AHLÂK
1986 yılları idi...
O zamanlar Çile Çömleğim çatlaktı...
Altı yönden Aşk yağardı ÖZümüze, ÖZümüzde kaynayan acılar buhar olarak dönerdi GÖZümüze...
18 saat süren Antalya yaz gündüzünde 3 ay oruç tutar, ağlar, çağlardım!...
Sonuç hep sıfırdı!...
ALLAH (celle celâluhu)’ımla başbaşa...
Kimse beni dinlemez, dinlese de ANlamazdı...
“Neden bir sonuca ulaşamadım!” diye kendi kendime kahrederdim...
Sonunda sevgili Sahibim Azîz Efendim Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e ilticâ’ ettim...
Şu hâl zuhûr etti:
Haram-i Şerîf’in içindeyim...
Kâbe’nin Kapısının önünde bekliyorum...
Haram’ın içi çaka çaka insanla dolu ve ayak basacak yer yok...Herkes ihramlı, bir ben sivilim.
Benim dışımdaki insanlar mumya heykelleri gibi olduğu hâlde bekliyorlar. Hiç hareket yok.
Biraz sonra Hacerü’l- Esved’in önündeki kırmızı çizginin öbür ucundaki merdiven başında bir zât belirdi.
Kâbe’ye doğru geliyordu...
Herkesten 40-50 cm daha uzunca idi.
Yürüdükçe yol açılıyor, sonra kapanıyordu...
Ay yüzlü, ceylan gözlü, kirpikleri kıvrık ve hançerîydi.
Ömrüm boyunca kadın olsun erkek olsun böylesi bir güzel yüz görmemiştim.
Kâbe Kapısı önünde 2-3 metre çapında bir boşluk vardı.
Oraya kadar geldi ve:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i soran kimdi?” buyurdu. Sessizlik oldu...
Sonra ben: “Benim, Efendim!” dedim.
“Tanıyor musun?” buyurdu.
“Evet, ama burada yok Efendim.” dedim.
“Ben ashabın Alî’si ve Ulusuyum, sorunu bana sor!” buyurdu.
Ben de her zamanki el kol hareketim de dahil: “Efendim, uğraşıyoruz, çabalıyoruz ama olmuyor!” dedim.
İmâm-ı Alî (kerremullahi veche): “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bize ibâdet ettirirdi...” buyurdu.
Ben ise: “Efendim, biz de ibâdet ediyoruz, elimizden geleni yapıyoruz ama olmuyor!” dedim.
Bu konuşmalar sırasında Hicr-i İsmail hızasına gelmiştik.
İmâm-ı Alî (kerremullahi veche) efendimiz, Hicr-i İsmail Kapısında durup sağ elinin işâret parmağı ile Rükn-i Yemânî Köşesinin önündeki alanı işaret edince orası açıldı, boşaldı ve aydınlandı.
“Şurada; İlim, İrade ve AHLÂK üzerine ibâdet ettirirdi!...” buyurdu.
Günlerce düşündüm bu hususu.
Sonraki zaman içinde neden 4 lü sistemde değilde 3 lü diye düşünüyordum.
Ve “AHLÂK nedir?” diye takılmıştım.
Bir davranış, ne zaman gerçekten AHLÂK hâline gelirdi...
Bir zaman sonra imâm-ı Alî (kerremullahi veche) efendimiz: “AHLÂK; İdrak ve İştirâktir!” buyurdu.
Bendeniz, İmâm-ı Alî (kerremullahi veche)’den bâde almış âşıklardanım...
Meşrebim Muhammedî, Aşkım Şahî’dir.
Aşk şarabım, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den, kadehim (bâdem) Alîyyü’l-Murtaza (kerremullahi veche) dendir.
Neticede 4 lü sistem yerine oturdu.
İlim-İrade-İdrak-İştirak...
İlimsiz-İradesiz-İdraksiz-İştiraksiz bir ibâdet ve itâat olur mu?
Kul İhvÂNi
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 9&start=25
“Ben ashabın Alî’si ve Ulusuyum, sorunu bana sor!”Kul ihvani
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: AHLAK
Ebû Hureyre radiyallahu anhu'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ben, güzel AHLÂKı TAMamlamak için gönderildim."
[Mâlik], [Beyheki]
Ebû Hüreyre (radiyallahu anhu)'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
«Ümmetimin kötüleri gevezelerdir, enine boyuna söz uzatanlardır, sözlerinde büyüklük taslayanlardır. Ümmetimin hayırlıları da AHLÂK bakımından en güzel olanlarıdır.»
Tirmizı: Kitabü'l-Birri, Hadîs: 2019.
Fadlullah: C. II, s. 887.
Mezîde El-Abdî (radiyallahu anhu)'dan işitildiğine göre, şöyle demiştir:
Abdülkays Eşecc yürüyerek Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e kadar gelip elini tuttu ve onu öptü. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:
« Gerçekten sende iki huy vardır ki, Allah ve onun Resulü onları sever.» Eşecc (radiyallahu anhu) dedi ki:
" Yaratıldığım bir tabiat mı ? yoksa benim AHLÂK ım mı?"
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
« Hayır, doğrusu yaratılışında vardır.» buyurdu.
Eşecc (radiyallahu anhu) dedi ki:
" Allah'ın ve Resulünün sevdiği bir AHLÂK üzere beni yaratan Allah'a hamd olsun!"
Buharî Edebül- Müfred Bab:267 Hds. No:587
Fadlullah: Cild : 2, Sayfa : 43-45 ve 606-607. El-îstiab: Cild : 1, Sayfa : 123 ve Cild : 3, Sayfa : 441. m-îsdbe: Cild : 1, Sayfa : 66, Sayı: 201 ve Cild : 3, Sf. 438, Sy. 8220.
Benzeri hadîsler:
Müslim Kitabu'1-îman bölümünde 25-26 numarada rivayet etmiştir.
Nese'î ve Ebû Ya'lâ ve başkaları tahriç etmiştir.
Resûlullah sallallalahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
إِنَّ مِنْ أَكْمَلِ الْمُؤْمِنِينَ إِيمَانًا أَحْسَنُهُمْ خُلُقًا وَأَلْطَفُهُمْ بِأَهْلِهِ
''İman bakımından müminlerin en mükemmeli, AHLÂK yönünden en güzel olanı ve ailesine iyi davranandır.''
Tirmizî ile Hâkim, bu hadisi, Hz. Aişeden rivayet etmiştir.
Resûlullah sallallalahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
أَفْضَلُ الْمُؤْمِنِينَ أَحْسَنُهُمْ خُلُقً
''Müminlerin en değerlisi, AHLÂKyönünden de en güzel olanıdır.''
İbn Mâce ile Hâkimde, bu hadisi, Abdullah ibn Ömerden sahih bir senedle rivayet etmiştir
Resûlullah sallallalahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
وَأَنَّ أَحْسَنَ النَّاسِ إِسْلَامًا أَحْسَنُهُمْ خُلُقًا
''Müslümanlık bakımından insanların en iyisi, AHLÂK yönünden de en güzel olanıdır.''
İmam Ahmed ise, bu hadisi, Câbir b. Semureden ceyyid bir senedle rivayet etmiştir.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Ey Allah'ın kullan tedavi olunuz. Çünkü Allah ölüm dışında her hastalığın devasını da indirmiştir" buyurdu.
Onlar:
"Yâ Resûlullah, insana verilen en hayırlı şey nedir?" dediler.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Güzel AHLÂK" cevabını verdi.
(Tabaranî, Mu'cemü'l-Evsat, 7:196 (6376.)
Aişe radiyallahu anhu'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"iman bakımından müminlerin en mükemmeli, AHLÂKça en güzel olanlar ve ailesine en güzel davrananlardır"
[Tirmizî]
Ebû Derda (radiyallahu anhu)'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kıyamet günü, müminin terazisinde, güzel AHLÂKtan daha ağır bir şey yoktur Allah teâlâ, çirkin konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenlerden nefret eder"
[Tirmizî]
Câbir (radiyallahu anhu)'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"içinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız, AHLÂKça en güzel olanlarınızdır
En nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en uzak olanlarınız ise, gevezeler, lafazanlar ve yüksekten atanlardır Onlar büyüklük taslayan kimselerdir"
[Tirmizî]
Hazreti Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
''İnsanın izzeti, inancını hayatına yansıtmasında, kişiliği, aklını hep hayra kanalize etmesinde, şeref ve asaleti de, AHLÂKını güzelleştirmesindedir.''
(Beyhakî, Sünen, 7/136, 10/195; Dârekutnî, 3/303)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Güzel AHLÂK, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir."
[Beyheki]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Din, güzel AHLÂKtır."
[Deylemi]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Müminlerin iman yönünden en faziletlisi AHLÂKça en iyi olanıdır."
[Tirmizi]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Şüphesiz güzel AHLÂK, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir."
[Harâiti]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Bir müslüman güzel AHLÂKı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur."
[İ Ahmed]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Bir insan az ibadet etse de, güzel AHLÂKı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur."
[Taberani]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: “Ben ashabın Alî’si ve Ulusuyum, sorunu bana sor!”Kul ih
Kul İhvÂNi Hocamızın sazsız SÖZü!
GÖNÜL gÖZünün GÖRdüğü ÖZün KÖZü!
*** ''>Demir tava gelir =>Kömür biter...
Akıl başa gelir =>Ömür biter..>
dervİŞ =>"HoCAM DEmeDİ!." DEmeyesin bAK!.
skyp/8.5.2014/18:10
GÖNÜL gÖZünün GÖRdüğü ÖZün KÖZü!
*** ''>Demir tava gelir =>Kömür biter...
Akıl başa gelir =>Ömür biter..>
dervİŞ =>"HoCAM DEmeDİ!." DEmeyesin bAK!.
skyp/8.5.2014/18:10