İMÂM-I BUSEYRÎ ve KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

مَا رَنَّحَتْ عَذَبَاتِ الْبَانِ رِيحُ صَبَا

وَاَطْرَبَ الْعِيسَ حَادِي الْعِيسِ بِالنَّغَمِ


Mâ rennehat azebâti'l-bâni rihu sabâ
Ve atrabe'l-îse hâdi'l-îsi bi'n-negami



Her seher esen Bâd-i Sâbâ, Bân Ağacının güzel ve özel dallarını salladıkça,
Kervancının, çile çöllerinde ilâhî ahenkli sesiyle ve deyişleriyle dost develeri coşturduğu sürece sürsün bu salât ü selâmlar ebediyyen !
İnşâllah!..


Sana salât ü selâmlarımız sonsuz olsun Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!
Şerefli annelerimize, aziz evlâdlarına, Ehl-i Beyt Aleyhi’s-selâm'a
ve kadir kıymet bilir ashabına (radıyallahu anh) da olsun!…


Elhamdülillahirabilâlemin



Saba : Gün doğusundan esen hoş ve lâtif rüzgâr
Is : (Iss) t. Bayındırlık, mâmuriyet. Şenlik. * Ses. * Sâhib. Mâlik. * Efendi.
Taribe : Coşturmak.
Nagam : (Nağme. C.) Nağmeler, âhenkler, türküler.


Resim


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ


21.''Ve ma erselnake illa rahmetel lil âlemin .: (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.''
(ENBİYÂ 21/107)

Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebîyyike, ve
Rasülûke ve
Nebîyyi’l-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi vessahbihi ve ümmetihi...''Resim

Yâ Latîf! Celle Celalihu
Yâ Kerîm! Celle Celalihu
Yâ Rahîm! Celle Celalihu
Yâ Vedûd! Celle Celalihu
Yâ ALLAH Celle Celalihu

Âmin! Âmin! Âmin! Âmin!
Resim
Cevapla

“►Allah Dostları Divan Şerhleri◄” sayfasına dön