GARİB-AN ZEVK-LeriM

Konu başlıkları sadece Kul İhvani'ye aittir.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Yaradılış gAYeNe bak, sinek gibi ağa düşme,
İKİ GÖZün aç öyle bak, deve gibi yardan düşme [1],
Ham aklını AŞK’a bırak, AŞK nakildir korkma sakın,
İmtihandır her bir durak, Sıratta kal ırak düşme,

garibAN
19.01.2019 16:37 SPR

[1] Deveyi YAR'dan uçuran bir tutam ottur... YaRdaN'ı ister uçurum anla, ister Sevgili, ister YaraDaN de ne dersen de...
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

İŞTE ÖYLE BİR ŞEY

Seni düşündüm dün akşam yine
Sonsuz bir huzur doldu kalbime
Birde kendimi düşündüm sonra
Bir garip bir duygu çöktü omzuma

Hani ay çıkınca bulutlar içinden,
Hani aydınlık olur ya birden,
Hani deryaya dalar ya gözler,
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey…

Hani ılık bir rüzgâr, okşar ya birden,
Hani için ısınır ya, ta derinden,
Hani bir çocuk gülümser gözlerinden,
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey…

Seni düşündüm dün akşam yine
Sonsuz bir huzur doldu kalbime
Birde kendimi düşündüm sonra
Bir garip bir duygu çöktü omzuma

Hani bir fırtına patlar apansız,
Hani yağmurlar yağar ya ansız,
Hani sırılsıklam olur ya insan,
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey…

Hani bir balık, sıçrar denizden,
Hani tüm çiçekler açar içinden,
Hani yüreğin kopar yerinden,
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey…

garibAN 22.01.19
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Bir yumrukla yere düşen, boksör gibisin garibAN,
HaYY de kalk diril nefes al, her nefes ölüp dirilir her cAN,
GuRBette SıLa’nı BULdun, Vatanında kaybettin,
MuhaMMedî SILA’dır Hak, Sıratu'l- Mustakim SıLAN..

03.02.2019
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

DOStum Dİyen ÇOktur Ama
=>AZ BULunur=>SÖZün ERi
ANLAyan =>ÇOk YOktur Ama
BİZ BİR-İZ DOSt ÇOktan BERi!.


ZEVK 9166

BEDEN>FİİL>DÜŞÜNCEmiz =>HeR ÂN YARATan=>Yüce HAKk
İMKÂNLa =>İMTİHÂN =>KULLuk =>USTURa AĞZı=>İĞNE UCu
ÇARk-ı ÇİLLe CEVR-i CİHÂN =>kOLAY DEĞiL HAKk KULu OLMAKk
=>AZîZ DOStum GARİBÂNım =>KADERLer =>KADAR =>SonUCu!.


celle celâlihu..

02.03.19 04:14.
brsbrsm..tktktrstkkmdsırrsherler..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Dolunay denize bakmış kendi yüzüne aldanmış,
Güneşin onda gördüğün, kendi yüzün nuru sanmış,
Merkezde tek Güneş HUdur Bu sanal oyunda tek ASIL ,
Herkes kendini O sanır, bundandır gafletle FASIL,

garibAN
13.07.2019
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Ehl-i Beyt’e hizmet eden, Ehl-i Beyt’ten şereflenir,
Hasbî hizmetçi olanlar, inci gibi sedeflenir…


Rasûlüllah (s.a.s); "Selmân bizdendir. O ehl-i beytimdendir." diyerek onu ehl-i beyt'ine dahil etmiştir. (Taberî, aynı yer; İbn Sa'd, a.g.e., IV, 83).
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »


فَاذْكُرُون۪ٓي اَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا ل۪ي وَلَا تَكْفُرُونِ۟
Feżkurûnî eżkurkum veşkurû lî velâ tekfurûn(i)
o halde anın beni, anayım sizi ve şükredin de bana nankörlük etmeyin [Bakara Suresi ( 2/152) ]

Fezkuruni, zikredeyim sizi, ezkurkum, beni zikredin.
Fezkuruni de F harfi var, içeriye yönelik bir ifade.

Zikretmek insan için hatırlamak demektir. Siz sizde olanı hatırlarsınız. Daha evvel hıfzettiğinizi. İçimizde bir ses vardır bir iç sesimiz. Bazen okuduğumuzda dahi içimizdeki sesi birisi size dışarıdan okuyormuşta onun sesini duyuyormuşçasına içimizde seslendiririz ve onu içsesisimizden duyarız. Hıfzettiğiniz, ezberlediğiniz bir şarkıyı, bir cümleyi v.b. bu sesleri hatırlayarak geri çağırırsınız. Kur'an Hafızları bu dizinden bir harf sesi kaçırsa , bu sesi kaybettiği için zincir kopar orada ve hep o noktaya baştan gelirler ve o noktadan bir sonraki noktaya gelmek için o noktadaki sesi tam hatırlamak zorundadırlar yoksa gerisini getiremezler. O yüzden ezberden şarkı okuyan, ne şekilde aklına onu koyduysa zincirin halkalarını ekleye ekleye hatırlar ve hatırlamak o ekleri birleştirme işidir zihinde.
Bu alemi ve bizlerin devamını sağlayan ALLAH c.c.dur.

Allah c.c. yaratılmaktan münezzeh ve Vacibul Vücud olarak varlığı hiç bir şeye bağlı olmadan vardır. Yaradılış ve zuhurat şe'ende daimi ise bunun sebebi ALLAH c.c.'nun zikri iledir. Diğer her şey bu zikirle zuhur ediyor. ALLAH bizi zikrettiği için varız. O halde Kunfeyekun zikrullah'tır. Siz Beni söz ile zikrettiğiniz zaman da ben zaten sizi zikrediyorum. Ağzınızdan çıkan sesi, kelimeyi, dudağınızı , o anki isminizi cisminizi de BEN var ediyorum!.. Buna iştirak edin öyleyse. Esas zikri BEN yaparım siz bu tesbihata iştirak edin, ANlayın...

Şükredin , şükürde de zikirde ki gibi okuyuş var Rububiyet Kevnine Şehadet etmektir şükür. Kevniyeti okumaktır . Şükür arttıran esmadır, neden ? Kunfeyekunda OL OL OL feyekunları iç yaşayış oluşları vardır , batından zahire zuhurat ederler. Bu her var ediş ve yeni var edişler bir artma gibi üstüne ekleme gibi. Bu durumda tekfurun olmayın yani akıllarınızı küfre sokarak ilk noktanızı örtmeyin , orayı örterseniz hatırlayamazsınız, tesbihattaki tüm halkaları örter kör olursunuz. Heceyi örtüp Kur'anı okurken tekleyen hafız gibi olursunuz!. Görmüyor musunuz eşya üzerine düşen güneşin ışığını yansıttığı için göze görünür . Bedenlerinizi de böyle görürsünüz. Size de bir NUR verdim , O NUR'uma sahip çıkın, hep dışınızla değil içinizden de O NUR'u küfretmeyip şükrederek doğdurun ki İçinizdeki VARlığınızı da görün . Hep dışınıza bakıp duruyorsunuz biraz da içinizle görünün. İÇi keşfedin!..

Allah doğrusunu bilir.
Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

GEÇmiş İZim
GÖNüL GİZim
GELecek=>NE?
Şu ÂN=>BİZim!.


ZEVK 9306

HİKÂYet SEBEBLerinin =>Şu ÂN SONUCu>ZİKİRse
KİFÂYet SEBEBLerinin =>Şu ÂN SONUCu=>FİKİRse
ŞİKÂYet SEBEBLerinin =>Şu ÂN SONUCu->ŞÜKÜRse
NİHÂYet SEBEBLerinin =>Şu ÂN SONUCu->HAYIRsa!.


14.07.19 15:16.
brsbrsm>yalovamstfa..emreahsnzynbelf..


Resim

İnsÂN =>İNSÂNdır
KULken>SULTÂNdır
NAHNU>NÂZ-NİYÂZ
CÂNda =>CÂNÂNdır!.

Resim

RÜŞDüne RIZA BULanın
ÇİLLEsini>YERLer SAĞAR
RABB’ından=>RAZı OLanın
RAHMEti GÖKLerden YAĞAR!.

Resim

HASBî HİZMEtçi GARİBANım
İNSÂN AKLı HAMsa>BİRHoŞ!.
ÖZ-ün DUYmaz>YANar CANım
UYUR>UYURGEZer =>SARHoŞ!.

Resim

SARILmadAN =>SÖKÜLmedEN
DARILmadan =>DÖKÜLmedEN
==>SIRAt-ı MUSTAKîm YOLda
YARILmadan =>BÜKÜLmedEN!.


Resim İNŞâe ALLAHu Teâlâ!.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

DURAĞANLIK VE HAREKET

"Durağanlık hareketin yokluğu, yokluk ise onların aslıdır. Bu durum, “daha önce bir şey değilken seni yarattım”[1] âyetinde dile getirilir. Burada ALLAH ("bir şey" ile) var olanı kastetmiştir. Onlar, durağanlığı harekete yeğlemiştir. Durağanlık, asıl üzere kalmak demektir. ALLAH “gece ve gündüzde durağan her şey O’nundur”[2] âyetinde yaratıkların yokluğu onun için kabul ettiklerine, varlıkta ise onu iddia ettiklerine dikkat çekti.

Hakikatler bâbından ise ALLAH, "gece ve gündüzde durağan her şey O’na aittir" âyetiyle bu âyette iddia ettikleri şeyi kendilerine izâfe etmelerini engellemiştir. (Durağan ) ile kastedilen, sabit olan şey demektir. Sabit olmak vücudî bir durumdur, akılda var olur, dışta değil, dahası göreli olarak vardır. “Allah her şeyi işitendir ve bilendir”. ALLAH O’na ait olan her şeyi kendinize nisbet ettiğiniz iddiasını "işitir". Gerçeğin ise sizin iddia ettiğinizden farklı olduğunu "bilir"…"

[Futuhat-ı Mekkiye, Muhyiddin İbn-i Arabî (k.s)]


قَالَ كَذٰلِكَۚ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْـًٔا
"Kale kezâlik kale rabbüke hüve aleyye heyyinüv ve kad halaktüke min kablü ve lem tekü şey'a": Allah: "Öyledir" dedi; Rabbin: "O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım." buyurdu. (Meryem 19/9)

1 kale: dedi ki قول

2 kezalike: öyledir
3 kale: dedi قول
4 rabbuke: senin Rabbin ربب
5 huve: O
6 aleyye: bana
7 heyyinun: kolaydır هون
8 ve kad: ve gerçekten
9 halektuke: seni de yaratmıştım خلق
10 min:
11 kablu: daha önce قبل
12 velem: ve değilken
13 teku: sen كون
14 şey'en: hiçbir şey شيا


وَلَهُ مَا سَكَنَ فِي الَّيْلِ وَالنَّهَارِۜ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ
Velehu mâ sekene fî-lleyli ve-nnehâr(i)(c) vehuve-ssemî’u-l’alîm(u)[En’am, 6/13]
1ma:her şey
2sekene:barınanسكن
3fi:
4l-leyli:gecedeليل
5ve nnehari:ve gündüzdeنهر
6ve huve:e O
7s-semiu:işitendirسمع
8l-alimu:bilendirعلم


Elmalılı Meâli (Orjinal)
Halbuki gecede gündüzde barınan ne varsa O'nun, ve işiten bilen ancak O.

"Bu gerçekten böyledir..
Akıl âleminde dediğin doğrudur, ancak naklin kaynağınca,
RABBin: Bu âlemde olmayanları KÛN fe yeKÛNle var edendir..
Ve sen bir “ŞEY” değilken yaratandır.."
[Kulihvani Hocamız ile Kur'an Sohbetleri]


İşbu vücudum şehrine, bir dem giresim gelir
İçindeki Sultânın, yüzün göresim gelir..
[Yunus Emre (k.s)]

Kulihvani Şerhi: Şu içinde yaşamakta olduğumuz Muhittetki Şehâdet-mevCÛDlar Âleminden, ÖZümdeki Merkezdeki VüCÛD Ülkesine bir ÂNLık DEM de olsa GİResim GELir..
İçindeki Şahdamarımdan-Habli’l-Verîdden de AKRABA OLAN SULTÂN’ın CEMÂLini GÖResim GELir..


"Kamu yağmaladı aşkın ey Dost hay
Sûret mülkün yıkup eyledi virân.."
[Eşrefoğlu Rumi (k.s)]

Kulihvani Şerhi: Mutlak el HAYy ALLAH celle celâlihu olan El VELî Dost SENin AŞKın, her neyim varsa yağmaladı aldı elimden,
Zâhir dışta-muhitteki benim zannettiğim Sûret Mülkümü yıkıp virÂN eyledi ve Merkezdeki SÎRETimi çırılçıplak eyledi..

“Dıştaki, Muhitteki, Ham Akıl Sahandaki Hayâlleri bırak da;
İçteki, Merkezdeki, Habli’l- Verîd'indende AKReBindeki AKRABAN, RABBu’l- ÂLeMîn’in CâMÂLi, A’yân-ı SABit AYNAnada AYNen Keşf OLsun-Ortaya ÇIKsın İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.”


“Demek, aklımın gideceği yer bu dört nokta.. dört köşedeki bir karenin içinde dolaşıyor akıl; Eşyâ, Olay, Zaman ve Zann etrafında dolaşıyor, bundan dolayı akıl; kördür, sağırdır, dilsizdir, elsiz, ayaksızdır ve kendi başına kısır döngüye düşer.. çünkü döngüye düşüyor ne zaman kurtuluyor?.
Kendi şahdamarından, aklın şahdamarından.. aklın kendidir şahdamarı ki Habli’l- Verîdi TEK BAĞLantı İpi.. zâten aklın kendi, şah damarından da yakın kendi merkezindeki MuhaMMedî Maveraya-ötedeki Hakikat-ı MuhaMMedine ilelebet evveline baktığı zaman.. akıl bakabildiği zaman, işte o zaman EŞYA=>ESMA=>SIFAT =>ve ZâT göçerini görür, Kara Deliğini görür ki, görmek zorundadır.. çünkü akıl kendisi bir dairesel damar kesiti gibidir bir tek yaratılış gereği üzerindeki sonsuz noktaların oku dışarıya dönüktür.. dışarıya dönüktür ve kendine kördür, kendine sağırdır, kendine dilsizdir kendine hareketsizdir, berekersizdir.. tıpkı yeni doğmuş çocuk gibi bir şey, bilmez halde.. onun için, her yönüyle Âlim Terbiyeye muhtaçtır.. insan aklı, bir hayvan değildir.. çünkü bir hayvan doğarken kendi iç güdüsüyle ki sınırlı ve değişmez becerisiyle, kendi melekeleriyle doğar..

Biz biliriz köylerde, tarla ekin zamanları Keklikler vardır, yirmi otuz tane farıç/civciv çıkarır.. henüz daha yeni çıkmıştır, hatta yuvasını bulursunuz kabuktan yeni çıkmışlardır, az ilerde görürsünüz.. anneleri uçar gidr ama, yavruları bulamazsınız neden?. Çünkü onlar fıtraten biliirler ki, tehlike anında o kadar hızlı bir şekilde yerden çer-çöp bir şeyler toplar sırt üstü döner, ayaklarıyla onu üzerine basar ki, bulamazsınız.. Yine bir impela ceylan yavrusu on dakika içerisinde ne bileyim ben 40-50 km hızla koşacak hale geliveriyor.. doğduğunda ise ayağa kalkamıyor.. bu kadar kısa sürede bu melekeler nasıl harekete geçiyor?. sistem hiç değişmiyor.. bunlar kendi fıtrî melekeleri.. çünkü bunlar gelişmek üzere değil zâten vardır. ama insan öyle değildir.. insan, sıfırdan sonsuza kadar gelişmeye =>Muhtaçtır =>Mecburdur=>Memurdur ve =>Mahkumdur.. Sistem böyledir çünkü.. yaradılışın temelinde insan aklı vardır.. insanın aklı vardır.. aklı olmayan şey insan değildir.. yani mükellef değildir, şeklen insandır..

Biraz sonra Kur'ÂN-ı Kerîmi hep yalnız bıraktık, öksüz bıraktık diye üzüldüm öyle icâb etti.. ama, Tekâsür Sûresine bakarız biraz sonra.. Şeklen Yakîn =>Aklen Yakîn =>Naklen Yakîn =>Haklen Yakin.. Yine aynı şeyler insan Şeklen Yakîndir bu âleme.. aklı varsa Aklen Yakîndir.. akıl dediğim akıl dediğim gibi KÂBE kesitinin içinde kalacaktır, dışarıya çıkamayacaktır.. yahutta dışarıya baktığı için içeriye göremeyecektir.. o anlamda dışarıya çıkamaz diyorum ki, bu Aklen Yakîndır.. ama dönüverdiğinde ÂNda demin söylediğim dairenin üzerindeki noktaların yarım okları tamlandığında iki tarafa bakı verdiğinde ve bu okların tümünün gösterdiği TEK NOKTA vardır merkezdeki dairenin MERKEZini gösterir.. çünkü bu oklar yarı çaptı.. işte o zaman kendini bilmiş olur ve anlatım bakımından sanki bunun merkezinde hâşâ RABBımız varımışcasına TÜMe varır TAMamlar kendini.. akıl, kendi görevini ikmâl etmiş olur.. onun için Raziyeten Nefis, bahsettiğim iç oklarını tamamlayan İÇ DENGEyi kurabilmek için DIŞ DÜZENi kurmuştur.. iç dengeyi terazinin diğer kefesini kendi BÂTIN DENGESİNİ kurabilmek için tamamladığı anda, KENDİNİ BİLMİŞ demektir..”
[Kulihvani]
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

İnsanlar hayata dair çıkarımlar ve tespitler yaparken son nedenlere sıkışır kalırlar, perde arkasını görenler ise ilk nedene bakarlar...(garibAN)
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

OL-aN’ da NeDeN-iZaH’ ı
Sorar BeDeN PaDiŞaHı,
TeSBiH eyler de eYVaHı,
BiLDiĞi’ nden şaşmaz aKıL.

EL vermez EL BiLDiĞine,
TaŞ’ ı koyar gediğine,
Karşı konmaz dediğine,
BeN’ lik DaĞ’ ın aşmaz aKIL.


KLiŞe’ dir KLiK’ leri,
BiR DeĞiL iKiLiK’ leri,
YeDi VeReN DeLiK’ leri
HiÇ BiRi'ne DüŞmez aKıL.


KLiŞE; basmakalıp (söz, görüş vb.).
KLiK : bir parti, bir dernek içinde çıkarları için anlaşıp birleşenlerin oluşturduğu küçük topluluk, çıkar topluluğu.
YeDi VeREN; yılda birkaç kez meyve veren ya da çiçek açan (asma, gül vb.)
* Kafatasındaki yedi delik... Ya da yedi delilik
BiZCe *
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

kESiR’ li YoL’ larda yürür,
HaK YoLu’ nda aYaK sürür,
âLEM’ e BaKaR da GöRüR,
NeDeN N-aKLe koşmaz aKıL
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

NeFS ile HeVa peşinde,
SuLTaN’ dır GuRBeT DüŞü’nde,
aŞK’ a HaSReT her iŞinde,
KaB’ ı dolmaz taşmaz aKıL
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

Gariban yazdı:İnsanlar hayata dair çıkarımlar ve tespitler yaparken son nedenlere sıkışır kalırlar, perde arkasını görenler ise ilk nedene bakarlar...(garibAN)
Demiş te Gariban Can... Oradan esti...
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Halim canım hep böyle essin, maşaALLAH can kardeşim.
Yukarıda "kesir" dediydin de türev -integral geldi aklıma bu tarafa da esti

Yol aldıkça yol katlanır
Türev alır kanatlanır,
Kafesinde sakatlanır
İntegrale uçmaz akıl
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

Eyvallah Gariban Canım,

BiZ biliyoruz ki;
kESiR > İnsanın Kendi Aklı' na ESİR' liğidir...

Diğer yandan bana öyle Türev' di, İntegral' di hava atma...
Bak girerim uzay matematiğinden.... Ona göre :)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim !?...

DUYduğu>KELÂMuLLAH İse
UYduğu =>RESÛLuLLAH İse
EL>ELe>EL =>YEDuLLAH İse
=>KİMseye=>EL AÇMaz AKIL!.


02.10.19 12:33
brsbrsmmm..tktktrstkkemdebirÂNnn..


HeLÂL OLsun HÂL-i HaZıR HALiM CÂN =>hENdese MühENdisliği de NEymiş!.
“BİZ de =>bUgÜNe bUgÜN MuHABBet MühENdisiyİZ GARiBÂNım!.” de!. At POStanı!.
PULsuz SALLa GELsin!. pARdON GİTsin OLacaktı!. OLsun!. =>"OLÂN"da HAYR VARdır!.


MuhaMMedi MuHABBEtLerimİZLe!....
Resim
Kullanıcı avatarı
Zehra
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 422
Kayıt: 10 Ağu 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Zehra »

Hep televizyonda izlerdim âşıkların atışmasını,
İki âşık sazlarını alır karşı karşıya oturur.
Anında birbirleriyle 4 lü mısralarla atışmaya başlarlar.
Sazıyla sözüyle,
Önceden yazılıp çizilmeden,
Burda da Kulihvanim, Halim Abi, Barbaros Abi,
Maşallah üçlü âşıklar atışması olmuş..
Çok güzel muhabbet, çok hoş sözler,
Lütfen devâm edin muhabbete takipdeyiz..
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

Eyvallah Hocam, yüreğinize sağlık… Tam ben de öyle diyecektim…

“Kendine gel Gariban kardeş… Biz de Muhabbet Mühendisiyiz!.”
diye SaLL’ayacaktım postayı da… İşte! Olmuyor ki…
O vakit çok eziklemiş olurdum.

Hem ben kendimi övmeyi çok sevmem :wink:

BiLeN BiLiR ki: MuHaBBeT MüHeNDiSLiĞi yanında başka hiçbir mühendisliğin lafı dahi edilemez.
GaRiBaN’ ın TeK’ i ZâT-en…
Bir daha sesi soluğu çıkmaz…

Ama işte o vakit te bizim Muhabbet Mühendisliği güme giderdi…
Kiminle muhabbet edeceğim kime atacağım havamı… Kendime kıyamadım…. CaN işte :wink:


AKLa YüK’ lendik boş yere,
aKıLLAdır KuL’luk BiR’ e,
YoL’ unu aŞK’ a çevire,
SeVDiĞi’ nden geçmez aKıL!.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Yok yok, hendese yaparken Cinemre gibi dedim :)

İlim-İrade ve İdrak
Sonra yaşarsın İştirak
Hazmetmezse düşer fırak
Nakilliyse kusmaz Akıl
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Üstüne konulan mis kokulu renkli çiçekleri ve bin bir desen ve renkteki kelebekleri görüp kelebek olmaya özenme, sonbahar geldiğinde çiçekler solar, kelebekler ölür, mâdem ki kelebeklerin ömrü kısa, ille kelebek olacaksan ateşe atlayan pervâne ol, toprak rengi ve sâdeliğiyle pervâne ateşe atladığında ateş gibi kanatları kÖZ olur ve ateş küle berden selâmendir! Deniz ölene kadar insanı dibe çeker fakat ölüleri hep sırtında taşır…

05.10.19 SLMPŞ'da


"Üstüne konulan mis kokulu renkli çiçekleri ve bin bir desen ve renkteki kelebekleri görüp kelebek olmaya ÖZen, çünkü kelebek dört devir tamamlar:
1-Yumurta
2-Tırtıl
3-Koza
4-Kelebeklik

Yumurta bebeklik dönemi gibidir insanın şeriat, tırtıllık ise şeriatle beraber tarikat evresi gibidir, Koza ise şeriat-tarikat ve mârifet devresi gibidir, ve kelebeklik ise şeriat-tarikat-mârifet ve hakikat devresidir. Böyle kelebek olursan ve kozandan diri çıkarsan ol!. Dünya ateşinin yiyip bitirdiği bir pervâne olmaktansa bu daha iyidir.

Câbir radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Benim ve sizin durumunuz, ateş yakıp da, ateşine cırcır böcekleri ve pervâneler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz.”
Müslim, Fezâil 19. Ayrıca bk. Buhârî, Rikâk 26; Tirmizî, Edeb 82
"
05.10.2019 10 dk sonra yine SLMPŞ'da
Zıttıda doğrudur. Allah en doğrusunu bilir.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Zehra can ALLAH razı olsun, bizde sazı Halim çalıyor, ben org çalıyorum , hocam bir sohbette enstrüman çalma işine bir türlü giremedim çok isterdim dediydi. Baktık ki bu enstrüman işinde bir türlü orkestra kuramadık. Fakat şiirler şarkı, gönül enstrüman oldu mu muhabbet demliğinde muhabbet demleniyor çok şükür.
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen aksiseda »

Vasfım “Ağustos Böceği”
öZ’ üm MuHaBBeT merceği,
Muradım BuLMaK gerçeği,
KaRıNCa’ yım KaRaRıNCa..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim !?...

İnsÂN Coştukça COŞuYOR,
=>DÜNy TELÂŞı SARınca!.
SEBeB=>SonUÇ'a KOŞuYOR,
=>KADERince =>KADARınca!.


14.10.19 17:09
brsbrsmmm..tktktrstkkemdebirÂNnn..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: GARİB-AN ZEVK-LeriM

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

İNSÂN OL!.Mak!.

KıLıç Gibi ZâLim OLma=> İpek Gibi Halîm OL,
KıLıç İpeği KESmez =>Fikret Sen de ÂLim OL,
Kendi Kozanı İpekLe ÖR,
Sonra DeL İpeğin Kendin GÖR,
OLACAKsan KıLıç =>İLLâ =>AdaLette TâLim OL!.


garibAN
31.01.2020..


İpek Arapça "Harir" demektir.
Münir Derman Kaddesallahu sırrahu Hocam derki, İpek böceğinin dişisi erkeği olmazmış.
İpek böceği başını binlerce kez çevirerek ürettiği iplik telleriyle kozasını örer ve vakti gelince kozasını deler ve kelebek olarak çıkar hayata.
Tırtıl haldeyken dut v.b. yaprakları yiyerek beslenen ipek böceğinin ürettiği bu yumuşak teller uyuz hastalığına iyi geliyor ki uyuz hastası olan birisine bir hadisi şerifte ipek gömlek giymesine Resulullah salallahu aleyhi ve sellem izin vermiştir..


عن أنس tقال : رَخَّصَ رسُولُ الله r، للزُّبَيرِ وَعَبْدِ الرَّحْمنِ بنِ عَوْفٍ رضي اللهُ عَنْهُما في لُبْسِ الحَرِير لحكَّةٍ بهِمَا.

Enes radiyallahu anhu şöyle demiştir.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Zübeyr ve Abdurrahman ibni Avf Radiyallanhuhüma’ya yakalandıkları uyuz hastalığı sebebiyle ipek elbise giymelerine müsaade etti..
(Buharî, Libâs 29, Müslim, Libâs 24)

İpek böceğinin emekleyerek yürüyüp kendi kozasından kelebek olarak çıkışı manevî olarak insanın tekrar dirilmesine, aklın olgunlukla hür kalışına, yahut yaşamda insanın bir evreden diğerine geçişine işâret olarak görülmüştür.

Dr. Münir Derman Kaddesallahu sırrahu Hocam bir yazısında.:

"Ruhun tapınağı cesettir.
Onun içindesin onu daima temiz tut.
İpek çok kıymetli bir nesnedir.
İpek böceği gibi ol!
Kıymetli kozanı ör! İçine gizlen!.
Ne olsa bir gün ya öldürülür yahut kanatlanıp kozayı deler çıkarsın!."
demektedir.

İpeğin yumuşak olması onun güzelliği ve bu yumuşacık güzel bir telin üretilmesi insan aklı için de kendi kozasını örerken güzellik ve iyiliklerle onu örmesi (Hak ve Hayr'da aklını kullanarak, bu âlemde bâtıl ve şerr'den kaçıp salih ameller işlemesi) durumunda, bu hayat kozasından bir şekilde çıktığında kelebek gibi hür olması ve manevî âleme kanat açmasını sağlayacaktır. İpek, akıl için yaptığı eser, geride bıraktığı güzelliklerdir. Ruhun tapınağı olan cesedin temizliği ve onun temiz tutulması , Kulihvani Hocamız'ın 4'lü sisteminde;

Beden =>Terbiye edilir,
Nefs =>Tezkiye edilir,
Kalb =>Tasfiye edilir,
Rûh =>Tecliye edilir,
Dediği dörtlünün birinci basamağıdır..

Beden, Nefs, Kalb ve Ruh için; Beden en dıştan içeri girildikçe yapılan işlemlerin birinci basamağıdır ki, amel bedenle işlenir. Terbiye edilmeyen Beden günaha meyillidir. Bedeni, MuhaMMedî Terbiyeye Tâlim ettiğinizde aslında Nefsinizide tezkiyeye başlamışsınız ve Kalbinizdeki kötü sıfatlarıda tasfiye etmeye başlamışsınız demektir. Bu nedenledir ki İslam'da Şeriat, meyvenin kabuğu gibi görünse de, biz ÖZün kabukla ilişkisinde meyve kabuğuyla olgunlaşır ANLAyışını düstur BİLiriz..

Kılıç insandaki öfke yahut celâlîyet özelliğidir. Celâlîyet adaletle kullanıldığında başarılıdır.
Hz. Ömer radiyallahu anhu'daki gibi. Nefsi olarak, benlik için kullanılırsa kişilere ve kendisine zarar verir.
Hilmîyet insandaki ipeklik, yumuşaklık özelliğidir.
ALLAH El-HaLîm'dir, kullarına karşı şefkatli, onların hatalarına karşı sabırlı (çabuk cezâ vermeyen, mühlet veren)dir.

Her özellik dengeyle kullanıldığında insan doğru yolda yürür. Kılıç keskin olduğu halde ipek yumuşaklığıyla onun kesme özelliğini örter (kötülüğü iyilikle bertaraf etmek v.b.).
Ateş yakıcı su ise söndürücüdür. Halîm olmak acizlikten dolayı oluşan yumuşaklık değildir, âcizlikten oluşan yumuşaklık halîm olmanın dengesiz kullanımı sonucu oluşur. Su gibi olmalıdır. Su yumuşaktır ama sertçe vurursan sana o sertliği geri yansıtır. Bir damla su, kayanın kovuğunda donsa kayayı çatlatır. Su yumuşaktır ama güçlüdür, sıkıştırılamayan bir elementtir!.

Rüzgar kuru dalı kırar, çimene bir şey yapmaz, çimen baş eğer. Kılıç ipeği kesmez: Burada ince bir nokta vardır. Yönetim sisteminde hükümdarın verdiği emir kılıç gibidir, emir demiri keserken ipeği kesmez. Emre itaat eden sertlik yapar da baş kaldırırsa demir olursa emir demiri keser. Ama kılıç gibi emir ipek gibi itaatkâr bir insana bir şey yapmaz, uyumlu olduğu için. Bu cümle HAKk’ın emirlerine itaat eden kullar için söylenen manevî bir cümledir. ALLAH en doğrusunu BİLir..


Es SeLâm ve SEVgiyle..
garibAN
Resim
Resim
Cevapla

“►Kul ihvâni ZEVKleri◄” sayfasına dön