BİZ BİR-İZ bAHçamızdan.. Lâle/GüL/ÇiÇek...
Yâ HUuu DoST
celle celâluhu…
şaşarım cihÂNın cANları cenkte
seBBaha raksında AHMEDî âhenkte
gerçi kul ihvÂNi üç yüz bin renkte
yedi renğin ŞAHı ALdır Efendim…
*
Resûlün dilinden ANdır ALLAHı
ÂL-i âBâ şe’ÂN ş’âhidi ŞAHı
Âlimin Kâmilin Âşığın “ah!” ı
Âriflerin sÖZü BALdır Efendim…
*
ARZından ARŞına AÇ avazımı
zülfün tellerinde naz-niyazımı
Erenler ELinde “beLÂ!” sazımı
Mahşer MeydÂNında ÇALdır Efendim…
*
AHMED-i BİLirsem AHAD BULurum
NEFSimden de YaKÎN KULu OLurum
BUZ DAĞIyım SU-SU-z kaldım n’OLurum
DAMLA-da DERyâ-ya DALdır Efendim…
*
DOĞarken Ağlamış sonra GÜLmüştüm
cAN cİSİM GİYinmiş TEVHİD TÜLmüştüm
İLLİYYİNden ATTın ESFELe DÜŞtüm
TUT Elimden ben-i KALdır Efendim…
*
Ben KİMe kANayım KİMe UYayım
KiMin Kevserinde YÜZüm YUyayım
ADı Güzel MuhaMMedin DUYayım
Gönül KULağımı DELdir Efendim…
*
Mu’cuze-yi gUYem.. TuTî-mi Yaşat
“YûNuseyn” Batn-i HÛT-imi Yaşat
“Muti kalbe en temuti!” mi Yaşat!
SECDEsiz Namzım KILdır Efendim…
*
DİLim dilim dilim DOSTa DİLemem
KalB Kazanım Pisin-Pasın SİLemem
Resûlüm BULamam.. Nefsim BİLemem
Kendimde Kendimi BİLdir Efendim…
*
yÖNümü tÜMMlere tAMMlara DÖNdür!
ALLAHa Rasûla rÂMMlara DÖNdür!
ASLına AYNanım cAMMlara DÖNdür!
SıRR-ı Sıfırımı SİLdir Efendim…
*
CeLÂl Nâr-ı NûRum CemÂLin BULsun!
HÂL-i Hazır Hızır Hem-HÂLin BULsun!
AKLım OLgunlaşsın KemÂLin BULsun!
“OLsun!. OLmasın!” ı “OL!” dur Efendim…
*
çİLE çÖLümüz-de ÇeMberiM ÇıKtım
çöMleğim ÇATTlattım göMlegiM YıKtım
“OLsun!. OLmasın!” dan USSandım BıKtım
“OL-AN” ı “OLmaz!” a dOLdur Efendim…
*
bana “sen” Dediğin “BEN” e YOLundur
gÖZ yAŞı döktüğüm AŞK Meçhulundur
kul ihvÂNi Ezel-Ebed KULundur
SEN ki SULTÂNımsın GÜLdür Efendim…
20.08.12.. 04:45..
brsbrs. tktktrstkkmz…2.rmznbyrm
BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
Yâ HUuu!..
celle celâluhu…
bana benden yakÎN “BEN” olan Yâ Huu
Sende Senden Sana “SEN” olan Yâ Huu
Giydirip cANıma cihÂN cİSMini
"İKİmİZ BİR".. CAN-a “TEN” olan Yâ Huu!.. celle celâluhu…
*
tELim TEVHİD Etsen.. SıRRına SAZsam!
ARZ u ARŞ İNlese.. NAZ-a NİYAZ-sam!
“OKU!” san Kitabım.. Defterim YAZsam!
“ben” lik dEHLizimde “BEN” olan Yâ Huu!.. celle celâluhu…
*
dört UNSURum HaVVa RAHMinde KARan
ÂDEM-in zAHRını zÂHİRde YARan
TüMM KULLuk ESMÂsın SıRTıma SARan
Mâ-SiVÂ “Mâ” sında “MEN” olan Yâ Huu!.. celle celâluhu…
*
“BeLÂ BâZARı” nda “ben” Alıp-SATan
KULLuk ATAŞında NÛRun KaynatAN
Hem "ben" i ÇALdırıp “ben” i OYNAtAN
Şe’ÂNında şu AN “ŞE’N” olan Yâ Huu!.. celle celâluhu…
*
Kul ihvÂNi seFÎl KıtMÎRin ADı
EMRine KUL OL-mak ARZu-MURADı
SIDRe-yi Münteha AHMED AHAD-ı
VeDûD-un HuDûDu “EN” olan Yâ Huu!.. celle celâluhu…
25.08.12.. 21:13..
brsbrs. tktktrstkkmz
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
Yâ Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem!..
ihvÂNi kıtmir-in SıRRın süRûRu
şe’ÂNda şu AN-a Şâhid ŞuûRu
Ebû RaHîM gibi NâRında NûRu
ALsam!.. “AL!” larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
TEŞHİDe gÖZlüğün GÖRen merceğin
Tebliğin – Tenzirin - Tebşir gERçeğin
Sekiz ceNNet yedi BaĞın ÇiÇeğin
BaL-sam.. BAL-larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
tAŞKınım AŞKınım COŞKunum DİNsem!
SıRR-ı SEN-liğinde Yâ-SîN-e Sîn-sem
ARŞ u Kürsî ÇiçEk KÖK-lere İNsem
DALsam!.. DAL-larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SOYunsam SıRRımı ÜRyÂN GÖRünsem
Mâ-SİVÂsız KALsam.. SENi BÜRÜNsem
SıRR-ı Sakaleyin KOKUn SÜRÜNsem
HÂLsem.. HÂL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
KÖR-lere gÖZ NûRu.. IŞIĞI OLsam!
GÜL OLsam GÜBRenin ÂŞIĞI OLsam!
İSÂ - İSMÂİL-in BELŞİĞİ OLsam
SALLsam.. SALL-arında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SESi Olsam Seherde YELleriyin DoST!
gÖZ Yaşı… KerbeLÂ SELleriyin DoST!
EL ELe ERENler EL-leriyin DoST!
ELsem.. EL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
Dünyada HaFÎfsem!.. DosTTa AĞIRsam!
cAN BOĞazda “haYY Dost!” diye BAĞIRsam!
Mâ-SİVÂ SİVÂ-sın SANA ÇAĞIRsam!
GELsem.. “GEL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
BOYun BAĞLı Kumruların “Ku!” su OLsam
“LÂ HUve iLLÂ HUU!” HaYYın “Hu!” su Olsam
Bir DAMLAnın SU-SU-z Kalmış “Su” Su OLsam
SELsem.. SEL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
RüZiGÂR OLup YâD-la BAĞlarım KESSem
cAN VERirken cAN KUŞUna KAFeSSEm
NEFeSSiz kALana bir NEFes eSSEm!
YELsem.. YEL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SıRR-ı SıFıRımız SırATa SERseM
VARımı–YOKumu UĞRuna VERseM
“İKRÂ!” nı “OKU!”tsam SENi gösterseM
BİLsem.. “BİL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
ALTın OLuk OLsam.. NûR-un AKıtsaM
HaBLi’l- VERÎDinden RABB-a BAKıtsaM
“OLsun!-OLmasın!” ı “OL-ANı OKU!”tsam
DİLsem.. DİL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“NeFSini BİL! RaBBini BİL!” BİL-dirseM
DEmeyen DİLLeri KıRKa DİL-dirseM
“RaBB u Rasûl RüŞDü” n PASın SİL-dirseM
SİLsem.. “SİL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
TohuMdan TohuMa UN-ca İNsÂNı
feyeKûN KeVNinde “KûN!”ca İNsÂNı
“ÖL!” ümüne KOŞan BUnca İNsÂNı
OLsam.. “OL!” larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“OLsun! OLmasın!” ın Törpüsü OLsam!
“OL-AN” ın ÖMÜRe ÖRTüsü OLsam!
ceheNNeme ceNNet Köprüsü OLsam!
YOLsam.. YOL-larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SEVenlERi Ehl-i Beyt-e ERR ETseM!
HuZuRunda HaZıR BiRR ü BeRR ETseM!
“Muti kalbe en temuti!”n CeRR ETseM!
ÖLsem.. “ÖL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
ALİ ŞAH ŞAhBÂZı Kevn-i KITMİRse
GÖRünmeyen PîRi GÖRünen KİRse
KervÂN Köpeğiyin KaLBine GİRse
ÇÖLsem.. ÇÖL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“YEDİ” m Uyandırsam!.. KeHFime KAÇsam!
ÇİLE çÖLLerimde ÇiÇeğim AÇsam
SıRR-ı RUHun ReyhÂN KOKUsun SAÇsam!
ÖLsem.. “ÖL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“ihvÂNi KİM?” BİLmese U-YU-yanlar
iLLÂ SANA GELse sesiM DUYanlar
HAYR’ını ÖRTünse HAKK’a UYanlar
TÜLsem.. TÜL- lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
19.08.12.. 05:15..
brsbrs. tktktrstkkmz…
rmznbyrmgcs-shrsyrnde tktk..
sallallahu aleyhi ve sellem!..
ihvÂNi kıtmir-in SıRRın süRûRu
şe’ÂNda şu AN-a Şâhid ŞuûRu
Ebû RaHîM gibi NâRında NûRu
ALsam!.. “AL!” larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
TEŞHİDe gÖZlüğün GÖRen merceğin
Tebliğin – Tenzirin - Tebşir gERçeğin
Sekiz ceNNet yedi BaĞın ÇiÇeğin
BaL-sam.. BAL-larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
tAŞKınım AŞKınım COŞKunum DİNsem!
SıRR-ı SEN-liğinde Yâ-SîN-e Sîn-sem
ARŞ u Kürsî ÇiçEk KÖK-lere İNsem
DALsam!.. DAL-larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SOYunsam SıRRımı ÜRyÂN GÖRünsem
Mâ-SİVÂsız KALsam.. SENi BÜRÜNsem
SıRR-ı Sakaleyin KOKUn SÜRÜNsem
HÂLsem.. HÂL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
KÖR-lere gÖZ NûRu.. IŞIĞI OLsam!
GÜL OLsam GÜBRenin ÂŞIĞI OLsam!
İSÂ - İSMÂİL-in BELŞİĞİ OLsam
SALLsam.. SALL-arında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SESi Olsam Seherde YELleriyin DoST!
gÖZ Yaşı… KerbeLÂ SELleriyin DoST!
EL ELe ERENler EL-leriyin DoST!
ELsem.. EL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
Dünyada HaFÎfsem!.. DosTTa AĞIRsam!
cAN BOĞazda “haYY Dost!” diye BAĞIRsam!
Mâ-SİVÂ SİVÂ-sın SANA ÇAĞIRsam!
GELsem.. “GEL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
BOYun BAĞLı Kumruların “Ku!” su OLsam
“LÂ HUve iLLÂ HUU!” HaYYın “Hu!” su Olsam
Bir DAMLAnın SU-SU-z Kalmış “Su” Su OLsam
SELsem.. SEL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
RüZiGÂR OLup YâD-la BAĞlarım KESSem
cAN VERirken cAN KUŞUna KAFeSSEm
NEFeSSiz kALana bir NEFes eSSEm!
YELsem.. YEL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SıRR-ı SıFıRımız SırATa SERseM
VARımı–YOKumu UĞRuna VERseM
“İKRÂ!” nı “OKU!”tsam SENi gösterseM
BİLsem.. “BİL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
ALTın OLuk OLsam.. NûR-un AKıtsaM
HaBLi’l- VERÎDinden RABB-a BAKıtsaM
“OLsun!-OLmasın!” ı “OL-ANı OKU!”tsam
DİLsem.. DİL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“NeFSini BİL! RaBBini BİL!” BİL-dirseM
DEmeyen DİLLeri KıRKa DİL-dirseM
“RaBB u Rasûl RüŞDü” n PASın SİL-dirseM
SİLsem.. “SİL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
TohuMdan TohuMa UN-ca İNsÂNı
feyeKûN KeVNinde “KûN!”ca İNsÂNı
“ÖL!” ümüne KOŞan BUnca İNsÂNı
OLsam.. “OL!” larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“OLsun! OLmasın!” ın Törpüsü OLsam!
“OL-AN” ın ÖMÜRe ÖRTüsü OLsam!
ceheNNeme ceNNet Köprüsü OLsam!
YOLsam.. YOL-larında Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
SEVenlERi Ehl-i Beyt-e ERR ETseM!
HuZuRunda HaZıR BiRR ü BeRR ETseM!
“Muti kalbe en temuti!”n CeRR ETseM!
ÖLsem.. “ÖL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
ALİ ŞAH ŞAhBÂZı Kevn-i KITMİRse
GÖRünmeyen PîRi GÖRünen KİRse
KervÂN Köpeğiyin KaLBine GİRse
ÇÖLsem.. ÇÖL-lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“YEDİ” m Uyandırsam!.. KeHFime KAÇsam!
ÇİLE çÖLLerimde ÇiÇeğim AÇsam
SıRR-ı RUHun ReyhÂN KOKUsun SAÇsam!
ÖLsem.. “ÖL!” lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
“ihvÂNi KİM?” BİLmese U-YU-yanlar
iLLÂ SANA GELse sesiM DUYanlar
HAYR’ını ÖRTünse HAKK’a UYanlar
TÜLsem.. TÜL- lerinde Yâ Rasûlullah.. sallallahu aleyhi ve sellem!..
19.08.12.. 05:15..
brsbrs. tktktrstkkmz…
rmznbyrmgcs-shrsyrnde tktk..
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
Küllü ZERRElerim istilâ olsam
Buram buram MİSK râyihan KOKUsam
Nübüvvet MÜHRün zahrımda taşısam
AŞKın yağmalasa yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem...
KURBunda HABLil Verîdime aksan
Biat etsem ELim üstü EL olsan
DİLlerimde HAKK KELÂMın buyursan
Boyansam rengine yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
KULİHVÂNÎ SÂBİ’m ile İZlensem,
ALİ ŞAH PÎRimiz ile BİZlensem,
HABB-ı HABÎBULLAH ile BİRRlensem,
İki KAŞ arası, yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
GÖRene SEN olsam AYNen baksam,
Âleme tevhîdin KAVlin kursam,
Ka'be kavseyn ev ednâda dursam,
SÎN SALLarınla yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
ÂNda CANın CANımda BİZ olsak
Tekallub etsen BENde BİR olsak
KADEMinde fe sebbit İZ olsak
RIZÂ RAVZAnda yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
Baksan gÖZlerimden ben yerine,
KALBimden zikretsen SEN yerine,
SIRRımdan konuşsan en derine,
KOR KÖZlerinle yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem,
NÛRunla CERRetsem SEYRÂNı,
RÛHunla CEZBetsem DEVRÂNı,
SIRRınla SUBHetsem CEVLÂNı,
HAYY HAYRÂNına yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem,
BEDENimle yüklensem SÎRETini,,
NEFSİNle BİLebilsem RABBini,
KALBi SAFFınla seyretsem BENi,
TÂHİR RÛHuna yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
YANa YANa AHMED adın ANsam,
ÂTEŞin kÖZün bağrıma bassam,
KÜLLerimden GÜL TENinde doğsam,
VARsam VÂRına yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem,
DİRİlt mevtâmı şefaatinle,
NAKŞını hucrelerime işle,
Erit benliğimi kaynat sende
DÜRR-ü NÛRULLAH yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
Şeriatında, kar, dört kıvamım,
Târikatında, sar, yedi yanım
Marifetinde, yont kenarlarım,
Hakîkat-i HAKK yâ Rasûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem,
Âmine RAHMinde HEMle beni,
GÂR-ı HIRAna al DEMle beni,
EHL-i ÂBÂna sar, CEMle beni
ŞEVKin FEVKinde yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem,
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
İMaM ALİ ŞAH
kerremullâhi veche…
Dâimeyn DülDül.. Zevk zülfiKÂRın
Ebû TurÂBında Şe’N GÜLiZÂRın
Kâr ü beLÂ-mızda veLÂyet KÂRın
“B SıRRı” n söylesem, AR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
SALLında SELLâmet.. SıRRında “SaBR et!”
KEVNiyyet KEVseri “feSALLi RABB” et
HaBiBullah HuBBu Sana MuHaBBet
devrÂNda DOSTluğun, DÂR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
RaVZanın ReNGinde Ala MOR KATan
zİMMet-i MuhaMMed.. CANını SATan
CANların CeNGinde.. YERine YATan
MuhaMMedî gÖNlün, GÂR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
SÂBİRİNler SEÇer SALLın SaFını
Kılıcın Kınında Kudret “kıf!”ını
SâHiBin seyrinde SıRR-ı SıFFını
KerbeLÂ Kıyamet.. KÂR ALİ ŞÂHım.. kerremullahi veche…
zİMMet-i MuhaMMed OLmak MOR Ateş
TerTemiz Olmağa ZeVK-i ZOR Ateş
ÂHİR zamAN İMÂN ELde KOR Ateş
El ÂLEM ELİnde NÂR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
KâR ü BeL çÖLü.. çİLEler ÇAĞı
Ehl-i Beyt Kucağı.. AŞKın OCAĞI
Elestten MaŞeRe DİRİlik BAĞI
HaYYdÂRı KeRRâRdır YÂR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Şu AN şeÂNı-nda.. EL YEDuLLAHa
EL ELe Ehl-i Beyt ReSûLuLLaHa
DeRC Olmuş NübüVVet-VeLÂyet ŞAHa
ERENler Erdemi ER ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Kıtmir POSTun SOYun Halka KeLÂM-et
BİZ BİR-İZ.. Be SıRRı.. SıRR-ı SeLÂM-et
KEVSERin gÖZEsi.. PÎR-i MeLÂM-et
SER ü SER sefERi.. SER ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
SEVmeyene Yazık.. SEVene SEVdÂ
ŞeHÂdet Şerîfi.. SelSeBİL SeydÂ
Sıfırın SONsuzu.. SıRR-ı SüveydÂ
“Yaşanmayan Yalan”.. SıRR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
MuhaMMedî gÖZden HaKK’ın BAKışı
KûN EMRin feyeKûN Niyaz NAKIŞI
YOKluğun ÇOKluğun TEKlik Çıkışı
Fazilet FeReCi.. BiRR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
“Bir Kur'ân-Bir EHLim!” Hükmün GELdiği
ADüVVlerin DEL-ik DEL-ik DEL-diği
İsnadsız-Mesnedsiz Bilmez-BİLdiği
SENi BİLmeyene KİR!. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
EDEB-i MuhaMMed İLiM İLİğİ
Yâ-SîN-in SîReti.. SÛRet Kılığı
“Berden seLÂM” etin ceNNet ILIğI
KÜLü TÜL TEVHÎDî KOR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
HAKikat-ı MuhaMMedin Menzili
Yedi Letâfetin “Hâ-MîM” li DİLi
Kırmızı-Turuncu-Sarı-Yeşili
Mavi-Lâciverdi MOR!.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Seyr ü Sülûk SıRRı sefERe gERek
Kılıç KINda dEĞİL nefERe gERek
SÖZ DOĞum-ÖLümdür.. SÖZ ERe gERek
İkRÂRın YÜKlenmek ZOR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
ÂLEMlere RAHMet NÛRUnun NeSLi
ZÂTuLLAH KeLÂMın HaYYatta hASLı
ALİ El ÂLÂ-nın ASLının fASLı
ÖZün GÖRmeyenler KÖR!.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
HÂL-i Hasbî Hizmet.. MeNNâNa MiNNet
EleSTTen *Mahşere.. SÜLBünde SüNNet
CeLÂLi ceheNNem GÜLüşü ceNNet
NûRun aLÂ NûRa NÛR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
RiSÂLLet RaVZasın Yapısı ALİ
NüBüVVet NÛRUnun Tapısı ALİ
VeLÂyet ŞeHRinin Kapısı ALİ
KerRÂM-et KALEsi SÛR.. ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Ehl-i Beyt Beşiği.. EBeD EŞİği
HaBiBî HaŞR ü NeŞR NÛRun IşIğı
NÛR-u MîMin AYNı ALLAH Âşığı
Mukaddes TUVÂda TÛR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
Kul ihvÂNi sefil SıRRın SERDÂRı
AhYÂR u HAYRuLLAH HaYYDâR KeRRâRı
BİZ BİR-İZ kervÂNın EbDÂL - EBRâRı
HURi IYN AHRâRı.. HÜRR ALİ ŞÂHım.. kerremullâhi veche…
20.08.12.. 10:24..
brsbrs. tktktrstkkmz…2.rmznbyrm
Demem O ki;
Dâimeyn DülDül: İki ÂLEMde taşıyıcı kırk kanat ALİ Şah bineği..
zülfiKÂR: Zâhir-Bâtını BİLeğinde BİRleştiren ALİ Şahın KevN Kılıcı..
Şe’N GÜLiZÂRı: şu ANda OLup durmakta olan HAYYat Bahçasında Açan OLUşlar.
veLÂyet KÂRı:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali’den ne istiyorsunuz? Ali’den ne istiyorsunuz? Ali’den ne istiyorsunuz? Doğrusu Ali Bendendir ve Ben de Ondanım. O, Benden sonra bütün Mü’minlerin Velîsidir” buyurdu.
(Hz. İmran İbn-i Hüseyn’den; Buharî, Ebu Muhammed B. İsmail. Tecrid-i Sarih Terc. Diy. İşl. Bşk. Yayın. Hz. Peygamberin Dilinden Dört Halifesi. Çev. A. Fikri Yavuz, Sönmez Neşr. S. 247)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Müslümanlar! Ben bütün Mü’minlere öz canlarından daha evlâ değil miyim? Öyleyse ben kimin Mevlâsıysam Ali de onun mevlâsıdır. Ya RABB! Onu Velî edinenlerin Velisi ol düşmanlarına da düşman ol!” buyurdu.
(İ. Hanbel Müsned 4: 281 Buhari Tarih 1: 375 İ. Mace Sünen H. No:116)
Hz. Ali Keremullâhi veche Küfede bulunan Rehbede iken yanına bir grup geldi ve: “Es-selâmu aleyke yâ Mevlâna (Selam Sana Ey Efendimiz)!” dediler. Hz. Ali Keremullâhi veche: “Siz Arabsınız Ben nasıl sizin Efendiniz olurum?” dedi. Onlar: “Biz (Mekke ile Medine arasında) Gadir- i Humm kuyusu başında iken Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemden duymuştuk şöyle buyuruyordu: “Ben kimin Mevlâsı (Efendisi) isem Ali de Onun Mevlâsıdır” dediler.
Rebah diyor ki: “Adamlar kalkıp gidince peşlerine takıldım kim olduklarını sordum.
“Ensar’dan bir cemaat aralarında Ebu Eyüb El Ensarî de var” dediler.
(Rebah b. Harisden; Ahmed b. Hanbel Müsned) Taberanî.)
Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi ve Sellem: ”Ali’yi bırakın! (bunu üç kere buyurdular). Ali, Bendendir ve Ben de O'ndanım! O, benden sonra her Mü’minin Velîsidir!.” buyurdu
(İmran bin Hüseyn (r.a.)den; Ahmed bin Hanbel Müsned)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali Bendendir Ben de ondanım. O her Mü’minin Velisidir.” buyurdu.
(İmran bin Hüseyn(r.a.)den; Suyutî Câmiu’l- Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yâ Büreyde! Gerçekten Ali Ben'den sonra Velînizdir. O halde Ali’yi sev! Çünkü O emredildiği şeyi yapar!” buyurdu.
(Hz. Ali Keremullâhi veche'den; Deylemî Müsnedü’l- Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem: “Bana îmân eden ve beni tasdik eden Ebû Talib’in oğlu Ali’yi Velî edinsin. Çünkü; onun Velâyeti Benim Velâyetimdir ve Benim velâyetim de ALLAH’ın Velâyetidir” buyurdu.
(Ammar Bin Yasir (ra) den; Suyutî Câmiu’l- Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Dikkat edin ALLAH benim yardımcımdır ve ben de her Mü’minin yardımcısıyım. Ben kimin yardımcısı isem Ali de onun Velîsidir (yardımcısıdır)” buyurdu.
(Zeyd Bin Erkam (ra)’dan; Suyutî Câmiu’l-Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Bana îmân edip beni tasdik edene Ebû Tâlib’in oğlu Ali’nin Velâyetini tavsiye ederim. Onu Velî edinen gerçekten beni Velî edinmiştir. Beni de Velî edinen muhakkak ki ALLAH’ı Velî edinmiştir. Onu seven beni sevmiştir. Beni de seven gerçekten ALLAH’ı sevmiştir. Ona kin besleyen bana kin beslemiştir. Bana da kin besleyene ALLAH Azze ve Celle buğz eder!” buyurdu.
(Ammar Bin Yasir (ra)’ dan; Taberanî Mu’cemül Kebir)
İmran bin Husayn'dan naklen, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : "Ali benden, ben de Ali'denim, kendisi tüm müminlerin Veli'sidir"
(el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul Ummal" c.2, s.607 / el-Münâvi' nin "Künüz el-Hakâik" c.1, s.71 / El-Zehebi'nin "Talhis el-Müstedrek")
Ebû TurÂB:
Mervan'ın âilesinden Medine'ye vâli tâyin olunan biri, Sahâbe'den Sehl bin Sa'da gelerek, Hz. Ali'ye sövmesini ister. Hz. Sehl'in çekinmesi üzerine ise: "ALLAH, Ebû Turâb'a lânet etsin!” deyiver" der.
Sehl Hazretleri ise: "Ali'nin Ebû Turâb kadar hoşlandığı hiçbir isim yoktu. Bu ismin verilmesine sebep olan hâdise ise şudur" diye cevab verir ve hâdiseyi şöyle anlatır: "Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün kızı Fâtıma aleyha's-selâm'ın evine geldi ve Ali kerremullâhi veche'yi evde bulamadı.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Amcamın oğlu nerede?” diye sorunca, sevgili kızından: “Aramızda birşey geçmişti. Bunun üzerine gündüz uykusunu yanımda uyumadı da çıkıp gitti!” cevâbını aldı. Rasûlullah da birine: “Git bak, Ali nerede?”' buyurdu. Mescid'de uyuduğu haberini alınca, Mescid'e varıp, Ali'yi yan tarafına yatmış, ridâsı bir yanından sıyrılmış ve vücudu toprağa bulanmış şekilde buldu da: “Ebû Turâb kalk! Ebû Turâb kalk!” diye bedenindeki toprağı silkelemeğe başladı."
(Müslim, Fezâilü's-Sahâbe, 2409)
KEVNiyyet:her AN Yeniden Yaratış işi ŞE’N..
feSALLi RABB:
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
“İnnâ a’taynâke'l-Kevser: (Rasûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.”
(Kevser 108/1)
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Fe salli li rabbike venhar: Artık RABB'ın için namaz kılmaya devam et ve n a h r yap (Kurban kes veya namazda rükû'dan kalkılırken ellerini göğüs seviyesine kaldır)”
(Kevser 108/2)
HaBîBullah HuBBu:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Nimetleriyle sizi beslediği için ALLAH’ı sevin. Beni ALLAH sevdiği için sevin. Ehl-i Beyt’imi de benim sevdiğim için sevin” buyurdu.
(İbn-i Abbas (r.a.)’dan; Kütüb-i Sitte Muhtasarı C.13 S 52 Hadis No: 4492.)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ni’metleriyle sizi beslediği (gıdalandırdığı) için ALLAH’ı sevin. Beni de ALLAH sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin.” buyurmuştur.
(İbni Abbas (ra) dan; Tirmizî, Menâkib 3792;Taberanî, Kebir;İbn Hibban)
Büreyde'den naklen: Hayber Fetih gününde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki, ALLAH ve Rasûlunu sever, ALLAH ve Rasûlu de onu severler. ALLAH kaleyi onun eliyle fethedecektir" Ertesi gün sancağı Hz.Ali'ye verdi ve ve Hz. Ali de Hayber Kalesini fethetti.
(İbn-i Hasan el-Kilabi "Müsned-i Dimaşk" Hadis No: 27; Siret-i İbn-i Hişam c.3, s.334; Müsned-i Ahmet bin Hanbel c.5,s.33; İbn-i Sa'd "Tabakat" c.3, s.158; Tarih'üt Tabari c.2, s.93; Tirmizi Hadis No: 3970; Altı Parmak Peygamberler Tarihi s.644)
zİMMet-i MuhaMMed:
ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.
ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.” buyurmuştur.
(Ebû Said (r.a.)den; Deylemî Musnedu'l-Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ya Ali! Seni râzı etmiyor muyum? Sen benim kardeşim ve vezirimsin. Borcumu ödersin vâdimi yerine getirirsin ZİMMETimi kaldırırsın. Seni hayâtımda seven kimse muhakkak vazîfesini yerine getirmiştir. Benden sonra senin hayâtında seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sona erdirsin. Benden sonra seni görmediği halde seni seveni ALLAH emniyet ve îman ile sana erdirsin ve kıyâmet gününde onu korusun. Sana buğz olduğu halde ölen kimse ey Ali bir nevi câhiliyet ölümü ile ölmüştür ve ALLAH onu İslâm'da yaptığı amel ile hesâba çeker” buyurdu.
(İbni Ömer (ra)’den; Taberânî Mu’cem-ul Kebir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem amcalarına hitâben şöyle buyurdu: "Ali benim kardeşim, vâsim ve içinizde halîfemdir, onu dinleyin ve ona itaat edin"
(Müsned Ahmet bin Hanbel c.1, s.159 / el-Askalani'nin "el-İsabe fi Temyiz es-Sahabe" c.1, cz.2, s.217 / el-Müttaki el-Hindi'nin "Muntahab'ul Kenz" c.5, s.42 ve "Kenz'ul Ummal" c.13, s.131 / El-Suyuti'nin "Cami'ül Ahadis"c.16, s.251 / Tefsir'ül Hazen c.3, s.371 / İbn-i Esir'in "el-Kamil fit-Tarih" c.1, s.487 / Tarih'üt Tabari c.2, s.63 / İbn-i Kesir'in "el-Bidayetü ven-Nihaye" c.3, s.352 / İbn-i Ebil Hadit'in "Şerh-u Nehc'ül Belağa" c.13, s.211 / Siret'ül Halebi c.1, s.311 / el-Haskani'nin "Şevahid'üt Tenzil" c.1, s.371)
MuhaMMedî gÖNlün GÂR: HıRÂ gönüllü Ali kerremullâhi veche..
SÂBİRİN: Sabredenler.
SıRR-ı SıFFîn: SıFFîn Savaşı sıRRı..
ÂHİR zamAN İMÂN ELde KOR Ateş:
Ebu Ümeyye eş-Şa'bânî anlatıyor: "Ey Ebu Sa'lebe, dedim, şu ayet hakkında ne dersin?" (Mealen): "Ey îmân edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez.." (Maide 105). Bana şu cevâbı verdi:" Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi Resûlullah aleyhi's-salâtu ve's-selâm'a sormuştum demişti ki: "Ma'rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, tâkip edilen bir hevâ, (dîne, âhirete) tercih edilen dünyâlık görür, rey sâhiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşâhede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zîra (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir."
(Ebu Davud, Melahim 17, (4341); Tirmizî, Tefsir, Mâide, (3060); İbnu Mace, Fiten 21, (4014)
HaYYdÂRı KeRRâRdır:
HaYYDâR: Dirilteici.. Nefsi HAYY kılan MuhaMMedî Hasbî Hizmet Kaynağı, İmam Ali kerremullahi veche.. Diriltici..
KeRRâR: kerelerce-sürekli-her nefes HİMMeti.
Şu AN şeÂNı-nda.. EL YEDuLLAHa
EL ELe Ehl-i Beyt ReSûLuLLaHa:
إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا
“İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh (yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen): Muhakkak ki sana biat edenler ancak ALLAH'a biat etmektedirler. ALLAH'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de ALLAH ile olan ahdine vefâ gösterirse ALLAH ona büyük bir mükâfat verecektir.”
(Fetih 48/10)
DeRC Olmuş: dürülüp bükülüp içine sokulmuş..
SıRR-ı SüveydÂ: en kara SEVdâ.. Sırr-ı Ali kerremullâhi veche..
Fazîlet FeReCi: Fazîletin TEK ÇIKış kapısı..
“Bir Kur'ân-Bir EHLim!” Hükmü:
''Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İnnî târikûn fîkumu’s sâkaleyni kitâballahi ve ıtretî: Ben sizin içinizde iki ağırlık bıraktım biri ALLAH’ın kitâbı biri de ıtretim (zürriyetim,ehli beytim)” buyurmuştur.
(Müslim Fezailu’s- sahabe 36,37; Darimî, Fezâilü’l-Kur’ân 1; İ. Ahmed, III/14,17-4/367,371; Şeybe; Hatîb)
Zeyd ibnu Erkâm radiyallâhu anhu'dan Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben size temessük edip (tutunup) sıkı sarıldığınız takdirde dalâlete (sapıklığa) düşmekten korunacağınız iki şey bırakıyorum: Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür: Kitâbullah. Bu, semâdan arza uzanan ALLAHın ipidir. Diğeri Ehl-i Beytim olan yakınlarımdır. Bu iki şey, Kevser Havzının başında buluncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaktır. Bu iki şey hakkında benden sonra nasıl davranacağınıza iyi bakın."
(Kütüb-i Sitte, Muhtasar C.12/499)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Müslümanlar! Ben ancak bir insanım! Rabbimin elçisi gelip de ona icabet etmem yakındır. Ben size iki kıymetli ve ağır şey bırakıyorum. Onlar birbirinden ayrılamaz. Eğer bunlara uyarsanız yolunuzu sapıtmazsınız. Bu iki kıymetli şeyden biri içinde Nur ve doğru yol bulunan Allahın Kitabıdır ki O’nun gökten yere sarkıtılmış ipidir. Ona tutulan doğru yolu bulur Ondan ayrılan sapar. Diğeri de Ehl-i Beyt-i Itretimdir. Ehl-i Beytim hakkında sizi uyarırım; Ehl-i Beytim hakkında sizi uyarırım; Ehl-i Beytim hakkında sizi uyarırım!"
(Sahih-i Müslim 2: 325; Tirmizi H. No: 4036 4038; İ.Hanbel Müsned 5: 182 189 3: 26.)
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْمُنْذِرِ الْكُوفِيُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ وَالْأَعْمَشُ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي تَارِكٌ فِيكُمْ مَا إِنْ تَمَسَّكْتُمْ بِهِ لَنْ تَضِلُّوا بَعْدِي أَحَدُهُمَا أَعْظَمُ مِنْ الْآخَرِ كِتَابُ اللَّهِ حَبْلٌ مَمْدُودٌ مِنْ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ وَعِتْرَتِي أَهْلُ بَيْتِي وَلَنْ يَتَفَرَّقَا حَتَّى يَرِدَا عَلَيَّ الْحَوْضَ فَانْظُرُوا كَيْفَ تَخْلُفُونِي فِيهِمَا
…Ebu Said el-Hudri ve Zeyd b. Erkamdan dediler ki: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ben size bir şey bırakacağım ki buna sarıldığınızda benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz bu şeylerin ikisini de birbirinden büyüktür. Gökten yere uzanan bir ip gibi olan ilahi nizam olan ALLAH’ın kitabı ve İtretim Ehli Beytim. Bu iki şey kıyâmet günü havuz başında bana gelinceye kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır. Bu iki şey hakkında bana nasıl uyacağınıza dikkat ediniz.”
قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ
bu hadis hasen garibtir- doğru ancak tek yoldan rivâyettir..
(Tirmizî, “Sünen”, Menakıb, hadis 3788)
“Berden seLÂM” et:
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ
“Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrahîm(ibrahîme): Ey ateş! İbrâhim için serinlik ve esenlik ol! dedik.”
(Enbiyâ 21/69)
Yedi Letâfetin “Hâ-MîM”li DİLi: inzal olduğu gibi Kur'ân-ı Kerîm içine yerleşen 7 Hâ-MîM Sûreleri..
SÜLBünde SüNNet: Kıyâmete kadar gelecek Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm nesli Sünnet-i Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem EMNiyeti..
VeLÂyet ŞeHRinin Kapısı ALİ:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır, her kim ilim isterse kapıya gelsin" buyurdu.
(el-Hakim'in "Müstedrek es-Sahihayn" c.3, s.126 / el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul Ummal" c.11, s.600 / el-Münavi'nin "Fayd'ül Kadir" c.3, s.46 / İbn-i Hacer'in "Lisan'ül Mizan" c.1, s.191 / el-Suyuti'nin "Cami us-Sağir" c.1, s.108 / el-Bağdadi'nin "Tarih-i Bağdat" c.4, s.348 / İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.459 / İbn-i Hacer'in "Sevaik'ül Muhrika" s.120 / İbn-i Kesir'in "el-Bida-ye ven-Nihaye" c.7, s.358 / Menakıb-ı Hüvarezmi s.40 / el-Mes' udi'nin "Müruc el-Zeheb" c.2, s.437 / İbn'ül Esir'in "Üsd'ül Gabe" c.4, s.100)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali keremullâhi veche ilmimin kapısıdır ve benden sonra ALLAH’dan getirdiğimi Ümmetime beyan edendir. Onu sevmek Îmandır. Ona buğzetmek nifaktır ve kendisine bakmak şefkattir."
(Ebu Zer r.a.dan; Deylemî Müsnedül-Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır.” buyurdu
(Suyutî, Câmiul-Kebîr; Bekrî, 672/150)
SıRRın SERDÂRı: Sırrullahın başı-kervÂN Kumandanı..
Abbâs bin Abdillah radiyallâhu anhu Alî bin Tâlib kerremullâhi veche'nin: “Ben ALLAHın kuluyum, O’nun Rasûlunun kardeşiyim. Sıddık-ı Ekber de benim. Benden sonra kezzab (çok yalancı) adamdan başka hiç kimse bunu (Sıddık-ı Ekber olduğunu), söyleyemez. İnsanlardan 7 yıl önce namaz kıldım!” buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime isnad sahih râviler sika Hâkim, Müstedrekinde bu hadisi El-Minhal'den rivâyetle Buhârî ve Müslim şartları üzere sahihtir demiştir. Nesâî, Fezail-i Alî de)
AhYÂR u HAYRuLLAH HaYYDâR KeRRâRı
BİZ BİR-İZ kervÂNın EbDÂl- EBRâRı:
EbdÂL-EbrÂR-AhyÂr-AHrÂRı:
EBDÂL-lar: En Bedel olanlar, tebdil olanlar. Büdelâlar. AŞK u CEZBe Ehlidirler.
EBRÂR-lar: En Birr Olanalar, özü-sözü dosdoğrular, en İYİler… Birr u Takvâ, ZüHD ü TaKVâ Ehlidirler.
AHYÂR-lar: En Hayırlılar, En zor yolun Rehberleri. SıDK u HuŞû Ehlidirler.
AHRÂR-lar: En HüRRler, halka karşı fütursuzlar. Havf u Recâ Ehlidirler..
HURi IYN AHRâRı: A’yân-ı sâbite Hakikatı HüRR kılınmış Ali kerremullâhi veche..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
İliM-EdeB-İrfÂN-erkÂN meLÂMetinde İlmü'l- Viâeyn-İKİ KAB İLMi:
Viâ: (C.: Eviye) Kap, içinde bir şey konulabilen zarf.
Viâeyn: İki kap..
İlmu’l- HaLK - bu GÜNN İlmi: ANcak ANlatılınca ANlanAN İLM.
İlmu’l- HaKK – LedüNN İlmi: ANcak YAŞAnınca ANlaşılAN İLM..
عن أبي هريرة أنه قال(آان يقول): حفظت من رسول الله صلى الله عليه وسلم وِعاءَين: فأما أحدهما
فبثثته, وأما الآخر فلو بثثته قطع هذا البلعوم.
“Ebû Hureyre’nin şöyle söylediği rivâyet edilmiştir: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den iki kap (ilim) aldım. Birisini söyledim. Diğerine gelince eğer onu söyleseydim şu boğazım kesilirdi.”
(İbn Sa’d, Tabakât, II, 362; IV, 331; Buhârî, el-Câmiu’s-sahih, İlim, 42, I, 38.)
قال ابو هريرة: يقولون اآثرتَ يا ابا هريرة! و الذي نفسي بيده لو أني حدثتُكم بكل شيء سمعته من
رسول الله صلى الله عليه وسلم لرَميتموني بالقشع , يعني المزابل , ثم ما ناظرتموني .
Ebû Hureyre, insanların kendisine: “Ey Ebû Hureyre rivâyeti çok fazla yaptın!” dediklerini söylemiştir. Onlara: “Nefsim elinde olana yemin olsun ki, eğer Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğum her şeyi rivâyet etseydim, bana süprüntü –çöplerinizi– atardınız. Sonra da benimle münazara yapmazdınız (konuşmazdınız)” karşılığını vermiştir.
(İbn Sa’d, Tabakât, II, 364; IV, 332; Ahmed. Musned, II, 539, 540; Ebu Nuaym, Hılyetu’l-evliya vetabakâtu’l-esfıya, I, 381)
Viâ: (C.: Eviye) Kap, içinde bir şey konulabilen zarf.
Viâeyn: İki kap..
İlmu’l- HaLK - bu GÜNN İlmi: ANcak ANlatılınca ANlanAN İLM.
İlmu’l- HaKK – LedüNN İlmi: ANcak YAŞAnınca ANlaşılAN İLM..
عن أبي هريرة أنه قال(آان يقول): حفظت من رسول الله صلى الله عليه وسلم وِعاءَين: فأما أحدهما
فبثثته, وأما الآخر فلو بثثته قطع هذا البلعوم.
“Ebû Hureyre’nin şöyle söylediği rivâyet edilmiştir: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den iki kap (ilim) aldım. Birisini söyledim. Diğerine gelince eğer onu söyleseydim şu boğazım kesilirdi.”
(İbn Sa’d, Tabakât, II, 362; IV, 331; Buhârî, el-Câmiu’s-sahih, İlim, 42, I, 38.)
قال ابو هريرة: يقولون اآثرتَ يا ابا هريرة! و الذي نفسي بيده لو أني حدثتُكم بكل شيء سمعته من
رسول الله صلى الله عليه وسلم لرَميتموني بالقشع , يعني المزابل , ثم ما ناظرتموني .
Ebû Hureyre, insanların kendisine: “Ey Ebû Hureyre rivâyeti çok fazla yaptın!” dediklerini söylemiştir. Onlara: “Nefsim elinde olana yemin olsun ki, eğer Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğum her şeyi rivâyet etseydim, bana süprüntü –çöplerinizi– atardınız. Sonra da benimle münazara yapmazdınız (konuşmazdınız)” karşılığını vermiştir.
(İbn Sa’d, Tabakât, II, 364; IV, 332; Ahmed. Musned, II, 539, 540; Ebu Nuaym, Hılyetu’l-evliya vetabakâtu’l-esfıya, I, 381)
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
İNşaALLAH… MâşaALLAH
Rabt-ı RABBım Rasûlullah
Ah ki kul ihvÂNime vAHH!
BÂde BE-si SıRR-ı ALİ ŞAHH!..
ZEVK 5045
insÂN AKLı KORKu UMUT!..sÖZün sAKLa kul ihvÂNi
KÜLünü YUT!. DUMANın TUT! kÖZün pAKLa kul ihvÂNi
YÂRım NEFeslik SeSi-SîN!.. küllî ŞEY’i-SîN… Nesi-SîN?
YÜZün RASÛLULLAH ile.. ÖZün HAKKla kul ihvÂNi…
20.08.12.. 18:28..
brsbrs. tktktrstkkmz…2.rmznbyrm
Rabt-ı RABBım Rasûlullah
Ah ki kul ihvÂNime vAHH!
BÂde BE-si SıRR-ı ALİ ŞAHH!..
ZEVK 5045
insÂN AKLı KORKu UMUT!..sÖZün sAKLa kul ihvÂNi
KÜLünü YUT!. DUMANın TUT! kÖZün pAKLa kul ihvÂNi
YÂRım NEFeslik SeSi-SîN!.. küllî ŞEY’i-SîN… Nesi-SîN?
YÜZün RASÛLULLAH ile.. ÖZün HAKKla kul ihvÂNi…
20.08.12.. 18:28..
brsbrs. tktktrstkkmz…2.rmznbyrm
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
Bismillahirrahmanirrahim,
Her tecellide ayrı bir ismin var.
Neye baksam Seni anlatıyor.
"Her yerde olanı ne diye arıyorsun"diye soruyor bir zat-ı muhterem...
Aslında aradığım, Senden önce BEN mişim meğer.
"Kendini bilip bulmayan, RABBini nasıl bilir, bulur..?
Önce kendimi nerede kaybettim?
Veya ne zaman kendimi fark ettim?
Ben kimim?. Nereden geldim nereye gidiyorum, bu yolculuk nereye...?
Nerede başladı, nerede bitecek...?
Ben mi zamanda yolculuk yapıyorum.. Yoksa zaman mı benden gelip geçiyor...
Hafızamı alsalar , mazi silinse ömrümden, köksüz gövdesiz bir bitki gibi, her an solmaya mahkum...
HAYYat ağacımın kökünü mazi besliyorsa..
ve kökten HAYY geliyorsa dallarıma yapraklarıma....
Üstüste yığılmış AN lar zamanda yıkılıp dökülürse...
Ömür dediğimiz, ya sadce AN dan ibaretse..
Niye ben oturup, mazi için göz yaşı döküyorum?
Yaşanıp bitmişler için acı çekip üzülüyorum..?
Beni meşgul etmese mazi,ı HAKKca yaşasam ANımı,
Kaybolup gitse içimdeki sızı, göklere çıkarsam şanımı..
.Bismillah- la açıp, HAMDle kapasam, dünya denen iki kapılı hanımı.
Avaz avaz SALLmadayım, gelmeyen AN atiye, isyanımı, figanımı....
Bir öyle bir böyle, dönüp duruyorum, rüzgarın önünde sallanan kavak yaprakları gibi..
Gün güne uymuyor. ANım ANla geçimsiz..
Bir kücücük iradem vardı yine Senin verdiğin. onu da Sana teslim ettim..
Ben+ Sen= BİZ olduk şimdi..
Lakin, ben-i sen-de erittiğm BİZ....Belki de sadece SENnnn.....
Korkuttuklarından korkmak için...
Verdiklerini almak için...
Gösterdiklerini görmek için...
duyurduklarını duymak için...
Tattırdıklarını tatmak için...
Yaptırdıklarını yapmak için..
Zenginliğin karşısında, fakrını, kudretinin karşısında, aczini,
daim varlığın karşısında, yokluğunu anlamak için...
KULluk kölelik makamına oturabilmek için...
Cennetinle müjdelenip, cehenneminle tehdit edilebilmek için...
En fazla da huzurunda secdeye varıp, ilahi emrine uyabilmek için...
Gerekirse ödünç ver bana BENi...
Senden geldim Sana dönücüyüm...
Eğer kabul edersen böyle beni...
Her bir aşığının gönül pınarından,
Damla damla akan deryasın sen,
Sevgi muhabbet aşk nÂrından,
Alev alev yakan çerasın Sen....
Muhammedi nurun göz bebeğinden,
Işıl ışıl bakan, ruh-u yektasın Sen,
Cümle alemi sallayıp eleğinden,
İlk ve de ...son kalan, nur-u bekâsın sen....
Ehadsin, Samedsin, "lem yelid velem yüled",
Zahir sen batın Sen, "külli şeyin kadirsin"...
LÂ ilahe İLLA Allah, her daim ezel ebed.
Mülkün sahibisin Sen, her şeye muktedirsin....
Elhamdülillahi Rabbül alemin.....
İŞTE"Bismillahla geldim Hamdle gidiyorum...
İNŞAEALLAH......
AKLIZAR, KALBİZAR GARİB GÜLİZAR
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
Es salâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasulullah
Ehl-i Beyt ÜSULün ANla!
ASLına -> vÜSULün ANla!
ResuluLLah -> Kelâmullah
-> HaBiBî hÜSULün ANla!..
ZEVK 5255
KENDİn -> RaBBını BİLemez -> NûR-u MîM MUM-un BİLmeyen!
> ÇİLE çÖLÜnü BULamaz --> KâR-be-LÂ KUM-un -> BİLmeyen!
> İliM -> EdEb -> İrfÂN -> ERkÂN!.. -> İrade -> İdrak -> İştirak!
ŞeHÂDEti -> YAŞA-yamaz!.. -> GADİR-i HUMU-u -> BİLmeyen!..
22.01.13 01:44
brsbbrs… tktktrstkks..
Celese -> oturmak.. Meclis oturulan mekan-yerdir.
Velî -> lütfun vüCÛD buluşu.. Mevlâ -> Velî olunan imkÂN mekÂNıdır..
Mevlâ: Şanlı. Şerefli. Mâlik. Terbiye eden, mürebbi. Yardımcı, muavenet eden. Dosttur..
Gadir-u Hum -> Mekke ile Medine arasında Cuhfe yakınlarında bir yerin adıdır.
---18 Zilhicce 10/17 Mart 632 tarihinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Vedâ Haccı dönüşü Gadir-u Hum’da gözüken bir gerekçe yokken konaklamış, öğle namazı kıldırmış ve arkasından İmam Ali kerremullahi veche’nin elinden tutarak kaldırmış: “Men kuntu mevlâhu fehazâ Aliyyun mevlâhu: Benkimin Mevlâsı isem Ali de onun Mevlâsıdır!” ve “Allahım, ona dost olana sen de dost ol, ona düşman olana sen de düşman ol!" dedikten sonra Hz. Ömer, Ali kerremullahi veche ile karşılaşmış ve. "Ey Ali! Sen her mü'minin mevlâsı oldun" diyerek onu tebrik etmiştir
(İ. Ahmed, Musned, IV, 281).
---Muslim'in rivâyetinde ise Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, Mekke ile Medine arasındaki Hum adı verilen bir mevki'de yaptığı konuşmada ölümünün yaklaştığına işaret ettiği, ashabına Allah'ın kitabını ve Ehl-i beytini (sekaleyn-iki ağırlık-ana değer yargısı) bıraktığını belirttikten sonra Allah'ın kitabına sarılmalarını tavsiye ettiği ve Ehl-i beyti konusunda onlara Allah'ı hatırlattığı nakledilmiştir.
(Muslim, "Fezâ'ilu'ş-şahâbe", 36)
(İbn Mâce, Mukaddime, 11; Hâkim en-Nîsâbûri el-Mustedrek, III, 109.. benzeri hadisler..)
İbn Kesir ise şunları aktarmıştır:
---Zeyd b. Erkam (Ö. 66/689)'ın rivâyet ettiği Gadîr hadîsi şöyledir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Mekke ile Medine arasında Hum denilen su başında bize bir hutbe irad etti. Bu hutbesinde önce Allah'a hamd ve senâ etti, va'z ve nasihatta bulundu, Allah'ı zikretti. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar, dikkat ediniz. Ben ancak bir beşerim, Rabbimin elçisi ölüm meleği'nin gelmesi yakındır, ben ona icabet edeceğim. Size iki ağırlık (sekaleyn) bırakıyorum. Birincisi, kendisinde hidayet ve nur olan Allah'ın kitabıdır. Allah'ın kitabını alınız ve ona sımsıkı sarılınız." Böylece O Allah'ın kitabına teşvik etti ve ona rağbet ettirdi. Sonra şöyle dedi: "İkincisi, ehl-i beytimdir. Size ehl-i beytim hakkında Allah'ı hatırlatırım." Bu son sözü üç defa tekrar etti." dedi.
(Nesâi, Hasâis, 15; Ahmed b. Hanbel, Musned, II,114, IV, 367; Dîrimî, Fezâilu's-Kur'an,1).
İbn Kesîr, Hum hadîsinin hemen bütün rivâyetlerini zikretmiş, râvîlerin güvenilir ve zayıf olanlarına işaret etmiştir…
(İbn Kesîr, es-Sîretu'n-Nebeviyye, IV, 414).
Ehl-i Beyt ÜSULün ANla!
ASLına -> vÜSULün ANla!
ResuluLLah -> Kelâmullah
-> HaBiBî hÜSULün ANla!..
ZEVK 5255
KENDİn -> RaBBını BİLemez -> NûR-u MîM MUM-un BİLmeyen!
> ÇİLE çÖLÜnü BULamaz --> KâR-be-LÂ KUM-un -> BİLmeyen!
> İliM -> EdEb -> İrfÂN -> ERkÂN!.. -> İrade -> İdrak -> İştirak!
ŞeHÂDEti -> YAŞA-yamaz!.. -> GADİR-i HUMU-u -> BİLmeyen!..
22.01.13 01:44
brsbbrs… tktktrstkks..
Celese -> oturmak.. Meclis oturulan mekan-yerdir.
Velî -> lütfun vüCÛD buluşu.. Mevlâ -> Velî olunan imkÂN mekÂNıdır..
Mevlâ: Şanlı. Şerefli. Mâlik. Terbiye eden, mürebbi. Yardımcı, muavenet eden. Dosttur..
Gadir-u Hum -> Mekke ile Medine arasında Cuhfe yakınlarında bir yerin adıdır.
---18 Zilhicce 10/17 Mart 632 tarihinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Vedâ Haccı dönüşü Gadir-u Hum’da gözüken bir gerekçe yokken konaklamış, öğle namazı kıldırmış ve arkasından İmam Ali kerremullahi veche’nin elinden tutarak kaldırmış: “Men kuntu mevlâhu fehazâ Aliyyun mevlâhu: Benkimin Mevlâsı isem Ali de onun Mevlâsıdır!” ve “Allahım, ona dost olana sen de dost ol, ona düşman olana sen de düşman ol!" dedikten sonra Hz. Ömer, Ali kerremullahi veche ile karşılaşmış ve. "Ey Ali! Sen her mü'minin mevlâsı oldun" diyerek onu tebrik etmiştir
(İ. Ahmed, Musned, IV, 281).
---Muslim'in rivâyetinde ise Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, Mekke ile Medine arasındaki Hum adı verilen bir mevki'de yaptığı konuşmada ölümünün yaklaştığına işaret ettiği, ashabına Allah'ın kitabını ve Ehl-i beytini (sekaleyn-iki ağırlık-ana değer yargısı) bıraktığını belirttikten sonra Allah'ın kitabına sarılmalarını tavsiye ettiği ve Ehl-i beyti konusunda onlara Allah'ı hatırlattığı nakledilmiştir.
(Muslim, "Fezâ'ilu'ş-şahâbe", 36)
(İbn Mâce, Mukaddime, 11; Hâkim en-Nîsâbûri el-Mustedrek, III, 109.. benzeri hadisler..)
İbn Kesir ise şunları aktarmıştır:
---Zeyd b. Erkam (Ö. 66/689)'ın rivâyet ettiği Gadîr hadîsi şöyledir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Mekke ile Medine arasında Hum denilen su başında bize bir hutbe irad etti. Bu hutbesinde önce Allah'a hamd ve senâ etti, va'z ve nasihatta bulundu, Allah'ı zikretti. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar, dikkat ediniz. Ben ancak bir beşerim, Rabbimin elçisi ölüm meleği'nin gelmesi yakındır, ben ona icabet edeceğim. Size iki ağırlık (sekaleyn) bırakıyorum. Birincisi, kendisinde hidayet ve nur olan Allah'ın kitabıdır. Allah'ın kitabını alınız ve ona sımsıkı sarılınız." Böylece O Allah'ın kitabına teşvik etti ve ona rağbet ettirdi. Sonra şöyle dedi: "İkincisi, ehl-i beytimdir. Size ehl-i beytim hakkında Allah'ı hatırlatırım." Bu son sözü üç defa tekrar etti." dedi.
(Nesâi, Hasâis, 15; Ahmed b. Hanbel, Musned, II,114, IV, 367; Dîrimî, Fezâilu's-Kur'an,1).
İbn Kesîr, Hum hadîsinin hemen bütün rivâyetlerini zikretmiş, râvîlerin güvenilir ve zayıf olanlarına işaret etmiştir…
(İbn Kesîr, es-Sîretu'n-Nebeviyye, IV, 414).
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
İZ İZ
İZ bİZ
bİZ birİZ…
DÖNsün devrÂN
SÜRsün seyrÂN
>cÂNda cevlÂn
cÂNÂN hayrÂN!..
ZEVK 5244
BEDEL BİÇen -> KIYAS KOYan -> ŞART KOŞan -> SeBeB ARAyan
--> KATILma-SÎN ARA-mİZa!.. --> SON-UÇ-ta -> bİZ-i kARAyan!
veFÂsı -> YoK!.. -> seFÂsı YoK!.. -> ceFÂsı ÇoK-tan -> USSandık!
TEKe ->TEK tERasta -> TEK-in -> TEKe ->TEK -> zÜLFün tARAyan!..
16.01.13 -> 10:10
brsbrs..tktktklkbzrı..tktktklkmzrı..
İZ bİZ
bİZ birİZ…
DÖNsün devrÂN
SÜRsün seyrÂN
>cÂNda cevlÂn
cÂNÂN hayrÂN!..
ZEVK 5244
BEDEL BİÇen -> KIYAS KOYan -> ŞART KOŞan -> SeBeB ARAyan
--> KATILma-SÎN ARA-mİZa!.. --> SON-UÇ-ta -> bİZ-i kARAyan!
veFÂsı -> YoK!.. -> seFÂsı YoK!.. -> ceFÂsı ÇoK-tan -> USSandık!
TEKe ->TEK tERasta -> TEK-in -> TEKe ->TEK -> zÜLFün tARAyan!..
16.01.13 -> 10:10
brsbrs..tktktklkbzrı..tktktklkmzrı..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
SEVgi O ki->…
bENseNde>sENbENde
->BİZBİRİZ->birtENde!..
Niye KOYdun GİTTin!. >veFÂsız Niye?!.
SÎNem HaSreT KOYdun>AŞKa-SEVgiye!
->“yiNE UZAKlarda -> NERDEsin?” diye
AHh Eder AĞlarım!.. ANarıMm YÂRiMm!..
*
GuRBeT Akşamları -> HaSSrete GeBe!
->BOŞalır Sokaklar -> BİTer DeBDeBe!
BİLirsin ki SeBeB ->SON-UÇ ->SeBeBe!
bAĞrımı AT-EŞ-e!.. bANarıMm YÂRiMm!..
*
SEVdÂMm AT-EŞ alır SAZın TELinden!
SÖZler AL-EVlenir -> Seher YELinden!
kANı DİNmez YÂRem ->YÂRin ELİnden
Coşarım ÇAĞlarım!. kANarıMm YÂRiMm!..
*
ÖKSÜZe ->MuhaBBet!. YETİMe -> SEVgi!
YÂRım NEfes HaYYat!.. -> TEPEsi – DİBi!.
-> YUVAsız KUŞların ->G E C E –si.. GiBi!
->İĞNEnin UCUna -> kONarıMm YÂRiMm!..
*
>Kul ihvÂNi SEFîl -> KeSs SeSin -> eMİ?
-> yiNE SARdı SîNEn -> HASsretin DEMi
Şu HAYYat DE-nilen -> “AŞK ceheNNeMi!”
YÜREĞİm DAĞlar da ->yANarıMm YÂRiMm!..hAYy doSt!..
07.09.13. 19:26
brsbrs..tktktrstkkmdffkrdzbyy…
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: BİZ BİR-İZ bAHçamızdan..
->kaDER YOLu günAHımız
->ŞAH DAMarda penAHımız
İÇ<->İÇeyİZ ->YÂRimLe BİZ
->SÖZün ÖZeti ->BİZ BİR-İZ!.
ZEVK 6914
SeBeB-SONuÇ SOFRasında.. Gübreden >GÜL.. NÂRından>NÛR!
->KAZAsı >KaDER OL!.unca.. “OLsun!. OLmasın!.”-Lar ->OLUR!
BeMBeyAZım ->SiMSiyAHım
YANar-AĞLarım ->ALLAH’ım!.
“cÂN ceheNNemi”m ki ->CÂNım.. ->cÂNÂNın BULur-KURTULuR!.
07.07.15 ->16:24
brsbrs..tktrstkkmdynsszlkynısszlkk..
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “ALLAH korkusundan dolayı ağlayan, girmez. Tevbe etmeksizin günahta ısrar eden kimse de cennete girmez. Eğer siz, günah işlemeseydiniz, ALLAH Teâlâ mutlaka günah işleyen bir kavim yaratır, onları affederdi.” buyurdu.
(Beyhakî, Terğîb 5/190)
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem;
فَإِن لَّمْ تَفْعَلُواْ وَلَن تَفْعَلُواْ فَاتَّقُواْ النَّارَ الَّتِي وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ أُعِدَّتْ لِلْكَافِرِينَ
“Fe in lem tef’alû ve len tef’alû fettekûn nârelletî vakûduhân nâsu ve’l- hicâratu, uiddet li’l- kâfirîn (kâfirîne).: Ama yapamazsanız -ki kesin olarak yapamayacaksınız- bu durumda kafirler için hazırlanmış ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının!.” (Bakara 2/24)
Âyetini okudu ve şöyle dedi: “Cehennem kızarıncaya kadar bin sene yakıldı. Beyazlanıncaya kadar bin sene daha yakıldı. Simsiyah oluncaya kadar bin yıl daha yakıldı. O, alevi asla sönmeyen simsiyah bir ateş oldu!.” Bunun üzerine, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in önünde bulunan bir zenci, yüksek sesle ağlamaya başladı. Cebrâil (aleyhisselâm.) inerek: “Önündeki bu ağlayan kimdir?” diye sordu. Rasûlullah: “Habeşli bir adamdır” dedi ve onu övdü. Cebrâil (aleyhisselâm.) de, ALLAH Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bildirdi: “İzzetim, Celâlim ve Arşımın üstündeki makamım hakkı için, dünyada Benim korkumdan dolayı ağlayan kulumu, cennette çok güldüreceğim.”
(Beyhakî, Terğîb 5/194)
Penah: f. Sığınma. Sığınacak yer. Dayandığı nokta.