AŞK DERDİ
- alpervahit
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 436
- Kayıt: 17 Şub 2007, 02:00
AŞK DERDİ
Herhangi bir kimsede, gizli bir aşk derdi yoksa,
O yaşıyormuş gibi görünse de, onun gönlü ve canı yoktur.
O âdeta gezen, dolaşan bir ölüdür.
Eğer aklın varsa, git de Hakk'tan derd iste, çünkü derdsiz olmak,
Aşk derdine düşmemek, tedavisi imkansız bir hastalıktır.
Hz. Pîr
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Emrem Yunus biçare bulunmaz derdine çare derdimizi dillendiren anlar içinde...
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevla'ya âşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim var inilerim
Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben Mevla'ya duacıyım
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim var inilerim
Dülgerler her yanım yoldu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Haktan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim var inilerim
************
Acep şu yerde var m'ola şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı şöyle garip bencileyin
Gezerim Rum ile Şam'ı Yukarı İller'i kamu
Çok istedim bulamadım şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler olmasın şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım şöyle garip bencileyin
Nice bu derd ile yanam ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar şöyle garip bencileyin
Hey Emre'm Yunus biçare bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara şöyle garip bencileyin .
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevla'ya âşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim var inilerim
Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben Mevla'ya duacıyım
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim var inilerim
Dülgerler her yanım yoldu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Haktan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim var inilerim
************
Acep şu yerde var m'ola şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı şöyle garip bencileyin
Gezerim Rum ile Şam'ı Yukarı İller'i kamu
Çok istedim bulamadım şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler olmasın şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım şöyle garip bencileyin
Nice bu derd ile yanam ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar şöyle garip bencileyin
Hey Emre'm Yunus biçare bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara şöyle garip bencileyin .
- alpervahit
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 436
- Kayıt: 17 Şub 2007, 02:00
Yunus Babaya ve güllale cana teşekkürler..
GERCEK AŞK .........
Evli bir çift, bir motorsikletin üzerinde 180 km hızla gidiyorlar
ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
kadın : Lütfen yavaşla, ben korkuyorum!
kocası: Hayır, bak ne kadar eğlenceli!
kadın : Lütfen, lütfen, çok korkuyorum!
kocası: Peki, beni sevdiğini söyle!
kadın : Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla!
kocası : Şimdi de bana sıkıca sarıl
kocasına sıkıca sarılır
kocası : Kaskımı alıp,kendine takar mısın? Başımı çok sıktı.
Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıktı:
Motorsiklet kazası;
Motorsiklet, fren arızası nedeniyle, bir binaya çarptı.
Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu.
Gerçek ise şöyleydi;
Yolun yarısında, kocası frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu hanımına belli etmek istememişti.
Bunun yerine, ondan kendisini sevdiğini söylemesini istemiş ve kendisine son defa sarılmasını istemişti.
Sonra da kendi ölümü pahasına, hanımının başlığı takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştı...
Ne dersiniz gerçek aşk bu değil mi?...
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4965
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- ceylin
- Saygın Üye
- Mesajlar: 213
- Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00
- alpervahit
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 436
- Kayıt: 17 Şub 2007, 02:00
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
ANlamadım!....alpervahit yazdı:
GERCEK AŞK .........
Evli bir çift, bir motorsikletin üzerinde 180 km hızla gidiyorlar
ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
kadın : Lütfen yavaşla, ben korkuyorum!
kocası: Hayır, bak ne kadar eğlenceli!
kadın : Lütfen, lütfen, çok korkuyorum!
kocası: Peki, beni sevdiğini söyle!
kadın : Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla!
kocası : Şimdi de bana sıkıca sarıl
kocasına sıkıca sarılır
kocası : Kaskımı alıp,kendine takar mısın? Başımı çok sıktı.
Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıktı:
Motorsiklet kazası;
Motorsiklet, fren arızası nedeniyle, bir binaya çarptı.
Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu.
Gerçek ise şöyleydi;
Yolun yarısında, kocası frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu hanımına belli etmek istememişti.
Bunun yerine, ondan kendisini sevdiğini söylemesini istemiş ve kendisine son defa sarılmasını istemişti.
Sonra da kendi ölümü pahasına, hanımının başlığı takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştı...
Ne dersiniz gerçek aşk bu değil mi?...
Sevmek inanmaktır. Sevmek yaşamaktır. Sevdiğini kendisi gibi, kendinsinden de fazla duyumsamaktır. Sevmek sevdiği olmaktır. Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur...
HÂL böyle olunca, ben gideyim, sen kal gerçek AŞKa uzak gibi duruyor...
HAYdi BİRlikte SEVgiliye dese bu daha çok AŞKça OLmaz mı...
Bu dünya zindanında, şükür ki ebedi değiliz diye şükrederken, başımızdaki kaskı, HAYat'ta kalsın diye sevdiklerimize vermemiz...
Sonra HAYat, Hangi HAYat!...ASLolan AHİRET HAYatı değil mi...
Fani olana bu kadar bağlılığımız Bilmem neden ki!...
SEVgili alpervahit kardeşim, kendi kendime konuşuyorum, ne olur üzerinize alınmayın...: )
Dün okul çıkışında kızımı okuldan almak için gittiğim de, okul bahçesin de,
daha önceden tanıştığım iki bayan konuşuyorlar...Yanlarına gittim, birinin annesi çok hastalanmış...Doktor, beyninde tümör olabileceğini, yaşı ilerlediği içinde olumsuz şeyler söylemiş...
-Günlerdir ağlıyoruz, bu nasıl olur diyor...
Geçmiş olsun...Allah iiylikler versin dedim...
Sonra iÇimdeki ben mi, yoksa SEN mi konuşmaya başladı...
Ölümü niye uzak tutmak isteriz hep kendimizden...Günahlarımızın ağırlığından mı...Utancımızdan mı...Yoksa dünyaya bağlılığımızdan mı...
Gitmek için gelmedik mi, Dünya ya...
Peygamberimiz Hz. Muhammedin (sav) aynı zamanda Hz. Ömerin oğlu olan çok değer verdiği genç sahabi Hz. Abdullahın iki omzundan tutarak Ey Abdullah! Bu dünyada sanki bir garip ya da bir yolcu gibi ol şeklindeki nasihatini neden unuturuz...
ölüm günüm, düğün günümdür demiş hz..MEVLANA mız...
H.z Mevlananın saçtıgı ışıktan Rabbim yararlanabilmeyi nasip etsin bizlere..
AMİN..
İmrûz cemâl-i tü sîmâ-yı diger dâred
İmrûz leb-î nûşet helvâ-yı diger dâred
Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
bugün dudağında başka bir tad var,
boyunda başka bir yücelik
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan
Ayın gökyüzüne bugün sığmamış
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
dünyada bir başka gidiş
Biz senin gözlerinden gördük
arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün
iki cihandan da dışarı
Seven insanın ayağı mı yok,
işte ona ölümsüzlük kapandı
Yukarlarda onunla uçar gider
Gözlerinin denizinde onu arama
Oinci bir başka denizde
Bakarsın bugün sever bu yürek,
yarın sevilir bakarsın
Yüreğimin özünde başka yarınlar var
Mevlana Celaleddin Rumi
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
-
- Dost Üye
- Mesajlar: 98
- Kayıt: 30 Eyl 2007, 02:00
Aşk derdidir cihanda âşıka maksûd olan
Vasl-ı dilberdir hemîn bu dâr-ı dünyâdan murâd
Cihanda âşıka gereken şey, aşk derdidir.
Nitekim bu dünya evinden maksat da dilber sevmektir(sevgiliye vuslat)
-Avnî-
Aşk sayesindedir ki insan, ebedîlik kazanır ve lamekâna erer. Ancak bu yol çok çetindir.
Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır.
Aşk Mecnun'dan Leyla'ya bir feryat, Mansur'dan dâra bir sır; gözden kalbe bir yoldur. İlla ki belalarına katlanmak gerek.
Sabr etmeyen belâlarına aşkın anmasın
Nûş etmesin şarâbı kaçanlar humârdan
Belâlarına katlanamayacak olanlar aşkın adını anmasınlar;
''Sonunda baş ağrısı var'' diyenler, şarabı hiç içmesinler.
-Taşlıcalı Yahya Bey-
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: AŞK DERDİ
SIR SULTANIM…
Sır sorduk sazın telinden
Kâm aldık Aşk Güzeli’nden
Ayrıldık ağyâr elinden
Aza geldik Sır Sultanım…
*
HAKK’tan HAKK’a halka çıktık
Erenler eşiğine ıktık
Laftan - sohbet - zevkten bıktık
Hazza geldik Sır Sultanım…
*
Elimizde bâde şükür
Muhabbet mâbede şükür
Niyaz ede ede şükür
Naza geldik Sır Sultanım…
*
Çok konuş - kalkış yaşadık
Yuh duyduk alkış yaşadık
Nice kara kış yaşadık
Yaza geldik Sır Sultanım…
*
Sevdâ tılsımı Hızır’da
HAKK ile halka huzurda
Yedi tel - mızrab hazırda
Saza geldik Sır Sultanım…
*
Cem’de Cânân bil canını
Terk et zaman mekânını
Biz bu derdin destanını
Yaza geldik Sır Sultanım…
*
Uykuyu seherden söktük
Sînemiz suyunu döktük
Ehl-i Beyt’e boyun büktük
Rıza geldik Sır Sultanım…
*
Akıl aşkla eni-konu
Boş bulur yolun sonunu
Aşkla, şeytan oyununu
Boza geldik Sır Sultanım…
*
Ehl-i Beyt’in gönül göğsün
Emdik tâç etledik süsün
Büründük Kâbe Örtüsü’n
Koza geldik Sır Sultanım…
*
Kor ateş gönül gülümüz
Alevlendi bülbülümüz
Dost savurdu Aşk Külümüz
Toza geldik Sır Sultanım…
*
Cümle cem’de HAKK’tır mevcûd
Vuslatına vâcib – vücûd
Erenlerden secde – sücûd
Yoza geldik Sır Sultanım…
*
“Zannın zevkine tapmaya
Korkumuz umut yapmaya
Su - Buhar - Bulut yapmaya
Buza geldik Sır Sultanım…
*
“Hâr”ımıza gonca dendi
Gönül Bağı’ndan derlendi
Göz yaşımız şekerlendi
Tuza geldik Sır Sultanım…
*
Söz kâr etmez Pervâneye
Zincir kıran divâneye
Biz Mekke’ye meyhâneye
“Meze” geldik Sır Sultanım…
*
Sînemizde sevdâ sesin
Duyduk - uyduk Dost Nebisin
Aşkın demir leblebisin
Eze geldik Sır Sultanım…
*
İki gözüm nûru benim
Ölmeden öldüm Efendim
Yedi kat semâ, kefenim
Beze geldik Sır Sultanım…
*
Adın andık anımızda
İle - bile yanımızda
Cânânımız canımızda
Seze geldik Sır Sultanım…
*
Gül - bülbül gülşende gibi
Sen bende ben sende gibi
İkimiz bir tende gibi
Size geldik Sır Sultanım…
*
Bin bir âşıktan biriyiz
“HU” da “HAKK” “HAYY” da diriyiz
Kervanında kıtmiriyiz
İze geldik Sır Sultanım…
*
Karıncanın, kartal - kuğu
Ömrümüz çile çubuğu
Kurt gibi deldik kabuğu
Öze geldik Sır Sultanım…
*
Seyrana - Devran dağımız
Hayrana - Cevlan çağımız
Kırk düğüm gırtlak bağımız
Çöze geldik Sır Sultanım…
*
Sînem Ehl-i Beyt beşiği
Başım Eerenler eşiği
Nûr-u Muahmmed ışığı
Göze geldik Sır Sultanım…
*
Halka HAKK ile bakmaya
Eriyip HAKK’a akmaya
Benlik Belâmız yakmaya
Köze geldik Sır Sultanım…
*
Şah’ımın Ali kapısı
Ezelden beli kapısı
Vuslata velî kapısı
Söze geldik Sır Sultanım…
*
Bilmeyene söz nafile
Bilenler yanar ah ile
Karlı dağlardan sahile
Düze geldik Sır Sultanım…
*
Havalanma alçaktan uç
Sebebe gebedir sonuç
Yönsüzlük Hak, yönlülük suç
Süze geldik Sır Sultanım…
*
Kul İhvâni Erimizi
Sırra sardık serimizi
Yâr derdiyle derimizi
Yüze geldik Sır Sultanım…
10.06.1993 09:30-15:50
Antly-Bşknk.
Sır sorduk sazın telinden
Kâm aldık Aşk Güzeli’nden
Ayrıldık ağyâr elinden
Aza geldik Sır Sultanım…
*
HAKK’tan HAKK’a halka çıktık
Erenler eşiğine ıktık
Laftan - sohbet - zevkten bıktık
Hazza geldik Sır Sultanım…
*
Elimizde bâde şükür
Muhabbet mâbede şükür
Niyaz ede ede şükür
Naza geldik Sır Sultanım…
*
Çok konuş - kalkış yaşadık
Yuh duyduk alkış yaşadık
Nice kara kış yaşadık
Yaza geldik Sır Sultanım…
*
Sevdâ tılsımı Hızır’da
HAKK ile halka huzurda
Yedi tel - mızrab hazırda
Saza geldik Sır Sultanım…
*
Cem’de Cânân bil canını
Terk et zaman mekânını
Biz bu derdin destanını
Yaza geldik Sır Sultanım…
*
Uykuyu seherden söktük
Sînemiz suyunu döktük
Ehl-i Beyt’e boyun büktük
Rıza geldik Sır Sultanım…
*
Akıl aşkla eni-konu
Boş bulur yolun sonunu
Aşkla, şeytan oyununu
Boza geldik Sır Sultanım…
*
Ehl-i Beyt’in gönül göğsün
Emdik tâç etledik süsün
Büründük Kâbe Örtüsü’n
Koza geldik Sır Sultanım…
*
Kor ateş gönül gülümüz
Alevlendi bülbülümüz
Dost savurdu Aşk Külümüz
Toza geldik Sır Sultanım…
*
Cümle cem’de HAKK’tır mevcûd
Vuslatına vâcib – vücûd
Erenlerden secde – sücûd
Yoza geldik Sır Sultanım…
*
“Zannın zevkine tapmaya
Korkumuz umut yapmaya
Su - Buhar - Bulut yapmaya
Buza geldik Sır Sultanım…
*
“Hâr”ımıza gonca dendi
Gönül Bağı’ndan derlendi
Göz yaşımız şekerlendi
Tuza geldik Sır Sultanım…
*
Söz kâr etmez Pervâneye
Zincir kıran divâneye
Biz Mekke’ye meyhâneye
“Meze” geldik Sır Sultanım…
*
Sînemizde sevdâ sesin
Duyduk - uyduk Dost Nebisin
Aşkın demir leblebisin
Eze geldik Sır Sultanım…
*
İki gözüm nûru benim
Ölmeden öldüm Efendim
Yedi kat semâ, kefenim
Beze geldik Sır Sultanım…
*
Adın andık anımızda
İle - bile yanımızda
Cânânımız canımızda
Seze geldik Sır Sultanım…
*
Gül - bülbül gülşende gibi
Sen bende ben sende gibi
İkimiz bir tende gibi
Size geldik Sır Sultanım…
*
Bin bir âşıktan biriyiz
“HU” da “HAKK” “HAYY” da diriyiz
Kervanında kıtmiriyiz
İze geldik Sır Sultanım…
*
Karıncanın, kartal - kuğu
Ömrümüz çile çubuğu
Kurt gibi deldik kabuğu
Öze geldik Sır Sultanım…
*
Seyrana - Devran dağımız
Hayrana - Cevlan çağımız
Kırk düğüm gırtlak bağımız
Çöze geldik Sır Sultanım…
*
Sînem Ehl-i Beyt beşiği
Başım Eerenler eşiği
Nûr-u Muahmmed ışığı
Göze geldik Sır Sultanım…
*
Halka HAKK ile bakmaya
Eriyip HAKK’a akmaya
Benlik Belâmız yakmaya
Köze geldik Sır Sultanım…
*
Şah’ımın Ali kapısı
Ezelden beli kapısı
Vuslata velî kapısı
Söze geldik Sır Sultanım…
*
Bilmeyene söz nafile
Bilenler yanar ah ile
Karlı dağlardan sahile
Düze geldik Sır Sultanım…
*
Havalanma alçaktan uç
Sebebe gebedir sonuç
Yönsüzlük Hak, yönlülük suç
Süze geldik Sır Sultanım…
*
Kul İhvâni Erimizi
Sırra sardık serimizi
Yâr derdiyle derimizi
Yüze geldik Sır Sultanım…
10.06.1993 09:30-15:50
Antly-Bşknk.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s