-DERMAN (k.s.)- arardım derdime!
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
-DERMAN (k.s.)- arardım derdime!
-DERMAN (k.s.)- arardım derdime!
* Her kim halk görsün diye bir amel işlerse şirktir. Her kim halk görmesin diye ameli terkederse riyadır. Riya ve şirki terketmek ihlastır.
* Çok yemek, çok uyumak, çok söylemek gönlü öldürür.
* Dertlerde, belalardaki hikmetlerin sırrına ererek sefaya varmak ve gülmekte hüner vardır.
* Kıldığın namazda huzur bulamıyorsan bunda haram lokmanın payı çoktur.
* Allah c.c. teleskopla veya labratuvar aletleriyle değil sırf iman nurunun aydınlığı altında kalp gözü ile seyredilir görülür. Teleskoplan Allah c.c. bulunmaz. Teleskoplan Allah'ın c.c. sıfatları, büyüklüğü, azameti, yaratıkları keşfedilir.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- canan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 145
- Kayıt: 28 Eki 2008, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Gözyaşı
gÖZ yAŞInda ne vardır?
- Su, tuz, şeker ve üre; 4 tane madde vardır. Bu kimya labratuvarının cevabı.
- Bir de maneviyat labratuvarının cevabı; Er-REZZAK esmasıyla yıkanan, içinde aklın alamadığı değişmeyen madde ve cevherler bulunan kandan süzülen bir nesnedir gözyaşı. O halde; HAYY esmasının RAHMAN çeşmesinden gelen inci danelerine gözyaşı derler.
İnsanın Allah c.c. ile en samimi irtibat zamanı gözünden yaş geldiği andır. Çirkin bile ağlarken güzelleşir. Çünkü Allah c.c. ile irtibatını temin etmiştir. İnsan ağlarken muhakkak güzelleşir.
Çok gülme esnasında gözden gelen yaş; insandaki yaradılış edebinin, kendi kendine utanarak, nefsinin "bu ne yaptığını bilmiyor Ya Rabbi affet!" demesidir.
- Su, tuz, şeker ve üre; 4 tane madde vardır. Bu kimya labratuvarının cevabı.
- Bir de maneviyat labratuvarının cevabı; Er-REZZAK esmasıyla yıkanan, içinde aklın alamadığı değişmeyen madde ve cevherler bulunan kandan süzülen bir nesnedir gözyaşı. O halde; HAYY esmasının RAHMAN çeşmesinden gelen inci danelerine gözyaşı derler.
İnsanın Allah c.c. ile en samimi irtibat zamanı gözünden yaş geldiği andır. Çirkin bile ağlarken güzelleşir. Çünkü Allah c.c. ile irtibatını temin etmiştir. İnsan ağlarken muhakkak güzelleşir.
Çok gülme esnasında gözden gelen yaş; insandaki yaradılış edebinin, kendi kendine utanarak, nefsinin "bu ne yaptığını bilmiyor Ya Rabbi affet!" demesidir.
En son yolcu tarafından 06 Tem 2009, 12:56 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
* Bütün peygamberler, evliyalar, bütün melekler, dikkat buyurun; bunu aklınızda tutun- kabe, güneş, ay, beyaz bulut ve Kur'an- şeytanın temsil edemediği kudsi varlıklardır. Çünkü şeytan kahır esmasının zuhurudur. Ancak şaşkınlığı temsil eder. Su , ateş şeklini alamayacağı gibi, ateş de su şekline giremez. Niçin bu böyledir. Zira Cenab-ı Allah c.c. Hakk ile batılın ayrılmasını murad etmiştir. Şeytan, içinde hidayet izi bulunan hiç bir ismi temsil edemez.
* Arş-ı Kürsi ister isen gir velinin kabzına,
Arş-ı Kürsiden geniştir bir velinin ayesi.
* Dertlerde, belalardaki hikmetlerin sırrına ererek sefaya varmak ve gülmekte hüner vardır.
* İbadetten müstağni kalacak hiçbir makam yoktur. İbadet ancak insan öldükten sonra biter.
*Allah'ı c.c. sevmek idrakten doğar.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
RABBİM İDRAK DERİNLİĞİ LUTFESİN İNŞ...yolcu yazdı:
*Allah'ı c.c. sevmek idrakten doğar.
Cenâb-ı Hak bizleri tefekkürsüzlükten ve bütün nîmetlerde olduğu gibi tefekkür nîmetinde de isrâfa sürüklenmekten muhâfaza buyursun! Kalbimizi, aklımızı, duygu ve düşüncelerimizi rızâ-yı ilâhîsiyle telif eylesin!
Âmîn YA ERHAMERRAHİMİN
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Göz yaşı vardır Hak ile kul arasındaki sırdan gelir..Bu göz yaşını Allah,ben yere döktürmem yeri mahvederim buyuruyor.Bir Hadis-i Kudsi'de..
Yolculuğumuz altı gün daha sürdü.Takati kesildi ,yürüyemez oldu.Birde baktı ki bir ölü hayvan var yolun kenarında..Yanaştı..ölü bir koyun..fakat kokmamış..Ölü hayvan eti yemek haramdır biliyordu bunu..,
Bu durumda kendine mubah olacağınıda şer'an müsaade olacağınıda biliyordu..
Ama söyle düşündü ,Hak ,bu durumda şer'an musahade etti ama ,ben haktan UTANIRIM..Bunu yediğim taktirde ölmeyecegim güya,Hayır,benim rukum Hakk'ın emrindedir.
Ben lokma için Hakk'ın isimlerinin yansıması olan ruku kirletemem,Hakk'tan utanırım diye mülahaza etti.
Ve ellerini utanarak yaşlarıyla birlikte kaldırdı.
Ya ilahi... Sen herşeye kadirsin.Benim ruhumu uykuda al.Sana kavuşayim.Eğer bu arzum bir hata olursa,nezd-i izzetinde onun için beni cehenneme at.Hatam kadar azabımı çekmeye razıyım.Beni bu dünyada ,senin haram kıldıklarına yanaşmaktan koru,dedi ve çöktü uyudu..
Biraz sonra sanki biri kendisini dürttü.Uyandı Baktı ki önünde bir sofra yemek,buz gibi su...
Şaşırdı.Elini uzatmadı...Birden uzaktan bir nurani şahsın geldigini gördü.Zat yanaştı.
Ye oğlum dedi.,Ben Hızır'ım.Sana HAKK'ın Selamı var.Bu yemek senin dedi.Ve Hızır kayboldu.Şimdi düşün....Kendi kendine hüküm ver...
Birazda bu kadar çeşitli göz yaşlarından hangisini beğenirsen ondan bir iki damla dök......
Yolculuğumuz altı gün daha sürdü.Takati kesildi ,yürüyemez oldu.Birde baktı ki bir ölü hayvan var yolun kenarında..Yanaştı..ölü bir koyun..fakat kokmamış..Ölü hayvan eti yemek haramdır biliyordu bunu..,
Bu durumda kendine mubah olacağınıda şer'an müsaade olacağınıda biliyordu..
Ama söyle düşündü ,Hak ,bu durumda şer'an musahade etti ama ,ben haktan UTANIRIM..Bunu yediğim taktirde ölmeyecegim güya,Hayır,benim rukum Hakk'ın emrindedir.
Ben lokma için Hakk'ın isimlerinin yansıması olan ruku kirletemem,Hakk'tan utanırım diye mülahaza etti.
Ve ellerini utanarak yaşlarıyla birlikte kaldırdı.
Ya ilahi... Sen herşeye kadirsin.Benim ruhumu uykuda al.Sana kavuşayim.Eğer bu arzum bir hata olursa,nezd-i izzetinde onun için beni cehenneme at.Hatam kadar azabımı çekmeye razıyım.Beni bu dünyada ,senin haram kıldıklarına yanaşmaktan koru,dedi ve çöktü uyudu..
Biraz sonra sanki biri kendisini dürttü.Uyandı Baktı ki önünde bir sofra yemek,buz gibi su...
Şaşırdı.Elini uzatmadı...Birden uzaktan bir nurani şahsın geldigini gördü.Zat yanaştı.
Ye oğlum dedi.,Ben Hızır'ım.Sana HAKK'ın Selamı var.Bu yemek senin dedi.Ve Hızır kayboldu.Şimdi düşün....Kendi kendine hüküm ver...
Birazda bu kadar çeşitli göz yaşlarından hangisini beğenirsen ondan bir iki damla dök......
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
"Kapına Gelen Fakiri Boş Çevirme" âyet
Gönül deriz.
Nedir?
HAKK olana bağlanmanın ismidir.
Ondan sonra his ve duygu başlar.
İşte bu gönül ile duyulan kokular vardır.
Ses hâlinde bazen ortaya çıkar.
Yoksullarda iniltiler vardır.
Bu iniltiler bir sırrın çok hafif tertip ifşasıdır ki men edilmiştir.
Dertlerimden mahlukata şikâyet etmedim.
Siz de etmeyin.
RAHÎMi merhametsize şikâyet etmiş olursun. Kapına gelen fakiri geri çevirme âyeti kerimesi ince bir hikmet taşır.
Bu çevirmemek yardım veya merhamet değildir Emirdir.
Bu emirdeki yoksulun iniltisini bu kulak duymaz.
ALLAHdan başka tarafa yöneldiği için bu hareketi ileri götürmemesi için ona yardım emridir.
Yâni Çevirme! emridir.
Amma âyeti kerimedeki Sail, bildiğimiz dilenci değildir.
O dilenci zâten yolunu çoktan sapmıştır.
Küfürdedir.
Dalaletdedir.
Hakiki fakir:
Derdini açıklayamayıp yutan kimse demektir.
Sadaka, bu emrin emirsiz bir müessesesidir.
Bu lafa çok dikkat et!
Ve anla!
Yoksulun sesi bu kulak ile duyulmaz! dedik.
Çünkü o gizli bir âlemden gelen sözsüz bir sesdir.
Onun için şunları unutmayın:
Olduğun gibi görün!
Göründüğün gibi ol!
Gösterişten tiksin!
Sâdelikden güç al!
Gönlün ile sonsuzlukda ol!.. Unutma:
Elde olmayan bir şey vardır.
Kader, onunla mücadele edilmez.
İnsan: Mekânda bulunan fâni kısma verilen isimdir.
İnsan,
Beden ise ruh nedir?
Ruh ise beden nedir?
Bu iş ne senin işin ne de benim.
Her ikisi birbirini gizliyor.
O kadar.
İlerisini kurcalama...
İçi görünmez...
Asıl hüner bu dünyada bu görünmeyen kısımla görünmektir.
Ona Âdem denir.Melekler bu kısma secde ettiler.
Cesed ile ruh arasına nefis girmiştir.
Nefsini kıran kimseye Velî denir.
MEN AREFE NEFSE FEKAD AREFE RABBE...
Anadoluda çok var.
Fakat kendilerini ilân edenler üç tanedir.
Hacı Bektaş-ı Velî, vefâtlarında;Hacı Bayram-ı Velî 14 yaşlarında idi.
Onun vefâtlarında. Hacı Şaban-ı Velî 12 yaşında idi.
Ruhaniyetleri devam ediyor.
Tasarrufları yalnız Şabanı Velîde devam etmektedir.
Hacı Bektaşi Velî (Kara dut) ağacı ile kendini gizlemiş...
Bayram-ı Velî yalancı evliyâlarla kuşatılmış...
Şaban-ı Velîyi nerede yatıyor bilen bile çok az...
Bektaş-ı Velî evlenmemiş. Niçin?..
Hacı Bayram-ı Velî evlenmiş. Sebep?..
Hacı Şaban-ı Velî evlenmemiş sebep? Niçin?..
Öküz arabayı dayak korkusundan çeker.
Modulsuz giden öküz gördün mü?
Fakat insanlar kabahati öküze bulurlar.
Kâinatın kusursuz düzeninden hareket ederek ALLAHa ulaşmaya çalış!..
Sözlerimize şüphe etme!
Şüphe aklın zelzelesidir unutma!
Bazen yalan gibi görünen, doğrudan ziyâde işe yarar.
Bunu da unutma!
Yanılmaların çoğu aşırı doğruluktan doğar.
Bunu da hatırla!.......
Gönül deriz.
Nedir?
HAKK olana bağlanmanın ismidir.
Ondan sonra his ve duygu başlar.
İşte bu gönül ile duyulan kokular vardır.
Ses hâlinde bazen ortaya çıkar.
Yoksullarda iniltiler vardır.
Bu iniltiler bir sırrın çok hafif tertip ifşasıdır ki men edilmiştir.
Dertlerimden mahlukata şikâyet etmedim.
Siz de etmeyin.
RAHÎMi merhametsize şikâyet etmiş olursun. Kapına gelen fakiri geri çevirme âyeti kerimesi ince bir hikmet taşır.
Bu çevirmemek yardım veya merhamet değildir Emirdir.
Bu emirdeki yoksulun iniltisini bu kulak duymaz.
ALLAHdan başka tarafa yöneldiği için bu hareketi ileri götürmemesi için ona yardım emridir.
Yâni Çevirme! emridir.
Amma âyeti kerimedeki Sail, bildiğimiz dilenci değildir.
O dilenci zâten yolunu çoktan sapmıştır.
Küfürdedir.
Dalaletdedir.
Hakiki fakir:
Derdini açıklayamayıp yutan kimse demektir.
Sadaka, bu emrin emirsiz bir müessesesidir.
Bu lafa çok dikkat et!
Ve anla!
Yoksulun sesi bu kulak ile duyulmaz! dedik.
Çünkü o gizli bir âlemden gelen sözsüz bir sesdir.
Onun için şunları unutmayın:
Olduğun gibi görün!
Göründüğün gibi ol!
Gösterişten tiksin!
Sâdelikden güç al!
Gönlün ile sonsuzlukda ol!.. Unutma:
Elde olmayan bir şey vardır.
Kader, onunla mücadele edilmez.
İnsan: Mekânda bulunan fâni kısma verilen isimdir.
İnsan,
Beden ise ruh nedir?
Ruh ise beden nedir?
Bu iş ne senin işin ne de benim.
Her ikisi birbirini gizliyor.
O kadar.
İlerisini kurcalama...
İçi görünmez...
Asıl hüner bu dünyada bu görünmeyen kısımla görünmektir.
Ona Âdem denir.Melekler bu kısma secde ettiler.
Cesed ile ruh arasına nefis girmiştir.
Nefsini kıran kimseye Velî denir.
MEN AREFE NEFSE FEKAD AREFE RABBE...
Anadoluda çok var.
Fakat kendilerini ilân edenler üç tanedir.
Hacı Bektaş-ı Velî, vefâtlarında;Hacı Bayram-ı Velî 14 yaşlarında idi.
Onun vefâtlarında. Hacı Şaban-ı Velî 12 yaşında idi.
Ruhaniyetleri devam ediyor.
Tasarrufları yalnız Şabanı Velîde devam etmektedir.
Hacı Bektaşi Velî (Kara dut) ağacı ile kendini gizlemiş...
Bayram-ı Velî yalancı evliyâlarla kuşatılmış...
Şaban-ı Velîyi nerede yatıyor bilen bile çok az...
Bektaş-ı Velî evlenmemiş. Niçin?..
Hacı Bayram-ı Velî evlenmiş. Sebep?..
Hacı Şaban-ı Velî evlenmemiş sebep? Niçin?..
Öküz arabayı dayak korkusundan çeker.
Modulsuz giden öküz gördün mü?
Fakat insanlar kabahati öküze bulurlar.
Kâinatın kusursuz düzeninden hareket ederek ALLAHa ulaşmaya çalış!..
Sözlerimize şüphe etme!
Şüphe aklın zelzelesidir unutma!
Bazen yalan gibi görünen, doğrudan ziyâde işe yarar.
Bunu da unutma!
Yanılmaların çoğu aşırı doğruluktan doğar.
Bunu da hatırla!.......
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
CÖMERTLİK
Cömertlik zenginlik ile değildir.
Gönül iledir.
Hangi fakirin evine giderseniz gidiniz sizi aynı ağalık ruhu ile ağırlarlar.
Cömertliğin idraki hiçbir batılı kapitalistin hülyasına bile giremez.
Zâten lügatlarındaki cömertlik kelimesinin mukabili de uydurma lâkırdıdır.
Cömertlik başka dile tercüme edilemez.
70.000 evliyâ toprağı denilen Anadolu'ya has bir haslettir.
Cömert kelimesi Anadolu'da kullanılmaz.
Çünkü bu herkesde olduğundan kibir vesilesi olur.
Gerçek hayat rüyâlara hiç benzemez.
Kederden geçmeden neşeye varılmaz, insanlar bilmedikleri konularda tartışırlar.
İnsanları amelleri ile değil, adları ile tanıyorsunuz.
Birçok adlar birçok fena işleri örter.
Hallac-ı Mansur'a yapılan görülmemiş işkence ile ölüm, şeriatı muhafaza kelimesi altında ulemâ meclisinin verdiği fetva ile oldu.
İslâmda işkence yasaktır.
Müsüllü âyeti.
Uhud Harbinde inmiştir.
Fetva verenlerin adlarına bakmayın.
Altında küfre bakan yüzleri görülür, o adların.
SETTÂRül-uyub
Zül- İntikam
Şedidül- ikab
Seriül-hisab
VÂHİDül- KAHHAR
Zül-celâli vel- ikram
RABBüs- semâvât
Nûrus-semâvât
BEDÎüs-semâvât
Bunlar ne demektir?
Bunları bul öğren!
ALLAH'ın kahrında lütfü gizlidir.
Yanan yeri tekrar yaptırmamıştır.
Kimse onu sen bul!..
Kahrın içinde lütfü gizlidir.
Dikkat!
Onun için VÂHİDül- KAHHARdır.
Gözleri hakikatlere acık olanlar yekinen bilirler ki bu maddîyat âleminin fevkinde bir de mânevîyat âlemi vardır.
Bu maddîyat sahasında sayısız hadiseleri vücuda getiren İlâhî kudret, mânevîyat âleminde de nihâyetsiz şuunu olurları vücuda getirmektedir.
Bu mânevî şuunun tecellîyatı hususunda ise Kurân âyetlerinin pek lâtif tesirleri vardır ki bu da Kurânı Kerim'e ALLAHu Tealâ tarafından mev'ud bulunan (vaad edilen) hassalardan meziyetlerden ibaretdir.
Birçok hastalıkların iyileşmesi için âyetlerin okunması lâzımdır. Bunlar İlâhî ihtizaz titreşimlerdir.
Organizmada maddî değişmeler, bunlara bağlı ruhî tezahurlar görülür.
Meselâ gürültü; kanda, dimağda potasyum muvazenesini bozar. Ani hiddetlerde bu muvazene yine bozulur.
Delilerde muvazene çok bozuktur.
Tabiatda birçok madenler vardır.
Bunlar bugünkü bilgimize göre Anyon Katyondurlar.
Yine bazı madenler vardır mıknatıs onları çekmez veyahut onlar mıknatısa yanaşmazlar.
Bu bahis uzundur.
Diğer yazılarda anlatılmıştır.
Rüyâ bir sırdır.
Ruhî hadiselerden biridir.
Kurânı ve âyetlerini anlamak için belagat ilmi denilen aklın ve idrakin hakikata doğru gittiği bir yoldur bu.
MAANİ BEYAN - BEDİ' kısımlari vardır.
Bunları bilen Kurânı tefsir eder anlar...
Meselâ:
"NÛN" - "HÂ MÎM" - "ELİF LÂM RA"
Bunların hepsi birden:
Elif : ALLAH
Lâm : Lâtif Cebrail demek
Mim : Melek. Muhammed demek.
Hepsi birden ER RAHMÂN oluyor.
Mânâsı ALLAH Cebrail ile vahyi Hz. Muhammed'e gönderdi.
İşte bunu anlayanlar ilimde rasihûn olanlardır.
HER ŞEYi SUDAN HALKETTİK
Herşey nedir?
Her şeyde Ben varım.
Kudretimle tecellî ettim.
Bütün güçlerimle güründüm.
Her meydana çıkıp zuhur eden şeyin aslı, kim, gücü, kudreti o zuhur eden şeyin içinde kalandır.
Kendinde taşıdığın dostu bilen çok azdır.
Onu bilen ölümden, ihtiyarlık, ızdırapdan kurtulmuştur.
Ölmezlik suyu içmiştir.
Ama yine ölecektir.
Lâkırdıya gülme!
Çok mühim lakırdı bunlar, tekrar tekrar oku!
Zira:
İlim, asla, hakikata tecavüz ederse sapıklık başlar.
Sonsuza girmeden ideal bir târif yapılamaz.
Bütün sırr-ı esrar-ı vahdaniyet insan üzerine yükletilmiştir.
Hakiki insan Huri ve Gılmandan daha güzel halk edilmiştir.
Meşhur Arap Şairi Ebu Munzer :
Ya İlâhî senin olmadığın yeri bize göster de cehennemi göreyim! demiştir.
ALLAH her yerde hazır ve nazır değildir.
Dikkat et!
Her şey ALLAH'da hazır ve nazırdır demektir.
Aksini düşünme, küfre gidersin!
Yardım kudsal bir sözdür.
Bütün yaratıklara yardım ALLAH'ın şanındandır.
Bu şandan hakiki ile istifade için kimseden yardım istemeyin. Yardım istemekde HAKKa isyan kokusu vardır.
Bu hareketde bu kokuyu burun almaz.
Akıl idrak etmez tüm bulamaz.
Bu işde irfan sahibi olmak gerek.
Bunu idrak edememek en büyük cehennem ateşidir.
Faizle para almak aha bundan haramdır.
Vermedi demedir.
Sen utanmadan istiyorsun.
Yani faiz, ALLAH vermedi başkasına dönmektir.
HAKK bu hâlinden senden utandı da seni işitmek istemedi.
Ondan istediğini vermedi.......
Cömertlik zenginlik ile değildir.
Gönül iledir.
Hangi fakirin evine giderseniz gidiniz sizi aynı ağalık ruhu ile ağırlarlar.
Cömertliğin idraki hiçbir batılı kapitalistin hülyasına bile giremez.
Zâten lügatlarındaki cömertlik kelimesinin mukabili de uydurma lâkırdıdır.
Cömertlik başka dile tercüme edilemez.
70.000 evliyâ toprağı denilen Anadolu'ya has bir haslettir.
Cömert kelimesi Anadolu'da kullanılmaz.
Çünkü bu herkesde olduğundan kibir vesilesi olur.
Gerçek hayat rüyâlara hiç benzemez.
Kederden geçmeden neşeye varılmaz, insanlar bilmedikleri konularda tartışırlar.
İnsanları amelleri ile değil, adları ile tanıyorsunuz.
Birçok adlar birçok fena işleri örter.
Hallac-ı Mansur'a yapılan görülmemiş işkence ile ölüm, şeriatı muhafaza kelimesi altında ulemâ meclisinin verdiği fetva ile oldu.
İslâmda işkence yasaktır.
Müsüllü âyeti.
Uhud Harbinde inmiştir.
Fetva verenlerin adlarına bakmayın.
Altında küfre bakan yüzleri görülür, o adların.
SETTÂRül-uyub
Zül- İntikam
Şedidül- ikab
Seriül-hisab
VÂHİDül- KAHHAR
Zül-celâli vel- ikram
RABBüs- semâvât
Nûrus-semâvât
BEDÎüs-semâvât
Bunlar ne demektir?
Bunları bul öğren!
ALLAH'ın kahrında lütfü gizlidir.
Yanan yeri tekrar yaptırmamıştır.
Kimse onu sen bul!..
Kahrın içinde lütfü gizlidir.
Dikkat!
Onun için VÂHİDül- KAHHARdır.
Gözleri hakikatlere acık olanlar yekinen bilirler ki bu maddîyat âleminin fevkinde bir de mânevîyat âlemi vardır.
Bu maddîyat sahasında sayısız hadiseleri vücuda getiren İlâhî kudret, mânevîyat âleminde de nihâyetsiz şuunu olurları vücuda getirmektedir.
Bu mânevî şuunun tecellîyatı hususunda ise Kurân âyetlerinin pek lâtif tesirleri vardır ki bu da Kurânı Kerim'e ALLAHu Tealâ tarafından mev'ud bulunan (vaad edilen) hassalardan meziyetlerden ibaretdir.
Birçok hastalıkların iyileşmesi için âyetlerin okunması lâzımdır. Bunlar İlâhî ihtizaz titreşimlerdir.
Organizmada maddî değişmeler, bunlara bağlı ruhî tezahurlar görülür.
Meselâ gürültü; kanda, dimağda potasyum muvazenesini bozar. Ani hiddetlerde bu muvazene yine bozulur.
Delilerde muvazene çok bozuktur.
Tabiatda birçok madenler vardır.
Bunlar bugünkü bilgimize göre Anyon Katyondurlar.
Yine bazı madenler vardır mıknatıs onları çekmez veyahut onlar mıknatısa yanaşmazlar.
Bu bahis uzundur.
Diğer yazılarda anlatılmıştır.
Rüyâ bir sırdır.
Ruhî hadiselerden biridir.
Kurânı ve âyetlerini anlamak için belagat ilmi denilen aklın ve idrakin hakikata doğru gittiği bir yoldur bu.
MAANİ BEYAN - BEDİ' kısımlari vardır.
Bunları bilen Kurânı tefsir eder anlar...
Meselâ:
"NÛN" - "HÂ MÎM" - "ELİF LÂM RA"
Bunların hepsi birden:
Elif : ALLAH
Lâm : Lâtif Cebrail demek
Mim : Melek. Muhammed demek.
Hepsi birden ER RAHMÂN oluyor.
Mânâsı ALLAH Cebrail ile vahyi Hz. Muhammed'e gönderdi.
İşte bunu anlayanlar ilimde rasihûn olanlardır.
HER ŞEYi SUDAN HALKETTİK
Herşey nedir?
Her şeyde Ben varım.
Kudretimle tecellî ettim.
Bütün güçlerimle güründüm.
Her meydana çıkıp zuhur eden şeyin aslı, kim, gücü, kudreti o zuhur eden şeyin içinde kalandır.
Kendinde taşıdığın dostu bilen çok azdır.
Onu bilen ölümden, ihtiyarlık, ızdırapdan kurtulmuştur.
Ölmezlik suyu içmiştir.
Ama yine ölecektir.
Lâkırdıya gülme!
Çok mühim lakırdı bunlar, tekrar tekrar oku!
Zira:
İlim, asla, hakikata tecavüz ederse sapıklık başlar.
Sonsuza girmeden ideal bir târif yapılamaz.
Bütün sırr-ı esrar-ı vahdaniyet insan üzerine yükletilmiştir.
Hakiki insan Huri ve Gılmandan daha güzel halk edilmiştir.
Meşhur Arap Şairi Ebu Munzer :
Ya İlâhî senin olmadığın yeri bize göster de cehennemi göreyim! demiştir.
ALLAH her yerde hazır ve nazır değildir.
Dikkat et!
Her şey ALLAH'da hazır ve nazırdır demektir.
Aksini düşünme, küfre gidersin!
Yardım kudsal bir sözdür.
Bütün yaratıklara yardım ALLAH'ın şanındandır.
Bu şandan hakiki ile istifade için kimseden yardım istemeyin. Yardım istemekde HAKKa isyan kokusu vardır.
Bu hareketde bu kokuyu burun almaz.
Akıl idrak etmez tüm bulamaz.
Bu işde irfan sahibi olmak gerek.
Bunu idrak edememek en büyük cehennem ateşidir.
Faizle para almak aha bundan haramdır.
Vermedi demedir.
Sen utanmadan istiyorsun.
Yani faiz, ALLAH vermedi başkasına dönmektir.
HAKK bu hâlinden senden utandı da seni işitmek istemedi.
Ondan istediğini vermedi.......
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- habibi
- Özel Üye
- Mesajlar: 1059
- Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00
GİTMEK LÂZIM..ÖTELERE..
Ne ki nefes Hûyla ferah bulmadıkca..
Ne ki sayfa kalem Hakkı yazmadıkca..
Ne ki cânan derde derman olmadıkca..
Ne ki sürûr daim selâm olmayınca..
Ne ki eza Yâra tâbi olmadıkça..
Ne ki vuslat nâra canla yanmadıkca..
Ne ki yâren sırra vâkıf olmadıkça..
Ne ki cihad nefse kadem basmadıkca..
Ne ki ilim Nura vâsıl etmedikçe..
Ne ki ferah kalbte halvet olmadıkça..
Ne ki seher rûha urûc olmadıkça..
Ne ki hayat fenâya kalbolmadıkça..
Ne ki ölüm bâb-ı vuslat olmadıkça..
Ne ki mahşer hesab âsan olmadıkça..
Ne ki cennet rızâdade olmadıkça..
Her ne ki Ondan berî,
Ondan uzak..
Ey cân, kaldır ellerini, Allahu Ekber!
At arkaya..
Her ne varsa Ondan berî..
Ondan uzak..
Yâr secdede..
Var secdeye..
Emaneti ser secdeye..
Var git artık..
Ötelere..
Tâ ki cânın safâ bulsun..
Yâ Bâki entel Bâki..
Ne ki nefes Hûyla ferah bulmadıkca..
Ne ki sayfa kalem Hakkı yazmadıkca..
Ne ki cânan derde derman olmadıkca..
Ne ki sürûr daim selâm olmayınca..
Ne ki eza Yâra tâbi olmadıkça..
Ne ki vuslat nâra canla yanmadıkca..
Ne ki yâren sırra vâkıf olmadıkça..
Ne ki cihad nefse kadem basmadıkca..
Ne ki ilim Nura vâsıl etmedikçe..
Ne ki ferah kalbte halvet olmadıkça..
Ne ki seher rûha urûc olmadıkça..
Ne ki hayat fenâya kalbolmadıkça..
Ne ki ölüm bâb-ı vuslat olmadıkça..
Ne ki mahşer hesab âsan olmadıkça..
Ne ki cennet rızâdade olmadıkça..
Her ne ki Ondan berî,
Ondan uzak..
Ey cân, kaldır ellerini, Allahu Ekber!
At arkaya..
Her ne varsa Ondan berî..
Ondan uzak..
Yâr secdede..
Var secdeye..
Emaneti ser secdeye..
Var git artık..
Ötelere..
Tâ ki cânın safâ bulsun..
Yâ Bâki entel Bâki..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
*- Gece vakti gÖZ yAŞI dök!
- Ne dökeyim, ıhı ıhı ağlayayım mı?
- Hayır efendim, kıl iki rekat namaz. Ya İlahi, şu azametine bak de. Şu DÜNya da İNkar kapıları kapanmıştır.
*Allah c.c. bu akılla belli olmaz. Ahiret aklıylan belli olur. EğER aklını örselERsen tekmelER seni, güüüm diye aşAĞI gidERsin.
*Allah'ın c.c. velisiylen şaka, dalga olmaz. Secdeye baş koyanlara alay olmaz.
*Sonunda leş olacağız. Leşini misk kokturmağa çalış. Kibir yok İslamda. " ben şunu bilirim, sen şunu bilirsin vs." - Ben nelER bilirim, ama hiçbirşey bilmem- Tevazu, tevazu... Tevazu; ben mütevazi olacağım demekle de olmaz. Bu tahsil ilen, bilmemne ilen olmaz. Allah'tan c.c. içine bir boru soKULacak, yıkayacaklar seni. Ondan sonra olur. Allah c.c. vERgisidir.
*Hiddet etmeyiniz. Nimet geldiği zaman dERhal şükrediniz. Bir bela geldiği zaman sabrediniz. Sabır, şöyle sadece ağızdan papağan gibi konuşulan değildir, bu eşşek sabrıdır.Bir bela geldimi, senin aynana çarptımı gidecek gERi. Bu sabırdır.
*Beddua, ind-i ilahide makBUL değildir efendiler. Beddua; Allah'ın c.c. takdir ettiği kader zincirine bilmeden, hiddet ederek, menfaati kırılarak, nefsin feveranına kapılarak, söylenen sözlere, menfaata bağlı dileklere beddua denir. Beddua aslında ind-i ilahide çirkin bir arzu olarak karşılanır. Beddua etmeyiniz müslümanlar.
*Yetime dil uzatmayınız, yetimi hor görmeyiniz. Ayet-i kerime, ben söylemiyorum. Yetimlerin en büyüğü Resul-i Ekrem'dir s.a.v. Burada din mevzu bahis değildir. Ne dinden olursa olsun. Yetime söz söyleme, derhal tepelenir insan.
*Hakkıyla abdest alan müminden şeytan uzaklaşır. Abdest alan adam nefsine tekme vurur. Kafan namazda bi yere gidiyorsa muhakkak abdestinde bozukluk vardır. Abdest almak öyle kolay iş değildir. Ne okursan oku ama abdesti adamakıllı al! Şap şup olmaz. Suyu israf etmeyeceksin. Kol gibi aksa da israf etmeyeceksin. Bilirsiniz insanın eli vücudunun icra memurudur. El ne vakit icra memurluğunu iyi işlerin haricinde kullanmaz, fena işleri reddedERse; el batınan yıkanmıştır, batınan yıkanmışsa ondan sonra git abdest al. Efendim ben suynan iyi aldım. Ulen suynan iyi aldın ama elin pis.
*Her sır keşif ve ifşa edilemez. Her gERçek söylenip açıklanamaz. Öyle sırlar vardır ki bu sırları ifşa etmek küfür olur.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Münir Derman (k.s) Hazretleri Ve Necip Fazıl Kısakürek e Olan Mektûbu21.9.75
Necib Bey,
Çok uzaklardan, mezarlıklardan, ihtiyarların oturduğu sapa yerlerden bir kırçiçeği safiyetiyle size sesleniyorum.
Sizi bundan 41 sene evvel Galatasarayın karşısında Senyuan denilen garip bir pastahane vardı, orada görmüştüm.
Başınızda bir bere vardı.
Garip ve yabancı olarak yalnız dışını gösteren bir genç olarak orada tesadüfen oturuyordum.
Bilmem neden size o zaman için acımıştım... Ve dua etmiştim, duam kabül oldu...
Abdülhakim Efendi'yi Eyüp'te ziyarette bu duayı kendisine söylemiştim, "oldu oğlum, bir gün inşaallah olur." demişlerdi.
Geçenlerde bir işçide Esselam isimli kitabınızı gördüm. Vasiyet kısmını okudum. Gözlerim doldu.
Benim 70 tane 70.000 benim vardır. Size ananızın sütü gibi 7 tanesini bağışladım, şimdiden sizin olsun...
Size akıl vermek hayalimden geçmez bile...
Yalnız şunu söylemekten kendimi dizginleyemedim. Dışınız ile görünen içinizi kimseye göstermeyin.
Namsız nişansız yaşadım, yaşıyorum.
...........................................
Bu küçük mektubu Abdülhakim Efendi'yi geçenlerde rüyada gördüm. Size bu sebeple yazmak arzusu duydum... Bizden hakkın selamı üzerinize olsun.
Münir Derman ------------------------------
Kelime-i tevhid veya tehlil La ilahe illallah demektir. 70 bin kelime-i tehlil okumaya hatm-i tehlil denir.
Mazher-i Can-ı Canan hazretleri, bir kabrin yanına oturmuştu. (Bu mezarda Cehennem ateşi var. Hadis-i şerifte (Kendisi için veya başka müslüman için 70 bin kelime-i tevhid okuyanın günahları affolur) buyuruluyor. Ruhuna Hatm-i tehlil sevabı bağışlayacağım. İnşallah affolur) buyurdu. Hatm-i tehlilin sevabını bağışladıktan sonra, (Elhamdülillah bu günahkâr kadın, Kelime-i tehlil sayesinde azaptan kurtuldu) buyurdu. (Makamat-ı Mazheriyye)
Necib Bey,
Çok uzaklardan, mezarlıklardan, ihtiyarların oturduğu sapa yerlerden bir kırçiçeği safiyetiyle size sesleniyorum.
Sizi bundan 41 sene evvel Galatasarayın karşısında Senyuan denilen garip bir pastahane vardı, orada görmüştüm.
Başınızda bir bere vardı.
Garip ve yabancı olarak yalnız dışını gösteren bir genç olarak orada tesadüfen oturuyordum.
Bilmem neden size o zaman için acımıştım... Ve dua etmiştim, duam kabül oldu...
Abdülhakim Efendi'yi Eyüp'te ziyarette bu duayı kendisine söylemiştim, "oldu oğlum, bir gün inşaallah olur." demişlerdi.
Geçenlerde bir işçide Esselam isimli kitabınızı gördüm. Vasiyet kısmını okudum. Gözlerim doldu.
Benim 70 tane 70.000 benim vardır. Size ananızın sütü gibi 7 tanesini bağışladım, şimdiden sizin olsun...
Size akıl vermek hayalimden geçmez bile...
Yalnız şunu söylemekten kendimi dizginleyemedim. Dışınız ile görünen içinizi kimseye göstermeyin.
Namsız nişansız yaşadım, yaşıyorum.
...........................................
Bu küçük mektubu Abdülhakim Efendi'yi geçenlerde rüyada gördüm. Size bu sebeple yazmak arzusu duydum... Bizden hakkın selamı üzerinize olsun.
Münir Derman ------------------------------
Kelime-i tevhid veya tehlil La ilahe illallah demektir. 70 bin kelime-i tehlil okumaya hatm-i tehlil denir.
Mazher-i Can-ı Canan hazretleri, bir kabrin yanına oturmuştu. (Bu mezarda Cehennem ateşi var. Hadis-i şerifte (Kendisi için veya başka müslüman için 70 bin kelime-i tevhid okuyanın günahları affolur) buyuruluyor. Ruhuna Hatm-i tehlil sevabı bağışlayacağım. İnşallah affolur) buyurdu. Hatm-i tehlilin sevabını bağışladıktan sonra, (Elhamdülillah bu günahkâr kadın, Kelime-i tehlil sayesinde azaptan kurtuldu) buyurdu. (Makamat-ı Mazheriyye)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
GAFLET
O kendini arayanla beraber elini tutmuş gider.
Beriki de ben bulacağım diye uğraşır.
Ateş, sûretde perde olmak için göz bağıdır.
Hakikatde gaybın kesesinden çıkan rahmetdir.
Ateş su gibi lâtifdir.
Yakmaz.
Asıl ateş lâtif görünür fakat habersiz yakandır.
Dünya su gibi lâtif görünür.
Nefis de böyledir.
Bildiğin ateşi su söndürür fakat demir ve çakmak taşındaki ateşi, su içinde bile olsa söndüremezsin.
Taşı kırmak kolaydır.
Fakat nefsi kırmayı kolay görmek en büyük cehildir.
Gaflet etme! Bunları göz üzerine yaz!
ALLAHın verdiği rızka kanaat etmeyen kimse ALLAHı bilmemiş ona itaat etmemiş olur.
Az yemekle insan yavaş yavaş melekler kadar iyi huylu olur.
Evvelâ ahlâklı ol sonra melek huylu olmayı düşün!..
Karnınla uğraşma!..
Onu ancak toprak doyurur
Çekirge baştan ayağa kadar karın olduğu için, küçük karınlı bir karınca onu bacağından çeker götürür.
Kervan halkının yolda saray yaptırmaya kalkışması, akla sğar bir şey değildir.
Toprağa kirli gitmek ayıptır.
Cenab-ı HAKKın lütfettiği sıhhat kulun şükrünü çoğaltmalıdır.
Temiz bir hava ile ciğerlerini dolduran insanda husule gelen serin haz, şükür ile karşılaşırsa, ızdırap zamanında sabır hazinelerini insana açar.
Es sabrı kenzi min künûzul- cennet
Es sabrı kenzi min künûzul- hayr.
Sabır ve Şükür ALLAH rızasının istihsalinde en büyük şarttır.
Belki de yegâne âmil ve çâredir.
Gayb âleminden her an yenilikler gelir.
Sen gaflet içindesin.
Vücud cihanından dışarı çık!..
Başkalarının el ve kalemle yazdıklarını, el sürmeden kalemsiz yazanlardan birini bul!..
Ahu ile köpeği tefrik edemiyorsan, kemiğin bulunduğu tarafa o hayvan giderse o, ahu değildir.
Karnına dikkat et insanlık garip bir hamurdur.
Azîz yaparsan azîz olur.
Alçaltırsan alçalır...
Meleklere:
Benim yerime, Âdeme secde edin! diye emir çıkınca zâhirde bu emir, HAKKın kulluğundan arkasını döndürüp HAKKın gayrısına yüz çevirmektir. Amma emirle olunca itaat ederek HAKKa yüz sürmek olur...
O kendini arayanla beraber elini tutmuş gider.
Beriki de ben bulacağım diye uğraşır.
Ateş, sûretde perde olmak için göz bağıdır.
Hakikatde gaybın kesesinden çıkan rahmetdir.
Ateş su gibi lâtifdir.
Yakmaz.
Asıl ateş lâtif görünür fakat habersiz yakandır.
Dünya su gibi lâtif görünür.
Nefis de böyledir.
Bildiğin ateşi su söndürür fakat demir ve çakmak taşındaki ateşi, su içinde bile olsa söndüremezsin.
Taşı kırmak kolaydır.
Fakat nefsi kırmayı kolay görmek en büyük cehildir.
Gaflet etme! Bunları göz üzerine yaz!
ALLAHın verdiği rızka kanaat etmeyen kimse ALLAHı bilmemiş ona itaat etmemiş olur.
Az yemekle insan yavaş yavaş melekler kadar iyi huylu olur.
Evvelâ ahlâklı ol sonra melek huylu olmayı düşün!..
Karnınla uğraşma!..
Onu ancak toprak doyurur
Çekirge baştan ayağa kadar karın olduğu için, küçük karınlı bir karınca onu bacağından çeker götürür.
Kervan halkının yolda saray yaptırmaya kalkışması, akla sğar bir şey değildir.
Toprağa kirli gitmek ayıptır.
Cenab-ı HAKKın lütfettiği sıhhat kulun şükrünü çoğaltmalıdır.
Temiz bir hava ile ciğerlerini dolduran insanda husule gelen serin haz, şükür ile karşılaşırsa, ızdırap zamanında sabır hazinelerini insana açar.
Es sabrı kenzi min künûzul- cennet
Es sabrı kenzi min künûzul- hayr.
Sabır ve Şükür ALLAH rızasının istihsalinde en büyük şarttır.
Belki de yegâne âmil ve çâredir.
Gayb âleminden her an yenilikler gelir.
Sen gaflet içindesin.
Vücud cihanından dışarı çık!..
Başkalarının el ve kalemle yazdıklarını, el sürmeden kalemsiz yazanlardan birini bul!..
Ahu ile köpeği tefrik edemiyorsan, kemiğin bulunduğu tarafa o hayvan giderse o, ahu değildir.
Karnına dikkat et insanlık garip bir hamurdur.
Azîz yaparsan azîz olur.
Alçaltırsan alçalır...
Meleklere:
Benim yerime, Âdeme secde edin! diye emir çıkınca zâhirde bu emir, HAKKın kulluğundan arkasını döndürüp HAKKın gayrısına yüz çevirmektir. Amma emirle olunca itaat ederek HAKKa yüz sürmek olur...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
HIZIR
Hızır derler. Vardır. Kimdir?
Musa peygambere Ledün yani var olan akla zorlanmadan sokulamayan kudret aleminin sırlarının ilmi...
Ilim var olan bir seyin künhüdür esasıdır, vardır demektir. Hakiki inanç alemine kavuşanlar bilirler, sezerler, inkâr edemezler, etmezler.
Imkân aleminde bunalanlara yardıma koşan mübarek bir Zat-ı şerif... Var mıdır? Yok mudur? sözleri inanmayanların veya inanamayanların sözleridir bunlar... Halk gönlünde yasıyor ya, inanıyorlar ya, bu inanana da inanmayana da yeter.
Hızır ab-ı hayat suyu içmistir derler. Devamlı oldugunun güzel inancının delilidir bu... Bizce Hızır Aleyhisselâm vardır. Bunaldıgımızda yardıma Hakk nasip etsin diye dua ederiz.
Bir de İlyas vardır. Onun hakkında denizlerde, Hızır karalarda imkân aleminin her yerinde Hakkın kullarına yardımının mümessilleri... Senede bir defa bulusurlarmıs sözü halk arasında yasar. Bu gönüllerde hürmete bürünmenin timsalidir. (Hızır - Ilyas)... Günü diye anarlar, dilekler yaparlar. Gün dogmadan her diyarda Hızıra rastlamak ümidi vardır.
Bir kul rastlamış Hızıra konusmuş. Ondan dinledim ben de. Naklediyorum güzel bir mülâkat...
Ister evet, ister hayır de. Efsane, hurafe menkıbe olamaz. İnananlara inanmayanların saldırışlarından çıkar menkıbe, efsane, hurafe... Biz reddederiz bu lâfları. Efsaneyi hurafeyi arastırın, aslına varın. Hikâye diyelim bunlara. Güzellikleri insana hitap eder o kâfi değil midir?
Rüyada gördügünü inkâr edebilir misin? Bu ne demektir? diye sorar durursun.
Rüya kûdret alemine ait olan ruhla imkân aleminde dolasmaktır. Rüya bu...
Allah kulunun biri, günün birinde Hızıra rastladı senelerce evvel... Sonraları da Hızır ona rastladı. Hızır konuştu o kul dinledi.
Hızıra sordu Hızır söyledi. Günün birinde Hızır o kulu götürdü bir yere... O kul bu tesadüflerden utandı. Kimden utandı: Kendinden..
Ben kimim ki Hızır bana rastladı diye...
Baska bir gün de o kul ormanda kırklarla görüştü.
Yaylalarda yedilerle bulustu. Geceleri onbirleri dinledi...
Aradan yine seneler geçti. Bu kul konusuyordu diğer bir kul ile...
Hızırın kendisine söyledigini o rastladığı kula dedi... Ne dedi bilir misin? Kul arkadaş, üçler kalmadı bugün...
Yediler iki kişi kaldı... Kırklar onbir kişiye indi...
Hamdolsun ki onbirler baki...
Hızırın rastladıgı kula o kul sordu, beni bir yere götürdü dedin. Nereye götürdü?... Hemen cevap verdi. Beni değil. Bizi... Ben başka, biz baskadır. Malûm ya... Sözlerimi anlayamadın.
Hızır derler. Vardır. Kimdir?
Musa peygambere Ledün yani var olan akla zorlanmadan sokulamayan kudret aleminin sırlarının ilmi...
Ilim var olan bir seyin künhüdür esasıdır, vardır demektir. Hakiki inanç alemine kavuşanlar bilirler, sezerler, inkâr edemezler, etmezler.
Imkân aleminde bunalanlara yardıma koşan mübarek bir Zat-ı şerif... Var mıdır? Yok mudur? sözleri inanmayanların veya inanamayanların sözleridir bunlar... Halk gönlünde yasıyor ya, inanıyorlar ya, bu inanana da inanmayana da yeter.
Hızır ab-ı hayat suyu içmistir derler. Devamlı oldugunun güzel inancının delilidir bu... Bizce Hızır Aleyhisselâm vardır. Bunaldıgımızda yardıma Hakk nasip etsin diye dua ederiz.
Bir de İlyas vardır. Onun hakkında denizlerde, Hızır karalarda imkân aleminin her yerinde Hakkın kullarına yardımının mümessilleri... Senede bir defa bulusurlarmıs sözü halk arasında yasar. Bu gönüllerde hürmete bürünmenin timsalidir. (Hızır - Ilyas)... Günü diye anarlar, dilekler yaparlar. Gün dogmadan her diyarda Hızıra rastlamak ümidi vardır.
Bir kul rastlamış Hızıra konusmuş. Ondan dinledim ben de. Naklediyorum güzel bir mülâkat...
Ister evet, ister hayır de. Efsane, hurafe menkıbe olamaz. İnananlara inanmayanların saldırışlarından çıkar menkıbe, efsane, hurafe... Biz reddederiz bu lâfları. Efsaneyi hurafeyi arastırın, aslına varın. Hikâye diyelim bunlara. Güzellikleri insana hitap eder o kâfi değil midir?
Rüyada gördügünü inkâr edebilir misin? Bu ne demektir? diye sorar durursun.
Rüya kûdret alemine ait olan ruhla imkân aleminde dolasmaktır. Rüya bu...
Allah kulunun biri, günün birinde Hızıra rastladı senelerce evvel... Sonraları da Hızır ona rastladı. Hızır konuştu o kul dinledi.
Hızıra sordu Hızır söyledi. Günün birinde Hızır o kulu götürdü bir yere... O kul bu tesadüflerden utandı. Kimden utandı: Kendinden..
Ben kimim ki Hızır bana rastladı diye...
Baska bir gün de o kul ormanda kırklarla görüştü.
Yaylalarda yedilerle bulustu. Geceleri onbirleri dinledi...
Aradan yine seneler geçti. Bu kul konusuyordu diğer bir kul ile...
Hızırın kendisine söyledigini o rastladığı kula dedi... Ne dedi bilir misin? Kul arkadaş, üçler kalmadı bugün...
Yediler iki kişi kaldı... Kırklar onbir kişiye indi...
Hamdolsun ki onbirler baki...
Hızırın rastladıgı kula o kul sordu, beni bir yere götürdü dedin. Nereye götürdü?... Hemen cevap verdi. Beni değil. Bizi... Ben başka, biz baskadır. Malûm ya... Sözlerimi anlayamadın.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
DİLENCİLİK
EĞER DİLENMENİN NE OLDUĞUNU BlLSEYDlNlZ KiMSEDEN BlRŞEY İSTEMEZDİNİZ Hadis
ALLAHdan başka taraftan yardım istemekte HAKKa karşı isyan kokusu vardır.
Burada HAKK, ALLAHın koyduğu nizam ve emrin doğru olduğunu tasdik demektir, isyan kokusu demek bu doğruluğa inanmamaktır.
ALLAHa karşı isyan değil:
Aman dikkat et! emrine karşı isyandır...
ALLAHın emirlerini yapmamak ALLAHı inkâr değildir.
Emirlerinin hak, doğru olduğunu kabullenmemektir.
Burayı iyi anlamaya çalış!..
Sözümüz de Hakdır.
Doğrudur.
Eğer düşünür incelersen mânevî gücünle...
Faizle para almak haramdır.Yâni yasaktır.
Bu hem maddî hem ruhî kanundur, dikkat edersen...
ALLAH vermedi diye utanmadan başkasından istiyorsun.
ALLAH seni işitmedi utanmayasın diye.
Bu hâlinden, senden utandı.
ALLAH seni işitmek istemedi.
Ondan dolayı istediğini vermedi.
ALLAH bazen kendi fikrine dönen insanı işitmek istemez.
Ondan utanır ve dileğini bundan ötürü yapmaz.
ALLAHın yardımının mümessili Hızır hikâyesi vardır.
Bu ne mi demektir?
Hikâye olarak değil de onun aslını anla...
EĞER DİLENMENİN NE OLDUĞUNU BlLSEYDlNlZ KiMSEDEN BlRŞEY İSTEMEZDİNİZ Hadis
ALLAHdan başka taraftan yardım istemekte HAKKa karşı isyan kokusu vardır.
Burada HAKK, ALLAHın koyduğu nizam ve emrin doğru olduğunu tasdik demektir, isyan kokusu demek bu doğruluğa inanmamaktır.
ALLAHa karşı isyan değil:
Aman dikkat et! emrine karşı isyandır...
ALLAHın emirlerini yapmamak ALLAHı inkâr değildir.
Emirlerinin hak, doğru olduğunu kabullenmemektir.
Burayı iyi anlamaya çalış!..
Sözümüz de Hakdır.
Doğrudur.
Eğer düşünür incelersen mânevî gücünle...
Faizle para almak haramdır.Yâni yasaktır.
Bu hem maddî hem ruhî kanundur, dikkat edersen...
ALLAH vermedi diye utanmadan başkasından istiyorsun.
ALLAH seni işitmedi utanmayasın diye.
Bu hâlinden, senden utandı.
ALLAH seni işitmek istemedi.
Ondan dolayı istediğini vermedi.
ALLAH bazen kendi fikrine dönen insanı işitmek istemez.
Ondan utanır ve dileğini bundan ötürü yapmaz.
ALLAHın yardımının mümessili Hızır hikâyesi vardır.
Bu ne mi demektir?
Hikâye olarak değil de onun aslını anla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
MÜ'MİN MÜ'MİNİN AYNASIDIR...
İnsanda zahir olduğum gibi hiçbirşeyde zahir olmadım ."Alllah "
İnsan,Gönül olduğu için Allah 'ın sevgili mahluku olmuştur..
Kainat bunun için yaratıldı.
Allah da insan gönlünde,insan sesi şeklinde kelamı ile tecelli etti.
O halde,bu bedende mukaddeslerin mukaddesi ,ilahi bir LEM a var.
Vucud ,bu nurun muhafazası...
Vucudunu temiz tut o halde..
İçini demiyorum.Allah,insanın ruhu ile meşguldur,cesediyle değil..
Ruh, cesedde muvakkat durduğu için cesede temizlik emrolunmuştur.
"Benim meşgul olacağım şey,emrimde olan Ruh lardır.Onun bulunduğu yeri temiz tut emri"
İbadet,insanı bulunduğu halden başka bir hale sokmaz,değiştirmez.
Var olan bir NURu ortaya çıkarır.Sen içini süsle,sendeki gizli kokular dışarı vurur...
Sana senden yakın olan,"gıpta,haset,gıybet"perdelerinin altında gizlidir.Bu perdeleri yırt.Bu huyları kaldır kendinden.
Vucud bir mabettir.İçinde sana senden yakın olan var.
Nur-u Resullullah var.Bunların arasında sen varsın.Ne makamda olduğunun farkındamısın?
Kıymetini bil..kendini temiz tut...
Gönül ,Allah 'ın ucunu tuttuğu bir merdivendir..
İnsan bir mekandır..İnsan dunya mekanındadır,ama aslı LA MEKAN dır.
Ayna yalnız suretini gösterir.Gönlün sırrını göstermez.Kamil insanın yüzüne bak.O Allah' ın aynasıdır.
"Mü'min Mü'minin aynasıdır".buyurmuştur Resul-i Ekrem
Amma hangi Mü'minin??işte söylediğim Mü'min O.......
İnsanda zahir olduğum gibi hiçbirşeyde zahir olmadım ."Alllah "
İnsan,Gönül olduğu için Allah 'ın sevgili mahluku olmuştur..
Kainat bunun için yaratıldı.
Allah da insan gönlünde,insan sesi şeklinde kelamı ile tecelli etti.
O halde,bu bedende mukaddeslerin mukaddesi ,ilahi bir LEM a var.
Vucud ,bu nurun muhafazası...
Vucudunu temiz tut o halde..
İçini demiyorum.Allah,insanın ruhu ile meşguldur,cesediyle değil..
Ruh, cesedde muvakkat durduğu için cesede temizlik emrolunmuştur.
"Benim meşgul olacağım şey,emrimde olan Ruh lardır.Onun bulunduğu yeri temiz tut emri"
İbadet,insanı bulunduğu halden başka bir hale sokmaz,değiştirmez.
Var olan bir NURu ortaya çıkarır.Sen içini süsle,sendeki gizli kokular dışarı vurur...
Sana senden yakın olan,"gıpta,haset,gıybet"perdelerinin altında gizlidir.Bu perdeleri yırt.Bu huyları kaldır kendinden.
Vucud bir mabettir.İçinde sana senden yakın olan var.
Nur-u Resullullah var.Bunların arasında sen varsın.Ne makamda olduğunun farkındamısın?
Kıymetini bil..kendini temiz tut...
Gönül ,Allah 'ın ucunu tuttuğu bir merdivendir..
İnsan bir mekandır..İnsan dunya mekanındadır,ama aslı LA MEKAN dır.
Ayna yalnız suretini gösterir.Gönlün sırrını göstermez.Kamil insanın yüzüne bak.O Allah' ın aynasıdır.
"Mü'min Mü'minin aynasıdır".buyurmuştur Resul-i Ekrem
Amma hangi Mü'minin??işte söylediğim Mü'min O.......
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Dünya ve nefsî kayıtlarından kurtulmaya çalış.
O zaman cennet ve cehennem kayıtları da kalmaz.
Geride ne kalır bilirmisin?
Bir parça çamur.
Çamurdan yaratılan aslına döner.
Ruh Allahın emir cümlesindendir.
Allahtan gelmiştir.
Allaha dönecektir.
Günahkârların cehennem azabından kurtulmaları için yapılan şefâat bir parça çamur içindir.
Çamuru tekrar çamur olmadan temiz tutmaya çalış.
Bu çamuru muhafaza için Resûlün Sünnetlerinden ayrılma!..
Haram demek, Resûlullahın Sünnetlerinden ayrılmadır. M.Derman
O zaman cennet ve cehennem kayıtları da kalmaz.
Geride ne kalır bilirmisin?
Bir parça çamur.
Çamurdan yaratılan aslına döner.
Ruh Allahın emir cümlesindendir.
Allahtan gelmiştir.
Allaha dönecektir.
Günahkârların cehennem azabından kurtulmaları için yapılan şefâat bir parça çamur içindir.
Çamuru tekrar çamur olmadan temiz tutmaya çalış.
Bu çamuru muhafaza için Resûlün Sünnetlerinden ayrılma!..
Haram demek, Resûlullahın Sünnetlerinden ayrılmadır. M.Derman
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
ZİKİR ve FİKİR
İnsanın fiilini, fiili insanın aynı değildir efendiler.
Fiil ise Allahtandır.
Şeriatın zemm ettiği şeylerden başka zemm edilecek fiil yoktur İslam dininde.
Şeriatın zemm ettiği şeylerde bir hikmete dayanır.
Bunu ancak Allah bilir.
Yahut kime bildirmişse o bilir ki ona da Velîyyullah denir.
Bir insanın hayatını yıkmaya çalışmak.
Gıybetle, dalavere ile, yol kesmekle, öldürmekle yıkmaya çalışmak.
Kemâl Sıfatlarını elde etmekten onu men etmek demektir.
Yani Allah için bir kemâle geldi onu men etmek demektir. ..
Resûlullah demiş ki : Ya Çoban Şahabem! demiş.
Sizin için şehid olmaktan ve düşmanları öldürmekten daha hayırlı bir iş, haber vereyim mi? demiş.
Aman Yâ Rasûlullah demiş.
Allahı zikret! demiş.
İnsanın kıymetini yaradılışındaki değeri ancak Allah ı zikri ile yapılır.
Allah, kendini zikredinen kimseyle yan yana oturur! diyor hadiste Allah. Allahümme entel Mennan bedüüssemavati velard. Zülcelali velîkram. Ya Hayyum Ya Kayyum. Ya Allahu Celle Celalu! dedi mi Allah yanında, bizimledir oğlum.
Dizinin yanındadır Allah.
Şah damarından daha yakındır.
Ama diyebilmek.
Elleh! Elleh! değil.
Allah! diyeceksin.
O da yalınız söylenir.
Bir odaya gireceksin kapıları, her tarafı pamukla kapayacaksın. Ondan sonra.
Zikrederken, zikretmek öyle: Hay huy! Hay huy! değil.
Sokakta bile zikr olur.
Allahı zikretmek.
Herkesi Allahın mahluku görmek.
Onlara daima hürmet etmek.
Fena gözle bakmamak.
Kardeşçe geçinmek.
Allahın mahlukatına hürmet etmek demektir.
Bu bir nevi zikirdir.
Allahı zikreder de Hakkı yanında göremezsen bu zikir değildir.
Allah zikri insanın her tarafına sirâyet eder.
Yanından geçerken, pazar yerine bile gitsen, herifin içi:
Allah! Allah! Allah! demeye başlar.
Allah zikri böyle olur.
Yoksa bilmem şarkıcılar gibi.
Ağzına mikrofonu alıp heeehee hey! demek değil.
Gafillerin zikirlerinde hangi uzuv zikir ile meşgul ise o uzuv Hakkın huzurundadır.
Efendim, biz söyleyemiyoruz onu ama, Allahı zikrediyorum!
Hangi uzuv ile yapıyorsan Allahı, zikreden o uzuvdur.
O yanındadır bütün vücudunan değildir.
O uzuvnan yaptırır Allah sana zikri.
Gaflette olan uzuvların zikirle alâkası yoktur.
İnsan tek taraflı değildir insan.
Cenâb-ı Allah tektir.
Çok taraflı tecellîleriyle milyonlar şekilde görülür.
Ama nasıl geçeceksin kendinden.
Bir gün Hz. Ali keremullahiveche ok girmiş harbde.
Bu omzuna.
Burdan asab geçiyor.
Aks-i daris asabı.
Müthiş ağrı.
Ubeyd ibni Cerrah gelmiş.
Yâ Ali dur! demiş. Tutmuşlar.
Aman! demiş. Dokunmayın! demiş.
Aman! demiş.
Çok canım yanıyor, bırakın! demiş.
Ben Ayakta bir namaza durayım! demiş.
Ameliyat masasına yatacak.
Namaz, Ameliyat Masası derler ona.
Şöyle, öyle duruyor.
Bir elini kaldırmış: Allahhuekber! demiş.
Oku çekmiş, çıkarmışlar.
Orayı dağlamışlar.
Hz Ali orda değil!.
Biz şurda imamın peşinde namaz kılarken bir pire ısırsa çifte atarız be!..
İnsanın fiilini, fiili insanın aynı değildir efendiler.
Fiil ise Allahtandır.
Şeriatın zemm ettiği şeylerden başka zemm edilecek fiil yoktur İslam dininde.
Şeriatın zemm ettiği şeylerde bir hikmete dayanır.
Bunu ancak Allah bilir.
Yahut kime bildirmişse o bilir ki ona da Velîyyullah denir.
Bir insanın hayatını yıkmaya çalışmak.
Gıybetle, dalavere ile, yol kesmekle, öldürmekle yıkmaya çalışmak.
Kemâl Sıfatlarını elde etmekten onu men etmek demektir.
Yani Allah için bir kemâle geldi onu men etmek demektir. ..
Resûlullah demiş ki : Ya Çoban Şahabem! demiş.
Sizin için şehid olmaktan ve düşmanları öldürmekten daha hayırlı bir iş, haber vereyim mi? demiş.
Aman Yâ Rasûlullah demiş.
Allahı zikret! demiş.
İnsanın kıymetini yaradılışındaki değeri ancak Allah ı zikri ile yapılır.
Allah, kendini zikredinen kimseyle yan yana oturur! diyor hadiste Allah. Allahümme entel Mennan bedüüssemavati velard. Zülcelali velîkram. Ya Hayyum Ya Kayyum. Ya Allahu Celle Celalu! dedi mi Allah yanında, bizimledir oğlum.
Dizinin yanındadır Allah.
Şah damarından daha yakındır.
Ama diyebilmek.
Elleh! Elleh! değil.
Allah! diyeceksin.
O da yalınız söylenir.
Bir odaya gireceksin kapıları, her tarafı pamukla kapayacaksın. Ondan sonra.
Zikrederken, zikretmek öyle: Hay huy! Hay huy! değil.
Sokakta bile zikr olur.
Allahı zikretmek.
Herkesi Allahın mahluku görmek.
Onlara daima hürmet etmek.
Fena gözle bakmamak.
Kardeşçe geçinmek.
Allahın mahlukatına hürmet etmek demektir.
Bu bir nevi zikirdir.
Allahı zikreder de Hakkı yanında göremezsen bu zikir değildir.
Allah zikri insanın her tarafına sirâyet eder.
Yanından geçerken, pazar yerine bile gitsen, herifin içi:
Allah! Allah! Allah! demeye başlar.
Allah zikri böyle olur.
Yoksa bilmem şarkıcılar gibi.
Ağzına mikrofonu alıp heeehee hey! demek değil.
Gafillerin zikirlerinde hangi uzuv zikir ile meşgul ise o uzuv Hakkın huzurundadır.
Efendim, biz söyleyemiyoruz onu ama, Allahı zikrediyorum!
Hangi uzuv ile yapıyorsan Allahı, zikreden o uzuvdur.
O yanındadır bütün vücudunan değildir.
O uzuvnan yaptırır Allah sana zikri.
Gaflette olan uzuvların zikirle alâkası yoktur.
İnsan tek taraflı değildir insan.
Cenâb-ı Allah tektir.
Çok taraflı tecellîleriyle milyonlar şekilde görülür.
Ama nasıl geçeceksin kendinden.
Bir gün Hz. Ali keremullahiveche ok girmiş harbde.
Bu omzuna.
Burdan asab geçiyor.
Aks-i daris asabı.
Müthiş ağrı.
Ubeyd ibni Cerrah gelmiş.
Yâ Ali dur! demiş. Tutmuşlar.
Aman! demiş. Dokunmayın! demiş.
Aman! demiş.
Çok canım yanıyor, bırakın! demiş.
Ben Ayakta bir namaza durayım! demiş.
Ameliyat masasına yatacak.
Namaz, Ameliyat Masası derler ona.
Şöyle, öyle duruyor.
Bir elini kaldırmış: Allahhuekber! demiş.
Oku çekmiş, çıkarmışlar.
Orayı dağlamışlar.
Hz Ali orda değil!.
Biz şurda imamın peşinde namaz kılarken bir pire ısırsa çifte atarız be!..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
LÂ MEKAN...
MEKÂN...
ZAMAN...
VAKİT...
MÜDDET...
Bu kelimelerin ifade ettikleri mânâ inceliği ve hakikatinin bu günkü dilimize ve başka dillere tercümesi olmaz.
Olursa da kupkuru bir mânâ soysuzluğuna gidilmiş olur.
Lâ mekan; Mekân, Zaman, Vakit, Müddet kelimelerinin ifade ettikleri mefhumlarla sezilir.
Mekân olmadı mı Zaman mevzûbahis değildir.
Zaman yok farzedilirse Vakit kendiliğinden kaybolur.
Vakit olmadı mı Müddet konuşulamaz.
Zaman, devamlı bir nehir gibi akar gider.
Bu nehrin mebâı yoktur, bilinmez.
Döküldüğü mansab deryada meçhullerin meçhuludur.
Mekân, Zaman akışına girdiği anda Vakit sözü ortaya çıkar.
O zaman Müddet mefhumu Mekâna verilir.
Görünmez Mekânsızlık ve görünür Mekân arasında insan istifade etsin, Hakkı tanısın diye Müddet murad edilmiştir.
Bu kitabda bunların mânâ ve incelikleri anlatılır.
Namaz ve Vaktinin esrarı etrafında laflar edilecektir.
Anlamayanlar Tasavvufî bir kitab zannederlerse azim hataya düşmüş olurlar.
Tasavvuf nedir?
Bunu anlatmak, yazmak mümkün değildir.
Tasavvuf, yaşanılan mânevî bir hâlin tümüdür.
Bu hâl ne târif edilir ne izah edilir.
Tasavvuf hakkında yazı yazılmaz.
Yazılmıştır, ama bu bir nevî resim üzerinde geniş bir ormanı seyretmektir.
Bu resmin içine giremezsin, o resimde orman değildir!
«Bu iş Tevfik-i Rabbâniyyeye mazhar olan, geniş gönül sahibi Hakk Dostu olanların yaşadığı manevî âlemdir. diye târif etmişlerdir bazı büyükler...
«Başka bir âlemden bulunduğumuz âlemi seyretmek hüneri diye târif edenler de vardır.
İnsanın Âdemiyyet Meretebesinde, bu âlemde iken ASLı ile temas kurup yaşamak hüneridir.
Gel bunu izah et bakalım!..
Mümkün değil!..
O hâlde sus!..
LEV ALİMET EL MELUKİ MÂ NEHNU FİHİ MİN LEZZETİ Lİ HARABTENİ! : Bizim bu hâl etteki duyduğumuz zevki Sultanlar bilselerdi bizi kılıçtan geçirirlerdi, elimizden almak için! demişlerdir.
O büyük insanlar...
Tasavvufî Söz, ötenin lakırdılarıdır.
Cesedi ile Mekânda, gönlü ile sonsuzlukta olanların sözleridir..
Rüzgâr görülmez!.. ..........
MEKÂN...
ZAMAN...
VAKİT...
MÜDDET...
Bu kelimelerin ifade ettikleri mânâ inceliği ve hakikatinin bu günkü dilimize ve başka dillere tercümesi olmaz.
Olursa da kupkuru bir mânâ soysuzluğuna gidilmiş olur.
Lâ mekan; Mekân, Zaman, Vakit, Müddet kelimelerinin ifade ettikleri mefhumlarla sezilir.
Mekân olmadı mı Zaman mevzûbahis değildir.
Zaman yok farzedilirse Vakit kendiliğinden kaybolur.
Vakit olmadı mı Müddet konuşulamaz.
Zaman, devamlı bir nehir gibi akar gider.
Bu nehrin mebâı yoktur, bilinmez.
Döküldüğü mansab deryada meçhullerin meçhuludur.
Mekân, Zaman akışına girdiği anda Vakit sözü ortaya çıkar.
O zaman Müddet mefhumu Mekâna verilir.
Görünmez Mekânsızlık ve görünür Mekân arasında insan istifade etsin, Hakkı tanısın diye Müddet murad edilmiştir.
Bu kitabda bunların mânâ ve incelikleri anlatılır.
Namaz ve Vaktinin esrarı etrafında laflar edilecektir.
Anlamayanlar Tasavvufî bir kitab zannederlerse azim hataya düşmüş olurlar.
Tasavvuf nedir?
Bunu anlatmak, yazmak mümkün değildir.
Tasavvuf, yaşanılan mânevî bir hâlin tümüdür.
Bu hâl ne târif edilir ne izah edilir.
Tasavvuf hakkında yazı yazılmaz.
Yazılmıştır, ama bu bir nevî resim üzerinde geniş bir ormanı seyretmektir.
Bu resmin içine giremezsin, o resimde orman değildir!
«Bu iş Tevfik-i Rabbâniyyeye mazhar olan, geniş gönül sahibi Hakk Dostu olanların yaşadığı manevî âlemdir. diye târif etmişlerdir bazı büyükler...
«Başka bir âlemden bulunduğumuz âlemi seyretmek hüneri diye târif edenler de vardır.
İnsanın Âdemiyyet Meretebesinde, bu âlemde iken ASLı ile temas kurup yaşamak hüneridir.
Gel bunu izah et bakalım!..
Mümkün değil!..
O hâlde sus!..
LEV ALİMET EL MELUKİ MÂ NEHNU FİHİ MİN LEZZETİ Lİ HARABTENİ! : Bizim bu hâl etteki duyduğumuz zevki Sultanlar bilselerdi bizi kılıçtan geçirirlerdi, elimizden almak için! demişlerdir.
O büyük insanlar...
Tasavvufî Söz, ötenin lakırdılarıdır.
Cesedi ile Mekânda, gönlü ile sonsuzlukta olanların sözleridir..
Rüzgâr görülmez!.. ..........
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
İNSANDA SIRRULLAH VAR
Kıl kadar inhiraf etme sakın...
Bu sır insan vücudunda dağılmıştır.
Onunla ayakta durur insan...
ALLAH'ın, HAKK olan RABB esmâları, onların kudret ve güçleri, ne varsa sende, kâinatta hepsi ALLAH'ta hazır ve nazırdır... ALLAH her yerde hazır ve nazır! dersen düşün biraz, sen başka yerde misin ki böyle söylersin...
Yıllarca insanlar gafletle karıştırmışlar bu lâfı...
Resûl buyurmuş bütün ümmetine kıyamete dek:
Her işe başla Rahmân Rahîm ALLAH diyerek!.. Hepsi YÂ RABB! da gizlidir.
Bunu idrak et!..
YÂ ALLAH! diyerekde tasdik vardır.
YÂ RAHMÂN! YÂ RAHÎM! demektir hepsi birden...
Nedir hepsi birden bu:
BiSMİLLÂHiRRAHMÂNİRRAHÎM...
ALLAH'a sıfat arama...
ALLAH ALLAHtır...
Sıfat aramada şüphe vardır.
Şüphe aklın zelzelesidir.
Zelzelede insan şaşırır kalır.
Bunu unutma!..
Her şey ALLAH'tan, O'ndan, fakat hiçbir şey O değil...
ALLAH sırrının en ince noktası işte idrak dışında olan bu hikmettir..M.DERMAN
Kıl kadar inhiraf etme sakın...
Bu sır insan vücudunda dağılmıştır.
Onunla ayakta durur insan...
ALLAH'ın, HAKK olan RABB esmâları, onların kudret ve güçleri, ne varsa sende, kâinatta hepsi ALLAH'ta hazır ve nazırdır... ALLAH her yerde hazır ve nazır! dersen düşün biraz, sen başka yerde misin ki böyle söylersin...
Yıllarca insanlar gafletle karıştırmışlar bu lâfı...
Resûl buyurmuş bütün ümmetine kıyamete dek:
Her işe başla Rahmân Rahîm ALLAH diyerek!.. Hepsi YÂ RABB! da gizlidir.
Bunu idrak et!..
YÂ ALLAH! diyerekde tasdik vardır.
YÂ RAHMÂN! YÂ RAHÎM! demektir hepsi birden...
Nedir hepsi birden bu:
BiSMİLLÂHiRRAHMÂNİRRAHÎM...
ALLAH'a sıfat arama...
ALLAH ALLAHtır...
Sıfat aramada şüphe vardır.
Şüphe aklın zelzelesidir.
Zelzelede insan şaşırır kalır.
Bunu unutma!..
Her şey ALLAH'tan, O'ndan, fakat hiçbir şey O değil...
ALLAH sırrının en ince noktası işte idrak dışında olan bu hikmettir..M.DERMAN
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Kâlbinizi dünyaya kaptırırsanız, Rabbinizin yüce makamı perdeler arkasına girer, ruhânî hava, tarafınıza esmez. Allah hem Azîz, hem de Celîldir.
Hiç kimsenin kadere yüklenerek hak talep etmeğe yetkisi yoktur. Her genişliğin bir sıkıntısı çıkar. Her ferahlıkta bir darlık saklıdır. Her belâ, bir iyiliğin öncüsüdür. Siyahla olduğunuz zaman katiyen beyazı unutmayınız...
Bu, mana âlemi ile ilgili bir sözdür. Edepli olunuz.
Nefsini çok kırma, onun da dünyada bazı alacakları vardır. Bir şeye iptila bir imtihandır, herkese nasip olmaz.
Herkes, iptilanın neden geldiğini fark edemez. Ancak binde bir kişi anlar. Anlayınca da Hakk'a döner. İptila insanı ayıltmak için gelir, uzlet bir ibadettir.
Temizlik dıştan içe geçmez. Bir insanın iç âlemi temiz olunca, kâlbi nurla dolar; iç, sonra nefis, sonra beden temizlenmelidir. Önce evin içini yap, kapısını sonra takarsın... İç yapılmadan, dışının yapılmasında hayır yoktur. Yaratıcı olmadan yaratılmış olmaz. Ev olmayan yerde kapı da olmaz. Harap olmuş yere kilit asan olmaz.
Ahiret olmayan yerde dünya olmaz. Hiç kimsenin göğüs boşluğuna Allah iki kâlb koymadı.M.Derman
Hiç kimsenin kadere yüklenerek hak talep etmeğe yetkisi yoktur. Her genişliğin bir sıkıntısı çıkar. Her ferahlıkta bir darlık saklıdır. Her belâ, bir iyiliğin öncüsüdür. Siyahla olduğunuz zaman katiyen beyazı unutmayınız...
Bu, mana âlemi ile ilgili bir sözdür. Edepli olunuz.
Nefsini çok kırma, onun da dünyada bazı alacakları vardır. Bir şeye iptila bir imtihandır, herkese nasip olmaz.
Herkes, iptilanın neden geldiğini fark edemez. Ancak binde bir kişi anlar. Anlayınca da Hakk'a döner. İptila insanı ayıltmak için gelir, uzlet bir ibadettir.
Temizlik dıştan içe geçmez. Bir insanın iç âlemi temiz olunca, kâlbi nurla dolar; iç, sonra nefis, sonra beden temizlenmelidir. Önce evin içini yap, kapısını sonra takarsın... İç yapılmadan, dışının yapılmasında hayır yoktur. Yaratıcı olmadan yaratılmış olmaz. Ev olmayan yerde kapı da olmaz. Harap olmuş yere kilit asan olmaz.
Ahiret olmayan yerde dünya olmaz. Hiç kimsenin göğüs boşluğuna Allah iki kâlb koymadı.M.Derman
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Allah c.c. Rızasına alsın!
Derman eczanesinden tiryak ilaçlar sunuyorsun, muhtaç gönüllere.
Selam, dua ve muhabbet BİZle olsun. Amin.
Selam, dua ve muhabbet BİZle olsun. Amin.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Re: Allah c.c. Rızasına alsın!
O kadar güzel ilaçlar ki insan paylaşamadan edemiyor.yolcu yazdı:Derman eczanesinden tiryak ilaçlar sunuyorsun, muhtaç gönüllere.
Selam, dua ve muhabbet BİZle olsun. Amin.
Selam sevgi muhammedinur ile...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
İNCİKoskoca okyanusa...
Damla, denizin genişliğini görünce utandı.
Şu deniz denilen yerde ben kim oluyorum.
Eğer deniz bu ise gerçekten ben hiçim! dedi.
Damla kendisini hor görünce...
Sedefin biri onu koynuna aldı.
Seve seve besledi.
Sonunda bu sevgi o bir damlayı padişahlara yaraşan ünlü bir inciye çevirdi...
Görünmeyen sevgi o damlayı içinde eritti.
Görünür inci oldu.
Taçlara konmak için...
Sedef gurur duydu yaptığı işten...
Kendisi de nadide eşyalara fırlayarak kakıldı.
Rahleleri, saray kapılarını süsledi...
Aza kanaat eden sedefin içini de ALLAH inci ile doldurdu...
Okyanusu o damlacıklar okyanus yaptı.
Okyanus da biliyordu kendini, ben bir damladan türedim.
Aralarındaki bu sessiz konuşma o hâlde neden?
Damla Okyanusu gördü utandı.
Kendini hor gördü inciye döndü.
Kudret; o damla da Okyanusu damlalarıyla gösterdi.M.DERMAN..
Damla, denizin genişliğini görünce utandı.
Şu deniz denilen yerde ben kim oluyorum.
Eğer deniz bu ise gerçekten ben hiçim! dedi.
Damla kendisini hor görünce...
Sedefin biri onu koynuna aldı.
Seve seve besledi.
Sonunda bu sevgi o bir damlayı padişahlara yaraşan ünlü bir inciye çevirdi...
Görünmeyen sevgi o damlayı içinde eritti.
Görünür inci oldu.
Taçlara konmak için...
Sedef gurur duydu yaptığı işten...
Kendisi de nadide eşyalara fırlayarak kakıldı.
Rahleleri, saray kapılarını süsledi...
Aza kanaat eden sedefin içini de ALLAH inci ile doldurdu...
Okyanusu o damlacıklar okyanus yaptı.
Okyanus da biliyordu kendini, ben bir damladan türedim.
Aralarındaki bu sessiz konuşma o hâlde neden?
Damla Okyanusu gördü utandı.
Kendini hor gördü inciye döndü.
Kudret; o damla da Okyanusu damlalarıyla gösterdi.M.DERMAN..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
VUCUD MABEDDİR
İnsanda zâhir olduğum gibi hiçbir şeyde zâhir olmadım...
(ALLAH)
İnsan, Gönül olduğu için ALLAHın sevgili mahlûku olmuştur...
Kâinat bunun için yaratıldı.
ALLAH da insan gönlünde, insan sesi şeklinde kelâmı ile tecelli etti.
O hâlde, bu bedende mukaddeslerin mukaddesi, İlâhi bir lema var...
Vücud, beden bu Nûrun muhafazası...
Vücudunu temiz tut o hâlde...
İçini demiyorum.
ALLAH, insanın ruhu ile meşguldür.
Cesedi ile değil...
Ruh, cesedde muvakkat durduğu için cesede temizlik emrolunmuştur...
Benim meşgul olacağım şey, emrimden olan Ruhladır...
Onun bulunduğu yeri temiz tut! emri...
İbadet, insanı bulunduğu hâlden başka bir hâle sokmaz... Değiştirmez...
Var olan bir Nûru ortaya çıkarır...
Sen içini süsle, sendeki gizli kokular dışarı vurur...
Sana senden yakın olan, gıpta, hased, gıybet perdelerinin altında gizlidir.
Bu perdeleri yırt!..
Bu huyları kaldır kendinden...
Vücud bir mâbeddir.
İçinde sana senden yakın olan var...
Nûr-u Resûlullah var.
Bunların arasında sen varsın...
Ne makamda olduğunun farkında mısın?...
Kıymetini bil!..
Kendini temiz tut!..
Gönül, ALLAHın ucunu tuttuğu bir merdivendir.
İnsan bir mekandır.
İnsanda zâhir olduğum gibi hiçbir şeyde zâhir olmadım...
(ALLAH)
İnsan, Gönül olduğu için ALLAHın sevgili mahlûku olmuştur...
Kâinat bunun için yaratıldı.
ALLAH da insan gönlünde, insan sesi şeklinde kelâmı ile tecelli etti.
O hâlde, bu bedende mukaddeslerin mukaddesi, İlâhi bir lema var...
Vücud, beden bu Nûrun muhafazası...
Vücudunu temiz tut o hâlde...
İçini demiyorum.
ALLAH, insanın ruhu ile meşguldür.
Cesedi ile değil...
Ruh, cesedde muvakkat durduğu için cesede temizlik emrolunmuştur...
Benim meşgul olacağım şey, emrimden olan Ruhladır...
Onun bulunduğu yeri temiz tut! emri...
İbadet, insanı bulunduğu hâlden başka bir hâle sokmaz... Değiştirmez...
Var olan bir Nûru ortaya çıkarır...
Sen içini süsle, sendeki gizli kokular dışarı vurur...
Sana senden yakın olan, gıpta, hased, gıybet perdelerinin altında gizlidir.
Bu perdeleri yırt!..
Bu huyları kaldır kendinden...
Vücud bir mâbeddir.
İçinde sana senden yakın olan var...
Nûr-u Resûlullah var.
Bunların arasında sen varsın...
Ne makamda olduğunun farkında mısın?...
Kıymetini bil!..
Kendini temiz tut!..
Gönül, ALLAHın ucunu tuttuğu bir merdivendir.
İnsan bir mekandır.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]